Ana Menü

Çok Sevdiğimiz Alen Abiyle Sohbet...

Başlatan kartalpenchesi, Mart 13, 2008, 17:39:41

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kartalpenchesi

'ALEN'İ SOHBET...

Beşiktaşlılık, doğumuyla mutluluk getiren bir bebek, kazanırken de kaybederken de sevgiyle büyütülen bir çocuk ve asırlık ömrünü şerefle haysiyetle ve gururla taçlandırmış ölümsüz bir anıttır.

Beşiktaşlı doğan insanların Beşiktaşı öğrendikleri yer ise hiç kuşkusuz kapalı yani Çarşı tribünleridir. Ünü sınırlarımızı bile aşan, dünya taraftarlarına örnek olarak gösterilen ve İnönü'yü bir futbol mabedine çeviren coşkunun başkentidir Çarşı...

Beşiktaş deyince akla Çarşı, Çarşı deyince de Alen Markaryan gelir. Maçtan önce çektirdiği üçlülerle, maç sırasında söylettiği kendi imzalı sloganlarıyla ve kanter içinde kalarak tezahürat ederken, hem seyircileri hem de futbolcuları ateşleyen, yaşayan bir efsanedir Alen Markaryan. Sadece o kadar değil. Usta kalemiyle ve engin genel kültürü ile diğer tribün liderlerinden ayrılan, sosyal sorumluluk projelerine ve toplumsal olaylara yaklaşımıyla Çarşı'yı sadece spor seyircisi olmaktan çıkaran, eşi ve çocuğuyla tam bir aile babası profili çizen adam gibi bir adam Alen Markaryan. Onun için forumlarda, babacan, saygılı, adam gibi adam tanımlarının yapılmasının boşuna olmadığını onu tanıyınca daha iyi anladık. Sadece Beşiktaşlıların değil Galatasaraylıların ve Fenerbahçelilerin onu böyle sevmesini de ...


Biz de Vedat Okyar'ın deyimiyle 'bu güzel adamla' kendisine ait Aleni Restaurantta bir röpörtaj yaptık.

Alen Markaryan gündem yaratacak sözlerine nasıl Beşiktaşlı olduğunu belirterek başladı



Beşiktaş'a olan kara sevdanız nasıl başladı

Beşiktaşlılık bana babadan miras. Babam koyu bir Beşiktaşlıydı. Yetiştiğim çevre ve tüm arkadaşlarım da öyle. Ben kendimi bildim bileli siyah beyaz renklere aşığım

-Beşiktaş'ın bu hafta Gençlerbirliğini 2-1 yendiği maç hakkınızda ki yorumunuz...


-Cezalı olduğum için maçı tribünden değil camların arkasından izlemek zorunda kaldım. İzlediğim kadarıyla ilk yarı istenen oyun malesef yoktu.Özellikle Ali Tandoğan'ın kanadı hiç işlemedi. Delgado'ya istediği oyunu oynatmadılar. Holosko da sahada yoktu...

Ama 2. yarı hepsinde inanılmaz bir hırs vardı.Her şeyden önce bizim için en önemlisi, bir oyuncunun teknik kapasitesinden öte canını dişine takarak oynamasıdır.Bunu da dün rahat bir şekilde izleyerek gördük.Her şeyden öte gollerden sonra sevinç yumağı vardı.Futbolcuların böyle toplanmaları bizim içimize su serpti. Taraftarlar ve camia şampiyonluğa iyice inanmaya başladı. Taraftarların tribünleri artık iyice doldurması buna bir işaret. Çok uzun süreden beri, 19 Mayıs Stadı'nı hiç bu kadar doldurmamıştık. Bu da inancımızın bir göstergesidir

Son dakikada ki penaltı pozisyonu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce hakemlerin Beşiktaş'a bakış açısı nedir?


