Ana Menü

YETER AMA... SCHUSTER!

Başlatan Ersin Develi, Kasım 04, 2010, 11:45:45

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ersin Develi

Bu sezon başında, içimizde bayram sevinci gibi coşan, çiçekler açtıran, kuşlar uçuran, bizi rahatlatan, ortak duygumuz "umuttu". Büyük Beşiktaş camiasının, büyük umutla, giriş yaptığı yeni dönem, aynı güzellikle devam etmedi.

Çeşitli talihsizlikler ve kasti faullerle sakatlanan önemli oyuncularından eksik takım, tam anlamıyla bir araya gelip oynayamadı. Üç kulvarda mücadele eden Beşiktaş'ın, bu sıkıntılı dönemden geçerken istenilen neticeyi skora yansıtamaması, özellikle bazı yorumcuların ve basının gözlerini Schuster'in üzerine çevirmesine neden oldu. Sivri dili ve zekâsıyla medyanın tuzağına düşmeyen Alman hocanın ağzından çıkan her söz ya da davranış gazetelere konu olacak nitelikteydi...

Schuster, söyledikleri ve yaptıklarıyla tepki puanı almakta gecikmedi. Hayatının hiçbir döneminde, anlaşılmak ya da hesap vermek gibi bir derdi olmayan hoca, sorulan soruların samimiyetsizliğine, hafif espirili göndermeyle karşılık verince herkes kılıcını çekti.

"Ne oluyor? Schuster bizle alay mı ediyor? "sorusuyla birlikte, savaş başladı...

Artık, bütün gazetelerin spor sayfasının başköşesinde Beşiktaş'ın teknik direktörü vardı. Yazmayan köşe yazarı kalmamıştı. Herkes Schuster'e karşı...

Şampiyon olduğumuz gün bile, BEŞİKTAŞ'a yeteri kadar yer ayırmayan medya "Schuster'in marifetleri" dizisini çok tutmuş olacak ki, her gün yeni bir olay bulup seriye devam ediyor ve hocamızı üst sıradan indirmiyor.

Helal olsun hocam devam et, biz yüz yıldır yapamadık sen birkaç ayda BEŞİKTAŞ'I manşet yaptın...

Schuster'in kişiliğine kimliğine, yaptıklarına yapacaklarına niye bu kadar taktılar?

Anlaşılamayan ya da farkına varamadıkları şey neydi acaba?

Çok mu cesur buluyorlar?

Yoksa yaptıklarını delilik olarak mı adlandırıyorlar?

Yeni Beşiktaş onları çok mu korkutmuştu?

Bütün bu olanları tehlikeli mi buluyorlar?

Bulunduğu yerin güveni içinde yaşamayı seçenler korkaktır. Atacağı adımın nereye varacağını bilmeyenler ise cesurdur.

Elbette cesaret korkusuzluk demek değildir...

Cesaret korkuya rağmen risk alarak ilerlemektir, tehlikeyi göğüslemektir.

Biz Beşiktaşlılar, Schuster'e güveniyoruz...

İçimizde bizi başarıya taşıyacağına dair kuvveli bir inanç var.

Biliyoruz, hayat tehlikelerle yaşanır, bunun başka bir yolu yoktur.

Elbette bizi diğerlerinden ayıran Siyah ve Beyazın zıtlığıdır.

Hayat-yaşam ikilemini özümsememizi sağlayan, cesaretimizi ve ruhumuzu zenginleştiren, camiamızı kudretli kılan, en büyük özelliğimiz varoluş nedenimiz formamızda, armamızda olan mevcut renklerimizdir...

Doğamızda var olan Kartal'ın, özgür, cesur ve maceraperest varlığı asla pişmanlık duymaz.

Biz korkmuyoruz... Schusterle birlikte yürüdüğümüz yoldan dönmüyoruz.

Şimdi, tüm Beşiktaş yazarlarına sesleniyorum!

İster Schuster'i beğenin, ister beğenmeyin.

Ama sahip çıkın.

Çünkü "O" Beşiktaş'ın hocası...

Lütfen daha fazla hırpalanmasına, yıpratılmasına izin vermeyin...

Üstüne oyunlar oynanmasına müsaade etmeyin...

Merak ediyorum,

Günlerdir sistemli olarak Beşiktaş'ın teknik direktörüne yapılan bu saldırılara

niye sessiniz çıkmıyor?

Yeter ama... Yeter, yeter...

