İnanıyoruz!

[Onur*]

2006-2007 sezonu bittiğinde hepimizi bir telaş almıştı. Bu yaz transfer haberlerini daha bir merakla dinlemeye, verilen demeçleri daha bir dikkatlice incelemeye başlamıştık hepimiz.



Forza'ya girmek için eve koşa koşa giden mi dersin, Cep telefonundan transfer haberlerini cebine isteyen mi dersin, 2 dakikalık o dandik spor haberlerini heycanla bekleyen mi dersin...Tek sebebi vardı tüm bunların ve o da Beşiktaş'ımız 2003-2004 sezonundan sonra ilk kez Şampiyonlar Liginde mücadele etme şansını yakalamış olmasıydı. Tabiki yancı bir sebepte arada yaşanan avrupa maceralarımızda çok parlak olmamasıydı. Belki besteleri ile herkesi kendine hayran bırakan Çarşı'nın bile hayran olduğu vee İnönü'de hep duymak istediği tek bir beste vardı bu dünyada... 03 Ekim 2007 akşamı inönüde olanlar o efsanevi yıldızlı bayrağın dalgasında "Die Meister, Die Besten,Les Grandes Equipes,The Champions" melodisini 3 sene sonra tekrar canlı duymanın heycanını yaşarken avrupada başarının birgün geleceğinden emindiler hiç kuşkusuz!

Beşiktaş'ımızın kasıtlı ve kasıtsız çok kez hakkı yenmişti Türkiye Liglerinde ama 2003-2004 sezonunda bu takım avrupadaki en büyük başarısına adım adım koşarken kimse SS. Lazio denen bir takım'ın kalecisini hesaba katmamıştı. O gece tv'de sağ alt köşede 90. dakikada atılan golü hiçbirimiz unutamadık günlerce. Neden mi döndüm o eski güne? Nedeni basit... Çünkü her şey o günki gibi bizim elimizde. O günde kazansaydık tur bizimdi, Salı geceside kazanırsak tur bizim olacak. Evet! O gün ile aynı durumdayız ama inanıyoruz ki aynı sonu yaşamayacağız!

Evet, çok inanıyorum Salı gecesi tur atlayacağımıza. Evet, inanıyorum Porto'yu Portekiz'de yeneceğimize...Biz, hepimiz! siyah-beyaz'a gönül veren milyonlar! Hepimiz inanıyoruzda bir çoğumuz hala aynı soruyu soruyoruz kendimize! "Emin misin ?" Evet, ben eminim! Ben inanıyorum! Ve bunun sebebi ne oynanan futbol, ne futbolcularımızın kalitesi, ne oraya gidecek 100 lerce karakartal, ne de takımın avrupada başarıya açlığı...

Ben inanıyorum çünkü:

Marsilya maçından önce çok kurtlar vardı kafamda. Çok sorular sordum kendime..."Marsilya'yı yenmek bizi sadece 2 hafta daha umutlu kılar mı, yoksa gerçekten marsilya'yı yenersek bu takım bu gruptan çıkar mı?" diye. Maç bittiğinde dahi aklımdaydı bu sorular vardı. Ta ki, o takım Kapalı önüne gelip SİYAH diye haykıran binlere BEYAZ diye karşılık verinceye kadar! Çok defa bunu yapmıştı bu tribün bu takımla ama ilk kez yabancılar bile "BEYAZ" demişti bizlere...Çünkü onlar bizler gibi inanıyorlardı belkide ilk defa, belkide uzun bir aradan sonra herkesi karşılarında gördüklerinden kenetlenmişlerdi birbirlerine, belkide ilk defa 11 kişi hep beraber sevinmişlerdi gol olunca, belkide ilk defa onları VATAN'larında "aşağılamayı" deneyenleri kendi oyunlarıyla yenmeyi koymuşlardı akıllarına!

Evet! Ben çok inanıyorum! 11 Aralık Salı gecesi Türkiye'den milyonlar bağıracak "Siyaahhhh!" diye... Ve 11 Aralık Salı gecesi Porto'dan gelecek tek cevap "BEYAZ" olacak!

Saldırsana Karakartal!

Mehmet Tansu Cimitay

[Adriano]

İnanıyoruz ! Çünkü İnanmaktan başka çaremiz yok, çünkü deli gibi seviyoruz !

[carlito1903]

Biz hep inanıyoruz ama esas inanması gerekenler inanmayınca olmuyo malesef