Ana Menü

Türk Kızılayı,"Alman Ernst" ve Nerede Salmıştık? | F.D.

Başlatan CR7, Eylül 18, 2009, 03:34:05

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

CR7

                                                                                                                                                            Bunca zaman sonra formama kavuştuğum bu anı nerde kalmıştık gibi klişe bir başlıkla kutlamaya içim el vermedi; klişelerden uzak futbol köşesine hoşgeldiniz yeniden. 'Salmak', tribün Türkçesinde akışına bırakmak, uzaklaşmak,eskisi kadar değer vermeyip özen göstermemek gibi anlamlara karşılık gelebilir. "Mustafa Denizli geçen sezona göre biraz salmış görünüyor" dersek bir örnek ile betimlemiş oluruz. Bendeniz de siz sevgili Radikal spor okurlarından ayrı kaldığım uzun zamanlar içinde kâh çok özledim kâh çok saldım futbolu ve yazmayı. Memlekette 'Lost' çılgınlığına bulaşmayan istisnalardan biri olarak söylüyorum ki çevremde 'Lost' muhabbeti döndüğünde, herhangi bir ortamda futbol sohbeti arasında sıkışıp kalmış Ayşe teyze gibi hissederim hep. Kadınların futbol sevmemelerinde önemli gerekçeleri olmalı. Benim 'Lost'tan bi dostum olmadı hep saldım. Neyse, anladım ki şu hayatta bonservisi elde tutmak pek bi mühimmiş. Bendenizin transferi de bundan oldu biraz. Baktı ki yedek bekleye bekleye bir hal olacak bana, vefalı Vardan yaptı teklifini. Özlemiştim lakin geçen dönemden aldığım dersler var. Öyle topa girmeyeceğim çok, inceden takılacağım artık, zira sen istediğin kadar Gökhan Gönül ol gasteler hâlâ Alex'i yazıyor; ne de olsa futbol artık is-ta-ta-tistik. Sizi bilmem ama ben çok mutluyum size yazmaktan; çıs taka tıs tık.
***
Yazmadığım uzun zamanlarda değişen ve değişmeyen çok şey oldu Beşiktaş'ımızda lakin ne yazık ki artık kronik transfer hataları çok değer verdiğimiz Denizli döneminde de sürmekte. 'Göbeği ata ata Rodrigo Tabata' manşetlerini görmeyi umuyoruz ilerleyen zamanlarda. İbrahim Kaş yaparken göz çıkardı Mustafa hocamız; Erhan Güven ne güzel gidiyordu bence ama bencenin pek önemi olmuyor korkarım zira son beş yıllık süreçte Beşiktaş'ta olmalarına en çok sevindiğim gencecik fidanların hiçbiri yoktur şu an-İbrahim Akın, Serdar Kurtuluş, Aydın Karabulut- Gaziantep'in aldığı her yeni oyuncuya ekstra dikkat kesilmek gibi yeni bir refleksimiz oldu sayelerinde. Yorginyo da gelir mi dersiniz seneye, yorgun başkanımız kongrede kaybetmezse korkarım gelir, Yorginyo gelir İlhan Mansız gelir bi bakmışız ki Paskal bile gelir; vallahi korkarım ve korkunuz. Yeri gelmişken coşkuyla söylemeliyim ki Delgado'nun sözleşme dondurması çocukluğumun çikolatalı donurması tadındaydı. Bayıldım. Fink'e göz attım uçtan uca; şimdiden özledim 'Sise'yi, kim getiriyorsa bu yabancıları bize, kıracaksın kafasında şişeyi tövbe tövbe.
