Ana Menü

Baba olduğum İçin Şükrediyorum.

Başlatan Simurg, Haziran 05, 2010, 20:51:00

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Simurg

   
Bizim için her türlü fedakarlıkları yapan babalarımız için ne yapsak az. Babalar Günü, onlara olan saygımızı ve sevgimizi göstermek için büyük fırsat. İyi bir baba olan Mert Nobre ile bu müessese üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Her yıl olduğu gibi Haziran ayı içinde Babalar Günü'nü kutluyoruz. Bildiğiniz gibi futbolcularımızdan Mert Nobre de iki çocuk sahibi bir baba... Hatta yakın zamanda oğlu Nicolas'ın geçirdiği rahatsızlık nedeniyle bu değeri iliklerine kadar hisseden bir baba. Biz de Babalar Günü vesilesiyle onunla buluştuk ve hem kendi babası Pedro Nobre hem de çocukları Nicolas ve Valentina ile olan ilişkisini bizlerle paylaşmasını istedik.
Bize ilk önce, Brezilya'daki aile kurumunu göz önüne alarak, ülkendeki babaların genel özelliklerini anlatabilir misin?
Aslında Türkiye'deki babalara çok benziyorlar. Çok cana yakın, sıcakkanlılar. Aile içinde çok sevecen olduklarını söyleyebilirim.
Peki senin baban hangi karakter özelliklerine sahip biri?
Söyleyecek çok şey var ama öncelikle örnek alınacak bir insan olduğunu söyleyebilirim. Ona duyduğum saygının neticesinde kendi çocuklarıma da ondan öğrendiklerimi öğretiyorum. Yine bunların başında saygı geliyor. Çünkü en önemli şeyin bu olduğuna inanıyorum.
Baba olarak sana yaklaşımı nasıl oldu şimdiye kadar?
Bizim artık varılabilecek son noktada bir ilişkimiz var. Bir baba-oğuldan öte; günün her saatini zevkle beraber geçirebilen ve her şeyi paylaşan iki arkadaş gibiyiz.
Kaç kardeşsiniz ve sen onların arasında kendini özel hissediyor musun?
Dokuz kardeşiz... Ve sanıyorum onların içinde en öne çıkan benim. Emin değilim ama sanırım öyledir (gülüyor).
Bir erkek çocuğu olarak ondan neler öğrendin?
Öncelikle çalışmayı, sert bir şekilde çalışmayı öğrendim. Bunun yanında neyi, ne zaman ve nerede yapmam gerektiğini öğretti bana. Ben de bu şekilde çalışmanın sonuçlarını, bana getirdiklerini gördükçe disiplinli bir insan oldum. Benim için çok büyük bir kazanç bu.
Beraber futbol oynar mıydınız?
Oynardık... Ama açıkçası beni darma duman ediyordu (gülüyor).
Nasıl yani?
Profesyonel futbolcu değildi ama gerçekten çok iyi oynuyordu. Beni neredeyse ezip geçerdi (gülüyor).
Hayatında aldığın önemli kararlar aşamasında sana karşı tavırları hakkında neler söyleyebilirsin?
19-20 yaşımdaydım ve evlenmek istiyordum. Bunu ona söylediğimde "Senin artık yaşın erdi. Ne yapmak istiyorsan onu yapabilirsin. Ben senin vereceğin her türlü kararın arkasındayım" dedi. Aynı şekilde eğitim hayatımda da bana çok destek oldu. Yine futbol oynamaya karar verdiğimde de hiçbir zaman yanımda olmamazlık etmedi.
Eğer o olmasaydı sence nasıl bir hayatın olurdu?
(Duraksıyor)... Açıkçası bilmiyorum. Şimdiye kadar sürekli yanımda olan biri oldu ve bu soruyu kendime hiç sormadım. Sadece hayatımın her döneminde beni destekleyen bir babam olduğu için her gün Tanrı'ya şükrediyorum.
Gelelim senin baba olma hikayene... Baba olacağını ilk duyduğunda neler hissetmiştin?
İlk başlarda eşimin hamile olduğundan kuşkulanıyorduk ama emin değildik. Daha sonra Parana'daki kulüp doktoruna testleri gösterdik ve sonuçların pozitif olduğu söyledi. O an her şey değişti. Bunu kelimelerle anlatmam mümkün değil. Öyle bir duygu ki; Dünya Kupası finalinde gol atmanın bile ötesinde, bir daha yaşamayacağınız bir his.
Peki ilk çocuğun Nicolas'ı kucağına aldığın anla ilgili neler söyleyebilirsin?
Nicolas doğduğunda eşim Brezilya'da, ben ise Japonya'daydım. Ancak bir ay sonra onları görebildim. Kesinlikle hayatımın en zor bir ayıydı. Onu kucağıma aldığım ilk an mutluluktan ağlamıştım. Baba olma duygusu, bir şeylerin artık değiştiğinin farkına varmak... İnanılmazdı...
