Ana Menü

Cenk Gönen : "Kaleci Lider Olmalı"

Başlatan CR7, Haziran 26, 2010, 03:10:12

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

CR7

"Adam olacak çocuk" deyiminin haklılığını, 16   yaşında Beşiktaş'a karşı Göztepe formasıyla oynadığı kupa maçında   kanıtlamıştı. Göztepe'nin efsane kalecisi Ali Arturen'in yeğeni olması,   ona biyolojik bir avantaj da sağlıyor. Üç sezon önce transfer olduğu   Denizlispor'da iki sezon yedek bekleyip Altay'da kendisini yeniden   kanıtlayarak çok güçlü bir biçimde geri döndü. Bu gücünü, Renny Vega'yı   yedek bırakarak gösterdi ve Milli Takım aday kadrosuna davet edildi.   Bütün dünyada genç kalecilerin ön plana çıktığını vurgulayıp,   Türkiye'nin de bu gerçeği görmesini istiyor, iyi bir kalecinin bir   kaptan gibi takımını yönetebilmesi gerektiğini söylüyor.
 
  Bu sezon Denizlispor kalesinde gösterdiğin performansla Milli Takım   kadrosuna davet edildin. Seni biraz daha yakından tanımak istiyoruz.
 
  Ailem İzmirli. Benden 13 ay büyük bir ağabeyim var. 2000 senesinde   babamı kanserden kaybettik. Annem ise Havaş'tan mali işler müdürü olarak   emekli oldu. Onun hakkını ne yapsam ödeyemem. Çünkü üzerimde çok büyük   emeği var. Bana ve ağabeyime hem analık hem de babalık yaptı. Allah onu   başımızdan eksik etmesin. Küçük yaşta babasız kalmanın eksikliğini bize   hissettirmemek için elinden gelen çabayı sarf etti.
 
  Eğitim durumunu da bize anlatır mısın?
 
  İzmir İnönü Lisesi'nde okuyordum. Lise 3. sınıfta Denizlispor'a transfer   olunca, Denizlispor Koleji'nden mezun oldum. Daha sonra Ege   Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nu kazandım. Şu anda   öğrenimim sürüyor. Ayrıca açık öğretimde işletme okuyorum.
 
  Eğitimini üst seviyede devam ettirmenin önemini kavramış olman çok   güzel. Çünkü birçok oyuncu futbol kariyerine başlayınca eğitimini ihmal   ediyor. Bu konuda ne söylersin?
 
  Ailemde eğitimli insanların sayısı fazla. Ben de sırf futbol oynuyorum   diye onlardan geri kalmak istemiyorum açıkçası. Kültürlü bir futbolcu   grubuna sahip olmanın, ülkemize de çok büyük avantaj sağlayacağını   düşünüyorum.
 
  İdolüm, dayım Ali Artuner'di
 
  Kaleci olmaya ve bunu meslek olarak seçmeye nasıl karar verdin?
 
  Göztepe'nin efsane takımının ve A Milli Takım'ın kalecisi Ali Artuner   benim dayım. Bana söylenen, kendisinin Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi   kalecilerinden biri olduğu. Küçüklüğüm hep onun hikâyelerini dinleyerek   geçti. Siyah-beyaz görüntülerden maçlarını izledim ve ona karşı büyük   bir hayranlık beslemeye başladım. Kaleci olmamdaki en büyük etken odur.   Doğal olarak kendisi benim idolüm. Mahalle maçlarında da hep kalecilik   yaptım. Hedefim hep dayım gibi olmaktı. Zaten tıpkı onun gibi   Göztepe'nin altyapısında futbola başladım.
 
  Ailecek Göztepeli olduğunuzu biliyoruz ve İzmir İnönü Lisesi'nde   okurken, annenin "Cenk'in Göztepe'ye daha yapacağı hizmetler var.   Kimsenin onu transfer etmesine izin veremeyiz" gibi sözleri olmuş.   Bunlar doğru mu?
 
