KRALKARTAL.COM

Her Telden => Kültür Sanat Televizyon => Konuyu başlatan: Simurg - Şubat 06, 2007, 17:44:16

Başlık: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 06, 2007, 17:44:16
Susuyorum...

Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde,
ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri.
Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.

Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok?
Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden?
Bilmiyorum!

Susuyorum artık...
Sustukça susuyorum.
Sustukça,
üzerime gelen insanlardan kurtarmak için
ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum.
Ama yine de saplanıyor yüreğime
bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik...

Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki.
Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta,
şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor.
Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi
söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...

Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz.
Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla.
Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş
tükeniyorum...
Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde?
Kocaman bir hiç!
Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan...

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat.
Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor,
elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor.
Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler
ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum...

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum
ya da yüreğime su serpecek elin sahibini...
Toprağa ateşi düşürecek,
denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini...
Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan.
Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken...
Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı...
İçimi
kanatan özlemlerle yaşlanıp,
sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.

İşte yine susuyorum;
siyah bir geceye dönüyor her anım
ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı.
İçimdeki çocuk ölüyor...
Yalancı gülümseyişlerle beni
ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum.
Elimden kayıp gidenlerden
korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri...

(yazarı bilinmiyor)




Ölemiyorum Bile...

Şişirip yelkenleri,
açılma vaktin gelmiştir denize.
Bilirsin ki ne fırtınalar,
ne deli dalgalar beklemektedir seni.
Korkarsın,
terk edemezsin limanı,
bir köşesine sığınırsın.
Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir,
İşte son bu...

İçin hep hüzün doludur,
bir türlü kabullenemezsin bittiğini.
Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin.
O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin.
Yinede umudun yeşildir,
İşte hayal bu...

Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın.
An olur ki ne olur bitmesin dersin.
Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın.
Oysa o yüzüne
bakıp sadece gülümser,
İşte acı bu...

Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün.
Kimse onun gibi gülemez,
onun gibi dokunamaz dersin.
Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin.
Kahredip başını eğersin önüne.
İşte hüzün bu...

Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için.
Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir.
Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali.
Atarsın gecenin kollarına kendini,
İşte huzur bu...

Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin
Bir de beklemek ölüm gibi gelir
insana böyle zamanlarda.
Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana.
Geri dönerse diye ölemezsin bile,
İşte sabır bu...

Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır,
hep bir yanın eksik.
Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır,
başka aşklarsa seni kandırmayacaktır.
O başkalarıyla,
mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da,
yine de sevginden vazgeçemezsin.
İste aşk bu...

Boshwer, HepaynI MaSaL. "Hayat ve Ben" işte hepsi bu kadar...

(Murat Dikici)

sevgili adminlerimden veya modlarımdan rica etsem sohbet içerikli yazıları silseler burasını sırf şiire ayıralım
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: unicorn - Şubat 06, 2007, 18:28:09
İlk şiiri bilmiyorum da ikinci şiir Murat Dikici'ye ait...
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: unicorn - Şubat 06, 2007, 18:30:39
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylesin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında

          Cahit Sıtkı Tarancı
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: Simurg - Şubat 06, 2007, 18:42:15
BEDAVA

Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.

(ORHAN VELİ KANIK)



BİR ŞEHRİ BIRAKMAK

Bu şehirde yağmur altında dolaşılır
Limandaki mavnalara bakıp
Şarkılar mırıldanılır geceleri.
Bu şehrin sokakları çoktur,
Binlerce insan gelir gider sokaklarında..
Her akşam çayımı getiren
Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen
Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir.

Bu şehirdedir
Valsler, foksrotlar altında
Şuman'dan, Bramsdan
Parcalar çaldığı zaman dönüp
Bana bakan ihtiyar piyanist.

Doğduğum köye müşteri taşıyan
Şirket vapurları bu şehirdedir.
Hatıralarım bu şehirdedir.
Sevdiklerim,
Ölmüşlerimin mezarları.

Bu şehirdedir işim gücüm,
Ekmek param.
Fakat bütün bunlara mukabil
Yine budur başka bir şehirdeki
Bir kadın yüzünden
Bıraktığım şehir.

(ORHAN VELİ KANIK)
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: Adriano - Şubat 06, 2007, 18:49:09
İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;
Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular,
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan.
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.
Alnın sıcak mı, değil mi biliyorum;
Dudakların ıslak mı değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.




Orhan Veli KANIK
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: Simurg - Şubat 06, 2007, 19:01:27
GAZEL

Azm-i sefer ettin dil-i nâçârı unutma
Gittin güzel ammâ bu dil-efkârı unutma

Gâhîce uyandıkça şebistân-i safâda
Şol gice olan sohbet-i hemvârı unutma

Vardıkça şeker-hâba girip bister-i nâza
Ne zehr içer dîde-i bîdârı unutma

Ben sabr edeyim derd ü gam-i hecrine ammâ
Sen de güzelim ettiğin ikrârı unutma

Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın
Ol va'de-i tekrâr-be-tekrârı unutma

Yok tâkati hicrânına lûtf eyle efendim
Dil-haste-i aşkın olan Esrârı unutma


Esrar Dede
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: melankolizm - Şubat 06, 2007, 22:48:40
Mustafa Yıldızdoğan - Biz Bu Hallere Düşecek Adammıydık

[youtube=425,350]xj83w4DqQGU[/youtube]

Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: Timurlenk - Şubat 06, 2007, 23:27:12
 Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
           Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
           Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden
           İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
           
           Gidiyorum gönlümde acısı yanıkların...
           Ordularla yenilmez bir gayiz var kanımda.
           Dün benimle birlikte gelen tanıdıkların
           Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

buda benden
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: Delirdik - Şubat 07, 2007, 16:20:17
İstek

Yanıyor beynimin kanı,
BiLmem nereLere gitsem?
İçime sığmayan canı
Hangi rüzgâra es etsem?

Akşam suLar karardı mı?
Bir dağa versem ardımı,
İçimi yakan derdimi
Sağır gökLere anLatsam.

İçiLiversem dem gibi,
KırıLıversem cam gibi,
Şamdanda yanan mum gibi,
Sabahı görmeden bitsem.

Bir yüce ormana daLıp
Ya bir dağ başına geLip,
Beni yaradanı buLup
MaLını başına atsam.

Görünmez koLLar boynumda.
Yârin hayaLi koynumda,
Sıcak bir kurşun beynimde,
Bir ağaç dibinde yatsam.


Sabahattin ALİ
Başlık: Ynt: Herkes hoşuna giden şiirleri yazsın
Gönderen: mdc - Şubat 08, 2007, 07:34:32
Alıntı yapılan: Simurg - Şubat 06, 2007, 17:44:16

sevgili adminlerimden veya modlarımdan rica etsem sohbet içerikli yazıları silseler burasını sırf şiire ayıralım

Gereksiz mesajlar silinmiştir.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 08, 2007, 11:18:13
duru_1903 teşekkür ederim




BİR DUYMA DA GÖR

Bir duyma da gürültüsünü
Dallarda çıtırdayarak açılan fıstıkların,
Gör bak ne oluyorsun.
Bir duyma da gör şu yağan yağmuru;
Çalan çanı, konuşan insanı.
Bir duyma da kokusunu yosunların,
İstakozun, karidesin,
Denizden esen rüzgarın...

ORHAN VELİ KANIK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: unicorn - Şubat 08, 2007, 11:28:12
Mehmet Akif Ersoy bu şiiri içkiyi bıraktırdığı bir arkadaşı için yazmış...

DERVİŞ AHMED



"Bir ömürdür içiyorsun, bırak artık şunu!" der;

Derviş Ahmed bu hidâyetle hemen tövbe eder.



Ama bir tövbe ki: Binlikleri çarpar duvara;

Tas, çanak, testi perîşan, serilir tahtalara.



Rakı tûfânı, su girdâbı alırken odayı;

Anaforlarla dönerken mezeler fırdolayı;



Bir kerâmetle dedem postu oturtup sedire,

Oradan, mest-i zafer, bakmaya başlar seyire.



Başlar amma, pek uzun boylu seyirden bıkılır...

Derviş Ahmed de bizim, öğleye varmaz, sıkılır.



Kalkar, olmaz, yatar, olmaz, döner, olmaz dediği;

Neyle doldursa o bir türlü kapanmaz gediği?



Zikreder, vahdete girsem diye zorlar, giremez;

Hû çeker, sîne döver, hiçbiri eğlendiremez.



Sâ'atin ömrü soluktan da kısayken hani, dün,

O, ne yıllar devirir; sâniye geçtikçe bugün!



Devrilen devriledursun, dedem "illâllah!" der;

Camı sarsar, damı sarsar, tepinirken ter ter!



Bu kadar velvele oynatsa yerinden ya biraz,

Ne harın şey ki "zaman" hiç yürümez, hiç tınmaz!





Derviş Ahmed, bu sefer, "ben yürürüm!" der mi sana!

                              "Aman Ahmed'im, bana baksana!

                              Bozacak mısın yine tövbeni?

                              Kıracak mısın, yeniden beni?

                              Sakın Ahmed'im, gideyim deme. "





Cezbe kuvvetlice gelmiş ki dışardan dedeme,

Bu, içinden kabaran sesle hiç irkilmiyerek,

Hakerenler yola bir düşme düşer.Yelyepelek!





"Derviş Ahmed! Gidiyorsun ya, sakın sapma sola!

İşte bak dirseğe geldin, göreyim şimdi: Mola!

                              Bu gidiş hayır değil Ahmed'im,

                              Dayan Ahmed'im, dikil Ahmed'im!

                              Aman Ahmed'im, göreyim seni,

                              Dayan Ahmed'im, göreyim seni!"





Lâkin aldırmıyor Ahmed, cereyanlar müdhiş;

Karnı irkilse, bacaklar gidecek, hem ne gidiş!

"Ne o? Meyhâneye geldin mi?" Sakın girme, dayan!

                              Aman Ahmed'im, sonu pek yaman!

                              Kuzum Ahmed'im, gireyim deme!

                              Mola istemem, vereyim deme!

                              Asıl Ahmed'im, kasıl Ahmed'im!

                              Bu geçid belâ, asıl Ahmed'im!

                              O ne batmalar, ne boğulmalar!"





Asılır, boş, kasılır, boş, dedem en sonra dalar.

"Bâri meyhâneye düştün, be mübârek derviş.

İçmeden, geç ki desinler. Dede Sultan ermiş!

Hadi Ahmed, hadi yavrum, hadi son bir gayret!



................................................................



Lâkin Ahmed, bu ne gayret, ne tahammül, hayret!

Sen kurul lök gibi meyhâneye, ser postu, otur;



Yan, tutuş, sonra dayan: Dağ gibi dur, taş gibi dur!

Dağ demiş, taş demişim, doğru mu lâkin? Ne gezer!



Onu bir zelzele sarsar, bunu bir dalga ezer.

Seni kaç zelzeledir yokladı hiç sarsamadan;



Koca arslan, hani, övmüş de yaratmış Yaradan!

Öyle bir tövbe geçirdin ki, hakîkat, değdi;



Az belâ mıydı, seher vakti, o tûfan neydi?

Çiğnedin dalgayı, girdâbı çıkardın daraya;



Postu Cûdî'ye yanaştırdın, atıldın karaya.

Sallamış tekmeyi bir mülke, diyorlar, Edhem;



Yumruk atmış mı yarım binliğe? Hiç zannetmem!

Hak erenler, iyi bak kendine, mikdârını bil:



Sendedir nühsâ-i kübrâ, okumuşlarda değil!

Sen ne cevhersin, a devletli, ne cansın, bilsen!



Aba altındaki sultanlara sultansın sen.

Sen ki Kevser dağıtan Haydar'a kulsun ancak,

Sana ısmarlamıyan, kimlere ısmarlıyacak?



..................................................................



Hadi evlâd, Dede Sultan ne içer, bir sor ki...

Doldurun dervişe benden iki binlik Yorgi!

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: unicorn - Şubat 08, 2007, 11:30:00
Bugüne kadra okuduğum en mükemmel 3 şiirden biri;

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE



Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,



- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya -

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,



Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde - gösterdiği vahşetle "Bu: bir Avrupalı"



Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!



Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.



Yedi iklîmi cihânın duruyor karşında;

Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!



Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk.

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.



Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ!



Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-u asil,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil,



Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.



Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyet denilen kahpe, hakîkat, yüzsüz.



Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,

Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harâb.





Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı:



Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.



Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam;

Atılan her lâğımın yaktığı: yüzlerce adam.



Ölüm indirmede. gökler, ölü püskürmede yer;

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...



Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vâdîlere sağnak sağnak.



Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.



Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,

Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.



Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!..



Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat imân?



Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm?

Çünkü te'sis-i ilâhî o metîn istihkâm.





Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,

Beşerir azmini tevkîf edemez sun'-ı beşer;



Bu göğüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-ı bedîim, onu çiğnetme!" dedi.



Âsım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.





Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,



Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;

Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor!



Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.



Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...



Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.



Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb.

Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.



"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;

Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;



Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle,



Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;



Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,



Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvizeni lebrîz etsem;



Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana...

Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana.





Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini;

Şarkın en sevgili sultânı Selâhâddîn'i,



Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayrân...

Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;



O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;



Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...



Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber,

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Eğer anlamaya çalışarak okursanız Farsça ve Arapça kelimeleri çözersiniz...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 08, 2007, 11:30:34
SAKARYA TÜRKÜSÜ
 
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
 
Necip Fazıl KISAKÜREK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 08, 2007, 11:33:03
Şarkımız bizim

..................................................Kırılırda bir gün bütün dişliler
..................................................Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
..................................................Gökten bir el yaşlı gözleri siler
..................................................Şenlenir evimiz barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşlarının yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim

..................................................Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman
..................................................Görürler nasılmış, neymiş kahraman
..................................................Yer ve gök su vermem dediği zaman
..................................................Sular her tarlayı arkımız bizim

Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda, sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...


..................................................Ne hasta bekler sabahı
..................................................Ne taze ölüyü mezar
..................................................Ne de şeytan bir günahı
..................................................Seni beklediğim kadar

Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar


Şiir: Necip FAZIL KISAKÜREK
Yorum: Ayhan UÇAR
Kayıt: TGRT FM
 
Ayhan Uçar

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 08, 2007, 14:38:54
KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır

Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.

Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bir dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.

Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.

AŞIK VEYSEL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Şubat 08, 2007, 14:48:45
Uludağdayım Uludağda
Don'u çözülmüş kar'ı seyrediyorum.
herkesin elinde ski, benim ski'm ise kırık
Ben Orhan Veli Kanık.
......
Masamda bira'm
Ya rakım olmasaydı ?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: @LAYINA GİDER - Şubat 08, 2007, 14:50:56
bahçelerde dem dem
gel bize bazı bazı
ben annemi çok özledim
yaşasın 23 nisan!!!!
buda benden
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 08, 2007, 15:00:04
Biliyorum:
Uzakta bir yerlerde solunmaktasın,
O yeşil gözlerinle bakınmaktasın,
Titrek ellerine sarılmış şimdi
Sözleşip yüreğinle beni unutmaktasın.
Duyuyorum:
Hasretin yüklü rüzgarlar kulağıma fısıldıyor ismini,
Nefes diye içime akıtıyor zehrini.
Seni unutmayı unutmuşken böyle, şimdi
Söyle nasıl unuturum seni?

Mehmet
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 08, 2007, 15:03:43
Pazar Akşamları
Şimdi kılıksızım, fakat
borçlarımı ödedikten sonra
ihtimal bir kat da yeni esvabım olacak
ve ihtimal sen
yine beni sevmeyeceksin.
bununla beraber pazar akşamları
sizin mahalleden geçerken,
süslenmiş olarak,
zannediyor musun ki ben de sana
şimdiki kadar kıymet vereceğim ?

ORHAN VELİ KANIK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: CHEm ! - Şubat 08, 2007, 15:08:16
CEVİZ AĞACI

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

                                                            1 Temmuz [1957], Balçik

NAZIM HİKMET RAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Unforgiven - Şubat 08, 2007, 15:22:34
Bazen agladiginizda,

Kimse goz yaslarinizi gormez.

Bazen iciniz yandiginda,

Kimse acinizi gormez.

Bazen endiselendiginizde,

Kimse derdinizi gormez.

Bazen mutlu oldugunuzda,

Kimse guldugunuzu gormez.

Ama bi OSURSANIZ...

Herkes Duyar........

;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Şubat 09, 2007, 15:34:27
BU VATANA NASIL KIYDILAR

İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler.
götürüp kâfire : «Buyur...» dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Eli kolu zincirlere vurulmuş,
vatan çırılçıplak yere serilmiş.
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur :
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

nazım hikmet.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Şubat 09, 2007, 15:34:50
Vatan Haini

'Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.'
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar,

üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
Bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.

'Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz', dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.


Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
Ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
Kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
Fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,

Vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
Vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
Ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
Vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
Vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,/ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
'Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: CHEm ! - Şubat 09, 2007, 15:38:14
 


Adı Bahtiyar

Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde

Rastlardım avluda hep volta atarken
Sigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dağ gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken

Diyarbakırlıymış adı bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gülyüzlü bahtiyar
Yaralıyım yerde kalan sazı kadar

Beni tez saldılar o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde
Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler

Gazete de çıktı üç satır yazıyla
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona ölmedin diyordu
Ölüm bir yanında hüzünle gülüyordu
 
Yusuf Hayaloğlu


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: SATUKBLADE - Şubat 09, 2007, 15:40:08
SAKARYA TÜRKÜSÜ

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: SATUKBLADE - Şubat 09, 2007, 15:41:50
BAYRAK

Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim !

ARİF NİHAT ASYA
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Şubat 09, 2007, 16:18:52
Burası Türkiye bizde Türk'üz Türk
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !
Bu toprakta doğduk burda büyüdük
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

1071 Malazgirt´den bir gedik
Açıp girdik bu toprağa yurt dedik
Bedel ise... bedelini ödedik
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Türkiye´ye neden Türkiye denmiş?
Bu isim bu yurda gökten mi inmiş ?
Demekki ap açık bedel ödenmiş!
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Bedeli sayısız şehit olmuş can
Bedeli bayrağı al eyleyen kan
Ne isterse verdik bizden bu vatan !
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Lazda benim Çerkezde ben Kürtde ben !
Bunlar aza, bunlar el kol Türk, Türk beden
Ağzı olan konuşmasın bilmeden
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Mülayım bulupta Türkdeki huyu
Kuyu kazmasınlar ardından kuyu
Kabarmasın Türk'ün ayranı suyu
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Kimse şaşırmasın şaşmasın
Bağrında barınan yılanlaşmasın
Türkiyede Türk'ün sabrı taşmasın
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Burakın yılanı, en küçük böcek
Bu toprakta yaşıyorsa bilecek
Türkiye Türklerin yurdu diyecek
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Ey Arif bazısı demiyor ama
Der gardaş dert etme hiç düşme gama
Seve seve dedirtiriz adama
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Ozan Arif...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Anarchy* - Şubat 09, 2007, 20:16:12


AÇSAM RÜZGARA

Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz...
Mercan adalarda bir liman..
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli dalına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.

ORHAN VELİ KANIK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Ozytaurus - Şubat 09, 2007, 20:20:45
DUR YOLCU

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak,bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda
İstiklal uğruna, namus yolunda,
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele
Son vatan parçası geçerken ele
Mehmet'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir

Necmettin HALİL ONAN

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Ozytaurus - Şubat 09, 2007, 20:25:52
Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli,
Bir kaptanım çünkü, kağıt gemilerden emekli

Gülemedim ki hiç hasta yatağının başında
Haberi bu yüzden yoktur annemin sol yanağımdaki gamzeden

Komidinin stündeki ilaçların sayıları arttıkça
Kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına seviniyorum
Ve bilmezdim
Annemin yaşantısındaki renkliliğin
Yalnızca raflara dizili kavanozların içindeki reçeller olduğunu

Bilerek mi yanına almadın giderken
Başının yastıkta bıraktığı çukuru
Güveniyordum oysa ben sevgimize
Vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar

Beni senin gibi bir de annem terketmişti
Ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur
Sıralanmış saksılar vardı limana bakan penceremizin önünde
Ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen martı yüzlü bir anne

Terasta toplanan kadınlar limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
Dedikodusunu yapmayı unuturlardı
Tam o saatte sokaktan geçen yazlık sinemadaki biletçi kızın
Annesinin dizlerinin dibinden hiç ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir
Limandaki deniz
Ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden

Hiç bir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
Bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içerek çaylarınızı
İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
Kendi başıma zor sığıyorum bugün
Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?

Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
Ne de iyileştirebildim bir yaramı
Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
Bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna

Büyüklerle ben yapamıyorum
Çocuklar da almıyor beni oyunlarına
Devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim
Açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
Sen nasıl sevmezsin eşitliği
Yürürken düşen çoraplarınıaynı hizaya getirmek için
Annen değilmiydi önünde diz çöken

Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp
Harçlığımı atardım
Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım...


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Ozytaurus - Şubat 09, 2007, 20:28:13
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban

Yar,deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut cizilmiyor mihriban

Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım karabahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor mihriban

ABDURRAHİM KARAKOÇ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Ozytaurus - Şubat 09, 2007, 20:28:34
"Unutmak kolay mı? " deme,
Unutursun Mihriban'ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım.

Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep,
Unutursun Mihriban'ım.

Yıllar sinene yaslanır;
Hâtıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban'ım.

Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban'ım.

Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir herşeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban'ım.

Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım.

ABDURRAHİM KARAKOÇ

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 11, 2007, 19:44:22
HERŞEY SENDE GİZL

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

CAN YÜCEL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 11, 2007, 19:45:38
BÜLBÜL

Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hılkat kesilmiş lâl...
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl
Muhîtin hâli "insâniyyet"in timsâlidir, sandım;
Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neden andım!

Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryâd,
0 müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu
Ki vâdiden bütün, yer yer, enînler çağlayıp durdu.
Ne muhrik nağmeler, yâ Rab, ne mevcâmevc demlerdi;
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûya Sûr-i Mahşerdi!

-Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin;
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin ?
0 zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun,
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın şen.
Hazansız bir zemin isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın,
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın.
Değil bir kayda, sığmazsın - kanadlandım mı - eb'âda;
Hayâtın en muhayyel gayedir ahrâra dünyâda,
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır?
Hayır, mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım:
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda;
Bugün bir hânmansız serseriyim öz diyârımda!
Ne husrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Serâpâ Garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim herc ü merc oldu,
SALÂHADDÎN-İ EYYÛBÎ'lerin, FATİH'lerin yurdu.
Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde OSMAN'ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden YILDIRIM Hân'ın;
Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri ORHAN'ın!
Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!


Mehmet Akif ERSOY
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 11, 2007, 19:46:39
Yok Gibi Yaşamak   
     


Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan
Durma bana türkü söyle Anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma
Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini

Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.

Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye herşey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum

Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.
.

Erdem Beyazit



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 11, 2007, 19:48:05
Sen, Ben, O


Her ben ,
Dolayli bir sekilde bir seni anlatis, bir senden yakinistir.
Çünkü benim yerim seninle onun arasindadir.
Ve o degildir bana yakin olan, sensin.
Ben ben olsam dilbilgisi kitaplarindaki tekil sahis zamirlerini su
siraya göre düzenlerdim.
Sen, ben, o!
Basta sen gelir, çünkü ben diye bir sey yok sen olmadikça.
Her ben, ben'ligini sen'le anlar

Behçet Necatigil

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 14, 2007, 18:03:23
Gel Gör Beni Aşk Neyledi


Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
ne akilem ne divane
gel gör beni aşk neyledi

akar sulayın çağlarım
dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
gel gör beni aşk neyledi

miskin yunus bi'çareyim
dost ilinden avareyim
gell gör beni aşk neyledi


Yunus Emre
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 14, 2007, 18:04:49
Aşkın Aldı Benden Beni


Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni


Yunus Emre
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 14, 2007, 18:06:45
Annem İçin...


Bir günümüz bile sensiz geçmezken
Şimdi mezarına hasretiz anne...
Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer
Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin
Bir yığın toprakla bir parça mermer
Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin.

Bir yığın toprakla bir parça mermer,
Üstünde yazılı yaşınla, adın;
Baş ucunda matem renkli serviler
Hüznüyle titreşir sanki hayatın.

Seni gömdük anne yıllarca evvel
Göz yaşlarımızla bu ıssız yere
Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel
Matem dağıtırken hasta kalblere.

Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun
Hüznüyle erirken Dicle de sessiz,
Öksüzlük denilen acıyla vurgun
Bir başka ölüydük bu toprakta biz.

Ahmet Hamdi Tanpınar
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 14, 2007, 18:11:30
Beykoz sokaklarında

Mevsimler değişmeden sen değiştin
Gözyaşlarım kurudu yanaklarımda
Hatırla sevgilim ne söz vermiştin
Dolaşırken Beykoz sokaklarında

Bir narin yağmur damlası idin
Kuruyan gönül yapraklarımda
Hasretinden dolaştım sabahlara kadar
Issız Beykoz sokaklarında

Ulaşılması güç bir çiçekdin
Sânki kayalıklar yamaçlarında
Sana ne yaptımda bıraktın gittin
Terkettin Beykoz sokaklarında

Sevdandır gönlüme derman
Bir şarkısın dudaklarımda
Yazılsa idam-ı ferman
Asılsam Beykoz sokaklarında

Hakan Kılıç
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Adriano - Şubat 14, 2007, 18:30:50
Çanakkale Şehitlerine..

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa halâ bize affetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.

Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor son Peygamber.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Adriano - Şubat 14, 2007, 18:32:01
Otuz Beş Yaş..

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylesin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Adriano - Şubat 14, 2007, 18:33:23
Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Şubat 14, 2007, 19:09:35
ACILARA TUTUNMAK


acı çekmek özgürlükse
       özgürdük ikimiz de
o yuvasız çalıkuşu
        bense kafeste kanarya
o dolaşmış daldan dala
            savurmuş yüreğini
ben bölmüşüm yüreğimi
       başkaldıran dizelere

kavuşmak özgürlükse
       özgürdük ikimizde
elleri çığlık çığlık
           yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
            akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
        şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
       oynardı bahçemizde

aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
          düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye birşey vardı
      sevmek diye birşey yokmuş
acılardan artakalan
           işte bu bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
       gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
       ayrı yörüngelerde


acı çektim günlerce
acı çektim susarak
şu kısacık konuklukta
deprem kargaşasında
yaşadım birkaç bin yıl
      acılara tutunarak
acı çekmek özgürlükse
    özgürdük ikimizde






Hasan Hüseyin KORKMAZGİL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: dishi_eagle - Şubat 16, 2007, 08:34:47
Ben Sana Mecburum 
      
      ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaclar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski Istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yesilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki korsun kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.


Atilla İlhan   
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: dishi_eagle - Şubat 16, 2007, 09:38:16
(http://www.siirdemeti.com/resimli-siirler/Ask-cemalsureya.jpg)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: aras_daglı26 - Şubat 16, 2007, 13:53:16
BEN SENI  SEVDİM YAŞAMAYI AYRILIĞI VE HUZNU GOREREK
HUZUNLERIYLE HEM VAR HEM YOK ALAN SEVGİNİ
AYRILIRKEN BİRLESEN TERKEDERKEN SARILAN CARASİZLİĞİNİ
YILLARIN SUSKUNLUĞUNU YAŞANMAMIŞ AŞKA KATIP SENİ SEVDİM
                               KIRCICECİĞİM       

:bayrak:   :bjk2      :bjk
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 02, 2007, 18:25:17
DENİZ

Ben deniz kenarındaki odamda,
Pencereye hiç bakmadan
Dışardan gecen kayıkların
Karpuz yüklü olduğunu bilirim.

Deniz, benim eskiden yaptığım gibi,
Aynasını odamın tavanında
Dolaştırıp beni kızdırmaktan
Hoşlanır.

Yosun kokusu
Ve sahile çekilmiş dalyan direkleri
Sahilde yasayan çocuklara
Hiçbir şey hatırlatmaz.

ORHAN VELİ KANIK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 02, 2007, 18:26:08
DELİ GÖNÜL DEĞME ÇAYDAN BULANMAZ

Deli gönül değme çaydan bulanmaz
Coşarsa dalgası kendinden olur
Derdsiz aşık diyar diyar dolanmaz
Gezdirir kavgası kendinden olur

Gönüle delidir demiştik baştan
Üşenmez borandan ıslanmaz yaştan
Boğulmaz denizden yenmez ateşten
Ateşi kor közü kendinden olur

Gönül bir deryadır dalgası dinmez
Her güzele meyil verip dost denmez
Taşıma su ile değirmen dönmez
Dökülür çarka su kendinden olur

Yüce dağlar ova gibi düzlenmez
Veysel muhannetten kerem gözlenmez
Tilki gölgesine arslan gizlenmez
Yiğidin gölgesi kendinden olur

AŞIK VEYSEL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 02, 2007, 18:26:54
KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır

Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.

Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bir dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.

Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.

AŞIK VEYSEL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:18:54
Çanakkale Geçilmez Geçilmez...

Bütün dünya bir oldu üzerimize geldiler,
Biz Türk Milletiyiz, bakın nasıl yenildiler,
Çanakkale geçilmez, geçilmez bildiler,
Bütün dünya bir oldu üzerimize geldiler,


Çanakkale geçilmez, geçilmez bildiler,
Çekirge sürüsü gibi üstümüze geldiler,
Biz de pek çoktur, Seyit Çavuş gibiler,
Biz Türk Milletiyiz, bakın nasıl yenildiler...
 
Yusuf Önder Bahçeci

 
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:20:07
Çanakkale Şehitlerine


Onsekiz Mart günü tarihe geçti,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Onbinlerce düşman Ceddime hiçti,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

İngiliz yurduma göz dikmiş meğer,
Fransız halkıma hiç vermez değer,
Türk Milleti buna boyun mu eğer?
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

Hileyle anzak'ı sürerler öne,
Dualar ediyor Fatmayla Döne!
Kurşunlar yağıyor hemen her yöne,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

Soluyormuş düşman öfke burnunda,
Bırakmaz Bayrağı süngü karnında!
Mehmetçik And içmiş Arıburnu'nda,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

Bir gülle yolladı Mehmet Onbaşı,
Düşman gemisini sardı telaşı,
Sorraım size; bu neyin savaşı?
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

Bitse de rengarenk ot çayırında,
Şehitler yatıyor bak bayırında!
Anafartalar'da, Conkbayırı'nda,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

Geçmez vatanından, geçer aşından,
Vurulmuş yatıyor Ya Rab başından!
'Şehittir' yazıyor mezar taşından!
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!

Abbas YURT



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: unicorn - Mart 15, 2007, 16:22:17
Alıntı yapılan: Adriano 1903 - Şubat 14, 2007, 18:30:50
Çanakkale Şehitlerine..

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa halâ bize affetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.

Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor son Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:24:48
UYAN

Baksana kim boynu bükük ağlayan?
Hakk-i hayâtın senin ey Müslüman!
Kurtar o biçâreyi Allah için.
Artık ölüm uykularından uyan!

Bunca zamandır uyudun, kanmadın;
Çekmediğin kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu baştan başa,
Sen yine bir kerre kımıldanmadın.

Ninni değil dinlediğin velvele...
Kükreyerek akmada müstakbele
Bir ebedî sel ki zamandir adı;
Haydi katıl sen de o coşkun sele.

Karşı durulmaz cereyan sîneçâk...
Varsa duranlar olur elbet helâk.
Dalgaların anlamadan seyrini,
Göz göre girdâba nedir inhimâk?

Dehşet-i mâziyi getir yâdına;
Kimse yetişmez yarın imdâdına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evlâdına?

"Ben onu dünyaya getirdim..." diye,
Kalkışacaksın demek öldürmeye!
Sevk ediyormuş meğer insanları,
Hakk-ı übüvvet de bu câniliğe!

Doğru mudur ye's ile olmak tebah?
Yok mu gelip gayrete bir intibah?
Beklediğin subh-ı kıyamet midir?
Gün batıyor sen arıyorsun sabah!

Gözleri mâziye bakan milletin,
Ömrü temâdisi olur nekbetin.
Karşına müstakbeli dikmiş Hudâ,
Görmeye, lakin daha yok niyyetin!

Ey koca Şark! Ey ebedî meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyyet et.
Korkuyorum Garb'ın elinden yarın,
Kalmıyacak çekmediğin mel'anet.

Hakk-ı hayatın daha çiğnenmeden,
Kan dökerek almalısın merd isen.
Çünkü bugün ortada hak sahibi,
Bir kişidir: "Hakkımı vermem!" diyen.
 


Mehmet Akif ERSOY
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:28:36
çanakkale kahramanları

Malım, mülküm
Eşim, dostum
Yarim demediniz
Hiç tereddütsüz
Gidip can verdiniz
Elimde bardağım
Çayımı rahat içebiliyorsam
Çünkü siz orda öldünüz
Daha onbeşinde, onaltısında
Kurşunlara yürüdünüz
Helal edin hakkınızı
Yapabildiğim tek şey bugün
Bir Elhamla, iki damla gözyaşı
Ruhunuz şadolsun
Çanakkale Kahramanları

Ayşe Adlım


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:33:01
ÇANAKKALE

Övün ey Çanakkale, cihan durdukça övün!
Ömründe göstermedin bin düşmana bir gün.
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin birden üştüğü yersin!

Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla.
Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla.
Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla,
Neferin ordularla boy ölçtüğü yersin!

Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden,
Koştu senin koynundan çıkar çıkmaz evinden.
Sen onların açtığı bayrağın alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin!

Toprağından fazladır sende yatan adamlar,
Irmağın kanla çağlar, yağmurun kanla damlar.
O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar,
Sen silahın inançla son sövüştüğü yersin!

Bir destana benziyor senin bugünkü halin.
Okurken duyuyorum sesini ihtilalin.
Övün ey Çanakkale, ki sen Mustafa Kemal'in,
Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin!

Faruk Nafiz Çamlıbel
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:34:09
ÇANAKKALE'DE RUHLAR

Gurbette geçen yolculuğum üç aya vardı
Etrafımı çepeçevre saran sanki duvardı
Olmuştu büyük, süslü şehirler bana zindan
Dünyayı gözüm görmedi yurt hastalığından.

Döndüm; bu yeşil tablo uzaklarda belirdi:
Bir gün vapur aheste Çanakkale'ye girdi.
Tuttum, ona hürmet ederek şapkamı elde:
Durmuştu o kaç devlete; gaziydi bu belde...

Türk bayrağının ufkuma ilk doğduğu gündü:
Maydos'ta ateş külleri halinde göründü.
Ben sarhoş olurken Boğaz'ın manzarasından,
Bir abide yükseldi ağaçlar arasından.

Baktım, bu, şehitlikte dikilmiş bir anıttı;
Daldım... Bu anıt neş'emi bir anda dağıttı:
Vaktiyle bu yerlerde ölen gençleri andım,
Dağlandı içim, ben de bakarken yaralandım.

Akşamdı. Sararken eriyen dağları sisler,
Sandım geliyor eski siperlerden akisler,
Canlandı savaş, kan dolu bir perde çekildi.
Birden o şehit ruhları karşımda dikildi.

Karşımda dirilmiş, dile gelmiş gibi durdu.
Hiç ummadığım bir nefer isyanla kudurdu:
- Ben evde ölenlerle bugün bir mi tutuldum?
- Ben yurt için öldüm, niye erken unutuldum?

Haklıydı. Ararken utanıp kaçmaya bir yer,
Tutmuştu elimden beni bir koç yiğit asker:
- Git annemi gör, sor ki perişan mı oğulsuz,
- Git, koyma hiç olmazsa onun sırtını çulsuz.
- Ver, Tanrı için yoksula bir lokmacık ekmek,
- Aç karnına güçtür bu kadar mihneti çekmek...

Yaşlar akadursun bu şikayetle gözümden,
Bir genç adam yaklaştı: Vurulmuştu yüzünden,
Delmişti temiz alnını kurşun... Yere çöktü,
Kanlar sızıyorken yarasından, derdini döktü:

- Hiç yoktu sebep... Cenge sürenler bizi kimdir?
- Köylerde kalan bir çocuğum var, ki yetimdir...
- Parçaydı canımdan, iki yıllık güneşimdi,
- Git bak... O şehit oğlu sürünmekte mi şimdi?

Kalbim eriyip düştü gözümden iki damla,
Ben hasbıhal ettim daha dertli bir adamla, meyus dedi:
- Jandarmayı buldum düğünümde,
- Gittim o sabah askere en zevkli günümde.
- Bir haftada bahtım beni Kumkale'ye attı,
- Ettikti hücum; dört bir yanı süngü kuşattı,
- Dul kaldı karım böyle... Unutmam onu asla..

Ruhlar çekilip gitti; içim doldu bu yasla,
Yattım, gece rüyada fakat mahşeri gördüm,
Bir harbe sebepsiz atılan Enver'i gördüm;
Baktım ki, azaplar çekerek kıvranıyordu,
Etrafını sarmıştı alevler, yanıyordu...

NECDET RÜŞDÜ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:34:26
ÇANAKKALE

Basma, sahilleri hep insan eti
İkiyüzbin ölünün iskeleti
Basma, ta Ankara'dan tut da Van'ın
Yıkılan na-mütenahi yuvanın
Canlı enkâzı olan evladı
Bu sevahilde geçen yıl kanadı
Kan dolar, basma ayak izlerine;
Çürüyen göğsünü toprak yerine
Koyarak, ezme ölen kardeşinin,
Bir avuç yer ne kadar çok kişinin
Koludur, sinesidir, gövdesidir
Mahv ve isbat ile müsveddesidir.
Bu cesetler yazılan tarihin;
İçi, deşsek, o sütûr-i siyehin
Ufacık, körpe kemiklerdir hep,
Kalmamış, medrese, mesken, mekteb
Hepsi evladını dökmüş buraya;
İkiyüzbin ölünün bir yaraya
Benzemiş milletimin göğsünde!
Bunu, kabil mi ki göz görsün de,
Yine artık medeniyek denilen;
Kana lezzetle bakan; kabre gülen;
Evlerin çırpınan enkazından
Zulme udvane saraylar dağıtan;
Yapacak tiğ arayan, tâc arayan;
Başka ma'budu yıkan, fazla satan;
Nuru boğsam diye eb'adı aşan;
Ateşin gayzını teşyi'a koşan;
Gezse fosfor gibi medfende gezen;
Dursa medfeni gibi lakin rehzen;
"Öl" deyip her ölenin annesine
Demirin satvet-ı mel'unesine
Dayanıp ufka tahakkümle bakan;
Eli kan, sinesi kan, cephesi kan
Heymil-i vahşete "lanet"... Demesin
"Bu mu ya Rab, medeniyet?" Demesin.
Bu mudur az diye durmada hukuk
İsteyen Hakk-i behâyimde hukuk.
Eli, ati için, alamı silib,
Başı bir gûş-i tahassük kesilib
Dinleyen sine-i a'sarı bu mu?
Bu mu evvel yıkarak mevhûmu
Sonra iclas ederek sâbiteyi
Sonra inkar eden ondan öteyi?
Düşüün cephesi üstündeki için
İşte topraktaki bir çizgi için
O büyük nur, o mutantan unsur
Denilen meş'ale, gerçek, bu mudur?
Bu mu aydınlatacaktır yarını;
Silerek nur ile gözyaşlarını?
Bu büyük kizbi ederken tashih
Şu küçük yerde yatan bu tarih
Demir a'sabını ki ey taş heykel
Titretir belki derim artık gel
Gel o tarihi bu topraklara sor;
İkiyüzbin bu kadar cild ediyor


MİDHAT CEMAL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 15, 2007, 16:35:35
Gün o gündü

ne çok eskidi düşler ufak adımlarla
ne çok sonbahar
dündü yüreğimizin bir taka gibi çırpınışı
akan günde aç açık
terleyen avuçlarımızın şarkılarını mırıldandığımız
kavrulan yazı
umursamadığımız kışı
devrimi sevdayı barışı
sözlerimiza bayrak ettiğimiz gündü

ne çok eskidi yeminler ufak yalanlarla
ne çok döneklik
dündü karanlıktan hesap sorduğumuz
kahırlı gecelere boşverip ay ışığında
sorgülanan ömürleri güneşe verdiğimiz
yüreklere kazınan bir sevdaydı bağımsızlık
altıncı filo'nun yüzüne tükürdüğümüz gündü

ne çok eskidi yurtseverlik uzak pazarlarda
ne çok dolar
ne çok hainlik
dündü çanakkale anafartalar
ve o 'mavi gözlü dev'
sömürgeciye karşı haykırdığımız gün
dündü
dündü
gün o gündü
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:22:42
Gülce

Ucurumun kenarındayım Hızır
Bir dilber kal'asının burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avucunda
Kaldım parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni ha itecek

Uçurumun kenarındayım Hızır
Cihan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zülme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz degil
Maraz degil
Gülce bir afet
Peri degil
Huri degil.
Gülce bir beyaz zehir
Gülce en vahim haz
Buram buram zehir
Yâr gözünde infaz
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni ha itecek
Güzelliğin zülme çaldığı sınır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbet-ül arz dan
Deccalden
Yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce'den
Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor
Ürperiyorum
Saniyeler gözlerinde birer can
Her saniyede bir can veriyorum...
 
Ömer Lütfi Mete

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:23:44
 


Sen İstanbul Kokardın

Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul'un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim

Göklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın

Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...
Utanır, intihar ederdi ölüm,
Hayata rest çekip ağladığımda,
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...
Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
Kah aşkı yağan kar tanesi
Kah Leyla tüten rüzgardın
Zambak gibi leylak gibi,
Sigaramda duman gibi
Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın

Dayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim

Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor
Oy gece gözlüm oy, İstanbul SENİ kokuyor
 
Serdar Tuncer


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:24:59
MÜSLÜMANLIK NERDE BİZDEN GEÇMİŞ İNSANLIK BİLE...



"Kim Müslümanların derdini kendine mâl

etmezse onlardan değildir" (Hadîs-i Şerif)





Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile...

Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile!

Kaç hakikî Müslüman gördümse: Hep makberdedir;

Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!

İstemem dursun o pâyansız mefâhir bir yana...

Gösterin ecdâda az çok benzeyen bir kan bana!

İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yâdigâr!

Çok değil ancak! Necip evlâda lâyık tek şiâr.

Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insâfınız:

Böyle kansız mıydı – Hâşâ – kahraman eslâfınız ?

Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdâsına?

Benzeyip şîrâzesiz bir mushafın eczâsına,

Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet târumâr?

Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar?

Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?

Böyle adet miydi, bî-pervâ, yemek insan leşi?





Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan!

Hey sıkılmaz! Ağlamazsan, bâri gülmekten utan!...

"His" denen devletliden olsaydı halkın behresi:

Pâyitahtından bugün taşmazdı sarhoş nâ'rası!

Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi,

Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.

Lâkin aşk olsun ki, aldırmaz da otlarmış eşek,

Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek!

Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı...

Hasmı, derken, çullanmışlar yutmadan son lokmayı!..





Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üslûba sok:

Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.

Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız!

Bir bakın: Hâlâ mı hâlâ ihtiras ardındayız!

Saygısızlık elverir... Bir parça olsun arlanın:

Vakit çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın!

Davranın haykırmadan nâkûs-ı izmihlâliniz...

Öyle bir buhrâna sapmıştır ki, zirâ haliniz:

Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mâteme!

Davranın, zîra gülünç olduk bütün bir âleme,

Bekleşirken gökte yüz binlerce ervâh, intikam;

Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram!

Kahraman ecdâdımızdan sizde bir kan yok mudur?

Yoksa: İstikbâlinizden korkulur, pek korkulur!

m.akif ersoy
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:26:43
ADAM GİBİ



Ben seni hiç sevmedim ki

Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim

Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim

Birde yıldızları sevdim

Eylül akşamlarında gelip,

Gözlerinde tutulan.

Ben seni hiç sevmedim ki

Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim

Kurşunları sevdim beni vurduğunda

Ağlamayı sevdim unuttuğunda

Yalnız olduğumu anladığımda

Ayakta kalmamı sevdim

Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda

Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği

Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini

İkindide yağmur gibi

Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi

Ben seni hiç sevmedim ki

Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim

Menekşeyle konuşmanı

Nisan'a hatırlatmanı

Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını

Düştüğün zaman kanayan yaralarını

Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman

Sakız satan çocukları

Yeni çıkan şarkıları

Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim

Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe

Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte

Ben seni hiç sevmedim ki

Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine

Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde

Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde

Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın

Ağlayan yüzünde İsa'nın

Ferahlatan gücüyle duanın

Korkutan yanıyla nar'ın

İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne

Gülün üstüne

Tutunduğum umudun üstüne

Korkunun üstüne

Hep senin üstüne, hep senin üstüne

Ben seni hiç sevmedim ki

Gittiğin zaman gitmeni sevdim

Evreni sevdim geldiğin zaman

Kalmanı sevdim

Korkuyordum sana alışmaktan

Yine de sevdim gülümsemeyi

Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından

Kırlara ilk kar düştüğü zaman

Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim

Seni içimde öldürdüğüm zaman

Ben seni hiç sevmedim ki

Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse

Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim

Birde yıldızları sevdim

Eylül akşamlarında gelip,

Gözlerinde tutulan.

Düştüğün zaman kanayan yaralarını

Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman

Sakız satan çocukları

Yeni çıkan şarkıları

Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim

Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe

Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte

Ben sevdim mi adam gibi severim

ibrahim sadri






 

 

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:27:36
ONYEDİ YAŞIM GİBİ



Sen benim onyedi yaşımsın,

Deli çağımsın...

Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın .

İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.

Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim ,

İlk şiirim, ilk kavgam ,

Yaşamı ilk farkedişimsin .

Sen benim onyedi yaşımsın...



Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan.

Cebinde iki gazoz parası

Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan .

İki film bu akşam,

Birinde Yılmaz Güney oynuyor, birinde Fikret Hakan.

Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan:

'...Rüyadır gördüğün bütün düşler ,

Gözlerin aklımı perişan eyler ,

Aşk masalından şarkılar söyler ,

Beni hülyalara salan gözlerin ...'

Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan ,

Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var, bilesin...



Sen benim onyedi yaşımsın,

Deli çağımsın...

Aynaya ilk bakışım ,

Babamla ilk kavgam,

Evden ilk kaçışımsın.

Serçeleri sevdimse senden,

Minibüslerde muavinlik ettiysem.

'Bir Teselli Ver'i dinlediysem Orhan Gencebay'dan,

Emirgan'da çay içtiysem,

Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem ,

Nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar'ın,

Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem,

İçimdeki kıpır kıpır bu soluk nereden ...





Sen benim onyedi yaşımsın,

Deli çağımsın...

Okulu ilk asışım,

İlk kez birine gümüş kolye alışımsın.

Sen benim ilk sakarlığım, ilk tuhaflığım, ilk yakalanışımsın.

Sen benim onyedi yaşımsın...





Mahallenin delikanlısı,

Elleri ceplerinde, dudağında ıslığı,

Başında kavak yelleri.

Şarkılar mırıldanıyor.

'Zalimin zulmü varsa sevenin Allahı var' yeni çalıyor 45lik plaklardan.

Hayri Şahin ortalığı kavuruyor.

Mahallenin delikanlısı,

Cebinde iki gazoz parası.

Yüreğinde garip bir pıtırtı

Alışmaya çalışıyor sana alışmaya.

Akşamları işportaya çıkıyor,

Bir defter, bir kalem, bir de çakı alana aynayı bedava veriyor.

Yani günler geçiyor onyedi yaşının bütün tadıyla ...





Sen benim onyedi yaşımsın,

Deli çağımsın...

İlk maça gidişim, Cemil Turan'ı ilk seyredişim, ilk sevincimsin.

Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme öyle güvendiğimsin.





Sabahları eskici geçiyor kapıdan

Karşı komşu Nafile Teyze bakkaldan ekmek istiyor

Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında

Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi,

Herşey güzel oluyor.

Bu hengame nasıl yakışıyorsa İstanbul'a bana da aşk öyle yakışıyor.

Anam koş kapa diyor muslukları,üç gündür akmayan sular geliyor.

Ben onyedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor ...





Sen benim onyedi yaşımsın,

Deli çağımsın...

Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın.

İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.

Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim,

İlk şiirim, ilk kavgam, yaşamı ilk farkedişimsin...





Sen benim onyedi yaşımsın,

Sen benim, sen benim, sen benimsin.

Sen benim herşeyimsin.

Hiçbirşeyimsin, hiçbirşeyimsin ...


ibrahim sadri
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:28:42
HANİ BENİM GENÇLİĞİM NERDE..



Hani benim gençliğim nerde

Bilyelerim topacım

Kiraz ağacı altında yırtılan gömleğim

Çaldılar çocukluğumu habersiz.



Penceresiz kaldım anne

Uçurtmam tellere takıldı

Hani benim geçnliğim nerde.



Ne varsa bu gençliği yakan

Ekmek gibi aşk gibi

Ne varsa güzellikten yana

Bölüştüm büyümüştüm.



Bu ne yaman çelişki anne

Kurtlar sofrasına düştüm

Hani benim gençliğim nerde.



Hani benim sevincim nerde

Akvaryumum kanaryam


yusuf hayaloğlu
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: xxxxxx - Mart 27, 2007, 23:29:37
 

GERİDE KALDIN SEN



Devrilip gidiyorum işte

Geride kaldın sen...



Aşınmış sevdalar gibi

Yıpranmış postallar gibi

Lime-lime, yarasız

Geride kaldın sen...



Kaprislerinle, nazlarınla

Bakışlarınla, sözlerinle

Tutulmayan vaatler gibi

Harcanmış saatler gibi

Tek başına, kararsız

Geride kaldın sen...



Buraya kadarmış güzelim

Boynumda bıraktığın diş izi

Bitmez sandığın aşk denizi

Buraya kadarmış.



Vedalaşmak isterdim oysa

Klasik bir film öyküsü gibi

Ellerini tutup usulca

Son bir kez öpmek isterdim

Kendimi mazur gösterip

Masum ve mağrur bir duruşla

Her şeyi kadere yıkmak isterdim.



Ne gerek var oysa

Yürümeyen birtakım şeylerin

Nedenlerini tartışmaktansa

Asla yürümeyeceğini anlayıp

Bunu hiç konuşmamak

Daha bir yiğitçe değil mi?



Süzülüp gidiyorum işte

Bela olmadan

Yoluna çıkmadan

Hesap filan sormadan

İncitmeden, acıtmadan...



Bir bileti yırtar gibi

Bir kabuğu atar gibi

Sıyrılıp gidiyorum işte

Geride kaldın sen...



Bir tren penceresinden

Akıp giden bozkırın

Ortasında bir kuru ağaç gibi

Geride kaldın sen...


yusuf hayaloğlu
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mart 31, 2007, 00:10:20
Akşamin kizilligi devreder
Özlemini, bir başinayken tüm duygularim
Yargılar beni anılar
Hatırladıkça seni.
Özlerim,
Sensiz hiçbir zaman olmadı
Bundan sonra da olmayacak
Gibi gelir bana.
Hasretin yakar bedenimi
Ve şarkin
Kanayan bir gül gibi
Düşer dudaklarina.
Toprak gibi
Annem gibi
Çocukluğum gibi
Özledim seni.......


Gökhan kardeşim öperim gözlerinden
Cradle değil :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mart 31, 2007, 00:16:44
Denizin en derinliklerine
Çok uzak diyarlardayım
Hiç durmadan hep koşuyorum
Ama sana bir türlü varamıyorum.

Gökyüzü şahidim oldu aşkıma
Güvercinlerse habercisi
Güvercinlerle sana yollamak istiyorum
Ama aşkımı taşıyacak kadar büyük güvercin bulamuyorum.

Zindanlardayım geceleri
Lanet ediyorum sensizliğe
Seviyorum ama haykıramıyorum
Lanet ediyorum sessizliğime.

Aşkım için herşeyi yaparım
Göl gibi sakin it gibi sadığım
Seni çok ama en çok seviyorum
Bilmem ki bunu sana daha nasıl anlatayım.

Düşüyorum gökyüzünden
Yalnız bir su damlasyım
Sense engin bir deniz
Bas beni bağrına aşkım ben geliyorum.

Hasrete sözüm yok beklerim
Sonunda kavuşacağımızı bilseydim
İntizar konmasın aşkımızın adı
Gülle bülbül gibi kavuşmadan ölmeyelim.

Saçlarının siyahına
Gözlerinin karasına
Adaklar kesilir canlar feda olunur
Seviyorum der gibi bi bakışına.

Gözlerine bakmaya dayanamıyorum
İzlemeye kıyamıyorum o güzel yüzünü
Zor geliyor bana senden ayrı kalmak
Eğer sende istiyorsan
Aşkım de susma de konuş de yeter...



Sınıf arkadaşım yazmıştı geçen sene.
Çok güzel...
Kırmızı olanlara dikkat.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mart 31, 2007, 00:22:54
GİBİ

Karanlık odamda webcam in led ışığı gibi,
Sende doğdun geceme bir güneş gibi.

Mouse a her tıkladığımda gelen click sesi gibi,
Aldığım her nefeste düşünüyorum seni.

Klavyede bastığım tuşlar değişmez oldu,
Her basışımda SENİ SEVİYORUM çıkıyor.

Monitöre uzun baktığımda gözlerimin yanması gibi,
Sensiz gecelerde yüreğim yanıyor.

Virüs yemiş yaralı PC gibiyim,
Antivirüsümü arıyorum adı sende saklı.

Harddiskimin her yerine seni kaydettim,
Ram belleğim hep seninle dolu.

Fişi çekilince kapanan PC gibiyim,
Seni göremediğim zaman hiç bi işe yaramayan.

Sende görüyorsun ne durumda olduğumu,
Sensiz bozuk ekran kartı gibiyim renksiz ve soluk.

Sen gelirsen coşar anakartım,
Senle hızlanırım koparım, çift çekirdek centrino gibi çalışırım.

Bekliyorum gelmeni kopan neti bekler gibi,
İnşallah kabul edersin sana sorduğum çıkma teklifini.


Yukardaki şiiri yazan arkadaş yazmıştı bunuda
Son mısrasını batırmış ama eğlenceli bir şiir :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mart 31, 2007, 00:33:52

Rüzgarlarda hasretinle ne ateşi yaktımda
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi

Sense araya korkular koydun
Yasaklar koydun
Bitmez tükenmez engeller koydun

Şimdi nerdesin die sorma sakın bana
SEN ÇAĞIRDIN DA BEN GELMEDİM Mİ

Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara
Bu kasvetli akşamlara
Ağlamazdım gidenlerin ardından
Üzülmezdim ayrılanlara

Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına otobus durakarına
Usluydum masum çocuklar gibi
Delirmezdim, savrulmazdım, küfretmezdim
Hele ölmeyi, hele ölmeyi hiç istemezdim

Adı sevda ise bu cehennemin
Şimdi soruyorum sana
SEN YAKTIN DA BEN YANMADIM MI

Biliyorsun bütün korkularına arka cıktım OLMADI
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına OLMADI
Dağlara merdiven dayadım OLMADI
Sevdim olmadı, yandım olmadı, taptım olmadı

Artık benden pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Arkanda ağlayan bir çift göz, yıkılmış bir dağ
Paramparça bir yürek görmek istemiyorsan

Çek silahı, daya alnıma
Titrersem namerdim
SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ


Aynı arkadaş yazdı.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 31, 2007, 11:25:37
Gizli aşığınım ben yüzüme bakmasan da,
Sevdi diye gönlümden soracak hesap mı var ?
Kaderimde olmasan, fallarda çıkmasan da
Bu kadar anlayışsız olmana icap mı var ?

Sebepsiz gülüşümü,çekinmeden sözümden,
Çiçek koparır gibi hınçla kopar yüzümden!..
Cehenneme de gitsem takip eyle izimden,
Atlas gözlerin kadar korkulu azap mı var?

Dostluğunu eller mi benden kıskanacaktı?
Gidişin ümidimi yarı yolda bıraktı...
Sevdanın pınarları coştu, meçhule aktı,
Söyle senin kalbinde derin bir girdap mı var?

Can atsam da burada ismini haykırmaya,
Vermediğin kalbini korkuyorum kırmaya .
Merak etsen de beni,başlasan da sormaya,
Gizli âşığınım ben,soracak ahbap mı var?

kimin yazdığını bilmiyorum ama çok güsel bir şiir
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 31, 2007, 11:33:04
AYDINLIK NEYİN OLUYOR SENİN?

aydınlık neyin oluyor senin
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin

ayışığı mavisi dudaklarından mı
o ışık zenginliği mi giyindiğin
uzay tozları mı yıldızlardan mı
elime dokunduğu an elin
güneşler açıyorum sahi ondan mı
aydınlık neyin oluyor senin

ATTİLA İLHAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 31, 2007, 11:34:02
AYSEL GİT BAŞIMDAN

Aysel git başımdan ben sana göre değilim
Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Aysel git başımdan istemiyorum.

Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
Dağıtır gecelerim sarışınlığını
Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Benim için kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

Islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
Acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

Sevindiğim anda sen üzülürsün.
Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
Sakın başka bir şey getirme aklına.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum...

ATTİLA İLHAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 31, 2007, 11:36:47
SEN YOKSUN

sen yoksun
deniz yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harika bir şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım

ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
istanbul minareler odamda gibi
gökyüzü temiz ve parlak
işte kolkola girmiş en mesut günlerimiz
muhalif bir rüzgar karşı sahilden

fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz
havada kanat sesleri
ve çılgın kokular

deniz yok
yıldızlar uzaklaşıyor
ben yine yalnız kalıyorum
istanbul minareler kaybolmuş
sen yoksun

ATTİLA İLHAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Mart 31, 2007, 14:52:19
Sadece sen vardın aklımda
Yağmurlu bi hasret akşamında
Seni düşündüm ve yürüdüm
Sadece yürüdüm
Kaldırımı bile olmayan çamurlu yollarda
Aşk insanı ya güldürür ya öldürürmüş
Sanırım ben ölenlerdenim
Birde öldürenler varmış
Sanırım sen onlardansın
Hiç mi sevemezdin
Değmezmiydi denemeye
Değmezmiydi uğrunda ölene
Değmezmiydi bir kez olsun aşk gemisine
Onun sağ koluna girip binmeye
Ama olmadı sen istemedin beni
Benim yerime bir başkaının kolunda
Bir başkasıyla bindin o gemiye
Ben ise hala limanda
Ve hala aşık gözümde yaş içimde acı
Ve birde hasret var üreğimde
Her geçen gün eriyorum
Resmine bakıp hayal eiyorum
Seni beni ve ikimizi
Ama sonra gerçkler geliyor aklıma
Ve yine ağlıyorum
Yalnız kaldığım bu limanda
İşte gene karanlık çöktü akşam oldu
Yine yağmur yağıyor
Keşke düşen damlaları sayabilseydin
Çünkü her düşen damla seni sevdiğimi anlatıyor
Unutup neyse demeyi
Sil baştan yapmayı istiyorum
Ama olmuyor, olmuyor, olmuyor
Çünkü
Aklımda hep sen gözlerimde hayalin
Ve yüreğimde bıraktığın sevgi kırıntıları
İzin vermiyor bana seni silip atmyayı
Sen kelimelere sığmayacak kadar güzel
Şiirlerle anlatılamayacak kadar GİZEMli
Belki sen imkansızsın bana
Ama hala bir umut bekliyorum;
Belki anlarsın bügün sende
Çoooook geç olmuş olsada


                                  By MuStİ

Gerçek sevmek yar deyip yardan yara almaktır...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 01, 2007, 22:19:38
Oysa seni sevmiştim ben
Ardında hayallerimi kendimi ve herşeyimi unutarak
Oysa sana ölürdüm ben
Ne bu can nede bu hayat vardı gözümde
Oysa ne güzel olurdun sen gülünce
Bakmaya doyamazdım o nurlu gül yüzüne
Oysa ne gaddarmışsın sen
Hiç acımadan bırakıp gittin

Nasıl sevdim seni ben bile anlamadım
Batarken güneş sisli boğazın sularına
Verdin kötü haberi bana sen
Nasıl dayanırım diye hiç düşünmeden

Oysa nasıl yandı bu yürek
Yüzüne gülerken bile
Oysa nasıl kan  ağladı bu gözler
Sana hasretle bakarken bile

Sende görmek istedim aşkın tatlı yüzünü
Ama sen bana yaşattın en acısını
Yinede sen üzülme sevdiceğim
Ben oyarım bu aşktaki hatalıyı

Son sözlerim olsun bunlar sana
Bir daha bakmam ardına
Perdeler iner bu oyun bu acı sahnede
Gözlerimse sonsuz ölüm uykusuna

Şimdi senden son bir arzum
Şu aşkın şehidi için son bir dua
Oysa ne de yakışırdı ona
Senle dolu bir dünya...


                       by MuStİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 02, 2007, 21:56:21
Her geçen gün eriyorum
Resmine bakıp hayal ediyorum
Seni beni ve ikimizi
Ama sonra gerçekler geliyor aklıma
Ve yine ağlıyorum



Musti
Önünde saygıyla eğiliyorum kardeşim
Varol
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 02, 2007, 22:41:31
gerçek sevmek yar deyip yardan yara almaktır

Bu yar'ları asmak gerek.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Nisan 03, 2007, 01:15:32
Seni Seviyorum Biliyor musun
Seni Seviyorum Görüyor musun
Gönlümün Umudusun
Umudumun Umudusun
Günler Boyu Geceler Boyu
Senle Olsam Bir Ömür Boyu
Seni İstiyorum Biliyorum Ben SENİİ SEVİYORUMM
Sen Sevsen de Sevmesen de
Gönlüme Gelmesen de
Ben Senii Seviyorumm !!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Nisan 03, 2007, 12:20:55
Ben seni severken
Sen yanımda yoktun ki!
Ben seni özlerken
Sen bilmiyordun ki!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen yokken bakışların vardı
Beynime kazınmış
Nereye baksam oradaydılar,
Ben seni sensiz sevdim..
Göremesem de, rüyamdaydın,
Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin
Ve kimse seni oradan çıkaramayacak.
Sen bile!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da, hayalin vardı,
Sen olmasan da, şarkılar vardı;
Seni hatırlatan...
Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın.
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da,yıldızlar vardı,
Sen olmasan da,bulutlar vardı,
Sen olmasan da,günbatımları vardı,
Sen olmasan da,denizler vardı...
Ben seni sensiz sevdim...
Aslında sen hep vardın,
Aynı şehirde,aynı sokakta,
"Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum"ama;
Ben seni sensiz sevdim...
Ne olurdu sende beni sevseydin?
Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim?
Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni,
Hani kıyamet koptuğunda...
Ben seni sensiz sevdim...
Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!!





yazar: bilinmiyor
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 03, 2007, 18:21:26
Seni Seviyorum Biliyor musun
Seni Seviyorum Görüyor musun
Gönlümün Umudusun
Umudumun Umudusun
Günler Boyu Geceler Boyu
Senle Olsam Bir Ömür Boyu
Seni İstiyorum Biliyorum Ben SENİİ SEVİYORUMM
Sen Sevsen de Sevmesen de
Gönlüme Gelmesen de
Ben Senii Seviyorumm !!

deniz söylüyo bunu en sevdiğim şarkılar arasında
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 03, 2007, 18:32:33
Ateş dumansız
Keleş mermisiz
Dert dermansız olmaz

Gün gecesiz
Yıldız hilalsiz
Kader acısız olmaz

Savaş düşmansız
Aşk yarsız
Beşiktaş ÇARŞIsız olmaz

                        SAYGILARIMLA..


                               by MuStİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 03, 2007, 18:34:42
.Papatyam elimdesin.
Şimdi avuçlarımın içinde tutuyorum seni!
Şimdi seni kokluyorum öpüyorum eskisi gibi.

Koparamam seni kıyamam, koklarım papatyam.
Pamuk saçlarını unutmadım unutamam papatyam.
Askımsın benim balım tatlımsın papatyam!
Sen benimsin, herşeyimsin canımsın sana kıyamam.

Güneşim gecemsin
Seni herşeyden çok özlüyorum çok!
İnan bana sevgilim
Senden başkasına kalbimde yer yok..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 03, 2007, 18:43:01
ÂHİRET YOLU



Sokakta sâde bir "âmîn!" sadâsıdır gidiyor:

Mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor.



Basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,

Başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût;



Denildi: "Fâtiha!'; âmîni kestiler bu sefer,

Göğüsler inledi, derken, açık duran eller,



Hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;

Deminki zemzemeler bir zaman için dindi.



Duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu,

Diyordu:

              - Söyleyin Allâh için şu merhûmu,



Nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?

                                                 - İyi biliriz!

-Yarın huzûr-i İlâhîde toplanıp hepiniz,



Bu yolda hüsn-i şehâdet edersiniz ya?

                                                            - Evet!

- İmâm efendi, helâllık da iste, merhamet et...



- Helâl edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı.

- Helâl edin hadi bekletmeyin adamcağızı!







Cemâatin yüreğinden kopup "helâl olsun!"

Nidâ-yı saffeti, birden cenâze, ah-ı derûn,



Misâli uğradı evden; fezâda yükseldi.

İçerde başladı bir cûş-i nevhadır şimdi;



Baş örtüsüyle kadınlar gözüktü pencereden:

- Bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen?



- Yıkıldı dostlar evim, barkım... Âh gitti kocam!..

- Dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam!



- Tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre,

Kızıp da "ey!" demiş insan değildi, hemşîre!



- Zavallı Remziye! Boynun büküldü evlâdım...

- Babam ne oldu?

                        - Baban... Öldü.

                                             - Etme Ayşe Hanım,



Bu söylenir mi ya? Hicrân olur zavallı kıza...

- Ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza...



Açın da cumbayı etrâfa baksın ağlamasın...

Göründü cumbada baktım ki tombalak, sarışın,





Sevimli bir küçücek kız... Beşinde ancak var.

Donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar,



Zavallının eriyen ruh-i bî-günâhı idi.

Benim o mersiye yâdımda ağlıyor ebedî.







Sefine pâre ki: sırtında mevc-i bî-hissin,

Yüzer... Önünde ademden nişâne bir engin,



Çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;

Bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana?



Cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,

O tahta pâreye benzerdi, düşmüş emvâca.



Nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?

Nasıl görür ki yetîmin huruş eden yaşını?



Bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner,

Samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer.







Değilmiş öyle geniş nâlenin hudûdu meğer:

Sokak bitip dönülürken kesildi mâtemler.



O tahta pâre-i câmid, o iğbirâr-ı samût,

Güzer-gehindeki eşbâhı bir mehîb sükût



İçinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor;

Zemîne bakmıyor artık semâ deyip gidiyor.







Bu mahmilin neye sık sık değişsin efrâdı?

Suâli fikre büyük bir hakîkat anlattı:



Evet bekâ ezecek cism-i zâr-ı fânîyi,

Vücûd çekmiyecek ömr-i câvidânîyi,



Bu bâr-ı müdhişin altında titreyip dizler,

Dayanmıyor üç adımdan ziyâde dûş-i beşer!







Ağır ağır gidiyorken cenâze kâfilesi,

Nihâyet oldu musallâ birinci merhalesi.



Çıkınca üstüne son minberin hatîb-i memât,

Açıldı dîde-i im'âna perde perde hayât.







Senin en son serîrindir şu bî pervâ uzanmış taş;

Ki nermin hâb-gâhından çıkar, bir gün vurursun baş!



Elinde yok halâs imkânı, mâdâme'l-hayât uğraş...

O, mutlak sedd-i râhındır, aşılmaz.. Muktedirsen aş!'







Musallâ: Müncemid bir mevcidir eşk-i yetîmânın;

Musallâ: Ahıdır, berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın;



Musallâ: Minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın;

Musallâ-: Ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın.







Bu minberden iner nâsûta en müdhiş hakîkatler,

Bu yerden yükselir lâhûta en hâlis kanâ'atler.



Civârından geçer zulmette bî pâyan hayâletler:

Kefen-ber-dûş geçmişler, kalan üryan sefâletler!







Babam, kardeşlerim, evlâdım, annem... Belki bunlardan

Muazzez bildiğim kıymetli birçok yâr-ı can el'ân



Bu taştan atfeder zanneylerim dünyâya son im'ân...

Benim rûhum bu heykelden duyar hâmûş bin efgân!







Serîr-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünyâ;

Müşeyyed bürc ü bârûlar düşer bir bir, bu taş hâlâ,



Zamânın dest-i tahrîbiyle, durmuş, eyler istihzâ;

Bütün mevcûda hâkim bir adem timsâlidir gûyâ.







Namaz kılındı; duâ bitti. Kârban, yoluna

Düzüldü taht-ı memâtın girip birer koluna.



Yarım sâat henüz olmuştu. Yolcular durdu;

Demek ki; komşusu dünyânın âhiret yurdu.



Cenâze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra,

Sokuldu servilerin ortasında bir çukura,



Atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur

Kabardı toprağın altında bir an, bir ur!



Evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini,

Dönün de arkadakinden sorun fecâ'atini·



Sükûn içinde uyurken şu bir yığın toprak

İlel'ebed o küçük rûh çırpınıp duracak!...



Mehmet Akif ERSOY
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 03, 2007, 19:08:18
Ankara'da Aşık Olmak

ankara'dan bir kuş uçtu güneye doğru
kanatlarında sevdanın kar bulutları

gün batımı masum gülüşler ağlamaklı
yine birşeyler aldı gitti ayrılık hüzünleri
yeni birşeyler aldı gitti ayrılık...

gözlerin bugün garip ve ince bir hüzün
ankara'da sensiz olmak zor iki gözüm
sözlerin bugün kırık, umarsız, kördüğüm
ankara'da aşık olmak zor iki gözüm

yine deli yangınlar oldu bugün akşama doğru
gökyüzünün sensiz sessiz haykırışları

son sevgi sözcükleri, son fısıltılar
yine birşeyler aldı gitti ayrılık hüzünleri
yeni birşeyler aldı gitti ayrılık...

gözlerin bugün garip ve ince bir hüzün
ankara'da sensiz olmak zor iki gözüm
sözlerin bugün kırık, umarsız, kördüğüm
ankara'da sensiz olmak zor iki gözüm
ankara'da yalnız olmak zor iki gözüm
ankara'da aşık olmak zor iki gözüm....

senin için sadece.. senin için...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 04, 2007, 01:41:50
tek taraflı bir sevgiydi beni sana bağlayan
ve gözyaşına boğulan yüreğimdeki
iki tarafına da dokunsan hiçbir sonuç alamadığın
bir sevdaydı benimkisi
ben seviyordum ve içimden bağıra bağıra söylüyordum
ben sana aşıktım ama sen hissetmiyordun
çıkaramıyordum içimdeki gücü ve anlatamıyordum
seviyordum çocuksu bakışını heryer ayak uyduran
o çılgın rahatlığını
ve yerinde kullandığın olgun tavrını seviyordum
herşeyinle hoşuma gidiyordun
herşeyinle çekici geliyordun
ben sana hayrandım ve sen bilmiyordun
attığım her yeni adımda risk alarak başlardım hayata
seni kaybetmekti
sevginin yanında
sevgimin yalnız kalmasıydı korkum
ve ben bunu bir türlü göze alamıyordum...
sana söyleyemedim belki sen bunu
hiçbirzaman bilmeyeceksin ama birgün öğrenirsen
suçu kendinde arama bütün suç benim
senin haberin yokken ben seni sevdim
ve olurya birgün gelirsen bana ben herzaman
herşeyimle seninim...!

:'( :'(
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 04, 2007, 02:00:02
Bu siiri bir zamanlar sevipte,simdi ayri olanlara ve aci cekenlere armagan ediyor ve duygularimi soyle dile getiriyorum...
Sen varya kizim,sen sevmesini bilmeyen,ask icin hic degmeyen birisin...
Ayni zamanda zir delinin birisin,adini kalbime askla yazmistim,
Guzel bir hayali gerçek sanmistim,senin sevgine nasilda kanmistimm..
Seni sevdigim icin ozur dilerim......

Askindan karsilik beklemek sucmus
Su vefaasiz dunyada neler yokmus
Senin beni sevmeye niyetin yokmus
Seni sevdigim icin ozur dilerim

Intikamim cok acidir,yapmayan yalancidir
Soyle bu kacincidir,senin bana yaptigin..
Herseyin bir sirasi var,sira bana gelecek
Unutmaki sunu zalim,son gulen iyi gulecek

Yaptigin yanina kalmayacak,
Bir kiyamet kopacak
Kulagini ac iyi dinle zalim,
Seninle hesabim var intikamim alinacak

Sen her zil caldiginda omudur diye kapiyi actinmi
Sen her telefon  caldiginda omudur diye telefonu kaldirdinmi
Sen sokagin basindan gecerken hic gozlerinle beni aradinmi
Bunlari sen yasamadin sen bilemezsin,bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz
Senin sevgin yasamadan bittimi
Senin gullerin acmadan kirilip koparildimi
Senin aciz bedenin hic bu dunyada yandimi
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen hic ardi ardina sigara yaktinmi
Sen hic sabahlara kadar agladinmi
Sen hic severken aldatildinmi
Bunlari ben yaasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen her gordugunu bana benzettinmi
Peki sen bana degil bir baskasina seni seviyorum dedinmi
Sen diyemezsin be gulum,sen sevemezsin
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen hic dogduguna pisman oldunmu
Sen hic icki sarhosu degil sevgi sarhosu oldunmu
Sen hic bir kula kul oldunmu
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim

Sen meyhaneleri hic kendine ev yaptinmi
Sen Allah var bir baskasina taptinmi
Sen icipte bir sokak kosesinde yattinmi
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen insanligini bir insana sattinmi
Sen hic kendini bilerek atese attinmi
Sen yillarca bir sevgi ugruna yipratildinmi
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen hic felegin agir sinesiyle karsilastinmi
Senin gozyaslarin yagmur olup sele karistimi
Senin zavalli omrun,tas kalbin aci cekmeye alistimi
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen hic cikilmaz bir kuyuya atildinmi
Sen karanlik bir odada yalniz kaldinmi
Sen hic bitmeyen bir aciyla yandinmi
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim

Senin umutlarin ve hayallerin hic yasamadan bittimi
Sen unutmak icin dogdugun yasadigin yerlere gittinmi
Sen dogruyu sevmedinki utanasin zalim
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen hic duvarlara seni seviyorum diye yazdinmi
Sen hic kendine soz verdinmi bu sevda bitmeyecek
Sen hic Allaha dualar ettinmi sevdigimi bana kavustur diye
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz

Sen hic isyan ettinmi allaha ; neden yarattin neden yasatmiyorsun diye
Sen hic azraile meydan okudunmu,sen benim canimi alamazsin diye
Sen hic kaderine kustunmu,ben kaybettim sen kazaniyorsun diye
Bunlari sen yasamadin,sen bilemezsin
Bunlari ben yasadim ben bilirim Allahsiz ben bilirim kitapsiz




Biraz uzun oldu kanimca :-[
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 04, 2007, 19:40:52
EN GÜZEL

Bu müze var ya bu müze
Seninle gezerken güzel
Kimseler yoksa salonda
Seni öpmek en güzel
Bu rakı var ya bu rakı
Seninle içerken güzel
Kimler olursa olsun varsın
Rakılı ağzından öpmek en güzel
İşte bu dünya var ya bu dünya
Seninle yaşarken güzel
Sen varsın ya sen
Ancak benimleysen güzel

AZİZ NESİN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 04, 2007, 19:41:58
Çok Güzel
Teşekkürler
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 04, 2007, 19:49:12
Yoksun
İsterdim her saatim.
Her dakikam seninle olsun
Ama yine saat yanlızlıga dönüyor
Vakit yıne aynı ayrılık vaktı
Saatlerı durdura bilirmiyim
Sevgime dönüştüre bilirmiyim
Ama saatler durmuyor
Ve.....
Saatler gece yarısını vurdugu zaman
Yanlızlıgımla basbasa kalıyorum
Sigaramın her nefesınde
Sankı senı ıcıme cekıyorum
Anılarım ıcımı yakıyor
O gunleri hatırlamak
Ölümden bile acı geliyor
Ne varkı sen YOKSUN
Gecenın karanlıgında
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 04, 2007, 19:50:35
Özgürlüğün Acısı
Sular alir götürür seni uzaklara
Bakarsin gecmis zaman ne verdi sana
Bir an gelir, ansizin baslarsin aglamaya
Bir an gelir, gülersin hayata
Ne diyebilirsin ki düzeni kalmamis bir insana
Aci hüzün hissedersin bir anda
Sonra bos verirsin herseye bu dünyada
Arzu edersin sicacik bir yuva
Düsünürsün, ne kaybettin simdiye kadar hayatta
Lanet edersin özgürlüge attigin ilk adima
Zor degildi düzeni bozmak o anda
Gidiyorsun geriye dönüsü olmayan bir yolda
Kaybettiklerin cok cook daha fazla
Bir an dünyan batar, isteksiz bakarsin yasama
Gidersin adim adim ucurumun kenarina
Bu hayattaki son nefesini alirsin sonra
Hayir, hayir, hayir
uyanirsin hickiriklar arasinda
Gözyaslarimi silip, dua ederim Allah´a
Ne olur görmeyeyim birdaha,
Böyle kötü bir Rüya!

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 04, 2007, 19:57:53
acemilik dönemime rast gelmiş :P
bide bu var

Bir buruk pişmanlık sarınca seni
Aldanmak ne demek anlayacaksın
Çok arayacaksın bir dost elini
Yalnızlık ne demek anlayacaksın
Yakınca içini aşkın ateşi
Sevmek ne demek anlayacaksın
Yalansız aşkımı ,seven kalbimi
Söylenen yalanlar yıkınca seni
Kırınca ümitlerini
Hatırlayacaksın mazide beni
Yaptıkların için AĞLAYACAKSIN...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 04, 2007, 21:08:34
Sensiz geçirdiğim her dakika bana haram oldu
Saatler ise vacip
Danişment Hacip bile aşkını sabit bir hızla seven Sacit'e kızmıştı
Evet...O KIZmıştı sen ise ERKEKmiştin
Doğal gaza gelen zam bile bu kadar erkilememişti beni
Hele Tedaşın değişen müdürü...Hiç mi hiç takmıyordum
Ama taşıt vergisi etkilemişti beni; çünkü senin aşkını taşıyabilmek için tır almıştım
Aşkın bir dik açının hipotenüse indiği gibi inmişti kalbime çıkaramadım
Gürkan Özkanın yumrugu gibi saplanmıstı gözlerim sana alamadım
Sesin Pavorottinin sesinin camı kırdıgı gibi yırttı kulagımı yapıstıramadım
Senden ayrıldıgımda öyle cok mutluydumki komedi filmi izlerken aglıyamadım
Evet sevgilim...Elimi elinden,Dudagımı yanagından alamamıstım; çünkü yapıstırıcıyı kullanmıstım ayrılmayalım diye

Kendi Yapıtımdır  ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 04, 2007, 21:29:51
seni düşünmek

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

Nazım HiKMET
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 04, 2007, 21:31:18
                       halsizim ayağıma cam battı
                       yarsızım yüreğime ok battı
                       içim yanar seni görmediğim zaman
                        kan ağlarım seni andığım zaman
                         yıllarım dağlarda geçti
                         yollarım seni beklemele geçti
                       hayallerim seninle kavuşmakla geçti
                       hayal işte ne beklenirki
                       bak işte dağlar feryadıma inler
                      sensisizlik banazulüm gibi gider
                      yıllarım boş boşuna gider
                      yorgun bir adamım daha ne beklenirki
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 04, 2007, 21:34:06
Alıntı yapılan: Simurg - Nisan 04, 2007, 21:32:28
faruk o şiiri yazmak için çok uğraştın mı ;D
Çok değil...Rahat espri dediğin ta kendisi hayat sloganıyla harket ediyorum gerisi geliyor kendiliğinden
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 04, 2007, 21:35:44
muahaa süper olmuş helal ;D


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 04, 2007, 21:37:06
Alıntı yapılan: Simurg - Nisan 04, 2007, 21:35:44
muahaa süper olmuş helal ;D



Eyv...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Delirdik - Nisan 04, 2007, 21:43:22
Bu topic okadar güzeL oLdu ki..
hepinize teşekkürLer
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 04, 2007, 22:19:34
Buna nasil ayrilik bu nasil veda
Gözlerin kal diyor dudaklarin git
Bakisin anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudaklarin git

Ayrilik dönüsü olmayan nehir
Yalnizlik yikilmis bombos bir sehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyasin kal diyor dudaklarin git.

Gidersem bir daha dönmeyecegim
Kalirsam kalbime yenilecegim
Çözemedim seni delirecegim
Gözlerin kal diyor dudaklargn git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabanci olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anilar kal diyor dudaklarin git

Bu romanda biter belki birazdan
Ne asklar yikildi gururdan nazdan
Agliyor besteler yine hicazdan
Sarkilar kal diyor dudaklarin git

Ahmet Selçuk Ilkan
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 04, 2007, 23:04:19
Alıntı yapılan: Simurg - Nisan 04, 2007, 19:50:35
Özgürlüğün Acısı
Sular alir götürür seni uzaklara
Bakarsin gecmis zaman ne verdi sana
Bir an gelir, ansizin baslarsin aglamaya
Bir an gelir, gülersin hayata
Ne diyebilirsin ki düzeni kalmamis bir insana
Aci hüzün hissedersin bir anda
Sonra bos verirsin herseye bu dünyada
Arzu edersin sicacik bir yuva
Düsünürsün, ne kaybettin simdiye kadar hayatta
Lanet edersin özgürlüge attigin ilk adima
Zor degildi düzeni bozmak o anda
Gidiyorsun geriye dönüsü olmayan bir yolda
Kaybettiklerin cok cook daha fazla
Bir an dünyan batar, isteksiz bakarsin yasama
Gidersin adim adim ucurumun kenarina
Bu hayattaki son nefesini alirsin sonra
Hayir, hayir, hayir
uyanirsin hickiriklar arasinda
Gözyaslarimi silip, dua ederim Allah´a
Ne olur görmeyeyim birdaha,
Böyle kötü bir Rüya!

Görmemiştim bunu
Sağol
Özgürlürlük bazen kötü acılar tattırabiliyor.
İstemediğin anlar yaşattırıyor.
Demekki o kadar özgür olmayacaksın !

Uyandığımda tüm bunların rüya olmasını istiyorum !!!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 04, 2007, 23:42:19
ya göğsüm kabardı valla bu bizim türk milleti  ne kadar şiir sever bi milletmiş helal valla
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 05, 2007, 00:07:17
Bağımlınım artık senin
Alamıyorum senden gözlerimi
İnan ki damarlarımda dolaşıyor
Sana olan aşkımın zehiri

Dudaklarından çıkacak iki kelimeyi bekliyorum
Bana "SENİ SEVİYORUM" demeni istiyorum
Hiç çatlamayan sabır taşı gibi
Bekliyorum bir gün bana gelmeni

Farketmez olsan bile fenerli
Herşeye katlanır içimdeki sevgi
Sinir etmesin bu sözlerim seni
Çünkü senin aşkındır bu sözlerin temeli

Ne olurdu sanki bana yar olsan
Unutma asla peşini bırakmam
Ne kadar dayak yesem ne kadar hakaret işitsem
Anla artık güzelim senden asla vazgeçmem

    özlü söz => Aşk güzeldir karşılık bulunca
                    Yalnızlık güzeldir sonunda sevdiğine kavuşunca
                    Sende güzel olacaksın bana ait olunca

                                        by MuStİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 05, 2007, 00:09:42
Ohooo
Sen hala ordamısın ?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 05, 2007, 00:10:38
duruuuuu!! anladın sen onu
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 05, 2007, 00:11:55
Ben anladım da
Sen niye mazide geziyorsun onu anlamadım.
Neyse salla
Hayat kısa değmez kıza !
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 05, 2007, 00:13:35
evet hayat kısa deymez kıza
bunuda ben anladım hihihiii :D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 05, 2007, 00:14:53
Öyle tabi
Yaşam felsefem.
Hayat kısa değmez kıza
     Hayat kısa .........

Gerisi yarın 8)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 05, 2007, 00:17:17
Sana şiir yazarken kalemim bile ağlamıştı
Seni ne kadar sevdiğimi o bile anlamıştı
Dert ortağımdı artık benim
Böyle bir sevgiye o bile şaşırmıştı

Belki deli diyeceksin bana
Güleceksin kalemimin şahidim olmasına
Hiç alınma güzelim ama
Sen kalpsiz kalırsın böyle bir şahidin yanında

Derdimi tek anlayanımdı benim
Tercümanıydı içimden geçenlerin
En büyük şahidimdi gerçekten
Seni nasıl sevdiğimin...


                       by MuStİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 05, 2007, 00:35:36
KAHVE GÖZLÜM
"Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı varsa
Senin kahve gözlerinin bin yıl hatırı var vefasızım"

Yolumuz buraya kadarmış be kahve gözlüm
Artık
Tersine akan bir nehir gibi
Yıkılmış bir şehir gibi
Suya yazılmış bir şiir gibi
Adımı unut
Yalnızlığın boşluğunda
Gecelerin loşluğunda
Sensizliğin sonrasında
Bil ki
Beş para etmiyor umut
Etmiyor be kahve gözlüm

Yalan yanlış
Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı
Erken emekli olduk biz bu sevdadan
Biliyorsun
Hep direkten döndü umutlarımız
Hep kendi kalemize attık gollerimizi
Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz
Açmadan soldurduk güllerimizi
Açmadan soldurduk be kahve gözlüm

Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası
Bir değirmen taşı gibi ezip geçtin yarınlarımı
Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım
Bu cumartesiler
Bir gün beni öldürecek biliyorum
Çığlık çığlığa şiirlerim yine de seni istiyor bana inat
Ama son kurşun yemiş bu sevdaya
Yetmiyor şımarık pişmanlıklar
Yetmiyor be kahve gözlüm

Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır bu acı acı gülüşüm
Oysa
Kaç kez sildim seni haritamdan
Kaç kez mil çektim o kahve gözlere
Gel gör ki
Kendime bile geçmiyor artık sözüm
İşte bir kürek mahkumu
İşte bir yürek mahkumu
Kapında yine
Bitmedi bu kara sevda
Bitmiyor be kahve gözlüm



Ahmet selcuk ilkan
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 05, 2007, 00:38:38
"Hep direkten döndü umutlarım"
işte ne eksik ne fazla beni çok rahat anlatan bir mısra
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 05, 2007, 00:38:47
Ara verin şunlara
Zorla kitleteceksiniz
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Nisan 05, 2007, 00:44:20
Yalnızlık
Bu biten sadece umutlarım değil de ,
Hayatımında son günü mü
Yoksa haliçe vuran ben değilim de ,
Bitmeyen yalnızlığım mı

Bu gelen akşamın korkunç sensizliği değil de,
Son anlarımın haykırışları
Sanki ölen ben değilim de,
İçimde kaybolan sen misin

Sen bendeydin bana benden daha yakın,
Şimdi ise dört nala at sürdüğüm
Çorak çöller gibi ıssızlığın;
Ama hep yanımda taşıdığım yalnızlığım
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 05, 2007, 00:54:00
Aşk benim gözümde çekilmesi gereken bir acı oldu artık
Sense gözümde bu aşkın tek zebanisi
Yüreğim hep ezilen oldu bu aşkta
Ama öldürmedi zehirli hançer misali sözlerin

Düştüm aşkın mayın tarlasına
Kalp gözüm kördü görmedi o kuyuları
Hep düştüm o kuyulara hep bastım o mayınlara
Çünkü senden başka bişe yoktu gönül radarımda

Zaman geldi uyanmak istedim
Ama öyle zehirlemişsinki bu gariban gönlü
Ne yaptıysam uyanamadım kalkamadım aşkının secdesinden
İbadetdin sen bende asla vazgeçemedim

Keşke yetseydi seni silmeye göz yaşlarım
Keşke seni hiç görmeseydi gözlerim
Suçlusu benim biliyorum
Seni benden çok sevmemeliymişim

İstedim ki bu aşkım olsun sana nefretim
Nefretle uzak olsun sana yüreğim
Nefretle kapansın gözlerim
Kahretsinki ben nefrette bile seni sevdim

               
                          by MuStİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: black_eagle_sefa - Nisan 05, 2007, 11:14:30
gitmeyide bilirim,gitmeyede bilirim!!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 06, 2007, 18:16:08
Seni Seviyordum

Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri
SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun...
BEN SENİ SEVİYORDUM...

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu, çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk...

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...
Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları
Derken bir gün uzaktan gördüm seni...
Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
Kalbimi acıttı her zamanki gibi...

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir.... yada boşver bilme en iyisi...


Iclal aydin
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 08, 2007, 14:08:03
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ...


Şafağın her söküşünde
Saçlarından hayata asılmamın tek nedeni sen varsın
Unutma! ...sana tutku halinde bağlanmam için
Milyonlarca sebebim var....
Şu çirkef dünyada tek parıltı sensin
Ünlü bir heykeltıraşın spatulasından çıkmış gibi
Fakat...sönük bir parıltı değil..
Güneşin tüm ışıklarını silik bırakan bir parıltı
Şu kuru ayazda içimi yakan bir volkan gibisin
Cayır cayır esiyorsun
Yüreğime işleyerek..
Sonrada çekip gidiyorsun
Ne zaman yaktığını ne zaman geldiğini fark etmeden...
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ...

Saçlarını gözlerini....seni düşünmekten başka bir şey gelmiyor içimden..
İnan öyle tabi bir duygu ki...
Yüreğimin kuyularında
Sanki dünyaya gözümü açtığımdan buyana var..
Biliyorum bu duygu ortaya çıkmak için seni bekliyordu...
Olmadığın bir anı çektiğim nefesi önemseyemiyorum...
Sensiz...bu yalan çorak alemde olmaktansa
BİTİŞİMİN...soğukluğuna Asılmayı
ASLA! ...saçlarından hayata asılmamaktansa
Şu iğrenç çirkef dünyaya sırtımı dönmeyi Akıl bilirim...
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ...

Kulağımda ne zaman bir aşk şarkısı işitsem
Melodilerde sen akıyorsun
Ne zaman nostalji bir aşk şiiri okusam
Damlayan mısraları hep ama hep..
Saçlarını gözlerini getiriyor bana..
Bilmelisin...her an yanımdasın
Seni hissetmem görmem için bir an düşünmem yeterli..
Zannedersem ilk defa bir kızın kokusu yüreğimde fırtınalar estiriyor..
Kendi kendime ferhatın aslıya aşkındaki gibi
O damı..bu tatlı ten kokusuyla avare olmuştu diyorum...
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ...

Gözlerinde ki milyonlarca parıltı
Karanlığın zulm yanını darmadağın edip geçiyor
Seni süzerken, kendimi güneşi yukarılardan seyrediyor gibi hissediyorum...
Ruhum sana ait
Hiçe sayıp kaldırıp bir kenara atabilirsin
Yüreğinin içine de alabilirsin
ALLAHIM! ...
Bebişimin yüreğinin en derin kuyusunda olmak istiyorum...
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ....

Belli sen busun
Fakat sen beni
Ben olduğum...öyle yada böyle olduğum için seviyor musun...
Söyle bunu kim bilir
Saçlarını okşamayı
Saçlarımı okşamanı
Boynuma atılışlarını..buselerini
Tenini koklamayı
Sarılıp sarılıp kopmalarını
Seni seviyorum
Bir yıldız gibi gözlerimin önünden kayıp giderken
Sahte dünyada cennette gibiyim
Sadece bir vakit elimde tutuyorum o cenneti
Bilmem bir müddet sonra ne olacak
Kim bilir rezil edip kopup uçup gitmiş olacak
Seni SEVİYORUM
NEDEN Mİ? ...

Bir çok kız için ısmarlama şiirler yazmıştım
Bu bana hep ters gelmişti..
Fakat şu an
Senin için binlerce dize yazsam az geliyor...
İçimde hep bir ülkü var
Bilmem...kim bilir bu şiiri yanından hiç ayırmazsın
Yada beraberinde kan kırmızısı bir gül goncasını..
ALLAH tüm güzellikleri yaratırken
Eminim seni en nadidesi olarak yaratmış
Kır çiçeklerinden güzel
Gülden narin
Menekşeden şeker
Kardelenden daha güzel kokulu
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ..

Eşsiz haline huriler gıpta ediyor
Sahte alemde ise
Beşeriler arasında..
Zannedersem...bir ben...yada bir iki şanslı..
Bu güzelliği algılayabiliyor..
Ömür bitene kadar
Mahvolana kadar
Yanında kollarında saçlarında asılı kalsam
Bunu hissediyorum bu bir işkence olur
En çok yüreğinde senle olamadığım için
Seni Seviyorum
Neden mi? ...

Hayal ma yal olsa dahi
Düşüncelerimde aklımda seviliyorum fikri bile
Senin gibi eşsiz bir varlık tarafından beğenilmek sevilmek
Bu budalayı ömrü boyunca mutlu edebilecek kadar,
Muhteşem, eşsiz, güzel ve bir o kadarda ASİL...
Tatlım bebişim seni anlatmaya bak mısralar bile yetmiyor..
Düşünüyorum şu yalnızlığımı gün ışığına atmadığım odamda
Acaba kaç insan seni sana dünyaya anlatmak için
Milyonlarca dizeler yazdı....
Seni Seviyorum
NEDEN Mİ? ...

Bir tebessüm ay ışığında, tek aydınlığım
Bana her şeyi ama her şeyi bir kenara attırıyor
Gülüşünde, gözlerinde, takılıp kalıyorum
Sadece izleyip tadını çıkartma duygusu alevlendiriyor..
Ah! ..bebeğim..seni seviyorum
Bak her şey yetersiz
Bu kadar nedenin ardına bile
Seni ne çok sevdiğimi
Ne çok saçlarında asılı kalmayı
Kollarında uyumayı
Sana dokunmayı...
Gözlerinde tutuklu kalmayı anlatamadım....


Murat İnce
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 08, 2007, 14:10:38
Sensizliğin İlk Sabahı

Bu sabah hüzünlüyüm, dokunsalar ağlarım..
Kalbim acılarla dolu, yokluğunun ilk sabahında..
Unutmuşum saatleri, zamanlar durmuş senin için..
Gidişine sabahlar bile isyan etti....
Sensiz güneşler bile doğmuyor, gözlerimde..
Zaman acımasız, zaman hain....
Bir sözünle güneşler batırmışsın, sabahlarımda..
Atmış gitmişsin beni bir köşeye..
Yokluğun bana doyar, ben yokluğuna susamışım..
Aklıma geldiğinde yudum yudum tükenirim..
Yokluğunun ilk sabahında...
Bir gün gelir bende çekip giderim sevginden..
Ama ozamana kadar bin kere ölürüm..
Bin kere dar ağacına asarım duygularımı..
Ama yinede fayda vermez, isyan ederim kaderime..
Dudaklarım boykot etmiş adını , zamansız..
Matemini dalga dalga yazarım gecelerime..
Gözlerim seni ağlar, ellerim seni yazar..
Ben çeker giderim hayatından, sen kalırsın o şehirde..
O şehirde insanlar çabuk unutulur, çabuk biter sevgiler..
İçeceğim yokluğuna , bu gece nöbet nöbet..
Lanet olsun bu karşılıksız sevdalarıma..
Lanet olsun beni hiç sevmemişliğine....
Benim olmayacağını bilerek yazacağım..
Ve benim hiç olmadığına içeceğim..
Vaad edeceğim bir şey yok sana benden başka..
Ama sen beni anlamadın istemedin asla...
Uzaklarda ışık var ama senin ışığına benzemez..
Öyle bir ateş yaktın ki bende yazmakla bitmez..
Sen beni aramazsın, özlemezsin biliyorum..
Ben seni esen yellerden bile soruyorum...
Öyle bir şarkı olsa ki seni anlatmasa..
Öyle bir şiir olsa ki seni yazmasa..
Öyle bir gün olsa ki senle doğmasa..
Çeylan gözlüm, yokluğunun ilk sabahında..
Sana hasretim sarılmasa..



Fikret Malkoç



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 08, 2007, 14:12:38
Sevgiliye Sesleniş

Ah bir söyliye bilsem sana
Seni ne çok sevdiğimi
Uzanıp tutabilsem ellerini
Yüreğim yüreğine kavuşsa
Benden çok uzaklardasın sevdiğim
Sen içime çektiğim nefesim
Aldığım her solukta benimsin
Düşlerimde yalnız düşlerimdesin
Seni uzaktan sevmekte güzel
Bana uzakken sevgin bu kadar güzel
Ya benim olsan.. sevdiğim
O zaman bu yürek dayanırmı
Bu kadar büyük sevgiyi taşırmı
İçimden bir çığlık kopuyor
Kimsenin duymadığı bir çığlık
Seni seviyorum diyor seni seviyorum...
Hemde hiç kimsenin sevmediği
Sevemeyeceği kadar
Canımda can kadar
Bir gün kara toprak olana kadar
Bu yürek bu sevdayla kavrulur yanar.....

Filiz Turan
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 08, 2007, 14:15:18
Dil susar bazen yürek konuşur
Bazen her şey söner karanlığa bürünür de,
Sevgilinin gözlerinin parıltısı aydınlatır dünyanı.
Dudaktan çıkan kelimeler donar da,
Bir dokunus aşk sözcükleri olur sevgiliye söylenen.
Güneş ulaştıramaz ışınlarını bedenine de,
Bir bakışı olur sevgilinin seni ısıtan.
Bazen kaybolursun yaşam yolunda da,
İçten gelen tek bir gülüs tek bir gülümseme sana yol olur.
Dedim ya,
Bazen dil susar yürek konuşur
En eski dildir bu sevenler arasında hissedilen
Ve gözler, konuşan dili olur yüreğin
Tek bir bakış ömrünü dolduran bir sözcük olur o an
Gönülden gönüle ulasan en eski yoldur bu
Sadece sevenlerin bildiği
Sadece aşıktan maşuka ulaşan bir dildir bu
Tek bir bakisin dünyanı doldurduğu
Tek bir gulusun seni aşk sarhoşluğuna sürüklediği
Tek bir dokunusun tenini yaktığı dildir. yüreğin dili...

Gassan
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 08, 2007, 14:16:23
AŞK!!!

Ask, zamanin her saniyesinde seni düsünmekmis.
Ask, uykusuz gecelere mahkum olmakmis.
Ask, hayat damarlarinin sadece sana baglanmasi imis.
Ask, güne seninle baslayip seninle bitirmekmis.
Ask, sen uyurken, uzaklarda sana siir yazmakmis.
Ask, Ask ugruna söylenen her sarkida seni aramakmis.
Ask, icerken Alkolik degil, Askolik olmakmis.
Ask, sadece seni görmek , icin daglar,ovalar asmakmis.
Ask, insanin icinde sönmek bilmeyen bir yanginmis.
Ask, seni senden müsade almadan hayal etmekmis.
Ask, senin etrafindaki esyalari bile kiskanmakmis.
Ask, senin icin firsat yaratmakmis.
Ask, yalnizliga terk edilmekmis.
Ask, ayriligin acisini hissetmekmis.
Ask, umutla seni beklemekmis.
Ask, sana doyamamakmis.
Ask, bazen de Hayata ,kadere isyanmis.
Ask, sari gelinle sana köprü kurmakmis.
Ask, kalbin en degerli yerini sana parsellemekmis.
Ask, kalbin derinliklerinden konusmakmis.
Ask, düsünceleri pesine düsürmekmis.
Ask, hislerin kagida dökülmesi imis.
Ask, sana özlem duymakmis.
Ask, adini bagira bagira söyleyememekmis.
Ask, yaninda soguktan degil heyecandan titremekmis.
Ask, sabahin köründe bunlari sana yazmakmis.
Ask, seninle beslenmek, susuzlugunu gidermekmis.
Ask, kisacasi sana tutulmak, baglanmakmis.
Iste bunlari ben sende ögrendim.



anonim ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 08, 2007, 14:17:31
Bir Damla Sevgi


Engin denizlerin mavisinde buldum seni
Yıldızlara bakınca gördüm seni
Sabahın büyüsünde duydum sesini
Güneşin doğuşu kadar saf ve temizdi
Kuş cıvıltıları kadar neşeliydi
Ay kadar parlaktı
Su kadar berraktı gül yüzün
Bakışlarında buldum yıllar öncesini
O masum duyguları ve çocukluğumu

Hayatın kirletmediği hayaller kurdum gözlerine bakınca
Engin denizler yüce dağlar kadar sevdim seni
Yüzünün parlaklığı kalbimin en ücra köşelerini aydınlattı
Bir volkan gibi patladı kalbimin sevgi tohumları
Bakışlarında filizlendi, sesinle büyüdü sevgi çiçekleri
Karanlık geceleri aydınlatırdı hayalin
En soğuk gecelerde kalbimdeki sevgi ısıtırdı beni
Yalnızlığımı unuttururdu paylaştığımız saatlerin hayali

Seni öyle sevdim ki sen sevmesen de sevdim
Seni öyle sevdim ki sen bırakıp gitsen de sevdim
Seni öyle sevdim ki sen gülsen ben ağlasam da sevdim
Seni öyle sevdim ki bitti desen de sevdim
Seni öyle sevdim ki senin için ağladığımı sevdim
Seni öyle sevdim ki sensizliğimi senin için sevdim

Sen benim ilkim ve sonum,
Sen benim yıldızlara bakışım ve ağlayışım,
Sen benim yalnızlığım ve sessizliğim,
Sen benim gün ışığım ve ay ışığım,
Sen benim birtanemsin!...

Sen bilmesen de bir tanem
Yıldızlara bakamıyorum artık
Yıldızlar seni değil sensizliği vuruyor yüzüme
Sen şimdi uzaktasın ay ışığım
Sensiz kalbim yalnız kaldı
Kalbimdeki sokak lambaları bile söndü
Kalbimdeki sevgi çiçekleri kurudu
Hayalin bile avutmaz oldu çaresiz yüreğimi

Yalnızım artık birtanem
Yoksun sen
Satırlar getirmiyor seni

Sensiz bir gün yine akşam oldu
Gemiler son limandan demir aldı
Güneş dağların ardında kaldı
Bil ki ardından birileri ağladı

Gözyaşlarım sel oldu ardından
Sigaramın dumanı gibi uçtun gittin hayallerden
Saat yorgun sesiyle geceyi vururken
Kalbim sensizliği vuruyor gözyaşlarıma

Gün doğacak bir kaç saat sonra
Sensiz bir gün doğacak birtanem
Güneşin doğuşu kadar temiz yüzünü göremem artık birtanem
Güneşin batışı gibi veda ettin birtanem
Dağların ardında da olsa
Beni aydınlatmasa da gül yüzün
O gül yüzün hep gülsün birtanem

Soğuk caddede yürürken düşünürüm seni
Yağmurlar yağarken severim hayalini
Aylar değil yıllar da geçse seviyorum seni birtanem!..

Karlar yağsa da toprağın altında hayat vardır;
Yıllar geçse de kalbimde sana bir damla sevgi vardır!...


Bünyamin Pekdemir
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 08, 2007, 16:31:14
Yıllardır Bir şekilde yanyanaydık, aynı havayı soluyor, aynı düşü kuruyorduk.
Tüm Dünya İnsanların Kardeşce Barış İçersinde Yaşamasını.
BUnun için Mazlumların yanında Olmak gerekiyordu oluyorduk.
Düşüncelerin Özgürce Paylaşıldıgı, en büyük degerin DİN, DEVLET, IRK, RENK degilde İNSAN oldugunuDüşünüyorduk.
Alanlarda Hep Bagırırdık, Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Dün Taksimdeydik O yine vardı Yine Bagırıyorduk, degişmek Dönüşmek için.
Yarında Tarihe yolcu edeceğiz.

Onun yoklugunda Sokaktaki GÜVERCİNLER hep içimi acıtacak.
Onları ürkütmemek için onların uzagından geçecegim.
Seni Çok Özleyeceğiz.
Yarınlarda Kurulacak Barışın Dünyasında Yanyana Olmak dilegiyle...
Tekrar Görüşmek üzere...

Beni Dünyadaki Hiçbir IRKÇI sevmesin!
Bende Onları Sevmiyorum!

Hrant Dink'in katliaminda  foruma yazmıştım.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Nisan 08, 2007, 17:20:55
Büşra hepsi süper yaa saolasın :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 14, 2007, 14:56:29
bu bahçelerde kaç çiçek sulandı kaç çiçek sarardı
adını aldı tüm yaşamlar her hayatta bin diken var
bu gözler erdi gerçeğin karanlık çizgilerine,
duydu kulağım vardı yaşamım komalı ezgilerine
çakıllı RAP yolunda bohçasıyla Sagopa K.
izdihamda yakıcı tüm ışınlar beynim ortasında ateşi
Külle bezenip gülle kandırıldı tüm hayallerim
ve sen seyirci zoraki tehşir sahnesinde kör ebe
ve rahibeydi gün yüzüm
harabey gül yüzümterane hep hüzün
gazabı her üzüm kederdi tüm çözüm
gözüm seyire kaldı yok misafirim
tekilim tek tabanca
yoluma dökerim suyumu
ilerlerim
sudan sebeple kavga çıkaran
insanoğlu aklı yordu kötüye
iyiyi yetime terk ettik akibetime
zerk ettik sefile yol verdik
keklik avına çıktık
sanki avcılarda bizdik
avlar ortasında avlanan da
istemenli etme kalbini
nedeni ne nevaleler havale
komada ezgiler
ve intaharda tüm kadercil yazgılar ki
evcil arzularını nesili dikene durmuş
şiirbazın satırı donmuş
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: ALİ_BJK - Nisan 14, 2007, 15:05:04
çok güzel  :alkis
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 22, 2007, 01:07:53
Herşeye gülüyorum artık
Herşeye isyankarım
Tüm sevablara töbekar oldum
Tüm sevdalara uzak
Tüm dostlara düşman oldum artık
Yokmuş bu dünyada
Ne bir dotum
Ne bir arkadaşım
Ne bir sevgilim
Anladım bu hayatta yalnız başımayım
Yalnızım ama tek bir dostumla
Ben onu ne kadar satmak istediysem de
O nedense beni hiç satmadı
Hiç bırakmadı peşimi
Hiç ayrılmadı benden
O benim tek dostummuş anlayamadığım
Ama o o kadar büyük bi dostki
O yine yanımda
Ve ben yine yalnızım
Yalnızlık tek dostum
Tek dostumla başbaşayım
Aynı masadayız her zaman
İçiyorum unutmak için
Unutuyorum sevmemek için
İstemiyorum sevmek çünkü hep ben ağlıyorum
Arkadaşlıklar s.kten b.ktan olmuş
Aşklar yalancı sahnelerde oynanmayaa başlanmış
Tüm dostlar sülük misali kan emer olmuş
Ve ben yine yalnımızım
Tek dostum yalnızlık


biliyorum çok saçma i şiir çok salakçada ama anlayan anlar


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 22, 2007, 12:53:19
neresi saçma bence çok güzel olmuş
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Nisan 22, 2007, 20:30:04
Alıntı yapılan: Simurg - Nisan 22, 2007, 12:53:19
neresi saçma bence çok güzel olmuş

TEŞEKKÜRLER...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Timurlenk - Nisan 22, 2007, 20:36:19
TOPAL ASKER
Ey saçları "alagarson" kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık neden hediye?

Sen Şişli'de dans ederken her gece,gündüz
Biz ötede ne ovalar,çaylar,ne dümdüz
Yaylaları geçtik,karlı dağları aştık;
Siz salonda dans ederken bizler savaştık.

Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel.
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk biz de kanla,barutla düğün.

Sen o sıcak odalarda cilveli,mahmur
Dolaşırken... Biz de tipi,fırtına,yağmur,
Kar altında kanlar döktük,canlar yıprattık
Aç yaşadık,susuz kaldık,taşlarda yattık.

Sen açılmış bir bahardın,biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız,
Sen ey dışı güzel,fakat içi çamur kız!

Sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken,geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan

Anam,babam,karım,kızım eziliyorken
Dağlar kadar yük altında... Gel,cevap ver,sen
Bana anlat,anlat bana siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız,fuşha taptınız!

Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke,cazbanda...
Ey nankör kız,ey fahişe unutma şunu:
Sizin için harbederken yedim kurşunu.

Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı,yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.

Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü bizim yarınımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki... Şehit canımız

Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!...
Gerçi salonlarda "yıldız" dı senin adın,
Hakikatle fahişesin ey alçak kadın!...

Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu;
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!...


en beğendiğim şiirlerden bir tanesi şarkısıda oldukça güzel
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 23, 2007, 01:30:56

"Kal" demeliydin... defalarca "Kal" demeliydin...
oysa demedin...

Belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben
akasyaları kışın yaşatmaya
çalışmakla hata etmiştim... belki böylesi daha iyi
oldu. . .

"Kal" deseydin kalırdım...
hem de seve seve kalırdım.
Martılarla kalırdım
Yakamozlarla kalırdım
Demedin
Bilir misin
Kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim giderken...
Bilir misin
Nasıl bir cana hasretti yüreğim, yolumdan
döndürecek...

Bilir misin
Nasıl zor oldu ardıma bakmadan çekip gitmek...
"KAL" desen kalacaktım...

DEMEDİN OYSA!


Alıntıdır
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 24, 2007, 21:42:41
Gözümden akanlar kalbİme hançer gibi saplanıyor.Kanadıkça daha çok acıyor ama bi gülüşün,bi yanaktan öpüşün ve seni seviyorum diyişin yaralı kalbimi,sadece seni  sevmeye,sadece sana tapmaya odaklı bir şekilde yeniden yaratıyor....

Valla dün gece bir ilham geldi  anında harfler dökülü verdi elimden..
Hiç bir sıkıntıya girmedim yazmak için  8)
Sanırım güzel oldu :)
Yani okuyanlar öyle diyor ;D


İlham kaynağıma  teşekkürler 8) :P
::)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Nisan 25, 2007, 14:02:33
döktürmüşsünüz yine hepsi süper :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 25, 2007, 15:36:34
İlham kaynağıma sonsuz teşekkürler 8)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 25, 2007, 19:49:55
sensizliği sana nasıl anlatim ki
sen hiç sensiz kalmadın ki
boş gözlerle sokağa bakıp
acaba geçicek mi demedin ki
telefonu eline alıp
msjları yazıp yazıp silmedin ki
nasıl anlatım sana söyle birtanem
sen hiç beni sevmedin ki



yazan simurg
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: ALİ_BJK - Nisan 25, 2007, 19:54:26
güzel yazmışsın tebrik ederim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 25, 2007, 20:08:26
saol arada öle esiyo ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: ALİ_BJK - Nisan 25, 2007, 20:09:35
banada esiyoda yazmıyom yazmak lazım ama :D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: @LAYINA GİDER - Nisan 28, 2007, 11:13:47
bahçelerde dem dem
gel bize bazı bazı
ben annemi çok özledim
yaşasın 23 nisan
nası beyler???
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: ALİ_BJK - Nisan 28, 2007, 11:19:24
hehehe güzel tanıdık bir şiir
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 28, 2007, 11:40:36
Alıntı yapılan: @LAYINA GİDER - Nisan 28, 2007, 11:13:47
bahçelerde dem dem
gel bize bazı bazı
ben annemi çok özledim
yaşasın 23 nisan
nası beyler???

bu şiiri yazmayanı dövüyolar ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 28, 2007, 16:27:56
Alıntı yapılan: Venceremos - Nisan 24, 2007, 21:42:41
Gözümden akanlar kalbİme hançer gibi saplanıyor.Kanadıkça daha çok acıyor ama bi gülüşün,bi yanaktan öpüşün ve seni seviyorum diyişin yaralı kalbimi,sadece seni  sevmeye,sadece sana tapmaya odaklı bir şekilde yeniden yaratıyor....

Kalbim delik deşik oldu . . .
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 28, 2007, 17:30:01
Seninle olamazdık biliyordum
Bile bile yine seni seviyordum
Yollarımız bir değildi biliyordum

Şimdi neden neden canım bu özlem

Aşığınım yanında olamasam da
Aşığınım sana dokunamasam da
Geri dönüş olmasa da,
Sonsuza dek aşığınım

Seni görmek bana acı veriyordu
Görmemekse ölüm gibi geliyordu
Ne seninle ne de sensiz olmuyordu
Şimdi neden neden canım bu özlem

Aşığınım yanında olamasam da
Aşığınım sana dokunamasam da
Geri dönüş olmasa da,
Sonsuza dek aşığınım
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 28, 2007, 17:55:20
Hani sen hep yanımda olacaktın
Hani ellerimi bırakmayacaktın
Hani hep yanımda kalacaktın
Bıraktın sen şimdi yalnız kalacaksın

Kara toprak gibi gökteki yıldızlar gibi
Annemin sıcak kucağı gibi
Arkadaş dost baba öğüdü gibi
İhtiyacım var sana ne olur anla beni

Ağlamaktan kurudu gözyaşlarım
Yine aynı yerde bekliyor olacağım
Belki sensiz ve sessiz kalacağım
Ama hala seni seviyor olacağım
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 28, 2007, 18:01:28
Tek hece (...Ask)

Var mi beni içinizde taniyan
Yasanmadan çözülmeyen sir benim
Kalmasa da söhretimi duymayan
Kimligimi tarif etmek zor benim

Kimsesizim; hismim da yok hasmim da
Görünmezim; cismim de yok resmim de
Dil üzmezim; tek hece var ismim de
Barinagim gönül denen yer benim

Bülbül benim lisanimla ötüstü
Bir gül için can evinden tutustu
Yüregine toroslardan çig düstü
Yanginimi söndürmedi kar benim

Niceler sultandi kraldi sahti
Benimle degisti talihi bahti
Yerle bir eyledim tac ile tahti
Akil almaz hünerlerim var benim

Kamil iken cahil ettim zalimi
Vahsi iken yahsi ettim zalimi
Yavuz iken zebun ettim Selimi
Her oyunu bozan gizli zor benim

Ilahimle Mevlana'yi döndürdüm
Yunusumla öfkeleri dindirdim
Günahimla çok ocaklar söndürdüm
Mevladanim hayir benim ser benim

Sebep bazi Leyle bazi Sirin'di
Hatrim için yüce daglar delindi
Bilek gücüm ferhat ile bilindi
Kuvvet benim, kudret benim fer benim

Yeryüzünde ben ürettim veremi
Lokman hekim bulamadi çaremi
Asli için kül eyledim Keremi
Ibrahimin atildigi kor benim
Benim adim ask...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 28, 2007, 21:11:07
şiirleri siz mi yazdınız?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 28, 2007, 21:34:54
Bana diyorsan bunlar şiir değil
Şarkı sözü ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 28, 2007, 21:37:31
altına nt düşünn o zaman bende kendi şiirlerimi koyucam 2 kıta kaldı ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 28, 2007, 21:39:14
Emrin olur :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 28, 2007, 21:40:25
tamam ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 28, 2007, 21:46:23
ARABAM

Anahtarı aldım elime koklaya koklaya
Açtım kapılarını süzüle süzüle
Bindim koltuguna, bastım kontagına
Sesini seveyim ne güzel çalıştınİnip kalkan pistonlarını hissediyorum
Dönerken basımı döndüren kayısına bakıyorum
Ve debriyaja basıyorum, teybin basını acarak
Usulca 1. vitese takıyorum ve gitmeye baslıyorum
2,3,4,5...elimden kayıyor vites
Ayagıma az geliyor gaz pedalı
O da ne?Kulak zarımı delen ses de ne öyle
Lastik mi patladı? Yok!
Fren mi patladı? Yok!
Şaft mı kaydı? Hayır!
Öndeki arabanın içindeki çocugun elindeki iğne
Diğer elindeki balona değdi meğer
Bende korktum sana birşey oldu diye
Aklımdan neler geçmedi ki
Egzosuna birşey mi soktular diye
Arka tamponuna mı sürttüler diye
Ama şükür ki çok iyisin; hala saatte 172 km hız yapabılıyorsun
Yoksa sen Citroen Saxo ile mi flört ediyorsun?
Çok iyisin len,Bayagı iyi gidiyon lem,Feda olsun sana Saxolar
Seni hiç bir şeye değişmem
Benim canım TOROS'um

Kendi Yapıtımdır  ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 28, 2007, 21:47:39
Palermo! harby şiirlerin 10 numara nasıl aklına gelio yha ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 28, 2007, 21:49:42
Valla yaratıcılık işte şimdi Matematikle ilgili bir şiir yazıcam...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Nisan 28, 2007, 21:52:00
Bazı sözleri tasvip etmesekte hoş bişi ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 28, 2007, 21:53:39
Aslında onlar bilerek koyuyorum...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Nisan 28, 2007, 22:55:33
super olmus nan  ;D  takdir ettim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Nisan 28, 2007, 22:58:37
Üzerime alınaraktan Teşekkur ediyorum :d
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: @LAYINA GİDER - Nisan 29, 2007, 00:32:27
Alıntı yapılan: Simurg - Nisan 28, 2007, 11:40:36
Alıntı yapılan: @LAYINA GİDER - Nisan 28, 2007, 11:13:47
bahçelerde dem dem
gel bize bazı bazı
ben annemi çok özledim
yaşasın 23 nisan
nası beyler???

bu şiiri yazmayanı dövüyolar ;D
bunu internete ben yaydım heberin varmı bakalım???
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Nisan 30, 2007, 21:56:27
 Çile

Madem bayrak astı Kürdistan diye,
Niye kapatmazsın sınırı, niye?
Vurur Musul, Kerkük sahipsiz diye,
Telafer'de şeytan hilesi vardır.