***
İki zor maçın ardından artık hepimiz hocamız kadar iyimser olmak istiyoruz. Ben biraz derbide kaldım hâlâ; sarı-kırmızı forvete çok iş 'Rüştü'. Yeni birinci kalecimizin Hakan Arıkan olmasına pek mutluyum ben; gençlerin önünü yaşlandıklarında mı açacağız. Tutamayan Rüştü ile atamayan Serdar'ın "Atem tutem ben seni" düeti maçın özeti işte. Şampiyonlar Ligi'ndeki grubumuza çok kafa yormayalım; Man U'yu dışarıda tutup üçlü turnuva mantığıyla bakmak lazım gelir ki ben Livırpul'dan kalma sekiz damgamızı bu gruptan sekiz puanla çıkarak sileceğimize inanıyorum. Siz bana inanır mısınız bilmem ama inanmanın başarmanın yarısı olduğu iddia edildi Lig Tivi ana haber bülteninde. Evdeki maçlar özellikle kısa boylu turnuvalarda daha da önem kazanıyor. Demek ki kalan iki iç saha maçımızda Volfsburk ve Çeseka'yı mutlaka yenip 'hom sıvit hom' demeye ihtiyacımız var.
***
Salı gecesi İnönü'de Beşiktaş'ımızın hezimetine yönelik kamuoyu iştahı kursaklarda başka bir bahara kaldı. Ee Beşiktaş bu, adamın aklını alır bazen anında bazen taksitle. Bir iştahlı da -sanki bence- maksadı aşan lafları ile bu seyri zaten zor maçı daha da çekilmez kılan anlatıcı arkadaşımızdı; satır aralarına sinen 'Bu Man U gelecek fark atıp gidecek' edası bir yana topla her buluşmasında tüm Beşiktaşlıların yeni 'saçsız kral'ı Fabian'ı 'Alman Ernst' olarak adlayan bu muhterem bu huyundan lütfen vazgeçsin. Futbolun doğasına aykırı yaklaşımı gereksiz ve çirkin. Beşiktaş taraftarı İnönü'deki büyük maçlara başka hazırlanıyor ve her defasında çıtayı yukarı taşıyor. Aynı şeyleri sahaya çıkan oyunculara da aşılamanın bir yolu olsa keşke. Maç sonrası konuk ekip teknik direktör yada oyuncularına "Bu taraftarı nasıl buldunuz?" sorusu çok anlamsız geliyor artık; büyülenip gidiyorlar işte anlayamıyor musunuz, aralarından sırf bu büyünün yüzü suyu hürmetine dönüp formamızı giymek isteyen çıkar mı diye umutla bekliyorum.
***
Futbolun reklam reklamın futbol aldığı bu devirde Beşiktaşımızın forma arka-üste reklam almayıp Barselona hesabı bir sosyal sorumluluk projesine el vermesi, eylemin öznesi ve kahramanı Beşiktaş olduğu için alkışlanmadı; samimiyetsiz küçük haberlerle geçiştirildi. Borç batağında yüzdükleri halde yönetimin 'büyük takımlar oraya reklam almaz' diye uydurarak ve eylemin hoşluğunu kendi kendilerine gölgeleyerek hayata geçirdikleri bu örnek davranış haftalar ilerledikçe biz tüm Beşiktaşlılar için kahredici bir ironiye dönüşebilir. Kış vakti kongre gelende Beşiktaşımıza hak ettiği değeri ve özeni gösterecek akıl ve sağduyu sahibi yeni yönetimimize kavuşana kadar çok hasından bir çadır eylemi yapmak zorunda kalabiliriz 'hat pıleysis kolt pıleysis' demeden; çadır kurmak ve dikmek konularında biz Türk erkeklerine özgü genetik marifetimizi Beşiktaşlılığımıza özgü yaratıcılıkla birleştirir ve karayı aka yoku çoka dönüştürmesini biliriz. Kongrede aday değilim gözünüz aydın, Celal Kolot diyorlar; kara bulut. '-Tık tık tık' '-Kim o?','-Taraftar, ey yönetim artık yeter önerimize var mısınız yok musunuz, tıklayıp
öğrenmeye ihtiyacımız var.' Tanıdığım en güzel Beşiktaşlı Vedat ağabeyimin izniyle ve doğru söz için varım yeniden; Vedat ağabeyimin gülüşüyle severim seni...

Feridun Düzağaç
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)