G.birliği maçındaki penaltıya 3 pencereden bakılmalıdır.. Penaltı verilir miydi,verilmez miydi derseniz, herkesin gördüğü gibi yan hakemle orta hakem arasında büyük bir sorun yaşandı. İnisiyatif denen olgu sezon başından beri Beşiktaş'a hiç kullanılmadı ve son örneği de Gençlerbirliği maçında çıplak gözle görüldü.Yan hakem resmen penaltı diye bağıracaktı. Ama orta hakemin penaltıyı vermemesi ve Ankaraspor maçında nizami golün verilmemesi, bu durumun göstergesi..

Hakemler Bjk maçına peşin hükümle çıkıyorlar.Neden böyle çıkıyorlar bilemiyoruz. O günkü maçta Fenerbahçe veya Galatasaray olsaydı çok yüksek ihtimal penaltı noktası gösterilecekti..Özellilke G.Saray'ın seyircisiz oynadığı 5 maçın ardından bu durumu telafi edercesine garip penaltılar garip faul düdükleri çalındı..

Artık atanan hakemlerin futbolcularımıza davranışı hep aynı. Sanırım bizi yükselen bir güç olarak görüyorlar. Şu anda hem teknik bakımından hem finans bakımından birçok takımdan güçlü durumdayız. Şu anda medya sayesinde karşımızda çok şişirilmiş bir Fenerbahçe var. Ama unutulmamalıdır ki, şişirilmiş balon çabuk patlar. Aslında Fenerbahçe'nin mal varlığına bakıldığında Beşiktaş'ın karşısında onda bir kadar bile değil; ama bu tabi basın yolu ile abartılıyor. Şu anda Avrupa'da adından söz ettiren hatta Galatasaray'ı geçen bir Fenerbahçe var.Tabi bunun basınla da ilgisi büyük.. Bizim senelerdir dediğimiz bir lafımız var; Eğer şampiyon olmak istiyorsan, maça çıktıktan sonra rakibini de yeneceksin,hakemi de yeneceksin,federasyonu da yeneceksin...

-Göreve yeni başlayan federasyon hakkında düşünceleriniz...

Yeni gelen kurum ve kişiler hakkında yorum yapmak bence yanlış. Görevde kaldığı sürede yaptıkları işlerle haklarında yorum yapılmalı. Çünkü vaadettikleriyle icraatları pek örtüşmeyebilir. Ama ilk göstergeler de pek olumlu değil. Mesela bizim maçtaki penaltı posizyonunda MHK hakem hakkında 'aferin inandığı şeyi yaptı,yan hakeme uymadı' dediler. Tabii ki bu bir kaos çıkartacaktır.. Beşiktaş'a hep böyle uyumsuz hakemler mi gönderilecek diye kafalarda soru işaretleri olacaktır. Bunu da spor programlarında göreceğiz. Bu böyle olmazsa Ahmet Çakar gibi bikini giyemem ama fare yerim. Bu lafımın da arkasındayım...

-Türkiye'nin en iyi ve ateşli tribünlerini oluşturmayı nasıl başarıyorsunuz...

Bizim jenerasyonumuz yani 35 -45 yaş arası taraftarlarımızın kapalı tribüne karşı bir bağlılığı vardır. Buna ister duygusallık ister nostalji deyin. Bizim 20-25 yaşlarında olduğumuz dönemlerde bütün maçlar Mithatpaşa Stadı'nda oynanırdı. Keza daha Ali Sami Yen açılmamıştı, Kadıköy Stadı ortalıkta bile yoktu..Onun için bütün büyük takımların taraftarları hep bizim stada akın ederdi. Bizim stadın inanılmaz bir baskı atmosferi var.. Ben çok iyi hatırlıyorum, 3 büyük takımın taraftarları, İngiltere, İrlanda ve diğer milli maçlarda kapalının ortasını almak için giriş kapsının önünde sabahlardı.Yani anlayacağınız bizim jenerasyonda kapalının anlamı ve değeri çok büyük. 78- 80 seneleri arasında Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarına kapalının tamamını vermedik.Şimdiki bulunduğumuz bölümde koltuklar var.. Ama ozamanlar banklar vardı ve 7 bin 8 bin kişi tamamen dordururduk kapalıyı, inanılmaz bir görüntü sağlanırdı.

