Ana Menü

rüstü konusuyor...

Başlatan sentinel, Ocak 23, 2008, 09:28:57

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

sentinel

Evet, garanti paraya imza atan ilk Türk futbolcusuyum. Ne var bunda. Yabancıya var, bize yok, adalet mi bu?
Bize çok haksızlık yapılıyor. Fenerbahçe maçı olsun, Galatasaray maçı olsun, bakın nasıl puanlar kaybetmişiz
Takımımızın takviyeye ihtiyacı var. Ama bu teknik ve mali bir konu. Sırf almış olmak için transfer yapılmazRüştü Reçber ile röportaja gitmeden, Yusuf Dursun uyardı. "O her soruya cevap vermez, hele özel fotoğraf hiç çektirmez." Az da olsa kafamızdan 'acaba' geçse de, Ümraniye'de, Yusuf ağabeyin ne kadar abartmış olduğunu gördük. Zira Beşiktaş ve Milli takımın tecrübeli eldiveni bunun tam aksi görünüm çizdi. Kendinden emin, her soruya yürekten, tane tane tatminkar cevaplar verdi. Bazı konularda kendi deyimi ile 'politik' olsa da, futbola başladığı ilk günden, bugüne ve yarına ışık tutacak özel açıklamalarda bulundu. Buyrun Rüştü ile futbol gezintisine...

*Önce 3. Lig takımlarından Burdurgücü, oradan da milli takım seçmelerini kazandım. Akabinde Antalya... İyi performans gösterince Beşiktaş'tan teklif alıp İstanbul'a geldim. Ancak şanssız bir kaza geçirdim. O dönemde kulüp, ilerde ciddi sorunlar çıkar diye transferimden vazgeçti.
* Beşiktaş olmayınca Fenerbahçe'ye gittim. 12 sene orada hizmet ettim. Çok güzel anlar, büyük sevinçler yaşadım. Üzülüp acı çektiğimiz günler de oldu. Rüştü'nün milli takıma kadar gelmesinde Fenerbahçe'nin çok önemli yeri vardır. Ancak misyonunu tamamladığın zaman başka yerde görevine devam etmek istiyorsun. Oradaki görevimin tamamlandığını fark ettim. Bana görev veren, daha çok isteyen Beşiktaş'ı tercih ettim. Bu formayı giydiğim için gurur duyuyorum.
* Barcelona maceram kısa sürdü. Laporto, beni kullanarak seçime girdi, kazandı da... Oraya büyük sükse ile gittim. Ben gitmeden iki hocadan biri olacaktı; Hidding ya da Koeman. Fakat ikisi de olmayınca Rijkaard getirildi. Benim için iki hocadan da onay alınmıştı oysa. ABD'de başarılı turne geçirdim. Dönüşte hoca, beni oynatmayacağını söyledi. Saygı duyup, 'Çalışmaya devam ederim' karşılığını verdim. Ancak medyaya değişik konuştu. 'Dil bilmiyor, yabancı sayımız fazla' dedi. Hiç bir zaman da üç yabancıyı bir arada oynatmadı. 6 ay içinde hocalar tutup İspanyolca'yı söktüm. Bir yıl sonra yabancı sınırlaması üçe düştü. Nihat'ı örnek gösterip yabancı statüsünde olayım diye Barcelona Kulübü'nü mahkemeye verdim ve kazandım. Ancak hocanın tavrı değişmedi. Ben de geri dönmeye karar verdim.