Karabağ işgalde, halkı sürgünde,
Kara bulutlar da çöktü bir günde,
Yenilmediler de düşman önünde,
Rus'un, Ermeni'nin hilesi vardır.

Dolaştı uzandı Grozni'ye yol,
Çadırda kış günü çıplak ayak, kol,
Yıkılmış kalmamış ne iz ne de yol,
Çeçen'in bitmeyen çilesi vardır.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 01, 2007, 12:13:38
Bana Kalbimi Geri Verme... 
  Bana kalbimi geri verme son bir hatıra benden sana kırık bir kalp
Bir parçası bende diğeri sende bana kalbimi geri verme
Baktıkça beni hatırla gözyaşlarımı hatırla sen giderken
Ve ölümü hatırla beni anarken
Hatırlıyormusun bilmem ilk tanıştığımız gün
Elinde tuttuğun kırık kalbim pıt pıt atıyordu
Nasıl yanıyordu bir bilsen aşk ateşiydi bu beni büyüleyen
Kalbimi sarhoş eden
Sana da oluyormuydu bilmem
Hiç Ayrılmayacağımızı düşünüyordum
Kim bilebilirdi ki
Bu heyecanlı aşkla yanan kalbin
Birgün parçalanacağını
Kalbimi sana verdim çünkü sana güvendim
Kalbimi sana verdim çünkü
Biliyordum düşürüp kırmazsın onu
Ama onu unutacağın hiç aklıma gelmedi
Bir tren rayı üzerine
Şimdi parçalanan kalbim
Al senin olsun!!!!

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 01, 2007, 12:20:15
SEN OLMUŞUM
Beni bende arama ben sen olmuşum
Gözbebeğinde ellerinin değdiği yerde
Ben senin adım attığın nefes aldığın yerde
Ben senin mutlu olduğun yerde
Beni bende arama AŞKIM ben sende var olmuşum..
Sessizce gidişin öldürse de beni
Kalbini bende bıraktın söylemiştin giderken
Emin ol emanetine ihanet değmedi!!!!!!
İkii ayrı beden bir ten
Ben senin gözlerinde doğmuşum
YıIPRATSA DA HASRETİN gözüme göz değmez BEBEĞİM !....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 01, 2007, 12:21:20
hürsün 
bir güvercin kadar hürsün
o gizlediğin karanlık bölümünde
nasıl bir ruh ki,nasıl bir yürek ki
nasıl istek,nasıl bir tutku ki
alırda avucunda tutabilirmisin?
günlerce gözlerime baktın.
nasılda yalanları sakladın
yüzüme yakışırdı gülümsemek,
şimdi mermerleşmiş gülümseme getirdin

bir güvercin kadar hürsün
tutunduysan başka benliğe
soluğun karıştıysa,başka soluğa
yumuyorum gözlerimi...

bir güvercin
kadar hürsün...

YAZAN:SELİN DENİZ


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 01, 2007, 17:39:09
AYRILDIM SONUNDA
SENSİZLİK HARAM HAYAT HARAM OLDU
GÖZLERİM SENSİZ GÖÖRMEZ
KULAKLARIM SENSİZ DUYMAZ
NEREYE BAKSAM SEN
VARSIN BURDA
HEP KALBİMDESİN KALBİMDE
HALA KULAKLARIM DA ÇINLAR SESİN
HALA SENİ SEVİYORUM DEYİŞİN
AYRILDIK İŞTE MUTLUMUSUNUZ
AYRILDIM SONUNDA



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 01, 2007, 17:41:10
bilseydim severmiydim

Ben senı tanıya dek yasamıyormusum.
o dınledıgım ask parcalarını ne demek ıstedıgını senı tanıdıgımda anladım.
meger butun sarkılar ask uzerıne yazılmısta haberım yokmuş..?
cunku ben hıc asık olmamıstım..
be hayatta tek sana asık oldum.
bır tek senı sevdım bır tek senı sevdıcegım..
meger sen bunu bılmemısın ..
sen benı tanımamısın..
benı bırakıp gıttın ya..
arkanda ne bıraktıgını bılıyormusun ..
yıkık bır hayat,yıkılmıs benı bıraktın ..
nasıl kıydın vefasızın kızı nasıll...
oysa ben senı oyle sevmıstımkı..
kendımı unutmusum kendımden gecmısım ..
hıc kımse umrumda deyıldı artık..
hıc kımseyı gozum gormuyor artık sen den baskasını..
ama sen bana acımadan elının tersıyle ıttın..
meger sen senı sevıyorum kelımesının anlamını bılmıyormussun..
kendıme deyıl sana acıyorum..
belkı daha kaç ınsanın canını yakıcaksın..
daha kac kısının duygularıyla oynıcaksın..
kac kısının daha hayatını mahvedeceksın..
ne dıyorum bılıyormusun...
hayat arkadası dıye sectıgım ınsanda boyle bırakıp gıderse...
keske dıyorum dogmasaydım..
keske dıyorum bu gozlerımı acmasydım dunyaya...
ınsan boyle ınsanları tanıdıkca yasamak bıle ıstemıyor...
kahredıyor yasadıgı gune...
dunya bu kadar zalım ınsanlarda zalım...
ne yaparsın...

Allah nasıl bır tane oldugu bır gercekse.
Ölum nasıl bır gercekse.
Topragın nasıl suya muhtac oldugu bir gercekse.
Ac bir mıdenın ekmege nasıl muhtac olduguda bir gercekse..
Bunların degişmesi mumkun olmadıgıda bir gercekse..
Benım sana olan sevdam.
Benım sana olan askım.
Boyle gerceklerden birtanasii...VEFASIZ..

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 01, 2007, 17:48:09
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan

Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkânlara, evlere, kahvelere

Hâtıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden

Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken

Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutulur

Başka ne yapılır böyle bir günde
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!"
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 01, 2007, 18:00:42
ne hasta bekler yatağı
ne bir ölüyü mezar
nede şeytan günahı
seni beklediğim kadar

geçti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak hayalimde gölgeni
gelme artık neye yarar
git

artık herşey bitti
sakın elimi tutma
artık herşey bitti
gözlerime bakma
artık herşey bitti
dinleme kapıları
artık herşey bitti
nasıl inandırayım
(artık herşey bitti
unuttum o tatlı sözleri
artık herşey bitti
unut sende geçenleri)

ellerinde yok sıcaklık
gözlerin bak hep karanlık
herşey bitti
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 01, 2007, 18:03:42
Pencerem boşluğa açılır, göremem gidişini
Camlar buğulanmaz arkandan ve silinmez sevdan
Pencerem boşluğa açılır, göremem gidişini
El sallayamam hiç sana ve yuvarlanır dünya
O son noktanın öncesinde, sonrasında sonra
Olmadığın zamanlara bak tepetaklak
Sana 'git' diyen kimdi, milyonlarca benden birisi mi
Gözlerime baksana gözlerime,gözlerimize
Sana 'bitti' diyen kim, ben sadece git demiştim
Hangi yıldızı görüp seçersen göklerden ona git
Gül kokulu odamda kim gülümser uyanışıma
İpek geceliğinde kaç çığlığını duyarım daha
Daha kaç gün dayanır bu köhne yürek sürgitlere
Nereye gidersen git ama sakın 'bitti' deme
Pencerem boşluğa açılır, göremem gidişini
El sallayamam hiç sana ve yuvarlanır dünya
Pencerem boşluğa kapanır, yüreğim dolu dolu
Camlar buğulanmaz bir zaman , hatıra olur sevdan
Sana 'git' diyen kimdi, milyonlarca benden birisi mi
Gözlerime baksana gözlerime,gözlerimize
Sana 'bitti' diyen kim, ben sadece git demiştim
Hangi yıldızı görüp seçersen göklerden ona git
Gül kokulu odamda kim gülümser uyanışıma
İpek geceliğinde kaç çığlığını duyarım daha
Daha kaç gün dayanır bu köhne yürek sürgitlere
Nereye gidersen git ama sakın 'bitti' deme

Gün batar usul usul kararır gece
Bardaktan boşanır yağmur sel olur gider.
Gündüzler geceler ne zaman biter?
Şu batan güneş nereye gider?
Buharlaşır yeniden dökülen su,
Bulutları sil pencerenden sevgi devrialemi bu,
Yeniden doğar herşey,
'Herşey bitti' dediğin anda bir gül kök salar damarlarında,
Herşey biter bir şey bitmez
Herşey biter bir şey bitmez
BİTTİ




forza ilhan irem
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 03, 2007, 00:29:21
    Seviyorum demek zordur her zaman
Boş bir laf gibi gelir
Dur söyleme yalnızca bak bana
Gözlerim söyler nasıl olsa
Her günün akşamında
Seni çok çok seviyorum
Gece göz kırparken duvarlara
Seni özlüyor ellerim
Seni seviyorum
Bu gece ah bir kollarıma
Yaşanan o duygularla
Öp beni ah bu gece
Bu gece öp beni


Bora Öztoprak-Seni Seviyorum
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Mayıs 04, 2007, 19:14:45
Zor Günler

Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına
Kizdığım oldu zamanında ama inandığımda
Ömrümde her şarki başka bi kapi açti
Bu sarkinin ardinda sen
Bu kapinin ardindaysa benden önce söylenmiş sözler vardi

Çok zor günler geçirdim vaktiyle
Alemde savaşlar çirpinişlar nihayetinde
Asik olmak kismetmis yar, sana..
Asik olmak kismetmis yar..

Seçtiğimiz hayatlar mi bunlar? seçtiklerimiz mi ?
Bunca yokluk, bunca kiriklik, bunca aci
Seçtiklerimiz evet !
Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli
Senin askinsa bi dönem ödevi


Bir gece cikip gelsen olmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen gelmezsen yar
Bir aksam çikip gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen öleceğim yar

Bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize
İkimiz çokmuşuz meğer bu resme
Kapatmadan bu kapıyı yinede
Bu yaralar bereler sanadır bileler ...

Bu yaralar bereler sanadir bileler
Göreler askimi
Sahidim gök kubbe
Asigim bekletme

Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bi tek
Benim de kanattıklarım vardı elbet
Ezdigim kumlar ve geçtigim yollar hala gölgeni taşıyorlar
Hani demiştim ya en başında
Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye
Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle

Çok zor günler geçirdim vakiyle kalbimde
Firari endiseler nihayetinde
Asik olmak çok zormus yar sana
Asik olmak çok zormus yar

Bir gece çikip gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm begen gelmezsen yar
Ölecegim yar
Bu şarkı sadece benimdi sevgilim
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize
Yazmışsın ya 'onu sevebilecegimi düşünmüştüm' diye
İşte o günden beri belkide bu yüzden sadece
Bu yaralar bereler sanaydı aşkı bileler
Göreler aşkımı şahidim gök kubbe

İclal Aydın
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 05, 2007, 09:55:00
Hiç sevmedim kimseyi senin kadar
Yüregim yanmadı hiç bu kadar
Çok yalnızım
Seninle bir yarım yok

Söylemeden olmaz
Ben sana aşıgım, ben sana aşıgım
Eger elindeyse ne olur çal kapımı
Eger yüregindeysem ne olur sil göz yaşımı


Sen bilmezsin alırım haberini,
Yollara küsmüşsün hissettinmi gittigimi?
Buralar cehennem oldu inan bana..
Yanıp kavrulsamda seninle güzel Ankara
Güneşimiz bu aşk yakar yüreğimizi
Perde olmuş gözlerimize göremeyiz hiç birşeyi..

Benim karahaberim senindir.
Eğer Leyla'n ölmüş derseler gelme sakın istanbul'a.
Bulamazsın ki beni buralarda.
Bir bulut ol git Ankara'ya.
Yağ istediğin kadar toprağıma.
Ben bizim bahçede olacağım.
Tam siyah kordonlu saatin yanında.
O zaman bensiz dünyaya istediğin kadar bağırabilirsin.
Sensiz bu dünyayı sevmiyorum, sevmiyorum, sevmiyorum..
Ama şimdi ne olursun gel..
Leyla'n hayatta ve istanbul da.
Nefes almakta bir gün zor gelecek miydi bana?

Tek hayalim hissettiğim şu son nefeslerimi seninle alıp vermek..
Ben Sana Aşığım...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 13:12:04
Vazgeç, direnme kalbim
Vazgeç, bekleme.
Sesini duyan yok,
Boşa sitem etme.
Unut onun gibi, unut sen de...
Kaç kez denedim; seni silmeyi bir kalemde
Ne çare...
Kaç kez öldüm o uykusuz gecelerde...
Anılarla avundum senelerce
Hep başucumda, hala saklarım, her sözü vurgun o satırları.
Yok! Yırtıp atamadım.
Hayır yakamadım.
O mektubu bırakıp gitti gideli
Ne aradı, ne sordu.
Vefasız uyuttu beni
Buralarda zaman durdu,
Ah dönmedi unuttu beni.
Bir sabah alıp seni benden gittin bu diyardan
Hazin bir mektup yadigar kalan
Senden bana son hatıran
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 13:14:23
Yine sensiz güneş batıyor
Yine sensiz akşam oluyor
Beni bekliyor kederler
Yine gecem hüzün kokuyor

Heryerde, herşeyde izin var
Seni anlatır,
Hatırlatır bütün şarkılar
Ah! Bu yalnızlık neden? Söyle
Sensiz nasıl geçecek yıllar?

Nerdesin, kiminlesin?
Ah! Sevgilim, dön, seni çok özledim

Dönmeyeceksin sen anladım
Ben sensiz, ben sevgisiz
Nasıl yaşarım?
Gözlerim ıslak bekliyorum
Bir umut ver, ver yalvarırım

Nerdesin, kiminlesin?
Ah! Sevgilim, dön, seni çok özledim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 13:14:58
Uçsuz bucaksız bir çölün ortasındayım
Dayanılır gibi değil çıkmazdayım
Adım adım izimde yalnızlığım
Reva mı hep kırık dökük sevdalarım

Ah düşlerim berduş sevgilerim
Kalmadı hiç mecaliniz
Dargın ümitlerim

Ah yanarım hep virane anılarım
Bırakmadı yakamı yaslar
Faydasız dualarım

Geç olmadan vazgeç bırak beni
Ardına bile bakma git unut beni
(Uzak dur yar kederimden, unut beni)

Unut beni
Hüznüm yaralar seni dayanamazsın
Unut beni
Üşütür karanlığım alışamazsın

Duy feryadımı Tanrım dardayım
Bu yol gidilir gibi değil çıkmazdayım
Dayandı kapıma yine arsız yalnızlığım
Reva mi hep boynu bükük sevdalarım
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 13:15:41
Topragindan dönsün yüzüm
Ölünce sevemezsem seni
Kan aglasin iki gözüm
Ölünce sevemezsem seni

Hak rahmetin görmeyim
Gonca gülü dermeyim
Muradima ermeyim
Ölünce sevemezsem seni

Yasamak yildizlarda
Seninle olmak istiyorum
Sevismek hüner degil
Yaninda kalmak istiyorum
Yasamak hüner degil
Seninle ölmek istiyorum

Ben bu yerde ölsemde
Ay yüzlüm yine elde
Muhtaç olayim namerde
Ölünce sevemezsem seni
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 05, 2007, 13:20:13
Sağkende sevdim
Ölüyüm
Hala seviyorum.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 14:03:27
Sen Bilmezsin

Sen bilmezsin
O hep gülen bir yanımın yanında
Solgun ve kederli iç yüzlü bir adam vardır
Hep matem tutar
Şiir söyler
Kendine kalem kırar

Ve sen hiç bilmezsin
O hep gülen bir yanımın yanında
O büyük yokluğunla
Bir tek sen varsın...



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 14:04:03

Sen aslı ol, ben de kerem
Sen tabip ol, ben de verem
Sen avcı ol, ben de ceren
Al kurbanın eyle güzel

Konarına yansın gönül
Aşk meyine kansın gönül
Uyurken uyansın gönül
Keman cümbüş neyle güzel

Gözün üstü kaşın olam
Kirpiğinde yaşın olam
Gidersen yoldaşın olam
Koma burda böyle güzel

Gönül açan güle benzer
Gül dalında yele benzer
Aşk sazında tele benzer
Kabul etmez hiyle güzel

Nedir bunca işve nazın
Yazmış bir kez yazın yazın
Yaprak düşse bitmez hazın
Kime sevdan söyle güzel

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 14:05:18
Gözlerimin içine bakın konuşurken,
Yalancı hayatlar yaşasanız da
Yalan söylemesenize bana!
Yordunuz ruhunuzu
Yanlış limanlarda demir attınız
Sonra yakalanınca fırtınalara
Kızdınız
Rüzgara...
Suçlu bendim,oydu,şuydu...
Ama siz değildiniz
Hayatlarınız toslarken duvarlara
Yüreklerinizin taşlaştığını
Anca anladınız
Siz aslında uyuyordunuz da
Uyumuyordunuz aslında
Yaşıyorum sanıp da
Yavaş yavaş
Ölüyordunuz...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 14:07:08
Sen Bitiremediğim En Güzel Şiirimsin

(Gel Nihayet)

Gözlerimle gözlerini okşamak
Saçlarında demet demet
Sonsuzluğu koklamak
Bir ömür yetmez bana inan
Aynı yastığa baş koymak
Sensizliği sunma bana su diye
Ölümüm olur kaşlarını çatman
Hıçkıra hıçkıra ağlamasın umudum
Gidişinle vurma beni keleş mermisi gibi
Gel nihayet baharda beni sevsin
Gülüşünle erit buzdan köşklerimi
Kuran sesi duyulsun topraklarımda
Gönül limanımda sensiz kalmasın sevgim
Bakışım hasret kalmasın sana.

Gece buz gibi soğuk
Üşüyor yüreğim
avuçlarımda kuşlar ölür
Senin olmadığın yerlerde
Öksüz kalışım yalnızlığımın şarkısıdır
Duyulmaz mı sana feryadım
Kurutmaz mı gözlerini hayalim
Düşer gibi karşımda durma
Uykusuzluğum sen olmadığın içindir
Yaramda kanıyor ellerin sarmıyor.

Sen, bitiremediğim en güzel şiirimsin
Okumaya hiç doyamadığım türkümsün
Bunun içindir vazgeçilmez oluşun
Kumlar yürüyüşünü özledi
Rüzgarlar nefesini.

Ve sen hala yoksun
Ben yaralıyım,tutsağım
Ama sadece senin mahkumunum.
Esaretimsin hadi kır zincirlerimi
Hürriyetim sensin unutma beni.

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 05, 2007, 14:08:07
Uzaklarda
Çok uzaklarda seni seven biri var
Seni cok seviyor seni cok özlüyor
O seni her sarkida beste
Her siirde güfte kadar içiçe seviyor.
Ömür gibi yasiyor seni özelsiyor

Her resmine bakisimda
Senin icin agliyor çicegin
Seni düsünerek hülyalaniyor.

Bana her seferinde gel deyislerin
Seni cok seviyorumla
Veda edişlerin ve tabii ki
Her saniye seni düslemelerim.

Sen benim canim
Sen benim kiyamadigimsin...


Sen beni yildizlarin
Parlakligi kadar aydınlattın
Günesin sicakligi kadar sevdin.
Hani baharın müjdesi papatyalar var ya
Onlar kadar saf ve karlar altindaki
Kardelen gibi sevda duyarak sevdin.

Yine de belki gelirsin diye
Umarsızca saatlerce seni bekliyorum.
Karlar erisin bir gün mutlaka beni saracak
Saçlarımı yüzüne dolayacak
Kokumu salacaksın üzerine
Ve yakama bir kardelen iliştireceksin.

Düş değil biliyorum
Cünkü seni cok seviyorum..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Mayıs 06, 2007, 19:38:00
BEN BU YURDUN TAPUSUYUM

Kulağıma ezanla, TÜRK demişler adıma
İslam'ın şerefinden, eklemişler oduma

Zalimin başına dert, mazlumların ahıyım
Gelip geçen tarihin, en büyük silahıyım

Doğudan batıya dek, her yere satır satır
Adımı şimşek yazar, şanımı gök anlatır

Yoktur yağıdan korkum, dört bir yanda ben varım
Kuşatılsam her gece, yıkılmaz tunç duvarım

Bir yanım Alp'tir benim, Eren'dir diğer yanım
Bu bayrak yere inmez, verilmeden son canım

Yıldız benim bedenim, ruhum ise Hilal'dir
Pusatın adı Kürşad, minareler Bilal'dir.

Ya dön tersine tarih, ya bu itleri sustur
Çağlara mühür vurmak, yalnız bana mahsusdur

Çiğnetirsem vatanı, dert çıksın muradıma
Atam kalkıp mezardan, tükürsün suratıma

Mazluma bir demet gül, zalime korkunç pusuyum
Adım TÜRK ise benim, ben bu yurdun tapusuyum



MIRZABEG
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: black_eagle_sefa - Mayıs 08, 2007, 16:07:34
Kara gözlüm, efkarlanma gül gayri
İbibikler, öter ötmez ordayım
Mektubunda diyorsun ki: 'Gel Gayri'
Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım

Ah çekerim resmine her bakışta
Bir mahzunluk var o boyun büküşte
Emin ol ki, her sigara yakışta
Sanki, duman tüter tütmez ordayım

Mor dağlara karargahlar kurulur
Eteğinde bölük bölük durulur
On dakika istirahat verilir
Tüfekleri çatar çatmaz ordayım

Dağlar taşlar bu hasretlik derdinde
Sabır sebat etmez gönül yurdunda
Akşam olur tepelerin ardında
Daha güneş batar batmaz ordayım

Aramıza dağlar girmiş koskoca
Meraklanma gönlüm dağlardan yüce
Bir gün değil, beş gün değil, her gece
Yatağıma yatar yatmaz ordayım

Bahar geldi koyun kuzu koklaştı
İki aşık senelerdir bekleşti
Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı
Vatan borcu biter bitmez ordayım......................
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Mayıs 08, 2007, 19:39:41
Son Sözün Şiiri

--------------------------------------------------------------------------------

Farzet ki son sözlerim bunlar
Hani ölüm dayanmış kapıma
Utanmayacağım yani dediklerimden
Cevabını duymayacağım
Ki biliyorum aslında
En azından, tahmin edebiliyorum
Farkındayım yani pençesine düştüğüm
Amansız ölümcül hastalığın
Farkındayım yani
Karşılıksız aşk denilen illet
İçten içe bitirmekte beni
Ama şimdi bu değil, olmasın, ölüm sebebim
Farzet ki ben bambaşka bir şeyden ölmekteyim
Utanmaksızın konuşabilirim yani
Varsa bildiğim bir sır, paylaşabilirim
Dağlara taşlara haykırarak
Yahut, fısıldayarak kulağına
İtiraf edebilirim, utanmam
Cevabın umrumda değil artık
Duymayacağım
Şehadet olmayacak son sözüm belki de
Yani cehennemlik olurcasına fenayım
Yani aşığım sana, onu diyeceğim
Sonra cevabını duymadan öleceğim.


G.Özdemir
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Mayıs 11, 2007, 09:52:49
Kimdir O?

Herşeyi bilir sinsice susar
Sen yaparsın o gelir bozar
Son günü bekler nefreti kusar
Kalbi bataklık yarını yutar
Görmezsin, duymazsın, hep vardır

Tepede beyaz bir saray
Sarayda soytarı bir kral
Kara haber onun işi, sıra kimde?
Kanlı resimler ressamı
Sergide insan mezarı
Satılık olan karanlıktır çerçevede

Tanrısı para, kendine köle
Sözleri zehir, onu dinleme
Sadık uşakklar eteğini öper
Korku üretir, sislere gizler
Alırsın, satarsın, yutarsın.

Tepede beyaz bir saray
Sarayda soytarı bir kral
Kara haber onun işi, sıra kimde?
Kanlı resimler ressamı
Sergide insan mezarı
Satılık olan karanlıktır çerçevede
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Mayıs 11, 2007, 15:16:35
UNUTTUM SENİ


YÜREĞİME TAŞ BASIP


GİDECEĞİM BURALARDAN


GÖZLERİMDEN YAŞLARI SİLİP


HAYATA YENİ BİR ADIM ATACAGIM


SULARIN DERİNLİKLERİNE ALDIRMADAN


KOŞMAYA BAŞLAYACAĞIM


O ZAMAN UNUTTUM SENİ DİYİP


DERİN BİR NEFES ALACAĞIM


MUTLU OLURSUN BELKİ


BELKİDE ÇOK ÜZÜLÜR


KAFANI TAŞLARA VURURSUN


O ZAMAN UNUTTUM SENİ DİYİP


GİDECEĞİM BURALARDAN


SANA KİM YARDIM EDER


KİM AYAKTA DURAMANI SAĞLAR


BİLEMİYORUM!


BENİ İSTEMİYORDUN ŞİMDİ


SEN SENİ İSTEYEN BİRİNİ BUL


BELKİ BENİM KADAR SEVMEZ SENİ AMA


ŞUNU SÖYLEBİLİRİM SANA


SEN SENİ BENİM KADAR SEVENİ ASLA


AMA ASLA BULAMAZSIN


ŞUNUDA UNUTMAKİ UNUTTUM SENİ...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 11, 2007, 18:24:52
Bazen agladiginizda,
Kimse goz yaslarinizi gormez.
Bazen iciniz yandiginda,
Kimse acinizi gormez.
Bazen endiselendiginizde,
Kimse derdinizi gormez.
Bazen mutlu oldugunuzda,
Kimse guldugunuzu gormez.
Ama bi OSURSANIZ...
Herkes Duyar........


bitiyorum buna yaa
;D ;D ;D ;D ;D ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Mayıs 14, 2007, 00:22:48
Dede Korkut Destanı'ndan




Ulaş Oğlu Salur Kazan Beğ in destanını
Dedem Korkut'un anlatması, kopuz çalıp dinletmesidir :


Şölenlerde dokuz türlü aş yenir;
Ala geyik, süt kuzusu, kuş yenir..
Ak kımızla taş da olsa, hoş yenir.
Toy kurulur aşın sonu gelende
Dedem Korkut varsa eğer şölende.

Bugün yine bir otağda şölen var
Yır söyleyen, el şaklatan, gülen var..
Dediler ki: "Otağa bir gelen var.."
Karşılayıp yol açtılar gelene,
Dedem Korkut, yom getirdi şölene.

Hem kımıza, hem azığa kanıldı.
Şükredilip Hak Peygamber anıldı.
"Boy boylansın, soy soylansın denildi
Dedem Korkut, bağdaş kurup yanladı,
Kopuzunun telleriyle ünledi:

-"Beğlere beğ, bana ozan derler hey
Yüzyıllarca dilde gezen derler hey!
Ulaş Oğlu Salur Kazan derler hey!
Bir Beğ vardı; yırtıcı kuş bakışlı,
Kendi kaplan, atı ceylan sekişli...

Yağız aygır kuduranda binici;
Kara kâfir kuduranda yenici,
Meydan içre, kanı kanla yunucu.
Bilekleri, körpe çınar kabası;
Koç burunlu Han Uruz'un babası

Düğünlerde doksan davul dövdüren,
Al aygıra, kara demir gevdiren,
Kırk mızrağı, kalkanıyla çavdıran..
Kükreyende, arslan dense gerekli;
Saldıranda, kara doğan yürekli!.

At sürerken savrulanda hırkası..
Gölgesinden kızıl devler ürkesi.
Dar boğazda, kalmış yiğit arkası,
Bayındır Han güveyisi Kazan Beğ
Obasından taşra çıkıp dedi:" Hey!

Doksan tuğlu otağlarım kurulsun.
Doksan yerde ipek halı serilsin.
Gökyüzüne ala sayvan gerilsin..
Doksan yerde koç kazanım kaynaya,
Kös vurula, al kısraklar oynaya.."

Beğ ünüdür, duyulması tez olur.
Dağ yassılır, gök kayalar toz olur.
Beğ gönlüne düşen damla köz olur!
Ak elleri bileğinden kınalı
İnce kızlar alca şarap sunalı.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: AsA - Mayıs 15, 2007, 18:36:12
CENNETTEN MEKTUP
Hasretim sana dediğin de
Aklımın her köşesinde sen vardın
O masum gülüşün ve saf sevginle,
Beni sadece mutlu eden şey
Bana hasret kalman değil
Beni ölümüne sevmendir.

Beklide şu anda sevgin
Benim en değerli hatıramdır
Burası ne kadar karanlığa boğulsa da
İnan ki ben seni asla unutmayacağım
Bendeki bu hatıranı asla kaybetmeyeceğim
Şu an bu dünyada senin yanında olmasam bile...

Bil ki ben sadece seni sevdim
Senin uğruna bu dünyayı hiçe saydım
Bir hiç uğruna bu karanlığa hapsoldum
Ama hiç de pişman deyilim
Çünkü seni ölümüne sevdiğimi gösterdim
Dünyaya bir daha gelsem yine seni severim..


alintidir..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Mayıs 17, 2007, 17:55:14
Lisan

Güzel dil,Türkçe bize
Baska dil, gece bize
İstanbul konusması
En saf, en ince bize

Lisan sayılır öz
Herkesin bildiği söz
Manası anlasılan
Lügata atmadan göz

Uydurma söz yapmayız
Yapma yola sapmayız;
Türkcelesmis, Türkcedir;
Eski köke tapmayız

Acık sözle kalmalı
Fikre ısık salmalı
Müteradif sözlerden
Türkcesini almalı

Yeni sözler gerekse
Bunda da uy herkese;
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse

Yap yasayan Türkceden,
Türkceyi inciltmeden
İstanbul-un Türkcesi
Zevkini, olsun yeden

Arapcaya mayletme
İran-a da hic gitme
Tavcih-i halktan ögren
Fasihlerden isitme

Gayn-lı sözler emmeyiz
Cocuk degil memeyiz
Bir kac dil yok Turanda
Tek dilli bir kümeyiz.

Turanın bir ili var
Ve yanlız bir dili var
Baska bir dili var... diyenin
Baska bir emeli var

Türklügün vicdanı bir
Dini bir, vatanı bir
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisanı bir.
                     
                           Ziya Gökalp
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Mayıs 18, 2007, 09:56:10
Suskun

Bil ki;
Sen akarsan
Ben çağlarım,
Sen esersen
Ben gürlerim,
Sen anlatırsan
Ben dinlerim,
Ama
Sen susarsan
Ben biterim.

Derin suskunluğunun
Kalın kara perdelerinden
Dikiliyor kefenim.

En zor olanı
Ne konuşmak
Ne de susmak,
Susanın karşısında
Bekler olmak.

Kimler esir etti
Seni suskunluklara
Gitsem, bulsam
Öldürsem
Yine susar mısın?

Konuş diyorum, susuyorsun.
Susma diyorum, susuyorsun.
Sorduklarında beni sana
"Nasıl bilirdiniz" diye
Yine mi susacaksın?

...

(Susma hakkımı kullanıyorum)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 19, 2007, 13:07:16
Hayat
Doğuda sessizlik
Suskunluk anlamında
Batıda ise
Değerli bir taş sanki
Susmak doğuda
Erdem
Meziyet anlamında batıda ise
Değersiz bir hak gibi
Ayır bizi boğaziçi
Kutsa beni atlatmadan
Gülmek
Doğuda utanç
Kibir anlamında
Batıda ise
Doğal bir istek sanki
Bilgi
Doğuda saygınlık
İtibar anlamında
Batıda ise
Paraya endeksli
Ayır bizi boğaziçi
Anlat bizi ayırmadan
Aci, ağrı ve sonsuz çile
Politikayla yok hiç bir dilde



AYIR BİZİ BOĞAZİÇİ!!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 19, 2007, 15:04:27
Sen gİbİ

Taşıdığın her duyguda olmak var ya

Adını koyup gözlerinin uğruna ölmek gibi

Kalabalık zannettiğim her yerde bir sen olursun ya

Kalbinde olup başka yerde var olamamak gibi

Koşuyorum zannedip başladığın yerde olmak var ya

Gitmelerin en kıskancı sen gibi

Saatlerin en geçinde geceyle olmak var ya

Özlemin en uzağı, en tuzağı gibi

Seninle olmak var ya

Her duygunun en zoru gibi


Hayat ve ölüm sen gibi...
_________________
ESKİDEN

Sana seni anlatamadım
Koydukça ellerine umutları
Susuzluğa açtın yapraklarını
İnatla süründün içimde
Yaşayan tek canlı gibiydin
Nefesini, nefesimi içine hapseden
Beni aldıkça kalbine
Sana seni anlatamadım

Koşar adım döndüğümüz sokaklara döndün hep
Gençliğini yaşadın yeniden
Ay oldukça sessiz
Kayboldukça hırçın oldun
Bana seni sordun
Yine seni sana anlatamadım

Yalnızlık terapime gölge oldun
Oysa alışmıştım ben,
Bir doz resminden alarak
Bir sabah, bir akşam...
Aşkı yaşamıştım eskiden

Yıllanmış düşler sarhoş etti beni her gece
Heyecanla seni bana anlattım, anladı
Ama seni sana anlatamadım
Ne eskiden, ne de şimdi...
-------------------------------------------------------
KAHVE GÖZLÜM
Ben seni dalgalarında sevdim Akdeniz'in
Denizin melteminde okşadım saçlarını
Kırık bir balıkçı masasında tuttum ellerini
Soğuktu, titriyordu üstelik
Gözlerine sordum sebebini
Cevabı yıldız yıldız parlamak oldu
Her akşamı nefretle beklerdim
Çünkü alırdı seni benden
Sabahları iple çekerdim
Koşarak bana gelişini günaydın deyişini
Yıldız gözlerini özlerdim
O kara rıhtımda insanlar ağlaşırdı
Mendiller sallanırdı ufuklara uzun uzun
Ayrılığı seyrederdik sessiz ve masum
Vapur düdükleri öterken hep göz göze gelirdik
Öldürseler bile bizi ayıramazlar derdik
Yeminler, verilen sözler hep boşmuş
Ayrılmak yalan değilmiş kahve gözlüm
Anladım yine de seni ve sevdamızı unutmadım
Senden son ayrılışımı düşünüyorum
Sararan söğüt dalları arasında vedalaşmıştık
Unut beni demişti titreyen dudakların
Oysa ben biliyordum senin unutulmaz olduğunu
Git artık diye haykırıyordun
Çıkan bir hazan rüzgarı eteklerini dalgalandırırken
Dikkat ettim gözlerine ağlıyordun
Sevdiğim dalgalara düşman oldum
Denizin meltemine kin bağladım
Öterken vapurun acı düdüğü
Kahve gözlüm ilk kez ben de ağladım
Ne balıkçı lokantasında ki rakı
Ne de martı sesleri
Unutturmadılar seni bana
Nefret ettiğim akşamlar aldı seni benden
Şimdi umudum sabahlarda
Gün ağırana dek seni bekleyeceğim
Deniz kenarında ki yeşil bankta
İşte orada çaresiz, yıkılmış
Belki de ölmüş biri olacak
Belki bir sabah geleceksin
Lakin vakit geçmiş olacak
_________________
sensizim üşüyorum
kilit vurdumkalbime hayallerime
ne bundan sonra sevdaya dair birşeyler beklenebilir
yüreğimden,
nede sevebilirim bir başkasını delicesine,
canımı verecek gibi

al artık sevdaya dair ne varsa üzerimde
paylaş kendinle,geleceğinle

düşünüyorsun dimi bazen
''alıştı bensizliğe''diye
hıh
kolay sanıyorsun dimi ömrümü sensiz geçirmeyi,
gittiğin ilk andan gözlerim güldü sanıyorsun dimi,
güldümm evet
ama içim ağlıyor içim,gülsemde
gözlerim acı bakıyor artık

sana kolay geldiği gibi kaçmaksa eğer ,vaz geçişse
ben zoru seçiyorum,hayallerim kaybolsada,
ben canımı geri istiyorum
SENİ HALA ÇOK SEVİYORUM...
_________________
VAR MISIN ?
Biliyorum şaşıracaksın
Son sözler gibi gelecek kulağına
Yoo yanılmıyorsun.
Son sözler bunlar.
Bu uzaklığı kaldırmak için ortadan
Sadece bir ufacık his'tik, sen bana ben sana
İki satır lâf, iki mısralık şiirdik
Bir gülücüktük
Bir soru isareti
Oysa daha fazlasını istemek bencillik mi?
Anla artık!
Sözler var ama satırlar yetersiz
Düşünceler var ama sayfalar yetersiz.
Duygular var ama mısralar yetersiz.
Anla artık biliyorum bir sen var, bir de ben
Uzak uzak yerlerde ayrı ayrı şehirlerde.
Ama desem ki, sana:
Biz demeye var mısın?
Desem ki, ne sen olsun, ne de ben.
Bir biz olalım.
Var mısın
_________________
Giderim

Aglarim ben gun batiminda,
Bazen sebepsiz bazen yarinlara..
Bilemezsiniz beni..bilmeyin..
Tek bir dost kalmami$ yanimda..
Korkarim ben insanlardan..
Yalansiz yada dogruca..
Bazen firtina..bazen yagmur altinda..
Ko$arim ben yarinlarima..
Sevmem ben sevemem..
Kalbimi calmi$lar..artik istemem..
kuskunum ben dunyaya..
Belki sana belki dosta..
Mutsuzum i$te..yine..
Giderim ben ama nere..
_________________
Söyleyemediklerim

Gözlerindi sustuklarım..
Söylediklerimle aynıydı hemen hemen
Aynadaki yansımamdın,gözlerinde görüyordum kendimi..
Susuyordum..
Çok şey gizli kaldı,çok şey saklı..
Biraz da yalandık aslında,biraz..
Her şey gibi..
Dönüp dolaşıp aynı limana gelmek zorunda
O gemi,söyleyemediğim,sustuğumdur..
Yalanlar içinde boğulduğumdur..
Hayallerimdir kurduğum,düşlerimdir..
Biraz da malumdur..
Ben seni sevdim...
Konusmadan,susarak..
Gözlerine baktığımda yüzbinlerce kelime akardı gözlerine..
Bir tanesini bile anlayamadın yazık..
Dilindeki aynıdır dilimdekinle..
Milyonlarca insan gibi..
Gözlerimle aynı dili konuşan gözler tektir işte..
Söyleyemediklerini,gözlerin anlatır..
Bir çift göz daha vardır,tanıdık..
Kelimeler boşa gider gerisinde..
Şimdi konuşmak istiyorsan hala kus kinini,
Ama anlamaz gözlerim seni,
Sen bana çok yakın,gözlerin bana en uzak..
tenin tenimedeğsin de,
Gözlerin gözlerime tuzak!!
_________________
BENIM ÖLÜMÜM
Sana inat bir gün ölecegim.
Sana inat ve senin güzelligine...
Lale bayraminda güllere,
Yasanmamis hayallere inat,
Senin en arzulu, en güzel çagina inat!
Kahkahalar atarak ölecegim.

Kefenim olmamak pahasina;
Is olsun diye, spor olsun diye...
Kalleslik olsun, kurnazlik olsun diye...
Sinsice ölecegim, haince ölecegim.
Nasil ölünürmüs gösterecegim.

Ibrat alacaksin, kiskanacaksin.
Ilkten tanimayacaksin tabutumu.
Sonra öldügüm söylenecek inanmayacaksin.
Sonra onu bir iki defa görmüstüm diyeceksin...
Yüzünün kizardigini göremeyecekler,
Sükredeceksin.

Sonra sessizligim hükmedecek tüm limanlara
Ölü yelkenliler batacak.
Sebepsiz öldügüme hükmedeceksin.
Kendini avutacaksin kandiracaksin
Ben ölmüs olacagim, susacagim.
Suçu benim üzerime atacaksin.

Sonra gençligim aklina gelecek,
Sonra, seni ne kadar sevdigim, sana taptigim.
Sonra çelik gibi vücudum gelecek aklina...
Gücüm kuvvetim, sihhatim nesem.
Ölümüm ecel olmayacak!
Bunu gecelere haykiracaksin.

Fakat bunu anladigin zaman
Kemiklerim çürümüs olacak.
Aynalarda birazcik katil göreceksin kendini.
Mezarimi deseceksin tirnaklarinla,
Böcekler beni tasimis olacak.
Bu dünyanin bütün milyonlari da,
Unutmayi satin alamayacak.
Sana bu kallesligi yapacagim.
Firar edecegim dünyadan,
Yüzünü bir daha görür görmez
_________________
HERŞEY SENDE GİZLİ


Yerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatlarının çırpındığı kadar hafif.

Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...


Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü...

Ne renk olursa olsun kaşın gözün

Karşındakinin gördüğüdür rengin

Yaşadıklarını kar sayma,

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa

Sevdiğin kadardır ömrün.

Gülebildiğin kadar mutlusun,
--------------------------------------------------
Üzülme

Bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın


Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü...

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak!

Bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün...

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli

Bebek ağladığı kadar bebektir

Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 19, 2007, 15:05:45
ŞU KALBİM BENİ ÖLDÜRECEK

Şu kalbim beni öldürecek!
Yaşam onunla devam ediyor,
Ama sonu da onunla...
Sadece kan pompalamakla kalmıyor,
Beynime de esaret pompalıyor.
Ne laftan anlıyor,
Nede sözden...
Düşüncelerimi yasaklamış,
Bir dikta gibi,
Ne düşüneceğimi o söylüyor...
Bana her şey yasak,
Senden başka...
Hasretin bitmeyecek gibi,
Dalga dalga vuruyor, beynime...
Özlem dayanılmaz olduğunda,
Beni avutan yine özlenen oluyor...
Benim özlemim, hasretim...
Yaşamın
Boğazımı tıkadığı yerde
Hep sen varsın...
Beynimi kaplayan varlığın,
İstemediklerimin,
Düşüncelerimi tutsak etmesine engel oluyor...
Sevincim, acım...
Mutluluğum, ızdırabım...
Her şeyim sensin
_________________
Her defasında kaybolup... kaybolacağım
çıkmaz bir sokaktı aşkımız...

zamansız gidişlerin ardında
karışıp kayboluşa
ertelenen intiharlardı...
yasak düşlerden çıkıp
engellenmiş isyandı
ölüm mevsiminde
mor ağaçlardan nefes isteyen
acemi bir sessizlikti aşkımız

korkunun bile sustuğu kanlı sessizlikte
yaralı isyankarlarla birlikte
ölüm kusan arka sokakta işkence...

her defasında dalıp dalıp boğulduğumuz
derin bir okyanustu aşkımız

yakınlaştıkca imkansız ucurumlar
suskunluğu...yarayı....acemiliği yüreğinde taşıyan
kaybolmuş aşk yüzleri..
hayatın dibinde yaşamayı özlemek gibi
ulaşılmaz düşlerdi belki...

geçmişe dönük özlemlerin umutsuz güzelliği gibi
her defasında kaybolup ...kaybolacağımız
tenimize işlemiş yalnızlıktı bizimkisi
ÇIKMAZ BİR SOKAKTI AŞKIMIZ
_________________
Seni Seviyorum,
Çünkü,
Her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın ...
Fakat seni sevmek için binlerce nedenim var ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin,
Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi ...
Ama alalade bir renk değil,
Gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin ...
Hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek ...
Sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini
Anlayamadan ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Seni Sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden ...
O kadar doğal ki bu duygu ruhumun derinliklerinde,
Sanki doğduğumdan beri var ...
Sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum ...
Sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa,
ölümün soğuk nefesini öpmeyi
bir daha hiç seni görmemektense hayata arkamı dönmeyi
tercih ederim ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Ne zaman bir aşk şiiri duysam, mısralardan sen akıyorsun ...
Ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma,
Gitar telleri arasından süzülen notalar, seni getiriyor bana ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Sen hep benimlesin ...
Gözümü kapatmam yeterli seni görmem için ...
Tatlı narin tenini ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Gözlerinin içinde binlerce yıldız,
Gecenin karanlığını delip geçiyor ...
Bana bakarken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum ...

Sen Seviyorum,
Çünkü,
Benliğim sana ait ...
Sen onu buruşturup çöpe de atabilirsi,
Kalbine yakın bir yere de koyabilirsin ...
Tanrım !!!
O kalbine yakın bir yerde olmak istiyorum ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Sen sensin ...
Ama sen beni ben olduğum için seviyor musun
Onu kim bilir ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Seni Sevmeyi Seviyorum ...
Seni koklamayı seviyorum ...
Sana dokunmayı seviyorum ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Saçların ellerimin arasından kayıp giderken,
Dünyada cenneti bulmuş gibiyim ...
Bir an elimde tutuyorum o cenneti ...
Bir an sonra belki de tamamen ellerimden kayıp gidecek ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Ben hiç bir erkek için şiir yazmadım, bu hep tuhaf gelmişti ...
Ama şimdi senin için şiir yazmamak tuhaf geliyor ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
İçimde bir umut var ...
Bu şiiri belki başucuna koyarsın ...
Kim bilir belki yanına da ''Kırmızı'' bir gül ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Tanrı çiçekleri yaratırken seni de onlarla beraber yaratmış ...
Papatyadan güzel,
Zambaktan asil,
Manolyadan tatlı,
Gülden daha güzel kokulu ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Güzelliğine melekler imreniyorlar ...
Dünyada ise,
Ölümlüler arasında galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı
Onu farkedebiliyor ...

Seni Seviyorum,
Çünkü
Ölene kadar, yok olana kadar seninle olsam,
Bu herhalde bir ceza gibi gelir,
Daha çok senle olamadığım için ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Senin tarafından Sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca
mutlu edebilecek kadar güzel ve asil ...

Seni Seviyorum,
Çünkü
Seni anlatmak için mısralar yetmiyor ...
Düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
Acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
İnsana her şeyi unutturuyor,
Sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor ...

Seni Seviyorum,
Çünkü,
Bu kadar nedenden sonra bile SENİ ne kadar SEVDİĞİMİ anlatamadım !!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 19, 2007, 15:06:44
SENİ SEVİDiM BEN

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim.Gözlerim değil yüreğimdi seni gören.Sen damarlarımdaki kana karışıp,geldin oturdun yüreğime.Başka bir yerde olamazdın zaten.Sen benim en değerli yerimde,yüreğimde olmalıydın,orada kalmalıydın.çok aşka ev sahiipliği yapan bu yürek,ilk kez bu kadar kolay kabüllendi seni.Herhangi bir konuk değildin artık.Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı,ne de uğurlama.o yüreğin gerçek sahibiydin,şimdi sonbahar kışa giriyoruz ya,ben dört mevsim baharı yaşadım senınle,çiçek çiçek açtın yüreğimde.Gökkuşağı zayıf kaldı,senın renklerin karşısında.taze bir yaprak gibi yeşildin.Açelyaydın pembeliğinle.Üzerine çiğ taneleri düşmüş beyaz güldün.Kırmızıydın bir ateş gibi ve maviydin...En çok bu renklerle anmayı sevdim seni.Denize tutkundum,denizi sensiz,seni de denizsin düşünemedim.Seni severken dünyayıda sevdim ben,insanlarıd[kufur otomatik editlenmistir-uyarildiniz]endime bile dar gelirken,içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiyim artık.....
_________________
Ben seni sevdikçe öldüm
Küçük bir kalbim vardı belkide
Ama içine sığdırdığı sevgi
okyanuslardan daha büyük
Kum tanelerinden daha çoktu
Ne kıymetimi bildirdim sana
Ne de sevgimin değerini
Hatırlarsan bir söz vermiştim sana
"Sen beni sevdiğin sürece
Seni seveceğim diye"
Ama bu sözümü tutamadım
Sen beni,seni sevmeyen biri uğruna
Bırakıp böyle gitsende
Zavallı kalbim sözünü tutamadı
Unutamadı seni
Herşeye rağmen sevdi
Gecelerce seni düşündü
Seni yaşadı her anında
Ama sen başka kollarda
Artık düşündükçe kalbim
Gördü gerçeği
Anladı sevgisini haketmediğini
Şimdi ise o sevgisini
Sana olan nefreti bitirdi
Şimdi bana dönmüşsün ne fayda
Ne ben eski benim
Ne de sen eski sensin
Kalbim dolmuşken nefretinle
Seni affetmek kolay mı sence?
Ben seni ve sevgini sildim
Seni ben değil Allah affetsin.......
_________________
Bakma öyle Sessiz durduguma,
Icimde firtinalar kopuyor,
Sebebi ne senin Varligin nede Yoklugun,

Sebebi benim SANA duydugum,
Adini bile unuttugum
ASK!!!
Başlık: Hadi! Yalan Söyle bana!
Gönderen: Simurg - Mayıs 19, 2007, 15:10:37


Hadi!..
Bana yalan söyle son bir kez daha...
Hadi utanma!
Bir yalan söyle bana...
Seni seviyorum de mesela.
Mesela beni sevdiğini haykır dünyaya...
Son bir kez evet son kez yalan söyle bana!
Hadi sevgili!
Hadi susma...
Susma da konuş!
İhtiyacım var yalanlarına.
Susma konuş Allah aşkına.
Son bir kez...
Son kez, bir yalan söyle bana!
Yeniden, tıpkı eskisi gibi yalan.
Sadece yalan söylesin dilin umarsızca...
Hadi!
Susma...
Bak konuş diyor yüreğim ilk kez sana.
Bir tane...
Tek bir tane daha yalan söyle bana!
Tüm yalanlarının üzerine yüreğin; tek bir yalan daha eklesin anlamsızlığın(m)a...
Anlamsızlığımıza...
Bize...
Bana ve sana...
Sebepsiz...
Nedensiz...
Tek bir yalan daha...

Son bir kez yalan söyle bana!
Gözlerimin içine bak yine eskisi gibi...
Ve...
Ve bir yalan daha savur dünyama.
Tek fark son olsun bu seferki,
Senin bildiğin...
Benim ise hala gerçekliğine inanmak istediğim...

Hadi!
Utanma...
Son bir kez daha yalan söyle bana...
Dünyanın neresinde olursan ol özleyeceğim de mesela.
Mesela...
Mesela hep bekleyeceğini söyle bana.
Bekleyeceğim de sevgili...
Son kez söyle...
Bekle de bana!
Beklemeyeceğini bilsem bile,
Çekinme yalan söyle bana...
O yalanınla mutlu et beni.
Evet...Evet son kez...
Son bir kez yalan söyle sevgili.
Ve o yalanınla ağlat yüreğimi...
Sebepsiz...
Nedensiz...
Gözyaşlarımı akıt yanağıma...
....................................................
Son yalanlarını da söyleyip git sonra.
Hep yaptığın gibi...
Hep yaşattığın gibi,yaşat acın(m)ı bana...
Biliyorum ki giderken sen sevgili, sebepsiz hıçkırıklar düğümlenecek boğazıma.
Cümlelerim iflasın eşiğinde debelenecek yine çaresiz.
Çaresiz gecenin soğuk teni işleyecek bedenime.
Bir zamanlar ellerinle ısıttığın titrek kalbimin atışları zayıflayacak belki de...
Belki de martılara eşlik edecek delici çığlıklarım gecenin karanlığında hüzünle...
Ama olsun...
Sen yine de son bir kez yalan söyle bana!
Söyle ve git sonra...
Ölüp ölüp dirilecek olsa da ruhum sen giderken uzaklara...
Aldırma!
Aldırma asla bana.
Çünkü..
Çünkü, her ölümde ilk sen geçeceksin gözlerimin önündeki film şeridinden.
Ve her dirilişte, sana sarılacağım sebepsiz,yeni doğmuş bir bebeğin hıçkırıklarında...
Her dirilişte ilk seni görecek gözlerim..
Sonra sen kaybolacaksın bir yalan gibi yavaş yavaş, ölüm anında çıkana kadar karşıma...

Son kez sevgili...
Son kez sussun da dilim sen konuş...
Sen konuş Allah aşkına...
Son bir kez..
Son kez,bir yalan söyle bana...
Seni seviyorum de mesela...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 19, 2007, 15:12:49
Aşkımın sahilinde
Denizin dalgaları
Döverken kayaları
Köpürür dövünen su
Benim de bu sularda
Rengim beyaza döner
Aşkım sulara döner
Çırpınan bu denizin
Olurum bir parçası...
Hicranımı duydukça
Dalgalanır hislerim,
Her vuruşta
Kaya gibi bedenim
Kendi darbemle erir,
Bu ıstırap ne acı
Parçalanır ciğerim...
İçte yürek yangınım
Çeker beni denize
Şimdi engin suların
Bakın sevdalısıyım
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 20, 2007, 02:21:01
Nazan Öncel -Omzumda ağla

sen kimselere benzemessin
kimse sen olamaz

başka birine söylesem bunu anlayamaz
derdin neyse her neyse bilmiyorum
bilmemekle beraber üzülüyorum
başkalarına ağlama
gel benim omzumda ağla
bu ev sensiz yaşanmıyor
odalarına girilmiyor
şunu bilesinki olmuyor
uyunmuyor
gülünmüyor
birşey ifade etmiyor ahh

bu güne kadarmış
buraya kadarmış
deyipte gitme
lütfen gitme
ikimiz için gel
hatırım için kal
bir daha gitme


düşünmeyebilirsin
üzülmeyedebilir
olmayacak şeymidir
olmuyor mu olabilir
derdin neyse her neyse bilmiyorum
bilmemekle beraber üzülüyorum
derdin neyse her neyse bilmiyorum
bilmemekle beraber üzülüyorum
başkalarına ağlama
gel benim omzumda ağla

bu ev sensiz yaşanmıyor
odalarına girilmiyor
şunu bilesinki olmuyor
uyunmuyor
gülünmüyor
birşey ifade etmiyor ahh
bu güne kadarmış
buraya kadarmış
deyipte gitme
lütfen gitme
ikimiz için gel
hatırım için kal
bir daha gitme
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 12:57:57
Korkma bebeğim sadece ölüyorum :(

Gözlerim yanıyor karanlıkta
Yalnızım odamın dünyaya en uzak ucunda...
Ellerimde kurumuş kalmış yaşamın gözyaşları,
Saatlerdir ağlıyorum,saatler ağlıyor bana!...
Hatırlamıyorum ne yapmışım dün gece...
Gelmeyin üstüme saat sabahın üçüydü,
Ve ben içiyordum yine!!!

Yadediyordum sonu yalnızlıkla biten ve
Ufukta kaybolan karanlık anıları!...
Sızmadan önce son biramın bitimine yakın
Tek tek kadeh kaldırdım sürtük sevgililerimin ardında!...

Hatırlamıyorum ne yapmışım dün gece..
Beynimi saran duman çökmüş hayallerime...
Kan kaplamış kolumu,adını kazıdığım yere
Batırdığım bıçak haala neden benim elimde neden???

Biraz umut dedim yaktım mumlarımı.
Erimişler ben farketmeden,
Söndürmüşler bütün umutlarımı...
Ellerimde kuruyup kalan gözyaşlarım şimdi
derimi kabartıp yara yapmış acıtıyor
yazmaya izin vermiyor acıtıyor sağ elimi....

Yetmişüç saat oldu artık hissetmiyorum bedenimi
Hatırlamıyor beynim ne yaptım 3 gün önce ?
Gelmeyin üzerime,oturmuş sert zeminde
ve ben içiyordum sadece!!!!

İntahar planları çizmeye çalışıyordum,
Bok kokan değersiz bedenime...
beş adet apranax,iki şişe şarap
yada 5 mermi var tabancamda,
Belki yalnızca bir ip....

Kan tadı var dilimde,yorgunum...
Ölüm yapışmış derinlerime,HATIRLAMIYORUM.....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:00:56
Seni yasaklayacağım kendime

Hiç bu kadar yağmur yağmamıştı yüreğime
Unuturum diye bekliyorum
Bekledikçe sevda doluyorum ben benden geçtim
Bir senden vazgeçemem yüreğime hükmedemem

Ne varsa sana ait,ne biliyorsam
Gezdiğimiz sokaklar caddeler
Oturduğumuz yerler hepsini yazmak istiyorum.
Sana kızmayı düşündüm
Haksızlık ettin demenin peşinden
Gittim gittim defalarca yapamadım
Öyle temizsin ki içimde
Kusursuz,sakin,telaşsız
Hiç birşey diyemiyorum sana
Boğazımda biriktirdiğim kelimeler,
Ama sana iyi ki seni seviyorum demiştim
Bundan sonra diyemiyecektim
Her seferinde boğazıma tıktın git...

Yüreğim yanıyor yüreğim kanıyor
Ömür boyu beklerim diye söz vermiştin
Olmasaydı sonumuz böyle,
Ben seni yasaklayacağım kendime.
Gideceksin git tabi,yorgunum bittim
Şimdi dinlenmeliyim yada uyumalıyım
Garip bir duyguya tutsak olmuş gibiyim
Bu benim adam halim, bu benim sensiz halim
Bu benim en sevda halim
Yüreğim kanıyor bitmeseydi öykümüz böyle
Son sözüm ben seni yasaklayacağım kendimie
Yasaklandın Gönlüme...!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:02:39
.....kırık bir aşk.............hikayesi bu...
..umutsuzluklarla..........ve hüzünle dolu...
güneşinden yoksun; umut, bulutlar ardında
gökyüzü kapkaranlık ve biz burada ışıksızız
yollar aşılamaz türden, ufuklar bizden uzak
.bugünler mutsuz ve yarınlar çok umutsuz
...amaçlar belirsiz ve araçlar çok yetersiz
.....görüşebilmek zor, görüşmemek zor.
.........sevebilmek ve de sevilebilmek,..
............ne kadar mümkün sence? ....
...............ne kadar olası bu düş? ........
..................birleşebilir miyiz? ................
.......................sen-ve-ben .....................
.........................bir gün! ............................
.............................?...................................
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:03:44
Veda

Ellerim titredi veda ederken
Yalvarıp "dur gitme" diyesim geldi
Sen gittin karardı gözümde dünya
O anda orada ölesim geldi!

Ansızın kayboldun köşe başında
Zamansız bir deprem koptu bağrımda
Kendimi kaybettim işte o anda
İnan ki dünyayı yıkasım geldi!