Bu stad Fenerliler ve G.Saraylılar için de büyük önem teşkil ediyor. Mesela deseler ki, bir Fenerbahçe maçı İnönü'de oynanacak Kadıköy'e hayatta maça gitmeyen taraftar sırf İnönü'yü görmek için gelir. Çünkü Fenerlilerin de Galataraylıların İnonu'nun buyusune karşı bir özlemi var. Buna kimse hayır böyle bir şey yok diyemez.

Bu olay tabi işin nostaljil bölümü..Bu işi genele vurduğunuzda, bu tribünleri oluşturan kişilerin çoğunun okumuş insanlar olduğunu görürsünüz. Yani anlayacağınız toplama insan yok. Biz gelip de, kalkın Karagümrükten 100 , Zeytinburnundan 250 kendini bilmez kişi getirin demiyoruz. İnsanlar, bizim stadımıza gelirken yanına eşini çocuğunu veya kafa dengi arkadaşlarını alıp o tv den duyduğu, gazetelerden okuduğu müthiş atmosferi izlemeye geliyorlar..Yani anlayacağınız öyle ahkam kesen adamların tersine medeniyet içinde büyümüş insanlar geliyor tribünlerimize. Şu anda Beşiktaş semtinizin tarihi yapısı tarihi mevkiileri tamamı ile İnönü Stadı'na yansımış durumda ve böyle bir tribün Türkiye genelinde yok bence.. Mesela Porto maçı için Portekiz'e gittiğimizde maçtan önce stadın yakınında bir bara gittik. Sahibi sevdiği bütün statların resimlerini asmış ama gözüme çarpan bir şey oldu;O da en başa İnönü Stadı'nı koymuş ve altına çarşı yazmış.Neden bu resim en başta diye sorduğumda ben böyle bir tribün şov görmedim ben bütün ülkeleri gezerim hepsine giderim ama böyle mükemmel bir stat görmedim diye cevap verdi. 2. sıradada Olympiyakos stadı vardı.

-Neden Beşiktaş tribünleri Alen'siz yapamıyor, Bu gücün nedeni nedir?

Bu sevgiyi sanırım ben de görüyorum.. Yolda çevirip Alen abi deyip bir şeyler anlatıyor. Özellikle maçlarda yanıma gelip kulağıma abi ben şu takımlıyım ama sırf sizi izlemeye geldim,mükemmelsiniz diyebiliyorlar..Çünkü adamlar orada Çarşıyı yaşamaya geliyorlar. Bakın bazen ben yanımdakilere hep benim dediklerimi yapın yaptıklarımı yapmayın diye söylenirim..

Ben kendime acaba ne yaptım diye sormam. Çünkü hep doğru şeyler yaptığımı düşünüyorum.., Ben BeşiktaşLI bir amigo olarak ilerleyen dönemlerinde yönetime girmek ve çok faal bir duruma gelmek istiyorum.Şu ana kadar yaşamış ve görmüş olduğum tecrübelerimi yönetimde göstermek istiyorum.Tabii ki bu durum belki 5 sene sonra ya da 10 sene sonra olacak; Ama bir şekilde bu alanda faaliyet göstermek istiyorum. Ama işte burada yıkılan tabu serseri diye nitelendiren Beşiktaş taraftarının nerelere geldiğinin bir göstergesidir. Biz bir pankart açtık 'Tribünde de varız,kongrede de varız,Divanda da varız'' Tabi bu pankart birçok kesimi rahatsız etti ;ama bu durum gerçektir. Bakın bir divan kuruluna büyük bir çoğunluğu Çarşı ruhundan gelmiş insanlar. Çarşı grubu illa vurdu kırdıdan ibaret değildir. Birçok doğru görüşün birçok haklı hareketin ve büyük simgeyi oluşturan Beşiktaş için her şeyini unutup gönülden gelen kişilerin aynı çatı altında toplanmasıdır.. Bu gelişimimizi kimse inkar edemez.Spor programlarına katıldım sayısız mailler geldi 2 gün uğraştılar gelen mailleri temizlemek için. Türkiye'de nerede ise bütün üniversitelere gittim,doçentlerle, dekanlarla birlikte konferans verdim.Bunlar başarımızın ve doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir.