Neden Fenerbahçe'ye döndüm?
* Bu süreçte Avrupa kulüplerinden teklif almadım. Kararımda en önemli etken kızım oldu. Okul yaşına gelmişti. Eğitimi için bildiğimiz yere dönmek istedim. Bir kaç önemli teklif vardı, ama Fenerbahçe'ye kiralık olarak geldim. Son sene bonservisimi aldım. Futbolu İstanbul'da, Fenerbahçe'de noktalamayı düşündüm. Ancak bana kucak açan bir diğer büyük camiaya; Beşiktaş'a geldim.
*Dereağzı Tesisleri'nde, hiç bir futbolcunun yaşamak istemediği  o  olay başıma geldi. Hem de kolumda kaptanlık bandı varken... Çok acı verici bir olaydı bu. Şahsen bu olaylara girmiş biri olmadığım için, hukuki işlem başlatmadım. Bunun kulübün işi olduğunu düşündüm. Ama onlar da bu yönde adım atmadı, o da ayrı bir şey. Kim ve niye yaptırdı, malum. Daha sonra bu olaya karışanlar gelip benden helallık istediler, ben de verdim. Olayları az çok biliyorum, ancak saygı duyarsanız bunu paylaşmak  istemiyorum.
* Bu sezon bize haksızlık ediliyor. Önemli rakipleri eleyip Şampiyonlar Ligi'ne kaldık. Çok zorlu gruptan, Porto maçını alsaydık çıkabilirdik. Dünya futbolunun önemli isimleri olan takımları yendik. Ligde de olumsuz şartlara rağmen zirvedeyiz. Deplasmanda içerden daha fazla puan topladıysak, demek ki içeride problemliyiz. Dışarıda da Galatasaray'a nasıl hakem hatası ile mağlup olduk, herkes biliyor. Fenerbahçe maçını 5-1 kazanacakken, maçta nasıl ve neler oldu ortada. Ankaraspor karşısında uzatmalarda temiz golümüz sayılmadı. Kayseri, Sivas, Belediye, Rize maçlarını saymıyorum bile.
'Camiada çatlak ses olmamalı'
* Yeni hoca geldi, transferler yapıldı. Hocamız başarıya aç. Arkadaş canlısı, ağabey kimliğinde. Hedefimiz şampiyonluk. Şu anki durumdan memnum değilim. Çünkü daha ileride olabileceğimize inanıyorum. Bizim özellikle içerideki maçlarda desteğe ihtiyacımız var. Çünkü şampiyonluklar, camianın tek yumruk olması ile gelir. Bu bir zincir olayıdır. 8 tane halka kenetlenir, bir halkada gevşeklik olursa zincir kopar. Yani tek çatlak ses bile çıkmamalı.
*Takımın takviyeye ihtiyacı var. Şu aşamada bizim eksiklerimizi kapatacak oyuncu bulmak zor. Devre arasındaki transferlerde takıma faydalı olacak birini bulmak neredeyse imkansız. Kulübün maddi durumu ile ilgili bir şey bu, o nedenle fazla bir şey diyemem. Mutlaka sıkıntılarımız var. Buna karşın ' sırf almış olmak için' transfer yapmanın da bir anlamı yok.
*Sıkıntılar yaşadım. Ama Allah'a şükür bitti. Hakan da çok yetenekli ve geleceği parlak biri. Kardeşim kadar çok seviyorum. Kimin oynadığı fark etmez. Hoca kupada Hakan, lig de beni oynatma kararı aldı. Dolayısıyla ikimiz de hazır olacağız. Kaleden yana sıkıntı olmayacak. Kendi adıma konuşayım; yediğim her gol eleştiri alacak, penaltı dışında çeşitli bahaneler ortaya konacaktır. Ancak büyük başın, büyük derdi olur. 
* İki büyük camiada da bulundum. (Elindeki çay bardağını gösterip) Buradan bakarsınız, aynen cam gibi görürsünüz içini, yani her şeyi. Fenerbahçe'nin yapısı böyledir. Ama bazı camialar vardır ki, bütün olayları kendi bünyesinde halleder, dışarı hiç bir şekilde olumsuzluk yansıtmazlar. Bazı camialar da vardır; duruma göre hareket ederler. Biraz politik konuşuyorum, ama buna mecburum. Sonuçta tek hedef var, başarılı olmak.

'Osmanlı'dan gelen bir eğilim'
*Türkiye'de her yabancı kral gibi. Eğri oturup, doğru konuşalım. Onlara gösterilen sevgi, hoşgörü Türklere gösterilmiyor. Dünyanın en büyük kulüplerinden birine giden biri olarak konuşuyorum; Tamamen profesyonel bakıyorlar olaya. Tabii ki Ronaldinho başka. O bir dünya yıldızı. Öyle de olmalı. Ama yabancılarla yerlileri yan yana koyduklarında, önemli olan önce kendi oyuncularıdır. Bu sadece İspanya değil, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi futbol devlerinde de böyle. Hamit bile milli takım kamplarında anlatıyor, yakınıyor. Alman kültüründe yetişmiş, Alman pasaportu taşıyan biri. Bu olay kanımca tarihe dayanıyor. Osmanlılar döneminden beri yabancılara karşı bir şeyler ispat etme eğilimi vardı hep. Şimdi de aynı. Turist gelir, her şeyi yaparız mutlu olsunlar diye. Biz dışarı gidince paramızla rezil oluruz.
*Dengeler o kadar iyi kurulmuş ki dışarıda, biz de böyle bir şey söz konusu değil. Ronaldinho tek idman kaçırmadan çıkıp çalışırdı. Sahada her şeyini verirdi. Türkiye'de ise, henüz 18 yaşında iki gol atıyor, ya da bir güzel hareket çekiyor, baştan aşağı değişiyor oyuncu. Ama biz de pohpohluyoruz onları. Hep birlikte yapıyoruz bunu. Aslında onun işi zaten budur. Ama burada günlük yaşadığımız için iyi olunca kral, kötüysen tam tersi durum oluyor. Belli bir standardı olması gerekir bu işlerin de...

Transferde garanti paraya imza atan Türk oyuncu olarak tarihe geçmemin bir rahatsızlık yarattığına tanık olmadım. Bu, bir arz-talep meselesi. Yabancılardan garanti almayan biri var mı, yok. O zaman neden Türkler ayrılıyor. Yabancılar öz, Türkler üvey... Adaletsizlik bu.

Futbola Antalya Korkuteli'nde amatör olarak başladım. Forvet oynuyordum. Takımın kalecisi askere gitti. Hocamız en uzun ben olduğum için kaleye geçirdi. Ancak A takımda kalede, ikinci takımda forvette oynamayı sürdürdüm. Yani haftada iki maça birden çıkıyordum.



ALINTI. FANATİK
Dark TranquilliTy

salvador

forza rüştü seni sevmeyene alayına inat
www.cansuyu.biz/forum/index.php

sizleride bekleriz...

CHEm !

kalemiz ne günlere düştü...
Allah kitap Beşiktaş

carlito1903

Geçenlerde de bi röportajında İnönü Stadında ki maçlarda taraftarın baskı unsuru olduğunu söylemişti,genç oyuncular İnönü Stadında oynamaktan rahatsızlar falan demişti hatta...

Sen alışmışsın ezik taraftara ondan sana garip geliyo bizim tribünler Rüştü efendi...

Bu tribünler yıllardır var,ne başarılar yakalandı bu trübünlerle o zaman baskı yoktu da şimdi mi oldu...

ilhan mansız_melis

ya Rüştü de bazen iyi bazen kötü keşke Murat Şahin'i vermesekdik
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.