Ana Menü

Başkan ve Arkadaşları

Başlatan Onur*, Kasım 11, 2007, 15:24:06

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Onur*

Yaşama dair ne varsa, gerçek olan o yaşanır Kartal'ın mabedinde. Sevinç, hüzün, öfke, kahkaha, gözyaşı... Bu öylesine bir atmosferdirki kakafonik bir arbede değil senfonik bir kollektif ruh hali vardır. Bu kollektif ruhlar armonisinin gücü ve öfkesi, sevdası ve aşkı sınır tanımaz, ülke tanımaz, Küba'dan İngiltere'ye ulaşır.

Hamdi Serpil Hoca'nın aşıladığı bu kollektifizm zamanın stratejistleri sayesinde ağır darbeler almış Metin, Ali, Feyyaz'la başlayan süreç Rıza, Şifo ile devam etmiştir. Fakat o dönemde gerek Anadolu Takımları ile sempatiye dayanan ilişkiler sıcak tutulmuş çeşitli şaibe ortamlarından uzak kalmaya çalışılmıştır. Yani geleneksel Beşiktaşlılık duruşuna özen gösterilme gayreti içinde olunmuştur. Taki Serdar Bilgili Başkan, Sinan Engin Menejer olana Yıldırım Demirören ve Sayın Bacanağı Futbol Şube Sorumluğun atanana kadar. Sonrasında kelimenin tam anlamı ile tarihsel kopuş süreci başlamış ve nihai hedefine ulaşarak endüstriyel futbola kurban edilmiştir. Takım içerisindeki lumpenleşmede takımın kaptanı Sergen akrif rol alarak önemli görevleri icra etmiştir...

Yıldırım Başkan ve Arkadaşları: Lucescu gibi kişilikli, onurlu bir futbol adamı ilahlara kurban edilmiştir. Delboske ve öz evladı Rıza medya ve uşaklarının önüne atılmıştır. Delboske olayında da kulübün nasıl el yordamı ile yönetildiği ortaya çıkmıştır. Adam gibi bir hukuk kurulunun dahi olmadığı (2.Başkan da avukat) ortaya çıkmış ve milyonlarca dolar ya da euro her ne ise buharlaşma aşamasına gelmiştir. Aslan bacanak Delikanlı Haluk'a kayıtsız şartsız destek verilmiş ama yine en büyük darbe delikanlı haluk tan gelmiştir. Aziz Yıldırım'ın tehdidi ile Fenerbahçe'nin top oynadığı yere dahi gidemeyen ,Fenerbahçe'nin top sahasında çıkan olaylara seyirci kalıp ceza veremeyen Delikanlı Haluk her nedense geçmişindeki sabıkasına uygun davranmaya devam etmekte ve Sayın Demirörenle muhabbete dayalı akrabalık ilişkileri sürüp gitmektedir..
Hele bir bakın Sayın Başkan ve Arkadaşları ! Çarşı'nın kalbinin attığı yere bir bakın. Orada sevinci, hüznü ve öfkeyi daha doğrusu yaşamanın en yalın halini, sevginin en katıksız halini göreceksiniz. Lütfen artık kendinize gelin ve bir tarihi yok etme aşamasına gelmeyin. Gelmeyin! Çünkü bunun altından kalkamazsınız!!!

VE KARAKARTAL'A KARA ÇALARKEN MEDYA UŞAKLARI
YÜZÜMÜZÜ KARARTIYOR YILDIRIM BAŞKAN VE ARKADAŞLARI...

duymadığım kalmadı; kalmayanı duydum aklım almadı..!