Ana Menü

Derbi Nedir ?

Başlatan carsi52, Kasım 11, 2008, 19:23:53

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

carsi52

Derbi Nedir?

Bu sorulara cevap bulabilmek için ilk olarak "derbi" kelimesinin nereden geldiğine bakalım. Derbi (Derby) kelimesinin kökeni ilk defa 1780′de yapılan The Epsom Derby Stakes (Epsom Derbi Ödülü) isimli at yarışlarından gelmektedir. 12. Derby Kontu adına düzenlenen bu yarış, o dönemde at yarışlarının zirvesi olarak kabul ediliyordu. Günümüze geldiğimizde de 'derbi' terimi yerel ve küresel anlamda futbolun en yüksek noktasına işaret ediyor.
Dünyanın en önemli derbisinin hangisi olduğu konusunda tartışmalar devam ediyor. Zaten hiç bir zaman bir karara varılamayacak, çünkü her derbinin kendi içinde ve dünya çapında farklı anlamı var.
En büyük derbiyi seçemesek de, iki önemli aday gösterebiliriz. İlk aday, futbolun spordan ziyade bir din olarak kabul edildiği İskoçya'nın yüzyıllık derbisi Rangers-Celtic. İkinci aday ise taraftarları ekonomik sınıf olarak birbirinden ayrılan Arjantin'in asırlık derbisi Boca Juniors-River Plate. İki derbiyi de ayrı ayrı ve karşılaştırmalı olarak inceleyelim ve kararı sizlere bırakalım
.



Rangers-Celtics

1872 yılında kurulan Glascow Rangers ekibi, ilk başlarda kendi halinde bir spor klubü olarak hayatına başlar. 1888′de ise İrlanda'dan göç eden fakir insanlara yardım amaçlı olarak, Katolik papalar tarafından Glascow Celtic takımı kurulur. İki takım arasındaki ilk maçı Celtic 1-0 kazanır ve o yıllarda İskoçya'da fırtına gibi eserek üst üste şampiyonluklar alır. İşte ezeli rekabetin temelleri bu yıllarda atılır. Çoğunlukla Katoliklerin oynadığı ve göçmen İrlandalılar tarafından kurulmuş bir takımın Protestan çoğunluğun hüküm sürdüğü İskoçya'da bu kadar başarılı olması milliyetçi sağın sembollerinden olan Rangers başkanı John Ure Primose'yi tabii ki rahatsız eder. Her fırsattta Katolikleri ve Celtic takımını eleştiren Primose, İskoçya bayrağı yerine Britanya Birleşik Krallığına bağlılını sembolize etme amacıyla Rangers tribünlerine İskoçya bayrağı yerine Britanya Birleşik Krallığının bayrağını astırır. Bu davranışıyla Primose, Celtic takımına karşı ezeli rekabetin ve sürekli büyüyecek düşmanlığın tohumlarını atar. Esas düşmanlık ise Primose'nin tarihi açıklamasıyla başlar: "Sadece Britanya'nın gerçek sahipleri Protestan'ların Rangers formasını giymesine izin verilecektir." Tabi ki bu açıklamaya Celtic tepkisiz kalmaz ve onlar da Parkhead'i İrlanda bayraklarıyla süslemeye başlarlar.
Zaman içinde din farkı değişik boyutlar alır ve futbol İskoçya'da başlı başına bir 'din' haline gelir. Mezhepleri de 'Celtic' ve 'Rangers' olarak belirlenir. Futbol, bu rekabette dinden daha önemlidir çünkü istatistiklere göre Kiliseye gidenlerin toplamı maça gidenlerden çok daha azdır! Artık gençler Rangerslı veya Celticli oldukları zaman aslında çok derin bir bağ ile bağlandıklarının belki de farkında değildirler.
Son olarak İskoçların efsane hakemi Hugh Dallas'tan bir alıntı yaparak bu rekabetin boyutlarını özetleyelim: "Yugoslavya'nın dağılma sürecinde, Hırvatlar ve Bosnalılar birbirlerine tecavüz ediyorlar, kafalarını kesiyorlardı. Tam savaşın çirkin yüzünün yaşandığı günlerde UEFA, Hırvatistan-Bosna Hersek maçına beni atadı. O maçı, sadece Celtic-Rangers maçını defalarca yönetmiş bir hakemin kazasız belasız atlatabileceğini düşünüyorlardı. Haklılardı çünkü Old Firm'le karşılaştırılınca bütün maçlar en fazla birbirine düşman iki mahallenin çocukları arasındaki gazozuna maç gibidir."