  Evet, ailecek Göztepeliyiz. Dayımın Göztepe'nin sembol isimlerinden biri   oluşu nedeniyle kulüple özdeşleşmiş gibiyiz. Annemin bunu söylemesinin   iki sebebi vardı. Biri Göztepe'ye yeterince hizmet edip oradaki   misyonumu tamamlamam gerektiğine inanması, ikincisi de dayıma olan   saygısı. Çünkü dayımı da yine kanserden 2000 senesinde, babamdan bir ay   sonra kaybetmiştik. Bu sözden sonra, bir yıl daha Göztepe'de oynayıp   Denizlispor'a transfer oldum.
 
  Ailelerin genç oyuncuların kariyerine etkisi ne ölçüde oluyor? Dayının   büyük bir oyuncu olması senin üzerinde bir baskı yarattı mı?
 
  Ailenin dengeyi çok iyi ayarlaması gerekiyor. Ne çok baskıcı olacaklar   ne de başıboş bırakacaklar. Çoğu oyuncu üzerlerindeki baskının ağırlığı   nedeniyle kaybolup gidiyor. Futbolcunun, idman programı, yemek düzeni   gibi konularda hocalarının tavsiyelerini izlemesi daha yerinde olur.   Dayımın çok başarılı bir kaleci oluşu benim üzerimde bir baskı   oluşturmadı, çünkü ailem bunu bir unsur olarak kullanmadı. Bana her   zaman eğitimin öncelikli olduğunu aklımdan çıkarmadan futbola devam   etmemi öğütlediler.
 
  Beşiktaş maçında sınavı geçtim
 
  Herkes seni 2004 yılında Göztepe ile Beşiktaş arasında oynanan kupa   maçındaki başarılı performansınla tanıdı. Sen o maçla ilgili neler   hatırlıyorsun?
 
  Öncelikle maçın Kanal D'den canlı yayınlandığını hatırlıyorum. Alsancak   Stadı'nda soğuk bir kış günüydü. Benim de profesyonel takıma çıktığım   ilk sezondu. Daha çocuk sayılırdım. İlk turda Bucaspor'u eledikten sonra   karşımıza Beşiktaş çıkmıştı. İlk on birde olacağımı biliyordum. Bu   yüzden maçtan önceki akşam hiç uyuyamadım. Ligde daha önce 10'un   üzerinde müsabakaya çıkmıştım ama bu benim ilk büyük deneyimim olacaktı.   Maç bizim için çok iyi başladı. Neredeyse Beşiktaş'ı yenecektik.   Bir-iki pozisyonu harcadık. Ama ikinci yarıda golü yiyince, sonrasında   maçı çevirmek mümkün olmadı. 1-0 yenilsek de o gün kendi adıma sınavı   geçtiğimi düşünüyorum. O maçtan sonra Beşiktaş'ın yanı sıra birçok   Anadolu takımı da beni transfer etmek istedi.
 
  Sana başka kulüplerden de teklif varken Denizlispor'u tercih ettin.   Bunun nedeni neydi?
 
  Biliyorsunuz, büyük takımlar ilk tercihlerini çoğunlukla yabancı   kalecilerden yana kullanıyor ve Türk kaleciler yedekte bekliyor. Bu   durumu yaşamak istemiyordum ve Denizlispor'da daha fazla oynama şansı   bulacağımı düşündüm. İyi ki de tercihimi bu şekilde yapmışım. Hiçbir   büyük takımda 20 yaşında bir kaleciyi birini tercih yapmazlar. Ama   görüyorsunuz Denizlispor'da birinci kaleci olarak Turkcell Süper Lig'de   görev yapıyorum.
 
  Geçen sezon Altay'da geçirdiğin kiralık dönemin sana neler kattığını   düşünüyorsun?
 
  Şüphesiz kendimi geliştirmeme büyük katkısı oldu. Denizlispor'a   geldikten sonra Souleymanou ve Süleyman'ın arkasında iki sezon yedek   beklemiştim. Altay'a giderek düzenli oynama şansı yakaladım. Altay'da   üst üste 6 hafta gol yemediğim bir dönem oldu. Bu da genç yaşta   özgüvenimin gelişmesini sağladı. Bir kaleci için en büyük güven kaynağı   üst üste kaleyi kapalı tuttuğu maçlardır. Bank Asya 1. Lig'de ikinci   devrenin en az gol yiyen kalecisi oldum. Altay'daki performansımdan   dolayı Ümit Milli Takım'a da çağrıldım.
 