Ardına bakmadan gittin o gidiş
Kalbimi koparıp atasım geldi
Bu veda gerçek mi inanamadım
Başımı taşlara vurasım geldi!

AHMET SELÇUK İLKAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:05:43
Kırmızı Gül


Geçen yıl sonbaharda,
Kırmızı bir gül,
Bırakmıştım kapına,
Onu alıp kokladın mı,
Kurutup koynunda sakladın mı,
Baktıkça beni hatırladın mı?
Kırmızı gül aşkı anlatırmış,
Aşkımı anlatabildim mi?
Bu sonbaharda da,
Kırmızı güllerle geldim kapına,
Binlerce kırmızı gülle,
Evini gül bahçesine,
Yüreğimi aşk cennetine
Çevirecektim...
Kapın kapalıydı,
Sen yoktun,
Gitmiştin,
Kırmızı güller kaldı elimde,
Bir acı var yüreğimde,
Kırmızı güller kurudu,
Sahipsiz öksüz kaldı,
Bense bi çare,
Kapında nöbetteyim hala...
 
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:07:08
Bir ümit ver bana.....


umudum var
sana kavuşacağıma
senin ellerine
dokunacağıma..

bana çok görme
beni hor görme
yedisevenin var
biri sana öyle yar...

ayrıldım geldim sana
etim kemiğimden
bir ümit ver bana
canı yüreğinden..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:07:51
Maviler Delisi....


Diyorumki bir gün
sevdamı yüreğime yüklesem
alıp gölgemi yanıma
dağ deniz çekip gitsem...

dolanır ayaklaıma güz
anamın yanık ninnileri
kor beni çaresiz...

kalsam
sığdıramam bu deli maviyi
ihanet kokan soluguna kentlerin
üşür gözlerimde yediveren tomurcuk
yedigöğün yıldızları
yüreğimde bir maral ağlar
hangi suya eğilsem...

kanayan bir yaradır özlemim
güz kıyılarında
bulutlar gibi nehirler gibi
akıp gider sancıyarak mevsimlere
her kirpiğimde bir gül ıslanır
hangi sarkıyı dinlesem...

gözlerimde bilinmiyen adresler
kulağımda uğuldayan sesler
durmadan bir ezgi sarıyor içimi
dudağımı kanatıyor şiirler
ah ben bu sevdayı kime nasıl söylesem...

tanrım
nedir bu gecelere sığdıramadığım hüzün
yüreğimi ikiye bölen sancı
nedir bu acemi sevda
mavilere tutkun yanım
eğer ben şair değilsem...

gözlerimde mavi telaşlar
yüreğimde mavi gözyaşları
maviler boyu vuruldu gölgem
denizi kirlenmiş bir martıyım artık
ağlamaklığımı sorma ey hayat
uçurumlar doldurur bakışlarımı
yönümü nereye çevirsem...

bir rüzgar soluğu türkülerdeyim
bir martı kanadı göklerde
bulutlar bulutları kovalar
dalgalar dalgaları
durmadan bir deniz çalkalanır
bir yol uzanır durmadan önümde
ah nasıl özlem kokuyor uzaklar bir bilsen.......
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:08:21
Penceremde Yağmurlar...


Sen beni hayallere bıraktın gittin imkansız
Benim sensiz hiçbir hayalim yok ki
Sen beni gecelere bıraktın gittin insafsız
Sensiz gecelerde yatılmıyor ki
Yine küllükte sönmüş sigaram

Penceremde yağmurlar ağlıyor ikimize
Başımda sevda bulutları
Penceremde yağmurlar ağlıyor sevgimize
İçimde vuslat umutları

Sen beni böyle bırakamazsın
Böylesi bize yakışmıyor
Ben de haksızım ama sen de haksızsın
Ayrılık zor, söylemek zor, beni bırakma

Penceremde yağmurlar ağlıyor ikimize
Başımda sevda bulutları
Penceremde yağmurlar ağlıyor sevgimize
İçimde vuslat umutları.....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:09:08
Artık ağlamam lazım...


Hani herşeyi hisseden
Hani benim yarımdın sen
Yalan söyleyen de sen
Kızıyorsam sevgimdendir
Hep sevgimden
Şimdi artık git istersen
Sigaram içkim
Bitkinim bitkin
Kaç gündür oruçtayım
Artık ağlamam lazım


Kaç gündür habersizim
Adaletin bu mu senin
Şimdi hepten git istersen
Çok mu önemliydi sanki
Yalnızca bir öfkeydi öfkeydi
Bırakıp gittin sen beni
Merak eden bendim seni
Halimi hiç sordun mu ki
İşte sevgi işte sevda
Yağmur gibi sokaklarda
Korkuyorum bu gidişle
Sev dedin sevdim işte
İntikamsa aldın işte
Korkuyorum bu gidişle sonum olacaksın
Hadi canım hadi sende
Bu nasıl sevmekmiş böyle
Şimdi sensiz gecelerde
Acı veren bedenimle
İşte bir gece daha teslim oldu sabaha
Ne kadar daha sensiz

Şimdi burada yapayalnız
Beni kime teslim ettin
İstesem çok kısa da bulurdum seni
İlk sekiz günü anlatamam
Sağa dön yatamam
Sola dön yatamam
Aklımdan seni atamam
Seni seviyorum
Bu kadar konuştuğuma göre
Çok şükür bugün uyku var gözlerimde
istanbulu bulutlar sarıyor beni sardığı gibi
İstanbul kararıyor gönlüm gibi
Keşke burda olsaydın
Yani şımarsaydın hatta
Onbir gün alargada
Ve onbirgün hiçbir olta atmadım tek bir balığa
Oysa bilirsin çok severim tutmayı
Tuta tuta tutulmayı öğrendim galiba

Hani herşeyi hisseden
Hani benim yarımdın sen
Yalan söyleyen de sen
Kızıyorsam sevgimdendir
Hep sevgimden
Şimdi artık git istersen
Sigaram içkim
Bitkinim bitkin
Kaç gündür oruçtayım

Artık ağlamam lazım.....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:09:34
Sabrı anlat bana...
Mağlubiyetlere dayanmayı öğret ruhuma
Bir ışık yak aydınlansın ufuklarım
Söyle ne vâkit sona erer bu amansız sınanma?

Özlemi anlat bana...
Göğünde kanat çırpan vuslat kuşları
Nereye konarlar yorulduklarında?
Ayaz yemiş sevdaların bakışlarındaki
Ümitsiz ümitleri anlat.
Yalnızlığın dili olsaydı sormazdım sana...

Sevgilerin nihayetini anlat...
Nasıl biter bir sevda?
Yakıp, yıkılan umutların külleri
Nereye savrulur sonunda?
Ben sustukça sen anlat...
Hüzünlerine geldim,
Bir damladan derya yaptığım hasret
Ve
Dinmek bilmeyen bir sancıyla.
Al kat acılarımı acılarına...

Hep vuslatı düşünürken savruldum
Yüreğimin esir rüzgârlarıyla.
Hayat körebe oyunuydu
Sobelendim yaşanmamışlıklara.
Anlat, merak ediyorum
Her zaman ışık var mıdır, tünellerin ucunda?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:11:10

biliyorum
daha zaman geçecek.
ve sen
bu kapıdan tekrar girmek isteyeceksin.
ben geldim aç kapıyı diyeceksin.
hazır ol..
benden hiç duymadığın bir kelimeyi duyacaksın çünkü o zaman.
hazırlıklı gel...
sana diyeceğim ki:::
h
a
y
ı
r
istemiyorum seni
s
e
v
m
i
y
o
r
u
m seni
yoksun ne kalbimde ne beynimde
ggggiiittt
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:11:46
sesin hasret kalınca sesime
rüzgara söylerim diyeceklerimi
bilirim bir akşamüstü lodosta
o sözcüklerin iliklerine işleyeceğini

gözlerim bulamayınca gözlerini
bakarım lacivert gökteki dolunaya
bilirim bir gece vakti karanlıkta
pencerenden sızıp içeri gireceğini

ellerim uzak kalınca ellerine
dokunurum kuşların birine
bilirim yağmurlu bir günde
sırılsıklam sığınacak pencerene


benliğim arayınca varlığını
hayalin kurcalar aklımı
bilirim uykusuz gecenin sabahında
gün değil ruhun doğacak odama
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:12:17
Aşk Acısı

Aşk acısını çeken bilir
Bir ben bilirim
Bi de göz yaşlarım bilir
Sen bilmessin aşk acısını ey sevgili
Sen bilmessin sana olan aşkımı
Sana olan sevgimi
Sen bilmessin
Senin yüzünden ağladığım geceleri

Aşk acısını ben bilirim ey sevgili
Sen bilmezsin sensizliğimi
Sen bilmessin uçurum diplerini
Sen bilmessin gecenin içinde saklanan kalbimi
Ben bilirim sevgili
AŞK ACISINI ÇEKENİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:12:52
SENSİZLİĞİM

Dün yine ağladım
Yine sensizliğim döküldü gözlerimden
Özlemin o kadar büyüdü ki içimde
Hasretin kaf dağı oldu, ardında sen
Anka kuşuna anlattım yüreğimdekileri
Sana söylesin diye
Fermanlar yazıp,kervanlara yükledim sensizliğin acısını
Sana getirsinler diye
Niye mi?..Beni anlayasın diye...

Dağlar nöbetteki askerler gibi beklerken güneşin batışını
Ağaçlar kıyamda dolunayla sohbete başlamışken
Yollar uzun ince uzayıp giderken önümde
Ve kır çiçeklerinin kokusunu çekerken ciğerlerime
Yine ağladım ben
Yine sensizliğim döküldü gözlerimden

Firar ettim gerçeklerden
Hayal denizine daldım birden
Dibe doğru indim,indim,indim...Derken...
Baktım ki o deniz sen,sadece sen
Mülteciyim sevdana bir ömür kabul edersen
Rüya bitti,deniz çekildi,vurgun yedim ben
Ve yine sensizliğim döküldü gözlerimden

Bir fırça,bir tuval ve karşında ben
Yap bakalım yalnızlığın resmini yapabilirsen
Gözlerimi çiz önce,hatta onları çiz sadece
Ve bak içlerine yüreklice,mertçe
Göreceksin ,eğer gözlerini kaçırmadan bakabilirsen
Bir ömür sensizliğim dökülecek gözlerimden....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:13:22
Sadece kim oldugunu icin degil
Seninle beraberken kim oldugumu anladigim icin
Seni Seviyorum

Sadece kendine yaptiklarin icin degil
Bana yaptiklarini icin
Seni Seviyorum

Sakli kalmis benim ortaya cikardigin icin
Seni Seviyorum
Elini kalbimin uzerinde
Hissettigim zaman
Uzuntulerimi alip onlarini yerine simdiye kadar kimsenin basaramadigi
O guzelligi o sicakligi o isigi
Koymayi basardigin icin
Seni Seviyorum

Hayatimi bir tapinaga cevirdigin
Ve her gunumu bir sarki haline getirdigin icin
Seni Seviyorum

Cunku sen kimsenin basaramadigi seyi kendimi iyi hissetmemi ve
Hic bir zaman olmadigim kadar
Mutlu olmami sagliyorsun
Seni SeviyorummmmmSadece kim oldugunu icin degil
Seninle beraberken kim oldugumu anladigim icin
Seni Seviyorum

Sadece kendine yaptiklarin icin degil
Bana yaptiklarini icin
Seni Seviyorum

Sakli kalmis benim ortaya cikardigin icin
Seni Seviyorum
Elini kalbimin uzerinde
Hissettigim zaman
Uzuntulerimi alip onlarini yerine simdiye kadar kimsenin basaramadigi
O guzelligi o sicakligi o isigi
Koymayi basardigin icin
Seni Seviyorum

Hayatimi bir tapinaga cevirdigin
Ve her gunumu bir sarki haline getirdigin icin
Seni Seviyorum

Cunku sen kimsenin basaramadigi seyi kendimi iyi hissetmemi ve
Hic bir zaman olmadigim kadar
Mutlu olmami sagliyorsun
Seni Seviyorummmmm
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:13:50
aynalara Baktiğimda
Seni Görüyorum Kendimde...
Nemli Ve Boş Bakan Gözlerim
Sana Bakiyor Hr Yerde
Kalbim Aciyor...
Acilarin En Büyüğünü Yaşiyor...
Git Diyorum Ama;
çok Zor Geliyor
Gitmeni Istemezken
Git Demek.
Yalniz Kalinca Sensizlik Daha Bir Koyuyor
Sessizlik Ve Sensiz çok Acitiyor Beni
Belki Seni De...
Allah\'imdan Bir Mucize Bekliyorum
Dön Dememen Ve Dönebilmem Için...
Bir Siğinak Ariyorum...
Bir Kucak Ariyorum...
Bir Yürek Ariyorum Beni Anlayacak
Ama Yok öyle Bir Yer Yakinimda
Hepsi çok Uzağimda
Senin Yaninda...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 20, 2007, 13:17:45
öZLÜYORUM HÜLEYN

Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum elini tutmayı sesini duymayı
Boynuna sarılıp omuzun da ağlamayı
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu sımsıcak düşlerimi Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmıştım
Girmez sanmıştım hayalin beynime
Geceleri düşlerimde
Gündüz baktığım her yerde seni Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kırmızı kırmızılığını unuttu
Mavi maviliğinin farkın da değil
Beyaz yalnız sen giydiğinde güzelliğini haykırıyormuş
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyiş hiç bitmeyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler solmayacak
Olmasan da sensiz sensizliği yaşatacağım
Sensiz seninle olmayı başaracağım
Sonun yaklaştığını hissettiğim gün
Beyaz,bembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yaşamın kahrediciliğine veda ederek
Seninle sonsuzluğa kavuşacağım...

Başlık: sevdiğine kavuşamayanlar için :(
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:09:42
Simdi sen ellerinsin, gözlerin ellerin,
ama unutma sen sadece benimsin, benim sevdigimsin......

Birazdan evleniyorsun, bir baskasiyla dünya evine giriyorsun,
ya ben? Beni hic düsünüyormusun?
Biliyorum sende istemiyorsun, ailen tarafindan zorlaniyorsun.....

Attin imzayi kiydin ikimize, biliyorum bir daha asla bakamayacagim gözlerine,
yemin ederim Sevgilim sadece sensin var olan yüregimde......

Senin kilina zarar gelse dayanamam, sana hic kiyamam,
benim degil ellerin olsanda, sen hep benim kalacaksin sana kavusamasamda;
kimbilir ne kadar yakismistir siyahlar sana,
keske atmadan o imzayi kacip gelsen yanima,
ne kadar yakisikli olmussundur siyahlar icinde sen,
ben asla giyemeyecegim o beyaz gelinligi,
beyazlar sadece kara toprakta saracak benim bedenimi; cünkü hic bir anlami kalmayacak sen yokken giyince o beyaz gelinligi, sana yemin ederim ki Sevgilim hic bir zaman göremeyeceksin beyazlar icinde beni!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:11:20
Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok.
Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim,
sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim,
kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda...

Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum,
imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi
isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni,
hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki ben'in
nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum...

icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum!
Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi...
Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim
anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum...
Anlamsiz ve cevapsiz sorular hinzirca siritiyor, ben görmemeye
calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi...

Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim
falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis
itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil...
Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani,
kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini,
sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi,
dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum...

Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi
ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus
gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana...
Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki?
Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana...

Gittin! Belki de hic gelmemistin, ben geldigini sandim... Ayak uyduramadim
yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim...

Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin;
dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum...

Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin,
üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da
sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum...
Yüregindeki adam ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan
bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken
belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim?

simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan
ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim.gittigini,
ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin
sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi,
suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakisiyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ...

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum
benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin...

AŞK Mı?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 21, 2007, 19:12:34
Nefes almak,yaşamak anlamsız
yokluğunda....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:14:04
SevGiLiYi AraMaK NeDeN?


SEVGİLİYİ ARAMAK NEDEN..?
SEVGİLİ TUTULACAK BİR DAL MI..?
VARLIĞI BİR ANLAM MI..?
GİZLİDEN,GİZLİYE YAŞAYAN
KENDİNE KÖLE EDEN VARLIK MI..?
ARADIĞIMIZ SEVGİLİ DEĞİL.

SEVGİ...
SEVEN HERŞEYİ ANLAYABİLİR.
BEDENİMİZE,AKLIMIZ[kufur otomatik degistirilmistir]ALBİMİZE
HÜKMEDER SEVGİLİ..
SEVGİLİ ESEN MELTEM RÜZGARI
KALBİMİZE ULAŞMAYA ÇALIŞIR
SEVGİLİ DÖRT MEVSİMİ YAŞATIR
GÖZ AÇIP KAPAYANA KADAR..

SEVGİ..
BÜTÜN SIRLARI BULMAK.
AŞKIN KUYTU KÖŞELERİNİ KEŞFETMEK.
YOLUMUZDA YANIP SÖNEN DENİZ FENERİ.


sevgiliyi ararız
hiç düşündük mü..?
sevgili ne ister..?
SEVGİLİ:AŞK,SEVGİ ister.
SEVGİLİ:basitliğe,bencilliğe
bir dal gibi kırılmaya
korunmak ister...
Başlık: seni seviyorum şiirleri
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:15:18
SENİ SEVİYORUM
Seni Seviyorum
Cizr-e Botan'ın yıkılmaz asaletinde
Seni Seviyorum
Stockholm'de bir yazarın kalbinde
Seni Seviyorum
Sabahın ezana karışan ulu sesinde
Seni Seviyorum
Bir çobanın yürek sancısında,inlemesinde
Seni Seviyorum
Bir milletin yasaklanmış asil dilinde
Seni Seviyorum
Selahattin Eyyubi kılcının gölgesinde
Seni Seviyorum
Mame Alan destanında açmış gülün sessizliğinde
Seni Seviyorum
Sigaramın dudağıma her değişinde
Seni Seviyorum
Diyarbakır surunda,Dicle'nin anneliğinde
Seni Seviyorum
Mazlumun kelepçesinde,zaferin şen türküsünde
Seni Seviyorum
Newroz ateşinde,Deniz Barış'ın kaleminde
Seni Seviyorum
Seyda Ciğerxuin mısarlarının asiliğinde
Seni Seviyorum
İşte böyle kendimce.
_______________________________________
<< Seviyorum >>
Sana geleceğim bu akşam,
Nereye gittiğimi bilmeden,
Yıllardır sakladığım özlemlerimi,
Sunacağım sana damla damla...

Seviyorum seni herşeyimsin!
Sensizlik ölümdür. biliyorsun,
Tanımadım senden başkasını,
Vurur gecelerime hasretin.

Sana kıyamam mâviş gözlüm,
Her yanım sen kokuyor,
Okşa bakışlarınla çıngınca,
Deli dolu sarhoş olalım...

Dolunây gibi; sevdâ yüklüyüm,
Sev beni ölesiye yakalım geceleri!
Sıcaklığımı hisset bedeninde,
Öylece kalalım aşk ateşiyle...
___________________________________
BİTANEME: AŞIĞIM SANA
AŞIĞIM SANA
MECNUN İLE LEYLA MİSALİ
BİR ATEŞ YANIYOR BAĞRIMDA
BENİ ANLAMANI VE AŞKIMA KARŞILIK VERMENİ BEKLİYORUM

AŞIĞIM SANA
DALINDA TOMURCUKLANAN ÇİÇEKLER MİSALİ
GÜN GEÇTİKÇE FİLİZLENİP YEŞERİYORSUN BAĞIMDA
BENİ ANLAMANI VE AŞKIMA KARŞILIK VERMENİ BEKLİYORUM

AŞIĞIM SANA
TOPRAĞA CAN VEREN YAĞMURLAR MİSALİ
ZAMAN AKTIKÇA BÜYÜYOR İÇİMDEKİ BU ÖZLEM BU ARZULAR
BENİ ANLAMANI VE AŞKIMA KARŞILIK VERMENİ BEKLİYORUM


AŞIĞIM SANA
SONSUZ İÇİMDEKİ SEVGİ ENGİN DENİZLERDEN ÖTE
TARİFİNİ ANLATAMAYACAĞIM KADAR ÇOK SEVİYORUM SENİ
BENİ ANLAMANI VE AŞKIMA KARŞILIK VERMENİ BEKLİYORUM

AŞIĞIM SANA
BİR ÖMÜR SEVİP USANAMAYACAĞIM KADAR ÇOK SEVİYORUM
BİTMEYECEK BU DUYGULARIM DİNMEYECEK BU FIRTINA
BENİ ANLAMANI VE AŞKIMA KARŞILIK VERMENİ BEKLİYORUM

BİTANEME
gelipte bir yudum içersin diye yıllardır kaynıyor
gönül pınarım
__________________________________________________
Başlık: Gölgelerlin Kralicesi ve gölgenin Bekicisi
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:17:34
Gölgelerlin Kralicesi ve gölgenin Bekicisi

Suratsiz bi Ayna
Tozlu raflarin temiz kitablarin arkasinda....
Kirli bos sayfalarinda anlatilan
Gölgelerlin Kralicesi ve gölgenin Bekicisi
Ayakabilarin cikartigi o gicirti
Ses...ne alaka ama anla
Hickirik tuttu
nedensiz bakislara daldin
Siyah Balloonun ucuverdi
Kirik semsiyene bakdin yagmur damladi suratina
Kalbin solmus
Yazik olmus sana
Anlamsiz kelimlerin
Anlatilmayan düslerin
Rüyasi oldun
Bir Damla Su bulamaz oldun
Bir gün
Gecmis
Körlük Sagirlik Yasamisin
Sorunun ne senin
Agir Bir Günah islemisin
ZIndanda
Gülmek Ayip
Aglamak Hos Görü
Gayet Politik
Uzak durmaya calis ondan
Kaybolma anlamsiz hikayede
Anlatilmayan düslerde...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 21, 2007, 19:18:31
Tam zamanında koyuyorsun bravo

Biraz ara ver istersen
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:23:55
.................................Eger "9" canli olsaydin bile
..........................En fazla "8" kez kaçabilirdin ölümden
.................................Bilk i "7" düvele sultan olsan dahi
.................................Yerin "6" mekan olacak sana
..........................En fazla "5" metre kumaş ***ürebileceksin
................Kapatacaksin "4" açsanda gözünü
........................Bu dünya "3" günlük dünya
..........Azrailin yaninda "2" kat olup yalvarsanda nafile
...............................Elbet "1" gün öleceksin
.Işte o zaman hersey "0" dan başlayacak
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 21, 2007, 19:25:50
Öyle hemen değil yavaş yavaş zehirleniyorum
Tadına vara vara sonuna kadar içiyorum
Umursamadan ne yaşamı ne kendimi ne sevdiğimi
Bırakıyorum kendimi sonsuza
Acıyorum geride kalanlara ne kadar masum ve mutlular oysa
Uzaktan bakakalmışım bu tabloya
Ulaşmaya çalışsam da faydasız
Kulağıma fısıldananlar engelliyor beni
Bir karmaşanın içindeyim şimdi
Nereden başlayacağım ise belirsiz
Yan çizmişim aslında kopmuşum tablodan
Ve yine kimsesiz kalmışım
Göz ucundan süzdüm hayatımı, yaşadıklarımı
Tanımadık bir ses duydum fısıltı halinde
"Dön bak anlahazmet ve yeniden yaşa"
Atılmışım hemen yapmaya çalışmışım yeniden
Farkedememişim aslında çok geç kaldığımı
Sonrasının aslında olmadığını.....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Mayıs 21, 2007, 23:30:17
Güz yaprakları düştü
Gazeller oldu
Bulut indi yeryüzüne
Sevdalı oldu
Bir avuntu biraz keder
Böyle bize neler oldu
Bu ayrılık bir de hasret
Çekilmez oldu

Ay karanlık hep karanlık
Yüzün bize döner oldu
Bir ihtimal daha vardı
Felaket oldu
Gitme gitme gitme kal bu şehirde
Gitme gitme yazık olur bize
Geceler kör dilsiz sanki
Konuşmaz oldu

Hüzünler koyduk üstüste
Ayrılık oldu
Bir avuntu biraz keder
Böyle bize neler oldu
Bu ayrılık bir de hasret
Çekilmez oldu

Ay karanlık hep karanlık
Yüzün bize döner oldu
Bir ihtimal dah vardı
Felaket oldu
Gitme gitme gitme kal bu şehirde
Gitme gitme yazık olur bize

Nazan Öncel
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Mayıs 23, 2007, 21:14:22
Gitme

Yarın yeni bir güneşle gelecek
Aç pencereni sabaha zaman dursun
Saatler yeni ümitler getirecek
Gitme,gitme ne olursun

Ellerim öksüz kalır gidersen
Yakar ayrılık sende üzülürsün
Bırak gözlerimiz birbirine doysun
Gitme,gitme ne olursun

Daha sözler bitmedi gönlümüzde
Bütün şarkılar yarım kaldı
Sevgiler kalpte yorgunmu uyusun
Gitme gitme ne olursun

Unutmak zor sende bilirsin
Gönlümde hasrete takat yok
Sen son sevginin vurgunusun
Dur,gitme,gitme ne olursun
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Mayıs 23, 2007, 21:35:40
Gitme sana muhtacım
Gözümde nursun başımda tacın
Gitme sana muhtacım
Beni öldür öyle git
Yaşamak için senin sevgine muhtacım

Muhtacım gözlerine
Muhtacım sözlerine
Uzattım ellerimi
Muhtacım ellerine gitme

Şimdi bomboş ellerim
Seni çağırır yaşlı gözlerim Muhtacım

Beni öldür öyle git
Yaşamak için senin sevgine muhtacım

Sensiz bir dünyadayım
Gerçekten uzak bir rüyadayım muhtacım
Beni sensiz dünyadan
Sonsuz rüyadan uyandırda git muhtacım

Muhtacım gözlerine
Muhtacım sözlerine
Ruhumu ıstacak
Sımsıcak nefesine gitme

Gitme sana muhtacım
Gözümde nursun başımda tacın
Gitme sana muhtacım
Beni öldür öyle git
Yaşamak için senin sevgine muhtacım


zeki müren (bir kez daha rahmetle anıyorum kendisini)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 24, 2007, 19:06:15
HÜSRAN SOKAĞI

Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi
Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli

Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır
Yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
Her sokak aslında bir patikadır

Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
Gözlerinin rengine uymaz intiharları

Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini





A. Hicri İZGÖREN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 24, 2007, 19:06:51
Acılarına kefen giydirdim

Dal dal kuruduğuma aldırma... Sen
Islak gözbebeklerime bakıp ağlama... Sen
Gözlerinde yaşamaya yemin ettim
Acılarına kefenin beyazını giydirdim
Yanan dudaklarına ıslak bulutları değdirdim

Yaz ortasında üşürsem kederlenme .sen
Kaldırımda dizlerimin üzerine yığılırsam üzülme..sen
Gözlerinde nefes almaya yemin ettim
Gülüşlerini yarınlarımda umut bildim
Karanlık geceye bir kalemde gözlerini çizdim

Kahverengi gözlerini bulundurmasın acıyla keder
Yüreğine baharın esintilerini doldursun kader
Sensiz gökkuşağını kelebeklerin sırtına giydirdim
Bir gülüşünle ömrüme " ömürler" ekledim

Toprağında dört mevsim çiçekler filizlensin
Gözbebeğinden al yanağına hiç gözyaşı süzülmesin
Gözlerinle hayata umutla bakmaya yemin ettim.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mayıs 25, 2007, 18:17:44
Bİrden Bİre Gİrdİn Hayatima,gÜnden GÜne BaĞlandim Sana
UnutmuŞken HerŞeyİ,bİranda KarŞima Çikipta Umudum Oldun
Senİnle Yenİden DoĞdum,kaybolan Bİ Benİ Yİnİden Buldum
Ben İlk Defa Hayal Kurdum,anladimkİ AŞik Oldum
Elİmİ Tut Birakma Ölene Dek Bİran Bİle
İnankİ Yerİnİ Tutmaz HİÇ BİŞey Ve HİÇbİ Kİmse Nafİle!!
Senİnle Dolu Bu Kalpte BaŞka Yer Yok Artik Sevgİlİm!
Tarİfİ İmkansiz BİrŞey Var Oda Kalbİmdekİ Sevgİdİr!
Sana Öyle AliŞtimkİ YÜzÜnÜ GÖrmeden Duramiyorum
Bana Öyle KariŞtinkİ,sensİz Hayal Bİle Kuramiyorum
Nasil Anlatsam Bİlemİyorum Sen Olmazsan YaŞamiyorum Ben!
Her Gece Adinla Uyumaya ÇaliŞip,her Sabah Adinla Uyaniyorum!
GÖlgene Bİle Hasret Kalir Oldum,sensİz Her Sanİye Benİ BoĞdu!
Bana Huzur Veren Tek Kadin Oldun,senİ BulmuŞken Kaybetmem!!
Uzakta Olsan Farketmez,bunu Bİl Ben Senİnİm Kirmizi MeleĞİm!
Nefesİne Bİle Muhtacim BebeĞİm,Ölsemde Senİ Terketmem!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: unicorn - Mayıs 26, 2007, 14:15:06
Barbaros Meydanı

Biliyorum, ayıp be manasız
Ama peşlerinden gidiyorum
Gezmeye çıktıkları vakit
Ana kız.
Utanır da belki
Anasının sırtındaki
Yeldirmeden,
Kız bir adım önde gider
Sezdirmeden.
Beşiktaş'ta Barbaros meydanı
Sağı anıt, solu türbe
Ortası kare şeklinde,
Parkıdır yoksulların
Bilhassa yaz ayları.
Fidanların, meydanların önünde
Yontulu taşlar çepçevre.
Yer yer banklar konulmuş
Meydana dolmuş millet,
Sıra sıra oturmuş.
Ah genç kız kalbi,
Sıralara bakar elbet.
Meydanın ilerisi deniz kıyısı
Karaya çekilmiş kayıklar,
İskele gazinosu yanda
Sulara dökülmüş ışıklar,
Üsküdar şu karşısı...
O nemli topraklara
Ana çöker yorgun argın
Kalmış gözü arkada
Kendi ayakta kızın.
En gürültülü şarkılar
Çalarken plakta,
Onlar orda oturur
Denize bakarlar
Avunmaya muhtaç gençlik
Ey kız anası ihtiyarlar,
Ey denizlerden esen serinlik.
O dediğim yere yaz mevsiminde
Geceleri sık sık giderdim.
Elektrik direkleri dibinde
Toplananlar yok şimdi.
Toz toprak içinde
Güreş eder çocuklar
Top oynayanlar yok şimdi.
Kol kola gezinen genç kızlar,
Peşlerinde dolaşanlar yok şimdi.
Garip adamlar görürdüm:
İçmiştiler, müthiş.
Zayıf kadınlar görürdüm:
Bitmiştiler, bitmiş.
Evlerinde duramamış,
Kalkıp gelmişler.
O dediğim deniz kenarımda
Yavaş sesle konuşan
Kadınlar otururdu.
Kahkahayla gülüşen
Genç kızlar bulunurdu.
Hovarda hoyrat itişen
Delikanlılar dururdu.
Böyle miydi o vakitler burası
Mezarların, fidanların önünde
Beşiktaş'ın fakir fukarası
Hava alır, eğlenir dinlenirdi.
Gece yarısına doğru
Barbaros meyanı halkı,
Evlerine dağılırdı
Erkekli kadınlı.

Behçet Necatigil
Başlık: Sen Yoksun Yanımda, Ağlıyorum Her Gece
Gönderen: yuNuS1903 - Haziran 01, 2007, 18:01:23
Sen yoksun yanımda, ağlıyorum her gece
Resimlerine bakmak istemiyorum sadece
Yalnız telefonla konuşmak olmuyor seninle
Yanımda olmanı istiyorum
Ama sen yoksun yanımda, ağlıyorum her gece
Göz yaşlarıma mani olamıyorum
Akıp gidiyor sessizce
Yakından seni izlemek, gözlerinin içine bakmak
Bakıpta dalmak istiyorum saatlerce
Yanyana olmanın mutluluğundan haykırmak istiyorum delicesine
Ama sen yoksun yanımda, ağlıyorum her gece
Bütün gün yollarını gözlüyorum
Saatlerce, gelip geçmeni bekliyorum
Ama ne gelen var ne giden
Umutsuzca bekliyorum belki gelirsin diye
Yine de bekliyorum, gelmeyeceğini bile bile
O kadar çok istiyorum ki gelmeni
Ama sen yoksun yanımda, ağlıyorum her gece
Sensiz hiç geçmiyor zaman
Sabah iyi başlıyor ama işkence gibi geliyor akşam
Şimdi ne güzel yanımda otursan
O zarif ellerinle ellerime dokundan
Dalıp gitsek uzaklara
Ben sana anlatsam sen de bana
Sonra yine baksam gözlerinin içine
Ama sen yoksun anımda, ağlıyorum her gece
O sevgi ışığıyla bakan bakışlarını
Duyduğum anda herşeyi unuttturan sesini
İçi aşkla dolu yüreğini
Asla değişmem hiç birşeye
Birde beraber olsak gezinsek birlikte
Sen yoksun yanımda, ağlıyorum her gece


SAİM İŞGÖREN


ellerıne sağlık saim abi
Başlık: Ynt: Sen Yoksun Yanımda, Ağlıyorum Her Gece
Gönderen: black_eagle_sefa - Haziran 01, 2007, 18:02:53
ellerine yüregine saglık çok güzel
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Haziran 02, 2007, 20:52:16
Gözümü açtığımda sen vardın yanımda
Bilmiyorum belki de belki de
Sen olduğun zaman açıldı gözlerim
Sen vardın yanımda
En mutlu anımda en aşık olduğum zamanda
Sen vardın yanımda
Acımda tatlımda
Sen vardın yanımda
Sıcağımda soğuğumda yazım da kışımda
Şimdi sen yoksun yanımda
Bir nevi öldüm
Bedenim olmasa da ruhum mezarda
Şimdi sadece soğuğum
Mevsim sadece kış
Sadece karanlıklardayım
Ve sen yoksun gözlerim gene kapalı
Belki buluşuruz öbür taraf da
Ama senden son isteğim
Lütfen sende ol
Ölünce yatacağım mezarın başında
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 03, 2007, 12:47:37
Zaman geriye dönmemek üzere kapını çarpan umursamaz
güvenim dört nala kaçan bir korkak, soğuk ısımı çalar.
Donan yüzüm alevsiz yanar. Kulak rengim pancar
Adımı anar lakırdılar.
Ya Allah!... Garibin başını yaktılar, onlar apse oydular.
Alnıma kabzeyi vurdular, güven evimi yaktılar,
hatrın hasını çaldılar. Yemin olsun duyan kulaklar,
dırdırlardan bıktılar.
hain davran, devran aylak, kıvran ahmak, yürür kervan
ürür it-köpek-çakal-salak-o !...
evet musikim sanattır, dibini beceren attır.
Sagopa stara addır.
İnan bu ayaklara giderek azalır derman.
Önümde melekten bozma şeytan, elinde soğuk tırpan
güneş gözünü açana dek, karabasanla hırpalan
kuma döner dağ olan, tedirgin keloğlan.
talan, bahçe bağ olan, yalan dilimden firak olan.
kalp bağımdan en güzel güldür yazık elimde solan
rabbim Sago viran, kimi zaman yalnızlık yaman
savursanda batıramayacak gemilerimi fırtınan

Tabutlara sığmayacak kadar intihar var, şeytanın siparişi
dünyanın ninnisi olmuş sirenler, ya RAB bizi özler
Şah damarım attıkça yaşını silerim çeşmin, solar hayat resmin
umut nerdesin,yine bittin nerelere gittin ben seni göremeden?

İlkin sizi tanıştırayım bu sadık devem Gubar-ı Gam
Öpeyim geçsin dizindeki yara dün girdiğimiz savaşta
bir kaç bedevi saldırdı, mübarek oldu bana gazam
hem beni korudu hem gönlümü sadık devem Gubar-ı Gam

Pejmürde etti bizi bu çöl en sadığı
hilal çıktı uyku bastı yok mu çölün sığınağı
devem ağam dedi uzan sırtım eğri ama dayan
sensiz uyku bana haram anca senle manzaram

Gubar-ı Gam Esen'im dedi şurası akrep vadisi
sözleri seni incitmesin muşhurdur onların iğnesi
ağlamaktan kör olmuş onlar yüzünden çöl faresi
iplik ol da süzül onan sen nur onlar zifiri

Vadiye vardık yol kesildi tırmandı Gubar'a elçisi
kulağıma eğilip kulağın kepçe, dişin çarpık deli dedi
kepçe olsa duyar kulak ve bu diş koparır iğneni
yolum uzun gazla Gam bunlar zakkum meyvesi

Geçti aradan zaman sade duyan Rab ve Gam
çölden çorak gönlüm aç bu hasretinle uyuyamam
seni bulmak adına çabam, kumda gezip dolaşmam
ben karanlık bir kasabayım sabrımın adı Gubar-ı Gam


Tabutlara sığmayacak kadar intihar var, şeytanın siparişi
dünyanın ninnisi olmuş sirenler, ya RAB bizi özler
Şah damarım attıkça yaşını silerim çeşmin, solar hayat resmin
umut nerdesin,yine bittin nerelere gittin ben seni göremeden?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: @LAYINA GİDER - Haziran 08, 2007, 23:32:38
incedir kaşların
yere değsin dizlerin
akşama bize gelde
yumruk görsün gözlerin
:koptum :koptum :koptum
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: rzgr_emn - Haziran 16, 2007, 18:47:26
dostum sayılarla olan şiirin harbi çok süperrrrr......şiiri pk sevmem ama buna bayıldımmm ben...harbi manyaksınnn yhaaa
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 11:59:59
Gözlerim görmüyor, açık olsada
Derman olmuyorki yaşlar dolsada
Gelip geçen, sille tokat vursada
Bana bundan beter, acı veremez

Sorsan anlatması, o kadar zorki
Çaresi olmalı, kalbim diyorki
Bu dert birincisi, daha sonraki
Bana bundan beter, acı veremez

Gezip dolaşırım, hep aynı yerde
Her yer kapkaranlık, sanki alemde
İşkence yapsalar, tüm bedenimde
Bana bundan beter, acı veremez

Çalsın dertli ud'um, söylesin dilim
İş'e yaramıyor, ama gözlerim
Dünya zehir olsa, inan sevgilim
Bana bundan beter, acı veremez
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:03:26
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:03:57
Biliyorum
aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun !
Gitme diyorum sana,gitme !
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında.
Gece korkunç, gece sessiz, gece yalnız...
Sesim kısılıyor
Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın,
Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin.
Beni,yüreğimdeki sevgiyi,
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidişin dinderemez bu fırtınayı.
Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;
GITME....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:04:41
Agladigimi kimseye Söyleme Anne
Onlar Beni Güçlü Biliyor
Onlar Beni En zor Günümde bile Ayakta Biliyor
Ben Aslinda Gülerek Geçirdigim Her Günün Aksami Evde Aglarken
Onlar Benim içimin Sizladigini Yüregimin Yandigini Bilmiyor

Agladigmi kimseye Söyleme Anne
Onlar Beni Kral Biliyor
Onlar Beni Kizdimmi Dünyayi Yakacak insan Biliyor
Ben Aslinda Onun Gözlerine Bakmaya Bile Kiyamazken
Onlar Benim Bir Erkek Ugruna Üzülecegimi Tahmin Bile Etmiyor

Agladigmi kimseye Söyleme Anne
Onlar Beni Aglamaz Biliyor
Onlar beni Üzüldümü Bulundugum sehri Bulutlar Kaplar Biliyor
Ben Aslinda Odama Kapanip Sitem Duygusuyla Bir Kösede Sinerken
Onlar Beni Hiç Birseyin Sarsacagini Akillarinin Ucuna Bile Geçirmiyor

Agladigimi kimseye Söyleme Anne
Onlar Bunu Hiç Bilmiyor
Onlar için Ben En Saglam Köprüden Daha sıkı Bagliyimdir Hayata
Ben Aslinda Ölümle Yasam Arasindaki ince Cizgide Bir Oyana Bir Buyana Giderken
Onlar Hala Benim için Hayatin Büyük Bir Hayal Kirikligi Oldugunu Bilmiyor...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Haziran 23, 2007, 12:05:04
abla cok gusel saol
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:05:29
Gözlerin Kal Diyor

Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git

Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git.

Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git

Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudaklar git
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:06:01
Bana Gel Deme

Ayağım ayağıma dolaşır sonra
Gözlerim büyür büyür, kocaman olur
Bakarsın dilim tutulur, hiç konuşamam
Bana gel deme!

Bırak umutsuzluğum bende kalsın
Yokluğunda eriyeyim bırak
Gözyaşlarım yağmurlaşır diyorum
Bana gel deme!

İşte resimlerine bakıp avunuyorum
Hayallerim yetiyor bana ne güzel
İnan dudaklarını ısırabilirim
Bana gel deme!

Zaten ölesiye hasretim aydınlıklara
Ve bitimsiz bir özleyiş bendeki
Kanatlanabilirim, uçabilirim belki
Bana gel deme!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:06:20
Ben Seni Asla

Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı
Sen uğrunda en çıldırdığım esmer
Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam
Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Sen beklediğim
Sen özlediğim
Sen gizlediğim...

Güneş doğmayı unutabilir
Sabah olmayı
Yağmur yağmayı
Ama ben seni asla...

Çiçekler açmayı unutabilir,
Kuşlar uçmayı
Baharlar gelmeyi
Ama ben seni asla...

Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın
Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın
Sen tanrımın en güzel armağanı
Sen hayatımın en gerçek yalanı
Sen bütün huylarımı ezbere bilen
Sen gözyaşlarımı en iyi silen
Sen dünyanın en güzel kadını

Sen yemeğimin tuzu
Yüreğimin buzu
Anasının en güzel kızı
Sen kalbimde en tatlı sızı
Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı
Sen sevdikçe sevilesi
Övdükçe övülesi
Öptükçe öpülesi aşkım...

Sen beni yokluğuyla delirten
Varlığıyla yolumu yolundan çeviren
Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren kadın
Bundan böyle senden sorulsun günahlarım
Sende bütün sorularım
Sende bütün cevaplarım
Adam olmuşsam senden
Katil olursam senden
Ben çoktan vazgeçtim kendimden
Ama senden
Asla kadınım
ASLA!...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:06:51
Bir Beyaz Gemi

Ne zaman karşıdan bir gemi geçse
Kalbim durur, ölür gibi olurum.
Ayrılıp gidişin gelir aklıma
Mendiller sallanır ben kahrolurum.

Üstüme yıkılır bu koca şehir
Kalbim paramparça bir taş olurum
Ne zaman karşıdan bir gemi geçse
Gözümde kurumuş yaşlar bulurum

Hele o beyaz bir gemiyse geçen
O günü hatırlar deli olurum
Açar kollarını mavi bir deniz
Dalgalar içinde kaybolurum
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:07:16
Bu Şehir ve Sen

Ömrümün en güzel senelerini
Alıp da gittiniz bu şehir ve sen
Gönlümün en masum ümitlerini
Çalıp da gittiniz bu şehir ve sen

Döktüğüm yaşlara aldırmadınız
Giden gençliğime acımadınız
Düştüğüm yerlerden kaldırmadınız
Basıp da gittiniz bu şehir ve sen

Beni iyi tanır bu kaldırımlar
Bu kuytu köşeler bu taş sokaklar
Sizlerden bir ömür alacağım var
Çalıp da gittiniz bu şehir ve sen

Bağlayıp durdunuz hep ellerimi
Delik deşik ettiniz seven kalbimi
İçimde dağ gibi hayallerimi
Yıkıp da gittiniz bu şehir ve sen

Biriniz sağırdı duvardan bile
Biriniz kalpsizdi taşlardan bile
Bütün acıları dizip önüme
Yakıp da gittiniz bu şehir ve sen

Kimsesiz yalnızdım kollarınızda
Herşeyi kaybettim yollarınızda
Şimdi bir hesap var aramızda
Vermeden gittiniz bu şehir ve sen

Ben yine yaşarım içimde yasla
Ya siz neylersiniz bu ihtirasla
Bir daha dönmek mi buraya asla
İçimde bittiniz bu şehir ve sen
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:07:42
Eylül Bakışlım

Baharda gelmedin yazda gelseydin
Ah benim hazanım eylül bakışlım
Nasıl sevdiğimi sen de bilseydin
Ah benim hazanım eylül bakışlım

Kaderimi baştan çizemez miydin
Bu kördüğümü sen çözemez miydin
Daha önceleri gelemez miydin
Ah benim hazanım eylül bakışlım

Kaç gece terk ettim kaç sabah koştum
Seninle doluydum sensiz bomboştum
Geç olsa da aşkı sende bulmuştum
Ah benim hazanım eylül bakışlım

Kalbim sarıl diyor aklımsa bırak
Gönlüm hep seninle ellerim uzak
Sen yolun başında ben de son durak
Ah benim hazanım eylül bakışlım.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Haziran 23, 2007, 12:09:51
EDİT !!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:15:00
Gidebilirsin

Madem ki içinde o ateş söndü
Bir daha yakmadan gidebilirsin
Aklımda kalmasın bu son bakışlar
Yüzüme bakmadan gidebilirsin

Yıllardır verdiğin kederi görme
Üstüme yıktığın kaderi görme
Ömrümden çaldığın günleri görme
Beni de görmeden gidebilirsin

Sen düşün yaranı kimler saracak
Sen düşün gönlünü kim avutacak
Bir an önce kaybol oldu olacak
Bir veda etmeden gidebilirsin

Demek ben suçluyum bir tek sen haklı
Ben zalim bir düşman sense zavallı
En güzeli alıp beni asmalı
Beni affetmeden gidebilirsin

Zorlama kendini veda etmeye
Zorlama gözünden yaşlar dökmeye
Mecbur da değilsin birşey demeye
Hiç bir şey demeden gidebilirsin........
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:16:10
Hakkın Yok

Sevmeyi bilemedin
Sevilmeye hakkın yok
Gün sayıp beklemedin
Özlenmeye hakkın yok!

Sevdamla coşmadın ki
Dağ deniz aşmadın ki
Umutla koşmadın ki
Kavuşmaya hakkın yok!

Hakkın yok bir tek söze
Konuşmaya hakkın yok
Taştan farksız o kalbi
Taşımaya hakkın yok!

Aşk nedir bilmedin ki
Sevildin sevmedin ki
Mutluluk vermedin ki
Mutluluğa hakkın yok!

Anlarsın bir gün gelir
Bunu her seven bilir
Terkeden terkedilir
Ağlamaya hakkın yok!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:16:37
Hatırlar Mısın?

Seninle zamanların en ölmezini yaşamıştık
En büyük çemberini çizmiştik mutluluğun
En geniş açılarına aşkı taşımıştık beraberce
Hatırlar mısın?

Yağmurlar yağdırmıştık en kurak mevsimlerde
Boy boy umutlar yeşertmiştik içimizde
O ne özlemlerdi gizlediğimiz
Hatırlar mısın?

Bir şarkımız vardı ki en içlisiydi şarkıların
Şiirlerim vardı sana okurdum mısra mısra
Ve sonra göz göze gelirdik uzun uzun
Hatırlar mısın?

Sen bensiz ben sensiz az mı ağladık
Az mı kaçtık gölgesinden ayrılığın?
Tanrıya kaç geceler avuç açtık
Hatırlar mısın?

Ve neden sonra sarardı yaprakları mutluluğun
Ve neden bir bir kuruttuk umutları, özlemleri?
Oysa bir ağaçtık dal dal çiçek açan, meyve veren
Hatırlar mısın?

Öyle ya bir kara tren ayırmaya yetti bizi
Bir mendil bile sallayamadım ardından
Öylece yalnız, öylece sensin kaldım
Hatırlar mısın?

Şimdi boş vagonlarda arıyorum seni
Anıları yaşıyorum yeni baştan
Elimde değil seni hatırlıyorum
Bilmem ki sen de beni
Hatırlar mısın?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:17:03
Ne Zaman Sevdimse

Kaç kere yaşadım ben bu romanı
Ne zaman sevdimse ayrılık vardı
Hep kendim kuruttum gözyaşlarımı
Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı

Sen de git, bırak git, beni düşünme
Kader de, hayat de boşver üzülme
Alıştım hasretin her türlüsüne
Ne zaman sevdimse ayrılık vardı
Alıştım kaderin her cilvesine
Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı

Yaşamadım gitti gönül tadında
Nelerden vazgeçtim senin uğrunda
Seni de kaybettim yol ortasında
Ne zaman sevdimse karanlık vardı
Ne zaman sevdimse pişmanlık vardı
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:17:29
O Gece Sen Gidiyordun

O gece sen gidiyordun
Yıldızlar bir bir düşüyordu
Günlerden bir yaz gecesi
Ama kalbim üşüyordu

O gece sen gidiyordun
Bir aşk daha bitiyordu
Buz gibiydi ellerin
Ayakların titriyordu

O gece sen gidiyordun
İçimde dağlar yıkılıyordu
Sanki bütün mermiler
Üzerime sıkılıyordu

O gece sen gidiyordun
Yollar sana küsüyordu
Yüreğimde bir ihtilal
Dudaklarım susuyordu

O gece sen gidiyordun
Oysa gölgen duruyordu
Kimsesizdim pencereme
Binlerce sen vuruyordu

O gece sen gidiyordun
Yeni bir son başlıyordu
Gururum direnişte
Duygularım çıldırıyordu

O gece sen gidiyordun
Bütün denizlerim yanıyordu
Böyle bir ayrılığa
Ölü kuşlar ağlıyordu

O gece sen gidiyordun
Ama kimse bilmiyordu
Olacak şey miydi bu
Dünya hala dönüyordu
Hayat devam ediyordu!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:18:06
Sen Vurdun Da Ben Ölmedim Mi?

Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?

Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara... Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim, titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim, küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?

Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına 'arka çıktım' olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı, yandım olmadı, taptım olmadı
Artık benden pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını, daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Haziran 23, 2007, 12:18:48
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim.
Gözlerim degil, yüregimdi seni gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüregime.
Bir baska yerde olamazdın zaten.
Sen, benim en degerli yerimde, yüregimde olmalıydın,
orada kalmalıydın.
çok aşka ev sahipligi yapan bu yürek,
ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni.
Her hangi bir konuk degildin artık.
Bu yüzden ne agırlama faslı vardı, ne de ugurlama.
O yüregin gerçek sahibiydin.
Simdi sonbahar, kışa giriyoruz ya.
Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle.
çicek çiçek açtın yüregimde.
Gökkuşagı zayıf kaldı,senin renklerin karsısında.
Taze bir yaprak gibi yeşildin.
Açelyaydın pembeliginle.
Üzerine çig taneleri düşmüş sarı güldün.
Kırmızıydın bir ateş gibi.
Ve maviydin...
En cok bu renkle anmayı sevdim seni.
Denize tutkundum, denizi sensiz,
seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da.
Kendime bile dar gelirken,
içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık.
En kızgın,en tahammülsüz oldugum anlarda bile,
seni düşünmek yetti bana.
Içimdeki sevinç yüzüme yansıdı,güldüm.
Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek oldugunu,
nasıl güzel bir şey oldugunu anladım seninle..
Her seye ragmen sevdim seni.
Güçlüydüm ve aşamayacagım hiçbir zorluk yoktu.
Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim.
Sen elimden tuttugunda,
patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için
önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim,kul ederdim.
Sana ulaştıgımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm.
Ve o göle bir tek sen girebilirdin...
Sevdim ve hayrandım da.
Her halin çekti beni.
Duruşunu,uyumanı,gülmenı,kızmanı,şaşkınlıgını,
saflıgını,kurnazlıgını,çocuklugunu,olgunlugunu sevdim.
Sesini de sevdim suskunlugunu da.
Küçük oyunlarını,kaprislerini,
sitemlerini,korkularını sevdim.
Seni ve o doyumsuz sevdanı,
uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çogu zaman.
Sıgmadın cümlelere ve hiç bir cümle
seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım.çünkü sen yasam kaynagıydın.
Her gün yenilendim.
Seninle çogaldım,büyüdüm.
Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezligin ta kendisiydin
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Haziran 23, 2007, 12:21:31
Sevgimi bir kağıda yazıp bırakıyorum kalemimin ucundan. Sen gibi yaralayıcı mı olacak bundan sonra bütün duygular? Hayat yolculuğum sen de mi noktasını bulacak?
İçimde kalabalıkların rahatca sığabileceği bir boşluk? Kelimelerimin kalp atışlarını duyuyorum. Acı; mürekkebim oluyor artık. Kıyametler kopuyor bir adım arkamda, dönüp bakmaktan korkuyorum. Beyaz umutlarımın siyah yalnızlıklarımdan kurtulmasını bekliyorum. İçimde ayaklanan tüm hislerimi bir zarfın içine koyup sıkıca kapatıyorum kapağını. Engelliyorum benden bir parça olduğu halde gitmek isteyenleri.
Anlatamıyorum? Susmayı marifet bilmiş yanlarımı destekliyorum.
Yüregimi sana verdim, biliyorum. Öyleyse bende olamayan bir şeyin acısını nasıl başucumda hissediyorum?Bir anımı daha boğuyorum denizde. Uzaklaşıyorum bu şehirden. Yaşanmış zamanlarımı da ¤¤¤ürüyorum. Gölgemden sıyrılıyor gerçeğim. Atamadığım bütün duygularımı yamayıp tekrar giyiyorum. Yitirdiğim yerden devam ediyorum yaşamaya. İşte kimsesizliğimin basladığı nokta?
Sessizce gözyaşlarımı veriyorum sana. Giderken onlarıda alsana yanına. Bakıldığında ardındaki sen görünüyorsun. Kendimi sarp daglarda buluyorum bir an. Gezdiğim diyarları yoklugunun ölüm uykusunda görüyorum. Yalnızığımı dev kayalardan denizlere fırlatıyorum. Ne kadar güzel sözcük varsa koyuyorum yüreğimin sandığına. Sana dair güzellikleri dillendirmek için onlar da.
Taşımakta zorlanıyor bedenim ruhumu. Kurşunsu seslerle geçiyor her gece yüreğimden sensizlik? "Unuttum" dediğim yalanlarım içimden çekildiği zaman; yaralı bir güvercin daha uçuracağım sana. Yüreğimin ayağı takılıyor yokuşlarında. Bende ne kaldi ki senden bir benden başka...
Şimdi;
Mutluluk; mavi bir kelebek
Çabuk gel!
Bu kelebek ölecek!
Az zamanı kaldı direnecek?!!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:21:53
yunus çok güzelmiş saol
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Haziran 23, 2007, 12:27:34
Kelebek can çekişiyordu.
Sonunda dayanamayıp öldü !
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Banucan - Haziran 23, 2007, 12:29:13
faruk ellerine sağlık şiirin çok güzel ve duygulu
gittiğin yerden gelmeni bekleyen olur inş. :D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: 2 dia 2 muerto - Haziran 23, 2007, 12:30:18
Eyv Banu .
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:33:51
Son Bir Kere Daha

Eski bir gemiye yükler gibi ayrıldım duygularımdan
Vedalaşmak çok zor inan ümit vaad eden yarınlarımdan
Herşeye sünger çektim, bir seni çıkartamadım aklımdan
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.

Ekmeğin tadı yok mavi gökyüzü kayıp
Belki hiç umursamadın beni yanlış tanıyıp
Mesafeleri çiğneyip de gururunu arkana alıp
Bir kere daha konuş benimle son bir kere daha.

Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.

Hayallerim pusu kurup aklımı tuzağa düşürse de
Bu hatıra seni yaşatıp beni hergün bitirse de
Çok sıkılabilirsin canın gitmek istese de
Bir kere daha kal yanımda son bir kere daha.

Mesela eski bir para kadar değersizim senin için
Mesela başımın tacı bir yudum suydun benim için
Düşün ki sana hayat borcum olsun insanlık için
Bir kere daha tut ellerimden son bir kere daha.

Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:34:47
Hüzünler...
Düşüncelerimin en ağır yolculuğu onlar..

"Hep hakim olurlar bedenime,yüreğimin en can alıcı noktasına yerleşirler..Zarar verirler düşlerime,umularında bile olmaz..Sadece sıcak nefesini solurlar yüzüme bencilce.."

Hüzünler...
Linç ediyor yüreğimi konuştukça..
Konuştukça,düşlerim karanlıkta yüzer usulca...

Susacaksın...
Yutkunacaksın...
Ama konuşmayacaksın...

"Seni ve beni düşlerin ipine asıyorum..Düş'üp kırılacaksa eğer,bu uğurda kırılıp parçalansın her şey ...Şunu bil artık..Konuşamıyorum hüznümün karşısında..Gözlerimde maziye çalan yaşlar birikti..Bu nem yavaş yavaş çürütüyor seni ve beni.."

Sana bir kelime daha sunamıyorum..
Boğazıma ilmek ilmek dokunan hep aynı his,aynı hüznün siması ve aynı hüznün bitik yüzü..
Bırak artık..
Bırak ki!
Hüznün girdabında esir kalsın yüreğim ..



Suskunluğumu kusmak istiyorum ..
Haykırırcasına bir suskunluk içimdeki..
Bağırdıkça ses çıkmıyor,ses çıkmadıkça bağırıyorum..
Gözlerimden birkaç damla daha düşüyor..
Düşüyor...
Düştükçe ölüyor..
Cesetleri ise hala sıcak koynumda..
Baksana..
Dokunsana..
Yeter artık,yeter...!
Konuşsana...!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:36:13
Sen gitmelerin eşiğindeyken
Vurgun buyruklar dillendi yüreğimde

Biraz ellerim yandı
Buz tutmuş gecelere inat
Biraz anaları ağladı memleketimin
Biraz da anılar
Yenik düşmüş savaşçı gibi
Göçebe bir yanım
Uykusuzluğa direnen gözlerim
Kan çanağı
Biraz öfkelendim kendime
Biraz kızdım
Aynada ki yarım yüzüme

Ölüm de olsan kal bende
Kal ne olur
Gitme

Sen gitmelerin eşiğindeyken ben dokuz kez öldüm can
Dokuz kahpe bıçak yedim sırtımdan

Zebaniler arasında ezildi ruhum
Sıra sıra vicdansızlık
Yaprak yaprak zulüm yağdı üzerime
Bu Eylül namussuzluğunda

Her köşe başında umudum vuruldu oyy
Yüreğin namlusunda kurşun yoruldu oyy

Yitirdi heybetini yürüyüşlerim
Karanlığın bağrına bastığım ayaklarım paramparça
En sıkı prangalarla tutsak
Turkuaz düşlerim
Söküldü dudaklarımda ki masum tebessüm

En hoyrat rüzgar gençliğime esti
Hallaç gibi dağıldı hayallerim oyy
Bu gitmeler infazıma ferman kesti
Kapılarda boğuldu hayallerim oyy

Zehirli hançer de olsan kal böğrümde
Kal ne olur
Gitme...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:37:37
Hani

Güneşim olacaktın dünyama doğan,
Busem olacaktın yanağıma konan,
Heyecanım olacaktın amacına koşan,
Zamanım olacaktın sonsuza dek yaşanan.