River Plate- Boca Juniors


Yerkürenin öteki ucunda ise bir başka derbi mücadelesi bir asırdan uzun süredir nefesleri kesmeye devam ediyor. Güney Amerika'nın güzide ülkelerinden Arjantin, saha içinde ve dışında pek de güzide denilemeyecek bir rekabete sahne oluyor. Buenos Aires kentinde birbirinden 7km uzaklıkta bulunan iki klubün, River Plate ve Boca Juniors'un çekişmesi kimilerine göre futbolun doruk noktasıdır.
Bu derbinin temelleri 1901 yılında La Boca semtinde, beklenenin aksine Boca Juniors'un değil River Plate'in kurulmasıyla başlar. Günümüzde Boca Juniors' un merkezi sayılan La Boca aslında ezeli rakibinin de kurulduğu yerdir. Ancak River Plate 1923′te şehrin bu kısmını terkederek kuzeydeki Nunez semtine taşınır. Bu dönemde yaptıkları bazı pahalı transferler ile de 'Los Millionarios' (Milyonerler) lakabını alırlar. River Plate'den dört yıl sonra 1905′te ise Boca Juniors takımı kurulur. Ezeli rakibi gibi La Boca semtinde kurulan futbol klübünün renklerine bir türlü karar verilemez ve limana gelecek ilk geminin bayrak renklerinin kabul edilmesine karar verilir. Gelen ilk gemi de İsveç gemisi olunca Boca'nın renkleri Sarı-Mavi olur.
Ezeli rekabetin ana sebebi İskoçlardan faklı olarak bir klüp başkanı değil de River Plate'in 1923′te Nunez kentine taşınması olmuştur. La Boca, o zamanlar daha çok fakirlerin yaşadığı bir kenar mahalle kentidir ve River Plate 'Los Millionarios' lakabına yakışmadığı için semti terkedip daha zengin bir muhit olan kuzeye, Nunez'e yerleşir. Zaten zengin ve fakir arasında dağlar kadar farkın ve ölümcül br düşmanlığın olduğu o dönemlerde River Plate'in bu hareketi iki klüp arasında bir sürtüşmeye neden olur. Bu iki takım birbirlerine isim takmaya başlarlar. Riverlılar, Bocalılara fakir mahallede oldukları için ve pis koktuklarını ima eden "Bosteros" ya da "Les Puercos" (Domuzlar) lakabını takarlar. Boca taraftarları da boş durmaz ve kenar mahallelerine pek de uğramayan zenginleri kastederek River taraftarlarına "Gallinas" (Tavuklar) lakabını uygun görürler.
Arjantin derbisinin bu kadar önemli olması birbirlerine taktıkları takma adlardan ibaret değil. River-Boca maçları ülkenin dört bir yanında zengin ve fakirin kavgasını temsil eder hale gelmiştir. Her yerde insanlar birbirlerine tuttukları takıma göre davranmaya başlar. Okullarda bile Boca ve River rekabeti öğrencilerin okul değiştirmesine neden olur. Sokaklarda rakip takım atkısıyla veya formasıyla görülen insanların başının belaya girmesi kesin gibidir.
Zaman içerisinde gelen sportif başarılar Boca Juniors takımını belirli bir ekonomik güce getirse bile hala halkın fakir kesimi tarafından yoğun bir şekilde desteklenir. Zaten Boca Juniors hala ülkenin fakir kesimlerinden bulduğu yetenekleri dünyaca ünlü bir yıldız haline getirmesiyle tanınır. Bu yıldızların en ünlüsü de hiç tartışmasız Maradona'dır.

Dünyanın "en ünlü" ve "en kanlı" derbilerinin sebebi ne?
Şöyle bir bakalım...



İskoçya.
Glasgow.

