Ana Menü

5 Adımda Duyumculuk

Başlatan NoPasaran, Ağustos 25, 2010, 10:22:03

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

NoPasaran

Efendim, ekonomik kriz sebebiyle iş bulma konusunda sıkıntı çekmenin normal olduğu bu dönemlerde, mis gibi yeni bir meslek icat olundu: Duyumculuk. Her ne kadar ilk etapta getirisi manevi olsa da, isminizi duyurduğunuz anda çeşitli ortamlarda size farklı kapılar açabilir, ya da kafayı kullanırsanız internet reklamları vs. sayesinde parayı kırabilirsiniz!

Sizi tek maçtan yatırdığımız bahis günlerini affettirmek için, 5 kolay adımda nasıl iyi bir duyumcu olabileceğinizi öğretmek istedik. Başlıyoruz hızlandırılmış kurumuza:

1. Daş gibi bir hikaye: İlk hikayenizi oluştururken iyi düşünmeniz, belirli kriterlere uymanız lazım. Bu üç kriter:

- Devamlılık
- Abartısızlık
- Şahsen duymuşluk

yani kısaca DAŞ. Mesela gidip de "Ya benim dayıoğlu hastanede yatıyor, yanındaki ölüm döşeğindeki hastayı ziyarete Serdal Adalı gelmiş, kulağına "Robinho tamam, gözün açık gitme" diye fısıldamış" derseniz, olayın b.kunu çıkarmış olursunuz. Çünkü sizin dayıoğlu devamlı o hastanede yatmayacak ve Adalı sürekli ziyarete gelmeyecek, hikayenizdeki ölüm döşeği tabiri abartı, ve de siz şahsen duymamışsınız.

İdeal senaryolarda, çalıştığınız şirket, yönetimden tanıdık, kongre üyeliği gibi mefhumları kullanabilirsiniz, çünkü bunlar hem olasıdır, hem de devamlılık sağlar. Ve unutmayın, mutlaka kendi gözünüzle görmüş, kulağınızla işitmiş olmanız lazım. Eğer başkasının duyumunu aktarırsanız "O niye gelip kendisi söylemiyor hıyar?" tarzı bir sorgulamaya maruz kalırsınız.

2. Tevazu: Türkiye toplumu, alçakgönüllülüğü sever. O yüzden yazdıklarınızda bir "görseniz şeker gibi adamım" tonu yakalamanız lazım. Ayrıca bulunduğunuz forumda yaş seçeneği varsa, yaşınızı en az 30'lara getirin, çünkü gençlere saygı duymak da adetten değildir, gençler de azamiyetle kaşınırlar zaten (bkz: liseli detected)

Bu "orta yaşlı, hafif göbekli, sözüne itimat edilir, mütevazı adam" imajını tamamladıktan sonra, onu her yazdığınızda güçlendirmeniz de lazım. O yüzden duyumlarınıza mutlaka "Hayırlısı tabii", "Valla biz de sıradan bir adamız neticede", "Allah utandırmasın", "Elçiye zeval olmaz" tarzı kapanış cümleleri eklemeniz lazım.

"Abi Robinho kesin geliyor, xxx'ten biliyorum" bir "Alex'le konuştum haberler iyi" seviyesini aşamayacakken, "Robinho geliyor diye duydum, umarım bir aksilik çıkmaz, Allah utandırmasın bizleri" "yazık lan adama, hadi bakalım" hissiyatı yaratacaktır.

3. Haber Kaynaklarına Hakimiyet: Her gün yabancı basını, forumları takip etmeniz lazım. Kendinize birkaç ülkeden gazete vs. belirleyin, ve onların websitelerine girip duyumu yaratmak istediğiniz kulübün ismini aratın. Unutmayın, dünyanın her ülkesinde, transfer haberleri -bizdeki kadar olmasa da- duyum ve de spekülasyon üzerine çalışır.

Bu dediğimi spor gazeteleri de yapıyor, o yüzden kendinizi geride hissedebilirsiniz. Unutmayın, spor gazetelerinin güncellenmesi ya da baskıya verilmesi belirli zaman dilimlerinde olur. O yüzden özellikle gece bu taramaları yapıp, diğer basın organlarını atlatmalısınız.


Size yardımcı olacak diğer bir kaynak da Google Translate olacaktır. Lakin Türkçe çevirisi biraz dandik olduğundan, İngilizce bilen birisini bulmanız tavsiye edilir.

4. İlk Duyum: Personanızı oturttuktan ve kaynaklarınızı belirledikten sonra, sıra ilk duyuma geliyor. Bu çok önemli, çünkü bütün kredibiliteniz buna bağlı. İlk duyum için tavsiyemiz takımın alabileceğine inandığınız, ama gene de gelirse sükse yaratacak bir isim. Mesela Beşiktaş'ta Quaresma, Galatasaray'da Kewell ya da Baros, Fenerbahçe'de Kezman gibi transferler bunlar için ideal.

Unutmayın, siz "Quaresma bitti geliyor" deseniz ve Quaresma gelmese bile, her zaman "son anda transfer ücretinde sorun çıkmış, son anda sponsor çekilmiş, son anda başka ülkeden teklif gelmiş" diyebilirsiniz. Neticede yıldız bu, aksilik çıksa kimse sizi suçlamaz, çünkü her taraftar takımının yıldız transfer edeceğine inanmak ister. Ama kıvırmanız gerekirse, bütün bahaneleriniz "son anda" söz öbeğini içermelidir.

5. Kod ad kullanımı: Diyelim ortaya attığınız isimlerden birisi en sonunda geldi, ve de piyasayı açtınız. Bundan sonra süksenizi devam ettirmeniz lazım. Ama ortaya başka isimler atıp da tutmaması halinde karizmanız gidebilir. O yüzden ilk aşamadan sonra atacağınız duyumlarda "kod ad" kullanmanız lazım.

Mesela "İngiltere'den zenci forvet geliyor" mükemmel bir duyumdur, zira baktığınızda İngiltere'deki takımların hepsinde bir tane siyahi forvet vardır. Aynı şekilde Fransa'dan transfer yapılacağı haberi okuduysanız gene "zenci geliyor" diyebilirsiniz. Diğer stereotipik transferler Almanya'dan ortasaha, İtalya'dan defans, Portekiz/Hollanda'dan kanat adamı olur. Önemli olan başkanın/komite adamının nereye uçtuğunu öğrenmek.

Bunun yanısıra Türkiye'den adam transfer ediyorsanız, kullanacağınız ideal kod ad "genç" olmalıdır. Bilinir ki, 3 büyük kulüp her sene en azından 1-2 genç oyuncu alır. Bu yüzden, takımın ihtiyacı olduğu mevkiiye "genç" transfer ederseniz, yanılma olasılığınız düşük olur. En nihayetinde Semih bile hala genç bu ülkede.
* * *
İşte bu kadar! Artık forumlarda bir isminiz, bir ağırlığınız var. Bundan sonra "başkan İbrahimoviç ile görüşüyormuş" deseniz bile size inanacak kadar saflaşmış bir kitle yarattınız. Artık Galatasaray'a Rosicky'yi, Fenerbahçe'ye Ronaldinho'yu getirebilirsiniz. Bugün tutmaz, yarın tutar; sonra arşivlerden çıkarıp "Ben demiştim!" dersiniz.

Artık siz de bir Fotomaçsınız!

http://eksibesiktas.blogspot.com/2010/08/5-kolay-admda-duyumculuk.html?spref=tw
Aşk bu Aşk !

volkanca.net