Ana Menü

#13 Roberto Hilbert!

Başlatan CR7, Haziran 21, 2010, 22:43:29

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

CR7

           
   

Öncelikle,   Besiktas'in  kimligine ve  oyun karakterine uygun bir  futbolcudur   Roberto Hilbert. Her şeyden öte,  onun en önemli özelligi, karakterinin   cok düzgün olmasıdır. Fürth zamanindan bu yana, bu hic degismemistir.   Sülalemin yarisi Fürth'de oldugundan, bu kucuk kasabamsi sehrin   futbolcularina biraz daha yakınız. Bize verdigi sözü tutmus olmasi   degil,  Stuttgart'lilarin da bu adama bakisi bizden farksizdir, karakter   olarak taparlar,  zira sözünün eri, problemsiz, caliskan, Ernstvari bir   kanat adamidir.


Cok genel bir bakis acisi icerisinde iki tane   problem söz konusudur. Kadro bütünlügü icerisinde yeteri kadar yaratici   oyuncunuz var midir?  Oyunun merkezi kenarlara mi tasinacaktir? Ve şu   kesin ki Roberto Hilbert, Querasma gibi yildiz futbolcu beklentisini en   son karsilayacak oyunculardan biridir.  Daha da önemli olan sorun ise,   onun 2006/07 sezonundaki formuna  geri döndürecek bir ortamı Beşiktaş   saglayabilecek midir ya da oyuncu o benim tanidigim güzel dönemin   futbolcusuna  geri dönebilecek midir? Bu acidan baktiginiz vakit iki   farkli Roberto Hilbert profili ortaya cikiyor ve her ikisini de üzerinde   durmakta fayda var.


Yıllar yılı  sevdiğimiz, beğendigimiz ya da   pek iyi değil diye kanaat getirdigimiz oyuncuların  diğer tarafa gecip   nasıl bir performans gösterdiğini görerek  neyin doğru neyin yanlis   oldugunu anlamaya cabaliyoruz transfer konusunda. Gerek Lincoln gerekse   de Meira gibi diger  "yetenekli" oyuncularin cuvalladiğını görünce,   futbolcu transferinin ne kadar dogru olduğu konusunda  ana kriteri    artik oyuncunun yeteneklerinden ziyade karakteri, oyun yapisi ve her   şeyiyle  bir bütün olarak bir ülkeye, bir takıma ne kadar uygun olduğuna   bakıyoruz. Genel  futbolcu / insan karakteri  ve maliyeti acisindan   Besiktas, Roberto Hilbert konusunda oldukca akıllı davranmıştır. Zira   Ernst gibi savasçı, takımına elinden geldiğince tüm gücünü sahada veren   ve problemsiz bir oyuncuyu takıma bonservissiz olarak kazandırmıştır.   Zira bir başka deyişle, Querasma'nın her anlamda zıttı bir futbolcuyu   -haber yalan değilse- kadrosuna katmıştır.

Türkiye   Süper Liginin mücadeleye dayanan yapısı göz önüne alındığında, Roberto   Hilbert çok düzgün bir transferin nesnesi olarak durur ve fakat Beşiktaş   kadro bütünlüğünün içerisinde Hagi, Querasma ve benzeri yetenekli   oyuncuyu kaldırabilecek direncli bir takim oldugunu varsayarsak,   yaratıcı oyuncu açısından  daha iyi bir seçim olabilirdi  elestirisi   getirilebilir. Ancak Besiktaş'ın daha yapacaği transferleri olduğunu   düşünürsek  bu konuda kesin yargı vermekten kaçınmak gerekir...
Fabian   Ernst icin iki farkli takimda iki farkli dönemi  var diye belirtmiştik.   Bremen performansı ona Milli takimin kapilarini açmış ve dönemin en iyi   defansif orta sahası olarak Bundesliga'ya damgasini vurmustu. Lakin   Schalke'nin yaratıcı futbolcu eksikliğinin oldugu bir yerde, oyunun   merkezinin orta üçlüye yıkıldığı bir sistemde,  kendisiyle beraber iki   defansif orta saha ile oynayıp hiç bir zaman kötü performansı olmasa da,   olmayan ortalamanın çok üzeri hücum özelliklerinden dolayı haksız bir   şekilde yargılanmış ve biraz da bu onu Beşiktaş'a getirmistir. Sadece   Lincoln'lü Schalkeli Ernst  /yaratici oyuncunun oldugu zaman/ ve   Lincolnsüz Schalkeli Ernst performansi dahi farklıdır. Biraz da bunlar   önemlidir, toplamda yapacagi katki açısınan bakarsak eğer..


