Ana Menü

Bu nasıl Politika

Başlatan erdinc1926, Ocak 23, 2008, 23:17:05

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

erdinc1926

Beşiktaş'ın transfer politikası politikasızlık üzerine kurulu. Neyin ne olduğunu anlayan varsa parmak kaldırsın. Görüyorsunuz stoper de stoper diye çalmadık kapı bırakmıyorlar. Oysa Celal Kolot yöneticiyken Juventus'tan Nicola Legrottaglie'yla 2 milyon 650 bin Euro bonservis bedeline anlaşmıştı.

Üç yıllık sözleşme karşılığı futbolcuya ilk yıl için 1.5, ikinci yıl için 1.6, üçüncü yıl için de 1.7 milyon Euro ödenecekti.

Anlaşmalar karşılıklı fakslarla imzalandı. Juventus'tan Moggi, Beşiktaş'tan da Ertunç Soğancıoğlu ve Kenan Öner'in imzaları vardı.

Ama son anda transfer olmadı. Nedeni de Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın "İstemem" demesiydi. Gerekçesi de ilginçti: "Geçen sezon fazla oynamamış. Ben gerekirse yedek bırakabileceğim oyuncu isterim. Juventus'tan gelen oyuncuyu yedek bırakamam."

Başkan da bunun üzerine anlaşma sağlanmasına rağmen transferi veto etti, o Nicola Legrottaglie bu sezon 19 maçın 16'sında oynadı, stoper oynamasına rağmen 2 de gol attı. Santrfor olayına gelince...

Yine o dönemde santrfor için anlaşılan isim İngiliz Carlton Cole'du. Yöneticiler bonservisini 1 milyon paunda almak için Chelsea ile anlaştı. Kendisi de yılda 1 milyon Euro olmak üzere 3 yıllık anlaşmaya "Evet" dedi. Ancak onu da Ertuğrul Sağlam istemedi. Yerine önce Arjantin'den Higuain'i aldı, sonra da Holosko'yu. Holosko için 5 milyon Euro'nun yanı sıra Koray ve Burak da verildi. Cole da Westham'a transfer oldu, şimdi orada oynuyor. Bu sezon 17 maçta oynayıp, 3 gol attı.

İşte Beşiktaş'taki transfer politikası. Yorum sizin.


--------------------------------------------------------------------------------


Kapalı mı, açık mı?

Futbol Federasyonu'nun olağan (aslında olağanüstü olan) genel kurulundayım.

"Seçim olsun mu, olmasın mı" diye oylama yapılacak. Nasıl yapılacak? Kapalı yapılacak. Peki kapalı mı yapıldı? Sözde ve görünüşte öyle ama aslında açık yapıldı, hem de açığın babasıydı.

Bildiğimiz ve eskiden yapılan kapalı oylamalarda delegeye boş bir zarf verilirdi. Delege o boş zarfla kapalı bir bölmeye girer, orada bulunan "EVET" veya "HAYIR" yazılı kağıdın birini zarfa koyar, sandığa atardı. Yani kullanılan oyu kullanandan başkası bilemezdi.

Peki bu genel kurulda ne oldu?

Zarf yine vardı ama boş değildi. İçinde bir beyaz "EVET" bir de siyah "HAYIR" oyu vardı. Delegeler beyaz olan oyu zarfa koyup, sandığa atarken, diğerini cebine koydu. Neden biliyor musunuz? Nedeni beyaz kullandığını kanıtlamak için siyahını kulübünün başkanına göstermekti. Bunu da yaptılar. Şimdi buna kapalı oylama diyorlar bir de...

Sevsinler sizin kapalı oylamanızı.

Ancak yiğidi öldür, hakkını ver demişler. Kim düşünmüşse çok akıllıca düşünmüş. Helal olsun!


--------------------------------------------------------------------------------


İnönü'de yargısız infaz

Tarih: 19 Ocak 2008.Yer: BJK İnönü Stadı.

Saat: 18.50.

Eylem: Yargısız infaz!

Yapanlar: Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, yönetim kurulu, Divan Başkanı Yalçın Karadeniz, Divan Kurulu üyeleri, Beşiktaş Kaymakamı Nihat Nalbant.