-Beşiktaş'ın yabancı futbolcuları hakkında düşünceniz nedir?

Bence bu sene 1- 2 yabancı oyuncu hariç, dört dörtlük oyuncular alındı ve uyum gösterdi. Tello,Holosko,Delgado'dan inanılmaz verim alıyoruz.. Şu anda tek sorunu Ricardinho'da yaşıyoruz. Bunun nedeni bence yaş itibariyle 2 tane Dünya Kupası görmüş olması ve Ertuğrul Hoca'nın onu yedek bırakmış olması durumu. Kendi kafasında ben 2 tane Dünya Kupası görmüşüm büyük takımlar peşimden koşmuş egosuna kapıldığı için böyle sorunlar çıkartabiliyor..

Biz tribünler olarak Ricardinho'yu kazanmak için O kadıköy'de saldırıya uğradıktan sonra İnönü'de sadece Nouma'ya yaptığımız olayı ona yaptık ve posterini açıp biz yanındayız dedik. Ama O, bize umduğumuz gibi davranmadı.. Bizi mutlu eden durum ise diğer yabancılarımızın mükemmel bir forma kavuşmuş olduklarını görmek. Türk statüsünde olsa bile bir Nobremiz var ben geldiği ilk günden beri derim O Nobre kötü de olsa ilk 11'de hep olması gerekir bence.

-Holosko bu kadar büyük bir miktara değer mi sizce?

Tabiki de değer hem de son kuruşuna kadar. Şu anda 15 yaşındaki çoçuğun ağzında bile Holosko'ya bu kadar para mı verilir gibi sorular soruyor.Bence bir futbolcuya verilen paranın hiçbir zaman konuşulmaması lazım. İlgilenilmesi gereken nokta, oyuncunun çıkardığı performansın, takıma verdiği gücün tartışılması lazım. Mesela Delgado, Bize 5 milyon Euro'ya geldi. Zürih maçında 3 gol attı, Şampiyonlar Ligi'ne katılmamızı sağladı. Katılma parası ile zaten kendi ücretini çıkardı. Futbolcular araba veya ev değilki kendime yatırım yapıp hemen satayım. Şu dönemde Holosko'ya neden 10 milyon dolar verdiniz diyen kişiler zamanında paranın para olduğu dönemde Ayhan Akman'a 8.5 milyon dolar verdiler. Onun geçmişi iyi bilmeyen insanları şimdiki zamanla iyi kandırıyorlar..Bence Holosko çok iyi transfer ve kontraataklarla alabileceğimiz maçlarında 1 numaralı yıldızıdır.

-Yabancı sınırlamasına ne diyorsunuz?

Kesinlikle 5 yabancı oyuncudan fazla oynatılması taraftarı değilim.Eğer yabancı oyuncu sınırlaması kaldırılırsa Türk futbolu biter bence. Türkiye ligi bir İngiltere,İspanya,İtalya ligi gibi üst seviyede disipline dayalı bir futbol anlayaşına sahip değil ki. Bakıyorsunuz Türk futboluna, bizim alt yapımızdan çıkmış oyuncu yok gibi.. Yine Milli takıma baktığınızda Halil Altıntop, Mehmet A. gibi hep yurt dışında kendini geliştirmiş oyuncular var. 75 milyonluk ülkede milli takımda oynayan adam gibi alt yapıdan yetişmiş 5 tane futbolcu yok bu acı bir durum bence.. Hatta kaldırılmasını bırakın takımlarda zorunlu olarak ilk 11'de 17 yaş altında adam oynatılması zorunluluğu getirilmesi gerekir bence..Mesela 3 büyüklere baktığınızda, Fenerbahçe hiçbir zaman alt yapıya önem veren bir takım olmadı.Hep hazır oyuncularla bir yerlere gelmeye çalıştı.Fenerbahçe resmen yabancılaşmış bir takım olmuştur. Bir tek Volkan Türkiye içinde alt yapısı oluşmuş bir oyuncudur Bir de Uğur Boral var. O da daha yeni geldi.. Galatasaray'da da farklı bir durum söz konusu değil. Takımı genç gibi gözükse de Barışlar Serkanlar hep alt yapılarını Almanya'da almış oyunculardır.Aslında bizlerde de hatalar var. 12 yaşında Muhammed diye bir çocuk var.Şöyle topçu böyle topçu diye basın önüne çıkıyor ve bunları gören çoçuğun yürüyüşü değişiyor..Böyle bir sistemde bizden topçu çıkması da zor gibi gözüküyor...