Şarkılarım olacaktın hep söylediğim,
Yaşam pınarım olacaktın hiç tükenmeyen,
Ağacımda serçem olacaktın hep şakıyan,
Gözlerimizde kaybolacaktık sabahlara dek.

Nehirler olacaktın denizlerime akan,
Dalgalarım olacaktın yüreğimde,
Nisanım olacaktın baharı müjdeleyen,
Yağmurum olacaktın damla damla ıslanacağım.

Gecelerim olacaktın sabahı karşılayan,
Liselim olacaktın bir köşede bekleyeceğim,
Hayat iksirim olacaktın sonsuza dek soluyacağım,
Bebeğim olacaktın gözüm gibi bakacağım.

Gecem olacaktın sabahı karşılayan,
Gündüzüm olacaktın seni yaşayacağım,
Yıldızım olacaktın semalarda sana ulaşacağım,
Gül demetim olacaktın öpüp koklayacağım.

Hani benim olacaktın sonsuza dek,
Zamanın ötesinde birlikte kaybolacaktık.

Oysa sen;
Sonbaharım oldun kışımı hazırlayan,
Ecelim oldun sonumu hazırlayan..
[/u]
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 23, 2007, 12:39:28
Yüreğim Yangın Yeri

Okşarken kalbimi karbeyaz bulutlar,
Duman renkli güvercinler konarken dudağına gökyüzümün,
Afet-i başlattı birden gidişin.

Org melekleri uçuştu
Ellerime dokundu sevda remilli bir cinayet.
Devlet arması koparılmış bir zafer tacı gibi,
küle ve tuza bandın bu sevdayı.

Gidişin gönlümdeki yanardağın patlamasıydı
Ve bir bir eritmesiydi uvuzlarımı...

Perdeler indi,tozlar uçuştu,gözyaşı yağmur oldu
Yandım ateşlerle dondu toprağım
Ve gördüm hasretinle çürüyen günlerimi...

Sürüklendim sonra,tutarak bir atın yelesinden
arasından geçtim insanların,bir gürültüyle
duyan olmadı.....

Dağlara çıktım sonra,
en keskin şarkıları dillendirerek yorgun dudaklarımla,
geçmişi seyrettim gözbebeklerimin içindeki suzişanla..

Parçaladım hücresini yaşamın,
suyu havaya ekledim,ikisini toprağa.
Toprağı dinledim yalınayak aştım koruları
Ama yinede o mutad işaretini bulamadım,vaad ettiğin cennetin.

Çırpınmayı bile unutmuş bir serçe gibi,
Sakladım,sol mememin altındaki cevahir'de,kanatlarımı.
Kadınlığın böyle karşıma dikeldikçe utandım,
Savaşamadım içimdeki yangınla.

Hayatla katlayamadım genç yaşımı,
Yirmimde çarptı beni bu ayrılık firak-ı.

Perdeler çekili,kapılar sürgülü,bahçe duvarları yıkık,
Yazlar,baharlar yokuş aşağı yuvarlandı
Deli bir poyraza döndü hayatım.

Gidişin yanardağın patlamasıydı
Ve bir bir karartmasıydı düşlerimi.

Bizans surları,Osmanlı bedestenleri ve
Hünkar camileriyle,
Aziz İstanbul'da güneşe açık bir pencerem kalmadı.
Pendik sırtlarında yorgun,telaşlı,eskimiş,
solgun ve acılı bir 'ben'varım şimdi...

Gittiğin bu yerde karanlık bir tomurcuk bıraktın senden arda...
Şimdi gözyaşlarım avuçlarımda bir alev topu.
Oku kadınım,OKU! ! !
Ayırma gözlerini kelimelerden
ve istersen bir günlük doğan bir böcek gibi
düşünme hiç yarını...
Sadece oku ve hisset kelimelere işlediğim kalp yangınımı,
sez sana olan bağlılığımı.

Oku kadınım,OKU! ! !

Yüreğimin yangınını döktüm bu satırlara
Alev alan kağıdı söndürmeye çalıştım gözyaşlarımla,
Şimdi elinde,yarı yanık,yarı yaş bu şiirim
Bin asırlık uzun bir gecenin eseridir.....

Oku kadınım OKU! ! !
Ve artık geri dön.
Çünkü;
Gidişin yüreğimdeki yanardağın patlamasıydı...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Haziran 23, 2007, 12:45:16
Yaralanmış bir akşam vakti ömrüm
Beni geceler bile anlar oldu
Bütün ezgilerin sustuğu duraktayım
Sen anlamadın gülüm suskunluğumu
Varsın yokluğun zehir gibi yaşansın
Düş de git yüreğimden sessizce
İçimdeki çocuk öksüz kalsın
Yorgunum gitmelerin tümüne
Hadi git
Yangın yemiş türküler gibi git
Kalmasın gök mavisi ezgimde
Su yeşili akmasın yüreğimde
Bir solukta sussun ayrılık gülüm
Tamamlanmış yalnızlık olur ömrüm
Gidersin temelli susarım gülüm
İçim acır ürperirim ormanlarca
En sağır yara olursun yüreğimde
Yıldızların en uzağı gibi susarım
Yangınlar başlar sustuğum yerimden
İçim acır ürperirim ormanlarca
En sağır yara olursun yüreğimde
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Haziran 25, 2007, 08:53:26
HOŞÇAKAL

Üşüyorum içim ısınmıyor,
Ayaz karlı gecelerde tek mum ışığında kalmış gibiyim.
sanki en yüksek uçurumlardan yuvarlanmış kayalar gibi.
Yapmasaydım keşke yapmasaydım.
Ama damarlarım çatlıyor anne!
Sol kolumu hissetmiyorum şu serumu
sağ elim ve dişlerimin yardımıyla sıkarken.


bu tiyatroda tek kişilik bir kadroyum.
kapkaranlık odalarda ışık vuran bir köşedeyim bi çare
hayatımı küçük bir çay kaşığı ile beraber eritiyorum.
Altın mıydı taşı toprağı bu şehrin?
sevişi de vuruşu da altınmış!!
neden geldim ki sana çatlak bir bahar günü?
neden aşık oldum ki xxxxx vapurlarına serin gırtlağında,
sana bir şey olmaz..
Bir ben devrilirim şurada yaşlı bir çınar gibi.

Ben sana her gece titreyen öpücükler verdim halbuki
sen ise önüme hergün ayrı bir bulmaca koydun..
köprü altlarındaki duvar yazılarıyla kucaklaştım ben.
sen o şaşalı gecelerde kendine hayran hayran baktırdın..
naparsın yapacak birşeyim kalmadı artık.
En son boynu dar bir şişeye koydum istediklerimi hayattan.
senin yüreğin gibi yırtık aaykabılarımı sattım en son o 70 cclik için.
hem de yarımdı...

Bak şimdi yüzüme! BU yüz kıvrımlarında ne anılar var.
yarım kalmış aşklar, bir çok yumruğum ikameti var senden!
yüzüme bak! hiç incittim mi seni, hiç yaktım mı canını?
ağlattım mı bir kez!

Senden ben hiç bir şey istemedim ki ,sevgi dolu bir hayattan başka!
ama bak görüyomusun gözyaşlarımı artık tutabiliyorum!
hhee belki dekatı bir yüreğim var artık sen gibi

yüreğim çürüdü.sesim yutuldu sen tarafından!
göçük altında bir hayatın satır aralarından bakıyorum sana!
kafam bülbülü ölmüş gül gibi eğik bir şekilde
Ve son türkümü en güzel iskelede söyleyecek balıkçılar,
çatlayan damarlarımın koyu karanlığında!!!!

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Haziran 25, 2007, 08:56:19
[IMG]http://img220.imageshack.us/img220/8099/adszbx0.png[/img] (http://imageshack.us)
Shot

senden nefret ediyorum ayrılıkların Başkenti Ankara!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 25, 2007, 14:19:13
Özlem dolsak

Nice yangınlardan geçmiştir yüreğim.
Yaşarken değil özleminle yanacağım.
Var olsan, hele gelsen ateşleneceğim.

Biz olsak...Özlem dolsak...Özler olsak...

Hiç gelmeyecek olsanda varsın ya! Bileceğim.
Sen deme, sev deme.Sus! Söylemeyeceğim.
Adı sevda olmasada sıcacıktır yüreğim.

Biz olsak...Özlem dolsak...Özler olsak...

Nice susuzluklar gördüm, çöl iklimindeyim.
Sadece dudaklarımı ıslatacağım sevda isterim.
Ama nerde? Keşke olsa! Aza kanaat edeceğim.

Biz olsak...Özlem dolsak...Özler olsak...

Sen şimdi özlemlerin yüzü olsan diyorum.
Hani varsın ya! Var olduğunu varsayıyorum.
Cennetim olursun.Dünya olur sanma yaşayacağım.

Biz olsak...
Özlem dolsak...
Özler olsak...
Ahh neler diyeceğim...!

...Susuyorum...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 25, 2007, 14:20:17
Gözlerimden anlamalıydın sevgimi
Yüreğimi sana verdim yetmedi mi?
Ağladım günlerce duymadın mı sesimi?
Dağlar, yollar arkadaş oldu bana
Onlar söylemedi mi sana olan sevgimi?
Bir sen vardın benim için, sen de gittin
Giderken ağladım ama dur diyemedim
Her akan gözyaşımdı beni olgunlaştıran
Büyüdü artık senin o küçük sevgilin
Küçücüğüm, aşkım, sevgilim derdin bana
Ağlasam kıyamazdın gözyaşlarıma
Üzülsem sımsıkı sarılırdın bana
Ne oldu da gittin beni neden terk ettin?
Bu kadar kolay mıydı çekip gitmek?
Seviyorum derken yalan söylemek
Ben yine de bekledim dönmeni
Dönüpte beni gerçekten sevmeni
Herkes zamanla geçer diyor ama sensiz zaman geçmiyor.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 25, 2007, 14:23:50
Yürüyorum...
Senli ya da sensiz bilmiyorum
Ama yönüm hep sen
Dualar ediyorum içimden
Hep keşkeler geçiyor dilimden
Keşke... Keşke burda olsaydın
Burda olsaydın da gelseydim peşinden
Burda olsaydın da yine aşık olsaydım sana
Elini tutup, yüzünü göremesem bile
İnan bana sevdiğim
Bir tek seni sevdim ve hep seni seveceğim.

Ağlıyorum...
Ağlıyorum için için...
Sanki yaş değil kan damlıyor gözlerimden
Bilmiyorum. Neden? Niçin?
Belki de beni bıraktığın için...
Ama sen hiç ağlama olur mu?
Hiç ıslanmasın o güzel gözlerin
Yoksa aşk yolunu bulur mu?
Mutsuz mu olurdu kalbin?
Birazcık ta beni sevseydin.

Gidiyorum...
Bu defa rotam belli kaptanım var
Ama rüzgârsız yelkenli neye yarar?
Gel artık inat etme ne olur?
Gel de büyük okyanuslarda batmasın gemim
Gel de o güzel ellerinde ölmesin kalbim
Gel ki geriye doğru gitmesin dizim
Gel ki elveda diye kalkmasın elim
Gel henüz yaşanmamış ölümsüz aşkım için

Ölüyorum...
Artık dayanamıyor o minicik kalbim
Hak etmediğin o aşk artık yalnızca, yalnızca benim
Ölür müydün bu küçük kalbime birazcık şans verseydin?
Sevseydin de hakimi olsaydın bu naciz bedenimin
Sen sevmedin ben sevdim artık "öldün" sevgilim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 25, 2007, 14:33:38

Gittin...
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.
Konuşamadım...


Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...


Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...




Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.


Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...


Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...


Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...


Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...


Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...


Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...

Mehmet Coskundeniz
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 25, 2007, 14:46:04
Seni ßenim Kadar Kimse Sevmedi , Sevemeyecek
Sen ßenim Sevqimin Asilliqini , yüCeliqini Anlamayacaksın Hiç ßir zAman
ßiliorum ..
Sevqimi qörmemek Nasıl Senin işine qeLmiOrsa ,
ßu Sevqiyi qörmediqini ßilmek te ßenim işime qeLmior.
Sana Hep SöyLüorum ;
iCinde ßana Ait ßir şeyLer wArsa qizLeme ,
Yarın çOk qeç Olaßilir
ßenim ßir Kalßim Olduquna ßile inanmıorsun
evet ßir Kalßim wAr ,
Öncesi , Sonrası deiL
SadeCe ßuqün içinde Sen ' i yaşatan ßir Kalßim wAr.
Nie Attıqını ßilen ßir Kalßim wAr
ßeLqi çOcuqsu hAyaLLerLe ßüyüyen ßir Kalp ßu
Ama ßu hAyaLLer Senin üzerine Kurulu,
ßu Kalp Senin için çArpıor Sevdiqim ..
ßu Kalßin Senin için çArptıqını ßilmen için ;
içinde Olman qerekiOr.
iCinde Olman için duyqularına Mani Olmaman qerekiOr ..
Aynaya ß[kufur otomatik editlenmistir] diOrum ßen ßu çOcuqu SevmiOrum de diOrum
Aynada ßiLe Kendini Kandırıorsun .
ßütün Sevqi SözcükLeri tOplansa ßir Araya
Yinede Anlatamaz Sana Olan Sevqimi
Anlatamaz çünkü ; Anlatılacak ßir Sevqi DeiL içimdeki
ßeLqide Anlatamadıqım için Anlamıorsun
ßeceremiorum işte ßeceremiorum ...


Sende ßiliOrsun ßu yüreqe Ne yaparsan yap
Sevqisi AzaLmaz , Kin tutamaz Sana
En fAzla çeker qider ßu yüreq
taßi Onu yapaßilcek Kadar SeviOrsa Seni ..
O diiL de ßirqün Senin qitmenden korkuor
yAnında Sen Olmazsan üzerine qüneş dOqmuyacak
yAnında Sen Olmazsan iStanßul ' a küsecek
ßu şehir çekiLmez Olucak Sensiz
ßu yüreq Kaßullenemiyecek SensizLiqi
Kaßullenemiyecek işte ..
dOqduqunda Sen wArmış qißi yanında
öLürken de Seni Arıyacak yAnında ßu yürek
ßiliorum
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cengiz_selcuk - Haziran 25, 2007, 17:59:57
  sen diye
üzerinden sihirli kalemimle geçtim..
ne olduğunu görme diye değil ama;
ne kadar sevdiğimi anlama diye..
belki bir gün anlayıp ta;
daha çok seversin diye..
***
gözlerimi kapatıp hayalini öptüm..
nasıl bir şey olduğunu hissetmek için değil ama;
ne kadar sevdiğimi belki anlarsın diye..
belki bir gün özlersin de;
beni anarsın diye..
***
uzaklara dalıp gülüşünü aradım.
ne kadar çok özlediğimden değil ama;
sende dalıp uzaklara beni düşünürsün diye..
elinden hiçbir şey gelmeyip gözüne yaş düştüğünde;
benim gibi ağlarsın diye..
***
sen yoksun diye ben kederimden üşümedim..
tılsımlı cümleler kurup, kuru yaprakların ardında saklandım.
yokluğunda ısınmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek için değil ama;
sensizlik acısının nasıl tattığımı gör diye..
yinede eğmedim boynumu önünde..
aciz biri sanma diye...
yaprakları örttüm üstüme.
olurda aklına gelirsem bi gün.
kitaplar arasından çıkarıp tekrardan seversin diye...
-------------------------------------------------------------
(24/6/2007)
cengiz_selcuk
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 25, 2007, 18:24:15
güzel şiir tebrikler
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 28, 2007, 19:49:17
Sarsam sarsam seni kollarımla
Duysam yine nefesini
Hatırla okul günlerimizi
Ayrılmaz bir çifttik senle
Şimdi ayrıldık ama hala seviyorum
İstiyorum seni
Beraber olalım desem sana
Yine eskisi gibi
Paylaşsak tüm sevgimizi
Beraber olalım desem
Bir tebessümle çıksam yine karşına
Yıllar sonra
Yıllar sonra
Yine eskisi gibi
Şimdi anladım tüm gerçekleri
Suç belki bende
Gizledim seni sevdigimi...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 01, 2007, 11:25:40
Hayat felsefesi

Sabahın ilk ışığı vurdu
Aşkımızın vurduğu tepeye
Sanki yeniden geldim dünyaya
Bana sarıldığın, ellerini okşadığın
Seni seviyorum diye haykırdığın yerde

İlk seni sevdim gökyüzünün yansıdığı
Gözlerime gözyaşlarının dolduğu
Şarkıları bana sana anlattığı
Yani seni ilk sevdiğim yerde

Bulutlar ağlarken ben duydum
Acılar çekerken denizle paylaştım
O kadar çok severken
Üç kurşunla vurdum seni kalbimde

Şimdi baktığımda ebedi karanlık sarmış
Hatıra olarak gözlerindeki nefret kalmış
Mazideki kuru gül yapraklarından
Yemin etimiz Marmaris sokaklarından
Geride bıraktığım hayat felsefesi kalmış
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 01, 2007, 11:43:55
Adını Hasret Koy

Eğer senden bir an ayrı kalırsam,
Adını hasret koy, hasret kalayım,
Özlemlerle yansın içim her gece,
Adını hasret koy hasret kalayım.

Uzansan yanıma dokunsam sana,
Bir yatakta olsak yatsak yan yana,
Sen şiir okusan ben ninni sana,
Adını hasret koy hasret kalayım.

Aşkımız büyüsün yıldızlar kadar,
Gecemiz görünsün, gündüzler kadar,
El ele tutuşup olsak kafadar,
Adını hasret koy, hasret kalayım.

Göz kırpmamda dahi göremez isem,
Sesini bir anda duyamaz isem,
Alnına bir buse koyamaz isem,
Adını hasret koy, hasret kalayım.

Gözle kapak kadar ayrı kal sakta,
Birlikte sahilde ufka dalsakta,
Binlerce yıl hep beraber olsakta,
Adını hasret koy hasret kalayım.

Kuş olup uçalım, kanatla vücut,
Gidelim sevdaya, gel elimi tut,
Hepsi gerçekleşse kalmasa umut,
Adını hasret koy, hasret kalayım.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 01, 2007, 11:44:43
Hasret Gültekin...

Hasret'çe sevdim seni
Hasret'çe kokladım saçlarını
Hasret'çe düşündüm seni
Hasret'çe sevdim seni...

Adını Hasret koyuyorum her teline dokunuşunu sazının
Adını Hasret koyuyorum her tele vuruşunda bir damla yaş
Adını Hasret koyuyorum her tele dokunuşunda kucaklıyorum
Adını Hasret koyuyorum her tele dokunuşunda seviyorum Hasret'i...

Seni Hasret gibi seviyorum
Seni Hasret gibi özlüyorum
Seni Hasret gibi kokluyorum
Seni Hasret gibi kucaklıyorum...

Rüyamda bin yıllık bir Hasret yaşatıyorum
Rüyamda bin yıllık bir Hasret'e tutuklu kalıyorum
Rüyamda bin yıllık bir Hasret'e ağlıyorum
Rüyamda bin yıllık bir Hasret arıyorum...

Ellerimde bir çırpınış Hasret'çe
Ellerimde bir haykırış Hasret'çe
Ellerimde bir hayat Hasret'çe
Ellerimde bir damla Hasret'çe...

Türkü türkü kokluyorum seni Hasret
Türkü türkü kucaklıyorum seni Hasret
Türkü türkü özlüyorum seni Hasret
Türkü türkü tutunuyorum sana Hasret...

...........

Bırakma ellerimi bir türkü gibi Hasret
Tuttuğun sazın aşkına Hasret
Söylediğin türkü aşkına Hasret
Allah aşkına gitme Hasret...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 01, 2007, 11:45:33
Hasret

Güller solgun sana hasret,
Bu yanık bağrım sana hasret,
Yeşil kubbene hasret,
Yeşil kubbene özlem.
Yeşil kubbende buldum ben derman.

Canım kurban sana hasret,
Gökyüzü bu alem sana hasret,
Benlik, senlik sana hasret,
Medine'nene hasret,
Mekke'ne özlem.
Arap çöllerin de buldum ben serap.

Gökte ki güneş ve ay, yerdeki taş ve kum,
Denizdeki balık, karadaki kuş,
Arı, kelebek, karınca, örümcek,
Tay, kedi, köpek sana hasret.
Doğa hasret,
Alem de özlem.
Bu alemde buldum ben yaren.

Çiçek, dağ, tepe, ovalar, çaylar,
Evren, gökyüzü, engin, zengin, fakir,
Deryalar, denizler, ırmaklar, ormanlar,
Saat, zaman, yaşam, yer, mekan,
Dünya hasret,
Fizan da özlem.
Bu mekanda buldum ben huzur.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 01, 2007, 11:48:16
Adın hasret mi senin?

Sevgiyi arar iken şu benim yorgun gönlüm
Kor oldu düştü gönlüm adın hasret mi senin
Sevda macerasında coştu ki durgun gönlüm
Kendi de şaştı gönlüm adın hasret mi senin
Hala sıcaklığını taşıyor bende tenin

Her gün selam gönderir uzaklardan uzağa
Aşk gözünü bürümüş aldırmıyor tuzağa
Sevilen hangi gönül aldırır ki yasağa
Sevgiden taştı gönlüm adın hasret mi senin
Hala sıcaklığını taşıyor bende tenin

Her gün sorar canan, buluşamaz bir türlü
Uzanan ellerimiz kavuşamaz bir türlü
Yürekler sever durur, konuşamaz bir türlü
Gözlerde yaştı gönlüm adın hasret mi senin
Hala sıcaklığını taşıyor bende tenin

Artık aldırmıyorum yaşanan olaylara
Pekte aldırış etmem yapılan alaylara
Coşku ile bakarım çekilen halaylara
Bunları aştı gönlüm adın hasret mi senin
Hala sıcaklığını taşıyor bende tenin
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 01, 2007, 11:49:20
 


- Hasret -

Ona...

Allah kavuşturur mutlaka birgün
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...
O kadar yandık ki yaş döktük hergün,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Aşkın yollarını biz seçe seçe,
Ateşten geçmiştik; biri bir geçe,
Sevgiye talibiz biz içten içe,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Renkten renge girdi gözün boyası,
Gerçek olur sevenlerin rüyası,
Bayat etmez bizi; aşkın mayası,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Aşıksın yar gözlerinden okunur,
Aşk gergefi nakış - nakıl dokunur,
Sevgi nedir bilmeyenden çekinir,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Nazar etti nazar niceler bizi,
'' Bağrına basacak yüceler bizi '',
Geceler anlatır geceler bizi,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Hayale dalınca yaşı silemem,
Bensiz ölmezsin sen, sensiz ölemem,
Kaç gün geçti ne sen, ne ben bilemem,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Sabrın sonu selamettir bilir o,
İki eli kanda olsa gelir o,
'' Ben ona ölünce, bana ölür o '',
Sen bana hasretsin, ben sana hasret....

Aşkın pınarından içtik bir defa,
'' Sevmeyene kefen biçtik bir defa '',
Sabırla tarihe geçtik bir defa,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Hayaller ekerdik, yarına dair,
'' Biliyorsun... beni sen ettin Şair ''!
Birgün olsun unutmak mı yok hayır,
Sen bana hasretsin, ben sana hasret...

Aşkta cahil değil aşkta dahiydik,
Azrailce cehennemin dibiydik,
'' Ferhad Şirin, Kerem Aslı gibiydik '',
Sen bana hasretsin ben sana hasret... 

Başlık: .:: Istanbul Şiirleri ::.
Gönderen: Simurg - Temmuz 04, 2007, 12:01:11
Bahar Sarhoşluğu

İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allaha ısmarladık kaldırımlar.
Giyenler düşünsün dar elbiseyi,
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erik ağacı gelin olduğu gün.
Hayranım bu şehrin bacalarına
İrili ufaklı hep bir ağızdan.
Nasıl derinden bu gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz!
Dumanın daim olsun güzel baca!
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul'un
Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
Cahit Sıtkı Tarancı

Barbaros Meydanı

Biliyorum, ayıp be manasız
Ama peşlerinden gidiyorum
Gezmeye çıktıkları vakit
Ana kız.
Utanır da belki
Anasının sırtındaki
Yeldirmeden,
Kız bir adım önde gider
Sezdirmeden.
Beşiktaş'ta Barbaros meydanı
Sağı anıt, solu türbe
Ortası kare şeklinde,
Parkıdır yoksulların
Bilhassa yaz ayları.
Fidanların, meydanların önünde
Yontulu taşlar çepçevre.
Yer yer banklar konulmuş
Meydana dolmuş millet,
Sıra sıra oturmuş.
Ah genç kız kalbi,
Sıralara bakar elbet.
Meydanın ilerisi deniz kıyısı
Karaya çekilmiş kayıklar,
İskele gazinosu yanda
Sulara dökülmüş ışıklar,
Üsküdar şu karşısı...
O nemli topraklara
Ana çöker yorgun argın
Kalmış gözü arkada
Kendi ayakta kızın.
En gürültülü şarkılar
Çalarken plakta,
Onlar orda oturur
Denize bakarlar
Avunmaya muhtaç gençlik
Ey kız anası ihtiyarlar,
Ey denizlerden esen serinlik.
O dediğim yere yaz mevsiminde
Geceleri sık sık giderdim.
Elektrik direkleri dibinde
Toplananlar yok şimdi.
Toz toprak içinde
Güreş eder çocuklar
Top oynayanlar yok şimdi.
Kol kola gezinen genç kızlar,
Peşlerinde dolaşanlar yok şimdi.
Garip adamlar görürdüm:
İçmiştiler, müthiş.
Zayıf kadınlar görürdüm:
Bitmiştiler, bitmiş.
Evlerinde duramamış,
Kalkıp gelmişler.
O dediğim deniz kenarımda
Yavaş sesle konuşan
Kadınlar otururdu.
Kahkahayla gülüşen
Genç kızlar bulunurdu.
Hovarda hoyrat itişen
Delikanlılar dururdu.
Böyle miydi o vakitler burası
Mezarların, fidanların önünde
Beşiktaş'ın fakir fukarası
Hava alır, eğlenir dinlenirdi.
Gece yarısına doğru
Barbaros meyanı halkı,
Evlerine dağılırdı
Erkekli kadınlı.
Behçet Necatigil

Bir Gün İstanbul`da

Günlerden bir gün İstanbul`da
Sabah oldu eşya ışıdı
Bahçedeki horoz öttü
Horozun öttüğünü duyunca
Türkü tutturdu
Bir çiçek keyfine göre...
İşler bu yola döküldü mü,
İnsanoğlu durmaz
Yatağımdan kalktım
Kahvaltı ettim
Geceden kalma ne varsa
Ceketimi giydiğim gibi
Sokağa çıktım
Bir rüzgar esti hafiften
Sonra durdu
Yağmur çiseliyecek gibi oldu
Bir tramvaya atladım
Doğru parka gittim
Sıranın birinin üstüne
Uzandım
Gökyüzünü seyrettim
Gökyüzü de bir türkü söyledi
Gökyüzünün türküsü de
Horozunkine, çiçeğinkine uygundu
Öylesine maviydi gökyüzü
Öylesine derin
Öylesine sonsuz
Ama bıkılıyordu gökyüzünden
Kalktım kahveye uğradım
Bir çift söz ederim dedim
Ahbap aradım
Bulamadım
Bulamayınca
Elim şakağımda
Düşünmeye vardım
Derken öğle oldu
İş yerleri boşaldı
Cümle halkın karnı acıktı
Ben de acıktım
Bir köfteci dükkanına girdim
Köfteler kızardıkça
Ortalığı bir duman sardı
Bir soğan kokusu
Öğleden sonra da geçti aynı minval üzre
Yalnız bir aralık
Bir sevda yaşadım düşümde
Büyük bir caddeden geçerken
Bir kadın görünce balkonda
Saçları alabildiğine sarıydı
Bugüne dek
Görmediğim acaip kuşlar havalanıyordu
Sabahlığında
Sevdalandım düşümde
O benden habersiz
Akşam gelecek aşığına
Hazırlandı durdu aynasında
Gönlü sevdayla dolanların
Son uğradıkları meyhane
Bir yudum aldım da
Kendimi buldum kocaman bir denizde
Nelerin unutulup gittiği nelerin
İzi bile görünmeyen gemilerin
Akşamları sokakları dolduran serinlik
Bir kahvecinin
Kahvesinin bahçesini suladığı
Anı hatırlattı bana
Bütün gün taban teptim
İçimde bitkinlik
Akşamı ettim
Sabahattin Kudret Aksal

Canım Istanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl Kısakürek
Başlık: .:: Dostluk Şiirleri ::.
Gönderen: Simurg - Temmuz 04, 2007, 12:02:21
Olamazsın

Başka özün, başka sözün,
Çok farklı şeylerde gözün,
Görmedim maskeli yüzün,
Sen bir yaren olamazsın....

Ağzından çıkar hep yalan,
zehirlisin aynen yılan,
Nedir ki elinde kalan,
Sen bir yaren olamazsın...

Kimi aşktan, kimi dertten,
Tattığın her haram etten,
Şairlik hanki niyetten,
Sen bir yaren olamazsın...

Bırak yazmayı çizmeyi,
Masum kulları ezmeyi,
Dağda, ormanda gezmeyi,
Sen bir yaren olamazsın...

Herkes gülerken haline,
Biraz sahip ol beline,
Kırmamak için diline,
Sen bir yaren olamazsın...

Gözün hep metaryellerde,
Hiç olmadı helallerde,
Varacağın baki yerde,
Sen bir yaren olamazsın...

Amacın hep para ve pul,
Herkese ediyorsun zul,
Yazık; olmuşsun kula, kul,
Sen bir yaren olamazsın...

Yaren Geceler

aydınlık çırılçıplak karşımda
kadınlar çarpık bacaklı
güzeller bile güzel değil
tozlu bir tablo gibi şehir

gündüzler bana ait değil
verin bana geceleri

geceler dilimde geceler
geceler içimde geceler
geceler gönlümde geceler geceler

geceler yaren geceler
geceler yarim geceler
geceler tek dost geceler geceler

ışıkta ne aşkın tadı var ne zamanın
görünür binbir çehresi o maskeli kahramanın
insanlık doğupta yaşamak değil
bu bir gerçek değilde söyle nedir

gündüzler bana ait değil
verin bana geceleri


geceler dilimde geceler
geceler içimde geceler
geceler gönlümde geceler geceler


geceler yaren geceler
geceler yarim geceler
geceler tek dost geceler geceler

Kim Bilir Kaçıncı Film

Figüranlar vardı, hayat senaryosu dizelerinde
Oysa ben, bir ömür sevginde macera, hevestim
Mezeydim şarkılarına, şiirlerine, nağmelerce
Şimdi nöbetim bitti değiştim, başrol yine senin
Olmayacak setler, patlayan flanjör, bolca alkış

Kim bilir kaçıncı film, bir_bir sırada senaryolar
Dost acı söyler be yaren, kanserli kolumdun kestim
Acını duymuyorum artık, İstanbul benim gezdim
Kuzguncukta kol böreği yedim, güneşi seyrettim
Beykoz da yolum bitti, salacakta kız kulesi gezdim

Sazımda adına nota bulamadım, diyeslerde yoktun
Arabesk oldun şarkılarımda, bundandır feryadım
Belki dünyalar benimdi, ama sevgimi inkar etmedim
Her sevgiliye sen gibi, seviyorum gözyaşı dökmedim
Terk edişinle anladım, yine sevgimde seven bendim

Kim bilir kaçıncı film, bir_bir sırada senaryolar
Dost acı söyler be yaren, kanserli kolumdun kestim
Acını duymuyorum artık, İstanbul benim gezdim
Dolma bahçe galata da gezdim, saray burnunda çay içtim
İstediğin ölümse, çok sevdiğin boğazı, köprüyü seçtim

Seninle Olsam

Ah! Bir seninle olsam...
Şöyle bir kanatlanı versem...
Semaya doğru yükselip;
Bulutların peşine takılsam...
Rüzgara yaren, kuşlara dost,
Yağmurla kardeş olsam...
İçimdeki hüzünle damlayıp;
Toprağı, ekinleri canlandırsam...
Çağlayanlarda coşup;
Denizlerde akarak sana ulaşsam...
Güneşle selamlaşıp buharlaşsam...
Havaya karışıp, sabah meltemiyle;
Kendimi yanında bulsam...
Yanağına öpücükler kondurup;
Sana sıcacık sarılsam
Ve hiç bırakmasam...
Başlık: .:: Ayrılık Şiirleri ::.
Gönderen: Simurg - Temmuz 04, 2007, 12:05:27

Ayrılık Günü


Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Durmadan çalınır kulaklarımda
Şarkıların en hüzünlüsü

Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda...

Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni

Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem, en koyusu acıların
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam

İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa.

Bir Ayrılık Gününde

Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan

Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkânlara, evlere, kahvelere

Hâtıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden

Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken

Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutulur

Başka ne yapılır böyle bir günde
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!"

Gittin İçimde Kaldı Ayrılık

Gittin
Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin
Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı
Dudaklarımızda sıradan sözcükler
Vedalaşmayı bile beceremedik
Son bir bakış kaldı arkanda
Kalabalığa karışan
Her şey düzmece bir dinginliğe gömüldü
Gittin.

İçimde
Yığınlarca kitap kaldı uçuşan
Sözcükler beynimin köşelerinden
Çıkıp korkuttular gecelerimi
Peşimden geldi gölgeler
Aynalara bakamaz oldum
Hiçbir oyun avutmadı beni
Yaşamıma sığmayan bir şey kaldı
İçimde.

Kaldı
Yeni bir kent işkenceye hazır
Ödeşemedim gittiğin mevsimlerle
Belleğimi silkeleyip anılardan
Tik tak çaldın uzun zaman
Alışamadım yarımlığa
Düşlerimde intihar tutkuları
Sırtımda hançerinin oyduğu boşluk
Kaldı.

Ayrılık
Çoğalarak giriyor günlerime
Senden başka kim bilebilir
Geçmişin dökümünü yaptığımı
Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
Artık konuk beklemeyen gözlerim
Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı
Ayrılık.

Ayrılanlar İçin

Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme
İnsan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir

Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
O günlerce gecelerce sevişmelerimizi
Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin

Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır

Kırık Kalpler

Biz aşkla başı dönmüş iki çocuk
Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak
Yarabbi ne güzel sevişiyorduk
Dünyayı aşktan ibaret sanarak.

Kim ne karıştı, ne istedi bizden
Göz mü değdi ne oldu sevdaya.
Ayırdılar bizi birbirimizden
Hem de göz göre yürek parçalaya.

Aşktı bizdeki onlardaki mantık
Onlardan yana çıktı kahpe felek.
Birer kalp bıraktılar bize kırık
Ömrümüzce gözyaşı döktürecek.


Başlık: benim şiirim kötü oldu ama idare edin
Gönderen: Simurg - Temmuz 04, 2007, 12:51:44
Aşkın Yasası

Aşkın yasaları olsa yasak aşk olmazdı
Aşkın el kitabı olsa aşksız kimse kalmazdı
Aşkın ilacı olsa kimse derman aranmazdı
Ayrılıklar olmaz tek bir yaş akmazdı
Can bedenden çıksa da aşk yok olmazdı
Kimse elveda deyip bir köşede ağlamazdı
Eğer kalpler aşk için çarpıyor olsaydı
Ölüm denilen şey olmazdı!!!


yazan ben :D
Başlık: Biz ayrılmıştık ama dünya dönüyordu
Gönderen: Simurg - Temmuz 04, 2007, 13:17:51
Biz ayrılmıştık ama dünya dönüyordu

Ayrılığın ilk günü kendimi sokağa attım çünkü evdeki herşey seni bana hatırlatıyordu.
Dışarı attım kendimi. Etrafıma baktım kuşlar ötüyordu, çiçekler açmıştı, hava güneşliydi, herşey çok mutluydu ama ben sensizdim ve hiç mutlu değildim. Ben ağlarken nasıl olurda çiçekler açmış olabiliyordu? Hava neden bu kadar güzeldi anlayamıyordum. Etrafıma bakarak biraz yürüdüm gözlerimdeki yaşları silerken kendimi sizin orda buldum nasıl geldiğimi hatırlamıyorum bile ama sizin ordaydım işte. Birden seni gördüm yanında arkadaşların. Ayrılığın birinci günü olmasına rağmen gülüyordun yalnız çiçekler değil, yanlız diğer insanlar değil, sende gülüyordun oysa biz ayrılmıştık ama sen mutluydun rüya olduğunu sandım gözlerimi sımsıkı kapatıp tekrar açtım ve sen hala ordaydın rüya değildi bu olanlar ve sen mutluydun. işte ozaman anladım bensiz dünyanın döndüğünü! Ne ayrılmamız güneşi ne çiçekleri nede seni etkilemişti.Kızıyordum kendime sen orda gülerken ben burda salak gibi yasını tutuyordum. senin için akan gözyaşlarımı sildim ve koşarak ilerdeki kaldırıma oturdum hayal kırıklığı kalbimin acısı yaşadığım herşey tüm duygular geçirdiğimiz saatler hepsi birbirine karışmıştı. anlamadığım o kadar çok şey vardı ki... Cevapsız sorular... Nasıl olabiliyordu?... derken hepsinin tek bir cevabını buldum. Biz ayrılmıştık ama dünya dönüyordu

yazan:simurg
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Non Mollare Mai - Temmuz 04, 2007, 13:22:49
:'( Çok Güzel büşra yüreğine sağlık..
Tam kendime geldim toparlanıyorum derken böyle bir yazı ve şiir götürdü eskilere..
Ama oldukça güzel.. Tebrikler..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 04, 2007, 14:44:50
Gülbeyaz dizisinden alıntı çok güzel bir mektup:

Seni seviyorum...

Artık biliyorsun!Seni seviyorum ve bu önceki hiç bir şeye benzemiyor.
Korktum..Ve Korkarak hayatımın en büyük hatasını yaptım...
Bugünden sonra hayatta bekleyebileceğim tek şey var
Beni bir gün affetmen bunu yapabilcek misin?
Ömrümün kalanını seninle geçirmek istiyorum gülbeyaz
Beraber yaşlanmak beraber ölmek istiyorum..
Bir erkeğin bir kadına söyleyebileceği bundan fazla ne varki
Dünyanın bütün okyanuslarından vazgeçiyorum ve gözlerindeki karadeniz de boğulmak istiyorum...


Video
[youtube=425,350]yyC7SAzJTbg[/youtube]
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Temmuz 05, 2007, 19:52:36
Koyverdin gittin beni oy
Koyverdin gittin beni
Allahından bulasın oy
Allahından bulasın
Kimse almasın seni kimse almasın seni
Yine bana kalasın yine bana kalasın

Sevdiğim senin aşkın
Ciğerlerimi dağlar
Hiçmi düşünmedin sen
Hiçmi düşünmedin sen oy
Sevdiğin böyle ağlar
Sevdiğin böyle ağlar
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Temmuz 05, 2007, 20:04:32
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan kanmadım sevgiye.


Korkulu geceleri sayar gibi
Birdenbire bir yıldız kayar gibi
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.


Aşksa bitti gül ise hiç dermedik
Bul kendine kuytularda hadi dal
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal.

Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklığı
İncinen bir hayatın yarasıdır.

Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında.

Ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
Vur kendini korkularda hadi al
Sen bir suydun sen bir ilaçtın
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Sen bir suydun sen bir ilaçtin
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşça kal ...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 07, 2007, 21:38:38

GİT.......... ME

Gitmelisin...

Yüzünü bir daha dönmeden gitmelisin...

Ardına ve arkanda bıraktığın bana bir daha dönmemek üzere gitmelisin....

Bu güne kadar seni görmediğim bir gün olmamıştı... Her gördüğüm an daha çok özlüyordum seni... her gördüğümde içime biraz daha işliyordun... sensiz nefes alamayacağımı düşünüyordum... görüşemediğimiz iş saatlerimizde sesinle avunuyordum.. sesinle dolduruyordum içimde ki boşluğunu... sesin kulağımda, varlığın içimdeydi...

Bir günü bir güne ekliyordum... Aşka aşık olmaktan vazgeçmiş, direkt sana aşık olmuştum... seni bir bütün olarak sevmeyi öğrenmiştim... içimde ki senden farklı yönlerini gördüğümde şaşırıyor ama hiçbir zaman vazgeçmiyordum seni sevmekten... artık sevgi ötesi bir durumdu varlığımda ki varlığın...

Ben, ben olmaktan çıkmıştım...

Ben, sen olarak yaşamaya başlamıştım...

Bir beklenti taşımıyordum sana karşı...

Bu güne kadar hep yalnızdım... yalnızlığıma dokunulmasını, kanımda dolaşan özgürlüğümün kısıtlanmasını düşünemezdim... Fakat, yanımda olan senle yalnızlığım dağılmaya başlamıştı... çevreme ördüğüm duvar gittikçe yıkılıyordu... Korkmam gerekirdi ama keyif alıyordum... Yeni bir ben buluyordum karşımda...

Bir beklenti istemediğini fark ettiğim anda şaşkına döndüm... Korkmuştun... Kaçmak istiyordun... Yaşantında gittikçe şekillenen ve gittikçe sevdiğin benden korkmuştun... Beni daha fazla sevmekten korkmuştun... Benim sevgimin sorumluluğunu taşımaktan korkmuştun... Beni taşıyamamaktan korkmuştun...

Aramıza bir mesafe girdi, korkularımızın açığa çıkmasıyla...

Artık görüşmez olmuştuk... Kavgalarımız çıkmaya başladı... Beraber yapamıyorduk ama ayrı iken hiç olmuyordu... Bir müddet ayrı kalmak istiyorduk... Canhıraş yürek bağırtıları ile teslim oluyorduk tekrar birbirimize...

Sevgi yüreğimde, sensizliğe teslim olmuştum...

Beklediğim seni, sana teslim etme zamanı idi...

Yüreğimde ki acıya rağmen sana seslendim...

"GİT", dedim...

susma hakkını kullandığını söyledin...

ancak, alamıyordum sevgiyi... veremiyordum sevgimi...

sevgimiz donmuş ve kalıp şeklinde bekler gibiydi...

ve biz yenilmiştik...

"GİT", dedim...

Kanayan yüreğimde ki yara daha da açıldı...

"GİT ", dedim...

gitmeni hiç istemedim...

gitmeyi hiç istemedim...

"GİT", dedim...

"ME" 'yi ekleyemedim...


''GİT............. ME''
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 08, 2007, 12:57:24
Yaşıyor ama uzaktaysam senden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş, hata yapmışsız
Senden ya da benden ne farkeder
Şeytana uymuş aşkı yakmışız

Adımı söylemezdin bana seslenirken
Aşk derdin, aşkım derdin
Her aşk dediğinde
Beni kendinde daha da aşık ederdin
Buluştuğumuz anları hatırlıyorum
Güller açardı gönlümde sen gelirken
Üç-beş saat bile ayrılsak
Yapraklarım dökülürdü sen giderken

Yanyana duran iki yıldızdık sana göre
En parlak, en güzel olanı bendim
Gökyüzünde ki tek yıldızındım senin
Fırtınalarda saklanıp korunduğun
Liman olduğumu söylerdin
Ömrünün sonuna kadar beni seveceğini
Kalbini kalbime kelepçeleyip
Anahtarını okyanusa attığını söylerdin

Benim için kıyamet seni kaybettiğim gün demekti
Ruhumda sakladığım en değerli hazinemdin
Sonsuza kadarda saklayacağım
Yokluğumda sen nasıl olursun hayal ettiğimde
Seni mutlu, çok mutlu görüyorum
Çünkü hep öyle ol istedim
Her şeyin güzeli senin olmalı
Aynı şeyi isteme benden
Yerine kimseyi koyamam ki
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki

Bazı şarkılar vardı birlikte sevdiğimiz
Senin bana, benim sana söylediğim
Onlardan biri yada benzerini duyarsan
Beni anımsar gülümsersin
Ben mi? ben hiç unutmayacağım ki
Okyanusa attığın anahtarı biri bulurda
Bizi bizden çözer diye
Daha iyisini yaptım seni kalbime kazıdım
Her atışında hatırlamak için

Yaşıyor ama uzaktaysak birbirimizden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş hata yapmışız
Eğer ölümse bu ayrılığın sebebi
Ve bensem önce giden bu alemden
Kederlenme çok
Tıpkı benden istediğin gibi
Kendine sahip çık
Bensem kalan geride
Zaten sen hep göreceksin
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki

Küs olduk, ayrı düştük duramadık ki
Savaşları sevemedik ki barış olduk biz
Hüzünlendik dilden kaçan bazen iki lafla
Sevişmeye sebep ettik ayrılıkları

Niyet ettik, söz verdik en büyük aşka
Başkasının sevdasına imrenmedik biz
Neysek oyduk, öyle kaldık aynı inançla
Kimsenin öyküsünden kopya çekmedik

Ne acıdan, ne kayıptan
Korkmadık ki hiç biz
Ne kavgalar atlattık ta
Yılmadık ki bir gün
Üstüne gittik sevdanın
Yenilmedik ki
Kimsenin duygusundan
Çalmadık biz

Başkasının oyununu bozmadık biz
Bu dünyanın uyumunu bozmadık biz


Soner Arıca
    BİZ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 08, 2007, 13:13:28
Daha üç gün gecmeden
Yürekte ateşler sönmeden
Ne olduğunu bilmeden

Unuttun gittin beni
Ben yolunu beklerken
Ömür sözü vermişken
Ne olduğunu bilmeden

Unuttun gitti beni
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 09, 2007, 18:36:38
Bilmezdim

Bilemezdim,
Senin o sözlerinin ardından gideceğini
O bakışmalardan sonra askımızın böle biteceğini
Asla ama asla bilemezdim

Senin ismini kazımıştım bile kalbime
Ah yanmışım ben yardım etmiyor kimse
Bu beden askınla eriyor göz göre göre
Hayatımın böle biteceğini bilemezdim

Seni sevdim hem de çook sevdim
Sende bir emanetim var onu alabilir miyim
Kalbim yok ama hiç değilse küllerini verir
misin
Bu şiiri sana yazacağımı bilemezdim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: mdc - Temmuz 10, 2007, 21:12:56
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan kanmadım sevgiye.


Korkulu geceleri sayar gibi
Birdenbire bir yıldız kayar gibi
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.


Aşksa bitti gül ise hiç dermedik
Bul kendine kuytularda hadi dal
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal.

Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklığı
İncinen bir hayatın yarasıdır.

Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında.

Ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
Vur kendini korkularda hadi al
Sen bir suydun sen bir ilaçtın
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Sen bir suydun sen bir ilaçtin
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşça kal ...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Timurlenk - Temmuz 10, 2007, 21:15:27
SARI ZEYBEK

     I

Şu dağların meşeleri karanlık,
Etekleri olur çayır çimenlik
Kızanlarla burda eder yarenlik,
"Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır,
Yağmur yağar, pusatları ıslanır."

Sarı Zeybek şu dağların eridir,
Dağlar onun bütün yoğu varıdır.
Kendi sarı, bindiği at dorudur;
Attan inip şu dağlara yaslanır,
Gözü dalar, bakışları puslanır.

Sarı Zeybek dağdan dağa taşınır,
Taşınır da yüce dağlar aşınır.
Mola verip Gökçen kızı düşünür;
Efe dağdan köye doğru seslenir,
Yosma Gökçen sesi duyar, süslenir.

Sevmesin mi Sarı Zeybek Gökçen'i?
Yüzü melek, saçı ipek Gökçen'i?
Bütün Aydın elinde tek Gökçen'i?
Kız sevmeyen erin gönlü paslanır,
Paslanırda imil imil yaslanır.

Padişahın kulağına varırsa,
Tutun diye devlet emir verirse ,
Üç yüz atlı, beş yüz yaya yürürse
Dağlar, taşlar barut ile sislenir,
Ölen ölür, anaları yaslanır.

      II

Candarmalar genç efeyi sardılar,
Kırk ölümden beğendiğin sordular;
Kızanları bir bir yere serdiler.
Sarı Zeybek kara sürmez şanına,
Erlik için kıyar kendi canına.

Nasıl olsa uçar da can, kalır ten;
Bir ah tuttu şu dağları derinden.
Sarı Zeybek vuruldu üç yerinden.
"yazık olsun Telli Doru şânına,
Eğil de bak mor cepkenin kanına".

Sarı Zeybek gün batarken vuruldu.
Nabızları yavaş yavaş duruldu,
Gözlerine kara perde gerildi
Yiğit başı düşüp kaldı yanına,
Bakmaz oldu mor cepkenin kanına.
Sarı Zeybek öldü sanma, diridir;
O, dağların yine eşsiz eridir,
Bütün kızlar atık onun yâridir.
Vurulmuştur hepsi onun ününe.
Can atarlar şimdi gerdek gününe.

Sarı Zeybek şimdi artık masaldır,
Sanma yıllar şerefini azaltır.
Yiğitlerin dillerinde meseldir.
Er kişiler kıyar da öz canına
Bir damlacık leke sürmez şanına...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 10, 2007, 21:19:59
Mehmetçik Zap Şiiri


Karanlık gecede kara sudan zap suyuna giden yol,
Dolunay azaplığında vatanımın,
Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm,
Alın yazımıza vatan ve bayrak, şehitlik yazılmış



En güzel türküyü kurşun söyler özüme,
Ola ki Tendürek ağıdı Cudi, Havar türkülerinde,
Muhabbeti bulurum bir zaman,
Şahadetse aslanların savaşında,



Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde,
Can veren, kan veren yiğitler,
Yar gönlümüze düşende, çıktık dağların başına
Karanlık gecede el uzattık hilale,
Vurgun yedik seher rüzgarında,
Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına,
Savaş türkülerinde kendimizi bulduk,
Vatan türküsüyle huy eyledik her zaman



Kürşat baskınlarında şahadetime destur verilirken,
Tekbir-i ilahi ki bayrağımdaki iman,
Yıldız yüceliğinde vatan olası gönül,
Neylerim, neylerim sensiz acep?



Seninle gezerim Şavşat'ı, Kars'ı,
Seninle inerim Bingöl'den Van'a,
Muş'tan el ederim Adıyaman'a,
Ben deli sevdalar yaşar uykusu geçerken,
Keleş sesinde yas tutarım,
Ölen şehitlerin ardından,



Mimarisi olduğum Anadolu'yu gezerken,
Nasibim bir kurşun olup da, düşersem toprağa,
Eğer, eğer toprak bana asmışsa bağrını,
Damla damla düşüyorsa toprağa kan,
Bayraklara sarılıyorsa tabutlar,
Analar, analar ağlıyorsa yitik erlerinin ardı sıra,
Gelinler, gelinler yas tutuyorsa yiğit erlerinin ardından
Ki Türk devleti öksüz kalacaksa eğer,

Koyuver şahin misali saldırsın İbrahim'in delilerini,
Mehmetçesine, çakal sürüsüne,



Ay gökte kaldıkça,
Ulu kocaların, ak sakalların duası
Üstüne olsun.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Temmuz 12, 2007, 10:22:21
Yaşıyor ama uzaktaysam senden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş ,hata yapmışsız
Senden yada benden ne farkeder
Şeytana uymuş aşkı yakmışız
Adımı söylemezdin bana seslenirken
Aşk derdin,aşkım derdin
Her aşk dediğinde
Beni kendinde daha da aşık ederdin
Buluştuğumuz anları hatırlıyorum
Güller açardı gönlümde sen gelirken
Üç-beş saat bile ayrılsak
Yapraklarım dökülürdü sen giderken
Yanyana duran iki yıldızdık sana göre
En parlak,en güzel olanı bendim
Gökyüzünde ki tek yıldızındım senin
Fırtınalarda saklanıp korunduğun
Liman olduğumu söylerdin
Ömrünün sonuna kadar beni seveceğini
Kalbini kalbime kelepçeleyip
Anahtarını okyanusa attığını söylerdin
Benim için kıyamet seni kaybettiğim gün demekti
Ruhumda sakladığım en değerli hazinemdin
Sonsuza kadarda saklayacağım
Yokluğumda sen nasıl olursun hayal ettiğimde
Seni mutlu, çok mutlu görüyorum
Çünkü hep öyle ol istedim
Her şeyin güzeli senin olmalı
Aynı şeyi isteme benden
Yerine kimseyi koyamam ki
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki.
Bazı şarkılar vardı birlikte sevdiğimiz
Senin bana ,benim sana söylediğim
Onlardan biri yada benzerini duyarsan
Beni anımsar gülümsersin
Ben mi? Ben hiç unutmayacağım ki
Okyanusa attığın anahtarı biri bulurda
Bizi bizden çözer diye
Daha iyisini yaptım seni kalbime kazıdım
Her atışında hatırlamak için
Yaşıyor ama uzaktaysak birbirimizden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş hata yapmışız
Eğer ölümse bu ayrılığın sebebi
Ve bensem önce giden bu alemden
Kederlenme çok
Tıpkı benden istediğin gibi
Kendine sahip çık
Bensem kalan geride
Zaten sen hep göreceksin
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin,bizi kirletemem ki.

Küs olduk,ayrı düştük duramadık ki
Savaşları sevemedik ki barış olduk biz
Hüzünlendik dilden kaçan bazen iki lafla
Sevişmeye sebep ettik ayrılıkları
Niyet ettik, söz verdik en büyük aşka
Başkasının sevdasına imrenmedik biz
Neysek oyduk,öyle kaldık aynı inançla
Kimsenin öyküsünden kopya çekmedik
Ne acıdan,ne kayıptan
Korkmadık ki hiç biz
Ne kavgalar atlattık ta
Yılmadık ki bir gün
Üstüne gittik sevdanın
Yenilmedik ki
Kimsenin duygusundan
Çalmadık biz
Başkasının oyununu bozmadık biz ....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 13, 2007, 12:17:42
Ben Orada Sen Burada   

Ben orada öldüm en çok orada bilmezsin
Orada zaman buruşmuş bir eski resimdi
Orada sen yoktun, gözlerin belli belirsiz
Koptum oradan, bir kırık heykelim şimdi

Bir kolum derin denizlerde tek başına
Ayaklarım çöllerde kum tepelerinde gömülü
Alıp götürür saçlarımı bir soğuk rüzgâr
Ben orada öldüm, en çok orada bir başka türlü

Hiç bende değilsin, burada yoksun ki
Orada var mısın, ya da ben yok muyum
Tek değiliz seninle, bütün olmadık hiç
Şimdi nerdeyiz nasılız bilmiyorum

Orada akşamlar daha çok serin
Ben bu kadar değilim, bu kadar yıkık
Sarhoşum, kederliyim, yoksulum, sensizim
Orası sisler içinde orası karanlık.

Bensiz olduğun yerde değil mi en güzelsin
Bensiz olduğun yerde söyle şarkılarını aşkın
Bir mermeri al, yont, şekil ver ona benden
Bir günah işlercesine sessiz ve dalgın

En iyisi sen burada kal, hep burada
Ellerinle kal, dudaklarınla, gözlerinle
Tut ki bütün renkler senin mavi kırmızı
Burada her şey sen nasıl istersen öyle

Bir büyük ayna duvarlar çok büyük
Orayı düşünme hiç burada soyun
Utandır duvarları pencereleri, kapıları
İki yalnızız şimdi anlıyor musun

Var sandığın sen sen değilsin bir başkası
Benim anlasana benim o yok dediğin
Sabahları bir serin havayım içine dolan
Benim akşamları pencerende beklediğin

Hiçbir şey bilmiyorum, sen anlıyorsun
Senin bilmediklerini anladığım gibi
Güzel, parmaklarının değdiği bir şey
Sensizlikler içinde seninle olmak iyi

Orada bulutlar yağıyor paramparça
Orada ağlayan dağlardır göğe en yakın
Orada sen yoksun, orada bir şey yok
Orada kan ve ölüm, orada yangın
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:41:06
Her güneş doğuşunda
Her güneş batışında
Seni anarım
Her gece ay ışığında
Senin için ağlarım
Her gün seni beklerim
Buluştuğumuz sessiz ve ıssız yerde
Bir gün geri dönersin diye
Saklıyorum sevgini yüreğimde
Bir gün geri dönersin diye
Gözyaşlarımı silmedim hala
Bir gün gelip görürsün diye
O zaman anlayacaksın
Ve sen de ağlayacaksın
Bu büyük sevgimi gördüğünde
İşte o zaman ben gideceğim
Ardıma bile bakmadan
Bekleyeceğim seni
Cennete gelirsin diye

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:44:02
Bir anlık bir bakışla öyle yara açtın ki,
Mızrak yarası gibi geliverdi anında.
Seni gören gözlere öyle ışık saçtın ki;
Güneşin parıltısı sönük kaldı yanında!

Önüne geçilmiyor ferman gibi sözüne,
Seni sevip kaybeden inan ölümü tatmış.
Sen: Güzeller-güzeli tanrım senin gözüne ;
Yalnız Safir'den değil Zümrüt'ten de renk katmış.

Bir anlık gelip geçen hayal gibi akışın,
Çölde serap gibisin ne yapsam tutulmuyor.
Ceylan'larda bile yok o gizemli bakışın;
Sana özgü o gözler asla unutulmuyor !

Ey ! Güzeller-güzeli sen buradan giderken,
Dört-bir yanımı hemen hasretin sardı senin.
Gökkuşağı mavisi yeşil tona dönerken :
Aldığı renge benzer gözlerin vardı senin !...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:45:51
BENİ TANIMADIN MI   
   
Gizli sevda okuyla kalbin yönüne,
Battığın kişiyim ben tanımadın mı?
Bir kuru yaprak gibi rüzgar önüne,
Attığın kişiyim ben tanımadın mı?

Sana koştum ömrümce sevgimi anla.
Feda ettim kendimi , kendimi canla.
Bazan sevgi gösterip bazan isyanla;
Çattığın kişiyim ben tanımadın mı?

Kavuşmamız kaldı bir başka bahara,
Sevdan gizli kanayan kapanmaz yara.
Savurup kollarından başka diyara;
Attığın kişiyim ben tanımadın mı?

