Ana Menü

Denizli ‘in’ mi, ‘out’ mu, ‘cin’ mi!..

Başlatan Simurg, Haziran 05, 2009, 13:50:51

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Simurg

Denizli 'in' mi, 'out' mu, 'cin' mi!..
'"Eşek Adası"na hangi gazeteler ulaşır, sakinleri hangi yazarları ciddiye alır bilemiyorum ama, anakaradan seslenmek istiyorum Mustafa Hocam'a...' Milliyet Gazetesi yazarı Atilla Gökçe'nin köşe yazısı:

Denizli 'in' mi, 'out' mu, 'cin' mi!..

"Eşek Adası"na hangi gazeteler ulaşır, sakinleri hangi yazarları ciddiye alır bilemiyorum ama, anakaradan seslenmek istiyorum Mustafa Hocam'a...
Yanlış anlaşılmasın. Bir "ima" falan yok. Televizyonsuz, telefonsuz huzur içinde dinleneceği Eşek Adası adresini kendisi vermişti Haber Türk'ten Kartal Yiğit'e.
Neyse...
Mektuba dönelim:
Sevgili Mustafa Denizli, "cin" misin, "in" misin, "out" musun, bir an önce tercihini yapmalısın. Yani içinde misin Beşiktaş'ın, dışında mı? Yoksa nazlanmakta mısın?
Öyle ya...
Başkanı "Ben burada oldukça kapıdan giremez" diyen, taraftarı serin bakan, hocası biraz da senin televizyon eleştirilerin yüzünden gönderilen takımın başına, "yarı yoldan" hooop diye geliyorsun altı ay önce...
"Allahıma şükür borçluyum" diye başlıyorsun işe...
Başarıyorsun.
Bugün takıma istediğin adamları monte etmişsin, çifte kupayla tarih yazmışsın, doğuştan Beşiktaşlı olduğunu açıklamışsın, aynı başkanın bir tek yalvarmadığı kalmış "bırakma" diye...
Ve karar veremiyorsun!
Acaba "elini güçlendirmek istiyor" gibi bir "cinlik" yaftası yapıştırmazlar mı sana?
"Beşiktaş'ı iplere yasladı, parayı yükseltmeye çalışıyor" demezler mi?
"Yorgun" ve "bitkin" imajı, zirvesindeki kariyerini zedelemez mi?
Her haberi bilmek zorunda değilsiniz; yazayım. "Depresyondayım" itirafını Vatan'ın cevval müdürü İbrahim Seten söküp almıştı Denizli'nin ağzından. Hatta yuttuğu uyku ilacını bile yazmıştı ki, yine de uyku tutmadığı ile yan yana olduğu için olası bir tazminat davası bekliyor sevgili Seten'i !..
Ya Denizli hastanelik durumda ya da o ilaç palavra...
Neyse, yine mektuba dönelim:
Hocam, biraz daha sürüncemede bırakırsan; "varım" dediğinde yıpranmış, gecikmiş, yönetimi kinlenmiş bir Beşiktaş'a döneceksin.
"Yokum" dersen, Beşiktaş'la şampiyonluğu şeref defterinden sileceksin!.. En azından Beşiktaşlılar siler sonra.
Zaten "Üç Büyük"le şampiyonluğun Galatasaray ayağını Nilay Yılmaz kardeşim "1988'de sorumlu Derwall'di" diye yeniden tartışmaya açmış bile.
Sezonun dörtte biri geride kaldıktan sonra görev aldığın Beşiktaş'taki şampiyonluğunun da eli kulağında.
"Ertuğrul Sağlam pişirdi, Mustafa Denizli yedi" şu anda mırıltı halinde.
Nereden baksan "üç" değil, "2,5"a bağlayacaklar sonunda. Bari Beşiktaş'ı daha çok hırpalama.
Güzel yazılarını, güleç yorumlarını da özledik, ama senin yerin ne Eşek Adası, ne stüdyo, ne de yazı masası.
Dik alası dedikodulara zemin yaratma sevgili Hoca'm. "Fatih Terim'in, Galatasaray'a geçmesini bekliyor, Milli Takım'ı istiyor"a kadar duydum ben.
En kritik zamandasın. Çünkü başarılısın. Yemekten sonra tatlı niyetine çiğnenmen işten bile değil.
Karar zamanı Hoca'm.
"İn" misin, "out" musun yoksa "cinlik" mi yapmaktasın.
Bilelim, sevgi ve saygı duymaya devam edelim.


BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..