Ana Menü

Kaybolan Değerlerimiz (2) - tekrar tekrar

Başlatan Tolgahan_BJK, Ekim 04, 2008, 00:16:24

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tolgahan_BJK

 
Hayatının ciddi bir bölümü yalnızca Beşiktaş'ı düşünmekle, Beşiktaş'ta geçen ve kapalı tribünün havasını seneler boyu solumuş bir Beşiktaşlı olarak söyleyecek birkaç sözüm var...

Sezonu tam hatırlayamıyorum, 2001 olacak heralde, kadıköy deplasmanına gitmeden önce semtteyiz. Geceden tabi... Beşiktaş sokakları gündüzki kalabalığını gecenin sessizliğine bırakmış. Garip bi huzur... Derken bir ses patlıyo balıkçılar çarşısının arkalarından ; BEŞİKTAAAAAAŞ şak şak şak BEŞİKTAAŞ :) İçimizi ısıtırcasına... Yoldan geçen Beşiktaş'ın yerlisi olmayan çiftlere, amcalara, teyzelere, kızlara Beşiktaş'ta olduklarını hatırlatırcasına... Kimse de "vay terbiyesiz serseriler gecein bu saatinde" falan demiyor. Aksine, gülümsüyo herkes... Biliyolar... Burası Beşiktaş... Bu gençler de buranın sahibi.

Ertesi gün Dosbi'nin kafası güzel, beni gasp etmeye kalkıyo bizim eski açığın yanındaki büfenin yanında :) Zar zor hatırlatıyorum kendimi, tatlıya bağlıyoruz... Alen Abi de yeni açığın girişinde duvarın üstüne çıkmış televizyonlarda da yer almış konuşmasını yapıyo : "kimse yanına emanet almasın. Otobüslere binip geçiyoruz kadıköye, bi durum olursa yumruklarımız var" diyerek sağ elini yumruğunu sıkmış bi biçimde havaya kaldırıyo...

Bakıyorum etrafa, Emrahlar, Sercanlar... Beşiktaş'ın öz be öz çocukları. Dikilitaş tayfası da gelmiş yine :) makara yapıyolar, kafaları güzel...

Pascalı Swiss Otel'den alıp semte indirmeler, Kazan'a götürüp içmeler, 100. yıl, Abbasağa muhabbetleri, Dikilitaştaki basket maçları, Pascal'ın geldiğ sezon ki Özsahrayıcedit maçı...

Laf kalabalığı yapmayayım. Bu ve bunun gibi yüzlerce anı... Hep sıcak, hep anlatılası...

"Ne hale geldik be kardeş?" dedi bi gün tribünden bi dost... Harbi ne hale geldik..?

Kapalı tribüne loca yaptıkları gün bıraktık biz tribünü... Biz kimiz, kaç kişiyiz bilmiyorum ama yokuz o günden beri kapalıda. O günlerde yıkıldı bişeyler, yıkılmaya başladı. Bi Beşiktaş ahlakı erozyonu, bi bozulma...

"Tribünün kalbini geri vereceğiz" sloganıyla seçim propogandası yapıp, seçildikten sonra kapalının sadece ortasındaki locayı yıkan ve "eee işte kalbi dedik kalbini yani orta kısmını geri verdik" diyerek hepimizi aptal yerine koyan Demirören'in başkanlığıyla birlikte yozlaşma korkunçlaşmaya başladı. Daha doğrusu, "kapalı tribün 10 şampiyonluğa bedel" diyen bizlerin bunu sindirmesiyle, es geçmesiyle hızlandı yozlşama.

Takıma G.S'den ve F.B'den alınan topçuları yazmıyorum bile... Gelip gitmiş olanları, gelmiş ve hala takımda olanları toplayınca 10'dan fazla eden topçular... Profesyonelleştik ya biz ! Artık midesiziz. "Fark etmez" diyoruz, ter döksün de forma için, nereden geldiği önemli değil ! Ve yine buradaki asıl sıkıntı bizile ilgili. Yönetim hata yapar, bazı değerleri çiğneyebilir. Peki biz ne yaptık ? Bağrımıza basmaya kalktık o topçuları. Peki ne faydaları oldu bizim Beşiktaşımıza bu topçuların ? Manevi olarak zaten bir şey katmaları imkansız. Gölge etmesinler başka ihsan istemez. Ya maddi olarak, ne verdi Berkant ? Okan ne verdi benim Beşiktaşıma ? Emre Aşık ? Mustafa Doğan ? Ali Güneş ? Bugün Rüstü ne veriyo ? Nobre ? Yine Nobre diğerlerine göre daha çok mücadele ediyo, hakkını vermeye çalışıyo formanın kabul. Gerçi dünyanın en iyi topçusu olsa da yaramaz Beşiktaşıma o takımlardan gelmiş topçu, o ayrı da... Futbolcu kıtlığı mı var dünyada !

