Ana Menü

Atamızın Hz.Muhammed(S.A.V.)'e duyduğu hayranlık

Başlatan unicorn, Aralık 26, 2006, 00:38:55

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

unicorn

Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'e duyduğu derin sevgi ve saygısı, İslam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır. Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran Atatürk, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, İslam'dan, Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milleti'ne, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş. Allah'a yönelmede Hz. Muhammed'i rehber göstermiştir:

"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)

Hz. Muhammed'i överek O'nu kendisine örnek alan Atatürk, Hz. Muhammed'in peygamberliğine kesin olarak iman etmişti. Hz. Muhammed'e duyduğu hayranlığı ve O'nun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M. Şemseddin Günaltay, Ata'nın o anki halini şöyle anlatmıştır:

"... Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz. Muhammed'in büyük Bedir Cengi'ni adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed'e ve O'nun peygamberliğine kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibi'ni göklere çıkarırken, "O'nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar" diye heyecanlandı.

Ata'nın son sözü şu olmuştu:

- Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır. (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.28)

Atatürk"ün Hz. Muhammed'e duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir:

"Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)

Atatürk, dinimizin tam anlamıyla ve aslına uygun olarak yaşanmasını ve milletimize doğru, modern, hurafelerden arındırılmış bir din anlayışını benimsetmeyi hedeflemiştir. Hiçbir aşırılığa kaçmadan, Kuran'ın modern bir dünyayı tarif ettiğini çok net biçimde özümsemiştir.

Açıkça anlaşılmaktadır ki, gerçek manada dindarlık, heyecanlı fanatiklerin, tutucu, kapalı görüşlü kimselerinkinde değil; Atatürk'ün tarif ettiği ılımlı, insancıl, modern yapıda kendini göstermektedir.
Büyük Atatürk'ün, İslam dinini, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir.
Ne Olmuş Yani Büyük Adam Olamadıysak,

Hayallerimizi Satmadık Ya !

ufocan


unicorn

Kapalıda açılan bir pankart:
Hiçbirşey senin adını gönüllerden silemez Hz.Muhammed(S.A.V.)
Ne Olmuş Yani Büyük Adam Olamadıysak,

Hayallerimizi Satmadık Ya !

ufocan


unicorn

Ne Olmuş Yani Büyük Adam Olamadıysak,

Hayallerimizi Satmadık Ya !

ufocan

koy koy sataniste koy atayiste koy putperese koy hepsi g.t olsun müslümanlar hacı olsun....

ugur24

nasıl çanakkale zaferini bi avuç askerle kazandıysak,hz.muhammedde bedir savaşını bi avuç askerle kazandı..atatürke ilham verende bu savaştaki zafer oldu belkide..herşeye sonsuz saygısı olan ata'nın dine olan saygısıda bu yazıda mevcut işte..

melankolizm

7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir Zağanos Paşa Camii'nde namaz kıldıktan sonraki hutbesi,

Mustafa Kemal Atatürk demiş ki:


Ey Millet! Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah'ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe, memur ve Resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki, Kuran-ı Azimüşşan'daki ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhunu vermiş olan dinimiz son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate uymamış olsaydı, bununla diğer İlahi ve tabii kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. Çünkü bütün İlahi kanunları yapan Cenab-ı Hak'tır.

Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber mesaisinde iki dara yani iki haneye malik bulunuyordu. Biri kendi hanesi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı.

Efendiler... camiler; ibadet ve itaatle beraber din ve dünya için neler yapmak gerektiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihni, başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.

İşte bizim burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Milli emelleri, milli iradeyi yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bilinmesi neticesinden çıkarmak gerekir. Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.


... Efendiler! Hutbe demek halka hitap etmek, yani söz söylemek demektir. Hutbenin manası budur. Hutbe denildiği zaman bundan birtakım manalar ve mefhumlar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi irad eden hatiptir. Yani söz söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber zaman-ı saadetlerinde hutbeyi kendileri verirlerdi.

Gerek Peygamber Efendimiz gerekse Hulefayı Raşidin'in hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek peygamberin gerekse Hulefayı Raşidin'in söylediği şeyler, o günün meseleleridir. O günün askeri, idari, mali, siyasi ve içtimai konularıdır.

İslam ümmeti çoğalıp, İslam memleketleri genişlemeye başlayınca, Cenab-ı Peygamber ve Hulefayı Raşidin'in hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin irad etmelerine imkân olmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım zevatı memur etmişlerdir. Bunlar herhalde ileri gelenlerin en büyüğü idi.