Senin itiverdiğin aşk denizine,
Aşk ateşi saldığın bet benizine,
Saçlarını okşarken senin dizine,
Yattığın kişiyim ben tanımadın mı ?

Demek bensiz yaşadın bahar-yazını,
Ben çekmiştim senin Bin-bir nazını...
Şiir yazarken sana gurur hazzını ,
Tattığın kişiyim ben tanımadın mı?

Seni öyle sevdim ki ben ölesiye...
Neden düştüm gözünden sevgilim niye?
''-Aşkıma köle olmuş ! Bir esir...'' diye
Sattığın kişiyim ben: Tanımadın mı ?

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:46:34
gülümse gözlerini



gülümse gözlerini
parlasın ışığı gözbebeklerinin
koş güne
gir kavgaya
direncin sevdan olmalı
onurun hayata nedenin
alanları süsle sesinle
paylaş coşkusunu dağların
ve cesaretini bağır düşmana

gülümse gözlerini
kısma bir an bile
kimseler görmesin
kirpiklerinin birbirine değdiğini
böyle görmeli seni dost düşman
ve sen güç verip dosta
korku salmalısın
yüreğinin en karanlık yerine düşmanın

böyle var olabilirsin ancak
yaşadığına böyle inanabilirim
ve ancak
böyle sevebilirim seni

haydi durma
GÜLÜMSE GÖZLERİNİ
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:49:20
SEVGİYE DESTAN   
   
Duydum ki Gökyüzünde, meleklere eş mişsin.
Titrek bir yıldız değil taçlı bir Güneş'mişsin.
Gökyüzün'de Dolunay yanında sönük kalmış,
Safir kendi rengini senin gözünden almış!
Seni bir defa gören, Mecnun diye gezermiş.
Yüreğinde ateşin, dünyasından bezermiş.
Ferhat olur dağları, senin için yararmış,
Gece-gündüz her yerde, yalnız seni ararmış.
Bulutlarda uçarmış; bir Güneş gibi başın...
Bakışların ok imiş, gergin bir yaymış kaşın.
Sevdanın gizli oku...Nice sineler delmiş,
Senin bir tek bakışın, Dünya'lara bedelmiş!
Bakışların insanı, can evinden vururmuş.
Sana gönül verenler; günden-güne kururmuş.
Sözlerin yasa olur, emredici fermanmış.
Ölesi hastalara, senin sesin dermanmış.
Bakışların alevmiş, dudakların al kanmış.
Saçların altın teli,Yüzün pembe bir tanmış...
Selviler kıskanırmış, sen yolda yüyür iken;
Rahat gezesin diye; Gül'e dönermiş diken!
Yalçın doruklarda kar hep seni kıskanırmış;
Seni görünceye dek kendini; ak sanırmış!
Seni görmek içinmiş, çiğdemler tez açarmış.
Senle yarışsın diye Sümbül koku saçarmış...
Çaylar,dere,ırmaklar billur gibi akarmış,
Seni gördüklerinde, akmaz; sana bakarmış.
Her gönülde bir yara kapanmaz bir izmişsin.
Çiçekli bahar dalı, taze bir filizmişsin...
Seni görmeyen yaprak dalında bir gazelmiş.
Senin bir tek gülüşün, Bin çiçekten güzelmiş.
Boyun fidandan öte, Pelin'in bir dalıymış,
Dilin, Bin-bir çiçeğin; toplanan saf balıymış!
Seni her kim ki görse yakınırmış bahtından.
Tahtta hükümdar olsa, vazgeçermiş tahtından.
Gözlerini bir gören, ömrünce '' Ah! ... '' çekermiş.
Hünkar olsa Dünya'ya, önünde diz çökermiş.
Önünde durulmazmış, aşkın deli bir selmiş...
Senin aşkın herkese; zamansız bir ecelmiş.
Gözlerinde yaş ile yollarında yorgunmuş:
Seni tanıyan herkes; can evinden vurgunmuş! ...

Sen ki nefesler kesen,
Bir meltem olup esen,
Nerden bilirdim ki, sen:
Karşıma çıkacaksın!

Seni böyle duymuştum. seni Bin-bir biçimde...
Bir kez görmeye seni, hasret yandı içimde.
Gittiğim her yerde dünyamda Arş'ımdaydın,
Hiç beklemediğim bir gün ansızın karşımdaydın!
Bir anlık bir bakışın bak beni de vurmuştu.
Sonsuzda dönen dünya işte o an durmuştu.
Işığına boğuldum, Dört-bir yana taşmıştı,
Karşımda bir Güneş'tin gözlerim kamaşmıştı.
Seni gören bu gözler hiç kimseye kanar mı?
Güneş Gökyüzü'ndeyken, yıldızlar hiç yanar mı?
Sabah Yıldızı seni, görünce dönüverdi,
Elmas'ın ışıltısı, karşında sönüverdi.
''-Böyle güzel gelmedi, bir daha gelmez! '' Dendi,
Gözlerine bir baktım, firuze nehirdendi.
O firuze gözler ki, bir defa bakan yandı.
İçimde sönmüş volkan... İşte şimdi uyandı!
Hangi sıfat yakışır? Sümbül'ün bir fidesi...
Amazonun Zambağı, Malezya Orkidesi...
Sana sıfat bulamam sıfarlar eksik kalır.
Suda yüzen Nilüfer, ilhamı senden alır.
''-Güzel gördüm diyenler, hele bir sana baksın! ''
Kimsenin görmediği, çölde açan Zambaksın.
Selviler geçişine, yaprakları döktüler,
İhtişamlı Laleler, boyunları büktüler.
Gözlerine değen göz, tüm ömrünce hastadır,
Kenyanın güzel gözlü, Ceylanları yastadır.
Gökkuşağı Lori'ler, yanındayken pustular,
Seni duyan Bülbüller, ötmediler sustular.
Nazla açan gelincik, daha açmadan soldu,
Dudağını gören gül, güller kendini yoldu!
Sen: Sirius Yıldızı... Yıldızlar birincisi.
Sen Atlantik mercanı... Kızıldeniz incisi...
Aşkın tanrısı Eros, seni görünce yandı,
Kenyanın İmpalası, bile seni kıskandı.
Gözlerin Safir-Zümrüt, Dudakların yakuttu.
Aşkın karşı konulmaz, sevda yüklü buluttu.
Sen mutsuzluklar içinde, mutlulukların demi,
Yangındaki kalplere, okyanuslar meltemi...
Ok edip bakışların', nice sineler vurdun.
Alize'lerde rüzgar, Muson'larda yağmurdun.
Sevdan bir yağmur gibi, üzerime boşanır.
Bu beden senin beden, sensiz nasıl yaşanır?
Ben bir ömür adadım, sevgilim inanmadı.
''-Ah! '' Deyip yanan Kerem; benim kadar yanmadı! ...

Bilir miydim o anı,
Bir yanardağ volkanı,
Gibi korla; bu canı,
Aniden yakacaksın?

Altı Mayıs sabahı, Ferhat Şirin'e erdi.
İki sevdalı gönül, o gün baş-başa verdi.
Bir sevdaya kapıldık, alıp götüren sele,
Güneşli bahar günü, biz ikimiz ele-ele
Kimler gelip geçmişti, bak şimdi sıra bizde
Bir ''Manyetik Alan''a, çekildik ikimiz de.
Bahar ile bezenmiş; ovaları bağları,
Bize kucak açmıştı, yeşil Yıldız Dağları.
Bülbül'ün ezgisine; billur dereler çağlar
Aşkımıza yol verdi, kekik kokulu dağlar.
Yosunlarla kaplanmış, kayalık taşındaydık,
''Güzellik Suyu'' yazan pınarın başındaydık.
Bu sudan almak için, nice genç kız eğildi,
Bu su senin tenine, asla lazım değildi.
Bin-bir çeşit yeşil ton, kuşatmıştı dört yanı,
Demirköy'e giderken; Kayın, Gürgen ormanı.
İğneada'ya vardık. Sahilde ince kumlar,
Yol boyu sarı çiçek, beyaz, pembe zakkumlar.
''Bizden güzelsin...'' diye tüm çiçekler üzüldü,
Denizden esen meltem, saçlarından süzüldü!
Saçlarını okşadım. Geri döndük ormana,
''-Neden bir benzerin yok? '' Diye sormuştum sana.
Ceylan gibi kaçmıştın, seni bulmam sanmıştın.
Başı gökte Kayın'ın; ardına saklanmıştın.
Ulu Kayın altında, o ne biçim sarıştı...
Bülbülün ezgisine, ''-Ah! '' ünlemin karıştı.
''-İlk ve son sevgilimsin. Sen Birtanem'sin.'' dedim.
Akıp giden zamanı, o an dursun istedim.
Suskun kaldık bir, süre yeniden düştük yola.
Başını yaslamıştın, sana sarılan kola.
Yol boyunca çiçekler onları deriyorduk.
''Aşkımız hiç ölmesin! '' sözünü veriyorduk:
''-Yerim cenennem olsun; senden başka seversem''
''Korkuyorum Birtanem: Ya seni kaybedersem? ''
''-Hainlik eden dedin; inlesin inim-inim''
''Sadece senin oldum! Ölene dek seninim...''
Yazılmış bir kadere, var mı hiç gücü yeten?
İki cümle söyledin; beni içten titreten:
''-Yazgım değişti dedin. Değişti bu ilkbahar,''
''Neden benim içimde; hem sevinç hen hüzün var? ''
''-Sevda ateşten gömlek! '' Diyenler çok haklıymış.
Beni bekleyen yazgım, son cümlende saklıymış! ...

Beklenmeyen bir çile,
Hiç düşünmemiştim bile.
Hasret şimşeği ile,
Sevgime çakacaksın!

On Ağustos günüydü, duyulmaz oldu sesi,
Hançer yarası aldı, kalbimin his hüzmesi!
Simsiyah saçlarıma. birden aklar üşüştü,
Bulutsuz gökyüzünden, yere yıldırım düştü!
O uğursuz kara gün, aldı götürdü seni.
Hicran ateşi sardı, bu talihsiz bedeni.
Geri döndüremedim, yakaran sözlerimle,
Gidişini izledim çaresiz gözlerimle...
Bırakıp gidiyordun, şimdi başka kollara.
Çaresiz bakakaldım; ıssız kalan yollara.
Feryat koptu içimden: ''-Eyvah her şey mi bitti? ''
Bir saatlik zamanda; ömrümden on yıl gitti.
Son umut kıvılcımı... O da söndü içimde!
Yaşanan büyük sevdam, son buldu bu biçimde.
Gidişin bedenime. volkan ateşi kattı.
Ferhat ölmeden önce; bu acıyı mı tattı?
''-Hangi sevda ateşi zamanla sönmüş? '' dedim.
''-Giden hangi sevgili geriye dönmüş? '' dedim.
Merhametten eser yok, düşünmedi seveni.
Bir ayrılık bulutu, kapladı gitti seni.
Nasıl lanet yağdırdım, seni götüren sise.
Sensiz geçen bir ömre, yaşamak denir ise:
Nasıl yaşarım artık, Direnecek ne'm kaldı?
Kalbimin his demeti; hançer yarası aldı!
Sanma ki şifa bulur, gün gelir yara geçer,
Kalbimin ta içinde; yılan dilli bir hançer.
Bir ayrılık hançeri... Gitmez üstümden tasa.
Tomurcuk güller soldu, dayanmadı bu yasa...
Bir ömür böyle geçer, bitmez artık bu çile,
İdam mahkumu bile... Çöldeki mecnun bile...
Böyle acı görmedi! Böyle bendeki kanı.
Bir şiir yazdım sana, adı: '' Hasret Zindanı.''

O billurdan kalbinle,
Feryadımı duy, dinle.
Damla-damla eridim:
Ben senin hasretinle...

Bir kedere dalmışım,
Neden sensiz kalmışım?
Eller mutlu neden ben:
Hasretten pay almışım?

Düşüverdim anında,
Ölüm hiçtir yanında,
Dört duvar içindeyim:
Ben hasret zindanında...

Bir anlık bir anına,
Gelebilsem yanına,
Bir daha güneş doğmaz:
Bu hasret zindanına...

Güneş doğmaz bir daha, kalkmaz üstümden hışım.
Hüzün dolu bir aşka, bu bir ağıt yakışım...
Zindandaki bu hışım üzerimden inmedi,
Ben bir ömür tükettim, gözyaşlarım dinmedi.
''-Tanrım dedim. Bir son ver, gönlümdeki eleme,''
''-Dünya'da esirgedin, Mahşer'de esirgeme! ''
O ağacın altına sensiz, gittim her bahar...
''-Kim sevdi Tanrım dedim, Kim sevdi benim kadar? ...'' 
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:52:57
Adını Sen Koy

bestesini ben yaptım,
güftesini sen yap bu şarkının
ve bulmaya çalış şiirlerimdeki gizli özneyi,
anlamaya çalış dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan
benim anlatamadığım,
senin ise hiçbir zaman anlayamayacagın sevgimi
öğelerine ayır yüreğimi,
ayır ayrı yazmam gerekirken adımın yanına yazdığım ismini
bestesini ben yaptım güftesini sen yap, ey sevgili!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:54:13
bu yüzden   
   
saclarım beyezlazştı yagan yagmurda
hayatın tadını aldım karanlık odamdam
içeride yüregim alev alev yanıyor
belkı sana belki hayata
susuyorum konuşmam
sadece bır kadeh içki ver bana
bak dışarıdakı şu insanlara
kimileri mutlu kimileri mutsuz
ben mutsuz olanı seçtim
susuyorum konuşmam
sadece bır kadeh içki ver bana 
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 16, 2007, 17:55:24
lütfen  
   
felaketim olacaksın biliyorum
dokunsam kanayacağım
tutsam yanacağım biliyorum
biliyorum ama sensiz olamıyorum
bana ne yaptın bilmiyorum
sana ne yaptım onu hiç bilmiyorum
bildiğim ve emin olduğum bir tek şey varsa
o da seni ölümüne seviyorum
bu sevgi korkutuyor beni çoğu zaman
üşütüyor ürkütüyor ağlatıyor
ama bunu kimse anlamıyor
alıp başımı gitmek istiyorum
yapamıyorum
ve yaşamak sensiz olacaksa
lütfen
ben ölmek istiyorum...


simurg
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 19, 2007, 22:16:14
Alıntı yapılan: unicorn - Aralık 11, 2006, 05:33:57
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?


Mehmet Akif ERSOY
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cengiz_selcuk - Temmuz 24, 2007, 15:44:29
beceremedim
hayatin kurallarini ogrenemedim
digerleri gibi yalan soyleyip te
ardima bakmadan gidemedim
kabul ettiremedim kendime
sevmelerin yalan oldugunu
parçalanırken yüreğim
herkes gibi olamadim
acirken bedenim
ertesi gun baskalarini savemedim
yatalak ruhumun ruhsuzlugundan
benligimin safligindan
karanliktan korkumdan
hep kaybettim
yaraticiya küstüm
kendimi cezalandirdim
sayenizde bu hale geldim.
aferin size ve tebrik ediyorum
sonsuz kez
inandiginiz masallarin gercek olmayayip
yuzunuze vurdugunda anlayacaksiniz
...
beceremedim
çok iyi niyetliydim.
hep ödün verdim
karşılık istemeden
onların istediği gibi
sevgimi esirgemedim
ama kaybettim.
üzülmeyeyim diye şefkat gösterip
hak etmediklerini söylediler
hakettikleriniz neydi.
inandiklariniz
sordunuz mu hic.
gercekmiydi.
...
yapamadım
attığım yanlış adımlar acıttı içimi
hep acıdım
sürekli bir alternatif olarak sürünmüşüm
tozlu yollarda
takılmışım taşlara takılıp
elimden tutan olmamış ezilmişim.
halbuki ne kadar kolaydı
hayatta bir mercimek tanesi olabilmek
aptal olabilip denizi seyredebilmek
yüzüne bakıp gülümserken deniz
taşlamayıp siperleri
saf olabilmek, aşık olabilmek
aşklaşmak
...
beceremedim
yaşayamadım dünyayı
yoruldum bu yaşta
daha 24 sanki sona yaklaşmış gibiyim.
yapamadım hayatta
kırdılar incittiler beni.
ve dünya yalan söylüyor
ve ben korkuyorum tekrar
birşey hissedip karalamaya tekrardan birilerini.
bunu mu istemiştiniz...
sayenizde..
...
sayenizde..
kızdım kendime
aynaya baktım sonra uzun uzun
ve hafifler diye yürek sancılarım
burun çeke çeke ağladım uzun uzun..
...



cengiz...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Delirdik - Temmuz 25, 2007, 00:36:42
****
****
Benim hiç hayalim olmadı anne
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...

Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
Sayki ıslanmaktım, üşümektim
Sayki yağmurdum anne?

Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın,
Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 27, 2007, 23:30:22
ŞEHİT ANASINA

Ne mutlu, ne mutlu sana...
Oğlun şehit olmuş gözleri yaşlı ana
Ağlama artık, bırak Allah aşkına!
Toprak dardır, gökler dardır şehit olup yatana...

Mehmed'in al kanıyla çağ kapadı, çağ açtı.
Elde kılıç, yay, kalkan; kale aştı, dağ aştı.
Hilal'in zaferine kudurmuş haçlı şa&thorn;tı
Peki ana neden hala bağrın yanık, gözün yaşlı?

Belki yıllar öncesine daldırdın gözlerini...
Hatırladın kundakta ağlayan bebeğini
İşte o bebek şimdi çiğneyerek bendini,
Bu vatana, bu millete feda etti kendini...

Ana, senin oğlundu düşmana göğüs geren
O kanlı gecelerde yıldızı yere seren
Bu şanlı milletin bayrağına renk veren,
Sıradan biri değil, kahraman bir ALPEREN!

Sevin ana, sevin! O kutlu oğul senin...
Bu Mehmed'ler oldukça, korkusu yok kimsenin.
Şehit bahçelerinde açılan güller senin,
Ve cennete doğru giden ipekten yollar senin...




otuken.net
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 27, 2007, 23:32:56
                  SAKARYA

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.


Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük küçük kainat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş; suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hala çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler!
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümlü gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..



Necip Fazıl Kısakürek
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Temmuz 27, 2007, 23:39:19
İSTANBUL
Bir hayal âlemi, gökten yere inmiş gibidir,
Serviler, çamlar, ağaçlar, büyülenmiş gibidir!
Dökülür şiirime, göklerden ilâhî bir ışık,
Bu Levend âbideler şehrine, dünya âşık!

Şahane yaratmış, güzel İstanbul'u Yezdan,
Fatih geçiyor, sanki donanmayla boğazdan!
Dağlar, dile gelmekte, celâdetli sesinden,
Volkan gibi coşkun atının kişnemesinden!
Canlanmada hâlâ o cihanlar dolu ünler,
Bir bayrağın, üç kıtaya hükmettiği günler!
Yalçın kayalardan duyulan aks-i sadâlar,
Beş yüz senelik bestenin âhengini çağlar!
Nur asrına âit, nice bin hâtıralar var,
Sahilde, şehid orduların marşı çağıldar!
Makberlerinin her taşı, bir mâbede benzer,
Gül yüzlü güzeller gibi, rikkatle gülümser!
Kubbeler şehrine daldıkça, gönül vecde gelir,
Mahyalardan yayılan ufka, Fetih âyetidir!
Ufku bir dağ gibi yardıkça Süleymaniye,
Şanlı mâzileri aksettiriyor, âtiye!
Seyre daldıkça, bu şahane Fetih ülkesini,
Duyarım, beş asır evvelki Zafer bestesini!
Bir hayal âlemi, gökten yere inmiş gibidir,
Serviler, çamlar, ağaçlar, büyülenmiş gibidir!
Dökülür şiirime, göklerden ilâhî bir ışık,
Bu Levend âbideler şehrine, dünya âşık!

Ali Ulvi Kurucu
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: deLqado - Temmuz 28, 2007, 23:28:47
                     Çarşıyız BiZ ÇarŞı

                    MeyhaneLer eVimiz

                   SokaKLar meKanımıZ

               ŞaraP şiŞeLeri SermaYemiZ

               DinLe soSyetE kıZı iyi dinLe

             CarŞı severSe kimSe tuTamaz

            ÇarŞı ağLarSa kimSe suSturaMaZ

           ÇarŞı KayboLurSa kimSe buLamaz

                DinLe sosYete kıZı iyi dinLe

           HerkEs çarŞı oLamaZ ÇarŞı biTmeZ
               
                                                             GE-Lİ-YO-RUZ >:(
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 01, 2007, 20:22:41
Öğrendim Ki

Yıllar sonra öğrendim ki...
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.

Oğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.

Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki...
İnsanların başına ne geldiği değil
O durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki...
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
Her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki...
Olmak istediğim insan olabilmem
Çok vakit alıyor.

Öğrendim ki...
Karşılık vermek
Düşünmekten çok daha basit.

Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki...
"Bittim" dediğin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen
Tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki...
Kahraman dediğimiz insanlar
Bir şey yapılması gerektiğinde
Yapılması gerekeni
Şartlar ne olursa olsun yapanlar.

Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki...
Para ucuz bir başarı.

Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
Kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki...
İki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.

Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.

Öğrendim ki...
He şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor.

Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.

Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar
İnsanı insan yapmaya yetmez.

Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Öğrendim ki...
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.

Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Öğrendim ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır. (Tamer Karaoğlu)

Öğrendim ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor. (Ruhat Cengiz)

Öğrendim ki...
Bu yazıya bir şiir yakışırmış
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 01, 2007, 20:24:34
Adı Güldü

Adı Gül'dü
Gülleri severdi en çok
Güldü mü güller açardı gül yüzünde
Güllerle bölüşürdü yalnızlığını
Hep gül beklerdi sevdiğinden
Bir de "gül mevsimini" takvimlerden
Bir gül kokusuna
Bir de "gül reçeline" dayanamazdı
Hep güller kurutmuştu
Hayatının en hazin sayfalarında
Hep gülerek büyütmüştü sevdasını
Ve her sabah
Bir gül gibi bırakırdı tebessümünü sofraya
Tıpkı sımsıcak bir ekmek gibi
Ahşap bir evin avlusunda
Mis kokulu gülleri derlerdi
Ve bütün sırlarını sadece güllere söylerdi
Ne zaman bir haksızlık görse
Kanayan bir gül gibi
Ahh bu dünyada
Gülü gülle tartsalar derdi

Ne okur ne yazardı
Ağlasa gülleri sular
Gülse gülleri okşardı
Ama ne zaman içli bir şarkı duysa
Güllere bakar uzun uzun dalardı

İşte öyle bir çiçekti
Şiirimin ucunda gülden bir kalemdi
İşte o kadın
Benim annemdi.

Bir bilseniz
Ne güller yeşertti hayatın dikenlerinden
Dökerek gözyaşını
Ve şimdi
O güller süslüyor onun mezar taşını...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Ağustos 01, 2007, 23:15:09
SEVGİ DUVARI

Sen miydin o, yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar, piyasalar, sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi.

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, Fasulye Pilakisi
Arkamızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktıki çöpçülerin elleri
Çöpçülerin ellerinde okşardım seni
Yalnızlığım benim, süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi.

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik, bol yıldız, bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp, ölüp dirildiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Başlık: Bu Sevdayı Yaşatacağım
Gönderen: yuNuS1903 - Ağustos 01, 2007, 23:19:03
Şimdi sen gideceksin ve ben arkandan bakakalacağım.Dur diyemeyeceğim,
sesim çıkmayacak.Susuşlarımda saklı kalacak duygularım ne kötü...Söz geçireme-
yeceğim gözyaşlarıma akacak.Saklayacağım görmeyesin diye, beceremeyeceğim.
"Ağlama"diyeceksin bana, seni dinlemeyeceğim.İçimde biriken ne varsa gözlerimden taşacak dışarı.Dokunmak isteyeceksin, başımı geri çekeceğim öfkeyle.



Kızgınım
gidişine çünkü, öfkem bir dağ gibi büyük.Ne varsa hayata dair alıp gotürüyorsun
benden farkında değilsin.Ya da farkındasın ama değilmiş gibi davranıyorsun.Sen
kendi yolunu çiziyorsun şimdi ve doğru bildiğini yapıyorsun.Bense binlerce yanlışın
ortasında tek başımayım.



Oysa beklediğim sevgiliydin sen.Yorgun günlerden damıtılmış, kimliksiz sevdalardan süzülmüş aşkımın tek sahibi.Sanki seni aramıştım yıllarca da, ararken aşk
niyetine yabancı kollarda uyumuştum.Bu yüzden kimse kandırmadı beni, dindirmedi
aşka susamışlığımı.Hep eksikti hep yarım.Ne yazık ki "Bu kez tamam"dediğimde
de yarım kaldığımı görüyorum.Belki de sevmeyi beceremiyorum ben.



Öyle ya, deli sevdalar bana göre değil belki de.Dümdüz, heyecansız, içimdeki kuşlar kanat çırpmadan ve tutkuyu kanımda hissetmeden yaşamalıyım aşkı.Buna
aşk denirse tabii...Bu yarım kalmışlık duygusu yok olur mu o zaman¿
Peki sen biliyor musun bu acıya katlanmanın ilacını¿ Bu yürek sancısını ne dindirecek¿ Bu geceler nasıl geçecek¿ Söyle yar, içimi kor gibi yakan bu ateş nasıl sönecek¿
Acelen var biliyorum.Gideceksin, yaşanmamış zamanları da beraberinde gotüre-
ceksin.



Bunu hiç istemiyorum.Ne berbat bir duygu bu...İstemediğim bir şeyi yaşıyorum ve buna engel olamıyorum.Benden bağımsız gelişiyor her şey.Çarpmanın
etkisiz elemanı gibiyim.Ya da bir savaş filminin daha ilk karesinde atılan ilk kurşunla düşüp ölen ve bir daha hiç görünmeyen figüran...
Haydi git, bu yol senin yolun.Dilediğince özgür at adımlarını.Kendin için iyi olanı
Yapıyorsun ya ne önemi var gerisinin.Yaşadığımız kısa günlerin anısına sığınır, atlatmaya çalışırım bu acıyı.



Sensiz olmaktan daha kötü ne olabilir bu hayatta ki¿Bir
insanın başına en kötü şey gelmişe başka hiçbir şeyden korkmuyor.Bir tek seni
kaybetmekten korkuyordum, onu da yaşadım zaten.Haydi git, merak etme, yaşayacağım.Sensiz olsam da bu sevdayı yaşatacağım...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Ağustos 02, 2007, 19:29:21
ŞEHİDİN GöZYAŞLARI

Garip anam bugÜn bir başka ağlar!

YÜreği birbaşka yanar!
Göz yaşları bambaşka akar!
Kara haber geldi içleri yanar.
Kara haber asker ocağından geldiğinde,
Söyleyin anama ağlamasın ardından.
Ağıt yakmasın!
YÜreğine vurmasın yumruklarını,
Sevine sevine uğurlasınlar beni,
Cennet kapılarına!
TÜrk bayrağına sarılı tabutumu omuzlarına alsınlar,
Şehitler ölmez Vatan bölÜnmez!
Sloganlarıyla beni uğurlasınlar.
YÜreğimde ki o kör kurşunu asla!
Asla!çıkarmasınlar!
Mezarıma gelip ağlamasınlar!
Mezar taşıma şunları yazsınlar,
Vatan sağolsun!
Garip anam rahat olsun!
Şehit oğluyla gurur duysun,
ölmediğime emin olsun.
çÜnkÜ;şehitler sağ,şehitler ölmez anam!
Bende ölmedim hep yanındayım,sen görmesende,
Sen bilmesende,hissetmesende,
Ben hep yanındayım anam!
Geceleri dÜşlerinde!
GÜndÜzleri hayallerinde!
Geçmişteki gÜzel gÜnlerde!
Ben hep yanındayım anam!
Sen ağlama dayanamam benim gÜzel anam
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cmcpgc - Ağustos 02, 2007, 19:31:28
ÇIKAR BENİ NE OLUR ANNE

Günlerdir göremediğim yüzünün
Sıcağını sindiremediğim kucağının
Özlemini duyuyorum anne...

Bir boşlukta gibiyim sensiz
Akıp gidiyor zaman avuçlarımdan
Bendini dinlemez ırmaklar gibi
Durduramıyorum anne...

Düşlerimde görüyorum seni, saçların bulutlar kadar ak,
Gökyüzü kadar sonsuz sevgiler yüreğinde
Şevkatle bakıyor gözlerin, herzamanki gibi
Küçücük bir bebeğim ellerinde anne...

Bu ne sıcak bir kucak!...
Can verdiğin bedeninden bedenime
Tükenmez sevgin, sabrınla, yüreğime
Yüreğinin atışları karışıyor anne...

Şimdi uzaklardayım...
Hangi rüzgâr attı beni gurbet ellere...
Yüreğimdeki evlat sevgisi mi, ne?
Susma! ...Ne olur söyle anne...

Sakınırken gözlerdeki nurdan
Bir yarım orda kaldı, bir yarım burda...
Bir soluk kadar yakınımdayken
Daha, daha sarıp da koklayamadım anne...

Yaşamın kuralı mı böyle? ...
Kaybetmeden bilinmiyor kıymeti
Koşulsuz sevgi, ilgi nerde?
Bulamadım yerine koyacak birini anne...

Kaç mevsim geçti sensiz.
Boynu bükük çiçeklerin...
Gönül bahçende bensiz
Biliyorum, özlüyorsun sen de, özlüyorsun beni anne...

Zaman nasıl geçiyor, yanındayken bilemedim
Seni ne çok özledim...
Seni ne çok sevdim de söyleyemedim
Söyleyemedim anne...

Her gün bir fırtına esiyor yüreğimde
Çığlık çığlığa kopan
Kuşların kanatlarında türkülerim
Ne olur dinle, dinle anne...

Kimi gün sızı oluyorsun yüreğimde
Kimi gün içime düşen top ateş,
Sanki gökyüzünün bütün bulutları gözlerimde
Sağnak sağnak yağmur oluyorum anne...

Düşününce yaşanmadan geçen günlerimi
Yalnızlık korkutuyor beni...
Sanki ölüm tutmuş eteğimi
Yaşamak istiyorum, yaşamak anne...

Esirgemeyip sevgini, uzat o güzel ellerini
Bir yanımla cocuğum hâlâ, anla!...
Kaybolmadan yaşam labirentinden
Çıkar beni ne olur, çıkar anne...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 02, 2007, 20:10:19


İSTANBUL
Martı çığlıkları eksilmez İstanbul' dan
Mavi- yeşil hınca hınç doldurmuş İstanbul' u
Kalabalıklar intikam alır gibidir İstanbul' dan
Geçmişi her yerde çıkar karşısına İstanbul' un
Bir yerde camiler
Bir yerde kiliseler,sinagoglar
Çeşmeler, sebiller, türbeler.
Yaşam her an kovalar İstanbul' u
Hiçbir ayrıntıyı atlamak istemez zaman.
Taşır İstanbul' u bir yakadan bir yakaya
Boğaz Köprüleri.
Haliç eski günlerine hasret, beklerken
Balık tutar oltacılar, Galata Köprüsü' nden.

Gündüzü bir başka
Gecesi bir başkadır İstanbul' un
Her saat atar Taksim bir kalp gibi
Korku bekler arka sokaklarını 
Beyoğlu' nun.
Kasımpaşa dalmıştır bir uykuya
Dolapdere yaşatır bir çingene masalını
Apik  İşkembecisi meşhurdur hala,
Tepebaşı seyre dalmış Haliç' i
Küçümser Eyüp' ü
Oysa ki bilmez mi ?
Eyüp' de bir tarihin yattığını.

Galata Kulesi,
Ok gibi saplanmıştır İstanbul' un yüreğine.
Heybet ve hışımla küçümser insanları.
Şehirlerin anasıdır İstanbul,
Gözyaşı selinde boğulduğu zamanlar gibi
Sevinç gözyaşları döktüğü zamanlar da vardır İstanbul' un.
Üç İmparatorluğa eyvallah demiş
72 millete yuva olmuştur İstanbul,
adına şiirler yazılmış,
şarkılar yapılmış
bir kent, İstanbul.

Yedi tepeli meşhur İstanbul
Her biri gözetler asırlardır İstanbul' u
Gecekondular kemirir bir fare gibi 
Yıllardır gıkı çıkmaz İstanbul' un.

Kaybolmuş bir çocuk gibi
İstanbul, 
Misket oynarken gecekondu bahçelerinde
Farkında değildim sana yaptıklarımızın,
Şimdi pişman olmaya yüzüm tutmuyor.
Af dilemeye dilim varmıyor,
Suçluyuz,
Her defasında senden aldıklarımızdan
Ve bir şey verememiş olmaktan.

Uyur Bağrında İstanbul' un kimsesizler, 
her sabah bir başka doğar güneş
İstanbul' un üzerine,
Esenlik getirdiği gibi,
Kötülüklerde getirir.
Her defasında alt eder İstanbul
Yeniden doğar bir Anka kuşu gibi.

Süleymaniye' de ahşap evler,
Her an yıkılacak sanırsın,
Çıkarken yokuşlarını
Tatlı bir yorgunluk duyarsın.

Haydarpaşa eski günlerini özler,
trenler,Anadolu' yu getirir bucak bucak
Ağlar İstanbul, gurbetçilere,
Ağlar kendi geleceğine.

Sarıyer'in midyecileri
Akşam olunca beklerler kısmetlerini,
Eğlenir Tarabya, 
uyurken koynunda Boğaz' ın, Beykoz.

Rumeli Hisarı geçmişi bekler her saat
İstanbul' u bekler 
tatlı bir rüzgar serinliğinde.
Anadolu Hisarı,
kardeşini seyreder gibidir ötelerden.
Kuleli her zaman ki gibi görkemli,
Arnavutköy, eski evlerini sakınır insanlardan
Ortaköy' de  kumpir ve kola ne güzel gider.

Boğaz' dan geçer koca tankerler
Balıkçı sandalları dans eder ,
Kıyıda yalılar, tepelerde villalar,
Ötelerde garabet gecekondular
Her yeri bir çelişki içindedir İstanbul' un.

Güzellik çirkinlik kardeş olmuştur,
İyilik kötülük iç içe
Ey İstanbul, söyle bana
Seni cazip kılan nedir bizler için?
Nedir Ey güzel İstanbul...
Ve bir  sabah çıkıp bu ellerden
Sevdasından ayrı kaldığım kente
Kavuşmak arzusu,
Yanar içimde bir meşale gibi
Yanar da yanar.

Adalardan ne yar gelir,
Ne bir Ada rüzgarı eser artık,
Her şey karma karışık,
Ne sevgiler var ne de hasretler
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 02, 2007, 20:12:04
SENİ DÜŞÜNMEK


Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

(nazım hikmet)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 02, 2007, 20:12:49
MASALLARIN MASALI


Su basında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.

Su basında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de günesin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.

Su basında durmuşuz.
Önce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra çınar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak;
sonra o da gidecek...

Su basında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze....
(nazım hikmet)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 02, 2007, 20:13:46
KIZIL SAÇLISINA


Pembe yanaklı al dudaklı bir karım olursa eğer..
Olursa 24 ayar ahlaklı..
Anama bakar gibi bakar..
İlaha tapar gibi taparım..!

Ama...!
Kalleş çıkarsa karım..
Anam avradım olsun bir teneke benzin döker yakarım...!

Kimine göre kadın..!
Soğuk kış gecelerinde sarılıp yatmak içindir..

Kimine göre kadın..!
Sıcak harman gecelerinde zil takıp oynatmak içindir..

Kimine göre kadın..!
Ömür boyunca omuzumuzda taşıdığımız..
En büyük sevabımız ve en büyük vebalimizdir..

Ama sen KADINIM..!
Benim için sen..
Ne o..
Ne bu..
Şusun sen..!
Benim can yoldaşım kavga arkadaşımsın...

(nazım hikmet)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Ağustos 09, 2007, 18:39:11


Ta ezelden hür milletiz,
Soyu-sopu gür milletiz,
Kandan, candan bir milletiz,
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî, Kızılbaş!

Aynı mayadan yoğrulur,
"Türk", "Türkmen" diye çağrılır
Aynı kıbleye doğrulur...
Secdeye konan aynı baş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Dedemiz bir. Torunlarız,
Dün, bugün, ve yarınlarız
Yüceleriz, derinleriz...
Yunus Emre, Hacı Bektaş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Oğuz'un yirmi dört boyu,
Yüce Türk'ün şanlı soyu,
Dede, baba, amca; dayı,
Bibi, teyze, bacı, kardaş..

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Olmaz aynılıkta huzur,
Olmaz münafıkta özür,
Olmaz karavaştan vezir...
ALKAEVLİ, KINIK, YAZIR
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Soysuza verirsen değer
Döner ecdadına söğer...
Haydi, haykır Türk'sen eğer!
YAPARLU, DODURGA, DÖGER
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!


Fitne, fesat., bir kör kuyu
Bir olmaktır Türk'ün huyu
Vatanımın kırk bin köyü
KARAEVLİ, BAYAT, KAYI
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Gönlüm Küskün, bağrım ezik
Ne fidanlar düştü; yazık
Unutma ey sütü bozuk!
EYMÜR, SALUR, ÇEPNİ, KIZIK
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bu gök, bu deniz, bu hava,
Bu yayla, bu dağ, bu ova...
Kanımızla geldi tava!
ALAYUNTLU, BÜGDÜZ, YIVA
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Birlikte bayrak açana,
Koş birlik andı içene..
Lanet birlikten kaçana!
ÇAVULDUR, İĞDİR, BEÇENE
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Öz kardaşlar olmaz dargın
Dargın olsa, düşer yorgun
Haydi, ey YÜREĞİR, KARGIN!
Haykır gece, gündüz hergün:
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bir gövdede bir can yaşar
Çetin yollar dağdan aşar
Haydi, durma sen de başar..
BEGDİLİ, BAYINDIR, AVŞAR
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bilsin bunu ar edenler.
Söz, canına kâr edenler...
Soyunu inkâr edenler
Haram zadedir; ey kardaş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Nazli_ - Ağustos 09, 2007, 18:46:24
rep rep rep rep  :alkis 
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 10, 2007, 18:28:23
 Farklılık
Düşün ki
Bir sabah uyanmışsın
hemfikir seninle tüm dünya
doğru, yanlış, güzel, çirkin
Gördüğün her şey aynı,
"Farklılık" lügatlarda tozlanmış
nostaljik kavram

Düşün ki herkes aynı
Kimsenin diğerinden bir farkı yok
Fikirler aynı, bakışlar aynı
Ne tez, antitez, ne sentez
Solunum bile artık fotosentez...

Baksana güller bile çeşit çeşit
Sarı, kırmızı, beyaz
hepsi de gül, neden, düşün biraz
Hem neden türlü türlü ağaçlar
Yetmez miydi ağaç niyetine bir tek çam,
Ne hoş huzur veriyor değil mi çınar...
Bir de söğüdün gölgesinde
Cennetten ödünç saatler yaşamak var

Unutma
Tonlar rengarenk gökkuşağında
Cümlesine beyaz diyorlar
Ben, sen, o, biz, siz onlar,
Cümlemize insan diyorlar... 
Başlık: Dayan kalbim(Necip Fazıl Kısakürek)
Gönderen: Simurg - Ağustos 17, 2007, 12:32:22
Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.

Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!  


Dayan kalbim(Necip Fazıl Kısakürek)
Başlık: Ayrılık Vakti(Necip Fazıl Kısakürek)
Gönderen: Simurg - Ağustos 17, 2007, 12:33:44
Akşamı getiren sesleri dinle
Dinle de gönlümü alıver gitsin
Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin

Güneşle köye in, beni bırak da
Küçüle, küçüle kaybol ırakta
Şu yolu dönerken arkana bak da
Köşede bir lahza kalıver gitsin

Ümidim yılların seline düştü
Saçının en titrek teline düştü
Kuru yaprak gibi eline düştü
İstersen rüzgara salıver gitsin
Başlık: Saçların(Necip Fazıl Kısakürek)
Gönderen: Simurg - Ağustos 17, 2007, 12:35:15
Saçların omuzlarından aksın
Mermer üzerinden geçen su gibi
İçinde ezgin bir his duyacaksın
Yaz vaktinin gündüz uykusu gibi

Saç tel tel örtüler hep tül tül düşer
Gözünün değdiği yere gül düşer
Sonunda sana da bir gönül düşer
Gönlümün şimdiki duygusu gibi

Dillerde dökülüp sayılır saçın
Sıcak nefeslerle bayılır saçın
Bir tütsüdür kalbe yayılır saçın
Kararan gözlerin buğusu gibi
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Timurlenk - Ağustos 17, 2007, 12:43:13
Alıntı yapılan: melankolizm - Ağustos 09, 2007, 18:39:11


Ta ezelden hür milletiz,
Soyu-sopu gür milletiz,
Kandan, candan bir milletiz,
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî, Kızılbaş!

Aynı mayadan yoğrulur,
"Türk", "Türkmen" diye çağrılır
Aynı kıbleye doğrulur...
Secdeye konan aynı baş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Dedemiz bir. Torunlarız,
Dün, bugün, ve yarınlarız
Yüceleriz, derinleriz...
Yunus Emre, Hacı Bektaş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Oğuz'un yirmi dört boyu,
Yüce Türk'ün şanlı soyu,
Dede, baba, amca; dayı,
Bibi, teyze, bacı, kardaş..

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Olmaz aynılıkta huzur,
Olmaz münafıkta özür,
Olmaz karavaştan vezir...
ALKAEVLİ, KINIK, YAZIR
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Soysuza verirsen değer
Döner ecdadına söğer...
Haydi, haykır Türk'sen eğer!
YAPARLU, DODURGA, DÖGER
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!


Fitne, fesat., bir kör kuyu
Bir olmaktır Türk'ün huyu
Vatanımın kırk bin köyü
KARAEVLİ, BAYAT, KAYI
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Gönlüm Küskün, bağrım ezik
Ne fidanlar düştü; yazık
Unutma ey sütü bozuk!
EYMÜR, SALUR, ÇEPNİ, KIZIK
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bu gök, bu deniz, bu hava,
Bu yayla, bu dağ, bu ova...
Kanımızla geldi tava!
ALAYUNTLU, BÜGDÜZ, YIVA
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Birlikte bayrak açana,
Koş birlik andı içene..
Lanet birlikten kaçana!
ÇAVULDUR, İĞDİR, BEÇENE
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Öz kardaşlar olmaz dargın
Dargın olsa, düşer yorgun
Haydi, ey YÜREĞİR, KARGIN!
Haykır gece, gündüz hergün:
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bir gövdede bir can yaşar
Çetin yollar dağdan aşar
Haydi, durma sen de başar..
BEGDİLİ, BAYINDIR, AVŞAR
Bir temel, bir duvar, bir taş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!

Bilsin bunu ar edenler.
Söz, canına kâr edenler...
Soyunu inkâr edenler
Haram zadedir; ey kardaş

Alevî, Sünnî Kızılbaş!


Şiir budur teşekkürler Faruk.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: CHEm ! - Ağustos 17, 2007, 12:52:34
güzel şiir de gerçeğe pek uymuyor hepimiz biriz falan :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 22, 2007, 11:27:10
BU YOL NEREYE GİDER


bir kuğunun boynuna dokunurken...

yol bir yere gitmez
içerde
düz saçlara uğrar
ayak üstü bir akşamüstü
her plansız ürperişin sonu
hüsran
ve hüsran
çok sanat müziği bir kelimedir

yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yol yoluyla gidebilir yare
yoldan çıkabilir apansız
ve ömür bitebilir yoldan önce
ama yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yaşamak
hızlı bir ölme biçimidir
düşünce ışıktan yavaşsa
erken gidilmelidir
gerdan sözcüğüne
bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
bir kasapta da
kalbin sızlamaz
bir kuzu yüreğini vitrinde görünce
o bir beslenme biçimidir
ama korkarsın
kurdun sevdiği havadan
ayakkabı yaparsın yılandan

yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
her garantiyi istersin hayattan
oysa ölümle yaşam arası
uzun malum ince bir yol
bir yere gitmez
o bir ölme biçimidir

iyi yolculuklar denmez bir gidene
yapılamaz çünkü
çok yolculuk bir seferde
yolcu denmez her gidene
herkes o yolun taraftarı olmayabilir
hiç bir sürgün
gittiği yolu sevmez mesela

yol bir yere gitmez
o bir susma biçimidir
soğuk bir taşıtın uğultusunda

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Timurlenk - Ağustos 22, 2007, 11:38:42
Alıntı yapılan: CHEm ! - Ağustos 17, 2007, 12:52:34
güzel şiir de gerçeğe pek uymuyor hepimiz biriz falan :)
herkes birdir denmiyor zaten cem bütün Türkler birdir deniyor  ;)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: esmerve - Eylül 06, 2007, 14:32:31

                                güneşe döndüm yüzümü
                                 
                                saçlarımı nefesine emanet ettim

                                gözlerimi gecelerine çivi gibi çaktım
                                 
                                gidiyorum...
                                   
                                peşime aşkını başıma belanı alıp
                               
                                gece ayazı gibi iliklerine işleyip
                                 
                                kapıyı arkadan kitleyip
                                 
                                tüm aşkının zehrini akıtıp
                         
                                gidiyorum...
                               
                                saçlarıma taktığın papatyayı küstürdüm

                                kırmızı ojelerimi sürdüm

                                içimdeki meleğimi uyandırıp

                                allaha emanet oldum

                                gidiyorum....

                                yolda yürürken dikkat et
                         
                                batmasın ayaklarına kalbimin kırıkları

                                 gömleğinin üst cebine bıraktım aşkı

                                 senliykenden kalan tüm neşemde orda

                                sensizliğimi alıp

                                gidiyorum....

                                üzülme
                             
                                ağlama
                               
                                sevme

                                ama özle

                                aşkını   
                                                   merve


bu da benden sizlerle paylaşmak istedim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Eylül 06, 2007, 17:31:21
Bilemezsin ki
Seni nasıl sevdiğimi, bilemezsin ki
Özlemek nasıl olur özlemeyince
Hayal etmeyi hayallerde yaşamayinca
Her nefeste hava gibi, su gibi içmedikçe
Bilemezsin ki.
Nereye baksam sen varsın,
Rüzgarda kıpırdanan her yaprakta,
Denizde oynaşan her dalgada,
Semadan yere düşen her damlada
Göremezsin ki.
Sevdam bana her geçen gün keder verse de,
Şahit olan herkes "sen aşıksın" dese de,
Her parlayan hüzmeye sen diye süzülsem de,
Sana her saniye, seviyorum desem de
Duyamazsin ki.
Gördüğüm her rüyayı sana yorsam da,
İnsanlara umarsız seni sorsam da,
Akan gözyaşlarımla kendimi boğsam da,
Ömrüm boyunca her gün sen diye solsam da
Sezemezsin ki.
Sensizliği sevgilim sen, bilemezsin ki
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Eylül 06, 2007, 19:55:43
SEVDİM SENİ  

Sevdim seni mağbuduma cânân diye sevdim,
Bir ben değil, âlem sana hayran diye sevdim. 
Ecrâm-u felek, levh-u kalem mest-i nigâhın,
Dîddârına âşık Ulu Yezdân diye sevdim...  

Mahşerde nebîler bile senden meded ister,
Gül yüzlü melekler sana hayrân diye sevdim...  
Aşkın ile buhurdan gibi tütmede bu kalbim,
Sensiz bana Cennet bile hicrân diye sevdim... 

Tâ Arş'a çıkar her gece âşıkların âhı,
Asilere lûtfun yüce fermân diye sevdim...  
Dağ kalbime bir lâhzacık ey nur-i dilâra,
Sevdânı gönül derdine dermân diye sevdim.  

Bülbül de senin bağrı yanık âşık-ı zârın,
Feryâd bütün âteş-i sûzân diye sevdim...  
Hûriler ezelden beri şeydâ-yi cemâlin,
Yanmıştı sana "Yusuf-ı Ken'ân" diye sevdim... 

Evlâd'ü ıyalden geçerek Ravzâna geldim
Evsafını medh etmede Kur'an diye sevdim. 
"Kıtmîr"inim ey şâh-ı Rüsûl kovma kapıdan,
Alemlere rahmet dedi Rahmân diye sevdim... 

Şeydâ kuluna eyle nazar merhametinle,
Bir lâhza nazar en büyük ihsân diye sevdim...

çok seviyorum
Ramazan için Muhammed(s.a.v)
Başlık: O değil...eLLer oldu...
Gönderen: yuNuS1903 - Eylül 08, 2007, 12:30:01
KÜÇÜK BİR ÇOCUKTUM ÖNCEDEN;
HABERİM YOKTU ACIDAN,KEDERDEN,
BİLMEZDİM AŞKIN TANIMINI;
YANARIM ŞİMDİ O KADERDEN.

GERÇEKTEN SEVDİM BEN,
İNANSA BİLE GÖRMEDİ SEVİLEN,
BİR TEK ONU SEVDİĞİMİ BİLEN;
O DEĞİL ELLER OLDU.....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yuNuS1903 - Eylül 08, 2007, 12:32:16
KAlbimdeki yArA

--------------------------------------------------------------------------------

Senin yanında olup seninle konuşamamak çok koysada insana,
Gülümsediğini görmek yetiyor bana.
Gözlerinin içine bakarak "seni seviyorum" demek çok zor olsada;
Zoru başarmak yeter insana.

Sevmediğini bilmek kahretsede beni,
Mutlu olduğunu bilmek hayat belki bu cana.
Giden ömrümün günleri kıymetli değil,
Önemli olan kalbimdeki yara...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Eylül 08, 2007, 13:24:56
Rüya... 
Bu akşam rüyamda,ben seni gördüm
Yanıma çağırdım,gelmem diyordun !
Küsmüsün diyerek,bir neden sordum
Apansız bağırdın,bilmem diyordun !

Şaşırıp kalmıştım,ben bu haline
Bir isyan çökmüştü,sanki diline
Hüzünlü nameler,gönül teline
Vurdukça,bir türlü,gülmem diyordun !

Sitemim döküldü,o an sözümden
Göz yaşım,aktıkça,sızdı yüzümden
Hiç bakmadın bana ,gönül gözünden
Damlayan yaşımı,silmem diyordun !

Çevirip gitmiştin,hemen başını
Çıkmaza döndürdün,sabır taşımı
Ben sana neyledim,çatıp kaşını
Sineni yaralar,delmem diyordun !

Uyandım uykudan,sen yanımdaydın
Demek ki,o an sen,her anımdaydın
Ben kabus görürken,baş ucumdaydın
Kıyamam uykuna,bölmem diyordun!
Kıyamam uykuna,bölmem diyordun...!

Başlık: Bana AŞK borçlusun!!!
Gönderen: Dem@ - Eylül 20, 2007, 10:15:43
Adam genç kadına seslendi:
- Bana gözyaşı borcun var!
Genç kadın sordu:
- Nasıl öderim ?
Adam gözlerini kırptı:
- Haydi gülümse..!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde. İkisi de bahar kokuyordu... Biri ilkbahar, diğeri güz.
Adam, seslendi yine:
- Bana mutluluk borcun var..!
Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
-Nasıl ödeyebilirim ?
Heyecanlandı adam:
- Haydi yat dizlerime..!
Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının. Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu. Çaresizliğini ördü sıra sıra. Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. Yetmedi, gizli düğüm attı.. Ağladı.....
Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerinin içine baktı:
- Bana yürek borcun var..!
Borcunun farkındaydı sanki genç kadın. Şaşırmadı:
- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim ?
Adam kollarını uzattı:
- Haydi tut ellerimi..!
Ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.
Genç kadın gitmek üzereydi. Adam son kez seslendi;
- Bana can borcun var..!
Kadın irkildi;
- Can mı?
Sigarasından derin bir nefes geçti adam;
- Evet.. Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!
Hoşuna gitti sözler kadının:
- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun ?
Adam, biraz daha yaklaştı;
- Yum gözlerini..!
Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu kadının titreyen dudaklarına.
- Bu ne şimdi yaptığın ? diyerek çattı kaşlarını kadın...
Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi:
- Hayat öpücüğüydü..!
Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle...
Adam, şaşırdı;
- Ya senin bu yaptığın neydi ?
Genç kadın kapıya yöneldi;
- Veda öpücüğü..!
Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın. Adam koştu peşinden, sümbülleri geri verdi kadına:
- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar...
Genç kadın sümbülleri aldı:
- Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini..!
Adam sevindi:
- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter..!
Kadın, gözden kaybolurken haykırdı adam:
- Umutlarımı kefil yaptım... Unutma, bana aşk borçlusun!
Haykırışı yağmura karıştı, kadın yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: özLemTA - Eylül 20, 2007, 10:18:35
çok güzeLmiş demet yaa üRpeRdim iRkiLdim bi gaRip oLdum :(
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Dem@ - Eylül 20, 2007, 10:29:40
Alıntı yapılan: özLemTA - Eylül 20, 2007, 10:18:35
çok güzeLmiş demet yaa üRpeRdim iRkiLdim bi gaRip oLdum :(
:-[
inan benDe bi garip olDum  :'(
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: özLemTA - Eylül 20, 2007, 10:30:50
eLine sağLık iyiki payLaşmışsın bizimLe de :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: yeni_nesil - Eylül 22, 2007, 03:16:20
UFFF bu ne ya insanın içini bi acayip yapıyo :S
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Eylül 22, 2007, 12:50:01
AYRILIKLAR

Karadenizde gemilerin mi battı,
Ağzını bıçaklar açmaz,
Üzüntüdesin gayet.
Sen sızlanmışın çok mu,
Bize edebiyat öğretmeni anlattı:
Neyler bile etmiş şikayet.

Baktın ki olacak gibi değil,
Unuttu diyelim nihayet;
Yine de bulunur tesellisi:
Dünyada başka kız yok mu,
Elini sallasan ellisi -
Mesele bundan ibaret.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Eylül 22, 2007, 12:53:39
COĞRAFYADA ŞART KİPİ


Her günkü yollarından evlerine dönerken
Vurur yorgun adamların parçalanmış gölgeleri
Saray duvarlarına.

Coğrafya kitabında konu:
Yeryüzünün şimdiki hali.
Ülkelerin yüz ölçümü,
Engebeler, dağ, orman, vadi.

Akar su, iklim, yağış
Bitkiler, nüfus, konuşulan dil
Halkın geçim kaynakları - -
Ülkeleri bildirir
Bir coğrafya kitabı.

Bilgi! Kitaplar ne bilir,
Ben ölçmedimse bütün ölçümler boşuna.
Yağmurların sözü nasıl edilir,
Alnım ıslanmadıysa serin yağışlarında.

Ne denizler deniz, dağlar dağdır
Ne bahçeler bahçe.
Yok öyle göller
Ben olmayınca.

Ben gidemiyorsam
Kitaplar aldatır.
En verimli toprak, ben göremiyorsam
Katı, kıraç, kısır.

Gök-delen yapılardan söz açar
Işıklar içinde bir şehir
Salaşlardır, sallanan, ben gezemiyorsam
Adımlarım değmiyorsa uzun, sonsuz sokaklar
Başlamadan bitiverir.

Koca koca şehirler
Milyonların üstünde - -
Coğrafya kitapları!
Geçer yorgun adamlar sarayların önünden
Kapıları kapalı.
Başlık: yüzünü aradım sen hep
Gönderen: Simurg - Eylül 25, 2007, 18:31:19
YÜZÜNÜ ARADIN SEN HEP


Yüzünü aradın sen hep
en çok sevmek isterken bile...
Bir bulsan yüzünü
bir bulsan insanlara dağıtılmış hasretini
İstediğin gibi sevecektin

Oysa utandın, utandın kendin oldukça
en çok severken bile
Sevdiğinin kişiliğine girdin bu yüzden
Ne söylesen hep eksik kaldı
Shaipsiz utancın gibi eksik kaldı

Delice sevmeyi istedin aslında sen hep
ama ne zaman böyle sevsen
deli sevgini senden çaldılar
Ne zaman söylesen sevgini, seni seninle böyle
yüzünü araken bıraktılar...

kıstın ateşini, küçülttün kanatlarını
çekildin en arka odana
Gölgelerini bıraktın pencerelere
Ah bu hayattan sana kalan
sadece deli sevgini özlemekti...
Sana kalan,
bu hayatta kendini delice özlemekti...


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: carlito1903 - Ekim 18, 2007, 13:14:43
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak

her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
"içinde benzetmeler olan"
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah'a inanmaktır

YILMAZ ERDOĞAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: carlito1903 - Ekim 18, 2007, 13:16:41
         Bu Bahar Aşka Hazır

Her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
Ve kim neye erse bu geçişte
Bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
Her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
Aklım elim yüreğim kirişte
Hep biraz korku biraz yalan telefon seslerinde.....
Ya yine boş koridor ıslaklığıysa ve beton efesi
Bütün fakir çocukluklarda....
Ama herşey sırasını beklerken
Mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
Herhangi bir anne kadar kanguru
İşte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
Ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında
Hep iyinin aşkın tarafında
Ve
Değmediğim yerin kalmayıncaya
Bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
Ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır
Hazır vazgeçmeye
Adının bile baş harflerinden
Kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşu
Her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
Şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
Ve
Bahanesi bir yürek bir et
Bir bedenin içine girmek!
Hazır bu bahar
Akılsız! Bir yeşermenin şahane hasadına
Hazır nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya....
Unutma baharda çiçek olan
Meyvedir yaza....
Bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
Her dem taze kalsa...



Yılmaz Erdoğan
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: siyah - Ekim 18, 2007, 15:47:39
çok güzel paylaştığın teşekkürler kardeşim
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: carlito1903 - Ekim 22, 2007, 12:44:14
                                            NEYLERSİN
Bazen acı dinmez, bazen de yağmur
Sevgilim gülümse, her şey unutulur
Suskunuz bu akşam üstü
Hasrete yanmışız, neylersin

Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa, sadece o hüzün kalır..
Sen de anladın ki yapa-yalnızız...
Buluşmamız yasak,
Görüşmemiz uzak...
Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
Neylersin...

Ah güzelim,
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
Ve bir veda sözcüğü, saçlarına,
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
Bir film sahnesi gibi
Akar gider ayrılık,
Neylersin...

Biz zaten hiçbir romanda
Kendi hayatımıza rastlamadık.
Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
Ve bitin bulmacalar yarım bırakılmıştı.
Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
Oysa, tuttuğumuz balıkları bile
Yeniden denize bağışlamıştık.
Biz, hayata dair
Hiçbir yanlış yapmamıştık...
Neylersin...

