Ana Menü

ATATÜRK ve EFE

Başlatan Timurlenk, Mayıs 05, 2007, 01:55:15

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Timurlenk

Fransa 1871'den sonra bir daha asla krallık ile yönetilmedi.Bahsettiğiniz olay,1930'larda Faşist İtalya'nın diktatörü Mussoli'nin Antalya v civarını istediklerini dile getiren İtalyan büyük elçisine gösterdiği tepkidir.

İlk olaya gelince İngiliz kralı söz konusu değil.Olay şöyle (biraz uzun ama)
Ankara, 10. Cumhuriyet yılının büyük sevinci içindedir. Kent, baştanbaşa ışıklarla donatıl-mıştır. Eğlence yerlerinde her Türk, tam bir bilinçle devrimin kazanımlarını algılayarak neşe içinde eğlenmektedir. Atatürk, resmi baloların verildiği yerlere uğradıktan sonra Halkevi'ni de
onurlandırmaktadır. Orada, ulusal ve yerel giysileriyle coşan ve coşturan Türk köylüleriyle karşılaşır. Bu ulusu ve bu ülkeyi kurtarmak için atıldığı mücadelede kendine biricik güç ve erk kaynağı olan bu temiz yürekli yurt evlatlarının neşelerinden son derece duygulanmıştır. Onları bir süre izler. Çankaya'yı onurlandırır ve "Efeleri buraya getiriniz!"buyurur.
Efelerin Çankaya';da, Atatürk'ün sofrasında nasıl coştuklarını ve nasıl coşturduklarını anlatmaya olanak yoktur. Büyük Ata, ortamın en heyecanlı bir anında, Ankara efelerinden birine sorar:"Efe,sen benim için ne yapabilirsin?"
Efe hiç duraksamadan yanıtlar:"Her şey..."
- Örneğin?..
- Ölürüm...
Şimdi bütün dikkat Atatürk'e çevrilmiştir. Kimse konuşmamakta, herkes onları dinlemekte-dir. Atatürk, gözlerini çevresindekiler üzerinde bir kez gezdirdikten sonra "Efe!"diyor, "Sözünde içten misin" ?
- Buyruk sizindir, Ata'm.
Atatürk, elini dizinin üstüne vuruyor :"Koy başını buraya!"
Efe derhal başını Ata'nın dizlerine koydu ve başını koyar koymaz şakağında bir soğuk temas hissetti. Bu, Atatürk'ün şakağına dayadığı tabanca namlusunun soğukluğuydu. Efe, bu soğuklukla birlikte şakağına dayanmış bir tabanca olduğunu görmüş, ancak en küçük bir harekette bulunma-mıştı. Efe, Ata'sı için ölümü seve seve kabul edebilirdi. Ama Atatürk, ona kıyacak mıydı? Bütün yüzlerin rengi bir anda solmuş, heyecan son haddini bulmuştu. Solumaktan korkuyorlardı ve gözler Atatürk'ün elindeydi. Tabanca, efenin şakağına dayanmıştı. Fişek sürülmüş ve emniyet açılmıştı. Atatürk, bir saniye bile sürmeyen bu an içinde ve gözle fark edilemeyecek bir hızla
tabancanın namlusunu şakağın yanından, belki bir santim kadar kaydırarak tetiği çekiyor. Derin sessizliği yırtan korkunç tabanca sesi... Kalpler, sanki yerinden kopacak. Orada bulunanların hepsinin beti benzi kül rengini almıştır. Ancak, efenin başı hâlâ Ata'nın dizindedir ve efede en küçük bir kımıldanma yoktur. Atatürk, efenin başını dizlerinden kaldırıyor; temiz alnını dudaklarına doğru çekiyor ve öpüyor. Daha biraz önceki havanın etkisinden kurtulamamış olanlara şu sözü söylüyor :
- İşte, ben Anadolu Savaşını bunlarla ve böyle canlarını esirgemeyenlerle kazandım.

Non Mollare Mai

TÜRKiye İçin , TÜRK'Lük için , BAYRAK için , VATAN için , MİLLET için Canımız Feda ATA'M..
TÜRK insanı kadar şerefli ve cesurca savaşan kanını canını vatanı için vermekten çekinmeyen başka bir ulus yoktur.
Bu Yüzden Bir TÜRK Dünyaya Bedeldir !
edit

cmcpgc





Bir Gün Ressamlar TÜRK ün Simasını Kaybederlerse Yıldırımı Alsınlar Yapıversinler!!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Bu vatan askiyla büyüdük biz anam
Sahip olamaz ki topragima düsman !
Binlercemiz öldük, yine de ölürüz
Yildiramaz kimse iste son sözümüz !

banumansiz

atamda bi tane..
efede... 
:aferin
ve gülümse şimdi... ;)

ilhan mansız_melis

senin  mirasını yaşatacağız hiç merak etme
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.