Onlar cami-i şerifte ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için ne söylemek gerekiyorsa söylerlerdi. Bu tarzın devam edebilmesi için bir şart lazımdı. O da milletin reisi olan zatın halka doğruları söylemesi ve halkı aydınlatması; halkı, umumi ahvalden haberdar etmek son derece ehemmiyetlidir. Çünkü herşey açık söylendiği zaman halkın dimağı faaliyet halinde bulunacak, iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek, şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir...


Sivas Kongresi sırasında milli teşkilatlanmaya destek olan Sivas Kadısı Hasbi ve Erzincanlı Şeyh Fevzi Efendilerle
Hutbeden maksat, halkın aydınlatılması ve doğru yolun gösterilmesidir. Başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları cehl ve gaflet içinde bırakmak demektir. Hutbeyi okuyanın her halde halkın kullandığı dili kullanması lazımdır. Geçen sene BMM'de irad ettiğim bir nutukta demiştim ki: 'Minberler halkın dimağları, vicdanları için bir feyz menbaı, bir nur menbaı olmuştur.' Böyle olabilmesi için minberlerde aksedecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, fenni ve ilmi hakikatlere uygun olması lazımdır. Hatiplerin siyasi, içtimai ve medeni ahvali her gün takip etmeleri zaruridir. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. Binaenaleyh hutbeler tamamen Türkçe ve zamanın icaplarına uygun olacaktır.

Kaynak : Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93

Bugün belki göremezsiniz kaynak yazan kitaplarda bunları .. İyi saklayın gençler !. Zira 50 yıla kalmaz Atatürk'ü dinsiz ilan etmeye kalkanlar olacak !!!

Timurlenk

be hey dürzü

ne ararsın TANRI ile aramda!...

sen kimsin ki orucumu sorarsın?

hakikaten gözün yoksa haramda

başı açıga niye türban sorarsın?

rakı, şarap içiyorsam sana ne.

yoksa sana bir zararım, içerim.

ikimiz de gelsek kıldan köprüye,

ben dürüstsem sarhoşken de geçerim

esir iken mümkün müdür ibadet?

yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et.

senin gibi dürzülerin yüzünden,

dininden de soğuyacak bu millet

işgaldeki hali sakın unutma.!!!

ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.

sen anandan yine çıkardın amma

baban kimdi bilemezdin şerefsiz.



naturelkartal

Dostum senin inancın neyse onada saygılıyız ama başkalarının manevi degerlerini rencide edici kelimelerden uzak durmanı tavsiye ederim.
Bizim her dilden her dinden insanlara saygımız var ve bu saygıyı onlardan da bekleriz.Senin inancın ney bilemiyorum ama biraz  saygı göstermek zorundasın.Anladın mı arkadaşım.
En Güzel AŞKlar İmkansız Geliyorsa İnsana,İmkansız Oldugu İçin Deliler Gibi Aşıgım Sana KARTALIM

Timurlenk

Alıntı yapılan: naturelkartal - Aralık 28, 2006, 18:59:59
Dostum senin inancın neyse onada saygılıyız ama başkalarının manevi degerlerini rencide edici kelimelerden uzak durmanı tavsiye ederim.
Bizim her dilden her dinden insanlara saygımız var ve bu saygıyı onlardan da bekleriz.Senin inancın ney bilemiyorum ama biraz  saygı göstermek zorundasın.Anladın mı arkadaşım.

ben burda sana bişey mi dedim şimdi. ben müslümanım bunu bil.neden bu kadar gocundun onu anlayamadım

naturelkartal

Dostum sen ilk önce bu yazdıklarınının kime hedef olarak yazdıgını bir belirt.
En Güzel AŞKlar İmkansız Geliyorsa İnsana,İmkansız Oldugu İçin Deliler Gibi Aşıgım Sana KARTALIM

Timurlenk

bunu ben yazmadım bu bir şiirdir bilmiyorsan öğren bir zahmet tarihi kimin çok bildiğini anlarsın o zaman

naturelkartal

Okudugun şiirin kimi hedef aldıgını biliyormusun?
En Güzel AŞKlar İmkansız Geliyorsa İnsana,İmkansız Oldugu İçin Deliler Gibi Aşıgım Sana KARTALIM

Timurlenk

evet çok iyi biliyorum ATA'mızın içki içmesini fırsat bilip üzerine gidenleri hedef alıyor yanidaha açık konuşayım yobazları