Ana Menü

Kartallar Yükseklerden Uçar - Kartalın Atatürkü Ağlatması Ağlatan Takım Beşiktaş

Başlatan Lord Of The Mumy, Kasım 22, 2006, 15:29:10

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lord Of The Mumy

   

:bjkbayrak :bjkbayrak :bayrak :bjkbayrak :bayrak :bjkbayrak


Kartallar yüksek uçar

22.11.2006




--------------------------------------------------------------------------------

    Kulübün kurulduğu 1903 yılından bugüne kadar bazıları iki üç defa olmak üzere tam 40 başkan görev yaptı. Süleyman Seba aralıksız 16 yıl ile en uzun süre başkanlık yapan isim
Beşiktaş'ın kurucularından savaş kahramanı Fuat Balkan (1918-24/ 1926-28/ 1935-37, A.Ziya Karamürsel 1932-35/ 1938-39/ 1941-42, Hakkı Yeten 1960-63/1964-66/ 1967-68, yılları arasında olmak üzere üçer kez başkanlık koltuğuna oturdular. En uzun başkanlık yapan ise Beşitaş'a çok önemli başarılar ve tesisler kazandıran16 yıl ile Süleyman Seba... Tarihçi Abdullah Ziya Kozanoğlu da 8 yıl başkanlık ile ikinci sırada. En kısa Başkanlık yapan ise 1979 yılında koltuğua oturup aynı yıl görevi bırakan Hüseyin Cevahiroğlu. 70'li yıllar ne yazık ki, Beşiktaş'ın en karanlık günleri. Beşiktaş 1968 yılından 1981 yılına kadar Başkanlık yapan Hakkı Yeten, Talat Asal, Agasi Şen, Himmet Ünlü, Şekip Okçuoğlu, Mehmet Üstünkaya, Gazi Akınal, Rıza Kumruoğlu döneminde şampiyonluğa hasret kaldı. Özellikle Talat Asal'ın başkan olduğu 1968-70 döneminde kulüp maddi ve manevi büyük kayıplara uğradı. Beşiktaş'a şampiyonluk yaşatan başkanlar ise şöyle:
Danyal Akbel (1956-57), Nuri Togay (1957-58- 1959-60), Hakkı Yeten (1965-66), Hasan Salman (1966-67), Mehmet Üstünkaya (1981-82), Süleyman Seba (1985-86, 1989-90, 1990-91, 1991-92, 1994-95), Serdar Bilgili (2002-2004), Yıldırım Demirören (2004-...



--------------------------------------------------------------------------------

Kulübün adı değişiyor
23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik kazandı. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile İstanbul'a geldi. Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur'daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı. Böylece jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Fuat Bey'in arkadaşları Refik ve Şerafettin Beyler de iyi birer eskrimciydi.
Muhittin Paşa'dan destek
3 Agustos 1909'da da Cemiyetler Kanunu çıkarıldı. Aynı yıl içersinde Tepebasi Kışlık Tiyatrosu'nda Beyoğlu Kaymakam'ı Muhittin Paşa'nın öncülük ettigi spor bayramı yapılıyordu. Azınlıkların kurduklari kulüpler oradaydı. Dört Rum kulübü ilgi çekiyordu. Fakat bayramda bir tek Türk spor kulübü yoktu. Sadece birkaç Türk zabiti davetliydi. Ve onlarin arasında Beşiktaşlı Refik, Mazhar ve Fuat beyler de vardı.
Muhİttİn Paşa spor yapan gençleri hayranlıkla izledi, zaman zaman da alkışladıktan sonra dayanamıyor, 'Şu gençleri gıpte ile izliyorum. Surada bir Türk kulübü neden yok? Halbuki bir kulübümüzü de törende görmeyi ne kadar arzu ederdim, bilemezsiniz' deyince Fuat Bey atıldı:
'Paşam, aslında 6 yıldan beri Besiktaş'ta böyle bir kulüp var. Ama biliyorsunuz ortamı. Çalışmalar çoğunlukla gizli yapıldı. Eger izin verirseniz...' Muhittin Paşa, Fuat Bey'in ne diyeceğini hemen anlayıp sözünü kesiyor ve bunun üzerine, 'Neden benim haberim yok? Hemen harekete geçilsin. Her türlu yardıma hazırım. Vakit kaybetmeden gidin ve bana istidayi getirin' demesiyle hemen toplanıyorlardı. Artık mektep olmayıp kulüp olduklarına dair bir kararı onayladıktan sonra da Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü olan adlarını da Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değistiriyorlardı.
1910 yılı çok önemli
Fuat Balkan ve Umumi Katip Hüsnü Bey, hemen kulübün tüzüğünü hazırladılar ve Mazhar Kazancı dilekçeyi imzaladı. Dilekçe, Beyoğlu Kaymakamlığı Cemiyetler Defteri'nin 468. sayfasına 26 Ocak 1326 (1910 miladi) tarih ve 1760 numarayla kaydedildi. Ve tasdik edilen 185 sayılı tescil belgesi verildi.
Semtİn gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150'ye yükseldi. Kulübün merkezi de Ihlamur'dan Akaretler'de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu bina da küçük gelince, yine Akaretler'de 84 numaralı binaya geçildi. Bu binanın arkasındaki bahçe tam 600 altın harcanarak spor sahası yapıldı. Malzemeler alındı. Kulüp artık tesis ve lokale de kavuşmuştu.
Şükrü Paşa Başkanlığı'nda oluşturulan ilk resmi Yönetim Kurulu'nda su isimler yer alıyordu: Ziyaeddin Karamürsel, Şevket Cenani, Ahmet Pasa, Mazhar Kazancı, Fuat Balkan, Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali Fetgeri ve Hüseyin Hüsnü.

--------------------------------------------------------------------------------

Karakartal'ın iki unutulmaz Başkanı
Beşiktaş tarihinde Başkan Süleyman Seba'nın çok ayrı ve özel bir yeri bulunuyor. 1984-2000 yılları arasında başkanlık yapan Seba döneminde Beşiktaş'ın vizyonu değişti. Kulübe sayısız tesisler kazandıran Seba döneminde Beşiktaş tam 5 kez şampiyonluk sevinci yaşarken, üst üste üç kez ve yenilmeden mutlu sona ulaşma gururunu yaşadı. Kulübün yaşayan efsanesi, bugün köşesine çekilmiş durumda. Bir gönül kırgınlığının olduğu söyleniyor (üstte). Serdar Bilgili ise kulübün 100. kuruluş yılında şampiyon olan takımın başkanı olarak tarihe geçti. 2004 yılında istifa eden Serdar Bilgili'nin çok çarpıcı açıklamalarının yer aldığı röportajını önümüzdeki günlerde
yayınlayacağız.




bu konu her gün altına bu yazı dizisini ekliyecem Atatürk Ağladıysa Beşiktaşımız İÇin Bizim Gözlerimizden  kan Gelmesi Gerekli




23.11.2006
YAZI DİZİLERİ-3



--------------------------------------------------------------------------------

    Kurduğu Basiret Futbol Kulübü ile dikkatleri üstüne çeken 17 yaşındaki Şeref Bey, 1911 yılında ekibiyle birlikte gönül verdiği Siyah-Beyazlı renklere katılınca Beşiktaş'ın da 1911 yılında futbol takımı kurulmuş oldu
BeŞİktaŞ takımının futbolla tanışması boks, güreş, jimnastik, eskrim gibi ferdi sporlardan epey sonra oldu.
Semte azınlıklardan kaçırılarak getirilen futbol topu bile Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'ne futbolu ilk yıllarda sokamadı. Ama gençler zamanlarını aralarında futbol oynayarak geçirmeye başlıyorlardı.
1911 yılının ağustos ayında 'Gümrük memurlarından Elazizli Haci Yusufzadelerden Mehmet Bey'in oglu 17 yaşındaki Şeref Bey, futbol kulübü kurmuş' haberi semte hızla yayıldı. Takımın adı Valideçesme idi. Şeref Bey'in dışında takımda Şair Kazım, Asim, Alaeddin, Selahettin, Doktor Mehmet, Askeri Hakim Hakki Bey vardı. Bölgedeki diğer gençler de boş durmadılar. Münir Bey'in önderliginde birleştiler. Nuri ve Rüstü kardeşler, Küçük Hakkı, Büyük Hakkı, Ziya, Hafız Mustafa ve Refik Osman bir araya gelerek Basiret takımını kurdular. Aralarında maçlar yaptılar. Güçlendiler, geliştiler. Rekabeti bıraktılar. Karma kadrolar oluşturarak azınlıklarla iddialı karşılaşmalar yaptılar. Tatavla'nın Araks, Kadiköy'ün Barham ve Oresten takımlarıyla oynadılar.
Bir gün yaptıkları toplantıda Şeref Bey arkadaşlarına düşüncesini açıkladi:
'Beşiktaş semtinin tek ve en güçlü kulübü Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'dür. Ancak bir tek eksikleri var o da futbol branşının olmaması. Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'ne katılalım. Böylece Galatasaray, Fenerbahçe ve Altınordu ile rekabete girebiliriz.' 1911 yılının son aylarıydı. Şeref Bey Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'ne gitti. Karşısında Fuat Bey, Ahmet Bey ve Mazhar Bey vardı. Kulübe katılmak istediklerini kendilerine bildirdi. Öneri sevinçle karşılandı. Böylece Valideçesme ve Basiret Külüpleri, Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'nün çatısı altında resmen birleştiler.
İlk takım, ilk oyuncular
Öte yandan Şeref Bey hiç boş durmuyordu. Hemen çalışmalara başladı. Takımda yer alacaklar belliydi. Beşiktaş'ın ilk futbol takımı şu isimlerden kurulmustu: Resul Bey (kaleci), Rıdvan Bey, Behzat Bey, Dr. Sabri, Şair Kazım, Sadi Baltalimanlı, Dr. Mehmet, Asım Bey, Seref Bey, Dr. Ali, Fahri Bey.
Takım kurmak yetmiyordu. Eksikler çoktu. Forma, ayakkabı yoktu. Çevresinde sporsever olarak tanınan Ipekçi Ihsan Bey gençlerin her eksiklerini tamamladı.
Zamanla futbol Beşiktaş Osmanli Jimnastik Kulübün'de birinci sıraya oturdu. İlgi ve sevgi büyüktü. Ancak, futboldaki bu gelisme bazı branşların yöneticilerini sinirlendirdi:
'Halterde geri kaldık! Futbol yüzünden jimnastik yapamiyoruz! Atış egitimleri ne olacak? Boksu unutmayalım!' gibi sesler sürekli yükseliyordu. Iç çekişme bitmedi. Şeref Bey de sonunda Beşiktaş Osmanli Jimnastik Kulübün'den ayrılmaya karar verdi. Şişli'deki Sebat Kulübü'ne katıldı. Arkadaşları da peşinden geldi. Sebat takımı kısa sürede güçlendi. Ve günlerden bir gün Sebat, Beşiktaş'in karşısına futbol sahasında dikiliverdi.
Sebat Takımı sahada Mahmut, Nazmi, Adil, Hüsnü, Andon, Haluk, Refik Osman, Orhan, Seref, Siyret, Haluk'tan kuruluydu. Beşiktaş'ın kadrosu da şöyleydi: Resul, Alaeddin, Nebi, Badi Kemal, Güresçi Hikmet, Hüsnü, Seref, Ihsan, Cemal, Tayyip, Kadri.
Sebat Futbol Takımı, Beşiktaş'ı 3-2 yendi. Şeref Bey'in ayrılığı da o maçtan sonra sona erdi. 'Yuvana dön' diyen yöneticilerin teklifini kabul etti.



--------------------------------------------------------------------------------

Savaş kahramanı BEŞİKTAŞLILAR
Ancak 1912 Balkan Savaşı ve ardından 1914'teki 1. Dünya Savaşı'nın da başlamasıyla Beşiktaş'ın sporcuları cephelere koştu ve spor faaliyetleri yok denecek duruma geldi.
1918 yılında Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle sağ kalan sporcular semte ve Kulübe dönmeye başladı. 1918 yılında '1.Cihan Harbi' sona ermiş ve Mondros Mütarekesi'nin tabii sonucu olarak 13 Kasım 1918 günü müttefikler İstanbul'u işgal etmişlerdir. O günlerde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Akaretler'deki lokali elinden alındığı için Beşiktaş Çarşısı bir kilise binasında ikamet etmek mecburiyetinde kalmıştı. Siyah-Beyazlılar burada çok acı bir felakete uğradılar ve 1903 ile 1918 yılları arasında elde ettikleri tüm şild, kupa, madalya, flama gibi şampiyonluk göstergelerini, çok önemli belgelerle, fotoğraflarını kaybettiler, hepsi yağmalandı, talan edildi. İstanbul'un işgalini takip eden günlerde, kulübün bu son lokali Rumlar tarafından ele geçirilmişti.
Kulüp talan edildi
Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün faaliyetlerini ve parlak başarılarını çekemeyen özellikla azınlıklar, Yunan subaylarını da aralarına alıp, saldırıya geçtiler. Fısıltı gazetesi'yle yayılmış olan 'Beşiktaş Kulübü, Mustafa Kemal Paşa ile gizli işbirliği yapıyor' söylentileri şüphesiz yağmalamanın asıl sebebi olarak gösterilebilir. Ata'nın Beşiktaş Kulübü'ne yaptığı ziyaretleri ve sohbetleri gösteren fotoğraflar da bu yağma sırasında yok edildi.

--------------------------------------------------------------------------------

Balkan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarına katılan Beşiktaşlı sporculardan bazıları
Fuat Balkan, Şükrü Paşa, Ahmet Fetgeri, Atlet Salim Bey, Atlet Beşir Bey, Atlet Abdullah Bey (Topçu Albay), Boksör ve Futbolcu İzzet Bey (Yüzbaşı), Hüseyin Bereket, Mehmet Ali Fetgeri (Yedek subay), Ahmet Fetgeri (Deniz Albayı) Eskrim Hocası Refik Bey (Yüzbaşı) Mazhar Kazancı (Piyade Binbaşı), Fuat Balkan (Binbaşı), Şeref Bey (Romanya cephesi yedek subay) Ahmet Şerafettin Bey (Teğmen) Kaleci Dr. Resul (Yedek subay), Şeref Bey ( yedek subay ), Şükrü Paşa, Cami Baykurt, Mahmut Naci Bey ( Yüzbaşı) Behçet Bey, Şevket Cenani Bey ( Teğmen), Mimar Haydar Bey (Teğmen), Recep Peker (Yüzbaşı; Başbakanlık Yaptı), Kılıç Ali Bey (Teğmen), Güreşçi Sait Bey, Santrhaf Cavit Bey (Deniz Teğmen), Bek Balıkçı Tevfik, Santrafor Fercani Şener, (Teğmen), Forvet Hasan Bey (Teğmen), Hikmet Balkan (Teğmen), Boksör Şevket Durgut (Yedek subay, Boksör Hüseyin Hüsnü Bey, Güreşçi Kemal Bey, Atlet Abidin Esat, Sırıkla Atlamacı Daniş Karabelen (Yüzbaşı, korgenerallliğe kadar çıktı), Hokeyci Refik (Sakarya Savaşı'nda iki bacağını kaybetti)
Çanakkale Savaşı'nda ve Kafkasya cephelerinde şehit düşenler:
Pilot Yüzbaşı Fethi Bey, Pilot Yüzbaşı Sadık Bey, Behzat Bey, Rıdvan Bey, Dr. Sabri Bey, Dr. Mehmet Bey, Dr. Ali Bey, Baltalimanlı Muallim Sadi Bey, Kaptan Şair Kazım...
Yarın: 19 Mayıs Bayramı, Beşiktaş'ın armağanı...
Uğur Güneri







Fenerbahçe ile Galatasaray, daha fazla maç hasılatı alamadığı için 1931-32 sezonunda ligden çekildi. Rakipsiz kalan Beşiktaş da, ' Böyle şampiyon olmaktansa hiç olmayayım' diyerek, uzak ara lider g.türdüğü ligi, ikinci yarıda bıraktı
İki ezeli rakibe unutulmaz ders
GEÇ devreye giren Beşiktaş Futbol Takımı, daha kendini gösterme şansını doğru dürüst bulamadan Balkan Savaşı patladı. Hemen bütün sporcular ve yöneticiler gibi Şeref Bey de savaşa gitmiş, Romanya Cephesi'ne gönderilmişti..
Balkan Savaşı'nın ardından 1. Dünya Savaşı başlamış ve tüm ulusla birlikte Beşiktaşlı sporcular Kafkaslar'dan Çanakla'ye kadar pek çok cephede vatan için çarpışmış, şehit ya da gazi olmuştu.1918'de imzalanan Mondros Mütakeresi ile birlikte sağ kalan yönetici ve sporcularla Şeref Bey de İstanbul'a döndü. Ve dağılmış bir halde olan takımı yeniden ele aldı.1919'da Beşiktaş ve diğer kulüplerin lige katılma isteği Lig Tertip Komitesi tarafından uzun bir süre bekletildikten sonra kabul edilmedi. O tarihlerde cuma günleri (tatil günü) oynanan İstanbul Ligi'nde Fenerbahçe, Galatasaray, Altınordu, Süleymaniye, İdman Yurdu gibi takımlar bulunuyordu. Pazar günleri de ( azınlıkların tatil günü) azınlık takımları Pera (Daha sonra Beyoğlu Spor adını aldı), Araks, Maccabi, Stella, Strugglers'in yer aldığı Pazar Ligi maçları oynanıyordu. Şeref Bey, Beşiktaş gibi cuma ligine alınmak istemeyen takımların idarecileriyle Türk İdman Birliği Ligi adı altında bir lig kurdu. Çekilen kurada 10 takım A Grubu'nda Beşiktaş, Hilal, Kumkapı, Altınörs ve Türkgücü, B Grubu'nda da Darüşşafaka, Vefa, Üsküdar, Beylerbeyi ve Haliç şeklinde yer aldı.
İlk şampiyonluk
Grubunda bütün maçlarını kazanan Beşiktaş, finalde diğer grubun birincisi Darüşşafaka ile karşı karşıya geldi. 23 Temmuz 1920'de oynanan bu maçı Siyah-Beyazlı takım, 2-1 kazanarak 1919-20 sezonunun 'Türk İdman Birliği Ligi Şampiyonu' olarak ilk defa zirveye çıktı. Beşiktaş, 1920-1921 sezonunda ikinci kez Türk İdman Birliği Şampiyonu oldu. 1921-22 sezonunda da Pazar Ligi'nde oynayan Beşiktaş, yine şampiyon oldu. Siyah-Beyazlılar oynadıkları 14 maçta hiç yenilmemiş ve 10 galibiyet, 4 beraberlikle zirveye çıkmıştı.
Kurtuluş Savaşı bitmiş, 29 Ekim !923'te Cumhuriyet ilan edilmişti. 1924 Paris Olimpiyatları nedeniyle Türkiye Birinciliği'nin düzenlenmesi gündeme gelmişti. Kısa zamanda alınan bu kararla İstanbul Birinciliği düzenleniyor ve Beşiktaş grubundaki takımları yenerek birinciliği elde ediyordu. Diğer grubun galibi ise Fenerbahçe'yi 3-2 yenen Galatasaray olmuştu. 22 Ağustos 1924 Cuma günü oynanan finalde Beşiktaş, Galatasaray'ı 2-0 yeniyor ve 1923-24 sezonun İstanbul Şampiyonluğu'nu kazanıyordu. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk resmi İstanbul Şampiyonluğu oluyordu aynı zamanda.
Beşiktaş'ın unutulmaz jesti
1924-25 sezonunda üçüncü olan Beşiktaş, eleme usulü ile oynanan 1925-26 sezonunda dereceye giremedi. 1926-27 sezonunda üçüncü olurken, 1928-29' da dereceye giremedi. 1928-29 ve 1929-30 sezonunda ise ligi üçüncü olarak tamamladı. Beşiktaş 1930-31 sezonunda lig üçüncüsü oldu. 1931-32 sezonunda durum karıştı. Hasılattan daha fazla pay isteyen Fenerbahçe ile Galatasaray ligten çekildi. Sezon başladı. Beşiktaş, rakipsizdi. Ezeli rakiplerine karşı da hükmen galip sayıldı. 6 takımlı ligde ilk yarıyı lider kapatan Beşiktaş, Fener ve Galatasaray'ın olmadığı ligin hiçbir özelliği olmadığını düşünerek (Oysa bu iki takım Beşiktaş'ın Cuma Ligi'ne almınmaması için çabalamıştı) ikinci yarıdaki maçlara çıkmadı ve 6'ncı olarak sezonu bitirdi. Bu jest, Beşiktaş'ın ne kadtar onurlu centilmen bir ruh taşıdığının en güzel kanıtı değil mi?
Kartal zirvede
1932-33 sezonuna iki ezeli rakibinin katılmasıyla hırslı başlayan Beşiktaş ne yazık ki, sezonu ikincilikle kapattı. 1933-34 sezonunda ise Beşiktaş şampiyon oldu. Ancak, futbol tamının bugünlere gelmesinde büyük emeği ve katkısı olan Şeref Bey'in vefatının ardından sahipsizlik tehlikesiyle karşı karşıya gelip, iç çekişmelere teslim oldu. 1937-38 sezonunda hiç yenilmedi, ama averj oyunu ile şampiyonluğu masa başında elinden alındı.






BuRs@ MeRkEzDe OtUrMuŞ MiLlEtE TeRs B@kMıŞ Y@k@sIz GöMlEğE Kr@v@t T@KmIş EsR@Rı BiLe TeRsTeN Y@K@n BiR @şIk GöRüRsEn BiK Ki Q BeNiM

Bizim Özümüz Türklük Bizden OLmayan İnsanları Seveceğinize Onların Önününe Geçireceğine Türklüğünden Bir Şüpe Et İlk Önce Kendini Yarğıla Vatanına Sahip

[KralKartal]

Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

Lord Of The Mumy

bende oraya açacaktım ama bütün yazı dizi bittikten sonra oraya taşımanın daha mantık olacağını düşündüm ihsan ama şimdiden taşımışsın ellerine sağlık forum içinde tşkler
BuRs@ MeRkEzDe OtUrMuŞ MiLlEtE TeRs B@kMıŞ Y@k@sIz GöMlEğE Kr@v@t T@KmIş EsR@Rı BiLe TeRsTeN Y@K@n BiR @şIk GöRüRsEn BiK Ki Q BeNiM

Bizim Özümüz Türklük Bizden OLmayan İnsanları Seveceğinize Onların Önününe Geçireceğine Türklüğünden Bir Şüpe Et İlk Önce Kendini Yarğıla Vatanına Sahip

black-eagle

bu sevda bitmez hasret bitmez isteyen gider hiç farketmez bu alemde cArsi  herşeye karşı allah affeder cArsi affetmez!!!

Lord Of The Mumy

BuRs@ MeRkEzDe OtUrMuŞ MiLlEtE TeRs B@kMıŞ Y@k@sIz GöMlEğE Kr@v@t T@KmIş EsR@Rı BiLe TeRsTeN Y@K@n BiR @şIk GöRüRsEn BiK Ki Q BeNiM

Bizim Özümüz Türklük Bizden OLmayan İnsanları Seveceğinize Onların Önününe Geçireceğine Türklüğünden Bir Şüpe Et İlk Önce Kendini Yarğıla Vatanına Sahip

Lord Of The Mumy

8 yılda 7 şampiyonluk




--------------------------------------------------------------------------------

    Beşiktaş, 1938 ile 1943 yılları arasında 5 kez üst üste şampiyon olarak kırılmaz bir rekorla tarihe geçti. Yenilmez Armada olarak anılan takım üç defa da hiç yenilmeden mutlu sona ulaşıyordu
Zor günlerini birkaç yıl süren aşamadan sonra atlatan Beşiktaş, 1937 yılından itibaren kelimenin tam anlamıyla müthiş bir atağa kalkarak sahalarda fırtına gibi esiyordu. Rakiplerini silindir gibi ezen Karakartallar şampiyonluğa abone olurken, mağlubiyet yüzü de görmüyor, spor tarihine geçecek rekorlara imza atıyordu. İlginçtir, 1937-38 sezonunda hiç yenilmeyen Beşiktaş, Güneş ve Fenerbahçe ile aynı averajda bulunuyordu. Daha önceki uygulamalarda averajı aynı olan takımlar, aralarında maç yapıyor ve sonuç belirleniyordu. Ama bu sezon yöneticiler nedense uygulamadan vazgeçtiler ve masa başında aldıkları bir kararla Güneş'i şampiyon ilan ettiler. Beşiktaş da üçüncü ilan edildi. Ama Karakartal bu haksızlığın acısını fena çıkardı.1939'dan 1946 yılına kadar 5 yıl üst üste şampiyon oldu Beşiktaş.1938-39 sezonunda 18 maçta 15 galibiyet, 3 beraberlik ile yenilmeden şampiyon oldu. 1939-40 sezonunda, Topkapı'yı 12-0, Hilal'i 13-0 yenerek tarihi bir fark ve rekorla kazanan Beşiktaş, bu sezonda 76 gol atıp, 20 gol yedi ve şampiyon oldu. 1940-41 sezonunda eski futbolcularından Refik Osman Top'un çalıştırdığı Beşiktaş, 18 maçı da kazanarak yine rekor kırıp, yenilmeden bir kez daha şampiyon oluyor ve tarih yazıyordu. Kartallar bu sezonda Galatasaray'ı da 5-0'lık skorla yeniyordu. (23.3.1941 tarihindeki özel maçta da Fenerbahçe'yi de 7-1 yenerek en farklı galibiyeti alıyordu.) 1941-42 sezonunda da fırtına gibi esmeye devam eden Beşiktaş, Süleymaniye ve Taksim'i 12-0 gibi tarihi farklarla yeniyor, toplam 90 gol atıyor ve sadece bir yenilgi ile şampiyon oluyordu. Şükrü Gülesin de 15 golle kral oluyordu.1942-43- sezonunda da sürüyordu Beşiktaş fırtınası... Rakiplerine gol yağdıran Karakartallar 81 gol atıp, 8 gol yerken, 18 maçı da kazanarak şampiyon olurken, 1940-41 sezonundaki rekorunu da egale ediyordu.'Baba' Hakkı da 21 golle 1942-1943 sezonunun gol kralı oluyordu.
Efsane futbolcular
BeŞİktaŞ'In bu 5 yıl üst üste şampiyon yaparak unutulmaz bir zafere g.türen efasene kadroda yer alan, hafızalardan ve futbol tarihinden silinmeyecek futbolcular şunlardı: Hayati, Hakkı, Fuat, Eşref, Şeref, Hasan (Federasyon eski Başkanları'ndan Polat), Hüsnü, Feyzi, Nuri, Mehmet, Ali, Taci, Şevket, Hristo, Faruk, Sabri, Cihat, Yavuz, Hüseyin, Şükrü, Yani, Memduh, Rıfat, Çaçi, Kemal, İbrahim, Çengel Hüseyin, Vecdi, Ethem altın devrenin ilk akla gelen unutulmaz futbolcuları olarak yenilmez armadayı oluşturuyordu.
İki kez üst üste şampiyon
1943-44 sezonuna da favori olarak başlamıştı Beşiktaş, ancak 5 ylıl üst üste şampiyon olmanın getirdiği doyumun getirdiği rehatten olmalı, sezonu Davutpaşa ve Galatasaray mağlubiyetleri ile ikinci olarak tamamlıyordu.
1944-45 sezonuna işi sağlama alarak, sezona hırslı ve iddialı başladı Beşiktaş. Çünkü rakipleri 'Beşiktaş bitti. Artık şampiyon olamaz' diyordu. Baba Hakkı da bunlara 'Biz cevabımızı sahada veririz' diyor ve arkadaşlarıyla birlikte bunu gerçekleştirmişler ve sezon sonunda bir yıl aradan sonra sonra yeinden şampiyon oluyorlardı.
1945-46 sezonunda daha önce uygulanan puan sistemine geçildi. Galibiyete 3, beraberliğe 2, mağlubiyete de 1 puan verilmesine karar verildi. Beşiktaş, 8 takımlı ligde, 14 maçın 11'ini kazanıp, sadece Fenerbahçe, İstanbulspor ve Sülemaniye ile berabere kaldı ve 39 puanla bir defa daha yenilmeden şampiyon olma başarısını gösterdi.
Kadro: Hakkı, Hristo, Dr.Hikmet, Şükrü, Dr.Vedii, Seref, Ethem. Çömelenler: Yavuz, Vecdi Çapa, Çengel Hüseyin...
Muhteşem başarı
Sonuçta Beşiktaş 1938-39 sezonu ile 1945-46 sezonu arasında İstanbul Ligi'nde tam 7 kez şampiyon olarak tarihi zaferlere ve rekorlara imza attı. (1937 ile 1950 yılları arasında-1942-48-49-hariç İstanbul, Ankara, İzmir mahalli liglerinde ilk sıralarda yer alan takımların katılımıyla 'Milli Küme' düzenleniyordu. Beşiktaş 1940-41, 1943-44 ve 1946-47' yıllarında da bu uygulamada birinci oldu.)

Yenilmeden şampiyon
Beşiktaş, bir kez daha yenilmeden şampiyon oldu. Sezon boyunca sadece Süleymaniye, Fenerbahçe ve İstanbulspor ile berabere kaldı. 11 Galibiyet aldı. 41 gol atarken, kalesinde sadece 11 gol gördü. takımda en çok golü Şükrü (11) atarken, Kemal (8), Hakkı (7), Şeref (4) Hüseyin (3) kendisini takip eden isimler oldu. Kartal en farklı galibiyetini Beykoz karşısında 7-0'lık skorla aldı. Bu sezonda yine eski uygulamaya dönüldü ve galibiyete 3, beraberliğe 2, yenilgiye 1 puan verildi. Beşiktaş 39 puan topladı. Şampiyon takımda M.Ali, Etem, Yavuz, Hristo, Vedii, Çaçi, Hüseyin, Ömer, Faruk, Nuri, Fethi, Alaaddin, Sabri, Hakkı, Hikmet, Kemal, Şeref, Şükrü, Vecdi, Rauf, Süreyya sezon boyunca forma giyen futbolcular oldu.

YARIN : Süleyman Seba'nın futbolculuk yılları. Beşiktaş yine tarih yazdı





Kartallar yüksek uçar




--------------------------------------------------------------------------------

    Efsane kadro bir ilke daha imza atarak görevini tamamlıyordu. Aralarında Süleyman Seba'nın da bulunduğu genç kadro ise fırtına gibi eserken kazandığı şampiyonluklarla bir tarih daha yazıyordu
Üst üste 3 şampiyonluk... ve Başbakanlık Kupası
BeŞİktaŞ da 1946-47 sezonunda üçüncü olabilmişti. Ancak, Beşiktaş, sezon sonunda oynanan Başbakanlık Kupası maçında Ankara Demirspor'u Çaçi, Sabri, Hakkı, Şevket, Saim, Necdet, Ethem, Yavuz, Vedii, Hikmet, Şükrü'lü kadrosuyla 4-0 yenerek bu anlamlı başarıyı ikinci defa kazanan ilk kulüp oluyor ve kupayı müzesine g.türüyordu. 1947-48 sezonunda Ethem, Fevzi, Yavuz, Vedii, Hasan, Vahit, Necdet, Çaçi, Saim, Sabri, Hakkı, Kemal, Şükrü, Faruk, Süleyman, Hikmet, Şevket, Süreyya, Doğan gibi futbolcuların forma giydiği Beşiktaş, 36 puanla ikinci oluyordu. Takımın en skorer ismi de 10 gol ile Şükrü Gülesin olmuştu.
Maçlar, İnönü'de
Maçlarını Şeref Stadı yerine yeni açılan İnönü Stadı'nda oynamaya başlayan Beşiktaş, 1948-49 sezonunda ikinci olurken, 1949-50 sezonunda üç yıl aradan sonra tekrar mutlu sona ulaştı. Yılların yorgun ve yaşlanan kadrosu Ali İhsan, Süleyman Seba (alt yapıdan geldi. 1947 yılında İnönü Stadı'nın açılışında ilk golü atarak tarihe geçti), Nusret, Şevket, Recep, Fahrettin, Faruk Sağnak gibi genç isimlerle takviye edilmişti. Bu sezon oynanan 14 maçta tek yenilgisini Galatasaray'a karşı (2-1) alan Beşiktaş 11 galibiyet, iki beraberlikle şampiyon oluyordu. 1950-51 yılında Fahrettin Canveser, Faruk Sağnak, A.İhsan Karayiğit, Süleyman Seba, Kamil, Dr.Vedii, Recep Adanır, Çengel Hüseyin, Eşref, Mehmet, Şevket'li kadrosuyla fırtına gibi esen Beşiktaş, bir kez yenilip, 3 kez berabe kalıyor ve 10 galibiyet alarak şampiyon oluyordu. Bu sezon rakip filelere de 39 gol gönderiyor, sadece 9 gol yiyiyordu. 1951-52 sezonunda ilk defa Profesyonel İstanbul Ligi'nin uygulanmasına karar verildi. Karakartallar'ın yenilenen fırtına kadrosu da bu sezonda da şampiyon olarak bir ilke daha imza atma başarısını gösteriyordu. Böylece, 1939-43 yılları arasındaki 5 yıl üst üste kazanılan şampiyonluğa, 1949-52 arasında üst üste üç şampiyonluk daha ekleniyordu.
1952'den 1990'a
Bu dönemin en ilginç ve anlamlı olayı ise Süleyman Seba ile ilgili kuşkusuz. Futbolculuk döneminde üç yıl üst üste şampiyonluk denen yüce duyguyu yaşayan Süleyman Seba, yıllar sonra bu mutluluğu başka bir kimlikle yaşayacağını sanırız hiç tahmin etmiyordu. Seba, 1952 yılından tam 32 yıl sonra Beşiktaş Kulübü Başkanı oldu. Bu görevi tam 16 yıl aralıksız sürdürürken, 3 yıl üst üste şampiyon olmanın gururunu bir kez daha yaşadı. Beşiktaş, 1989-90, 1990-91 ve 1991-92 yıllarında şampiyon oldu. Büyük Başkan Süleyman Seba da futbolculuğundan sonra Başkanlık döneminde de bu gururu yaşayan ilk ve tek isim olarak spor tarihine geçti.



--------------------------------------------------------------------------------

Karakartal efsanesi nereden geldi?
Futboldaki ilk şampiyonluğunu 1919-20 sezonunda kazanan Beşiktaş, daha sonraki yıllarda sürekli zaferler kazanarak, en gözde takımlardan biri haline geldi. Giderek taraftar sayısı artarken, 1933-34 yılındaki şampiyonluk, 1937-38 sezonunu yenilgisiz kapatmasına karşın uğradığı haksızlık gibi nedenler, toplumun onlara olan ilgisini de giderek arttırıyordu. 1938-39 sezonunda hiç yenilmeden şampiyon olması, ertesi sene yine şampiyon olurken rakiplerini 12-0 gibi skorlarla yenmesi Beşiktaş'a olan ilgi ve sevginin çığı gibi artmasına neden oluyordu. İşte böyle unutulmaz başarılarla Beşiktaş, 1940-41 sezonuna da R.Osman Top'un antrenörlüğünde fırtına gibi girer. Şerefg, Hakkı, Şükrü, Sabri, Fevzi, Hüsnü, M.Ali, Yavuz, Halil ile Rıfat'lı kadro rakiplerini silindir gibi ezip geçiyordu. Fenerbahçe'yi 2-1 / 1-0, Galatasaray'ı 3-1 / 5-0, Vefa'yı 8-1 / 6-2, Beykoz'u 5-0 / 3-0, Beyoğluspor'u 4-2 / 5-1, Topkapı'yı 10-1 / 6-0, Süleymaniye'yi de ilk maçta 6-0 yenmişti. Puan farkını iyice açar, ligin bitimine 5 hafta kala Süleymaniye ile bir kez daha karşı karşıya gelir. 19 Ocak 1941 Pazar günü Semih Duransoy'un hakemliğini yaptığı Şeref Stadı'ndaki maça Beşiktaş şu kadro ile çıkar: Faruk, Yavuz, İbrahim, Rıfat, Halil, Hüseyin, Şakir, Hakkı, Şükrü, Şeref, Eşref. O sezon bütün maçlarda olduğu gibi, Beşiktaş yine muhteşem bir oyun ortaya koyar.
60'tan fazla hücum
Maçın ikinci yarısının ortalarına gelindiğinde, Beşiktaş farklı öne geçer, maçı kazanacağı belli olur. Ancak buna rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar yapıyor, Süleymaniye defansını bunaltıyordu. Öyle ki, üst üste 60'tan fazla rakip kaleye akın yaparlar. İşte o sıralarda Beşiktaş'ın Şeref Stadı'nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir ses yükseliyordu: 'Haydi Karakartallar. Hücum edin Karakartallar...' Şeref Stadı'nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazeteciler, bu gür sesle irkilirler. İlk duyulan, ama son derece isabetli ve gurur verici bir benzetmedir bu!...
Tribünlerden gelen sesin sahibi Mehmet Galin isimli Beşiktaş taraftarı bir balıkçıdır. Voleci Şeref lakabıyla maruf Şeref Görkey'in voleyle attığı 3 muhteşem gol ve kaptan Hakkı, Şakir ve Şükrü'nün birer golüyle Süleymaniye'yi 6-0 yenen Beşiktaş'ın unvanı bu maçtan itibaren Karakartallar oluyor, taraftarlar takımlarını 'Karakartal' sloganları ile coşturuyordu. Daha sonraki yıllarda kulübün simgesi oldu Kartal. Logoları yapıldı. 1971-72 sezonunda takımın antrenörlüğüne getirilen Gündüz Kılıç'ın isteğiyle, formalara Karakartal arması bile işlendi. İşte hikaye böyle... 1941 Mart'ından günümüze 65 yıl geçti. Karakartal efsanesi dalga dalga yayılarak milyonlara ulaştı. Bugün Türkiye'den Amerika'ya kadar Karakartal dendiğinde herkesin aklına sadece Beşiktaş geliyor.

--------------------------------------------------------------------------------

Hakkı Yeten
Beşiktaş'ın Karakartal unvanı almasında payı olan futbolculardan birisi de unutulmaz kaptan Hakkı Yeten'dir.
Yarın: Beşiktaş'ın iki mabedi: Şeref ve İnönü Stadı



Kartallar yüksek uçar




--------------------------------------------------------------------------------

    Beşiktaş futbol takımının, ilk stadına kavuşmasında Şeref Bey'in büyük emeği geçti. Bugün Çırağan Oteli'nin yükseldiği bu alandaki Şeref Stad'ında unutulmaz zaferlere imza atan Beşiktaş, 1947 yılından beri de İnönü'de taraftarıyla buluşuyor.
Kartal'ın iki mabedi Şeref Stadı
Şeref Bey'in özel ilgi ve sevgisi sayesinde futbol şubesine sahip olan Beşiktaş'ın ne yazık ki belli bir futbol sahası yoktu. 1929 yılı Ağustos'unda Taksim Stadı'nın Galatasaray'a ait bir hissesi 5000 TL karşılığında satın alınarak, 1933 yılına kadar bu ihtiyacın giderilmesinde payı olan Şeref Bey, kesin bir çözüm peşindeydi. Daha önce yanmış ve büyük tahribat görmüş tarihi Çırağan Sarayı ile moloz yığınlarının dolu olduğu bahçesini Beşiktaş'a stat olarak tahsisi gerçekleştirmek için çabalıyordu. Hasta hasta gittiği Ankarara'da bu konuda görüşmeler yaptı. Öte yandan Fuat Balkan da girişimlerini sürdürüyordu. Dönemin önemli devlet adamlarından Beşiktaşlı Recep Peker'in desteği ile de sonunda formaliteler tamamlandı. Ama Şeref Bey de ne yazık ki, vefat etmişti.
Nuri Çapa kolları sıvadı
1932 senesinde 'Çırağan Sarayı Bahçesi' Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne 'stat' olarak 10 lira gibi sembolik bir aylıkla tam 99 yıllığına Beşiktaş'a kiralandı. Ancak, yangından sonra harap olan ve moloz yığınlarıyla dolu bahçenin stada dönüştürülmesi için çok paraya ihtiyaç vardı. Recep Peker bu konuda da devreye girerek Beşiktaşlı işadamlarından yardım istemesini söyledi. Sonuçta yöneticilerden Nuri Çapa'ya gidildi. Çapa, bizzat kendisi eline kazma kürek alarak bu işe soyundu. Oğlu Cezmi Çapa'nın verdiği bilgiye göre, cebinden 1400 lira harcayarak alanı stat haline getirdi. 1932 ve 34 dönemlerinde Umumi Kaptan ve 2. Başkanlık görevlerini de sürdüren Nuri Çapa, aynı zamanda genç takımı da kurarak kulübe faydalı oldu. Stadın komple inşaatı, 1940'lı yılların başına kadar sürdü. Altı bin kişilik kapalı, dört bin kişilik açık tribün olmak üzere onbin kişilik seyirci kapasitesi olan statın toplam inşaatı 42 bin TL'ye malolmuştu. Adı da kongre kararı ile 'Beşiktaş Şeref Stadı' oldu.
Stat 2031 yılına kadar Beşiktaş'ındı
Kulübün asırlık tarihine damgasını vuran, Hakkı'lı, Şeref'li, Çenge Hüseyinli ve Şükrü'lü kadrosu bu stadın getirdiği imkanlarla yetişip güçlenmiş ve rakiplerinin korkulu rüyası olmuştur. Stat tam yedi yıl boyunca (1940-1947) sportif açıdan olduğu kadar, ekonomik açından da Beşiktaş'a büyük güç kazandırmıştı. . 1947'de İnönü Stadı'nın devreye girmesiyle etkinliğini kaybetti. Uzun süre antrenman ve genç takım ve ikinci lig maçlarında kullanıldı. Şeref Stadı'nın yerinde 1991 yılından beri Çırağan Kempeski Oteli bulunuyor. İşin ilginç ve garip yanı Şeref Stadı'nın kullanım hakkı 2031 yılına kadar Beşiktaş'a aitti. İddialara göre, stad kulübün elinden alınırken, hiçbir para ödenmemişti.
Sarayın ahırı İnönü Stadı oldu
II. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü devrinde ve Lütfi Kırdar'ın İstanbul Valiliği ve Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığı zamanında yapıldı. Kırdar, stat için yaptığı inceleme sonunda en uygun yer olarak Dolmabahçe Sarayı'nın ahırlarının bulunduğu bölgeyi seçti. Mimari planları Mimar Vietti Violi, Mimar Şinasi Şahingiray ve Mimar Fazıl Aysu tarafından hazırlandı. 19 Mayıs 1947 yılında açıldı ve 'İnönü Stadı' adı verildi.. 1950 yılında İnönü'nin iktidardan düşmesi Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi sonucu bir süre isimsiz kalan stada halk, 'Dolmabahçe Stadı' adını verdi. 1952 yılında İstanbul Belediye Meclisi'nin kararıyla adı 'Mithat Paşa Stadı' olarak değiştirildi. 1964 yılında da, Belediye Meclisi'nin kararı ile adı yeniden İnönü Stadı'na çevrildi. 1998 yılından itibaren de Beşiktaş İnönü Stadı adını taşıyor. İnönü Stadyumu'nun ilk maçı Beşiktaş ile İsveç'in AIK takımı arasında 23 Kasım 1947 yılında oynandı. Bu stadyumdaki ilk golü de o zamanlar Beşiktaş'ın futbolcusu olan, kulübün efsane ve Onursal Başkanı Süleyman Seba attı.
1998 Yılında 49 yıllığına kiralandı
İNÖNÜ Stadı, 8 Şubat 1998 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile BJK Derneği arasında imzalanan sözleşme ile 49 yıllık kullanma hakkı verildi ve sözleşmenin tapuya tescil tarihi olan 27 Mart 1998 tarihinden itibaren BJK'ya ait oldu. Süleyman Seba, bu hizmetiyle de milyonlarca taraftarın gönlünde bir kez daha taht kurmuştur.
İnönü yenilendi
2003-2004 sezonunun tamamlanmasının ardından hemen başlayan çalışmalarla stat, muhteşem bir görünüm kazandı. Zemin indirme projesiyle yüzde 50 artışla, toplam koltuk kapasitesi de 32,145'e ulaştı. Stadın giriş ve çıkışlarını rahatlatmak için kapı sayısı da 36'dan 72'ye çıkarıldı. Başkan Yıldırnım Demirören döneminde 19 Eylül 2004 tarihinde de hizmete girdi. İnönü Stadı bugünkü haliyle Avrupa standartlarına sahip, gıpta edilecek bir özelliğe sahip bulunuyor.
Şeref Stadı yok oldu İnönü 2045'te bitiyor
Şeref Stadı,(solda) 1932 yılında 99 yıllığına Beşiktaş'a kiralandı, ama 1991 yılından beri yok. Yerinde Çırağan Oteli yükseliyor. Oysa 2031 yılına kadar kullanım hakkı Beşiktaş'a aitti. 'Bu haklarını neden ve nasıl devrettiler, maddi bir karşılık alındı mı?' soruları hala kafaları karıştırıyor. (solda) İnönü Stadı ise 1998 yılında 47 yıllığına Beşiktaş'a devredildi. süre 2045 yılında bitiyor. Acaba kulübün yönetim politikasında bu konuya ait uzun vadeli bir plan var mı? '39 yıl sonra ne olacak?' sorusuna cevap arıyorlar mı?
Unutulmayan futbolcular Şeref Bey
Beşiktaş'a 1911 yılı sonunda futbolu getirdi. Asıl adı Ahmet Şerafettin olan Şeref Bey, 1894 yılında doğdu. 1911 yılının sonlarında Beşiktaş futbol takımını kurdu. Kısa zamanda Beşiktaş'ı futbolda zirveye çıkardı. Yeni bir lig oluşturdu. Aynı zamanda çok iyi bir hakem olan Şeref Bey, 1928'de Budapeşte Apeste-Prag muhtelitleri maçını idare etti.1929 senesinde Taksim Stadı'nın bir bölüm hissesini satın alarak Beşiktaş'a saha temin etti. Şeref Stadı'nı kulübe kazandırmak için çok uğraşan ve pek çok engeli aşan Şeref Bey, 1932 yılında yakalandığı amansız hastalıktan kurulamadı. Onun anısına stada Şeref Bey'in adı verildi.
Hüseyin Saygun (çengel)
Hüseyin Saygun, Kurtuluş'ta oynarken Beşiktaş'a transfer oldu. 1936'dan 1947'ye kadar Beşiktaş'ta oldukça başarılı maçlar çıkarttı. çengel namıyla anıldı..1947 - 1948 sezonunda Vefa'da oynadı. Bir yıl sonra Beşiktaş'a döndü ve futbolu bu forma ile bıraktı.13 kez milli takımda yer aldı. 1994 yılında vefat etti.
Şeref Görkey
1914 yılında doğan Şeref Görkey, 16 yaşındayken Beşiktaş'a geçti. Ölünceye kadar teknik direktörlükten, Divan Kurulu Üyeliği'ne kadar her kadamede görev yaptı. Futbol hayatı boyunca 320 gol attı. Bunların 99 tanesini voleyle attığı için Voleci Şeref olarak anıldı. Beşiktaş kulübünde, 18'i resmi olmak üzere, tam 22 şampiyonlukta imzası olan Görkey, sadece 1 kez A Milli formayı giyebildi. Şeref Görkey 2003 yılında yapılan törende Beşiktaş'ın 100. yıl meşalesini yaktı. 2004 yılında vefat etti.
Dr. Vedii Tosuncuk
1921 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Vedii Tosuncuk futbola küçük yaşta İzmir'de başladı. Öğrenim için İstanbul'a gelince Beşiktaş'a girdi. Kısa zamanda Siyah-Beyazlı formanın solbek hattının sahibi olan Vedii, Tıp Fakültesini de bitirdi. Dr. Vedii Tosuncuk, 1945-56 yılları arasında Beşiktaş forması altında 8 A, 1 B ve 1 genç olmak üzere toplam 10 kez milli oldu. Milli Takımımıza kaptanlık da yaptı. Son derece kibar, efendi, centilmen bir sporcuydu.
Yarın:Unutulmayan rezalet!.. BJK'nin şampiyonluğunu elinden aldılar
Uğur Güneri/

BuRs@ MeRkEzDe OtUrMuŞ MiLlEtE TeRs B@kMıŞ Y@k@sIz GöMlEğE Kr@v@t T@KmIş EsR@Rı BiLe TeRsTeN Y@K@n BiR @şIk GöRüRsEn BiK Ki Q BeNiM

Bizim Özümüz Türklük Bizden OLmayan İnsanları Seveceğinize Onların Önününe Geçireceğine Türklüğünden Bir Şüpe Et İlk Önce Kendini Yarğıla Vatanına Sahip

burak_bjk

walla ikinci yazı dizisinde güneşin şampiyon olması masa başında demekki o zamn BJK miz üzerinde yine bi takım oyunların döndügünü gösteriyor ...
Bu sevdadan vazgecersek ALLAH belamızı versin....

Delirdik

baksana ya biz şampiyon oLmayaLım diye puan sistemini değiştirip durmuşLar
ama nafiLee 8)
| җ  ģǿĸнªп  җ | Beşiktaş'ım oLey


* Şampiyon BEŞİKTAŞ.!

Lord Of The Mumy

bu yazıı bana göre her beşiktaşlının okuması gerken mükemmel bir yazı dizisi ama pek ilgi görmüyor buda ben üzüyor
BuRs@ MeRkEzDe OtUrMuŞ MiLlEtE TeRs B@kMıŞ Y@k@sIz GöMlEğE Kr@v@t T@KmIş EsR@Rı BiLe TeRsTeN Y@K@n BiR @şIk GöRüRsEn BiK Ki Q BeNiM

Bizim Özümüz Türklük Bizden OLmayan İnsanları Seveceğinize Onların Önününe Geçireceğine Türklüğünden Bir Şüpe Et İlk Önce Kendini Yarğıla Vatanına Sahip

Lord Of The Mumy

Kartallar yüksek uçar




--------------------------------------------------------------------------------

    Beşiktaş'ın yeni kadrosuyla zirveye abone olmasından rahatsız olan zihniyet 1954-55 sezonunda çok çirkin bir olayın kahramanı oldu. Kartallar, lig sonunda aynı puana sahip olduğu Galatasaray'ı hem ikili, hem de genel averajda geçtiği halde Sarı- Kırmızılı takım şampiyon ilan edildi
Unutulmayan rezalet
Beşiktaş, geçen yıl şampiyon olduğu ekiple başladı. 1952-53 sezonuna. Emniyet'i 6-0, Beyoğspor'u 9-1 gibi garklı skorlarla yendi, ancak Fenerbahçe ve Vefa'ya yenilerek ikinci olabildi. Bu sezonda Bülent, Ergün, Mehmet, Kamil, Vedii, Eşref, A.İhsan, Nusret, Metin, Sami, Selahattin, Hüseyin, Süleyman, Coşkun, Recep, Şevket, Fahrettin, Faruk forma giyen isimler oldu. Takımın yeni golcüsü Şevket ise rakip kaleleri 16 kez havalandırarak gol kralı oldu.
1953-54 sezonuna Bülent, Ergün, Mehmet, Kamil, Vedii, Eşref, A.İhsan, Nusret, Metin, Sami, Selahattin, Hüseyin, Süleyman, Coşkun, Recep, Şevket, Fahrettin, Faruk, Özcan, Ercan'ın forma giydiği Beşiktaş fırtına gibi başladı. İlk maçta Galatasaray'ı 2-1 yenerek şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu gösteriyordu. Nitekim sezon sonunda aldığı tek yenilgi, 2 beraberlik ve 15 galibiyet ile 32 puan toplayarak, Galatasaray'ın 5 puan önünde şampiyon oluyordu. Bu sezonda lik maçta 2-0 yendikleri Fenerbahçe, ikinci maça çıkmayarak 3-0 hükmen mağlup oluyordu.
Kara leke
1954-55 sezonu spor tarihine silinmeyecek kara bir leke olarak geçti. Beşiktaş bir mağlubiyet, 4 beraberlik ve 13 galibiyet alarak 30 puan topluyordu. Galatasaray'ın da 30 puanı vardı. Şampiyonu averaj belirleyevekti. Beşiktaş ikili averaja göre Galatsaray'ın önündeydi. Çünkü bir maçta berabere kalmış diğgerinde yenmişti. Genel averajda da Beşiktaş 48 gol atıp, 19 gol yemişti. Averajı 29'du. Galatasaray ise 40 gol atıp, 17 gol yemişti. Averajı 23'tü. sonuçta, gerek ikili, gerekse genel averaja bakıldığında Beşiktaş, Galatasaray'dan üstündü. Şampiyon ilan edilmesi anasının ak sütü gibi helaldi. Ama Beşiktaş, Galatasaray'dan 2 fazla gol yediği için, kargaların bile güleceği komik bir gerekçeyle şampiyonluk elinden alınıp, Sarı-Kırmızı'lı ekibe verildi. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun! Dünyanın hangi ülkesinde, böyle komik ve art niyetli bir averaj hesabı yapılır? Yapılmaz. Olsa olsa bu hesap, Beşiktaş'ın inanılmaz yükselişini frenlemek için yapılan vicdansızlıktan başka bir şey değildir! Ben hukukçu değilim, ama yönetimin yerinde olsam, masa başında teamüle ve tüzüğe aykırı bir şekilde şampiyonlukları elinden alınan Beşiktaş'ın hakkını korumak için mümkünse dava açarım. Bu olayları kamuoyunun gündemine taşırım. (Hatırlayacaksınız, geçen bölümlerde yazmıştım. 1937-38 sezonunda da garip bir uygulama ile şampiyonluk elinden alındı Beşiktaş'ın. O güne kadar averajı eşit olan takımlar, aralarında maç yapıyor, galip gelen şampiyon ilan ediliyordu. Bu sezonda Güneş, Fenerbahçe ve Beşiktaş aynı averajla sezonu bitirdiler. Aralarında maç yapmaları gerekiyordu, ama bu uygulamayı kaldırıp, Güneş'i şampiyon ilan etmişlerdi. 1954-55 sezonundaki bu rezalet asla unutulmayacak elbette. Bu çirkin, ilkel kararı alarak, Beşiktaş'ın önünü kesenleri de spor tarihi asla affetmeyecek!



--------------------------------------------------------------------------------

Karakartal'ın 4 BABA'sı
Hakkı Yeten
HakkI Yeten, Türk futbol tarihinde apayrı bir yere sahip... Kişiliği ve saha içindeki otoritesi,nedeniyle Baba unvanını alan aldı. Futbolculuğu ve golcülüyle Beşiktaş'ın unutulmaz futbolcusu ve kaptanı. 1910 yılında doğdu, 1931 yılında Şeref Bey tarafından Beşiktaş'a alındı. Tam 17 yıl boyunca Siyah-Beyazlı formayı sırtında taşıdı. Kaptan olduktan sonra takım içinde büyük bir otorite kurdu, disiplin sağladı. Oynadığı 17 yıl içinde beş yılı üst üste olmak üzere 8 İstanbul Ligi, 3 İstanbul Şilt Kupası, 3 Milli Lig Şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, kazandı. Sadece 3 kez milli formayı giyebildi. 1989 yılında vefat etti.
Şükrü Gülesin
1922 yılında doğdu. Beyoğluspor'dan 1940/1941 sezonunda Beşiktaş'a geçti. 10 yıl Beşiktaş'ta oynadı. Bu dönemde 3 Milli Küme, 6 İstanbul Ligi, 2 İstanbul Kupası, 2 Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadı. Kornerden attığı gollerle ün, heybetli yapısı ile de 'Baba' Ünvanını kazandı. 1950'de İtalya takımı Palermo'ya transfer oldu. Sonra Lazio'ya geçti. İtalya'da üç sezonda 36 gol attı. Türkiye'ye 11 kez milli oldu, 4 gol attı. Beşiktaş'ta yöneticilik yaptı.1977'de vefat etti.
Recep Adanır
Recep Adanır, 1929 yılında Ankara'da doğdu. Ankaragücü'nde futbola başladı, 1950 yılında Beşiktaş'a transfer oldu. 10 yıl boyunca Beşiktaş'ta 6 lig şampiyonluğu yaşadı. Ayrıca 15 kez de milli oldu. Baba Hakkı ile arası açılan ve hebetli yapısından dolayı Baba lakabıyla anılan Recep, daha sonra Kasımpaşa'ya, oradan da Galatasaray'a transfer oldu. Futbolu bıraktıktan sonra Beşiktaş'a teknik yönetici olarak hizmet etti.
Hüsnü Sağman
Baba Hüsnü 1908 yılında Gönen'de doğdu. 19 yaşındayken Beşiktaş'ın A Takımı'na alındı. Uzun süre Beşiktaş'ın kaptanlığını yaptı. Bu dönemde babacan tavırları nedeniyle Baba olarak anıldı. Beşiktaş'lı olarak Milli Takım'a seçilen ilk futbolcu oldu ve Milli Takımın Kaptanlığını da üstlendi. Hüsnü Savman, 1945 yılında yaşama gözlerini yumdu. Beşiktaş'a aşıktı. 50 lira karşılığında oynarken, Ankara'dan gelen 200 liralık teklifi geri çevirdi.

--------------------------------------------------------------------------------

BJK'yi yakan şikeler
Ortalık şike ve teşvik iddialarıyla çalkalanıyor. Ancak bu ne ilk, ne de son... Beşiktaş bu konuda canı en çok yanan kulüp. Satılmış iki kalecisi Jurkoviç ve Zalad'ın yaptığı şikelerle Beşiktaş'ın elinden alınanı üç şampiyonluk ve bununla ilgili çarpıcı, ibret verici olaylar, önümüzdeki günlerde kronolojik sıraya göre bu sayfada yer alacak.
Uğur Güneri

Kartallar yüksek uçar




--------------------------------------------------------------------------------

    Tarihi boyunca pek çok haksızlığa uğrayan Beşiktaş'ın 1956-57 ve 1957-58 yıllarında 'Milli Küme' adıyla yapılan Türkiye Şampiyonluğu'nu kazanması, nedense görmezden gelindi yıllar sonra verilen hukuk savaşı sonunda geç de olsa kulübün bu hakkı teslim edildi...
1955-56'da üçüncü olan Beşiktaş, 1956-57 sezonunda İstanbul Profesyonel Ligi'ne iddialı girdi, ama sonunu getirmedi. Ezeli rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray'a her iki maçta da yenilen Beşiktaş, sezonu Beykoz'un ardından 19 puanla 5'inci bitirdi. Ancak bu sezon da yine tarihe geçecek çok başarılı bir sonuca imza attı Karakartal. 1937 yılından beri İstanbul Ligi'nin dışında Ankara, İzmir gibi kentlerin güçlü takımlarının da katıldığı bir organizasyon yapılıyor ve buna 'Milli Küme ve Federasyon Kupası'gibi isimler veriliyordu. Beşiktaş daha önce 1940-41/ 1943-44/ ve 1946-47 yıllarında Milli Küme Şampiyonu olmuştu. Bu organizasyon 1956-57 sezonunda 'Federasyon Kupası' adıyla yapıldı. İstanbul elemelerinde Beykoz ve İstanbulspor'u yenerek Galatasaray ile birlikte finallere kaldı. İzmir'den Kültürspor ve Altay, Ankara'dan Milli Mensucat ve Gençlerbirliği'nin katılmasıyla lig usulü maçlar oynandı. 6 takımla yapılan bu mücadele sonunda Beşiktaş, 1-1 beraberlik, bir yenilgi ve 8 galibiyetle 17 puan toplayıp şampiyon oldu. Beşiktaş'ın efsane kadrosunda, genç kaleci Varol devleşirken, B.Ahmet, Recep Adanır, Coşkun, Metin, Nazmi, Kamil, Gürcan, Münir, Özcan, K.Ahmet gibi unutulmaz isimler yer alıyordu.
1957-58 sezonunda geçen seneki kadrosuna Kaya, Sofianidis, Metin, Faik gibi takviyeler yapan Beşiktaş, güçlü kadrosuna rağmen İstanbul Ligi'nde başarılı olamadı. İstanbulspor'a 2, Galatasaray'a da 1 defa yenildi. 22 puan toplayarak ancak dördüncü oldu. Ama Beşiktaş, Federasyon Kupası Turnuvası'nda ikinci defa şampiyon olmayı başardı. (1957 ve 58 yıllarında Federasyon Kupası adı altında düzenlenen Türkiye Şampiyonluğu'nun önemi, birinci olan takımın Avrupa Şampiyon Kupası maçlarında Türkiye'yi temsil etme hakkına sahip olmasıydı. Beşiktaş, bu hakkı iki defa üst üste kazanan takım oldu. Nedense 5 şampiyonluğa bir yıldız verilmesi uygulaması başlayınca Beşiktaş'ın bu iki şampiyonluğunu görmezden gelmek istediler. Ancak, Serdar Bilgili'nin başkanlığı döneminde verilen hukuk savaşının sonunda Beşiktaş'ın hakkı teslim edildi ve formasına iki yıldız takmaya başladı. Beşiktaş'ın halen 12 şampiyonluğu var. Oysa haksızlıkla elinden alınan şampiyonluklar olmasa çoktan 15'i geçip üçüncü yıldızı takacaktı.



--------------------------------------------------------------------------------

Unutulmayan futbolcular
Futbola 16 yaşında Beykoz'da başladı. 5 sezon boyunca Beykoz ve Kadırga'da oynadıktan sonra Varol'un takımı yakmasından bıkan yöneticiler tarafından 1958 yılında Beşiktaş'a transfer oldu. Kaleyi teslim alan Necmi, 1959-60 Türkiye Ligi ilk şampiyonluğunu kazanan ekiple birlikte tarihe geçti. Beşiktaş onunla 1965-66 ve 1966-67 sezonunda da zirveye çıktı. 11 sezonda 359 defa Beşiktaş'ın kalesini koruyan Necmi, 5 defa da A Milli oldu. Halen Beşiktaş'ta yardımcı antrenörlük ve kaleci antrenörlüğü görevini sürdürüyor.

--------------------------------------------------------------------------------

İlk 'Profesyonel Lig' şampiyonu!
BeŞİktaŞ, 1958-59 sezonunda iki grup halinde yapılan Türkiye Birinci Ligi'nde başarılı olamamıştı. 1959 / 1960 sezonunda ise yeni bir uygulamaya geçildi. Bugünkü ligin ilk örneğini teşkil eden bu uygulamada diğer illerde mahalli ligilerde başarılı olan takımlar da bu lige dahil edildi ve ilk defa 20 takım arasında iki devreli Profesyonel Türkiye Ligi maçları yapıldı. Fenerbahçe, Galatasaray, Ankara Demirspor, İzmirspor, İstanbul spor, Feriköy, Karagümrük, Karşıyaka, Gençlerbirliği, Vefa, Ankara Şeker Hilal, Ankaragücü, Beykoz, Altay, Adalet, Hacettepe, Altınordu, Kasımpaşa ve Göztepe'nin katıldığı bu ilk ligte Beşiktaş 30 Ağustos 1959 tarihindeki ilk maçında Vefa'yı 4-1 yenerken yeni transferler Şenol, Birol, Arif pırıl pırıl parlıyordu. Beşiktaş 2 Aralık 1959 günü İnönü'de ezeli rakibi Galatasaray'ı Fenerbahçe'yi Nazmi Bilge'nin golüyle 1-0, 3 Ocak 1960 tarihinde de diğer ezeli rakibi Fenerbahçe'yi Arif'in golüyle 1-0 yenerek devreyi lider tamamlıyordu. Yenilmezliğini ikinci yarıda İzmirspor karşısında kaybeden Beşiktaş, ligin bitimine iki hafta kala Fenerbahçe'nin 5 puan önünde şampiyonluğu garantiliyor ve lig bitiminde mutlu sona ulaşıyordu. 38 maçta 29 galibiyet, 2 mağlubiyet, 7 beraberlik alan Beşiktaş, 69 puan topluyor, Necmi, Bahattin, Münir, Tuncay, Sabahattin, Kaya, Arif, Nazmi, Şenol, Birol, K.Ahmet'li kadro da bir ilke imza atarak tarihe geçiyordu. Sezon boyunca 68 gol atan Kartal, 25 maçta gol yemiyordu. Ayrıca 13 maç üst üste galip gelerek bugüne kadar kırılmayan rekora imza atıyordu.
Yarın:Peşpeşe 2 Şampiyonluk F.Bahçe'ye atılan 7 gol
Uğur Güneri


1959-60 sezonundaki şampiyonluktan sonra suskunluk ve durgunluk dönemine giren Beşiktaş, sabrı taşan taraftarlarının yüzünü, 1965-66 ve 1966-67 yıllarında güldürmeyi başardı
5 yıllık rötar ve 2 şampiyonluk
Beşiktaş bir önceki sezonun şampiyonu olarak başladığı 1960-61 sezonununda yaptığı 38 maçın 22'sini galibiyetle, 5'ini yenilgiyle bitirirken, 11 defa berabe kalarak dikkat çekiyordu. Necmi, Cavit, Bahattin, Ekrem, Münir, Beton Mustafa, Tuncay, Sabahattin, Kaya, Arif, Nazmi, Şenol, Birol, Münir, K.Ahmet, Güven gibi futbolcuların forma giydiği Beşiktaş ne yazık ki, sezonu üçüncü bitirebiliyordu. 1961-62 sezonun Müfit, Ender, Önder, Yüksel, Süreyya, Muharrem, Cemil, Özhan, K.Mustafa gibi yeni isimleri kadrosuna katan Beşiktaş, bu sezonda da tam 16 beraberlik alarak dikkat çekiyor, 6 yenilgi ve 16 galibiyetle 48 puan toplayarak ancak üçüncü olabiliyordu.
Federasyon, 1962-63 sezonunda maçların iki grup halinde yapılmasına karar verdi. Beyaz Grup'ta mücadele eden Beşiktaş, 15 galibiyet, 4 berabirlik ve yenilgi ile final grubunda oynamaya hak kazandı. Final grubunda ise 34 puan toplayarak Galatasaray'ın bir puan gerisinde kalıp ikinci oldu. Bu sezonda Necmi, Özcan, Erkan, sabahattin, Yüksel, Süreyya, Kaya, Coşkun, Güven, Şenol, Birol, K.Ahmet, Rahmi, Yavuz, Mustafa, Nedim ve İsmet forma giyen futbolcular oluyordu.
1963-64 sezonuna damgasını vuran olaylardan birisi, Beşiktaş'ta efsaneleşen Şenol ile Birol'un artık Fenerbahçe formasını giymesi olmuştu. Buna karşılık, Beşiktaş, Türk futboluna iki genç ismi armağan ediyordu. Genç takımdan gelen Yusuf ile Sanlı, A Takım'a giriyordu. Beşiktaş sezon sonunda 53 puanla şampiyon olan Fenerbahçe'nin ardından 52 puanla ikinci oluyordu. 1964-65 sezonuna Mikro Mustafa'yı kadrosbuna katarak başlayan Beşiktaş, 30 maçta, 16 galibiyet, 5 yenilgi ve 9 beraberlik alarak ligi yine ikinci olarak kapatıırken, yıllarca şampiyonluklara alışan taraftarlar da huzurlanıyordu. (Güven Önüt, 1963-1964 sezonunda 19 golle gol kralı oldu. )
Üst üste iki kez şampiyon
Beşiktaş'ın genç ve tecrübelilerden oluşan kadrosu gerçekten güçlüydü, ama nedense bir türlü şampiyon olamıyordu. 1965 / 1966 sezonuna takımı Yugoslav Hoca, Spajiç'e emanet ederek başladılar.
Necmi, Sabri, Yavuz, Fehmi, Sami, Suat, Süreyya, Kaya, K.Yusuf, Cevdet, K.Ahmet, Sanlı, Güven, Yusuf, Coşkun, Ahmet Şahin, Fethi ve Faruk'tan oluşan kadrosu ile sezona favori giren Beşiktaş, Beykoz ve Galatasaray mağlubiyetleri ile biraz sarsılır gibi olduysa da Fenerbahçe karşısında alınan 2-0'lık galibiyetin ardından üst üste tam 17 maç gol yemeden ve yenilmeden... Galatasaray'ın 6 puan önünde 48 puanla şampiyonluk ipini göğüslüyordu. Takımın en golcü ismi de 14 golle Ahmet Şahin oluyordu. Ayrıca deplasmanda 9 maçın 7'sini kazanıyorlardı.
1966-67 sezonunun şampiyonluktaki en büyük favorisi olarak gösterilen Beşiktaş, Macar golcü Kuzman'ı da kadrosuna katıyordu. 4 Haziran 1967 tarihinde Göztepe'yi 2-0 yenerek Fenerbahçe'nin önünde 45 puanla şampiyon olan takım, bu sezon 32 kmaçta 16 galibiyet, 13 beraberlik ve üç yenilgi alıyor, Fenerbahçe'nin 2 puan önünde mutlu sona ulaşıyordu. Böylece Necmi, Sabri, Yusuf, Güven, Fehmi, K.Ahmet, Yavuz, Suat, Necmi, Ahmet Şahin, Sanlı, Süreyya, Fethi, Kuzman, Szalaya, Faruk, Cevdet, Coşkun'lu kadro camiaya 8'inci şampiyonluğu hediye ediyordu. Beşiktaş'a iki şampiyonluk kazandıran Spajiç, rakip takımların ve basının eleştirileri karşısında dayanamadı ve istifa edip ülkesine döndü. Kalsa, Beşiktaş'ın üçüncü şampiyonluğu işten bile değildi!..



--------------------------------------------------------------------------------

Unutulmayan maçlar
Beşiktaş: 7 Fenerbahçe: 1
Milli Küme'ye hazırlık amacıyla düzenlenen Dörtler Kupası'na, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve İstanbulspor katılıyordu. Fenerbahçe de güçlü bir kadroya sahipti. Kalede Cihat vardı. Ayrıca Naci, B.Fikret, K.Fikret gibi önemli isimler oynuyordu. Kazananın kupayı alacağı Şeref Stadı'ndaki maça hırslı başlayan Beşiktaş, ilk golünü 5. dakikada Şükrü'nün ortasına yükselip vuran Sabri ile kazandı. Hemen arkasından Şeref, farkı ikiye çıkardı. Ardından da Hakkı, ceza alanı çizgisi üstünden bomba gibi bir şutla Cihat'ı bir kez daha avladı. Naci ile bir gol bulan Fenerbahçe biraz umutlandı, ama ikinci yarıda da Fenerbahçe savunmasını zor durumda bırakıyordu. 49. dakikada Sabri skoru 4-1'e taşıdı. 53.dakikada Sabri bir gol daha atıyor, daha sonra Baba Hakkı 68 ve 75'inci dakikalarda iki gol atarak tarihi skoru ilan ediyordu. Beşiktaş'ın kadrosu: Mehmet Ali, Hristo, Yavuz, Memduh, Halil, Rifat, Sabri, Hakkı, Saim, Şeref, Şükrü şeklindeydi.
Eskişehirspor: 0 Beşiktaş: 6
30 Ekim 1966 Pazar günü iki takım, Eskişehir Atatürk Stadı'nda 25.000 seyircinin önüne çıktı. Maça hızlı başlayan Beşiktaş, 10 dakikada K.Ahmet'le öne geçti. 42. dakikada Kuzman durumu 2-0 yaptı. 51. dakikada Sanlı farkı üçe çıkardı. 56. dakikada Kuzman, skoru 4-0 yaptı. 64. dakikada K.Ahmet topu gol olarak ağlara gönderdi. İki dakika sonra Sanlı penaltıdan 6. golü attı. Bu farklı sonuç, Eskişehirspor'un o sezon kendi sahasında aldığı ilk ve tek yenilgi oldu.
Unutulmayan futbolcular
Ali İhsan Karayiğit (1928)
BALIKESİR'de oynarken Beşiktaş'a tavsiye edildi. 1950-57 yılları arasında oynadığı futbol ve olağanüstü tekniği ile herkesi büyüledi. Her iki ayağını da mükemmel kullanan, hava hakimiyeti ile dikkat çeken A. İhsan, Beşiktaş'ta, 3. istanbul ligi, 2 Federasyon Kupası, 1 Türkiye Şampiyonluğu yaşadı. Futbolu bıraktıktan sonra teknik adam olarak uzun süre Beşiktaş'a hizmet etti.
Faruk Sağnak (1924)
Futbola Beşiktaş'ta başladı. 1944 ile 1956 yılları arasında, tüm kadrolarda eksiksiz görev yaptı. Hemen tüm mevkiilerde aynı başarıyı göstererek oynadı. Top tekniği, oyunu okuyuşu ve attığı milimetrik paslarla ünlendi.
Nedense Milli Takıma pek davet edilmeyen Sağnak, 17 Haziran 1951'de oynanılan ve Türk Futbol tarihindeki en unutulmaz maçlardan biri olan 'Berlin Zaferi' olarak adlandırılan Almanya maçı kadrosunda yer aldı. 12 yıl aralıksız Beşiktaş'ta oynadı.
Nazmi Bilge (1934 )
FutbolA Trabzon'da İdmanocağı Kulübü'nde başladı. 1954 yılında Beşiktaş'a transfer oldu. Nazmi Bilge 21 Şubat 1959 günü, Beşiktaş'ın Altay ile oynadığı maçta iki gol atarak takımının yeni başlayan ulusal ligdeki ilk golünü atmış oldu. Beşiktaş'ın unutulmaz kaptanları arasında olan Bilge,1962 yılında Altay'a transfer olana kadar Beşiktaş'ta çok başarılı bir performans çizdi. İstanbul Ligi, Milli Küme, Federasyon Kupası ve Birinci Lig''de toplam 158 gol atmayı başardı. 3 kez Milli formayı giydi. Futbolu bıraktıktan sonra Beşiktaş'a yönetici olarak da hizmet etti. Nazmi Bilge, bir maç öncesi hakem Ferudun Kılıç'ın elini öpüyor. (fotoğraf: BJK Dergisi/ Vala Somalı arşivi)
Şenol Birol (1937)
ŞENOL Birol, futbola Zonguldak Kilimlispor'da başladı. 1958 - 1959 sezonunun sonunda Sarıyer'den Beşiktaş'a geçti. Forvetteki partneri Birol'la birlikte attığı goller yüzünden tribünlerde, 'Şenol-Birol gol' tezaruhatı yapılmaya başlandı. İlk 3 sezonda 42 golü rakip ağlara bırakan Şenol'un Beşiktaş formasıyla en başarılı dönemi 1962-63 sezonuydu. Şenol sezonu 41 maçta 34 golle tamamladı. 1962-1963 sezonu bitiminde Birol'la birlikte Beşiktaş'tan ayrılıp Fenerbahçe'ye transfer oldu. 8 kez Türk Milli Futbol Takımı formasını giydi.
Birol Pekel (1938-2004)
1958 yılı sonunda Beşiktaş'a geldi. 1959-60 sezonunda formasını giydiği Beşiktaş'ta şampiyonluk yaşadı. Efendi kişiliği ile de sevilen Birol, takım kaptanlığına kadar yükseldi. Pekel, Siyah Beyazlı formayı giydiği dönemde 131 maçta oynadı, 26 gol attı. 6 defa A Milli oldu. 1962-63 sezonun sonunda Fenerbahçe'ye gitti. 1968 yılında da futbolu bıraktı. 2004 yılında vefat etti.
Yarın: Çile Kartal'ım çile... Karanlık günler başlıyor
Uğur Güneri


BuRs@ MeRkEzDe OtUrMuŞ MiLlEtE TeRs B@kMıŞ Y@k@sIz GöMlEğE Kr@v@t T@KmIş EsR@Rı BiLe TeRsTeN Y@K@n BiR @şIk GöRüRsEn BiK Ki Q BeNiM

Bizim Özümüz Türklük Bizden OLmayan İnsanları Seveceğinize Onların Önününe Geçireceğine Türklüğünden Bir Şüpe Et İlk Önce Kendini Yarğıla Vatanına Sahip

Timurlenk