İhaleyi kazanacak yayıncı kuruluştan ricamızdır | Bağış Erten

[CR7]

Haydı, huydu, kelepçeydi, Messi'ydi, Trappotini'ydi,Nistelrooy'du derken futbol gündemimiz kendi yağıyla kavruluyor.Takımlar hazırlanıyor, forvetlerden tek mi çift mi çekiliyor,oyuncuların maç seçme mönüsünün zenginliğinden dem vuruluyor, kupaangaryası ifa ediliyor... Bildiğimiz rutin, bildiğimiz lafı güzaf yani.Oysa bugün futbol algımızın önümüzdeki yıllarda kim tarafındanyönlendirileceğinin belirleneceği gün olacak. Kestirmeden söylersek, Süper Lig'in yayın hakları ihalesi yapılacak. İşin parasal boyutları,iç hesapları, kim alır, kim almaz stratejileri ekonomi sayfaları vefutbol dedektiflerinin olsun. Ben bir seyirci olarak
ihaleden muzaffer çıkacak kurumdan birkaç şey rica edeceğim mümkünse.

1- Her şeyden önce, bol bol canlı maç ver-seniz. Hertaraftar kendi takımını izleyebilse. Liverpool'u Kayseri'den daha iyibiliyor olmasak. Clichy'nin her hareketini ezbere anlatabiliyorken,Denizlili Çağlar'in öyküsü üç dakikalık özetler klişesinden öteyegeçebilse.

2- Maç öncesinde henüz dolmamış tribünlere aval avalbakarak yorumları dinlemek yerine Premier Lig misali maç öncesi birpaket hazırlasanız, o paket içinde birkaç futbolcu ve teknik adamröportajı olsa, araya birkaç grafikli istatistik girse biz de maçıhevesle beklesek.

3- Tamam, çok para verdiniz ve bunu kâra dönüştürmekzorundasınız. Ki bugünkü futbol ortamında işiniz hiç de kolay değil.Ama ne olur şu sanal reklam konusunda tahammül sınırımızı aşmasanız.Mümkünse Arda bilmem ne sucukları tarafındaki kaleye gol atıyor gibigörünmese. Alex orta yaparken ceza sahası minnacık kalmasa. Golsevincinin peşine 'wada'lar gölge etmese.

4- Elinizdeki en değerli şey maç görüntüleri. Sadeceüç büyüklerinki değil, hepsi öyle. İnanın en az seyirciye sahip takımolan İBB'nın gol görüntüleri bile söyleyeceğiniz her sözden dahaçekici. Akşam saat 11'e kadar bütün maçların özet görüntülerini vermişolsanız güzel olmaz mı? Gaziantepsporlu 12 yaşındaki çocuk da takımınıngolünü izlese sevap değil mi? Sevaptan para kazanılmaz ama sözün değeride altın paritesiyle yarışacak düzeyde değil bu memlekette. Haksızmıyım?

5- Kabul, maç sonrası röportajlarında eli-niz kolunuzbağlı. Karşıdakinin cevap kapasitesi her şeyi belirliyor. Fakat yine deyapılabilecek şeyler vardır değil mi? O en klişe cevapları verenoyunculardan uzak dursanız mesela. Daha da önemlisi, oyun içindeki ensıcak tartışmayı kan ter içindeki asabiyeti yükselmiş adamlarasormasanız keşke? Sonrasında iki tek taşı ayıklamak için toplucapirincin başına oturmak zorunda kalıyoruz.

6- Bugüne dek hakemler hakkında konuşmadım diyenantrenörleri biriktirseniz, bunu ilk söyleyene daha evvel nerede ve kaçkere aynı lafı zikrettiğini hatırlatsanız.

7- Doğrudur, biz nizayı, karmaşayı, polemiği seven birülkeyiz. Yayıncı kuruluş da reyting uğruna bu yönde yayınlar yapıyor,yapacaktır da. Ama mümkünse bir de bu tip muhabbetleri sevmeyenlere debir pencere açsanız. Maçın şık anlarını hızla derleseniz, toparlasanız.Maçın adamı seçtiğiniz oyuncunun istatistiklerini görsek. Tribünden ikihoşluk ekleseniz. Bir de kişisel ricam olacak, mümkünse güzelgörüntülerle klip yaparken dramatize etmeyen, şiirsel olmayan,kafiyesiz metinler kurgulasanız.

8- Kamerayı arada tribüne gelen güzel, özel, önemli insanlara çevirmek bir hoşluk
olabilir. Ama sadece 'güzel kız' göstermekten vazgeçseniz keşke. Ha birde gol sonrasında hemen tribüne dönüp futbolcuların soyağacınıçıkarmasanız. 

9- Doğrudur, futbol yorumculuğu renkli bir şeyolmalıdır. Sıkıcı olmamak için de ilginç noktalara temas etmek gerekir.Ama içinden sucuk, pastırma geçen tartışmaları ayrı bir konu başlığıylayayınlasanız. İnsan Eskişehirspor'un son dakika golünü beklerkenpastırmanın en güzel neyle gittiğini öğrenmek istemiyor olabilir!

10- HD, 'piyero', ters açı, IP Tv, her türlüteknolojiyi şükranla karşılıyoruz. Üç boyutlu için kalbimiz çarpıyor.Ama n'olur her maç için bir küçük handy cam olsun, çizgi kame-rasıkoysanız. Bir top çizgiyi geçti mi geçmedi mi, tuvalet kağıtlarıvasıtasıyla anlamasak.

11- En önemlisi, haklısınız, yorumcu seçerken işinehillerine mikrofon uzatmak istiyorsunuz ve teknik adamlar bu açıdanilk adres. Ama ne olur işsiz teknik direktörlerin PR faaliyetlerinealet olmayın. Hiç değilse yorum yaptıkları o sezon yorumculuktan teknikdirektörlüğe terfi etmeseler. Böylece biz de samimiyetlerine inansak.
Aslında bu iş üzerinde kafayı en çok bu ihaleye girenler yoruyordur.Aylardır, belki yıllardır bu iş üzerinde çalıştığınızı tahminedebiliyoruz. Pek çoğunuz bu konuda en tecrübeli isimlerle anlaşmışdurumda. Ama bütün bunlar daha iyiyi istemek için bir engel değil.Futbolu yeniden keşfetmenize de gerek yok. Sky TV'nin İngiltere veAlmanya yayınlarını izleseniz ve kopyalasanız, altına da ikiçiftetelli, bir kolbastı döşeseniz bize yeter. Bunu yaparsanız ve sizibiri taklitçilikle suçlarsa bize havale edin. Futbolseverler olarak bizicabına bakarız onların.
Bağış Erten