Biz bu sonucu hak etmedik,
Hayır etmedik...
Ömrümüz bu talana lâyık değildi.

Bazen acı vurdu, bazen de yağmur
Hiç gülmedi yüzümüz,
Hiç büyümedi gülümüz...
Bizi yalnızca akşamlar kucakladı,
Biliyorsun,
Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...

Bir gün, bu öykünün sonuna gelince
Ansızın desem ki: hoşça kal canım!
Unutursun,
Mecburen unutursun...
Yıldızlar söner, bu aşk da biter!
Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız.
Neylersin...

Ah bebeğim, ah.. .
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca fark edersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
Bir inme gibi
Dolanır bedeninde pişmanlıklar,
Neylersin...

Biz zaten hiçbir sinemaya
Tam vaktinde yetişemedik.
Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
Oysa Nuh'un gemisinde bile
Bize yer kalmamıştı.
Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
Neylersin...

Biz bu aşkı sürdüremezdik,
İnan, sürdüremezdik...
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.

Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur...
Unutmasan bile artık
Unutur gibi yapacaksın.
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,
Hiç bitiremediğim
Bir şiir olarak kalacaksın...

Yusuf HAYALOĞLU

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: carlito1903 - Ekim 22, 2007, 12:45:21
Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?


Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.
Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?
Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam?
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.
Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.
Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?
Hiç sanmam! ...
Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .
Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.
Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
Olur mu be! . olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi?
Buruşturup bir kenara atılır mı?
VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze eze! .....
Hangi anası tipli parlak çömeze,
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
Ve! .. Hangi su bağışlatır?
Hangi musalla temizler seni?

Bu Nasıl Ayrılık? ...
.


      


Yusuf Hayaloğlu 
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: erdibatmaz - Ekim 29, 2007, 16:15:20
Halk Böyle İstiyor Oğlum



Halk Böyle İstiyor Oğlum! ...

'Bir babanın doğum gününde
oğluna mektubudur...Görülmüştür'

Sevgili oğlum
Bugün tam on yedi yaşındasın
Görüyorum ki artık
Her şeyin farkındasın
Ama ne zaman ararsam seni
Ya diskoda
Ya barda
Ya da televizyon karşısındasın

Haklısın oğlum
Devir artık bu devir
Sen de çemberini çağına göre çevir
Senin neyine
Resim roman şiir
Senin neyine
Sanat vesair
Ne diyor meşhur televizyon büyükleri
Vur patlasın çal oynasın
Devir artık bu devir

Nasılsa
Son düğmesi de koptu insanlığın
Vefa can çekişiyor arka sokaklarda
Umut mendil sallıyor giden trenlerin ardından
Onur, adres arıyor mezarlıklarda
Dostluklar çöp tenekelerinde sahipsiz
Ve anahtar teslimi aşklar satılık köşe başlarında
Hem de üç kuruş mutluluklara...

Ama sen de haklısın
Sana mı kaldı
Kurtarmak vatanı
Sana mı kaldı
Uyandırmak yatanı
Sana mı kaldı
Duvara yapıştırmak
Bu memleketi satanı
Anasını ağlatanı....

Gel gör ki oğlum
Senin de kurtuluşun yok bu gidişten
Ne etsen- ne yapsan
Bir düğün
Bir bayram
Bir lale devri
Hangi ekrana baksan

Kim kiminle evleniyor
Kim kiminle çıldırıyor
Kim kime daldan dala
Gelinim olur musun diyor

Kimisi sahte gelin
Kimisi zengin bir prens
Kimisi de insanlıktan bir yudum bir nefes
Bekliyor da bekliyor

Bak her gün ayrı bir kanalda
Bambaşka bir 'ünlüler çiftliği'
Her kanalda şöhret olmanın dayanılmaz hafifliği
Ve işte böyle
Pazara dökülüyor bir bir
Herkesin yumak yumak ipliği
Yıllar var ki oğlum
Birileri işte
Bizi hep böyle gözetliyor...
Ve sen de görüyorsun ki
Bu sahneler
Bizi ne de güzel özetliyor

Kimin umurunda yarınlar
Kimin umurunda çocuklar
Kimin umurunda bu isyankar çığlıklar
Bir kavgadır
Bir yarıştır
Bir rezalettir gidiyor.
Kime sorsan
Cevaplar dünden hazır
Halk böyle istiyor oğlum
Halk böyle istiyor
Gel gör ki
Bir reyting uğruna
Ne 'güneşler batıyor' oğlum
Ne güneşler batıyor....

Ahmet Selçuk İLKAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 03, 2007, 11:28:52
Askerin Son Şiiri

Oğlun Şehit... çatma kaşını Anne,
Metin olda dik tut başını Anne,
Gel; öp... kokla... mezar taşımı Anne,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Olsada bu dünyada gönlün ezik,
Eğilme kimseye tut başını dik!
Bu duygular bize tanıdık bildik,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Ölüm vaktin gelsin kavuşacağız,
Albayrak altında buluşacağız...
Mahşerde birleşip sarılacağız,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Bitmedi soysuzlar ona yanarım,
Dökülen bunca masum kana, yanarım.
Öldüğüme değil sana yanarım,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Bizler bedeni olmayan diriyiz!
Şanlı Peygamberin Askerleriyiz,
Kanımızla vatanın vergileriyiz,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Ya devlet başa ya kuzgun leşe!
Vermeyiz kimseye vatanı beleşe...
Hele hele üç beş soysuz gebeşe,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Siyasiler çıkar adlı oyunda,
Oyunlar oynandı hep bizim kanda!
Babam, gardaşlarım, yarim bir yanda,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Oyunlar oynanıyor kanımızda,
Feryatlar kopar yürek kapımızda,
Cenazede olurlar yanımızda,
Akıtma gözünden yaşını Anne!

Sen Şehit Anasısın gurur duy Anne,
Bugün bizim için hem şölen hem toy Anne,
Türk: tarihe yön veren o asil soy Anne,
Akıtma gözünden yaşını Anne
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 15, 2007, 17:38:12
BÖYLE SEVDİM İŞTE
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 15, 2007, 17:43:10
Seni Düşünüyorum Yine

Seni düşünüyorum yine,
Bir güneşin karanlığında,
Ömrümün en kısa yolunda,
En uzun yolculuğu yaparken,
Seni düşünüyorum yine,

Seni düşünüyorum yine,
Doğacak güneşi umutsuzca beklerken ve ölü,
Yatağımın baş ucunda düşüncelerim;
Seni ve sevdamızı ararken,
Seni düşünüyorum yine,

Seni düşünüyorum yine,
Ben ve sadece umutlarım,
Hiç sonu olmayan bir yolda,
Sana ulaşamayacağımı bile bile,
Seni düşünüyorum yine,

Seni düşünüyorum yine,
Umutlarımı çorak topraklarda,
Onları duygularımla sularken,
Yeşermeyeceğini bile bile
Seni düşünüyorum yine,

Seni düşünüyorum yine,
Çünkü sen ben yaşadıkça varsın,
Sen var oldukça ben düşüneceğim,
Ben düşündükçe seni seveceğim,
Seni düşünüyorum yine.

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 15, 2007, 17:45:47
Kalbim...
Uyandım Bu Sabah,Yine İtiraz
Ne Benden Memnun Nede Kendinden
Ne Oldu? Neyin Var? Desem Nafile
Asmışki Suratın Konuşmaz Kalbim.

Kaldır Başını Bir Bak Yüzüme
Belki Çaresi Vardır Gözümde
Umudun Kesmez Seven Gönüller
Desemde Sövsem De Artık Nafile
Asmışki Suratın Konuşmaz Kalbim.

Yüzüstü Bırakıp Gitmek İstemem
Ben Senin En Yakın Dostunum Kalbim
Bir Bak Halime Desem Ne Olur?
Ne Etsem Ne Desem Artık Nafile
Asmışki Suratın Konuşmaz Kalbim

Bırakıp Giderim Böyle Yaparsan
Sensizde Yaşarım EğEr İnansam
Seninle Hayatım Zaten Bir Zindan
İster Konuş,Konuşma Bu Senin İşin
İstediğn Buysa Oldu Gidişin...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 15, 2007, 17:47:42
AÐLAYACAKSIN
Bir buruk pişmanlık sarınca seni
Aldanmak ne demek anlayacaksın
Çok arayacaksın bir dost elini
Yalnızlık ne demek anlayacaksın
Yakınca içini aşkın ateşi
Sevmek ne demek anlayacaksın
Yalansız aşkımı ,seven kalbimi
Söylenen yalanlar yıkınca seni
Kırınca ümitlerini
Hatırlayacaksın mazide beni
Yaptıkların için AÐLAYACAKSIN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 15, 2007, 17:48:39
Senden Vazgecebilirmiyim Hic
Beni bazen arayip sormasanda
Sana arada bir kizsamda
Söyle sana küs kalabilirmiyim hic

Aramizda mesafeler olsada
Yollar bizi ayirsada
Söyle seni unutabilirmiyim hic

Gözlerine bakip "Seni Seviyorum" diyemesemde
Sana sarilip öpemesemde
Baskasina gönül verebilirmiyim hic

Günlerim sensiz gecsede
Hasretinden ölsemde
Söyle senden vaz gecebilirmiyim hic?!
Başlık: Ayyıldızım Benim Ruhumdur
Gönderen: Simurg - Kasım 16, 2007, 18:40:19
Ayyıldızım Benim Ruhumdur

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var,bekliyor...
Ve bir göğüs nefes almak için
Rüzgar bekliyor.

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli.
Kim demiş meçhul asker diye?

Destanını yapmış,kasideye kanmış...
Bir el ki ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer
Öpsün diye faniler.

Öpelim temizse dudaklarımız...
Fakat basmasın toprağına
Temiz değilse ayaklarımız.

Rüzgarlarını kesmesin gövdeler...
Sesinden yüksek çıkmasın
Nutuklar,kasideler!

Geri gitsin alkışlar,geri...
Geri gitsin ellerin
Yapma çiçekleri!

Ona oğullardan,analardan
Dilekler yeter...
Yazın sarı,kışın beyaz
Çiçekler yeter.

Söyledi söyleyenler demin...
Gel süngülü yiğit,alkışlasınlar,
Şimdi sen söyle söz senin!

Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor...
Ve bir bayrak dalgalanmak için
Rüzgar bekliyor....

Destanı öksüz,sükutu derin
Meçhul askerin...
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;

Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli...
Kim demiş meçhul asker diye?
Başlık: An Gibi!
Gönderen: Simurg - Kasım 16, 2007, 18:41:48
An Gibi!

Ve gözlerin gelir geçer içimden
Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına
Ekmeği bölerken
Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan
Unutmak kolay sanmışsa şarkılar
Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı
Kör olsun sözlerim,unuttuysam adını
An gibi aklımdasın

Gelir geçer gemiler
Belki sende geçersin diye
Bir kumru konar her sabah pencereye
Bir miladı taşır gece bir yıldız
Soğuk olur,üşürsün ya adamakıllı
Hani sarılırsın kendine
Hani aklın karışır
Bu bir divaneliktir gönül aha alışır
Ömrüm bitse ne çıkar
Can gibi aklımdasın

Gündür bu geçer gider
Belki bir şey kalmaz sanırsın
Yani bir sabah uyandığında
Ne hayatın tortusu ne kokusu alışmışlığın
Her şey başka olacaktır
Başka bir otobüs başka bir gazete
Resimlerden silinecek yüzün belki de ne adın ne sanın
Bir şafak vakti açınca gözlerini
Bir merhabayla
Yeniden kurulacak dünya
Ve sen her şafak
Nan gibi aklımdasın

Bazen bir şey geçer içinden insanın
En ücra yerlerinden cesaret gibi bir şey
Ne olacak işte kömür yanmıyorsa eskisi kadar güzel
Fasulyenin tadı yoksa
Şarkılar yakmıyorsa içini
Sadri Alışık öyle güzel ağlamıyorsa
Aşık olmayı beceremiyorsa İzzet Günay
Mahallenin en güzel kızına
Denizin tuzu
Yalnızlığın bahanesi yoksa
bir bıçak saplanınca yüreğinin tam ortasına
zannetmeki ölmek zor
ölmek kolay kolay da
kan gibi aklımdasın

bu da geçer
her sabah kanayacak değil ya
bakarsın taze ekmek çıkarır köşedeki fırın
biraz da helvası bizim bakkalın
senden ayırdığım üç beş zeytin
otururum sofraya
her lokmada geçer acısı belki bırakılmışlığın
bende unuturum nasıl unutulursa sana susuzluğum
ve nasıl becerdiysem kahrolmayı
öyle unuturum ekmek gibi
nan gibi aklımdasın

Ve gözlerin gelir geçer içimden
Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına
Ekmeği bölerken
Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan
Unutmak kolay sanmışsa şarkılar
Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı
Kör olsun sözlerim,unuttuysam adını
An gibi aklımdasın
An gibi aklımdasın
aklımdasın...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Kasım 23, 2007, 22:08:32
Soyuma alt kimlik diyen soytarı,
Bu memleket sular, aktıkça Türktür.
Parmaklar okşayıp, kaval,saz, tarı,
Sevda türküleri, yaktıkça Türktür.

Tan yeri attıkça, sabah vaktine,
Gece yenildikçe, yeni bir güne,
Karsa, Ardahana, Şırnağa, Vana,
Gün dolanıp akşam, çöktükçe Türktür.

Türk mührüdür, İshakpaşa doğunun,
Selimiye, çiçeği Türk bağının,
Palandöken, Nemrut, Ağrı dağının,
Zirvesinde şimşek, çaktıkça Türktür.

Sürülerim, yayladıkça dağlarda,
Asmalarım, yeşerdikçe bağlarda,
Bugün değil, gelecek tüm çağlarda,
Köylü toprağını, ektikçe Türktür.

Karlar erir, çıkar, Nevruz gülleri,
Bayrağımı okşar, bahar yelleri,
Mehmetçiğin, öpülesi elleri,
Bayrağı göndere, çektikçe Türktür.

Boşa heveslenme, ey çakal soyu,
Çok engel aştı Türk, tarihler boyu,
Çepni, Bayat, Kınık, Buğdüz ve Kayı,
Birlikte âtiye, baktıkça Türktür.

Tarla kimin, ekin kimin, bilinir,
Ayrık otu, can sıkarsa yolunur,
Saran dağlar, bir yerinden delinir,
Kahpe duvarları, yıktıkça Türktür.

Atatürk demişki, gün olur şaşar,
Yöneten delâlet, gaflete koşar,
İhanetle savaş, gençliğe düşer,
Gençler yurda sahip, çıktıkça Türktür.

''Türkiye Türklerindir.'' Mustafa Kemal Atatürk
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: erdibatmaz - Aralık 13, 2007, 20:32:06
Dr. CHE

Dünya böylesine güzel
olur muydu yine
diplomasını çerçeveleyip
para kazanma derdine
düşseydi Dr. Che
yüreğini dağlara asmak yerine
Eğer bilseydi Dr.CHE
Verdiği onca mücadeleden sonra
Bir gün, sadece T-shirtlerde
Yıldız şapkalı lider diye yer alacağını
Ve Kapitalizme
Ticari mal olarak malolacağını
İnan silahını kuşanıp
Dağlara çıkmak yerine
Beyaz önlüğünü giyip
Beyin cerrahisinde uzmanlığını tamamlardı.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: freedom forever - Aralık 18, 2007, 20:17:13
BİR CEZAEVİNDE TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI

I

Senin adını
kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
ne sapı sedefli bir çakı var,
(bizlere âlâtı-katıa verilmez),
ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
gökyüzünü başımın üstünde görmek
bana yasak...
Burası benden başka kaç insanın evidir?
Bilmiyorum.
Ben bir başıma onlardan uzağım,
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak
yasak.
Ben de kendi kendimle konuşuyorum.
Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi
şarkı söylüyorum karıcığım.
Hem, ne dersin,
o berbat, ayarsız sesim
öyle bir dokunuyor ki içime
yüreğim parçalanıyor.
Ve tıpkı o eski
acıklı hikâyelerdeki
yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek,
mavi gözleri ıslak
kırmızı, küçücük burnunu çekerek
senin bağrına sokulmak istiyor.
Yüzümü kızartmıyor benim
onun bu an
böyle zayıf
böyle hodbin
böyle sadece insan
oluşu.
Belki bu hâlin
fizyolojik, psikolojik filân izahı vardır.
Belki de sebep buna
bana aylardır
kendi sesimden başka insan sesi duyurmayan
bu demirli pencere
bu toprak testi
bu dört duvardır...

Saat beş, karıcığım.
Dışarda susuzluğu
acayip fısıltısı
toprak damı
ve sonsuzluğun ortasında kımıldanmadan duran
bir sakat ve sıska atıyla,
yani, kederden çıldırtmak için içerdeki adamı
dışarda bütün ustalığı, bütün takım taklavatıyla
ağaçsız boşluğa kıpkızıl inmekte bir bozkır akşamı.

Bugün de apansız gece olacaktır.
Bir ışık dolaşacak yanında sakat, sıska atın.
Ve şimdi karşımda haşin bir erkek ölüsü gibi yatan
bu ümitsiz tabiatın
ağaçsız boşluğuna bir anda yıldızlar dolacaktır.
Yine o malum sonuna erdik demektir işin,
yani bugün de mükellef bir daüssıla için
yine her şey yerli yerinde işte, her şey tamam.
Ben,
ben içerdeki adam
yine mutad hünerimi göstereceğim
ve çocukluk günlerimin ince sazıyla
suzinâk makamından bir şarkı ağzıyla
yine billâhi kahredecek dil-i nâşâdımı
seni böyle uzak,
seni dumanlı, eğri bir aynadan seyreder gibi
kafamın içinde duymak...

II

Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar.
Dışarda, bozkırın üstünde birdenbire
taze toprak kokusu, kuş sesleri ve saire...
Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar,
dışarda bozkırın üstünde pırıltılar...
Ve içerde artık böcekleriyle canlanan kerevet,
suyu donmayan testi
ve sabahları çimentonun üstünde güneş...
Güneş,
artık o her gün öğle vaktine kadar,
bana yakın, benden uzak,
sönerek, ışıldayarak
yürür...
Ve gün ikindiye döner, gölgeler düşer duvarlara,
başlar tutuşmaya demirli pencerenin camı :
dışarda akşam olur,
bulutsuz bir bahar akşamı...
İşte içerde baharın en kötü saati budur asıl.
Velhasıl
o pul pul ışıltılı derisi, ateşten gözleriyle
bilhassa baharda ram eder kendine içerdeki adamı
hürriyet denen ifrit...
Bu bittecrübe sabit, karıcığım,
bittecrübe sabit...

III

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...

NAZIM HİKMET
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: SATUKBLADE - Aralık 21, 2007, 13:30:17
BABA UYAN


Her sabah annemin sessiz iç çekişleriyle uyanmaya başlamıştım
Annemin gündüzleri yüzü gülmüyor
Her gece ağlıyordu.
Saçlarımı okşuyor, gözlerime bakıyor
Kadersizim diyordu
Kadersizim kızım
Bahtı karalım benim.
Ama ne kadar sorsam da niye ağladığını söylemiyordu
Daha küçüksün yavrum
Büyüyünce anlayacaksın.
Babama koşuyordum,
Babam mutfakta sigara içiyor,
Hadi salona git kızım duman seni hasta eder diyordu.
Sen niye içiyorsun o zaman baba
Sigara senin sağlığına da zararlı deyimli yani
Yorgun gözleriyle
Öyle ya doğru söylüyorsun kızım deyip gülümsüyordu.
Dudak kıvrımlarında kaybolan sanki yaralı bir gülümsemeydi
Acı bir gülümseme
Oysa benim babam böyle gülümsemezdi
Gözlerime acı acı bakıp
Hadi sen salona geç demezdi.
Hem nedense son zamanlarda babam çok öksürüyor
Annemde çok ağlıyordu.
Annemin sessiz iç çekişleriyle uyanmaya başlamıştım
Ne çizgi filmleri seviyordum artık ne barbi bebekleri
Babamın yüzü gülmüyor, annem hep ağlıyordu
Beş buçuk yaşındaydım.
Üstelik günler hiç geçmiyordu.
Herkes daha küçüksün derken altı yaşım bir türlü gelmiyordu.
Sabahları erken kalkıyorduk
Annem beni komşuya bırakıyor
Babamla yan yana yürüyüp kayboluyorlardı sokağın öbür başında
Oysa annem çalışmıyordu
Babamda erkenden niye nereye gider söylemiyordu
Pencerenin önünde dönüşlerini bekliyor,
Geldiklerini uzaktan taa uzaktan görünce
Dünyalar benim oluyordu.
Sonra yaz geldi
Doğum günüme iki gün kalmıştı
Herkes ne istersin diyordu
Ben susuyordum
İçimden hiçbir şey istemek gelmiyordu.
Sonra sonra ne olduysa o gece oldu.
O gece annemin sessiz hıçkırıkları depreme dönüştü sanki
Ben odamdan çıkarken içerden sesler geliyordu
Hem ev ne çok kalabalıktı
Halamlar ağlıyor, büyük annem ağıt yakıyordu.
Dedem kuran okuyor
Komşular beni tutuyordu
Nedense bir an gözlerim babamı aradı
Ama ev evimiz çok kalabalıktı
Sanki babam bu kalabalıkta kayıptı
Ben baba dedim baba babam
Annem yavrum dedi sarıldı boynuma
Sanki yıllardır görmemiş gibi
Haykırdı sonra kızım iki gözüm
Babama ne oldu dedim
Yine cevap vermek yerine kadersizim bahtı karalım benim
Anne babam dedim babam babam
Bende ağlamaya başladım
Baban artık yok dedi baban artık yok
Baban öldü baban öldü yavrum
Baban artık hiç öksürmiyecek
Anne öldü ne demek
Ölüm ne demek
Ölüm nasıl bişey
Bende deli gibi ağlıyordum
Bir kıyametin ucundaydım anlıyordum
Yani artık baban geceleri rahat uyacak dedi
Sonra bayıldı
Ben öleydim yavrum dedi büyük annem, ben öleydim
Ölmüş babamın yorganına sarıldı
Babamın yüzünü zorla gösterdiler
Koştum sarıldım boynuna
Baba uyan dedim
Baba ne olur uyan
Uyan baba ben sensiz ne yaparım
Uyanda gülme istersen bana
Hem, kime sokulurum akşam olunca
Baba uyan yarın doğum günüm benim
Baba, baba altı yaşıma giriyorum uyan
Hiçbir şey istemem sözz
Gürültü yapmam, seni hiç üzmem
Söz baba, Baba söz
Hadi bir gün daha dayan
Baba aç gözlerini hadi uyan
Uyan baba, baba uyan

Babamı doğum günümde toprağa verdik
Doğum günümü öyle kutladı babam,
Sigarasıyla çakmağı hala bende durur
O beni babamdan, babamı bende ayıran
Her doğum günümde beni hala hıçkırıklara boğan,
Küçücük dünyama kıyamet olup yağan
Baba, baba nerdesin
Nerdesiniz babalar
Babalar uyanın uyanın babalar
Bu sigara dumanında yetim büyümesin arık
Başka şehirlerde başka çocuklar



BEDİRHAN GÖKÇE
Başlık: Kara Kartal (şiir)
Gönderen: Simurg - Aralık 22, 2007, 17:05:23
Kuruluş bin 903 senle yarışmaksa çok güç
Seni sevmemek de bir suç ben suçsuzum Beşiktaş'ım
Renklerin de asil sen de çok eskidir sevgin bende
Geçmişinle övün sende benim soylu Beşiktaş'ım

Gururluyum dimdik başım mutluluktan bu göz yaşım
Sana sonsuz teşekkürler Kara kartal Beşiktaş'ım

Kollarımı açtım sana zaferlerle koştun bana
Taraftarın vurgun sana sevdalınım Beşiktaş'ım
Yıldızlar hep seni seçti şeref sayfasına geçti
İftiharla yüzyıl geçti destanımsın Beşiktaş'ım

Gururluyum dimdik başım mutluluktan bu göz yaşım
Sana sonsuz teşekkürler Kara kartal Beşiktaş'ım

Takımların pek hazlısı süper ligin en hızlısı
Geleceğin tek yıldızı baş tacımsın Beşiktaş'ım
Bu dalya ilk hiç son değil sana doymak mümkün değil
Rakiplerin bur'dan değil evrenselsin Beşiktaş'ım

Gururluyum dimdik başım mutluluktan bu göz yaşım
Sana sonsuz teşekkürler Kara kartal Beşiktaş'ım

Zeki İlyas Kızılışık


Başlık: Seviyoruz kutluyoruz seni BEŞİKTAŞ
Gönderen: Simurg - Aralık 22, 2007, 17:06:29

Seviyoruz kutluyoruz seni BEŞİKTAŞ

Kara kartal senin adın
Avrupayı sardı namın
TÜRKİYE senin hayranın
Seviyoruz seni beşiktaş
Kutluyoruz seni beşiktaş

Sportmenlike özelsin
Siyahbeyazınla çok güzelsin
İnşallah kupaya gidersin
Seviyoruz seni beşiktaş
Kutluyoruz seni beşiktaş

TÜRKİYE seninle övünsün
Sana yenilen dövünsün
Spor tarihimizin büyüğüsün
Seviyoruz seni beşiktaş
Kutluyoruz seni beşiktaş
 
Haşim Koç

 
Başlık: Beşiktaş
Gönderen: Simurg - Aralık 22, 2007, 17:07:21
Beşiktaş

Ben aşığım siyah beyaz rengine
Canmı dayanır Beşiktaş sevgisine
Taraftarın el ele her zaman seninle
Gönüllerin sultanısın Beşiktaş

Adı güzel şanı güzel
Gönüldeki mani güzel
Türkiye de ve dünyada
Beşiktaşlı olmak güzel

Sevinip mutlu olmak sanada haktır
Senin taraftarın herkesten çoktur
Hele Beşiktaşlı olmak ayrıcalıktır
Gönüllerin sultanısın Beşiktaş

Adı güzel şanı güzel
Gönüldeki mani güzel
Türkiye de ve dünyada
Beşiktaşlı olmak güzel

Seni izlemek heycan verir insana
Adımızı duyurduk bütün cihana
Bekle bizleri geliyoruz avrupa
Gönüllerin sultanısın Beşiktaş

Adı güzel namı güzel
Gönüldeki mani güzel
Türkiye de ve dünyada
Beşiktaşlı olmak güzel

Yükseklerde uçuracağız kartalı
Beşiktaştır bu alemin işte kıralı
Başkan yönetim hep taraftarları
Gönüllerin sultanısın Beşiktaş

Adı güzel namı güzel
Gönüldeki mani güzel
Türkiye de ve dünyada
Beşiktaşlı olmak güzel

Arif Delen Beşiktaşlı ozanım
Sevdalım aşığım benim takımım
Hasan dağlı 68 Aksaray lıyım
Gönüllerin sultanısın Beşiktaş

Adı güzel şanı güzel
Gönüldeki mani güzel
Türkiye de ve dünyada
Beşiktaşlı olmak güzel

Arif Delen Halk Ozanı
Başlık: Siyah beyaz renklerine gönül verenler
Gönderen: Simurg - Aralık 22, 2007, 17:13:04
Siyah beyaz renklerine gönül verenler
Hep el ele tutuştu tüm seni sevenler
Sizin için çarpar seven bu kalpler
Kartallar kartallar kara kartallar
Sizi destekleyen büyük taraftarın var

Beşiktaş beşiktaş diye tempo tutarız
severiz seviniriz içimizde yaşarız
Sizler kazandıkça bizler coşarız
Kartallar kartallar kara kartallar
Sizi destekleyen büyük taraftarın var

Adın üstündedir Dünya şanında
Lig kupa şampiyonluğu hep yanında
Sen Büyük Beşiktaşsın taraftarında
Kartallar kartallar kara kartallar
Sizi destekleyen büyük taraftarın var

Arif Delen der Beşiktaş büyük takım
Fırtınadır sahalarda canlara bakın
Bir birin den çok güzel goller atın
Kartallar kartallar kara kartallar
Sizi destekleyen büyük taraftarın var

Arif Delen Halk Ozanı
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cancion del popular - Aralık 24, 2007, 22:59:47
Salkımsöğüt

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
           vurulmuş gibi
                   kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
           uzaklaşan atlıların parıldıyan nallarına!
Ah ne yazık!
         Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatamayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatamayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgar kanatlılar!
Atları rüzgar kanat...
Atları rüzgar...
Atları...


                                            Nazım Hikmet
       

Başlık: Bir bilene sormuşlar
Gönderen: Simurg - Ocak 01, 2008, 12:01:18
BİR BİLENE SORMUŞLAR...


Sormuşlar bir bilgine: HAYAT ne? Diye
Demiş bilgin; iki yönlü bir yol
devam eder bilinmeze.
Sen görmemezlikten gelsen de
vardır bir yoldaş her köşesinde
Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan
bazen de aşarsın dertleri
sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.

Peki, SEVGİ nedir? Demiş biri
Kalbine sığmayacak kadar geniş
Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz,
kokusunu alamayacağın kadar uzak
hayal edemeyeceğin kadar yakın...

Ya KORKU nedir? Diye atılmış diğeri
Bir yağmur damlasındaki barut kokusu.
Belki de saklanılan bir hayal yontusu
ya bir miniğin haykırırışı,
ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı....


Peki ya UMUT nerededir? Diye atılmış bir umut avcısı.
Bilinmezde değildir bilirim, demiş yerini kaygılı ve tasalı.
Aradın boşuna heryeri ama unuttun en kolay yeri besbelli
bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini...


Peki DOST kimdir? Diye sormuş biri.
Demiş; paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini,
verdin mi desteğini, sordun mu halini,
yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi.

Hissettin mi DOSTLUĞU? Demiş diğeri.
Bilgin demiş:
Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi?
Dostluk dediğin; tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: gözzde_bjk - Ocak 10, 2008, 17:12:35
BİR ADIN KALMALI
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç...

AHMET HAMDİ TANPINAR.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cancion del popular - Ocak 13, 2008, 23:19:08
Kızılırmak


birgün çıkıp geldiler-anlamsız yüzlerini ve gülüşlerini tüketimartıklarını üretimorganlarını ve eski külotlarını cikletlerini çukulatalarını getirip bıraktılar-tiklerini mimiklerini çiğliklerini-gençkızların düşlerini getirip bıraktılar-hergün hergün yeniden getirip bıraktılar-iplerini oltalarını konservekutularını-süttozlarını soyalarını salemlerini-kısırlıkhaplarını madalyalarını tasmalarını-bayraklarını bayrakyırtmalarını sövmelerini-anamıza bacımıza çocuğumuza-en çok önem verdiğimiz şeylerimize-üretimorganlarını ve tüketimartıklarını kullanarak-tanrının ve isa'nın ve bizimkilerin izniyle-atlarını seyislerini çombelerini-tıraşlarını ve dişlerini bıraktılar-hergün hergün yeniden getirip bıraktılar-sonra güzel güzel anlaşmaları-sonra güzel güzel sözleşmeleri-sonra güzel güzel paylaşmaları-asılmışların ve asılacakların izniyle-ve durmadan durmadan baltazar bayramlarını-sonra güzel güzel savaş uçaklarını-radarları rampaları atombombalarını-denizaltı denizüstü birşeylerini-bilinçaltı bilinçüstü herşeylerini-piekslerini bitekslerini bitpazarlarını-eroinlerini kokoinlerini getirip bıraktılar-hergün hergün yeniden getirip bıraktılar-

ve sonra çekilip gitmediler gemilerine
ve sonra çekilip gitmediler gemilerine
ve sonra çekilip gitmediler gemilerine
ve artık okadar çok şey getirdiler ki
ve artık okadar çok şey getirdiler ki
ve artık okadar çok şey getirdiler ki
BAĞIMSIZLIĞA YER KALMADI ÜLKEMDE


                                Hasan Hüseyin Korkmazgil
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 07, 2008, 12:31:04
İstanbuL'u eski bir şehir sanırsınız siz
İstanbuL biLdik bir öyküdür asLında
KuLaktan kuLağa söyLenir
Bedenden bedene yaşanır
Ve her zaman sizi yaşadığınızı söyLer
Size hayatı oLduğu gibi anLatır..

MutLuLukLa mutsuzLuğu iç içe yaşarsınız bu kentte
Aynı anda buLur aynı anda yitirirsiniz sevdiğinizi
BirLikte oLmk iLe ayrı kaLmak aynıdır
Her haLükarda her zman özLersiniz

Bir somun ekmektir istanbuL
DudakLarınızdan öpen sevgiLidir
AiLenizin yüzüdür güLÜmseyen
İstanbuL yağmurLarın ardından açan güneştir
İstanbuLu'u eski bir şehir sanırsınız siz
Oysa istanbuL her size veriLen değerLi bir hediyedir

DudakLarınızda ısLanan efkar sigarasıdır istanbuL
Çekip giden sevgiLinizdir
Ansızın öLen bir yakınınız
Sizi arkadan hançerLeyen arkadaşınızdır
İstanbuLu'u eski bir şehir sanırsınız siz
Oysa sizi yaşatarak öLdüren bir ceLLattır

Herşeye rağmen ve bir sebep buLamadan seversiniz istanbuLu
Dost sohpetLerinde hep şikayet etseniz de
Hep gitmekten söz etseni de güneyLere
İstanbuLdan bir türLü vazgeçemezsiniz
İstanbuLu'u bir şehir sanırsınız siz
Oysa kaderinizdir aLnınızın yazısıdır
KabuL etmesenizde biLirsiniz...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Haziran 10, 2008, 18:16:56
                                        ÖĞRENDİM


YAS 5 Anne ve babamin birbirlerine bagirmalarinin
beni ne kadar korkuttugunu ögrendim.

YAS 7 Mesrubat içerken gülersem içtigimin burnumdan
gelecegini ögrendim.


YAS 12 Bir seyin degerini anlamanin en iyi yolunun
bir süre ondan yoksun kalmak oldugunu ögrendim.

YAS 13 Annemle babamin elele tutusmalarinin ve
öpüsmelerinin beni daima mutlu ettigini ögrendim.

YAS 15 Bazan hayvanlarin kalbimi insanlardan daha
fazla isittigini ögrendim.

YAS 18 Ilk gençlik yillarimin keder, saskinlik,
istirap ve asktan ibaret oldugunu ögrendim.

YAS 24 Askin kalbimi kirabilecegini ama buna deger
oldugunu ögrendim.

YAS 33 Bir arkadasi kaybetmenin en kestirme yolunun
ona ödünç para vermek oldugunu ögrendim.

YAS 36 Önemli olanin baskalarinin benim için ne
düsündükleri degil,benim kendi hakkimda ne düsündügüm
oldugunu ögrendim.

YAS 38 Esimin beni hala sevdigini, tabakta iki elma
kaldiginda küçügünü almasindan anlayabilecegimi ögrendim.

YAS 41 Bir insanin kendine olan güveninin,
basarisini büyük oranda belirledigini ögrendim.

YAS 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz
mutluluk duydugunu ögrendim.

YAS 46 Yalnizca minik bir kart göndererek bile
birinin gönlünü aydinlatabilecegimi ögrendim.

YAS 49 Herhangi bir isi yaptigimdan daha iyi
yapmaya çalistigimda, o isin yaraticiliga
dönüstügünü ögrendim.

YAS 50 Sevgi, evde üretilmemisse, baska yerde
ögrenmenin çok güç olabilecegini ögrendim.

YAS 53 Insanlarin bana, izin verdigim biçimde
davrandiklarini ögrendim.

YAS 55 Küçük kararlari aklimla, büyük kararlari ise
kalbimle almam gerektigini ögrendim.

YAS 64 Mutlulugun parfüm gibi oldugunu, kendime
bulastirmadan baskalarina veremeyecegimi ögrendim.

YAS 70 Iyi kalpli ve sevecen olmanin, mükemmel
olmaktan daha iyi oldugunu ögrendim.

YAS 82 Sancilar içinde kivransam bile baskalarina
basagrisi olmamam gerektigini ögrendim.

YAS 90 Kiminle evlenecegin kararinin hayatta
verilen en önemli karar oldugunu ögrendim.

YAS 95 Ögrenmem gereken daha pek çok seyler
oldugunu ögrendim.

"Dün sabaha karsi kendimle konustum.
Ben hep kendime çikan bir yokustum.
Yokusun basinda bir düsman vardi.
Onu vurmaya gittim kendimle vurustum"

Özdemir Asaf




ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

ORHAN VELİ KANIK


SERESERPE

Uzanıp yatıvermiş, sereserpe;
Entarisi sıyrılmış hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
İçinde kötülüğü yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama...
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!

ORHAN VELİ KANIK


İSTANBULU DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

ORHAN VELİ KANIK


Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cancion del popular - Haziran 13, 2008, 23:04:21
Tanya 





   


   



zoe'ydi adı
ismim tanya dedi onlara
(tanya;
bursa cezaevinde karşımda resmin
bursa cezaevinde,
belki duymamışsındır bile bursa'nın ismini
bursa'm yeşil ve yumuşak bir memlekettir.
bursa cezaevinde karşımda resmin
sene 1941 değil artık, sene 1945
moskova kapılarında değil artık
berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler
bizimkiler
bütün namuslu dünyanınkiler..
tanya;
senin memleketini sevdiğin kadar ben de seviyorum memleketimi
seni astılar memleketini sevdiğin için
ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim
ama ben yaşıyorum
ama sen öldün
sen çoktan dünyada yoksun
zaten ne kadar az kaldın orada
on sekiz senecik...
doyamadın güneşin sıcaklığına bile...
tanya;
sen asılan partizan, ben hapiste şair
sen kızım, sen yoldaşım
resmin üstüne eğiliyor başım
kaşların incecik, gözlerin badem gibi
renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil
fakat yazıldığına göre koyu kestaneymişler.
bu renk gözler çok çıkar benim memleketimde de...
tanya;
saçların ne kadar kısa kesilmiş
oğlum memet'inkinden farkı yok
alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi
rahatlık ve rüya veriyor insanın içine.
yüzün ince uzun, kulakladır büyücek biraz,
henüz çocuk boynu boynun
henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan.
ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan
süsünü sevsinler mini mini kadın.
arkadaşları çağırdım bakıyorlar resmine;
_tanya
senin yaşında bir kızım var.
_tanya
kız kardeşim senin yaşında
_tanya
senin yaşında sevdiğim kız
bizim memleket sıcaktır
bizde kıslar tez kadınlaşır..
_tanya
senin yaşında kızlarla
okulda, fabrikada, tarlada arkadaşız
tanya;
sen öldün ne kadar namuslu insan öldü
ve öldürülmekte
ama ben,
söylemesi ayıpmış gibi geliyor bana
ama ben yedi yıldır kavgada
hayatımı tehlikeye koymadan
hapiste de olsa da yaşıyorum)
sabah oldu tanya'yı giydirdiler
ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu
iç etmişlerdi onları
torbasını giydirdiler
torbada benzin şişelesi, kibrit,
kurşun, tuz, şeker....
şişelesi boynuna astılar
torbasını verdiler sırtına
göğsüne bir de yazı yazdılar
"partizan"
köyün meydanına kuruldu darağacı
atlılar çekmiş kılıcı
halka olmuş piyade askeri
zorla seyre getirdiler köylüleri
iki sandık üst üste
iki makarna sandığı
sandıkların üstüne yağlı urgan sallanır
urganın ucunda ilmik
partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına
partizan
kolları bağlı arkadan
durdu urganın altında dimdik..
nazlı boynuna ilmiği geçirdiler
bir subay fotoğrafa meraklı
bir subay elinde makine; kodak
bir subay resim alacak
tanya seslendi kolhozlulara ilmiğin içinden
" _ kardeşler üzülmeyin gün yiğitlik günüdür.
soluk aldırmayın faşistlere
yakın, yıkın, öldürün...."
bir alman vurdu ağzına partizanın
genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan
fakat askerlere dönüp devam etti partizan:
"_ biz iki yüz milyonuz
iki yüz milyon asılır mı?
gidebilirim ben
ama bizimkiler gelecekler
teslim olun vakit varken..."
kolhozlular kan ağlıyorlardı,
cellat çekti ipi
boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun
fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan
ve hayata seslendi insan
"_ kardeşler
hoşça kalın
kardeşler
kavga sonuna kadar
duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler..."
cellat bir tekme attı makarna sandıklarına
sandıklar yuvarlandılar
ve tanya sallandı ipin ucunda...
nazım hikmet ran
Başlık: Yalnızlığın Çıglıkları
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 06, 2008, 14:13:18
yalnızlığın çığlıkları susun artık!

ne teselli verenim var ne yaslanacağım bi omuz...

bir de sen yalnızlık;
üstüme gelme zaten harabeyim geçmişin sancılarıyla...
paslanmış anıların, küllenmiş acıları hala mı acı verir insana?
kaç gece yanar yürek ateşlerde?
gelir mi diye saniyeleri saymalar ne zaman biter?

yüreğim iflaslarda mutluluğa dair...
korkuyorum, kırgınım bir de yalnızım
kuytu kederlerin avcundayım bir başıma...

isyanlarını bastırıyorum ruhumun
zincire vurdum hayallerimin sana dair olanlarını
canım acıyor hissediyor musun?


sonsuz derdik bir zamanlar sonsuzluğa hakaret edercesine
hani sonsuz yanımda oluşların bu muydu?
gün değil ay değil kaç zaman geçti sensiz....


bir de yalnızlık ayrılığa dayanamıyorum bir de sen gelme üstüme !
Başlık: Sen bu sevgiyi taşıyabilirmisin..??
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 06, 2008, 14:18:11
Sen ,Bu Sevgiyi Kaldırabilir Misin...?
Gel desem sana...
hiçbir şey sorma,hiçbir şey konuşma,sadece gel..
gelirmisin?
hadi desem yada..
hiç birşey sormadan yine benimle yürür müsün sonu belirsiz yollarda...??
bakmasan, görmesen ,duymasan beni günlerce..aylarca belki..
yine beni severmisin??
gözden ırak olan gönülden de uzak olurmuş derler ya...
yanımda olup uzak olanlardansan,uzakta olup içimde olmayı becerebilirmisin..

aylar sonra,yıllar belki..
''seni sevdim .. senden gelen iyi -kötü herşeyi sevdim .ve hep seveceğim '
diyebilirmisin??

yanımda otururken bile zaman zaman deli gibi özleyebilir misin??
her ayrılışımızda sabaha,bir daha görmeme korkusuyla deliril misin
her gelen telefonda'ben diye irkilir misin sebepsiz??
beni her dakikana taşıyıp yaşamayı becerebilir misin??

beni,ben gibi sevebilirmisin..?
delirsem bi gün..' CANIMMMM diye sarılabilir misin....?
kapris yapmak istersem ..yapsam hatta şımarıp,kalabalıklarda elimi tutabilir misin...?

hayat birgün bana oynarsa,maskeleri yırtıp her yerimde yine beni görebilirmisin..??
ne şart ne konum olursa olsun,gözbebeklerimin hep aynı bakacağını bilebilir misin..?

yada ben hayatla oynamaya kalkarsam birgün nefesimden sıkılıp
ölsem birgün,yaşadığın her gün için benimle,'bir saniye için bile pişman değilim '
diyebilirmisin...?




sevgilim ol diyorsun bana.....
sen ,bu sevgiyi kaldırabilir misin.....?
Başlık: Bana Kendini Anlat
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 06, 2008, 17:35:34
Aklımdan çıkmıyorsun
Sensiz bomboş bu hayat
Susma öyle ne olur
Bana kendini anlat
Hasretim gülyüzüne
Susamışım sevgine
Başkasından bana ne
Bana kendini anlat
Boşver esen rüzgara
Boşver yağan yağmura
Hadi gel kollarıma
Bana kendini anlat
Geceleri üşür müsün
Hemen örtünür müsün
Beni düşünür müsün
Bana kendini anlat
Ah benim nar çiçeğim
Canım ipek böceğim
Meraktan öleceğim
Bana kendini anlat
Aşkımızdan kime ne
Sevdamızdan kime ne
Başkasından bana ne
Bana kendini anlat
Ahmet Selçuk İlkan
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: melankolizm - Temmuz 07, 2008, 13:26:24
SAÇLARIN TUNA NEHRİ
GÖZLERİN TANRI DAĞI

Acılar büksün beni
Volkanlar yaksın beni
Sana gelemiyorsam
Depremler yıksın beni

Tek tılsım bu kayıtlı, ufuklar ötesinde
Köhnemiş sandallarda, kürekler çekiyorum
Efsane bir sükunet, kaplıyor tüm afakı
Al kibrit alevinde, yıldızlar yakıyorum
Sanki asırlık özlem, içimde büyüttüğüm
Gece şehirler kurup, seherde yıkıyorum

Peşime düşen gölge, dibimdeki büyük iz
Saçların Aras Nehri, gözlerin Karadeniz

Çileler örsün beni
Pranga sarsın beni
Sana varamıyorsam
Kurşunlar vursun beni

İki türlü yüzün var, kah hayattır kah memat
Gülüşün bir karanfil, kızışın bil ki zakkum
Hasreti darağacı, vuslatı saray görse
Titreyen ellerimde, yanarken üşür bir mum
Gidişinde harp eder, ayrılık yüreğimle
Yokluğun çölde kaya, varlığın denizde kum

Katrana katılan bal, zindan ardında ölü
Saçların İdil Nehri, gözlerin Hazar Gölü

Tamular alsın beni
Kederler bilsin beni
Seni saramıyorsam
Tarihler silsin beni

Dillerde türkü türkü, divitte şiir şiir
Satır satır romanlar, hep seni anlatmalı
Bir çoban, kavalıyla, tüm aşıklar sazıyla
Bozkırda kurda kuşa, hep seni dinletmeli
Yükselirken ezgiler, göğe doğru usulca
Cümle dağ taş bir olup, semayı inletmeli

Yüzüme çarpan rüzgar, hançer ucunda ağı
Saçların Tuna Nehri, gözlerin Tanrı Dağı

FATİH KOCATEPE
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz Susmalarım Sana Olan Sevdamı Söyler..
Gönderen: Simurg - Temmuz 07, 2008, 14:10:46
Susmalarım Sana Olan Sevdamı Söyler..

Bal rengi gözlerinde
Tutulurlardı hep
Çaresizdi sözcükler
Senin gözlerin konuşurdu

Bal rengi gözlerine
Konuk olanlar hep
Dünyaları unutur
Senin gözlerini konuşurdu

Olanları anlatamam, benden isteme
Nasıl olupta yüreğimde biriktiler hep
Susmalarım sana olan sevdamı söyler
Aslında hiç başlamayacak aşkın özlemi bu

Olanları anlatamam, benden isteme
Nasıl olupta yüreğimden döküldüler hep
Dudaklarım sana yazılmış şarkıyı söyler
Aslında hiç başlamamış bir aşk hikayesi bu

Bal rengi gözlerinde
Oyun oynardım hep
Anlamı saklı geçişler
Aşkım için umut olurdu

Bal rengi gözlerinde
Güneş parlardı hep
Oyunu bozdu gerçekler...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 07, 2008, 18:13:54
Ucak, Babama Selam Söyle..


Karlı bir akşamdı Ankara'da,
Son kez elele yürümüştük.
Bitmesin istediğim yola,
Kısacık beraberliğimizin bütün
anılarını sığdırmıştık.
"Yazarsın bana," demiştin.
"Ben de yazarım sana sık sık."
Ağlıyordum...
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun.
Anlıyordun, bu ayrılığa dayanamıyordu kalbim.
"Öğrettiğim çiçek adlarını unutma," dedin.
"Kelebekleri kitap arasında kurutma.
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana.
Kitaplarım sana emanet.
İncitme kimseyi,
Kin büyütme kalbinde,
Beni bekle..."


Yol bitti. Gidiyordun artık. Gittin.


Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri
Sen sandım bir süre.
Kin büyütmezdim kalbimde,
Söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklere dokunmadım.
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim.
En çok fesleğeni, çoban heybesini,
Akşamsefasını sevdim.


Seni beklerken çok şey öğrendim.
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasılsa bulacaktır seni diye,
Her görüşümde aynı güçle seslendim.
"Uçak, babama selam söyle ! "


Beni kötü rüyalardan uyandıran,
Sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...



Kar yağıyor şimdi.
Otuz yaşım bitti.
Kitapların bende, kelebek gibi kar taneleri.
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım
O cümleyi...


Selamını, aldım babacığım.
Kin büyütmedim kalbimde.
Küçük kızının gözleri hâlâ senin çiçeklerinde...


Uçak, babama selam söyle...



İCLAL AYDIN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: beckyZWICKY - Temmuz 14, 2008, 11:28:05
ßırakma ßenii

Günlerdir ağladım yokluğunda
Bekledim bana geleceğin o günü
Senden uzak olsamda aldırmadım
Hep umutluydum, beklemeye yeminliydim

Düşünmedim sensizliği, yapamazdım zaten...
Sensiz asla olamazdım
Bir eksiklik vardı İçimde, gittiğinden beri
Dönseydin bitecekti, ya dönmeseydin...
İşte o zaman da ben bitecektim.

Eğer sen olmayacaksan bu dünyada
Bende olmayacağım...
İstesem bile bunu yapamayacağım
Sensiz asla olamayağım..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: beckyZWICKY - Temmuz 14, 2008, 11:31:55
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: beckyZWICKY - Temmuz 14, 2008, 11:34:15
Bu sana son şiirimdir
Biliyormusun
Hani o yeşil gözlerin var ya
Ormanları kıskandıran


Şimdi o gözler başkasına ait
Bakmıyorlar eskisi gibi bana
Sevmiyorum artık ben ormanları
Yeşil olan alanları çimleri agaçları

Çünkü sen yoksun o gözlerin
Bana bakmıyorlar eskisi gibi
Hıçkırıklara boguluyorum kendimi atamıyorum
Kırlara çünkü seni hatırlatıyorlar

Kapattım kendimi dört duvar arasına
Kapattım kapıları kilit vurdum gönlüme
Yasak koydum kalbime
Zincirlere vurdum gönlümü

Kırdım kalemlerimi artık sana şiir yazmayacagım
Bu sana son şiirimdir
Haberin olsun yeşil gözlüm
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 14, 2008, 18:38:15
Sen uzaklardayken
Ben gidişini cizdim,
Yıldızlardan aldığım beyazlarla.
Karanlığı tuval yapıp ayrılığı yok ettim.

Sen uzaklardayken
Ben şiirlerini okudum çatlamış fısıltılarla.
Bin kez dokundum yazamadıklarına
Anlamaya çalıştım anlatamadıklarını.

Sen uzaklardayken
Ben senli hayaller kurdum,
Kimsesiz çocuklardan çaldığım hayal tozları ile.
Yüzüne bakamadım ağlatırsın diye.

Sen uzaklardayken
Ben kaderimi parçaladım.
Yazgımızın değişmesini istedim.
Yaşanmış tüm günahları üstlenip ateşinle kavruldum.

Sen uzaklardayken
Ben göz yaşlarıma sevgimi gömdüm.
Dudaklarımdan çıkan her sözcükte hayat bulsun,
Yüreğime serpilsin diye.

Sen uzaklardayken
Ben mum ışığına resmini çizdim.
Mum gibi bu ayrılık erisin diye.

Sen uzaklardayken
Ben, beni bırakıp gittiğin yoldan hiç ayrılmadım.
Her giden otobüsün arkasından el sallayıp,
Her gelen otobüste inmeni bekledim...

Sen uzaklardayken
Ben...
Hep dönmeni bekledim...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 14, 2008, 18:43:02
Sen benimle gökyüzünde koşmayı
Sen benimle ölürken buluşmayı
Paylaşabilir misin


Güneşi koklayınca çatlayan bir tohumu
Irmağın yüreğinde çiçeklenen yangını
Her akşam yalnızlığı uyandıran toprağı
Her sabah bir gölgeyi sevindiren yaprağı
Paylaşabilir misin


Sen benimle gökleri paylaşabilir misin
Hani salkım saçaktır bulutlarda sevgiler
Hani bir turna gibi üryan olunca yürek
Bahçesinde umuda kanatlanır serviler
Sen benimle yağmurun nefesini
Sen benimle tomurcuğun sesini
Bir hülyanın dalgın avuçlarında
Gölgesini arayan bir kuşun kafesini
Paylaşabilir misin


Her limanda bekleyen benim yalnızlığımdır
Her geminin demir attığı yerde
Parçalanan kalbin çığlıklarıyla
Dağılan kırmızı benim yalnızlığımdır
Gemilerin güvertesinden sızan
Tayfaların masum bakışlarında
Kelepçeler vurulan benim yalnızlığımdır
Denizin kollarında uyurken kadırgalar
Zıpkınlanan balığın gözlerinde kıvranan
Benim yalnızlığımdır
Sen benimle karanlık gecelerde
Alabilir misin avuçlarında
Denizin dibindeki bir ateş çiçeğini
Sen benimle kumlara gömülmeyi
Sen benimle ölürken de gülmeyi
Paylaşabilir misin


Yosunlarda ağlayan yitik bir defineyi
Dalgalara tırmanan kalbin çizgilerini
Yıldızlara gül kokusu taşıyan
Kaptanları ağlatan aşkın ezgilerini
Paylaşa bilir misin


Rıhtımları kıskanan benim ayrılığımdır
Karaya çıktığında vurulan her askerin
Kanıyla ıslanan benim ayrılığımdır
Kurşunlanan deniz fenerlerinin
Kapanan gözkapakları ardında
Acıların heykelini yontan el
Benim ayrılığımdır
Sen benimle rüzgarı tutuşturan alevi
Kasırgayı,tayfunu,suları yutan devi
Paylaşabilir misin


Benim ruhum kuşların öldüğü anda biter
Senin ruhun kuşları öldürürken dirilir
Benim ufuklara baktığım yerde
Yorgun savaşçılar seferden döner
Senin her umudu yıktığın yerde
İçimizde yanan kandiller söner
Şimşekler susunca tükenir sesin
Bulutlar tutunmuyor kanlı kirpiklerine
Sen bir yanardağı sevecek kadar
Mavi değilsin
Martılardan, mürekkep balığından
Suları sevmeyi öğrenmelisin
Adımların öylesine karanlık
Bana doğru yürüdüğün her sabah
Ansızın akşam olur
Senin o kızıl dudaklarında
Unuturum çiçeklerin adını
Artık duymalısın uykuda bile
Kervanları gördüğün mesafeden
Çöllerin feryadını
Benim intizarımdır çölde kum fırtınası
Bedevi bir infilaktır susuzluk
Her serabın ortasında bunalan
Her mecnun yüreğinin beyaz kıvrımlarında
Leyla'yı arayan benim intizarımdır
Hani bir ahunun can damarından
Kelebekler uçar sılaya doğru
Hani aslanları avlayan bir yiğidin
Bir vahşinin pençelerinde solan
Karanfili güvencindir ansızın
Kelebeğin kanadında büyüyen
Güvercinin renklerinde uyuyan
Benim intizarımdır
Sen benimle bir yılan derisini
Bir akrebin gözlerinde ölümü
Bir zakkum türküsünü
Bir kaktüsün süsünü
Paylaşa bilir misin


Sen benimle kumlara gömülmeyi
Sen benimle ölürken de gülmeyi
Hani mum ışığında gölgeler de gariptir
Evlerin duvarında gezinir çaresizlik
Ağıtlar parçalanır içimizde köz gibi
Bir yudum suya bile karışır da hüznümüz
İncecik bir perdedir mutluluk, yanar gider
Bilmez misin ki, umut bir kuştur konar gider
Çoğalır kuşkuları tuzağa düşenlerin
Hani bir ısırgandır güzel yüzlü han kızı
Örümcek yuvasına bırakır ellerini
Gergefinde laleye benzetir ahımızı
Sen benimle mevsimlerin ardında
Kımıldayan bir ihtilal gülünü
Paylaşabilir misin


Samerre'da hu çeken dervişin sızısını
Hakan sarayında bir alınyazısını
İstanbul'da uyuyan devlerin rüyasını
Erzurum'da hüma kuşunun yuvasını
Tanrı dağlarında çiğdemin sevdasını
Paylaşabilir misin
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 18, 2008, 17:02:18
Bak yine hüzünlerini göz yaşlarına indirmişsin
Yüreğindeki fırtınalara bırakmışsın kendini
Ceylan yüreğin yine maziye dalıp darbe almış
Hayallerini hicran paketin de süslemişsin
Takatin kesilmiş zamanın içinde kaybolmuşsun

Ama bak bi dinle biraz

Her günde ağlanmaz ki! be güzelim
Bu günde gülmeyi denesen
Kalbinde ki hicranları kuş etsen
El sallayıp yıldızlara uçursan
Yüzündeki endişeleri silsen de
İçinden gelen gülmeyi sersen

Baksan biraz sağına soluna
Mutluluğun rengini bulsan
İstersen en karası bile umut olur,
mutluluk taşır
Kerameti renklerde değil içinde arasan

Gecelerde gök yüzüne baksan
Bilir misin herkesin bir yıldızı vardır
Sende içlerinden birini kendine seçsen
Tüm ışıklarını üzerine düşürsen
Üzerinde kendini görsen
Yüreğinde mutluluğa misafir olabilsen


Bu gün güneşin senin için doğduğunu düşünsen
Yağan yağmurlarda rahmet deryasına dalsan
Islanmışlığına aldırmadan gökkuşağına koşsan
Aslında gökkuşağının içinde olduğunu bilsen
Sen mutluluğa mutluluk sana sarılsa
Tek bir günlüğüne de olsa mutluyum diyebilsen
ÜMİDİNİ HİÇ YİTİRME OLDUMU CAN...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: hepsiyAh - Temmuz 18, 2008, 17:10:47
Sen Bilmezsin
sen bilmezsin
her eylul sonbahar olur yüzüm
bir hazan geçer ömrümden
yapraklarım düşer dallarımdan
dilime takılan ezgiler hasreti örer yollarıma
ve ben kanarım mavi mavi
Ege yakamoz basar kanayan yaralarıma...

oysa bir adım uzaktım sana
uzansam kavuşacak
dokunsam kaybolacaktın
sığdıramadın yüreğine özgür yanlarımızı..yarınlarımızı
şimdi bağırsam uçurum gibi sesim
bitti gözlerimde yağmur mevsimi
yanaklarımı yalayan birkaç damla yaşla
gömdüm düşlerimi saçlarının hazan karasına...

yokluğundan yapılmış bir bulutum şimdi
gözlerim sürgün olmuş eylül akşamlarına
kar tanelerini kollarıyla savurdukça rüzgar
gecenin tuzağında vurur kahırlar...

sorma artık..sorma yalnızlığımı
sensiz çığlıklarımı
geceler kirpiklerime bulaştırıyor hazanı
ne senden kaçabiliyorum ne de geceden
varlığımı aşıyor bu sevda masalı
yorgun gözlerimde sürgün hayaller
bu kentin ölümsüzlüğüne yazıyorum adını...

