Ana Menü

12 sene önce | ALEN MARKARYAN

Başlatan NoPasaran, Mart 17, 2009, 10:57:47

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

NoPasaran



Hiç unutmam.

97 senesinin kışındayız.

Zemheri de zemheri.

Ben mazbut şarkıcı menajeri.

Toshack teknik direktör.

Serdar Bilgili genel sekreter.

Ertuğrul da liberoda.

Saatler tenha.

Uğdi karşımda bar kenarında.

Haydi Abbas"ı mırıldanıyor.

Bu şarkı mekandakilere "gidin" demek.

Benim telefon titreşimde.

Titriyor.

Açıyorum. Alo!

- Alen ben Serdar.

- Hayırdır abi sabah sabah.

- Uyku tutmamış, Toshack"a yapılanlara canı sıkılmış "Arkasında durmamız lazım" diyor.

Toshack"ın kaliteli bir adam olduğunu, birilerinin onu göndermek için düğmeye bastığını anlatıyor.

Ben de tribün olarak kendisini zaten sevdiğimizi, gereken desteğin daimi olacağını belirtiyorum.

Kapatıyoruz.

Verilen onca desteğe rağmen gitti Galli.

Scala"ya ur var dediler.

Daum"a kokainman.

Del Bosque"ye stajyer.

Tigana"ya biracı dediler.

Hepsi birer birer göndertildi.

"İyi"yi Beşiktaş"ta istemeyen bir sistem vardı.

Bu düzenek öğütme makinası gibi.

Bütün "iyi"leri bir bir yedi.

Taraftar bir kere bile faka basmadı.

Hepsinin değerini avucundaki alkışlarda sakladı.

Lakin bazı sinsi ve lobisel güçlerin ayak oyunlarına da engel olamadı.

Bunları niye anlatıyorum.

Anlatayım.

Sabahın 4"ünde bir kulüp genel sekreterinin bir tribün adamını arayıp da Toshack"a sahip çıkın kelamı ne ola ki.

Olası ihtimal, kuvvetle muhtemel

Sinsi,

Çiyansı,

Ve hayın,

Beşiktaş harici hiçbir düzeneğin oyununa gelmeyin kelamıdır.

Ve hatta

Entrikalaştırılan senaryoların Beşiktaş yönetimlerini çaresiz bırakmak amaçlı olduğunu en güvendiği Beşiktaşlıyla paylaşmasıdır.

Anlatıyorum.

Denizli"nin gelişine ben de sıcak bakmayanlardandım.

Kafamdaki kalıplaşmış yargılar beni hocanın soğuk tarafına itiyordu.

Lakin bir ara takımın aldığı başarısız sonuçlara rağmen ülkemiz medyasının Mustafa hoca"ya bir türlü ve her daim diş geçirememesini hayretle takip ettim.

Senelerdir en büyük eksiğimizi görmüş, bulmuş ve tamamlamıştık.

Liderlik vasfı.

Devamlı gülen yüz.

Umudun hiç kaybolmaması.

Ne olursa olsun basında Mustafa hocaya çok açık bir kredi bırakılması.

Dolayısıyla devamlı pozitif haberler.

Maç sonu yayıncı kuruluş ve Ömer abinin (Güvenç) önceki Beşiktaş antrenörlerine sorduğu tuzak soruları Mustafa hoca"ya "artık" soramaması.

Ve Beşiktaş tribünlerinin tecrübeli oluşu.

Hocayla hala mesafeli duruşu.

Çağrıldı, çağrılmadı polemiklerine girilmemesi.
(Kime kendimizi ispatlayacaksak!!!)

Futbolcu mu, hoca mı terazisinde hep hocanın ağır basması.

(Ki bana göre de bindiği dalı kesip de iyi olan oyuncusunu oynatmayan hoca olmaz.

Maç beğenmeyen ve maç seçen oyuncudur.

Onun için giden önceki hocalara yanmışımdır.)

Ve bunların totalinde başarının yakalanmak üzere olması.

Hepsi ama hepsi.

12 yıl evvel gelen telefonda gizlidir.
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

delgado1008

Her şeye son noktayı koyan yazı işte bu biz hala yok hoca böyle hoca şöyle kim olursa olsun bundan sonra artık bu takımın başında ki hoca iyisiyle kötüsüyle 5 yıl kalsın çok mu zor du anlamıyorum luceye sabretmek
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk Halkı'na Türk Milleti denir...

+18 !

kaLemine sağLık aLen abi gerçekten güzeL yazı

gürol

güzel yazmış
özellikle de mustafa denizli hakkında önce yaptığı itiraf sonra da birçoğumuzun görmekte zorlandığı gerçek yani liderlik vasfı nı anlatması çok hoşuma gitti ve çok güzel anlatmış
Bir insanın zekası verdiği cevaplardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır.
http://gurolbjk.blogcu.com/

[KralKartal]

Baskan'in telefon edip ISTIFA diye bagirin dedikleri tribunculer kim ve kimlerden Alen abi???

Sakin ola sizin arkadaslariniz olmasin?


demek ki 12 sene oncesinden beri, yonetim alo diyor siz yapiyordunuz..

Ilginc..


Suan icinde yonetim ALO dedi, bu yazi yazilmis olmasin???


Herneyse... Teknik direktorlere sahip cikmayan basin olmayacak tabiki
yonetim olacak...

Aragones Besiktasta olsa, simdiye kadar 3 kez gidip gelmisti...
Baskanin guclu olursa, gerisi viz gelir...
Butun Basin tras, forza Besiktas degilmiydi yillardir bagirdigimiz cumle...

O zaman bu yaziyi anlamak zor olmaz..

tesekkurler Yildirim Demiroren..
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi