Ana Menü

Göztepe Tarihi

Başlatan Yorgo1903, Mart 14, 2009, 23:52:57

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

CR7

 

NBA'de, milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu'nun üstün performansı ile Orlando Magic, deplasmanda Boston Celtics'i 101-82 mağlup ederek Doğu Konferansı'nda finale yükseldi.                      
Yarı final serilerinde daha önceki 6 mücadelede, her iki takım da 3'er kez galip geldiği için yedinci ve son maç normal sezonu Magic'in üstünde tamamlayan Celtics'in evinde oynandı.
Boston'da TD Banknorth Garden'daki karşılaşmada Hidayet, 25 sayı, 12 asist ve 5 ribaunt ile oynayarak maçın yıldızı oldu. Mücadelede 36.04 dakika süre ile oynayan Türkoğlu, 5 kez denediği 3 sayılık atışların 4'ünü baskete çevirdi.
Mücadele sonrası hem takım arkadaşları ve Magic antrenörü Stan Van Gundy'nin, hem de Celticsli basketbolcuların tebrik ettiği milli basketbolcu, televizyon canlı yayınlarının da ilgi odağı oldu.
Soyunma odasında açıklamalarda bulunan Türkoğlu, ''Çok mutluyum, özellikle takımın galibiyetinde büyük rol oynadığım için de gururluyum. Dünyanın en büyük liginde final oynayacağım için sevinçliyim'' dedi.
Kariyerinde ikinci defa final oynayacağını söyleyen Türkoğlu, ''Sacremento Kings'le final oynadığımda kenardan gelen bir oyuncuydum. Magic'te takımın önemli oyuncusu konumundayım. Tüm sorumluluğu almak ve takımı finale taşımak beni gururlandırıyor'' diye konuştu.
Finaldeki rakibi Cleveland'ın çok formda ve favori gösterildiğini söyleyen Türkoğlu, finalde şu an NBA'in en önemli yıldızı olarak gösterilen Cavalierslı Lebron James'i kendisinin savunacağını belirtti. Cleveland karşısında takım olarak inançlarının tam olduğunu kaydeden Türkoğlu, önemli oyunculara karşı iyi performans sergilemeye devam edeceğini ifade etti.
Türkoğlu, NBA'de Play-off'ların başından beri devam eden dizindeki sakatlığın da bu karşılaşma öncesi tamamen geçtiğinin altını çizdi.
Büyük çekişme içinde geçen Magic-Celtics yarı final serisinin yedinci ve son maçında evinde oynamanın avantajını kullanamayan ev sahibi takım, Hidayetli Magic karşısında 19 sayı fark yerken, Magic'te Rashard Lewis 19 sayı, Dwight Howard 12 sayı, Mickael Pietrus 17 sayı, Rafer Alston da 15 sayı ile oynadı.
Celtics'te ise Ray Allen 23 sayı, Paul Pierce 16 sayı, Glen Davis ise 13 sayı da kaldı.
Batı Konferansı'ndan finale yükselen takım ise evinde Houston Rockets'ı 89-70 yenen Los Angeles Lakers oldu.
Kaynak: AA         
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

CR7



Fortis Türkiye Kupası'nda şampiyonluğa ulaşan, Turkcell Süper Lig'de de son 2 haftaya lider giren Beşiktaş'a, son dönemde Bobo'nun golleri adeta hayat veriyor.                       
Siyah-beyazlıların Brezilyalı futbolcusu Bobo, attığı gollerle hem takımının Fortis Türkiye Kupası'nı kazanmasına hem de Turkcell Süper Lig'de liderliğe yükselmesinde büyük pay sahibi oldu.
Son 3 resmi maçı boş geçmeyen Bobo, siyah-beyazlıların ligde liderliğe yükseldiği 31. haftadaki Ankaraspor maçında 1, Fenerbahçe ile oynanan Fortis Türkiye Kupası finalinde ve 32. haftadaki Ankaragücü maçında da 2'şer gol birden attı.
TAKIMININ EN GOLCÜSÜ OLDU
Bobo, Ankaragücü maçında attığı 2 golle siyah-beyazlıların bu sezon ligdeki en golcü futbolcusu unvanını da eline geçirdi.
Ligde toplam 11 gole ulaşan Bobo, 10 gollü Nobre'yi geride bıraktı. Brezilyalı futbolcu, bu sezon Fortis Türkiye Kupası'nda 7, UEFA Kupası'nda da 1 gol atıp, resmi maçlardaki toplam gol sayısını da 19'a çıkardı.
2 GOL DAHA ATARSA EN GOLCÜ SEZONU OLACAK
Bu sezon resmi maçlarda toplam 19 gol atan Bobo, 2 gol daha atması durumunda siyah-beyazlı takımdaki en golcü sezonunu geçirecek. Daha önce 2006-2007 sezonunda resmi maçlarda 20 gole ulaşan Brezilyalı futbolcu, kalan 2 maçta 1 gol atması durumunda bu rekorunu egale edecek, 2 gol kaydetmesi durumunda ise kendi rekorunu kıracak.
GOL ATTIĞI MAÇLARI BEŞİKTAŞ KAYBETMEDİ
Beşiktaş, bu sezon Bobo'nun gol attığı maçları kaybetmedi. Bobo, siyah-beyazlı formayla bu sezon 15 resmi maçta gol atarken, Beşiktaş bunların 14'ünü kazandı, sadece 1'inde berabere kaldı.
Ligde Brezilyalı futbolcu 9 maçta gol atarken, bunların 8'i galibiyet, biri beraberlikle sonuçlandı. Bobo'nun gol attığı Fortis Türkiye Kupası'ndaki 5 maç ile UEFA Kupası'ndaki 1 karşılaşma Beşiktaş'ın galibiyetleriyle sonuçlandı.
DEPLASMANLARDA DAHA ÇOK GOL ATTI
Bobo, Turkcell Süper Lig'de bu sezon deplasmanlarda daha çok gol attı. Ligde toplam 11 golü bulunan Brezilyalı futbolcu, bunların 8'ini deplasmanlarda, 3'ünü ise BJK İnönü Stadı'nda kaydetti.
Deplasmanlarda Antalyaspor, Hacettepe, Kocaelispor, Eskişehirspor, Ankaraspor ve Ankaragücü'ne goller atan Bobo, iç sahada ise Gaziantepspor, Kocaelispor ve Trabzonspor karşılaşmasında golle buluştu.
GOL SAYISI 64'E ÇIKTI
Bobo'nun Beşiktaş formasıyla resmi maçlarda attığı gol sayısı da toplamda 64'e çıktı.
Siyah-beyazlı forma altında mevcut kadrodaki en golcü futbolcu olma özelliğine sahip olan Bobo, Turkcell Süper Lig'de 92 maçta 37 gol, Türkiye Kupası'nda 27 maçta 19 gol, Süper Kupa'da da 2 maçta 1 gol attı. Türkiye'deki maçlarda 57, Avrupa kupalarında ise 7 gol atan Bobo, toplamda da 64 gole ulaştı.
AVRUPA KUPALARINDA 7 GOL
Bobo, Avrupa kupalarında ise şu ana dek 7 gole imza attı. Brezilyalı futbolcu, 2006-2007 sezonunda Avrupa'da takımına 2 gol kazandırdı. Bobo, geçen sezon ise Avrupa'da daha başarılı oldu ve 4 kez fileleri havalandırdı.
İki sezonda Avrupa'da 6 gole ulaşan Bobo, bu sezon ise Beşiktaş'ın kısa süren Avrupa macerasında sadece 1 gol kaydetti ve Avrupa kupalarında toplam 7 gol atmış oldu.
Bobo, Avrupa kupalarında atılan goller bakımından Feyyaz Uçar ve Metin Tekin'i geçerken, Mehmet Özdilek'i yakaladı.
Brezilyalı oyuncu, bundan sonraki Avrupa kupalarında atacağı gollerle önce 9 gollü Pancu'yu, ardından 14 golle zirvede yer alan Oktay Derelioğlu'nu geçmeye çalışacak.
BOBO'NUN PERFORMANSI
Bobo'nun sezonlara göre Beşiktaş'taki gol performansı şöyle:       
     Sezon      Lig  Türkiye Kup.  Avrupa Kup.  Süper Kupa  Toplam
     2005-2006    5       4            -             -                  9
     2006-2007   11       7            2             -                 20
     2007-2008   10       1            4             1                 16
     2008-2009   11       7            1             -                 19 
Kaynak: AA
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

Simurg

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinden yapılan açıklamada Prof. Dr. Türkan Saylan'ın saat 04.30'da vefat ettiği ibaresi yer aldı.
Saylan'ın ölümü üzerine bir açıklamada bulunan ÇYDD Genel Merkez üyesi Nihal Kızıl: "Gece geç saatlerde rahatsızlığı arttı. Yönetim kurulu üyeleri ile oğulları son anına kadar yanındaydı. Son nefesine kadar hep yeni projelerden söz etti" dedi.
TÜRKAN SAYLAN KİMDİ
Saylan, 13 Aralık 1935 tarihinde, İstanbul'da dünyaya geldi. Cumhuriyet döneminin ilk mütahhitlerinden Fasih Galip Bey ile evlendikten sonra müslüman olup Leyla adını alan İsviçreli Lili Mina Raiman çiftinin beş çocuğunun en büyüğüdür. 1968 yılında İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda başasistanlığa başlamıştır. 1971'de İngiliz Kültür Heyeti'nin bursuyla İngiltere'de ileri eğitim görmüş; 1974'de Fransa'da, 1976'da yine İngiltere'de kısa süreli çalışmalar yapmış; 1972'de doçent, 1977'de profesör olmuştur. 1982 – 1987 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981 – 2001 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü'nü yürütmüştür. 1990'da oluşturulan "İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi"nin kuruluşunda görev almış ve 1996'ya kadar "Müdür Yardımcılığı" ile "Kadın Sağlığı" derslerinin koordinatölüğünü yapmıştır. Dermatoloji kliniğinin öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalışmış ve 13 Aralık 2002 tarihinde emekli olmuştur.
Saylan'ın biri grafiker, diğeri hekim olmak üzere iki oğlu ve iki torunu bulunuyor.

1976 yılında lepra (cüzzam) çalışmalarına başlamış, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı'nı kurmuştur. 1986'da, kendisine, Hindistan'da "Uluslararası Gandhi Ödülü" verilmiştir. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü'nün Lepra konusunda danışmanlığını yapmıştır.

Uluslararası Lepra Birliği'nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcısıdır. Avrupa Dermatoveneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği'nin üyesiydi. Dermatopatoloji Laboratuvarı'nın, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Poliklinikleri'nin kurulmasında yer almıştı. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl, gönüllü olarak, Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği'ni yapmıştı.

1989'da, bir grup Atatürkçü aydın tarafından devrim yasalarını ve laik düzeni koruyup geliştirmek amacıyla oluşturulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) kurucularındandı ve son nefesine kadar genel başkanlığını yürütmekteydi.

14 Nisan 2007 Ankara-Tandoğan ve 29 Nisan 2007 İstanbul-Çağlayan Cumhuriyet mitinglerinin organizasyonunda ve icrasında bulunmuştur.

1990'da oluşan "Öğretim Üyeleri Derneği"nin kurucusudur ve ilk dönem II. Başkanlığını yapmıştır.

1995'de mezun olduğu lise için oluşturulan Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı'nın (KANKEV)  üyesidir.

1995'de kurulan Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı (TÜRKÇAĞ)'nın kurucusu ve başkanıdır. Birçok mesleki ve sosyal derneğin üyesidir.

Gönüllü kuruluş olarak; ÇYDD'nin Genel Başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığı'nı, sürdürmekteydi.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçilmişti
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 Şubat 2001'de YÖK üyeliğiyle görevlendirilmiş ve bu görev Şubat 2007'de bitmiştir.

2003 – 2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur.

Ödülleri

-1996'da İstanbul Üniversitesi kendisine "Atatürk İlke ve Devrimleri" ödülünü vermiştir.

-İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) ve "Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği" (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir. Bugüne kadar çok sayıda ödüle layık görülmüştür.

- "Atatürk İlke ve Devrimleri Ödülü" İstanbul Üniversitesi (1996),

- "Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü" (1990),

- "Melvin Jones Ödülü" (1991),

- "Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü" İncirli Lions (1996),

- "Kuvayi Milliye Ödülü" Haliç Rotary (1997),

- "Fahrettin Kerim Gökay Ödülü" Türk Lions Vakfı (1997),

- "Türkiye Ziraatçiler Birliği Dayanışma Ödülü" (1998),

- "75. Yıl Ödülü" Türk Kadınlar Birliği Şişli Şb. (1998),

- "Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Ödülü" ADD İstanbul Şubesi (1999),

- "Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Onur Ödülü" (2000),

- İtalya "Foyer des Artistes Kurumu Ödülü" (2001),

-Cüzzamlı Hastalara verdiği uzun süreli hizmet ve getirdiği bakış açısı nedeniyle "Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği 2001 Yılı Ödülü",

- "Atatürk Ödülü" Amerika / Atatürk Topluluğu (2001),

- "Sanat Kurumu Onur Ödülü" (2002),

- "Atatürk / Çağdaşlık Ödülü" Dünya Atatürkçü Kuruluşları (10 Kasım 2003),

- "Üstün Hizmet Ödülü" Yıldız Teknik Üniversitesi (2004),

-  Eğitim yaptığı katkılar nedeniyle "Eğitim Ödülü" TED Koleji,

- "Kendinden önce hizmet" ilkesine örnek davranışı nedeniyle "100. Yıl Mesleki Başarı Ödülü" Rotary Kulübü,

- "İnsan Hakları Ödülü" İzmir Karşıyaka Belediyesi (2004),

- "Türkiye'nin En İyi Eğitimcisi Ödülü" - Tempo Dergisi (2004),

-Kültür Üniversitesi'nin İstanbul genelindeki üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleri arasında yaptığı anket sonucunda "Yılın En Yürekli Kadını Ödülü" (2004) ,

-"Puduhepa Ödülü" - Adana Kütür Sanat Derneği (2005),

- "Meslek Hizmetleri Ödülü" Ankara Emek Rotary Kulübü (Ekim 2005),

- "Toplumsal Barış Ödülü" Barış Radyo,

- "İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü" -

- SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı (2005),

- "İyi Kalpli Ol Ödülü" Türk Kalp Vakfı (2006),

- "Yılın Başarılı İş Kadınları Ödülü" Dünya Gazetesi (2006),

- "ÇEK Eğitim Ödülü", Çağdaş Eğitim Kooperatifi (2006).


BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..

CR7

evet geldik nihayet konferans finallerine ve neredeyse sezonun sonuna
uzun bir aradan sonra nihayet bir basketbolcumuz daha finallere yükseldi.Hatırlarsınız Memo Detroit,Pistons'tayken NBA finaline çıkmıştı ve o Sh[kufur otomatik editlenmistir]'lı,Kobe'li efsane LA Lakers'ı elemişti.
Ve şimdi yine bir Türk yani Hedo bu başarıyı gerçekleştirmeye çok yakın.NBA konferans finalleri bu 2 hafta içinde oynanacak.
Doğuda Orlando Magic-Cleveland Cavaliers birbirleriyle karşılaşacaklar.Boston karşısında seriyi 7 maça uzatan Magic bakalım 8 maçta yenilgi görmeden konferans finaline çıkan Lebron James'li Cleveland'ı eleyebilecek mi?
Batıda ise Houston Rockets'ı 4-3'le geçen Kobe Bryant'lı,Pau Gasol'lu LA Lakers ile Dallas Mavericks'i 4-1 geçen Chaunsey Billups'lı,Carmelo Anthony'li Denver Nuggets karşı karşıya gelecek.
Finale acaba kimler çıkacak?
Hedo Türkoglu şampiyon olan 2.Türk olabilecek mi?
Tüm maçlar ise 1'er gün ara ile NTV ve NTVSpor'dan naklen yayınlanacak.
19 Mayıs Salı-21 Mayıs Perşembe
04:00 LA Lakers-Denver NTV
23 Mayıs Cumartesi-25 Mayıs Pazartesi
03:30 Denver-LA Lakers NTV
04:00 Denver-LA Lakers NTV
20 Mayıs Çarşamba-22 Mayıs Cuma
03:30 Cleveland-Orlando NTV
24 Mayıs Pazar-26 Mayıs Salı
03:30 Orlando-Cleveland NTV
[/]
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

Simurg


Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayramlarından biri. 19 Mayıs1919'da Mustafa Kemal AtatürkBandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bu gün Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul edilir. Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir.
Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramı Türkiye'nin dört bir yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.

2009 yılı kutlamaları için 8 Mayıs'ta, üzerinde "Gençlikten Atatürk Sevgisiyle Cumhurbaşkanına" yazan ve "Sevgi Bayrağı" olarak adlandırılan dev bir bayrak Kurtuluş Yolu'ndaki Tütün İskelesi'nden karaya çıkarılarak Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'na verilecek. Daha sonra bayrak, Cumhurbaşkanına sunulmak üzere genç atletlere teslim edilecek. Samsun'dan yola çıkarılarak Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir ve Kırıkkale'den sonra, 19 Mayıs törenlerinde, Ankara'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunulacak
 

BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..

Simurg

Toraman: Şampiyonluğu bırakmayız
Beşiktaşlı futbolcu İbrahim Toraman, ligin bitimine iki hafta kala şampiyonluğa yaklaştıklarını ve artık bırakmayacaklarını söyledi


İstanbul Üniversitesi İktisat Kulübü tarafından organize edilen ''Futbolda Kurumsallaşma'' konulu panel, Fen Fakültesi Cemil Birsel Konferans Salonu'nda yapıldı. Panele, Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Sarsmaz, oyuncu İbrahim Toraman ve Galatasaray Kulübü Eski Başkanı Faruk Süren, konuşmacı olarak katıldı.

İbrahim Toraman, sezon başında iki hedefle yola çıktıklarını belirterek, ''Turkcell Süper Lig ve Fortis Türkiye Kupası hedeflerimiz vardı. İkinci hedefimizi gerçekleştirdik. Turkcell Süper Lig'de iyi durumdayız, ama ister istemez biraz stres ve baskının yanı sıra tatlı bir heyecan da var. Buraya kadar getirmişiz, bundan sonra bırakmayız. Son iki maçımızı da kazanıp şampiyonluğu hep beraber yaşayacağımıza inanıyorum'' diye konuştu.

Bir soru üzerine milli takıma seçilmemesi hakkında konuşmak istemeyen İbrahim Toraman, alt yapıdan yetişen Batuhan ile ilgili bir soruyu da ''Kendisi çok genç ve yetenekli. Batuhan'ın, kafa ve futbol olarak kendisini geliştirdiğinde, hem Beşiktaş'a hem de milli takıma büyük hizmetler vereceğine inanıyorum'' diye yanıtladı.

İbrahim, Batuhan'ın kısa bir süre de (A) takımda oynadığını ve milli olduğunu hatırlatarak, ''Genç bir oyuncu büyük takımda oynadığı zaman rağbet görüyor, havaya giriyor. Biz ona anlatıyoruz, ama herkesin karakteri değişik. Biz ne kadar anlatırsak anlatalım, bazen buradan insan istediklerini alabiliyor. Batuhan'ın ufak tefek yanlışları da olsa bunu düzelteceğine inanıyorum. Kendisi için de düzeltmesi lazım. Buralara kolay kolay gelinmiyor. Geldikten sonra buralarda kalmak önemli diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

''Para için mi yoksa forma ruhu için mi oynuyorsunuz'' şeklinde bir soru üzerine İbrahim Toraman, ''Bizler profesyonel futbolcularız, emek veriyoruz. Her şeyimizden fedakarlık yapıp işimizi yapmaya çalışıyoruz. Maddi olarak işimizin karşılığını almalıyız. Çünkü o taktirde oyuncu işini daha sağlıklı yapabilir. Paralar biraz geç ödeniyor olabilir, bunu dert etmemek lazım. Kimsenin maddi olarak alacağı içerde kalmıyor. Oynadığınız takımı benimsiyorsanız çok fazla dert edilmez'' dedi.

Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Sarsmaz ise paneldeki konuşmasında kulüplerin kurumsallaşması ve profesyonellere emanet edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kulübünün alt yapı çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Sarsmaz, ''Bizim amacımız Beşiktaş Spor Akademisi'ni açmak. Bunu da inşallah yakında yapacağız. Buradan birçok Muhammed, Batuhan, Serdar Özkanlar yetişecek'' ifadesini kullandı.

Batuhan ile ilgili soruya da yanıt veren Sarsmaz, Batuhan'ın kişilik profilinin çıktığını, bu oyuncunun profesyonel destek de aldığını dile getirerek, ''Tertemiz pırıl pırıl saf bir Anadolu genci. Batuhanlar bundan sonra eksiksiz olarak alt yapıdan yetişecek. Batuhan gelirken alt yapıdaki çalışmalar yeni yeni yapılıyordu'' şeklinde konuştu.

SÜREN'DEN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR

Eski başkan Süren ise panelde ilginç açıklamalar yaparken, Galatasaray'ın futbol takımı teknik direktörünü transfere başlamadan kararlaştırması gerektiğini vurguladı.

Yeni transferlerin görev yapacak teknik direktörün felsefesine göre yapılması gerektiğini dile getiren Faruk Süren, ''Bunu bir an önce belirlemeleri lazım ki gelecek sezonu da kaybetmeyelim'' dedi.

Bir soru üzerine, Brezilyalı teknik direktör Scolari'nin menajeri ile kendisinin bir arkadaşının tanıştığını anlatan Süren, ''O arkadaşıma, Galatasaray Kulübü ile nasıl temasa geçebileceğini sormuş. Arkadaşım da benim adımı vermiş. Bana Scolari'nin teklifi geldi, ben de elektronik postayı yönetime gönderdim. Bu konudaki durum böyle. Artık yönetim karar verir'' diye konuştu.

1996 yılında başkan seçildiğinde Galatasaray Kulübü'nde bir yapı oluşturmaya çalıştığını ifade eden Süren, ''Futbolda yöneticiler amatör olarak görev yapıyor. Biz bu işi mutlaka profesyonelleştirmemiz gerektiğini düşündük ve uygulamaya çalıştık. Ancak daha sonra bu iş sekteye uğradı. Şu anda yeniden böyle bir oluşuma gidiliyor. Böyle bir profesyonel yapının oluşması şart, tabii ki futbolun kurumsallaşmasını istiyorsak eğer'' ifadesini kullandı.

Yönetimi 2002 yılında 52 milyon dolarlık borçla devrettiklerini vurgulayan Süren, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunun 11 milyon doları bankalaraydı. 6 milyon doları nakti, 5 milyon doları banka teminat mektubuydu. Biz 2001 yılında krizi yaşadık. 2002'de yönetimi devrettikten sonra Türkiye'de istikrarlı bir dönem oluştu. Ancak Galatasaray bundan faydalanamadı. Galatasaray borçları var deniyor, bunun yanında yasal problemler de vardır. Futbol A.Ş'nin Sportif A.Ş.'ye 270 milyon TL borcu var. Bu büyük bir sakıncadır. Bunun için bu iki şirketi birleştirmeye çalışıyor yöneticiler. Çünkü çıkılmaz bir noktaya geldi.''

VAZİYET ORTADA

Şampiyonluk reçetesi de veren Süren, şampiyonluğun bir çok etkene bağlı olduğunu ve bunların oluşturulmaması halinde başarının gelemeyeceğini söyledi.

Süren, ''Şampiyonluk futbolculara, teknik kadronun oyunculara vereceği bilgilere, teknik kadroya yöneticilerin hazırlayacağı platforma bağlı. Bütün bunları oluşturmazsan başarı da gelmiyor, zaten vaziyet de ortada'' diye konuştu.

TERİM İSTESE MOURİNHO'YU GEÇEBİLİRDİ

''Fatih Terim, istese Mourinho'yu da geçebilirdi'' diyen Faruk Süren, ''UEFA Kupası'nı kazandıktan sonra kendi tercihi Fiorentina'ya gitti, sonra Milan'a gitti. Bizim hedefimiz kendisiyle daha uzun süre çalışmaktı. Ferguson, Wenger, Benitez gibi olabilirdi. Bu şekilde de istikrar sağlanıyor. Mourinho, Fatih Terim kadar karizmatik değil, itici bir yanı var'' dedi.

6 ayda bir yılda bir teknik direktör değiştirerek başarı gelmeyeceğini kaydeden Süren, gelen başarının da saman alevi gibi olacağını ve istikrar getirmeyeceğini kaydetti.

KUPAYA BİR ŞEYLER OLDU

Faruk Süren, ''2000 yılında kazanılan UEFA Kupası'nın kırıldığını duyduk, bu doğru mu'' şeklindeki bir soruya, ''Evet'' yanıtını verdi.

''Kupayı kazandıktan sonra yöneticilerimiz buldumcuk oldular'' diyen Süren, ''Kupayı benden gizli Almanya'ya Köln'e götürdüler. Orada hafif bir şey oldu. Ama bizim ülkemizde çok iyi tamirciler var el işi yapan. Biraz buldumcuktuk, ama şimdi daha iyi biliyoruz bu işi'' diyerek sözlerini tamamladı.

BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..

IL Capitano

Biraz uzun ,lutfen sonuna kadar okuyun, pisman olmuyacaksiniz.  ;D


Yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. Birgün
amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak için ogullarini yanina çagirmis.
- ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida.ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi
bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin. O kadiya benim  selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
Ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine  kadiya gitmek için yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan  geçerler.
derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere sorar;
- efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.büyük karde sorar;
- tek gözü kör müydü, adam "evet" der.ortanca kardes sorar;
- kuyrugu kesikmiydi, adam "evet" der , küçük kardes sorar;
- bir ayagi topalmiydi, adam ona da "evet"der.bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler.
adam birden sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün özelliklerini bildiniz , hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz
yerdeki kadiya sizi sikayet edecegim" der.biraderlerde "olur gel" derler.
ve sonunda kadının yanına varırlar, huzuruna  çıkarlar.3 birader der ki;
- efendim bizim babamız vefat etmeden önce mirası bölüşmemiz için size gelmemizi söylemişti. biz de bu yüzden geldik. kadı devesini kaybeden adama döner ve;
-sen niye geldin. deradam da :
-efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler.
ben bunlardan süpheliyim - der.kadi biraderlere döner ve sorar:
- sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
- efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik.  baktim ki yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
- peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
- efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi  hep toplu düserdi. oradan bildim kuyrugunun
olmadigini. 
- peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
- efendim, gelirken gölden geldik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.kadi devesini
kaybeden adama döner ve
-"kardesim bunlar senin deveni görmemisler" der.
kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden zeki  ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapi
arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar" diye düsünür ve bizim 3 biraderi evine götürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi
-"siz yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi arkasina geçer.büyük kardes der ki;
- yaa kuzu çok  iyiymiste, keske köpek emmeseydi.kadi sasirir.ortanca kardes der ki;
- yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi. Kadi  iyice sasirir.küçük kardes de der ki;
-yaa kadı; iyiymiste, keske i...  olmasaydi. Kadi  bu lafi duyar  duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen arastirmaya gider. kuzuyu aldigi adama
-"bu kuzu ne emdi" diye sorar.adamda
-"kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde  yatan köpege emzirttim" der.daha sonra sarabi aldigi adama gider ve
-"bu sarabin topragi nerden" diye sorar. adamda
-"valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de mezar topragindan yaptim" der.kadi
-"ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten  annesinin yanina gider ve
-"anne ben i... miyim " diye sorar. annesi de
-"oglum hatırlamzsın sen küçükken ormanda  sana oduncu tecavüz etmişti" der. kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yaninagider ve baslar
sormaya.büyük kardese,
- söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden  bildin.
- nerden olacak.bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi emdigi için burada yag var.ortanca kardese;
- söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu  nerden bildin.
-nerden olacak. İçiyorum  içiyorum zevk yerine keder veriyor.ve küçük kardese sorar;
- söyle bakalım sen benim i... olduğumu nerden bildin.
- nerden olacak, i... olmasan girişe

FENERBAHÇE  BAYRAĞI ASMAZDIN
Inadina Gülümse Hayata : Biz ATATÛRK Gencleriyiz !!!....

NoPasaran

Kara Kartal'ın, Bobo'nun Olympiakos'a gidişini resmen açıklayamamasının ardındaki neden ortaya çıktı. Forvet hattı için birkaç isimle görüşen Beşiktaş yönetiminin, listenin en üstündeki isim olan Nene'nin transferini bitirememesi nedeniyle Bobo'nun gidişine tam anlamıyla okey vermediği öğrenildi. Olympiakos ile yapılan transfer görüşmeleri sırasında iki kulüp adına arabuluculuk görevini üstlenen Figer'in Beşiktaş yönetimiyle İstanbul'da yaptığı toplantıda "Ben Nene'yi getiririm ama siz de Bobo'yu Olympiakos'a verin. İsterseniz Bobo'da olduğu gibi aynı anlaşmayı yaparız. Oyuncunun haklarının yüzde 50'sini alırsınız, gerisini de ben alırım" dediği kaydedildi. Özellikle Güney Amerikalı oyuncular konusunda hatırısayılır bir söz sahibi olan Figer'in kendi futbolcusu olmamasına rağmen Nene konusunda söz verdiği bildirildi.

Sezonun en flaş ismi...

Portekiz Ligi'nde Nacional Madeira forması giyen 25 yaşındaki Brezilyalı forvet takımının Avrupa Ligi vizesi almasında başrolü oynadı. Forma giydiği 28 karşılaşmada 20 kez fileleri havalandırıp, gol krallığı unvanını da kazanan Nene, Portekiz'in bu sezonki en popüler oyuncusu... Nene'yi Benfica, Aston Villa ve Arsenal de istiyor. Ancak milli takım forması giymeyen Brezilyalı oyuncunun, İngiltere'de top koşturması şu aşamada imkansız gibi gözüküyor.

FANATİK -Kaan Bora
NENE KİMDİR?

Ülkesi: Brezilya

Doğum yeri : Sao Paolo

Yaşı: 25

Boyu: 1.83

Kilosu: 75

Takımı: Nacional

Bu sezon: 28 maç, 20 gol

Eski takımları: Santa Cruz Ipatanga, Cruzerio


Kaynak: Fanatik  :D
Aşk bu Aşk !

volkanca.net