Ana Menü

Güntekin Onay "Kurtama Sınavı"

Başlatan NoPasaran, Kasım 15, 2010, 15:54:05

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

NoPasaran

FUTBOL seviyesi olarak değil belki ama psikolojik açıdan sezonun en zor maçlarından biriydi Beşiktaş için. Futbolun temel unsurları olan fizik güç, teknik kalite, taktik anlayış gibi kavramlar kadar önemli oyuncu psikolojisi. O güven kaybolduğu zaman mürekkebi bitmiş tükenmez kalem gibi oluyor futbolcu. Belli belirsiz karalıyor sadece. Yazar sanıyorsunuz, zorluyorsunuz ama yazmıyor bir türlü. İşte onun gibi birşey. Üstüne üstlük bir de fizik olarak güçsüz ise daha da kötü.

KAZANMAK zorunda olmanın bilinciyle oynanan yüksek tempolu, mükemmele yakın bir 30 dakika var. Ancak bu oyun zenginliğinin içinde santrforsuzluğun getirdiği bir yokluk, aranan golü getirmedi. Guti güçlü ve diriyken, Ernst de kendisine ortak olduğu zaman orta alanı çok iyi organize ediyor. Ne zaman ki Guti yoruluyor, Beşiktaş'ın pas trafiği sekteye uğruyor. İlk yarının son 10 dakikasında da böyle oldu. Ağır penaltı kararında yine sorumluluk alan Guti, usta bir pokerci gibi geçen haftaki köşeye vurdu. Riskliydi ama kalecinin kendi soluna yatacağından emindi.

SÜPER LİG GEREĞİ

MAÇIN ikinci yarısında Schuster'in istediği değil, Süper Lig gerçeklerinin oyunu vardı sahada. Kapanan ve kontradan rakibin hatasını arayan Beşiktaş, dakikalar geçtikçe kendi kalesine daha da yaklaştı. İçgüdüsel bir kazanma duygusu ve skoru koruma arzusu baskın çıktı ister istemez. Schuster de buna ayak uydurdu dün ilk kez. Değişiklikleri buna göre yaptı ve çok sakin olumlu hamlelerle oyunu harika okudu.

BU savunma oyununda Ersan başarılı gözükürken, İbrahim Üzülmez ve Rüştü gibi 2 emektar, tecrübeleri ile güven verdi. Hilbert takımın en enerjik en hızlı ve en güçlü oyuncusuydu sahada. Mükâfatını attığı golle aldı Alman dinamo. Bazılarının çok eleştirdiği Aurelio, tabii ki eski temposunda değil ama o kadar doğru poziyon alıp o kadar yerinde hamleler yapıyor ki O'nsuz da olmuyor. O varken Beşiktaş ve milli takım kaybetmiyor. O yokken durum ortada.

Q7 kenarlara indiğinde etkili ve tehlikeli. Ortada oynadığında ise savunmanın içinde boğuldu. Holosko futbol yaşantısının en kötü oyunlarından birini sergilerken kendisine bir terapi gerektiği gerçeği ile yüzleşmeli. Çünkü Holosko bu değil.

PSİKOLOJİK olarak çökmüş, kadro olarak eksik Beşiktaş dünü bir şekilde geçmeliydi. Günü kurtarmak için değil geleceğe umutla bakabilmek, lige tutunabilmek için. Yoksa 2. yarıdaki oyunun başka bir mazereti olamaz. G.Birliği Zec ve Harbuzi olmayınca sıradanlaşıyor. Oyunu iyi forse ettiler ama 2 klas ayak olmayınca pozisyon bulamadılar.
Aşk bu Aşk !

volkanca.net