  Souleymanou ve Süleyman gibi çok deneyimli iki kaleci artık takıma   değil. "Onlar ayrılmasa dahi yine bu çıkışı yapardım" diyebilir misin?
 
  Bu sezonki formumla yine başarabilirdim diyorum. İki kaleci gitti ama   yine onların yerine Venezüella Milli Takımı'nın kalecisi Ronny Vega   geldi ve şimdi yedek bekliyor.
 
  Devir genç kaleci devri
 
  Türk kaleciliğinin durumunu nasıl görüyorsun? Turkell Süper Lig   takımlarının büyük bir kısmının yabancı kaleciyi ilk tercih olarak   görmesi neden kaynaklanıyor ve Türk kalecilerini nasıl etkiliyor?
 
  Baktığınız zaman takımların büyük bir kısmı yabancı kaleciyi tercih   ediyor. Yabancı oyuncular, genç Türk kalecilerinin kendini gösterebilme   imkânlarını sınırlıyor tabii. Bu noktada hocalarımızdan sağduyu   bekliyoruz. "Türk kalecisi hata yapıyor. Onlara güvenemeyiz"   anlayışından vazgeçilmesi gerekiyor. Her kalecinin hata yapabileceğini   unutmayalım. İspanya'da Casillas ve Victor Valdez örneklerini ele   alalım. Hangi yaşlarda kaleyi devraldıklarını inceleyelim. İspanya   Ligi'nin küçük takımlarında da genç kaleciler var. Ben bu konuyu   yakından takip ediyorum. Almanya'da da benzer durum var. Şu an milli   takımın birinci kalecisi Leverkusen'den 23 yaşındaki Rene Adler. Eğer   şans verilirse, Türk kalecisi de kalitesini gösterme imkânı bulacaktır.   Konuya teknik adamlar yönünden bakarsak, onlar da kendilerini güvende   hissetmek istiyor. Kendilerinden hemen başarı beklendiği için onlar da   oyuncularına karşı sabırlı olamıyor. Hazır yeteneği alıp takıma koymak   amacındalar. Çok şükür Denizlispor'da Ali Yalçın Hocamız sayesinde bu   zinciri kırdık. Elinde Vega gibi bir kaleci varken bana güvendiği için   ona çok teşekkür ediyorum. "Bunu başka kim yapardı?" diye düşünüyorum.   Genç yaşımda bana formayı verdi. İnşallah, benim durumum diğer kaleciler   için iyi bir örnek olur.
 
  İyi bir kaleci hangi özelliklere sahip olmalı?
 
  Kaleci, lider adam olmalı. Önündeki defansa ve takıma hükmedebilmeli,   yönetebilmeli. Kaptanlık pazubandını takmasa bile kaptan gibi davranması   gerekiyor. En arkadan oyunu izleyebilen tek kişi kaleci biliyorsunuz.   Ayrıca cesaretinin yüksek olması lâzım.
 
  Bir kaleci olarak, kuvvetli olduğunu ve geliştirmen gerektiğini   düşündüğün yönlerin hangisi?
 
  Cepheden ve birebirde çok etkili olduğumu düşünüyorum. Yan toplarım da   iyidir. Oyundaki dikkatimi geliştirmem ve maç oynayarak tecrübemi   arttırmak gerekiyor. Her konuda kendime güveniyorum ama kendimi sürekli   geliştirmem gerektiğinin de bilincindeyim.
 
 
  Avusturya maçı için A Milli Takım kadrosuna çağrılmayı bekliyor muydun?
 
  Açıkçası, içimden geçmedi değil. Çünkü iyi oynadığımı düşünüyordum. Ama   yine de sürpriz sayılabilir. Sağ olsunlar, Fatih ve Eser Hocalarım da   beni görüp, güvenip Milli Takım'a çağırdılar. Haberi aldığım zaman   tüylerim diken diken oldu. 70 milyon taraftarımızı arkamızda hissederek,   ay-yıldızlı formayı giymek gerçekten heyecan verici olacak. Milli   formanın ağırlığının farkındayım. Burada olmak gerçek bir onur.
 