-Beşiktaş Avrupa'da neden başarılı olamıyor...

Beşiktaş uzun zamandır nedense başarılı olamıyor zaten. Aslına bakarsanız en iyi başarıları bu zamanda aldık..Liverpool'u Marsilya'yı yendik. Burada Porto maçında belki de sezonun en iyi futbolunu oynadık.Ben biraz şansa inanırım golden 3 dakika önce kaleciyle karşı karşıya kalan Higuian,o golü atmış olsaydı durum çok farklı olacaktı .ama son dakikada şanssız bir gol yedik ve o gol olmasa belki şu anda Fenerbahçe değil Beşiktaş konuşulacaktı. Bir 92-93 sezonunda Galatasaray'ın Ankaragücü'nü 8-0 yendiği maçla şampiyonluğu kaybetmeseydik geleceğin 10 senelik Beşiktaş'ını o sene kuracaktık.

85-86 sezonunda Galatasaray'ın Ergun Gürsoy yönetiminde 14 sene sonra bizim elimizden alarak kazandığı şampiyonluk olmasaydı, belki şuanda Galatasaray diye bir takım olmayacaktı!. Biz de bazışeyleri kendi ellerimizle verdik. Hatta bir keresinde bizi eleştiren bazı yöneticilere, sizin zamanınızda Edirne'den yukarı çıkamıyorduk dedim. Yöneticimiz buna cevaben, 'O dönemlerde yani 85 - 95 yılları arasında Avrupanın Türkiye'ye bakış açısı gerek politik gerek siyasi açıdan çok farklıydı. PSV'nin sponsoru olan Philips, Uefa ve Fifa'nın bütün elektrik sisteminin yapımını üstlenmişken Beşiktaş ile oynadığı maçta hangi hakem PSV aleyhine düdük çalabilirdi mantığı çökmüştü üzerimize' dedi.

Bence de doğruydu. Ama 96'lı yıllarda Ahmet Güvener, MHK'nın başındayken ve Galatasaray yanlısı kararlar verdiği dönemde Galatasaray ligde hiç top oynamadan Hagi'nin 40 metreden attığı gollerle 90+8 lerde çalınan penaltılarla, şampiyonluğa ulaşıp, kalan bütün gücünü Avrupa'da kullanarak başarıya ulaşmıştır..Tabii ben şimdi söyleyeceğimiz sözün arkasına 3 tane ünlem, 5 soru işareti koyarım: 'O dönemde yani Beckham'ın 17 yaşındayken oynadığı, Phil Neville,Gary Nevillelı M.United kadrosuna 4-0 yenildikten sonra Galatasaray 10 tane maç oynadı ve hiç birinde yenilmedi.Bunlar rastlantı değil hep bir güçlerin sayesinde oluşan durumlardır.

-Çarşı içkiye karşı! projesi kimin fikri?

Buna arkadaşlarla birlikte karar verdik. Maç günleri Beşiktaş'ta inanılmaz içki tüketimi oluyor. Maç saati gelene kadar alkol tüketen taraftarlar stada girişte büyük sorun çıkartıyorlar bu durumu önlemek için de böyle bir proje başlattık. İnşallah bir neticeye varacağız..

-Amigoların futbolculara bir etkisi varmı sizce?