"Bu sezon amacımız G.S'nin şampiyon olması" demiş olan bir başkanımız var ! Pascal Nouma Show TV'de canlı yayında. Beşiktaş'tan gönderildiğinin ertesi sezonu. O sezon G.S ile F.B kapışıyo şampiyonluk için, ligin bitmesine de az kalmış, bizim şampiyonluk şansımız yok. Spiker kız ısrarla soruyor : "bu sezon kim şampiyon olur, G.S mi F.B mi ?"... Pascal var ya Pascal..! Bu soruya "ben Beşiktaş'ın şampiyon olmasını isterim, gerisi beni ilgilendirmez" diye cevabı yapıştırıyo ! Pascal Nouma'nın, Beşiktaş'ın değerlerini Demirören'den az bildiğini iddia edecek var mı ? Yok be abi. Yok işte... Koskoca Beşiktaş başkanı ağır değil... Vakur değil... Alışageldiğimiz gibi ASİL değil ! Medya gülü...

"El değmemiş temiz bir lig istiyoruz" diye pankartla takımı sahaya çıkarıp medyadik hareketler yaptı... Sen yönetim olarak o işleri bırak ! Sen topuna bak. Sanane hakemden, federasyondan. Onlara ben laf ederim tribünden. Ben Beşiktaşımın hakkını yedirmem tribünden. Sen ağır ol, büyük ol... Cevap verip aynı seviyeye düşme. Seba'nın bi röportajında dediği gibi ; "biz her maç 3 gola attık da hakem mi vermedi"..! "Ben bu takımın sahada, rakibi de, hakemi de, federasyonu da bir arada yendiğini gördüm"..!

Sen hakeme kız, de ki ; "sivas maçına paf takımla çıkıcaz". Hemen ardından kurduğun takım hafta içi Liverpool'dan 8 yiyince sözünden dön sivas maçına as'larla çık... Böyle bi utanç olabilir mi ?!! Bu kabul edilebilir mi ? Delikanlı adam sözünden döner mi ! Sen gururlu Beşiktaş taraftarının başını nasıl sokakta yere eğdirirsin ! 8 değil 15 gol yesin milyon dolar harcayıp kurduğun dandik takım, önemli değil. Ben yine başım dik yürürüm. Biz sevinmek için sevmedik bilader ! Ama sözünden dönersen başım önüme eğilir. Eğildi de... Daha da çok eğilir... Ya Sinan Engin'in kendisi kabul edilebilir mi ? cevabı belli olan soru sormayayım di mi :) Sabır sabır...

Pekiiiiiiiii... Bu kadar değerinden vazgeçiyosun, kapalıdaki locaları yıkmıyosun, olmadık topçular transfer ediyosun G.Sden F.Bden...

Ne için ?
Nasıl savunuyosun kendini camiaya ?

"Efendim  ticari olarak kazanç sağlamak için localar gerekli"

"Efendim  başarı için, rekabet için aldık bu sporcuları, profesyonellikte duygusallığa yer yok"

Ulan biz gerizekalı mıyız ! Localar bizi zengin mi yaptı, o topçular bizi şampiyon mu yaptı ??? Bilmem kaç milyon dolar borç içinde bi kulübüz ! Şampiyonlar liginde rezil olduk, 3 defa UEFA'da gruplardan çıkamadık. Şimdi de Metalist'den 4 yedik.

Sinan Engin çıksın şimdi UTANMADAN "hakem hakkımızı yedi, o yüzden UEFA'dan elendik" desin... Der haaa ! Beklenir yani...

Neyse bu adamlar hala burdaysa, bizim başımızdaysa suç bizde bizde ! Söz verip locayı yıkmadığı gün, söz verip PAF takımla sahaya çıkmadığı gün tepesine binicekti tribün... "Çarşı" ismi piyasaya düşürülmüş, ağızlara sakız olmuş, herkes Çarşı olmuş, kafasına göre Çarşı'yı feshetmeler...

GELİRİZ TRİBÜNE... TRİBÜNÜ BIRAKTIK DİYE BEŞİKTAŞIMIZI BIRAKMADIK... AMA BİZ GELİNCE NOBREYE BEŞİKTAŞ KAPTANLIĞI PAZUBANDI GİYDİRMEYİZ, RÜŞTÜYÜ KALE SOKTURMAYIZ, LOCANIN OLDUĞU KAPALIYA SIĞAMAYIZ...

Hepimiz Beşiktaş'ın iyiliğini istiyoruz. Bizi biz yapan değerleri kaybetmeden, sahalarda da başarılı olmasını istiyoruz... Ama önce 3 puan değil, önce gol değil, ÖNCE BEŞİKTAŞLILIK DİYORUZ !!!

Ama böyle olmaz ! Yönetim istifa demiyorum. Bu adamlar İSTİFA ETMEZ !

KAPALI Bİ SİLKİN VE KENDİNE GEL ! DEĞERLERİNİ KORU !