Roberto   Hilbert ise bizim kasabanin takimi Fürth'de cok güzel gecirdigi  iki   sezonun ardından Stuttgart'ın yolunu tutmuş ve bu takımın Armin Veh ile   kazandigi şampiyonlukta emeği en çok geçen futbolcular arasinda    tartışılmaz ilk üçün icerisine girecek kadar katkı sağlamıştır. Son  üç   yılını da bu müthiş performansının gölgesinde yaşamis, kendi   taraftarlardan kendisini geliştiremeyen genç yetenek olarak biraz da   elestiri almiştır...  Görünürde "ortalama" bir futbolcu olarak   algılanıyorsa da, kesinlikle öyle değildir.  Sadece performansı son   yıllarda düşüşe geçmistir. Misal Fink'ten en büyük farkı, uyum sorunu   yasamaz, taraftarlar da onu bağrına basarsa ( kolay olacaktir  bu )   potansiyel acisindan Alman Milli takiminin sag kenarını "yeniden"   sahiplenecek bir performansı da gösterebilir oluşudur. İyi senaryo   gerçekleşirse performansı sonrası tekrardan pazarlayıp üzerinden para   dahi kazanabileceğiniz futbolcu olma ihtimali vardir. Fink, en iyisini   verse de saha icerisinde  yapabileceği sınırlıdır, Hilbert'in sınırı ise   "yildiz oyuncu" kivamina gelebilir. Ama  sorun, başta da belirttigimiz   gibi,   son sezonlarına baktıgınız vakit,  durumun pek iç açıcı   olmamasıdır.

Eger   4-4-2 kanat oyuncusu ariyorsaniz Hilbert buraya tam ve mükemmel bir   şekilde  oturur ve fakat 4-3-3 icin Hilbert ne kadar uygundur, tam bir   yanıt veremiyoruz.  Düşüşe geçtigi son iki sezonunu ele alip bir   değerlendirme yapanlar, doğru da olsa, kimyanın uyuşmasi sonucu ortaya   cıkacak yeni bir Roberto Hilbert'i göremeyebilirler.  Benim onu   keşfedişimin arkasından altı yıl geçmiştir. Bu altı yılı tam ortadan   ikiye böldügünüz zaman ortaya iki farkli oyuncu performansı çikar.   İkinci Bundesliga'daki iki sezonu ve Stuttgart ile  sürpriz bir şekilde   Bundesliga şampiyonu olup formunun zirvesine Alman Milli takimina da   seçilmis "yıldız" oyuncu ilk üç yılın tanımıdır.


Geride kalan üç   yıl içerisinde bu performansının gölgesinde yaşamis ve bu doğrultuda   sürekli eleştiriler almıştır. Özellikle  savasçılığı, sonuna kadar   mücade edebilirliğinin yanında  toplamda istikrarsız bir  performans   ortaya koymuştur.


Roberto Hilbert, savunma yönü kuvvetli  bir   kanat adamıdır. Bu onu sağ bek de oynatabileceğiniz yanilgisina götürür (   Stuttgart denemistir bir kac kez ). Oysa o ikili mücadele kazanma oranı   yüksek bir oyuncu değil, daha çok top rakipte iken defansı da düşünen   bir aklın varlığindan bahsedebiliriz... Rakip takımın koşu yollarını   kapatması, pas yollarını tıkamasi şeklinde.. Bu yüzden, yüzde yüz bir   takım oyuncusu olarak adlandırabiliriz. İki kisilik koşar, hizlidir,   mücadeleci ve yer yer asistleri göz kamaştirir lakin aynı oyuncu için   Galatasaray'in Sabri algısına benzer sekilde kestiği ortalarda cok büyük   bir isabetsizlik oranı da yakaladığını söyleyebiliriz. İlginc olan şu   ki, ben onun ilk üç yılında daha çok  izledigim icin  onu en çok kenarda   attırdığı goller ile sevdim ama son yılları içerisinde gösterdigi   gelişim oldukca dengesiz oldu. Stuttgart'lı arkadaşlarım ile   tartışıyoruz bu konu üzerinde, zira iki farklı oyuncu kimliği söz   konusu. Roberto Hilbert dediginiz vakit benim çizgide golün bir önceki   adımını atan  adam aklima geliyor ve fakat sürekli Stuttgart'ın her   maçına doksan dakika  konsantre olmuş arkadaslarım son iki yılını göz   önüne getirip, Galatasaray'ın  gecmis yillardakı Sabrisine benzer bir   orta isabet oranı ortaya koyuyorlar.. (5'te 1 diyelim)