Bence böyle bir şey yok! Ben asla böyle bir şeye izin vermem.Şu anda birkaç futbolcu hariç hiçbir futbolcu ile tanışmışlığım yoktur. Çünkü oluşabilecek herhangi bir yanlış anlamada 'Bu Alen'nin arkadaşı bu oyuncuyu koruyor denilmesi benim hiç bir zaman hoşuma gitmez.. Size bir anımı anlatayım; 3 sezon önce bizim tribünlerimizde 'Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur' tezahüratı meşhurdu. Bu tezahürat kesinlikle taraftarlar adına basına ve fedarasyona tepki olarak söyleniyordu. Beşiktaş'a Fenerbahçe'den gelen futbolcular bu sloganın kendilerine söylendiğini düşünerek rahatsız olmuşlardı Ben de bu durumun futbolcularla alakası olmadığını anlatmak için arkadaşlarla maç öncesi bir cuma günü iftar yemeğinde buluşarak durumu izah etmiştim. İftar yemeği sonrası arabama giderken, Okan gözleri dolmuş bir şekilde arkamdan gelerek,'Abi biz bu maçı alacağız, Pazartesi günü seninle tekrara görüşelim dedi.' Ve Pazar günü biz o maçı kazanmıştık.

-Sizce Beşiktaş'ı bir Türk hocanın çalıştırması daha mı mantıklı?

Bana göre 3 büyük takımın başında da yerli hoca olmamalı. Ertuğrul Hoca'nın başarısının nedeni efendi kişiliği ve kimseyle polemiğe girmeden işini yapmasıdır.Yabancı hocaların olmasını istememin nedeni, basınla ilgilenmemeleri. Yabancı hocalar, masalarına gazete bile koydurmazlar.. Lucescu,Tigana hepsi aynıydı.. Hatta Lucescu; ben burada olduğum sürece buraya gazete girmeyecek diyordu belki de en doğrusu buydu.

Türkiye'nin yapısı İtalyanların yapısına benziyor.'Kazanırsan kralsın.Kaybedersen ziyansın' felsefesi vardır..

Aslında oyuncularla diyalog çok önemlidir. Ne çok baskı yapmalı ne de çok rahat bırakmalısınız. Bu diyaloğu Sinan Engin yakalamayı başardı gerek tavrı, gerek konuşmaları ile takıma 2003 ruhunu geri getirdi.

-Rüştü'nün Beşiktaş'a gelmesine nasıl bakıyorsunuz?


Rüştü ve Hakan ligin en iyi kalecileri;ama Rüştü'den eski verimi alamıyoruz. Bize en büyük faydasının tecrübesi olacağını inanıyoruz.

-Sizce Beşiktaş Cordoba ile mi devam etmeliydi?

Bu soruyu cevaplamak istemiyorum.

-Pascal Nouma'yı özlüyor musunuz?

Tabii ki özlüyoruz.Maçı bizim gibi yaşıyordu Kalbi bizimle atıyordu... Attığı jenerik gollerini nasıl unuturuz! Hiç unutmuyorum, Beşiktaş'a ikinci gelişinde sezon başında kapalının önüne gelip kollarını kaldırıp diz çökmüştü.Bundan çok etkilenen taraftar da adeta sahaya atlayacaktı.Tek kelime ile karşılıklı bir aşk hep var..

-Konuşulan diğer bir konuda 'KARTAL GOL GOL GOL' tezahüratının futbolcuları kötü etkilediği ?

Bu durumu ben de anlamış değilim kötü etkileniyoruz diyen futbolcular var. Beni sahaya 3'lü için çağırdıklarında bile inanılmaz olumlu etkileniyorum.. Altı bin kişinin verdiği pozitif elektrik on bir kişi tarafından nasıl negatif algılanır, onu da inanın anlamış değilim. Ama biz devam edeceğiz bu tür tezahüratlara ve her zaman arkalarında olacağız.

-Yeni stat yapıldığında sizce İnönü'nün büyüsü bozulur mu?