Daha sonra da bir kız çocuğu sahibi oldun...
Valentina burada, İstanbul'da doğdu. Onun hamilelik ve doğum sürecini eşimle beraber yaşadık. Nicolas'ın doğumunda uzak olduğumuz için bu benim için farklı bir tecrübe oldu. İkisi de mutluluk verici, çok önemli ve iki ayrı duyguydu.
Kız ve erkek çocuğu sahibi olmanın ne gibi farklılıkları var?
Sanıyorum en büyük fark sevgilerini gösterme biçimlerinde. Örneğin bir alışveriş merkezindeysek, Nicolas'ı öpüp ona sarılmak istediğimde "Burada yapma" diyor ve kendini uzak tutuyor. Tabii beni sevmediğinden değil ama erkek olduğu için pek göstermek istemiyor. Ama Valentina çok farklı. Sürekli sarılıyor, öpüyor. Özellikle yatmadan önce en az 15 kere öpüyorum onu (gülüyor).
Zaten muhtemelen Valentina'nın ilk aşkı sensindir?
Evet, bunu söyleyebilirim. Eve geldiğimde yanımda eşim bile olsa ilk önce bana gelip, beni öpüyor. Bana düşkünlüğü var ve bunu çok belli ediyor.
Sen kendini bir baba olarak nasıl anlatırsın?
İyi bir baba olduğumu düşünüyorum. Çocuklarıma karşı sevgimi sürekli göstermeye çalışıyorum. Elimden geldiğince yanlarında olup onlara destek veriyorum.
Onların ismini yazdırdığın dövmelerin var...
Onlar benim hayatım zaten... Uğurlarına yapmaya çalıştığım şeylerin yanında, Tanrı'nın bana verdiği vücuda isimlerini yazdırarak ona şükranlarımı sunmaya çalıştım.
Attığın bir gol ya da sakatlık sonrasında evde nasıl bir hava hakim oluyor?
Tabii ki gol attığımda evde büyük mutluluk yaşanıyor. İlk önce iki çocuğum sarılıp tebrik ediyor. Sakatlandığımda ise endişe ediyorlar, tedirgin oluyorlar. Hatta Nicolas hemen "Baba dikkat et bir daha sakatlanma" diyor (gülüyor).
Kızının ve oğlunun ayrı ayrı senin için ne ifade ettiklerini birkaç kelimeyle anlatabilir misin?
Üzgünüm ama sadece bir kelimeyle anlatabilirim; aşk...
Oğlun yakın zamanda ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Bunun haberini nasıl aldın?
Kampa gelmiştim. Antrenmandan önce eşim aradı. Sesi çok kötüydü, ağlamaklıydı. Nicolas'ın hasta olduğunu söyledi. Buradan koşa koşa çıktım. Gerçekten çok zor bir dönemdi. Ne benim ne de ailemin hatırlamak, dönmek istemeyeceği 10 gün geçirdik. Tanrı'nın bana güç verdiğini düşünüyorum.
Tedavi ve hastane sürecini anlatabilir misin?
O belki çocuk olduğu için idrak edemedi ama biz yetişkinler olarak her şeyi gördük. Yapılan testler, tetkikler... Bize ne kadar ihtiyacı olduğunu çok daha iyi anladık.
Mutlaka çok ilgili bir babasın ama bu olay babalığa bakış açında değişikliğe sebep oldu mu?
Babalık hakkındaki düşüncelerim değişmedi ama hayata bakış açım değişti. Tabii ki bu olay öncesinde aileme çok değer veriyordum ama şimdi benim için daha da değerliler. Bu dünyadaki ev, para, araba gibi kazançların ne kadar geçici olduğunu hatırladım. Ve oğlumun benim bir parçam olduğunu, bunun asla değişmeyeceğini, ona olan sevgimin hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini anladım. Bu nedenle ailem olan sevgimin ve yaklaşımımın farklılaştığını söyleyebilirim.
Peki şimdiki durumu nasıl?
Tanrı'ya şükür ki hiçbir problem kalmadı. Çok iyi...
Son olarak Babalar Günü için nasıl bir mesaj vermek istersin?
Babam için; benim için bugüne kadar yaptığı, yapacağı, gösterdiği her şey için teşekkür ediyorum. Çocuklarım için; onları gerçekten çok seviyorum. İstedikleri her şeyi yapmaya ve iyi bir baba olmaya çalışıyorum. Diğer bütün babalar için; Babalar Günü'nü kutluyorum. Onlar zaten benim gibi babalık duygusunun tarif edilemeyecek kadar güzel olduğunu biliyorlar. Onlar adına ve kendi adıma bize bu duyguyu yaşattığı için Tanrı'ya şükrediyorum.
Senin de Babalar Günü'n kutlu olsun...

Röportaj: Senem Gülkar
[/t][/t][/t]

BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..