Istikrarsız   bir yapısı var ama bu mücadele anlamında değil, daha cok ne kadar   efektif olduğu konusundadir. Şöyle aciklayabiliriz:
Dört kişinin   arasina dalan bir futbolcu düşünün ( Sık sık  buna yeltenir)  Bazen   oradan cıkıp gole koşar, bazen de o topu orada  kaybeder. Ama her zaman   Roberto Hilbert o topun peşinden koşar, gole dogru ya da golü engellemek   üzere... Eger teknik direktör - oyuncu - sistem kimyası tutarsa [size=100%]muhteşem oynar ve fakat bunlar gercekleşmez,   formu daha da düşerse, yine de takıma katkısı defansif anlamda,   mücadeleci ruhuyla  da olsa her zaman  olacaktır. İki farklı tanım ve   bugün itibariyle iki farkli senaryo mümkün...[/size][size=100%]Kötü Senaryo[/size]

[size=100%][/size][size=100%]Çok top kaybedip isabetli orta kesememesi   üzerine eleştiriler  olacaktir. Hücumcu yönü sorgulanacak, takıma ne   kada[/size][size=100%]r "[/size][size=100%]efektif" katki yaptiği   masaya yatırılacaktır.  Tekniğini yetersiz, katkısını da istikrarsız   addedip "kötü" transfer olarak yargılanacaktır.  Ama burada dahi   defansif katkısı, mücadelesi her zaman alkış alacaktır.[/size][size=100%]İyi Senaryo



Asistler yapıp goller attığı gibi, takımın   defansif anlamda daha iyi olmasini sağlaması üzerinde durulacaktir. Yer   yer skorer oyunu da  göz önüne gelecek ve Ernst gibi takımın değişmez   oyuncusu olacaktır. Özellikle bu başarılı performansı sonrası   takıma aidiyeti konusunda Besiktaşlıların Ernst'den sonra en çok sevdiği   ikinci futbolcu olabilme ihtimali bir hayli fazladır. Karakteri çok ama   çok sağlam bir oyuncudur, kötü de oynasa ona toz konduramayacak ölçüde   sevilecektir. Üç kisilik koşacak, takımın zor zamanlarında veya daha iyi   oldugu için ya da eksiklik orada bulunduğu icin sağ bek, defansif orta   saha gibi görevleri de kusursuz bir şekilde gercekleştirecektir... Oyunu   iki yönüyle oynayan ve fakat Ekrem Dağ ve  Ibrahim Üzülmez'in aksine,   performansı  onu Almanya Milli takimina götürecek   seviyede "parlak"   olacaktır.
[/size]
[size=100%]
Bundesliga'nin ortalamanın altında olarak   yaftaladığı Ernst'in hucum performansının, bugün burada bu şekilde   algılanıldığı yerde, Roberto Hilbert'in formunu yakalaması sonrası size   sağlayacağı katkınin seviyesi icin, İbrahim Üzülmez, Ekrem Dağ gibi   futbolcular baz alınamayacaktır.  Mücadelesi olan her  hücum alanında   görev yapan futbolcu klişeye kurban gidip  vasat hücum performansı ile   özdeileştirme durumu buraya pek uymaz.  Hilbert tutarsa asistleri  ve   golleriyle de öne çıkabilecek potansiyeli taşıyan bir oyuncudur.
[/size]
[size=100%]
Özellikle   asist-gol oranları konusunda geçmişe göre burada farklı olacağını,   rakamların çok daha yukarıya çıkacağı, benim kendi görüşümdür. Türkiye   Süper Ligi artık karakterini ortaya koymuştur ve burada nazik, koşmayan,   çabuk devrilen oyuncunun, ne kadar yetenekli olursa olsun istikrarlı   bir performans ortaya koyması çok olası değildir. Bu yüzden beş büyük   ligden transfer edilen oyunculardan sadece  Hilbert tarzi  oyuncularin   burada çok daha başarılı olacağını düşünüyorum...  Meira, daha yetenekli   ve çok iyi bir defans olmasına karşılık, performans gösteremesini de   akılda tutarak,  bugün Hilbert tarzının bu ligde cok daha makbul   oldugunu görebiliyoruz artik.. Kartlara uzak, disiplinli, karakterli..   Tek büyük sorun, efektif olmasında "istikrar" yakalamasıdır ve biraz da   bu ve çok şey teknik adama, oynatacağı sistem içerisinde alacaği role   bağlıdır.


Degerlendirmeler Bundesliga üzerinden yapilir, ortalama   Bundesliga oyuncusu kriter olarak ele alınır. Ben Roberto Hilbert'in   burada kendisini bulacagina ve iyi bir teknik adamin ona istikrar   kazandırması sonucu, Alman Milli takımına dahi yeniden seçileceğine   "gönülden" inaniyorum.


Beşiktaş, Ernst'in yaşindan ve yeteri   kadar "modern" olmamasindan, Fink'in potansiyelinden / ortalamanın   üzerine çıkamamasından  dolayı belki sadece Roberto Hilbert  Almanlar   arasinda tekrardan Alman Milli takımına seçilebilecek konuma   ulaşacaktır. İkinci bir Ernst'den ziyade Stefan Kuntz olacaktir... Hali   hazirda yakın geçmişte sekiz kez bu formayı giymiş ve her zaman adaylar   arasindadir. Zira 2007'de oynadığı futbol olağanüstüdür. Mesele, o   futbola bu oyuncuyu bir daha kavuşturmaktır.


Geçenlerde şöyle   demiştim: Her takimin bir Ivica Olic'e ihtiyacı vardır. Besiktas, Ivica   Olic'ine kavuşmuştur diyebiliriz.  Onu biraz daha iyi tanıyan bir insan   olarak, Beşiktaş takımına karşı biraz daha sempati ile bakmama neden   olacaktır kesinlikle. Öyle güzel karakteri olan  bir futbolcudur da..


*Ekşi Beşiktaş bloguna yazmaktan cok keyif   aldığımı belirtmek isterim. Hatalar, tekrarlar olabilir ama inanilmaz   bir yoğunlukta çok büyük bir keyifle hızlı bir şekilde bunu yazdım.   Transfer netleşirşe ihtiyaç halinde  daha teknik bir analiz de olabilir.   Her türlü imla hatası ,tekrar için şimdiden özür dilerim.


Borges(eksibesiktas.blogspot.com için yazmıştır asıl blogu devrimderki.blogspot.com 'dur Almanya'da yaşamaktadır.Sıkı takipçidir)




:bjk :bjk :bjk :bjk


Süper bir adam geliyor bu yazıya göre :)



[/size]
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

Cem Goren

Willkommen Hilbert

bize böylesi lazım
altın kapılarımız kan oldu tayfun

CR7

hey yavrum be 9 numarayı da almış
şimdi 9 numara düşünsün!
hep kötüler giydi pancudan beri. Nihayet Hilbert geldi!
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

pAscAliAnUmut



Hayırlı olsun Hilbert  :)
Efsane yazdın tarihe Beşiktaş
Aşık oldum renklerine Beşiktaş
Ölüm olsa dönmeyiz bu yoldan
Canım feda olsun sana Beşiktaş

Cem Goren

o forma lanetlı arkadas ya
altın kapılarımız kan oldu tayfun

CR7

Hilbert Chino giymiş

Cin cin çıkıcak cin çıkıcak :lol
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

carsi52

O numaranın uğursuzluğu sen geldikten sonra gider inşaallah..
Hoşgeldin Beşiktaş'a.
Bölünür senin için uykular!

+18 !

9 numaradan hep korkmuşumdur Pancu'dan sonra..

Umarım Hilbert'te hayal kırıklığı olmaz..

Wilkommen Hilbert!

ilhan mansız_melis

9 numara uğursuz ya ;D

Hayırlı olsun.

Hoşgeldi Beşiktaş'a.
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

pAscAliAnUmut

 



Sağlık kontrolünden de geçmiş  :)
Efsane yazdın tarihe Beşiktaş
Aşık oldum renklerine Beşiktaş
Ölüm olsa dönmeyiz bu yoldan
Canım feda olsun sana Beşiktaş

pAscAliAnUmut








Hayko'ya benziyor bu adam ya  :lol
Efsane yazdın tarihe Beşiktaş
Aşık oldum renklerine Beşiktaş
Ölüm olsa dönmeyiz bu yoldan
Canım feda olsun sana Beşiktaş

KeePSaKe

Lazları andırıyor biraz burnu uzun ya  ;D

Hoşgeldin Hilbert  :bjk
Since 1903

saldır beşiktaş

http://www.facebook.com/video/video.php?v=397836724513

Alen abininde boşluğunu doldurucağa benziyor  ;D

Hoşgeldin Hilbert  :)

Not:2.Pascal olabilir.
"Kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun kazandıracak atışı ıskaladım. Çabaladıkça başarısız oldum, başarısız oldukça çabaladım. İşte başarımın sırrı." Michael Jordan

ilhan mansız_melis

Alıntı yapılan: saldır beşiktaş - Haziran 22, 2010, 22:14:31


Not:2.Pascal olabilir.

Herkes böyle söylüyor ama bakalım  :)

Video süper ya :)
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

Cem Goren

altın kapılarımız kan oldu tayfun