Yapılan: Babadan olma, anadan doğma Beşiktaşlı oğlu Beşiktaşlı TFF Başkanvekili Affan Keçeci.

Suçlama: Affan Keçeci, Beşiktaş menfaatlerini korumamış!

Allahı var. Yıldırım başkanın hiçbir zaman hiçbir yerde Affan Keçeci'nin Beşiktaşlılığını tartıştığını veya tartışılmasına izin verdiğini görmedim. Peki nedir bunun nedeni; şu: Demirören Beşiktaş'ın aleyhinde yapılan hakem hataları nedeniyle Keçeci'den istifa etmesini istedi. Keçeci etmedi. Bir de Liverpool maçı öncesi Beşiktaş "Lige ara verilsin" dedi. Keçeci "Olmaz. Avrupa'da hiçbir ülkede ertelenmiyor, bizde de ertelenmez" karşılığını verdi.

Yani:

1- Keçeci hakemleri cezalandırmamış! (Nasıl cezalandıracaksa?)

2- Liverpool maçı öncesi ligi erteletmemiş. Onun için Beşiktaş, 8 gol yemiş. (Affan Keçeci istese de erteleyemezdi, tek başına bu güce sahip değil ki.)

İşte bu nedenler yüzünden Beşiktaşlı oğlu Beşiktaşlı Affan Keçeci'ye şeref tribününde yapılmaması gerekenler yapıldı. Ben bunların yapılacağını maçtan bir saat önce duydum. Divan Başkanı Yalçın Karadeniz'le bunu konuştuk. Karadeniz, "Bunlar çok yanlış davranışlar" dedi ama bir baktım ki o da oturması gereken yerde yoktu, protestoya katılmıştı. Bile bile bu yanlışın altında Divan Kurulu Başkanı'nın da imzası vardı.

Süleyman Seba kültürü ile yoğrulan, yıllarca yöneticilik yapan Divan Kurulu üyesi Fahrettin abi de (Curoğlu) maalesef bu yanlış seline kaptırdı kendini. Beni asıl şoke eden Beşiktaş Kaymakamı Nihat Nalbant oldu. Kaymakam bey iyi bir Beşiktaşlı. Her maçta İnönü'dedir. En önde oturur, Beşiktaş gol attığında çocuklar gibi sevinir, yediğinde çocuklar gibi üzülür. Olaylardan haberi olmadığı için geldi, Affan Keçeci'yle oturdu, konuştu. İstiklal Marşı sırasında da yerindeydi. Ama sonra Yıldırım başkanın isteği üzerine o da oturması gereken yere oturmadı. Olmadı sayın Kaymakam. Kusura bakmayın. Ne kişiliğinize, ne de mevkiinize yakıştı bu. Kısaca neresinden bakarsanız bakın İnönü Stadı'nın şeref tribününde büyük bir ayıp yaşanmıştır. Ne acıdır ki bu ayıbın altında koca koca aklı başında adamların imzası vardır. İşte esas üzücü olan da budur. Ancak şu unutulmamalıdır ki; ne ekersen onu biçersin. Şimdi bu eylemleri yapanların ellerini vicdanlarına koyup şunu düşünmelerini istiyorum; kendilerine yapılsa ne yaparlardı.

Ömer Güvenç

K A R A G Ü M R Ü K L Ü L E R

carlito1903

Çok doğru bi yazı,özellikle Legrottaglie konusunda büyük hata yaptık...

Adriano

Yönetim başlı başına bir hata malesef..
Uçurumlardan düşmeden tut elimizi..

sentinel

çok dogru bi yazı eline sglık
Dark TranquilliTy

pAscAliAnUmut

 Böyle bir yazı yaptığın için seni tebrik ediyorum işte bizi diğer takımlardan ayıran şeylerin başında düşünebilmemiz olayların farkına varabilmemiz geliyor
Efsane yazdın tarihe Beşiktaş
Aşık oldum renklerine Beşiktaş
Ölüm olsa dönmeyiz bu yoldan
Canım feda olsun sana Beşiktaş

ilhan mansız_melis

Legrottaglie konusunda bence de büyük hata yaptık keşke alsaydık
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.