Aynı şehrin iki takımı.
Celtic ve Rangers.
Biri Katolik, öbürü Protestan.
Din derbisi...
(Katolik golcü Johnston, Rangers'a transfer olduğunda evi yakıldı. Maç, Johnston'un golüyle 1-0 kazanılsa bile, Rangers taraftarları "maç 0-0 bitti" diyordu. )


Arjantin.
Buenos Aires.

Aynı şehrin iki takımı.
Boca Juniors ve River Plate.
Birini İtalyan göçmenler kurdu, öbürünü öz be öz Arjantinliler.
Irk derbisi...
(Durum öyle vahim ki, sadece Bocalıların gömüleceği kabristan yapılıyor. Yani, mezara kadar...)


İtalya.
Roma.

Aynı şehrin iki takımı.
Lazio ve Roma.
Biri faşist, öbürü demokrat.
İdeoloji derbisi...
(Laziolular Mussolini'nin torunları... Zenci ya da Yahudi futbolcu istemiyorlar. Asıl isimleri SS Lazio... SS, societa sportiva... Yani, sportif müessese... Ama onlar için anlamı farklı... Roma'nın amblemi ise, Roma'nın kurucuları Romus ve Romulus'u emziren kurt figürü. Yani, parlamentonun ataları...)


İtalya.
Milano.

Aynı şehrin iki takımı.
Inter ve Milan.
Biri kıro, öbürü asil.
Sınıf derbisi...
(Milan taraftarları arasında Dük'ler Baron'lar falan var.)


Romanya.
Bükreş.

Aynı şehrin iki takımı.
Steau ve Dinamo.
Biri asker, biri polis.
Derin devlet derbisi...
(Genel olarak birbirlerini dövüyorlar... Sonra birleşip, herkesi dövüyorlar...)


Türkiye.
İstanbul.

Aynı şehrin iki takımı.
Fenerbahçe ve Galatasaray.
Din ayrımı yok. Irk ayrımı yok. ideoloji ayrımı yok. Sınıf ayrımı yok. Asker-polis ayrımı yok. Zengin-fakir ayrımı yok. Eğitimli-cahil ayrımı yok...
Üstelik, dünyadaki ünlü derbilerden farklı olarak, taraftarları "aynı şehir" ile sınırlı değil.
Bütün ülkede var...


GÖZTEPE-KARŞIYAKA


İngiliz Guardian gazetesi, birinci liglerde oynanmayan ancak buna rağmen oldukça popüler olan maçları araştırdı. Gazete, 16 Mayıs 1981'deki Karşıyaka-Göztepe maçını 80 bin kişinin izlediğini yazdı.
Dünyada üst düzey olmadığı halde en kalabalık seyirci grubunu hangi maçın çektiğini araştıran İngiliz Guardian gazetesi, en yakın tarihli rekorun İzmir derbisinde yaşandığı sonucuna vardı.
Bir İngiliz'in 30 Kasım 1974 tarihinde


İngiliz Guardian gazetesi, birinci liglerde oynanmayan ancak buna rağmen oldukça popüler olan maçları araştırdı. Gazete, 16 Mayıs 1981'deki Karşıyaka-Göztepe maçını 80 bin kişinin izlediğini yazdı.

Dünyada üst düzey olmadığı halde en kalabalık seyirci grubunu hangi maçın çektiğini araştıran İngiliz Guardian gazetesi, en yakın tarihli rekorun İzmir derbisinde yaşandığı sonucuna vardı.

Bir İngiliz'in 30 Kasım 1974 tarihinde Old Trafford stadında Manchester United ile Sunderland arasında oynanan ve 60 bin 585 kişinin izlediği maçtan daha fazlasının bulamayacağını öne sürdüğü belirtilen haberde oysa ilk araştırmada Juventus'un Seri B'de Napoli ile oynadığı maçı 65 bin kişinin izlediğini gördükleri kaydedildi.

EN YAKIN TARİHLİ REKOR KAFKAF-GÖZGÖZ MAÇININ

15 Ağustos 1973'te 1860 Münih ile FC Augsburg arasında Münih Olimpiyat stadındaki maçı yaklaşık 80 kişinin izlediği belirtilen haberde, bu konudaki en yakın tarihli rekorun ise Türkiye'de olduğu belirtildi.

Haberde, 16 Mayıs 1981 tarihinde İzmirli iki ezeli rakip Karşıya ve Göztepe arasında oynanan müsabakayı tam 80 bin kişinin izlediği ve bu rekorun Guinness Rekorlar kitabı tarafından da tescil edildiği kaydedildi.

Haberde, birinci ligde olmamasına karşın en yakın tarihli bu rekortmen karşılaşmanın 0-0 bittiği hatırlatıldı

--KARŞIYAKA-GÖZTEPE DERBİSİ BU DEFA ÖLÜMSÜZ SONLANDI!


FIFA ölçüsündeki resmi futbol maçları dünyanın her yerinde 11`e 11 başlar ama bazen 11`e 11 bitmez... Bazen de 12`ye 11 hatta 13`e 14`e ve 15`e 11 gibi bir görünüm de ortaya çıkabilir. Bu hafta İkinci Lig A Kategorisi`nde oynanan Karşıyaka-Göztepe maçında olduğu gibi...

Futbolseverlerin çoğu bilir ki, İzmir`deki Karşıyaka-Göztepe derbisi; F.Bahçe-G.Saray derbisinden daha çok tehlike potansiyeline sahip bir derbidir. Geçtiğimiz hafta da öyle oldu. Karşıyaka`nın 5-2 kazandığı maçta skor 3-2 Karşıyaka lehine iken sahaya birkaç Göztepeli inince durum 13`e 11 filan oldu. Tribünde de olaylar çıkınca maç yarım saat moladan sonra yeniden başladı. İki takım arasında sezon başında oynanan TSYD maçında da olaylar çıkmış ve bir taraftar hayatını kaybetmişti. Karşılaşmanın ardından Karşıyakalı taraftarlar, olaysız biçimde tribünleri terk ederken, statta bekletilen Göztepeli taraftarlarla polis arasında gerginlik yaşandı.

Sarı-Kırmızılı taraftarlar, küfürlü tezahuratlarla polisi protesto ederken, tribünlerden söktükleri sandalye ve taş parçalarını güvenlik güçlerine attı. Stat dışına çıkan Göztepeli taraftarlar taşkınlıklarını sürdürdü. Atatürk Stadı önünde yoldan geçen ve park halindeki araçların camlarına taş atarak kıran Göztepeliler`i dağıtmak için stat içindeki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ekipleri de dışarı çekildi. Panzerlerin su sıkması ve takviye polis ekiplerinin çabasıyla Göztepeli taraftar grubu dağıtıldı ve bir Karşıyaka-Göztepe derbisi bu defa ölümsüz noktalandı. Karşıyaka yıllardır bu derbilerde ezici üstünlük sağlamıştı ve bunu devam ettirdi.

Ne var ki her iki İzmir takımının da şampiyonluk potasından çok uzakta olması hatta Göztepe`nin düşme pozisyonuna girmesi İzmir futbolu için ayrı bir kayıptı.

-Yaptıkları maçların derbi olduğunu hatta dünya derbisi iddaa edenlere duyurulur.2.lig de 80 bin kişi,
80 bin kişilik stadda 40 bin kişi yoktu.


İşte Dünya'nın en iyi derbilerinden bazıları:

Boca Juniors-River Plate (Fakirler-Zenginler) (Göçmenler-Yerliler)
Glasgow Rangers-Celtic (Protestanlar-Katolikler)
Roma-Lazio (Demokratlar-Faşistler)
Milan-Inter
Barcelona-R.Madrid (Halkçılar-Kralcılar)
Olympiakos-Panathinaikos (Sosyete-Varoş)
Kızılyıldız-Partizan
Benfica-Sporting Lisbon
Palmerias-Corintians
Marsilya-PSG (Bölgesel ayrımlar var)
Schalke 04-Borussia Dortmund
Palermo-Catania
Ajax-Feyenord
Sevilla-R.Betis
Everton-Liverpool
R.Sociedad-A.Bilbao (Bask bölgesini ben temsil ederim rekabeti var)
Dinamo Bükreş-Steau Bükreş (Askerlerin takımı-Polislerin takımı)
West Ham-Milvall
....

Bölünür senin için uykular!

[KralKartal]

Kralkartal.com anasayfasinada eklemistik ...

detaylari ve derbigrafiklerini ordan bulabilirsiniz
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

ilhan mansız_melis

Milano maçlarını tek geçerim ben
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.