Bence bozulur ve farklı bir hal alır... Şimdi yeni yapılan stadlar taraftarların coşması için değil de konforlu bir maç izlemek için yapılıyor. Tabii bu durumun bize de kötü etki etmesi söz konusu olabilir ;ama biz yine desteğimizi sonuna kadar vereceğiz...
Şampiyon Olacağız Beşiktaşım Bu Sene

kartalpenchesi

Cezalı olduğudan ne zamandır röportaj vermiyordu...

bugün yeni gördüm sizinle paylaşmak istedim...
Şampiyon Olacağız Beşiktaşım Bu Sene

Cem Goren

altın kapılarımız kan oldu tayfun

Bircan*

dön artık..

Aleni alenen seviyoruz ULAN!!..
UNUTMAYIN! ÇELİK GİBİ SABIR ÇİÇEK GİBİ SEVİNÇLERLE YAŞADIK BU ŞAMPİYONLUĞU..!! [ 2008-2009 Süper Lig ve Türkiye Kupası Şampiyonu BEŞİKTAŞ...! ]

SercanBjk

Sana ceza verenler utansın abi,senin cezana tribünde tepki veremeyenler daha çok utansınlar. Asker kaçakları bu ülkede başkanlık yaparken,kanıtlanamayan bir iftiradan dolayı ceza almanda bu ülkenin ne kadar anarşiye ihtiyacı olduğunu göstermektedir zaten.

Bircan*

UNUTMAYIN! ÇELİK GİBİ SABIR ÇİÇEK GİBİ SEVİNÇLERLE YAŞADIK BU ŞAMPİYONLUĞU..!! [ 2008-2009 Süper Lig ve Türkiye Kupası Şampiyonu BEŞİKTAŞ...! ]

onaT


bahadıR

merak ettim ya çocuğu kaç yaşında acaba??
sen yaşarsın bu kalpte artık geriye dönmesende...
ςǿκ کε√díκ طę ∂طí......

pascalyptica

derslerime alen abinin yazılarını okuduğum vakti ayırsam bölüm birincisiydim ;D
Sonunda Nouma olmayan Pascal üçgeninden bi' hayır gelmez..

ilhan mansız_melis

28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

M34

Bence 5, 10 yil beklemesin. Hemen bu yönetimde aktif rol oynasin.

TurkishTank

imza dedigin boyle olur...

Saygilar, @hmEt

gürol

yaa baksanıza alen abi nasıl konuşmuş.nasıl akıllı konuşmuş.akım derken başka şeyler dememiş.
Dünya tarihinin en iyi amigosu.
ama bence 5-10 yıl sonra yönetimde yer alması iyi bişey değil.ceza aldıktan sonra gördük ki yeri doldurulamıyor yerine bakanlar onun gibi tribunu yönetemiyor.bence bu sattten sonra alen abi kendini yerini bırakacağı adama adaması lazım ve çok iyi yetiştirmesi gerekir.ondan sonra efsane başkan alen başkan olur zaten bundan eminim.
ha bide abi amma laf etmişsin fare yemek felan.fener sevillayı eledikten sonra bu ulkede herşeyi gormek olağandır bence.dikkat et abi:)))
stad hakkında görüşlerine gelirsek haklı olabilirsin konfor için yapılıyor stadlar ama senin kadar önem verilen birinin sözünü dinlerler o zaman kapalının özel dizayn edilmesi için yönetimle konuşurmusun abi.
seni çok seviyoruz ve çok özledik be abi.
çarşı it ossursa çarşıyı ve alen ağabeyi suçlamalarına karşı...
Bir insanın zekası verdiği cevaplardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır.
http://gurolbjk.blogcu.com/

NoPasaran

Güzel söyleşi olmuş :)

Çarşıda Riconun ipini çekmiş bu anlaşılıyoır
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

Non Mollare Mai

Yönetimde yer alma istediği ilgimi çekti.
Kültürlü ve bilgili birisi. Beşiktaş'ı ne kadar iyi tanıdığını anlatmaya gerek yok.
Bence faydası dokunur.
edit