Ergin Ataman: Hedef Eurochallenge

[saldır beşiktaş]

 KEMAL ILIKKAN

Beşiktaş basketbolda Türkiye'ye -o zamanki adıyla- Efes Pilsen'den sonra ikinci kez Avrupa kupası kazandırmak üzere kolları sıvadı. 1996'da Aydın Örs'ün birinci yardımcısı olan Ergin Ataman, bu kez baş antrenör olarak benzer bir başarıya imza atmak niyetinde. EuroChallenge'da Final-Four'a kalma başarısı gösteren Ergin Ataman'ın Beşiktaş'ı, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenecek dörtlü final organizasyonunda Szolnoki Olaj ile karşılacak. Siyah-beyazlılar Macaristan temsilcisini geçerse Elan Chalon (Fransa) - Triumph Lyubertsy (Rusya) eşleşmesinin galibiyle 29 Nisan'da final oynayacak. Sezon başından beri hem gösterdiği performansla hem de takıma gelen giden oyuncularla büyük ilgi çeken Beşiktaş'ı, Ergin Ataman ile konuştuk. İşte öne çıkan cümleler...
“DERON WİLLİAMS KARARI DOĞRUYDU”
»Bizim en önemli handikapımız takımı geç kurmamızdı. Çünkü yaz döneminde kulübün basketbol şubesi yönetiminde bir takım zafiyetler vardı. Sponsor belli değildi, bütçe oluşturulamamıştı ve birtakım arayışlar sürüyordu. Rakiplerimiz ise yeni sezon planlarını çoktan yapmıştı. Geç de olsa takıma iyi bir sponsor bulundu ve işe koyulduk.

»Ardından, Deron Williams'ı kadroya katma şansımız doğdu. Üzerine gittik ve önemli bir transfer başarısı sağladık. Belki bir riskti ama o riski almanın doğru bir karar olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor. Beşiktaş'ın basketbol şubesi tarihinde görmediği heyecanı tadarken aynı zamanda dünya çapında bir ilgiyle de karşılaştı. Williams transferi sayesinde taraftar tekrar salona gelmeye başladı. Sinan Erdem'de 14 bin kişiye oynar olduk. Camia açısından çok çok önemli bir adımdı. Bugün aynı şartlarda olsak yine Deron Williams'ı transfer ederdim.

»NBA'deki lokavt ortadan kalkınca Deron'a ve Semih Erden’e veda edip, yerlerini doldurabilmek için arayışa girdik. Pops Mensah-Bonsu ve Carlos Arroyo transferlerinin ne denli isabetli olduğu görülüyor. Yani, lokavtın bitmesi bizi çok etkilemedi ama bu kez de sakatlıklar devreye girdi. Yoğun maç programı yüzünden eldeki oyuncular da limitleri zorlamak durumunda kalınca sakatlıklar peş peşe yaşandı. Bu süreçte bile önemli maçları kazanmayı başardık. Görevi kime verdiysek harfiyen yerine getirdi. Türkiye Kupası başarısı böyle bir dönemde gelmişti örneğin.
ADIM ADIM EUROLEAGUE
»Beşiktaş'ın Euroleague'de oynamasını çok istiyorum. Ancak şu an için A lisansı ile katılmamız söz konusu değil. Bu sene lig şampiyonluğunu hedefliyoruz. Ligde final oynadığımız takdirde ön eleme oynama hakkımız var. Yani, geçen sezon Galatasaray'ın izlediği yoldan gidebiliriz. Ya da  önümüzdeki sezon EuroCup'ı kazanıp bu yıl Unics Kazan örneğinde olduğu  gibi B lisansı ile bir sonraki sezon Euroleague oynayabiliriz. A lisansı  almak için ise önümüzde daha epey yol var. Adım adım ilerleyip Beşiktaş'ı o seviyelere taşımak için uğraşıyoruz.
»Ancak önümüzdeki yaz kulübün Milangaz ile olan anlaşması bitiyor. Devam edilip edilemeyeceği henüz belli değil. Yazın kulüp önemli bir yol ayrımına girecek. Ya eski Beşiktaş’a geri dönülecek ya da hedeflerimizi bir bir gerçekleştirebileceğimiz güçlü Beşiktaş olma konusunda yol alınacak. Beşiktaşlıları kritik günler bekliyor. Rakiplerimizdeki gibi güçlü ve uzun vadeli sponsor desteğimiz olmadığından mücadele şartlarımızı da halihazırda eşit değil.

»EuroChallenge'da favori olarak gösterildiğimiz doğrudur. Oyuncularımız da bunun bilincinde ve şampiyonluk için oldukça istekliler. Carlos Arroyo sakatlıktan döndü, Marcelius Kemp uzun bir sakatlık sürecinin ardından eski formunu yakaladı, Serhat Çetin'de Final-Four'da hazır olacak. Budapeşte'de sezon boyunca yaşadığımız sıkıntıları yaşamazsak Türkiye'ye Koraç Kupası'nda sonraki ikinci zaferi tattırmaya yakınız. Türkiye Kupası'nı zaten aldık. Ligde ise final oynamaya aday 5 takımdan biriyiz. Bunu başaracak güce de sahibiz.

‘Günde üç idman olayında biz de haklıydık’

»Sezon başında Serhat (Çetin), Bekir (Yarangüme) ve Cüneyt (Erden) ile sıkıntı yaşadığımız doğrudur. O olay şöyle cereyan etti; ben geçen sezonun ortasında bu takımı aldığımda 3 oyuncunun da sözleşmesi sürüyordu. Yönetim yeni sezon için benden rapor istedi ve ben de takımımda bu 3 oyuncuyu düşünmediğimi ilettim. Sözleşmelerinde yazan rakamlar da oldukça yüksekti. Serhat'a takımdan ayrılmamasını, daha düşük bir yeni sözleşmeyi kabul edip takımda kendini kanıtlamasını söyledim, kabul etti. Bekir ile karşılıklı fesh ettik. Cüneyt ise "2 yıllık sözleşmem var paramı alırım" diye ısrar edip kulübü zora sokunca, kulüp de kendi menfaatini düşünerek hareket etti. Oyuncu bize "fair" davranmadığında bizim de "unfair" davranmamız gerekti. O olay bundan ibarettir.