Seval Kemertas
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: samed - Temmuz 22, 2008, 23:34:02
Neylersin

     Bazen acı dinmez, bazen de yağmur
     Sevgilim gülümse, her şey unutulur
     Suskunuz bu akşam üstü
     Hasrete yanmışız, neylersin

Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa, sadece o hüzün kalır..
Sen de anladın ki yapa-yalnızız...
Buluşmamız yasak,
Görüşmemiz uzak...
Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
Neylersin...

Ah güzelim,
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
Ve bir veda sözcüğü, saçlarına,
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
Bir film sahnesi gibi
Akar gider ayrılık,
Neylersin...

Biz zaten hiçbir romanda
Kendi hayatımıza rastlamadık.
Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı.
Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
Oysa tuttuğumuz balıkları bile
Yeniden denize bağışlamıştık.
Biz, hayata dair
Hiçbir yanlış yapmamıştık...
Neylersin...

Biz bu sonucu haketmedik,
Hayır, etmedik...
Ömrümüz bu talana lâyık değildi.

Bazen acı vurdu, bazen de yağmur
Hiç gülmedi yüzümüz,
Hiç büyümedi gülümüz...
Bizi yalnızca akşamlar kucakladı,
Biliyorsun,
Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...

Bir gün, bu öykünün sonuna gelince
Ansızın desem ki: hoşça kal canım!
Unutursun,
Mecburen unutursun...
Yıldızlar söner, bu aşk da biter!
Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız.
Neylersin...

Ah bebeğim, ah..
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca farkedersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar,
Neylersin...

Biz zaten hiçbir sinemaya
Tam vaktinde yetişemedik.
Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
Oysa Nuh'un Gemisi'nde bile
Bize yer kalmamıştı.
Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
Neylersin...

Biz bu aşkı sürdüremezdik,
İnan, sürdüremezdik...
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.

Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur...
Unutmasan bile artık
Unutur gibi yapacaksın.
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,
Hiç bitiremediğim
Bir şiir olarak kalacaksın...

Kaynak: Gözleri İntihar Mavi
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Mattech - Şubat 05, 2009, 15:05:02
Efendimsin cihânda i'tibârım varsa sendendir
Miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir

Benim feyz-i hayâtım hâsıl-ı rûh-ı revânımsın
Eğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir

Veren bu sûret-i mevhûme revnak reng-i hüsnündür
Gülistân-ı hayâlim nevbâharım varsa sendendir

Felekten zerre mikdâr olmadım devrinde rencide
Ger ey mihr-i münîr âh u zarım varsa sendendir

Senin pervâne-i hicrânınam sen şem-i vuslatsın
Be-her şeb hâhiş-i bûs u kenârım varsa sendendir

Şehîd-i aşkın oldum iâle-zâr-ı dağdır sînem
Çerâğ-ı türbetim şem-i mezârım varsa sendendir

Gören sergeştelikte girdâb-ı dest zann eyler
Fenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendir

Niçün âvâre kıldın gevher-i gaitanın olmışken
Gönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendir

Şafak-tâb eyledin peymânemi hûnâb ile sâkî
Sabâh-ı sohbet-i meyde humarım varsa sendendir

Sanadır ilticası Galibin yâ Hazret-i Mevlâ
Başımda bir külâh-ı iftihârım varsa sendendir

Şeyh Galip

Türkçe Tercümesi(günümüz Türkçesi)

Efendimsin, dünyada bir itibarım varsa sendendir.
Âşıklar arasında bir şöhretim varsa senin yüzündendir.

BEnim hayatımın bereketi, akıp giden ruhumu ortaya çıkaran sensin.
Eğer ömrümde bir kazancım varsa senin sâyendedir.

Bu kuruntuya dayanan, hayal ürünü olan şekle parlaklık ve canlılık veren senin güzelliğinin rengidir.
Hayalimin bir gülbahçesi, ilkbaharım varsa senden gelmektedir.

Devrinde felekten bir zerre kadar incinmedim.
Ey aydınlık güneşi Eğer ah edip ağlıyorsam senin için ağlıyorum.

Sen kavuşma mumusun. Ben senden ayrı bir pervaneyim.
Her gece seni öpmek seni kucaklamak arzum varsa senin içindir.

Aşkının şehidi oldum. Göğsüm yaralarla lale bahçesine döndü.
Eğer türbemin bir kandili varsa, mezarımda mum yanıyorsa senin sayendedir.

Beni başı dönmüş, başıboş dolaşır gören çölün kasırgası sanır.
Yokluk içinde yok olmuşum. Eğer bir varlığım varsa senden gelmektedir.

Senin yuvarlanan incin olmuşken beni niçin başıboş bıraktın?
Gönlümün aynasında bir toz parçası varsa senin aynlığındandır.

Sâkî! Kadehimi kanlı göz yaşlarımla doldurdun.
Mey sohbetinin sabahında başım ağrıyorsa senin yüzündendir.

Ey Mevla hazretleri! Gâlib sana sığınmıştır.
Başımda öğündüğüm bir külahım varsa sendendir.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: cancion del popular - Şubat 27, 2009, 22:32:52
 YAŞAMAYA DAİR (1-2-3) (92694 Hit)

1

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
'Yaşadım' diyebilmen için...

1948

NAZIM HİKMET

Başlık: Seni Seviyordum
Gönderen: Simurg - Haziran 09, 2009, 15:21:18
Seni Seviyordum

Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...

Ne güzeldiler sen bilmiyordun...

BEN SENİ SEVİYORDUM...

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu, çoğalarak

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk...

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...

Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları

Derken bir gün uzaktan gördüm seni...

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zamanki gibi...

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...
 
İclal Aydın
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 27, 2009, 15:23:41
Aşk
Ask, zamanin her saniyesinde seni düsünmekmis.
Ask, uykusuz gecelere mahkum olmakmis.
Ask, hayat damarlarinin sadece sana baglanmasi imis.
Ask, güne seninle baslayip seninle bitirmekmis.
Ask, sen uyurken, uzaklarda sana siir yazmakmis.
Ask, Ask ugruna söylenen her sarkida seni aramakmis.
Ask, icerken Alkolik degil, Askolik olmakmis.
Ask, sadece seni görmek icin daglar,ovalar asmakmis.
Ask, insanin icinde sönmek bilmeyen bir yanginmis.
Ask, seni senden müsade almadan hayal etmekmis.
Ask, senin etrafindaki esyalari bile kiskanmakmis.
Ask, senin icin firsat yaratmakmis.
Ask, yalnizliga terk edilmekmis.
Ask, ayriligin acisini hissetmekmis.
Ask, umutla seni beklemekmis.
Ask, sana doyamamakmis.
Ask, bazen de Hayat[kufur otomatik degistirilmistir]adere isyanmis.
Ask, sari gelinle sana köprü kurmakmis.
Ask, kalbin en degerli yerini sana parsellemekmis.
Ask, kalbin derinliklerinden konusmakmis.
Ask, düsünceleri pesine düsürmekmis.
Ask, hislerin kagida dökülmesi imis.
Ask, sana özlem duymakmis.
Ask, adini bagira bagira söyleyememekmis.
Ask, yaninda soguktan degil heyecandan titremekmis.
Ask, sabahin köründe bunlari sana yazmakmis.
Ask, seninle beslenmek, susuzlugunu gidermekmis.
Ask, kisacasi sana tutulmak, baglanmakmis.
AMA AŞK BİR APTALLIKMIŞ.
Iste bunlari ben sende ögrendim. MENEKŞEM.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Ağustos 27, 2009, 16:08:52
buda benden olsun
ÖZDEMIR ASAF-ÖGRENDIM
 
YAS 5
Anne ve babamin birbirlerine bagirmalarinin beni ne kadar
korkuttugunu
ogrendim.

YAS 7
Mesrubat icerken gulersem ictigimin burnumdan gelecegini ogrendim


YAS 12
Bir seyin degerini anlamanin en iyi yolunun bir sure ondan yoksun
kalmak oldugunu ogrendim.
YAS 13
Annemle babamin elele tutusmalarinin ve opusmelerinin beni daima
mutlu
ettigini ogrendim.

YAS 15
Bazan hayvanlarin kalbimi insanlardan daha fazla Isittigini
ogrendim.

YAS 18
Ilk genclik yillarimin keder, saskinlik, istirap ve asktan ibaret
oldugunu ogrendim
YAS 24
Askin kalbimi kirabilecegini ama buna deger oldugunu Ogrendim.

YAS 33
Bir arkadasi kaybetmenin en kestirme yolunun ona odunc para
vermek
oldugunu ogrendim.

YAS 36
Onemli olanin baskalarinin benim icin ne dusundukleri degil,
benim
kendi hakkimda ne dusundugum oldugunu ogrendim.

YAS 38
Esimin beni hala sevdigini, tabakta iki elma kaldiginda kucugunu
almasindan anlayabilecegimi ogrendim.

YAS 41
Bir insanin kendine olan guveninin, basarisini buyuk Oranda
belirledigini ogrendim.

YAS 44
Annemin beni gormekten her seferinde sonsuz mutluluk duydugunu
ogrendim..

YAS 46
Yalnizca minik bir kart gondererek bile birinin gonlunu
aydinlatabilecegimi
ogrendim.

YAS 49
Herhangi bir isi yaptigimdan daha iyi yapmaya calistigimda, o
isin
yaraticiliga donustugunu ogrendim.

YAS 50
Sevgi, evde uretilmemisse, baska yerde ogrenmenin cok guc
olabilecegini ogrendim.

YAS 53
Insanlarin bana, izin verdigim bicimde davrandiklarini ogrendim.

YAS 55
Kucuk kararlari aklimla, buyuk kararlari ise kalbimle almam
gerektigini ogrendim.

YAS 64
Mutlulugun parfum gibi oldugunu, kendime bulastirmadan
baskalarina
veremeyecegimi ogrendim.

YAS 70
Iyi kalpli ve sevecen olmanin, mukemmel olmaktan daha iyi
oldugunu
ogrendim.

YAS 82
Sancilar icinde kivransam bile baskalariina basagrisi Olmamam
gerektigini ogrendim.

YAS 90
Kiminle evlenecegin kararinin hayatta verilen en onemli karar
oldugunu
ogrendim.

YAS 95
Ogrenmem gereken daha pek cok seyler oldugunu ogrendim.

Dun sabaha karsi kendimle konustum
Ben hep kendime cikan bir yokustum
Yokusun basinda bir dusman vardi
Onu vurmaya gittim kendimle vurustum
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Ağustos 30, 2009, 14:53:31
stanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

(http://www.siirperisi.net/images/sair.gif) ORHAN VELİ KANIK[/]
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Ağustos 31, 2009, 15:54:12
Uzanıp yatıvermiş, sereserpe;
Entarisi sıyrılmış hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
İçinde kötülüğü yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama...
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Eylül 01, 2009, 16:20:49
BENI BU GUZEL HAVALAR MAHVETTI

   
  Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Eylül 08, 2009, 15:41:40
DEDİKODU

Kim söylemiş beni
Süheyla'ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni'yi öptüğümü,
Yüksek kaldırımda, güpe gündüz?
Melahat'i almışım da sonra
Alemdara gitmişim, öyle mi?
Onu sonra anlatırım, fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
Güya bir de Galataya dadanmışız;
Kafaları çekip çekip
Orada alıyormuşuz soluğu;
Geç bunları, anam babam, geç;
Geç bunları bir kalem;
Bilirim ben yaptığımı.
Ya o, Mualla'yı sandala atıp,
Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?

GALATA KÖPRÜSÜ

Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çimacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: ilhan mansız_melis - Eylül 17, 2009, 21:22:48
Ne ararsın Tanrı ile aramda

Sen kimsin ki orucumu sorarsın?

Hakikaten gözün yoksa haramda,

Başı açığa niye türban sorarsın

Rakı, şarap içiyorsam sana ne.

Yoksa sana bir zararım içerim.

İkimiz de gelsek kıldan köprüye

Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.

Esir iken mümkün müdür ibadet?

Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.

Senin gibi dürzülerin yüzünden,

Dininden de soğuyacak bu millet

İşgaldeki hali sakın unutma,

Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan yine çıkardın amma,

Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...


Neyzen Tevfik


Sadece beğendiğim için ekledim başka nedeni yoktur ;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Eylül 18, 2009, 15:56:13
DENIZI OZLEYENLER ICIN

Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
Bakar ağlarım.

Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
Bir midye kabuğunun aralığından:
Suların yeşili, göklerin mavisi,
Lapinaların en harelisi...
Hala tuzlu akar kanım
İstiridyenin kestiği yerden.

Neydi o deli gibi gidişimiz,
Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
Köpükler ki fena kalpli değil,
Köpükler ki dudaklara benzer;
Köpükler ki insanlarla
Zinaları ayıp değil.

Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret.




Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Eylül 22, 2009, 22:25:40
Herkese MERHABA tekrardan...Şiirle yeniden bir açılış yapalım dedim...

        TINTIN...
Aklım unuttu çayırı çimeni
duvarda bakışlarım boş
arada kendine gel oğlum diyorum
vuruyorum kafama
bak benimki de boş.

Bir gözlerin var
her yanımda gördüğüm
bir kahkahan var duyduğum
kapalı tüm çağrılara bilincim
sen yiyorum, sen içiyorum
bağırıyorum sen diye
kapıyı açıyorum sen diye
şarkıda sen, türküde sen
uyanık düşlerde sen
sen söylüyorum
sen dinliyorum
her yana sen diye uzatıyorum ellerimi
bakıyorum boş
kendine gel oğlum diyorum arada
vuruyorum kafama
bak benimki de boş.

Kapıcı geldi geçen gün
sen istedim
sebzeciden sen istedim
komşular kapıları açmıyor
azıcık senden isterim diye.

Boncuğa seni sordum,
seni sordum nina'ya
kaçtılar benden nedense
arada kendine gel oğlum diyorum
sorma, boş
vuruyorum kafama sonra
bak benimki de boş.

Televizyonda sen
okuyorsun haberleri
radyoda sen anlatıyorsun maçı
telefonda sen
sinek uçsa
buzdolabı çalışsa
fırlıyorum kanepeden
geldin diye
oda boş
kendine gel oğlum diyorum
vuruyorum kafama
bak benimki de boş.

Yürümediğim yollarda
yürüyüşe çıkıyorum seninle
kaldırımda tüm kadınlar sen
sen orman yolunda
ağaçların arasında
piknik masalarında
salata yapan sen.

Sen denizin kıyısında,
beraber uçmaya çalıştığım
martının kanadında sen
düştüğüm denizde sen
ıslaklığım sen
üşümem sen, terlemem sen
terimi silen senin ellerin
benimkiler değil
kendi elimi okşuyorum
seninki yerine ne hoş
kendine gel oğlum diyorum tekrar
vuruyorum kafama
bak benimki de boş.

Ağaçtan düştü bir ceviz
boş olmasa
salar mıydın yollara a keriz
diyorum kendi kendime
boş işte bak tın tın
benimki de boş.

Gün geçiyor böyle senle.
Çayımın içinde sen
sigaramın ucunda sen
ben ağlıyorum
senin gözyaşını siliyorum
güzel olmaya çalışıyorum her sabah
güzelleştirdiğim sen
hüznüm sen
deliliğim, akıllılığım sen
ölüyorum
yaşatan sen
kendine gel oğlum diyorum
çık güneşe oyna coş
ne gezer,
vuruyorun kafama
bak benimki de boş.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Eylül 23, 2009, 15:24:55
DEDIKODU

Kim söylemiş beni
Süheyla'ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni'yi öptüğümü,
Yüksek kaldırımda, güpe gündüz?
Melahat'i almışım da sonra
Alemdara gitmişim, öyle mi?
Onu sonra anlatırım, fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
Güya bir de Galataya dadanmışız;
Kafaları çekip çekip
Orada alıyormuşuz soluğu;
Geç bunları, anam babam, geç;
Geç bunları bir kalem;
Bilirim ben yaptığımı.
Ya o, Mualla'yı sandala atıp,
Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Eylül 26, 2009, 16:26:35
BİR ŞEHRİ BIRAKMAK

Bu şehirde yağmur altında dolaşılır
Limandaki mavnalara bakıp
Şarkılar mırıldanılır geceleri.
Bu şehrin sokakları çoktur,
Binlerce insan gelir gider sokaklarında..
Her akşam çayımı getiren
Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen
Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir.

Bu şehirdedir
Valsler, foksrotlar altında
Şuman'dan, Bramsdan
Parcalar çaldığı zaman dönüp
Bana bakan ihtiyar piyanist.

Doğduğum köye müşteri taşıyan
Şirket vapurları bu şehirdedir.
Hatıralarım bu şehirdedir.
Sevdiklerim,
Ölmüşlerimin mezarları.

Bu şehirdedir işim gücüm,
Ekmek param.
Fakat bütün bunlara mukabil
Yine budur başka bir şehirdeki
Bir kadın yüzünden
Bıraktığım şehir.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Eylül 27, 2009, 01:15:49
Şiir zor bir sevgilidir.
Kolay elde edilmez. Arkasından çok koşmak, aşılmaz yolları demir çarıklarla aşmak, ıssızlığın, yalnızlığın beyninizden fışkıran acılarına katlanmak gerekir.
Güzelliği insanların dillerine destan bir tek şiire sahip olabilmek için ömrünü ona adamış nice şair vardır.
Yoklukların, yoksullukların, zulmün, haksızlığın, hasretin, zindanların " şiir " tutkularını köreltemediği şairler.
Ölüme dudaklarında ondan iki dizeyle merhaba diyenler.
Sevgili şiir, büyük özveri ister.Bu nedenledir ki varsıl salonların ısmarlama yazıcısı " akvaryum şairleri " saray yosması çiziktirmelerin ve kendi kaprislerinin azabıyla yetinmek zorundadırlar.
Şiir kendisine ulaşmayı hak edenin dilinden, elinden özgürce, vahşi saçlarını savura savura insanların arasında dolaşmayı sever.
Bir kere güzelliğinin farkına vardıysa ;
İtelenmeyi sevmez.
Ötelenmeyi sevmez.
Gizlenmeyi sevmez.
Örtünmeyi, örtülmeyi sevmez.
Arka sayfalara itilmeyi hiç sevmez.
Öcünü kötü alır.

Bin beddua, bin kem söz işitsen şiirin diline düşmekten iyidir.
İki dize takar peşine sonsuza kadar kimsen kurtulamaz.
Şiir zor sevgilidir.
Şair yol yordam bilir.

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Eylül 30, 2009, 15:56:21
kendı eserımı sızlerle paylasmak ıstıyorum :)

OSYM'ye hıtafen :)

9 ay boyunca bıze stres yasattın
Hayatımızı bır sınava bagladın
Sınavı yaptınız enınde sonunda
Bosta kaldık osym zıl takıp oyna  ;D

Mılyarlar uctu gıttı tum dershanelere
Elde var dusunce sıkıntı stres yıne
Dedınız seneye bır daha gırersınız
Gazı verdınız ama cebıde deldınız

5ekıme ek kontejan tarıhı verdın
Ulan sene bıttı az daha bekleseydın
Mıllet ekım dedımmı derslere baslıyor
Bız kayıt olana kada mezun oluyor

Her hafta bır deneme sınavı yaptınız
Yaptıgınız yetmedı evı aradınız
Cocugunuz calısmıyor dıye dert yandınız
Cem bunalıma gırdı farkındamısınız :ahaha

Şimdi bostayız yıne el elde bas basta
Ne olacak tasası var tum kafalarda
Seneye bır daha gır demesı kolay ama
Seneye sıstem degısıyor hersey muamma.....
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Catak - Eylül 30, 2009, 16:34:12



Çaresizim
Sevgim avuçlarımda uyandım yine bu sabah
Bir baktım yoksun
Sevgimi bırakmışsın öksüz
Hemen aldım avuçlarıma
Sen bıraktın,
Ben koyacak yer bulamadım...
Cam kenarına koysam güneş alır,
İçerisi zaten nemli
Başkasına göstermemeli
Avuçlarımda sevgim
ÇARESİZLİĞİ BİLİR MİSİN?
BİLDİĞİNDEN DAHA ÇARESİZİM...
Ceyhun Yılmaz
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: CR7 - Ekim 02, 2009, 20:01:56
Alıntı yapılan: cem_goren - Eylül 30, 2009, 15:56:21
kendı eserımı sızlerle paylasmak ıstıyorum :)

OSYM'ye hıtafen :)

9 ay boyunca bıze stres yasattın
Hayatımızı bır sınava bagladın
Sınavı yaptınız enınde sonunda
Bosta kaldık osym zıl takıp oyna  ;D

Mılyarlar uctu gıttı tum dershanelere
Elde var dusunce sıkıntı stres yıne
Dedınız seneye bır daha gırersınız
Gazı verdınız ama cebıde deldınız

5ekıme ek kontejan tarıhı verdın
Ulan sene bıttı az daha bekleseydın
Mıllet ekım dedımmı derslere baslıyor
Bız kayıt olana kada mezun oluyor

Her hafta bır deneme sınavı yaptınız
Yaptıgınız yetmedı evı aradınız
Cocugunuz calısmıyor dıye dert yandınız
Cem bunalıma gırdı farkındamısınız :ahaha

Şimdi bostayız yıne el elde bas basta
Ne olacak tasası var tum kafalarda
Seneye bır daha gır demesı kolay ama
Seneye sıstem degısıyor hersey muamma.....


+1


süpper olmuş :ahaha
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ekim 02, 2009, 20:08:08
cem müthiş + rep :aha
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Ekim 02, 2009, 23:28:37
Cahit Sıtkı TARANCI 99 YAŞINDA....

GARİPLİK

Babam kırdı beni ilkönce babam
Dosttan gördüm kahrın daniskasını
Nankör çıktı iyilik ettiğim adam
Sevdiğim kız da savdı sırasını

Bendim hayal üstüne hayal kuran
Gözüm kapalı olduğu zamanlar
Benim başımı taştan taşa vuran
Sandığım gibi değilmiş insanlar

Garibim dünyada garip nafile
Gelse boynuma dolansa da bahar
Kendi hoş kendi masum sesinizle
Siz söyleyin garipliğimi kuşlar


Cahit Sıtkı Tarancı
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Ekim 03, 2009, 16:40:16
Alıntı yapılan: Simurg - Ekim 02, 2009, 20:08:08
cem müthiş + rep :aha
tsk. :)

Alıntı yapılan: yg1903 - Ekim 02, 2009, 20:01:56
Alıntı yapılan: cem_goren - Eylül 30, 2009, 15:56:21
kendı eserımı sızlerle paylasmak ıstıyorum :)

OSYM'ye hıtafen :)

9 ay boyunca bıze stres yasattın
Hayatımızı bır sınava bagladın
Sınavı yaptınız enınde sonunda
Bosta kaldık osym zıl takıp oyna  ;D

Mılyarlar uctu gıttı tum dershanelere
Elde var dusunce sıkıntı stres yıne
Dedınız seneye bır daha gırersınız
Gazı verdınız ama cebıde deldınız

5ekıme ek kontejan tarıhı verdın
Ulan sene bıttı az daha bekleseydın
Mıllet ekım dedımmı derslere baslıyor
Bız kayıt olana kada mezun oluyor

Her hafta bır deneme sınavı yaptınız
Yaptıgınız yetmedı evı aradınız
Cocugunuz calısmıyor dıye dert yandınız
Cem bunalıma gırdı farkındamısınız :ahaha

Şimdi bostayız yıne el elde bas basta
Ne olacak tasası var tum kafalarda
Seneye bır daha gır demesı kolay ama
Seneye sıstem degısıyor hersey muamma.....


+1


süpper olmuş :ahaha
tsk. :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ekim 05, 2009, 19:32:39

Ben bu gurbete ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

N.F.K
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Ekim 06, 2009, 17:15:32
BAHARIN İLK SABAHLARI

Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: 'Sıkıntılar duradursun!'
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Aralık 13, 2009, 23:32:55
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

ATAOL BEHRAMOGLU
(1977 Kuşatmada)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Aralık 16, 2009, 22:12:36
Alıntı yapılan: free10 - Aralık 13, 2009, 23:32:55
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

ATAOL BEHRAMOGLU
(1977 Kuşatmada)


Çok beğendim şiiri teşekkürler
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Aralık 19, 2009, 01:08:48
[IMG]http://img705.imageshack.us/img705/4760/dusunmek.jpg[/img] (http://img705.imageshack.us/i/dusunmek.jpg/)[IMG]http://img705.imageshack.us/img705/dusunmek.jpg/1/w640.png[/img] (http://g.imageshack.us/img705/dusunmek.jpg/1/)

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne


allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar


oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında


dünyayı çocuklara verelim


kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi

hiç değilse bir günlüğüne doysunlar


bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı


çocuklar dünyayı alacak elimizden


ölümsüz ağaçlar dikecekler...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Aralık 19, 2009, 09:43:36
güzel paylaşım + rep aslında bunu konu olarak açsana foruma :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Aralık 22, 2009, 20:25:48
Şiir değil ama en az onun kadar güzel bir yazı paylaşıyorum..... (alıntıdır)

ŞİİR NEDİR?

"Şiir depremdir, şiir ayaklanmadır, şiir başkaldırıdır. Şiir şimşektir, yıldırımdır, gök gürültüsüdür şiir. Şiir'i yani yıldırımı hiçbir siper-i saika durdurumaz. Şiir korkunçtur, güzeldir. Hiçbir kapı, hiçbir duvar önünde duramaz. Şiir yürür, ezer geçer.

Şiir her şeyden, herkesten daha güçlü yıldırıcıdır. Şiir sınır tanımaz, ne kral tanır, ne imparator. Şiir Cengiz Han'dan da, Sezar'dan da, Hitler'den de, Büyük İskender'den de büyüktür. Şiirin yürüdüğü yolun bitimi yoktur. Şiir sonsuzluğa gider, sonsuzluktan gelir.

Şiir hiçbir güce boyun eğmez. En güçlüden daha güçlü, en güzelden daha güzeldir. Eşsizdir, bir benzeri daha olmamıştır, olmayacaktır da.

Şiiri hiçbir güç tutsak edemez. Ne altın, ne elmas ne pırlanta şiirden değerli değildir ve olmamıştır olmayacaktır.

Şiir dilsizleri konuşturur, sağırların kulaklarını açar.

Şiir buluttur, yağmurdur, gökyüzüdür. Şiirin arkadaşları, dostları vardır. En yakın dostu bilimdir. Sonra musiki ve resim gelir. Şiirde müzik vardır, resim de, yontu da vardır. Mimar Sinan'la dosttur, Darwin'le, Einstein'la da.

Şiir gelecektir, umuttur, özlemdir, mutluluk ve güzelliktir.

Şiirden en zalim,en gaddar,en acımasız krallar, imparatorlar bile çekinir korkar. Şiir ölümü bilmez, şiir yaşamdır. Şiir muştu, sevinç ve mutluluktur. Şiir kötümserlik bilmez, tanımaz. İyimserdir, cömerttir ve gençtir, delikanlıdır. Yakışıklıdır şiir.

Şiir sonsuzluk gibi kokar. Gülden de, karanfillerden, zambaklardan da.

Şiir deniz gibidir. Nasıl denizi kimse anlatamazsa şiir de tıpkı öyledir. Homeros, Dante, William Shakespeare şiiri anlatmak için büyük çaba harcadılar; ama şiiri deniz gibi tam anlamıyla kimse, hiç kimse anlatamadı. Deniz gibi, o da yalnız kendi anlatır kendini.

Şiir sevgilidir, şiir yazandan iyi koca olmaz. İyi baba, iyi oğul, iyi kız da olmaz. Şiir yazan iyi arkadaş, iyi dost, iyi kardeş olur. 'Şiir sevgilidir.' dedik ve hep sevgili kalmıştır, kalacaktır.

Şiir ne tanker, ne şilep, ne gemidir. Şiir yelkenlidir. Şiir korsan yelkenlisidir. Hayduttur şiir.

Şiir aldatmaz, çalıp çırpmaz. Doğruluktur şiir. Emektir, alın teridir.

Şiir inatçıdır, hırçındır ve hep ama hep yürür gider. Şiir durmaz ve durdurulamaz. Şiire ne boyunduruk, ne tasma takılır. Şiire zincir vurulmaz. Şiire kelepçe takılmaz. Şiir özgürdür, özgürlüktür.

Şiir zalimlere, alçaklara, namussuzlara meydan okur. Onun gücü en güçlüye boyun eğdirir. Engel tanımaz. Engelleri yıkar, ezer geçer.

Şiir ölümsüzdür. Şiir olmasa sevdalılar söylenecek söz bulamaz sevdalılarına. Yani o zaman sevda da, aşk da olmaz. İnsanoğlu yok olur. Şiirdir insanoğlunu sürekli kılan. Anaların şefkati, babaların güveni, çocukların kıvancıdır.

Şiiri anlatmaya çalıştım, ama ne gezer. Önce söylediğim gibi şiiri, deniz gibi, kendi yalnız kendi anlatır. Yaşasın şiir.Yıkılsın diktatörler, krallar, asiller, varsıllar. Şiir zaten onları hep ama hep yıktı ve yıkacaktır.

Ne mutlu şiir yazan, şiir okuyan, şiir sevene.

Ötesi yok."

Arif Damar, 2006 Dünya Şiir Günü bülteninden...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Aralık 24, 2009, 18:06:24
ACIYAN YANIM YALNIZLIK..!

Biliyorum yorgunsun.
Acıyan yanım da yorgun.
Acıyan yanım kış.
Acıyan yanım hasret.
Acıyan yanım yalnızlık.
Acıyan yanım sensin.
Sen neredesin..?

Nerede üşüyor yüreğin.?
Saçlarıma dokunan ellerin
Boşlukları mı sarıyor.?
Biliyorum aramızda yatan
Uzaklığa gülümsüyorsun.
Acıya gülmektir bu.
Acıya gülmek bizim dilimizde
Sevdadan geçmektir ..

Biliyorum yorgunsun.!
Gidişler böyle yorgun mu bırakır insanı.?
Geride kalanı böyle yalnız mı.?
Hüzün kokuyor yalnızlığım.
Ağlayışlarımı yutkunuyorum
Hüzünlü bir melodinin geçiminde..!

YALNIZLIĞIM...
YANIMDA KİMSE OLMADAĞINDAN DEĞİL...
SEN OLMADIĞINDANDIR...!!!
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Aralık 24, 2009, 18:09:08
Seni elinden tutmuştum...yaz geçiyordu
Yaz geçiyordu, biz geçiyorduk
Yazı elinden tutmuştuk

Birazdan geleceksin, bakışacağız
Bakışacağız, hem var hem yok gibi
Hem var hem yok gibi öpüşeceğiz

Aramızda söylenmemiş sözlerin uzaklığı
Aramızda yaşanmamış şeylerin uzaklığı
Yakın ayrılıkların sezgisi tenimizde

Hayat geçiyor biz geçiyorduk
Bir denizin üzgün kıyısında
Güz bir hastalık gibi ilerliyordu

Olgun ışığıyla güz
Ve biz yaklaşan ayrılıkların önünde
Kış duygularına bürünmüşüz

Dışardan ağlayışı geliyor çocuğumuzun


Ataol Behramoğlu
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Aralık 24, 2009, 23:01:36
İyilik neye yarar,
Öldürülürse iyiler çarçabuk,
ya da iyilik görenler?

Özgürlük neye yarar,
yaşarsa bir arada
özgürlerle tutsaklar?

Akılsız olmak madem ekmek sağlar herkese,
akıl neye yarar?


İyi insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
iyilik beklenmesin!

Özgür insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
kavuşsun özgürlüğe herkes,
özgürlük sevgisi geçersiz olsun!

Akıllı insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
akılsızlık zararlı olsun!                         


Bertolt BRECHT (http://siir.gen.tr/siir/b/bertolt_brecht/index.html)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Ocak 01, 2010, 03:14:59
Umut ve yaşama aşkınızın sonsuz olacağı bir yeni yıl dilerim....

YAŞAMAYA DAİR

1

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi meselâ,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani, o derecede, öylesine ki,
meselâ, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut, kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel, en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak, yani ağır bastığından.

1947

YAŞAMAYA DAİR

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da yine sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki, hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla beraber yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgârıyla
yani, duvarın arkasındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerde olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

YAŞAMAYA DAİR

3

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani, bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hattâ bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...

Şubat 1948

Nazım Hikmet RAN...



Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Ocak 08, 2010, 02:03:00
Onun İçin
Aç Kaldım,Uyumadım,Üzüldüm...
Hastalandım ve Döğüştüm...
Ciğerlerime Doldurdum Duman...
Fakat Yediremedim Onur'uma...
En Güzel Duyguları Adadığım...
Ve Kavgada Büyüttüğüm Sevdamın
Kör karanlığa gömülmesini...
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Cem Goren - Ocak 26, 2010, 01:18:08
bı arkadasımın benım ıcın yazdıgı sıırı bırazcık duzeltıp sıze sunmakdan onur duyacagım :)

karakış dinlemez maça gitmeye kalkar
annesınden tırsar göt korkusuyla kaçaar
babadan izin alır kartalına uçaar
mac ıptalini duyunca küfürü basar

ebe oğlum o karda hiç mac olurmuymuuuuş
izin almadan o yola koyulurmuymuş
dersen banane gidicem o maça lan beeen
baban ceker geçmişinle bi güzel sünger :)

anne lafı dinlememk nedemek öğren
sana canım feda olsun kardeşim gören
o stadda bigün bende feneVe sövcem
KARDEŞİMSİN ÖLÜMÜNE ADAMSIN LAN CEeeeeM

kanka top sakal gidicek diyip durursun
ne bok yemeye hala iddaa tutuşursun
demedikmi sana o macta yenilicen
efkardan kendini otlara  vericen

acmış tusubasayı yanımda ızlıyor
dıyokı bu adam topa  ne vuruyor
dedim bu şuttan bide kartalına ceksin
o sutu cekerse ta fızana gıtsın :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: beckyZWICKY - Ocak 26, 2010, 01:45:35
Alıntı yapılan: Simurg - Aralık 24, 2009, 18:06:24
ACIYAN YANIM YALNIZLIK..!

Biliyorum yorgunsun.
Acıyan yanım da yorgun.
Acıyan yanım kış.
Acıyan yanım hasret.
Acıyan yanım yalnızlık.
Acıyan yanım sensin.
Sen neredesin..?

Nerede üşüyor yüreğin.?
Saçlarıma dokunan ellerin
Boşlukları mı sarıyor.?
Biliyorum aramızda yatan
Uzaklığa gülümsüyorsun.
Acıya gülmektir bu.
Acıya gülmek bizim dilimizde
Sevdadan geçmektir ..

Biliyorum yorgunsun.!
Gidişler böyle yorgun mu bırakır insanı.?
Geride kalanı böyle yalnız mı.?
Hüzün kokuyor yalnızlığım.
Ağlayışlarımı yutkunuyorum
Hüzünlü bir melodinin geçiminde..!

YALNIZLIĞIM...
YANIMDA KİMSE OLMADAĞINDAN DEĞİL...
SEN OLMADIĞINDANDIR...!!!


Harika.. Çok beğendim..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: beckyZWICKY - Ocak 26, 2010, 01:47:33
Alıntı yapılan: free10 - Aralık 19, 2009, 01:08:48
[IMG]http://img705.imageshack.us/img705/4760/dusunmek.jpg[/img] (http://img705.imageshack.us/i/dusunmek.jpg/)[IMG]http://img705.imageshack.us/img705/dusunmek.jpg/1/w640.png[/img] (http://g.imageshack.us/img705/dusunmek.jpg/1/)

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne


allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar


oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında


dünyayı çocuklara verelim


kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi

hiç değilse bir günlüğüne doysunlar


bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı


çocuklar dünyayı alacak elimizden


ölümsüz ağaçlar dikecekler...


Buda harika.. Paylaşım için çok teşekkür ederim..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: free10 - Ocak 26, 2010, 09:14:07
Şiir kısa ve özlü dizelerin olduğu, ancak çok büyük düşünce ve derinliği yansıtan büyük romanlar gibidir. Her aklımıza gelen sözcükler alt alta yazıldığında şiir olamazlar... Ancak çiziktirdiklerimiz olabilirler...şahsen ben paylaşımlardan büyük keyif alıyorum... ancak bu birbirimizin eksik ya da yanlışlarını görmezden geleceğimiz anlamını taşımamalı.

Ortak paylaşımda bu durum, gerçek şiir ve edebiyatseverler için çok önemlidir.

Lütfen bunu "Şairlere, Ustalara Saygı" çerçevesinde değerlendirelim.

Sevgi ve Saygılarımla

Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:46:03

Akşam erken çöker yalnızlığıma
Sokak sokak gezer ararım seni
Hasretin gönlümün yangınlarında
Alev alev yanar ararım seni

Gözyaşlarım kurur yanaklarımda
Hüzünlü bir ıslık dudaklarımda
Sigaram sabahlar parmaklarımda
Nefes nefes çeker ararım seni

Gölgen düşer sanki hep yollarıma
Adım adım yürür izlerim seni
Bir çılgın özleyiş girer kanıma
Yudum yudum içer ararım seni...

AHMET SELÇUK İLKAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:46:28
Son mektubun elimde
Bana veda etmişsin
Ayrılırken herkese
Her şey bitti demişsin

Duydum da inanmadım
Aşka gülüp geçmişsin
Benimkisi aşk değil
Bir oyundu demişsin

Zafer senin zaferin
Eser senin eserin
Sevin ey zalim sevin
Bak bir erkek ağlıyor

Geceden ta sabaha
Resmine baka baka
Hayatında ilk defa
Bak bir erkek ağlıyor

AHMET SELÇUK İLKAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:47:10
Öyle düşman gibi bakma yüzüme
Gözlerin kanıma girdi girecek
Sitemler yağdırıp gelme üstüme
Sözlerin kanıma girdi girecek

Adımın önünde adın yazılı
Resmimin yanında resmin basılı
Sabrım sabıkalı sevdam azılı
Hasretin kanıma girdi girecek

Hangi mahkum çekmiş böyle işkence
Asmalı mı dersin bu kalbi sence
Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
Sensizlik kanıma girdi girecek

Aldığım her nefes sana yazılı
Korkarım ki sensiz ömrüm sayılı
Yüreğim tutuklu gönlüm cezalı
Hasretin kanıma girdi girecek.

AHMET SELÇUK İLKAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:48:39
Yurdun neresiydi senin
Ey rüzgâra bürünen göçebe


Tükettin işte barındığın
Kırgın günleri de
Biriktirdin ve çürüdün
Eski taş oyuklarında
Çimlendi gizlediğin tohum


Islak bir çizgiydin
Kuşların geceye çizdiği
Acı sularında çığlıklar
Kırk yıl eğirdin ipliğini
Kırkıncı şiirinin


Önünde duruyor şimdi
Yangınlar atlası temmuz
Kül üreten kent günleri
Geçit vermeyen köprü
Çıkrıkta bekleyen iplik


Çıkıp gidecek gibisin
Kendine çizdiğin eğriden
Bursa günleri kentine
Şiiri ilk bulduğun
Su günlerine yeniden


Yeniden kuşatıyor seni
Korku ve kuşku günleri
İçindeki taş tanrı
Ağır basıyor yeniden
Uzun süren o yıkımlar yılı



Yurdun neresiydi senin
Ey rüzgâra bürünen göçebe

AHMET UYSAL
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: +18 ! - Ocak 28, 2010, 11:49:47
"Sabrım sabıkalı sevdam azılı
Hasretin kanıma girdi girecek"

Bu dizeleri sevdim :)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:50:19
Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında
Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi
Muzdaribim bu duvarın dış tarafında
Şefkatine inandığım biri var gibi

Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el
Kıpırdanmak istemiyor gözkapaklarım
Yan odadan bir ince ses diyor gibi "gel"
Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım

Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın
Kulaklarım komşuların ayak sesinde
Varsın gene bir yudum su veren olmasın
Başucumda biri bana "su yok" desin de

Kemalettin Kamu
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:51:03

Karlı fundalıklarda bırak, kalın uykuların sabahında
yaşamın saf değerlerini
çekil başkalarının aynalarından
omuzlarında ödünç pelerin
ceplerinde kurşun paralar
bütün bunlar sana göre değil
Eldivenlerini çıkar, kırağı uçuğu çiçeklere
denizmercanlarına, sefer ateşleri yakmış
balıkçı teknelerine bak
sonra kayatuzu, şeytankınası,
ucu ağulu kargılarla kendine başla
bak daha şimdiden
deliller ve ayrıntılarla kan tutuyor geceyi


eşik altına saklanan bir anahtar
kuyuların ıslak bilezikleri
düz, sakin, kendinle konuşur gibi dene
kanını yenileyen serüveni
kav gibi gizli ateş,
ten gibi lav
sorgusuz sevişsek
uykunun beyaz yasası teslim almadan bizi

ne duello kanunları, ne görünmez kelepçeler
tabiatı keşfeder
kutuplarından ekvatoruna
kendin indir doğal afetlerini
haritanı sağlamlaştır
anıların ve geleceğin için
iki kişi olana kadar yaz kendini
biri emekli bir hayalet
shakespeare sonesi
öteki, mahzun şiirlerin yedek yolcusu
bir kar prensi


Döndüğünde orada olacağım
Karlı fundalıklarda bekleyeceğım seni

MURATHAN MUNGAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ocak 28, 2010, 11:52:23
Sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk
Mutsuzluklar,bu karalar yaşamda yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.

Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar

İLHAN BERK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: CR7 - Şubat 04, 2010, 14:54:39
(http://photos-c.ak.fbcdn.net/photos-ak-sf2p/v200/190/35/10531874049/n10531874049_677105_3825.jpg)
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 07, 2010, 15:28:02
DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

CAHİT SITKI TARANCI
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 07, 2010, 15:28:26
Neden sonra farkına varıyorsun
Etrafındaki korkunç ıssızlığın.
Yâr olsun,dost olsun,ne arıyorsun,
adresi belli mi vefasızlığın?

Aşk,dostluk!.. Hepsi dökülür yapraklar!
Çıplak bir ağaç durgun suda aksin.
Yalnızlık dediğin hayatta başlar;
Kabir boyunca devam etmek için.

CAHİT SITKI TARANCI
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Mart 07, 2010, 15:28:43
Açınca baharın dişi güller
Bir başka rüzgar eser bahçelerde
Dinle çılgınca öten bülbülleri
Sorma niçin düştüğünü bu derde

De ki :Aşktır şadeden gönülleri
Perişan, berbat eden gönülleri
Aşk söyletir en yanık türküleri
Ay buluta girdiği gecelerde


CAHİT SITKI TARANCI
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Mart 18, 2010, 11:45:24

bırak dogmasın gunes bugun
yıldızlar parlasın butun gun
herseyi bosver
dusun sadece sen ve beni .. sadece sen ve beni
bir anlıkta olsa benim icin parlasın gozlerin
kalp atısların benim icin hızlansın
bırak lutfen karısma, silme goz yaslarımı
karısma ki gozlerimde ki yalnızlıgı alıp gotursunler
bizi rahatsız etmesinler..
ozledim diorsun ya saka gibi ben seni hic yasamamıs gibiyim
sanki sana hic sarılmamısım
bilyeleri çalınmıs cocuk gibi kalbimin en sag kosesine saklanmıs gulumserken  etrafa
simdi sen burdasın yanımdasın, bırak lutfen hersey dagınık kalsın
ellerini uzat sen sadece gozlerini kapat birde 
zamanı durduralım yarın hic olmasın
biz li bugunler biz li zmanlar yasansın
hayallerde gezelim seninle               
saatlerce gulelim sonra ansızın akan goz yaslarımızı silelim
ozlemin ne demek oldugunu unutalım
yarınları degil bugunleri yasıyalım ...dunu degil anı anlatalım ...
kanatlanıp ucalım gidelim bilinmeyen diyarlara
sarılalım birbirimize o kadar sıkı sarılalım ki..
bir nefes olalim...bir vucut olalım..tamam sustum..
ama bırak lutfen ugrasma benimle sadece sarıl sanki hic gitmemis gibi hep burdaymıs gibi hic gitmiyecek gibi sadece sarıl..
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 02, 2010, 15:39:58
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 02, 2010, 15:42:36

FOTOĞRAF

Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk

Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş

Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel

Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel


Cemal Süreya.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 02, 2010, 15:44:12
 JİLET YİYEN KIZ 



o kızı nerede nasıl görsem

aklımı başımdan alır ağzı

saçları şıra köpüğü desem

kaşları bıçak izi kırmızı



yakut pulları mı? bu ne görkem

kanlı gözbebeklerindeki yazı

beni nasıl büyüledi bilmem

kirpikleri örümcek kırmızı



kızıl demirden bir ünlem

salınması yangın yalnızı

korkmasam öpmeye eğilsem

dişleri elektrik kırmızı



çarpılmışım başım sersem

sevdim jilet yiyen kızı

göğsündeki kumrulara değsem

gagaları zehirli kırmızı



gece gündüz tek düşüncem

kasıklarımdaki ince sızı

artık kimseyle sevişemem

anladım sevişmek kırmızı



jilet yiyen kız merih'li gecem

birlikte bulacağız belâmızı

sonumuz kuşkusuz cehennem

kırmızı kırmızı kırmızı
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 02, 2010, 15:48:46

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 02, 2010, 15:50:31

sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
kurşun kubbeleri buğulu minareleri ıslak
soğuk bir trenden inmiştiniz / yalnızdınız

bilmem kaçıncı defadır / yine yanılmıştınız

hiç uyumamıştınız / gözleriniz yanıyordu
yolculuk sanki bitmemişti / birdenbire
kendinizi vagonda unuttuğunuzu sandınız
sanki katar soluk soluğa tırmanıyordu
dumanlı rampaları / bir kılıç gibi çıplak
tiz çığlıklarıyla aydınlığı doğrayarak

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

jilet mavisi bir kadın elinde purosu
değdiği yer açılıyor çok fena keskin
kim olduğunu bilen yok / işin doğrusu
yüzünü kaybetmiş aynalarda arıyordu
amerikan bara tünemiş sek vodka içiyor
geçmişinden rusça bir şarkı arayarak
sarhoş olmamak en büyük korkusu

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

elbet en kötüsü sokaklarda tutuklanmak
hani bir kere iki yanınızda iki sivil polis
beyoğlu'ndan çekilip nasıl koparılmıştınız
nabız gibi vuran o kötü ve karanlık his
yakanızı hala bırakmadı asla bırakmayacak

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 02, 2010, 15:52:53
sayende sayeban olduk İstanbul şehri
sayende sebil olduk aç kaldık sefil olduk
yıldızlar dem çekti güvercinler gibi başucumuzda
ve yaktı perişan eyledi sine-i sad-paremizi
saplanıp hançer misali bir hilal
sokaklar serseri biz serseri
yüksekkaldırım�a
bir cezayir şarkısını dile getirdi plaklar
cadde-i kebir: bütün ışıklarını yakmış bir gemidir
sinemalar nerdeyse boşalacaklar

vay anam vay
sen ne dersin İstanbul
sen garip bir şair olsan söyle ne halt edersin
kimin gücü yeterse kahretsin pazarlığı
sefalet akıyor gürül gürül sokaklardan
yol üstünde bir şehvet çarşısı tıklım tıklım
yol üstünde sevda pazarlığı aşk pazarlığı
kurtulmadık gitti bu denlü kepaze hayattan
hep böyle gecelerin koynunda yaşadık
geceler serseri biz serseri
karakoldaki aynada safran gibi kirli yüzümüz
gözlerimiz hasta gözleri ellerimiz hasta elleri
kırılmış kavala dönmüşüz

sen söyle serseriler kıralı İstanbul
sen söyle iki gözüm
hangi merhem çaredir şu bizim yaramıza
yel üfürdü su götürdü gençliğimizi
elimiz boşa geldi meydanlarda kaldık
meydanlar serseri biz serseri
sağımız sefalet solumuz ölüm
işte geldik gidiyoruz
kahrolasın
kahrolasın İstanbul şehri

ATTİLA İLHAN
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Nisan 09, 2010, 21:38:20
Aynı kalsın her şey
Yosun tutmuş taşlar misali
Tozlu sayfalarda bıraktım sana gelen yanımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü kaybetmiştin sokağında ben yarınımı..

Hayatın nihavent makamında
İncesaz kıvamında söylenirken şarkılar
Sanki borçlanmış gibi
Hesabı gözyaşıyla ödedik durduk
Güneş hep şu dağın ardında saklıydı
İnadına akşam vakti sevdik maviyi
Bulutu özlemek serbest
Uzanıp yıldız koparmak yasaklıydı...

Sürgün izler bıraktım yollara
Hiç kimse bulamadı gölgemi
Özlemek zamanında yorgun gövdemi
Usulca sararken tenin
Kokumuz sinerdi yastığa hani
Dalıp gittikçe gözlerin...
Saat başları hep yüreğimizden vurdu
Alıp şehri koynumuza yattık
Korkardık bir anı eksik yaşamaktan
Biz yorulurduk...Şehir uyurdu.....

Zordu sevmek biliyorduk
Kavgasız olmazdı emek
Emeksiz yaşanmazdı sevda
Bir yanı hep dağ yangınıydı insan
Bir yanı yağmur kokusu üşümek...

Uzamış sakalıma değerdi omzun
Kirli düşlerimi süpürürdün aklımdan
Yaramı sararken acıtmazdı ellerin
Eğilip öperdim bahar kokulu avuçlarından
Sevemedik bir türlü sabahın olmasını
Sevemedik bu şehrin uykudan uyanmasını
Her gidişte bıçak gibi sırtıma saplanırdı gözlerin...

Sevdik işte
Utandık ismine aşk demekten

Ucuz insan pazarıydı sokaklar
Satılıktı değersizdi duygular
Yüreksiz iklimler mevsiminde
Korktuk belki de
Kendimize bile söylemekten...


Hiçbir şey alma giderken
Bırak aynı kalsın her şey...

Arama emirlerinde geçen ismim
Pencerende dursun

Terinde kalsın
Suç unsuru taşıyan parmak izlerim

Bir tebessüm yolla bana deniz bakışlı
Sevdam kıyına vursun...

Tozlu sayfalarda bıraktım ten yangınımı

Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü sormuştun bana ben yarınımı......
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 22, 2010, 18:01:34
:))
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: burkayersoy - Nisan 22, 2010, 18:01:51
ANLAR

Eğer yeniden hayata başlayabilseydim,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
İlkinde olmadığım kadar neşeli olurdum,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik asla sorun bile olmazdı.
Daha fazla risk alırdım hayatta.
Daha fazla Seyahat ederdim,.
Daha çok güneş doğuşunu izler,
Daha çok dağa tırmanır,
Daha çok nehirde yüzerdim.
Daha çok görmediğim yere giderdim.
Daha az bezelye ve doyasıya dondurma yerdim,
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Elbette mutlu anlarım oldu ama,
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem.
Hayat budur zaten:
Anlar, sadece anlar.
Siz de anı yaşayın.
Her yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
Gitmeyen insanlardandım ben.
Eğer hayata yeniden başlayabilseydim,
Yanımda hiç bir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atar.
Ve sonbahar bitene kadar çıplak ayaklarla yürürdüm.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
Ölüyorum....

Jorge Luis Borges, Çeviri: Can Akın
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:47:18
başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..


CY
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:48:09
Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu
Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde
Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi
Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim
Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi
Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç
Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış
Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık
Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu
Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri
Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler
Uyuklar gibi üstünde mermer masaların
Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış
Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında
Öbür tahtalara öbür insanlara doğru
Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum
Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu
Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık
Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick
Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan
çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu
Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri
Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde
Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu
Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde.



CY
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:50:26
Akşamı getiren sesleri dinle
Dinle de gönlümü alıver gitsin
Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin

Güneşle köye in, beni bırak da
Küçüle, küçüle kaybol ırakta
Şu yolu dönerken arkana bak da
Köşede bir lahza kalıver gitsin

Ümidim yılların seline düştü
Saçının en titrek teline düştü
Kuru yaprak gibi eline düştü
İstersen rüzgara salıver gitsin

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:51:04
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:51:38
Sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk
Mutsuzluklar,bu karalar yaşamda yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.

Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar

İLHAN BERK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:52:09
Ben senin krallığın ülkene yetiştim
Kaldım gölge tanımayan güzelliğinle.
Her sabah büyüten denizimizi böyle
Gülüşlerindi o ülkede bilmez miyim.
Sen o çıktığım sularsın,zencim benim.
Denize bakan evler gibiydim seninle.
Dur, geliyorum ellerin ne güzel öyle.
Beni şey et gülüşlerini bekleyeyim.

Sen gittiğim o ülkesin varılmıyorsun
Vurmuş sonrasız nasıl en güzel sulara
Güzelliğin balıkları gibi İstanbulun.

Şimdi her yerde ne güzeldiniz o kalmış
Yankımış denizlere öbür kadınlara
Dünyada sizinle İstanbul olmak varmış..

İLHAN BERK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Haziran 05, 2010, 22:53:40
Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar ,aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala,
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp beni,genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin.

SHAKESPEARE
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: ilhan mansız_melis - Haziran 30, 2010, 15:41:50
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia

                      Özdemir Asaf

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Geçsin günler, haftalar,
Aylar, mevsimler, yıllar...
Zaman sanki bir rüzgâr
Ve bir su gibi aksın...
Sen gözlerimde bir renk
Kulaklarımda bir ses
Ve içimde bir nefes
Olarak kalacaksın...

                       Enis Behiç Koryürek

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bir gün, bir an-bir günün bir anında
Seni sevecek kadar-sana seni anlatsam

Başımdaysam sonunda-sonundaysam başında
Yürüyor yenilenen, yorulmayan bir anlam.

Sözcüklerin içinde-sözcüklerin dışında,
Düşünlerinde eksik, yaşamlarında tamam.

Sen de anlamalısın gidiyorken yanında,
Başına vura-vura ben sana anlatamam.

Üşünen gecelerin sıcak karanlığında
İki'den bir'i, bir'den iki'yi çıkaramam.
   
                                   Özdemir Asaf

gözlerin en bakışında
bir en deniz,
ve denizin en gözünde
bir bakış, o sensin deniz..

o bakışa ben baktım
deniz bakışındaydı, bıktım
bakışındaydı gözleri,
gözlerindeydi deniz...

                                 Özdemir Asaf

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

MATEMATİK

Bir sınıfta tam kırk çocuk dizili;

Bir kara tahta(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) üstünde bir üçgen;

Bir koca daire(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) sağır(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) çekingen;

Merkezi güm güm eder davul gibi.



Dilsiz(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) vatansız harfler küme küme(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif)

Bekleşir dururlar(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) azap içinde.



Bir yağmurun yan kenarı tamtakır(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif)

Bir ses yükselir yükselir(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) alçalır.

Azgın bir problem tutar yolunu(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif)

Döner döner ısırır kuyruğunu.



Bir açının çeneleri gerilir;

Kurt mudur(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) köpek mi(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) neyin nesidir?



Ne kadar rakam varsa yeryüzünde

Üşüşmüş(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) karınca gibi(http://www.gencmekan.com/images/smilies/gencmekan.gif) tahtaya;

Koşarlar bir yuvadan bir yuvaya;

Fal taşınla dönmüş gözler önünde.



Jules SUPERVIELLE

Çeviren: Sabahattin EYUPOĞLU
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Ağustos 24, 2010, 13:03:30
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece

Behçet necatigil
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Temmuz 21, 2011, 21:49:04
 
(http://www.nazimhikmet.info/images/siirust.jpg)

SEVGİLİM

  Sevgilim,
başlar önde, gözler alabildiğine açık,
yanan şehirlerin kızıltısı,
                            çiğnenen ekinler
                            ve bitmez tükenmez ayak sesleri :
                                                                                 gidiliyor.
Ve insanlar katlediliyor :
                                        ağaçlardan ve danalardan
                                                                            daha rahat
                                                                            daha kolay
                                                                            daha çok.
Sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katliâmda
hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu,
fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden
güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan
gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman...
   

  Nazım Hikmet Ran
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: NoPasaran - Aralık 03, 2011, 00:26:18
RAKI GİBİ OLMALI KADIN*
Rakı gibi olmalı kadın;
Biraz sert, biraz sulu, kıvamında süt renginde
Yavaş içilmeli, içildikçe hissedilmeli.
Hoş sohbet olmalı ki; meze kıvamında
Damakta hoş bir tat bırakmalı.
Ayrılmaya korkmalı ama;
Ayrılığıda sırf onu özlemeyi yaşamak için
Sabırsızlıkla beklemeli.
Ayıldığını sandığın anda, baş ağrına,
İlaç olmayı bilmeli.
Sarhoşluğu hiç geçmemeli...
Aslan gibi erkeğin, asla sütü gibi kadını olmalı.

;D
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Simurg - Kasım 27, 2012, 14:54:04
BİR İŞ VAR

Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bir iş var bu işin içinde…

Orhan Veli KANIK
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: El Colgado - Kasım 27, 2012, 16:09:16
Orhan Veli, adamım.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Ersin Develi - Mart 12, 2014, 17:01:17
...
Şimdiye kadar söylediklerimin hepsini bir kenara bırak.
Yoksun ve yokluğun üzerine söylenmiş anlamsız sözlerdi hepsi.
Sen; sadece bana, beni bırakıp nasıl gidebildiğini anlat.
Mümkünse benim anlayabileceğim kadar kestirme olsun tüm söyleyeceklerin.
En iyisi bunların hepsinden de vazgeç.
Sadece bana, ne zaman döneceğini anlat.
Ya da al yastığımdan kokunu, gittiğine beni ikna et
İrfan Gürkan Çelebi
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: RCA - Mart 12, 2014, 17:12:12
ersin bu müthişmiş gercekten.
Başlık: Ynt: Şiirlerimiz
Gönderen: Ersin Develi - Mart 12, 2014, 17:18:19
Evet Resul çok hoşuma gitti bu şiir devamı da var.
Hatta bu adamın kitabını da okudum,bence en başarılı şiiri bu

http://www.antoloji.com/al-yastigimdan-kokunu-siiri/ (http://www.antoloji.com/al-yastigimdan-kokunu-siiri/)