Schuster'in yakasından düşün... Başlıklı yazılar yazın, konuşun...

Niye günlerdir Beşiktaş konu yapılıyor?

Niye hiç biriniz yazdığınız gazetelerden buna dur diyemiyorsunuz?

Yeter ama...

Beşiktaşlı olan ya da olmayan tüm medya mensupları...

Tehlikeyi seviyorsanız, buyurun Beşiktaş maçına bekleriz...

Cesaret, tehlikeyle birlikte yaşamanın coşkulu dünyasıdır...

Herkese lazım, az da olsa Schuster'deki cesaret...

Çünkü.

Kabuğunla uçamazsın...

Kırmak için bile cesaret lazım...

- ITIR ESEN - HABER1903

Ersin Develi

SCHUSTER DEL BOSQUE OLMAMALI   

Sistemsiz bir Beşiktaş'a bildiğinden geri adım atmadan sistem koyarak, daha fazlasını yapmak isteyen iki adam geldi yakın tarihimizde. Biri Del Bosque, diğeri de Schuster. Ama günlük başarılar, bana şampiyonluk lazım bu sene lazım ısrarı bizi Del Bosque'den etmedi, on milyonlarca dolarlara, avrolara, hatalara ve bir sürü sene şampiyonluklardan etti.

Şimdi de aynı terane başladı. Özellikle spor medyası yayın organlarından olmayan bazı maksatlı günlük yayın organları hem de ana sayfalarından yine "maksatlıca" Schuster'e el birliğiyle saldıracak yayınlar yaptılar.

Beşiktaş'ın Schsuter sıkıntısından çok, ciddi biçimde takımdaki sağlık yönetiminde sorunları bulunmaktadır. Bu takım özellikle son üç yıldır artan oranda kolay sakatlanma ve uzun sakatlık dönemi sorununu çözememiştir. Rakiplerimizde aşağı yukarı aynı maç sayısında aynı sertlikte bir sezonda oynarken onlarda bu işler  neredeyse münferit örneklerdeyken biz de neden böyledir, asıl çözülmesi gereken işin bu tarafıdır. Çünkü elinizdeki silahlar susukunsa general çatapat tabancasıyla öldürücü darbeli savaş yapamaz.

Schuster tüm bu zorluklara rağmen PAF takımından A takıma katmaya çalıştığı  özgüveni yüksek oyuncularla hem daha genç yeni bir takımın mesajını verirken, hem de kadro genişliğini daha da genişleterek önlem almaya da çalışıyor.

Beşiktaş'ın hem futbol'da hem yönetim kademesinde sorunu sistemsizlik. Günü birlik çözümlerle sorunu çözüyormuş gibi görünse de sorun derinleşmekte. Bu iş en azından futbol takımı tarafında Schuster'in inatla ve ödün vermeden, belki sancılı bir başlangıç olsa da bir sisteme oturmakta. Gordon Milne'den bu yana kısa bir Del Bosque devrinden sonra Beşiktaş her maçında "futbol oynuyor". Gol yollarında yalnız
kalan bir Bobo'nun yanına belki eski günlerindeki Fatih Tekke gibi yırtıcı bir golcü ve sivok gibi çabuk bir savunmacı ile bu iş çok zor değil.

Sakatlık sorunlarının içinden çıkılmaz hali artık çözülsün. Sağlık yönetimi sakatlık çıkarmaya devam etmesin. Yoksa Del Bosque sonrası Rıza macerası gibi, başımıza gelecek sonuç; Yılmaz Vural'ı getir , Schuster'i gönder, sonra bize yine esmer günler...

- FUAT ÇİMEN - HABER1903

Ersin Develi

HAYIR VURMAYIN ARTIK KAHPEYE!

   "Barış, risk alan liderlerle gelir" demiş Britanya'da silahları susturan Gerry Adams...

O...Bu...Şu...Her neyse... Bir sıkıntı olduğu görülebiliyor. Dikkat ediyorum da çözüme ulaşamayan, bekleyen bir yığın sorun var. Herbiri için araştırma komisyonu kurulsa ortalık komisyondan geçilmez herhalde.

Bu bulanıklık içinde şunu net görebiliyorum. Daha doğrusu kendisini gösterebiliyor. Ruhu, ruhumuza uygun...Kızınca kızdığını gösteren...Bazen içten, son zamanlarda aleni...