Eyvallah
Tolgahan Akkuş

erdibatmaz

değerlerin kaybını önlemek ne kadar önemli bu yazı çok iyi açıklıyor işte...günden güne maçtan maça yaptıkları şeylerle! Beşiktaşlılık deyince akla gelen saygı unsuru ortadan kalkıyor...kaldırıyorlar.Yedikleri lafların haddi hesabı olmayan,kendisini o kutsal armanın altına sokmuş herkes silkinsin artık...

yüreğinize sağlık.
bitti, dağılın.

4-8-15-16-23-42 :P

NoPasaran

Güzel bir yazı olmuş..

Ancak katılmadığım noktalarıda yok değil..

En güzel yeride

"Neyse bu adamlar hala burdaysa, bizim başımızdaysa suç bizde bizde ! Söz verip locayı yıkmadığı gün, söz verip PAF takımla sahaya çıkmadığı gün tepesine binicekti tribün."
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

Kralkartal21

"El değmemiş temiz bir lig istiyoruz" diye pankartla takımı sahaya çıkarıp medyadik hareketler yaptı... Sen yönetim olarak o işleri bırak ! Sen topuna bak. Sanane hakemden, federasyondan. Onlara ben laf ederim tribünden. Ben Beşiktaşımın hakkını yedirmem tribünden. Sen ağır ol, büyük ol... Cevap verip aynı seviyeye düşme. Seba'nın bi röportajında dediği gibi ; "biz her maç 3 gola attık da hakem mi vermedi"..! "Ben bu takımın sahada, rakibi de, hakemi de, federasyonu da bir arada yendiğini gördüm"..!


Seba ne güzel de demiş..

Eline sağlık..
Kalbimizde Renklerin Bitmese de Dertlerin Doyamam Doyamam Sana..

ilhan mansız_melis

Katılmadığım benim de noktalar var ama çok güzel olmuş eline sağlık
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

Tolgahan_BJK


Hacettepe'ye 5 atsak da... değişen hiç birşey olmaz..

Metalist'e 4'ü biz atmış olsaydık da her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmeyeceği gibi.


Delikanlı gibi : bu yazının daha çok okunması gerektiğini,
özellikle genç arkadaşların okuyup, her şeyin üç puandan ibaret olmadığını hatırlamaları için,
bu konu birinci sayfada olsun diye yazıyorum bu mesajı...

Biraz adilik de olsa olsun.. Kendim için bir şey istemiyorum..
HER ŞEY BEŞİKTAŞ İÇİN !!!

ist.hatirasi/3-4

YÖNETİM İSTİFA !!!

Tolgahan_BJK

Okumayanlar bir daha okusun diye...

naanreelburn

Cem papila ile beraber oturup beşiktaş ile ilgili yorum yapanlardan ne beklenır sinan dün klupteydi bugun tv de yanyana daha niceleri var

pascalyptica

Kaybolan tek değer ruh.. Bu da taraftarlardan değil ruhsuz topçulardan kaynaklanıyor.. Ya da ruhunu kaybetmiş topçulardan.. (Bkz. Serdar Özkan)
Sonunda Nouma olmayan Pascal üçgeninden bi' hayır gelmez..

Cem Goren

altın kapılarımız kan oldu tayfun

karakartal0993


  • dertlerımze tercuman olmus emegıne saglık                     
                                       ölümüne kartal,inadına BEŞİKTAŞ             [/h]
inadına kartal,ölümüne BEŞİKTAŞ

BJK_Kübra

Valla çok güzel yazmışsın kesinlikle her cümlesine katılıyorum.. Bazı yerlerini okurken duygulandım hatta.. Çok güzel anlatmışsın gerçekten eline yüreğine sağlık..
Elbet Bir Gün Toprak Olup Gideceğiz, BEŞİKTAŞLI Doğduk BEŞİKTAŞLI Öleceğiz...
                 
      www.bbskd.org

Tolgahan_BJK

hazır lig de bitti... şampiyon olduk. kupayı aldık... Tam zamanıdır, bizi biz yapan ve kaybedildiğinde yeri dolmayacak değerleri hatırlamanın.

Çünkü Beşiktaşlılık;
atılan bir golden,
alınan üç puandan,
şampiyonluk kupasından
ve bir futbolcu transferinden çok daha kutsaldır bizler için...

Yazıyı yazdığım tarihten bu yana manevi anlamda olumlu tek bir gelişme bile yok !

Yazıdakilere ilaveten, başkan demirören bir lafını daha yedi,
yine bir konuda çark etti...

Sonucu iyi veya kötü oldu önemli değil, koskoca Beşiktaşımızın başkanı bir sözünden daha döndü ; "Ben varken Mustafa Denizli kapıdan içeri giremez" demişti...

O da yalan oldu...


ilhan mansız_melis

iyiki de yalan oldu iyiki de lafını yedi
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.