  2006'ya kadar genç milli takımlara düzenli olarak çağrılmana rağmen,   daha sonra bu sürecin kesintiye uğradığını görüyoruz. Bunun nedeni   neydi?
 
  Hem geçirdiğim sakatlık hem de Souleymanou'nun arkasında yedek beklemek   tabii ki milli takım kariyerimi de etkiledi.
 
  Kariyerinde bundan sonrası için neleri hedefliyorsun?
 
  Öncelikli hedefim Milli Takım'da kendimi gösterip kalıcı olmayı   başarabilmek. Bana verilecek şansı en iyi şekilde değerlendirmek   istiyorum. İkincisi de Denizlispor'da iyi oynamayı sürdürüp daha büyük   bir takıma veya lige transfer olabilmek. Zaten bunlar her futbolcunun   rüyasıdır.
 
  Denizlispor'un bu sezon kadrosunda büyük değişim yaşadığını görüyoruz.   Adaptasyon süreciniz ne ölçüde tamamlandı?
 
  Bu sezon başında kadromuzdan birçok futbolcu ayrıldı. Onların yerine de   yeni arkadaşlarımız katıldı. Çok genç bir kadromuz var. Yaş ortalamamız   22. Zamanla daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Takımdaki kimse gerçek   anlamda bir yıldız ya da büyük şöhret değil ama Kratochvil ve Tomas gibi   tecrübeli oyuncuların genç oyunculara önderlik yapacağı kanaatindeyim.   Ligde düşme korkusu yaşamadan, sezonu en iyi şekilde bitirmeyi   hedefliyoruz.
 
  Teknik adam değişikliği Denizlispor'a neler getirdi? Ali Yalçın ile   yolunda gitmeyen neydi?
 
  Şanssız bazı maçlar oynadık. Başka bir nedeni yok. İyi oynarken şanssız   goller yedik. Bu da bizim direncimizi kırdı. Ali Hoca, bir kan   değişikliğinin takımın önünü açacağını düşündüğü için kendi isteğiyle   ayrıldı. Şimdi Ümit Kayıhan başımızda. Kendisi İzmirli olduğu için beni   de yakından tanıyor.
 
  İşinde en iyisi olmak önemli
 
  Kendi performansını nasıl değerlendiriyorsun? Venezüella Milli   Takımı'nın kalecisi Ronny Vega'yı yedek kulübesine itmeyi başardın. Bu   ilerlemeyi neye borçlusun?
 
  Yazın bile antrenman yaptım, Çeşme'deki yazlığımızda yüzdüm. Arada   koşular yaptım ve kendimi hem fiziksel hem de zihinsel olarak   hazırladım. Takımda direkt oynayacağımı düşündüm. Annem de babam da bana   "Ne yaparsan yap işinde en iyisi ol" demişlerdi. Ben de onların   öğütlerine uyuyorum. Bu işi meslek olarak seçtim ve işimi lâyığıyla   yapmaya çalışıyorum.
 
  Vega transfer edildiğinde bir hayal kırıklığı yaşadın mı?
 
  Umudum kırılmadı değil. "Diğer takımlarda olan bize de oluyor" diye   düşündüm ama yılmadım, çalıştım. Demek ki oynamayı ondan daha fazla   istemişim. İnşallah sezon sonuna kadar böyle gider.
 
  Beğendiğin kaleciler kimler?
 
  Casillas'ı çok beğeniyorum. Çok hızlı ve çevik. İstikrarlı, ne   yapacağını çok iyi biliyor ve fazla hatalı gol yemiyor. Genç yaşta hem   kulüp takımında hem de milli takımda birinci kaleci olmayı başarabilmiş   bir isim. Umarım onun gibi olabilirim.
 
  Çekindiğin golcüler var mı?
 
  Mehmet Yıldız. Sivasspor'la oynadığımız maçta bana 2 tanesi penaltıdan   olmak üzere 3 gol attı. Benim için epeyce sıkıntılı bir maç oldu. Artık   ondan çekiniyorum. Bir dahaki sefere ona karşı daha dikkatli olacağım.
 
  Röportaj: Türker Tozar-TFF
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)