En azından ikircikli değil, net, dediğim dedik... Açıkcası canlı bomba, hani son zamanlarda moda...

Biz gücüne güç katmaya geldik dedikçe, onun gücüne gittiğini elindeki su şişesini fırlatmasından belli...

Yabancı... Ama futbola değil galiba futbolcusuna... Şimdilik...

Eşitlikçi... Gençlere güvenen...En azından ne istediğini bilen...

İşte o yüzden de 12. adama her zaman GÜVEN VEREN...

Bizler sanırım DEFANS'a önem verdiğimizde, O inadına HÜCUM diyen... Bizim gibi alayına İsyan İnadına Beşiktaş... Kısaca bakışımız aynı pencerelerimiz farklı...

Bana böyle bir yazı yazmamı sağlayan, daha doğrusu birde böyle düşünmem gerektiğini gösteren Banu Yelkovan'a çok teşekkür ediyorum. Haklısın. Her şeyin ama her şeyin dönüp dolaşıp bu ülke de top oynamayı, ya da antrenörlük yapmayı kabul etmiş yabancıların başına patlaması biraz ayıp olmuyor mu? Galiba oluyor...

Bugün içimden garip bir ses Beşiktaş'ın Porto'yu Porto'da yeneceğini söylüyor. İçimden gelen bu garip ses beni yanıltmaz Beşiktaş'ım galip gelirse, barış'da risk alan liderimizle gelmiş olacaktır. Eminim ki sis perdesi dağılıp hep bir ağızdan cumartesi günü akatlar'da Oleyyy... Oleyyy Allen Iverson "Beşiktaş'ın çocugu Allen Iverson" diyeceğiz. Sonrasında da üçlü çekip dağılırken BERND SCHUSTER'i de unutmayacağız...

Pazartesi günü Yılmaz hocam takla için tribüne çağrılmadan önce BERND SCHUSTER sesleri duyulacak...Yılmaz hocam'da inadına neden milli takımın başında bizler yokuz derken de SCHUSTER bu haftayı kazasız attlatık sistem yavaş yavaş oturuyor diyecek. Ve Yılmaz hocamın sevdası başka bahara kalacak...

Peki ona da ayıp olmayacak mı sevgili Banu?

- ÖZGÜR ÖZGÜLGÜN - HABER1903

CR7

bu Özgür Özgülgün ne demek istemiş? Banu K. Yelkovan'ın böyle Schuster'i vs. eleştirenleri eleştirmek için yazdığı yazıyı anlamamış mı?
böyle gerzek adamların köşe yazarı olmasını sindiremiyorum.
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

Ersin Develi

Yalayın bakalım!

Avuçlarını keyifle okşayanlar,
Avucunuzu yalattı Beşiktaş size.
Öyle bir kampanya başlattılar ki;
Cumhuriyet tarihinde böylesi görülmedi.
Avuçlarını yağlamışlar bekliyorlar,
Her puan kaybı sonra sonrası,
Saldırıyorlar Kartalıma,
Ama nafile.
Bu gece olduğu gibi avucunuzu yalayacaksınız,
Taktılar Schuster'e,
Her dediğinden, her yaptığından bir şey çıkartıp,
Saldırıyorlar da, saldırıyorlar,
Ama nafile kardeşim.
Yemezler,
Siz ne yaparsanız yapın,
Biz sonuna kadar "İnadına Schuster" diyeceğiz.
Neydi bu futbol cahillerinin son bombası?
Yok, efendim koskoca takım bir adama bu kadar mı bağlı olurmuş...
Q7 yoksa Beşiktaş'da yokmuş...
Schuster zaten sıfırmış...
Her şeyi Q7 yapıyormuş...
O gitmiş iş bitmiş...
Evet, doğru Q7 gitti, Beşiktaş sallandı,
Ama arkadaşım futbol aynen bu işte.

Söyleyin bakim bana kim şu an dünyanın futbol devi?
Barcelona mı diyeceksiniz?
Harika takım değil mi?
Hani takım gibi takım gibi değil mi?
Puyol, Alves, Iniesta, Xavi, Villa ve Messi...
Vay be ne takımmış.
Peki, çıkarın bakalım o takımdan Messi'yi,
Ama öyle bir iki maç değil,
7-8 maç olmasın Messi.
Şampiyonlar ligindeki 9 golun 5'i gitti,
Lige dönelim orda da 19 golun 7'si gitti,
Bunlar sadece attıkları, attırdıklarını saymıyorum bile.
Ne kaldı size, ligde 11., şampiyonlar liginde 3.
Oluverdi mi dünya harikası Barca.
Biliyorum futbol bu kadar basit matematik değil,
Ama futbol da takımları yıldızlar taşır,
Değil Beşiktaş, Barca bile dağılırdı bu kadar.
Ne Xavi kalırdı ne de Iniesta...

Beşiktaş'ım da salladı,
O sallanırken, ondan korkanlar.
Biraz daha salladı Beşiktaş'ımı.
Yıkmak istediler,
Ama taraftar "DUR" dedi.
Hani şu sadece kuru gürültü denilen taraftar,
O kuru gürültü dedikleriz var ya,
Her birinizden daha iyi anlıyorlar futbolu.
Salt destek için yapmadılar bu sefer,
Onlar da gördü,
Eğer "İnadına Schuster" demeye devam ederlerse,
Belki hemen yarın değil ama,
İlerdeki güneşi gördüler,
Ve gözleri kapalı destek verdiler.
Bir yenildik, destek verdiler,
İki yenildik, destek arttı,
Üç yenildik, dört yenildik,
Yılmadılar, dimdik durdular,
Schuster'e ve yapacaklarına inandılar.
Bu geceki sonuç da hiç önemli değil,
Porto deplasmanında alınan puan güzel,
Ama her şey değil,
Mühim olan her şeye rağmen o sistemle oynamaktı.
Şu an daha oturmadı bu sistem,
Belki Pazartesi Kasımpaşa gelip yenecek İnönü'de,
Olsun, biz yine inadına Schuster demeye devam edeceğiz.

BİRAZ DA PORTO MAÇI

Bu Ersan yeni adamım.
Alın size genç yetenek.
Stoperin topu bilenini zaten severim,
Hele bir de sol ayaklıysa daha da severim,
Bir de Ersan gibi savaşıyorsa,
Ölümüne desteklerim.
Devam, Ersan.
Yakışıyor da o forma be sana kardeşim.
Nihat da ne attı be evladım.
Bir anda zaman tüneline soktu bizi.
Hala umudum yok,
Ama bu Schuster'in inadı,
Bu ölü Nihat'ı da canlandırırsa,
Mosmor oluruz,
Ama çok keyif de alırız,
Beşiktaş'ıma yararında biz her şeye razıyız.

Hakan Arıkan kardeş,
Hala bildiğimiz gibisin.
Bir penaltı yaptırdın ki,
Evlere şenlik.
Hakem verir, vermez,
Ben onu bilmem.
Ama auta çıkan topa nasıl girdin öyle be kardeş,
Birebirlerin yine harika, eline sağlık.
Allahtan fazla yan top gelmedi de,
Yine daha fazla üzmedin bizi.

Son söz Tabata'ya.
Aslında hiç yazmadım ama şimdi söyleyeyim,
Hep bir umudum vardı bu çocuk için,
Ama olmuyor galiba.
Çok istiyorum olsun diye,
O da istiyor ama olmayacak galiba...


Siyah Beyaz Aydınlık Günlerde Görüşmek Üzere...

Eray ERDAL

Simurg

Beşiktaş Teknik Direktörü Schuster, son maçlarda alınan kötü sonuçlar ve ortaya konulan etkisiz futbolun ardından, defansta ve orta sahada görev yapan oyuncularını sert bir dille uyardı. Süper Lig ve UEFA'ya hızlı bir giriş yapan, ancak sakatlıkların ardından sürekli kadro değiştirmek zorunda kalan Alman çalıştırıcı, "Beşiktaş'ın sistemi yok" eleştirilerinin son bulmasını istiyor. Schuster'in ilk olarak orta alan ve savunmadaki oyuncularıyla görüştüğü dile getirildi.

BEKLENMEDİK SAKATLIKLAR
Savunmada görev yapan Ferrari ile Zapotocny'nin uzun süren sakatlıkları nedeniyle ideal defans kurgusunu oturtamamaktan şikayet eden Schuster, futbolcularına şu değerlendirmede bulundu: "Futbolda hata olacaktır elbette. Ancak son dönemde, özellikle de defansta kişisel hatalar yapıyoruz. Ya doğru kademe alamıyoruz ya da adamımızı kaçırıyoruz. Kalan maçlarda basit hatalardan dolayı puan kaybı yaşamak istemiyorum."


Fotomaç



BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..