Ana Menü

5 Temmuz 1993 Başbağlar !!

Başlatan carlito1903, Temmuz 06, 2008, 00:10:16

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

carlito1903

5 Temmuz 1993'te Başbağlar köyünde 33 masum vatandaşımız hain bir saldırı sonucunda hayatını kaybetmişti...

Bu hain saldırının 15. yılında şehitlerimizi saygıyla anıyoruz...

Ruhunuz şad olsun, nur içinde yatın...

carlito1903

Oy başbağlar oy başbağlar
Garip anam başın bağlar

Başbağlar Katliamı ... UNUTMAK TÜKENMEKTİR ...





"ÖLÜM BİZE NE UZAK, BİZE NE YAKIN ÖLÜM
ÖLÜMSÜZLÜĞÜ TATTIK BİZ, BİZE NE YAPSIN ÖLÜM..."


Tarihinde suçlusu bulunmayan, asker kaçağı olmayan, 1985 yılına kadar ulaşımını hayvanlarla yapan, 1987 yılına kadar haberleşmesini yine hayvan
sırtında yapan, senenin 6 ayı kış, ama bu şartlarda

1959 yılında kendi imkanlarıyla minaresini ve camisini,1962 yılında ilkokulunu ve öğretmen lojmanını, 1987 yılında imamevini, şadırvan, gasilhane, mahalle çeşmelerini, tuvaletlerini ve kanalizasyonunu, çevre düzenlemesini tamamlamış, tüm altyapısını kendi imkanlarıyla yapmış hatta caminin kubbe kurşunlanmasını tamamlamış bir köy..

1990 genel nüfus sayımında 542 nüfusu bulunan Kemaliyenin en kalabalık köyü dolayısıyla Kemaliye'nin en kalabalık öğrencisi bulunan Devletine Bayrağına ve inançlarına bağlılığı ile bilinen, hiç kimse ile sürtüşmesini bulunmayan kendi halinde bir köy.

Devletine hiç yük olmamış hep destek olmuş, hiçbir şey istememiş, evladın babaya saygısı gibi devletini tam bir baba bilmiş, bilmeye devam eden Osmanlı geleneği ve terbiyesi ile yetişmiş insanların yaşadığı bir köy.......



Gitmesem de, görmesem de o köy benim köyüm
Kemaliye İlçesine bağlı ilçe merkezine 72 km uzaklıkta Barasor vadisinin sonunda ilçenin en uzak ve son köyü, Tunceli ili sınır noktasında bir köy karayolunun bittiği dağ yolunun başladığı bir yerde,

720 yıllık tarihi olan Osmanlıya uç beyliği yapmış tarihsel süreç içerisinde devletine bağlılığın en güzel örneklerini vermiş vermeye devam eden Anadolu'nun isyan eden gruplarına karşı Devletin bekasını düşünmüş Ay yıldızlı Bayrağını her dönemde dalgalandırmış, Çanakkale'de de 30'un üzerinde şehit vermiş bir köy.

Gitmesem de, görmesem de, o köy benim köyüm: BAŞBAĞLAR.
Yıl 1993. Anlatması zor, anlatması çok güç. Tam on dört yıl önce 5 Temmuz akşamı saat 20.30. Başbağlar'da her zamanki gibi bir akşam. Köy sakinleri gündelik işlerini tamamlayıp evlerine çekilmişler..

Adil Hoca ise abdestini almış huşu içinde, elinde mikrofon Ezan okumaya henüz başlıyor. O sırada ardında beliren silahlı gölgelerden haberdar değil. Eşkiyalar yaka paça alıyorlar "bırakın ezanı bitireyim" yakarışlarına aldırış etmeden. Ve namaz için toplanan köylüleri de camiden dışarı çıkarıyorlar.

Bir tuhaflık var. Gelen eşkiyalar köyü çok iyi tanıyor. Planlı, programlı bir baskın bu. İsim isim çağırıyorlar köydekileri ve neden sonra dağılıp, ev ev gezerek köyde kim var, kim yok herkesi topluyorlar. Yaşlı, genç, çocuk, kadın...

KATLİAMI YAŞAYANLAR ANLATIYOR
Köyün kadınlarından F.P: "Militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insanlarını. Selim Pato, sen gel dediler. Görümcemin oğluna, Recep sen de gel, dediler. Doğru camiye dediler.Ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. Birkaç militan sokaklara dizildi. A.C'yi çağırdı. Bu adam yanımızdaki ilçenin köyünde oturuyordu .

Bizde tırpan yapıyordu. Onu görünce hayrete düştüm.Daha sonradan biz kadın ve çocukları da topladılar. Derenin yanında toplandık. Başımıza bir kız, bir erkek militan koydular. Erkekleri de öbür tarafa topladılar."

Köyün erkeklerinden yaralı olarak kurtulan S.A. : "Camide namaz kılıyorduk/İkisi kadın çok sayıda militan namaz ortasında ellerinde silahlarla camiye girip namazı bozdular.Daha sonra bizi silah zoruyla dışarı çıkardılar. Daha sonra militanların lideri olan kişi telsiz görüşmesi yaptı ve ateş serbest diye bağırdı.
Otomatik silahlarla üzerimize ateş açtılar. Aramızda sağ kalanları ayrıca yakından ateş ederek öldürdüler. Ben kenarda kalmıştım.Ölü numarası yaptım. Sırtımdan iki kurşun yedim."

Masum insanların üzerine, otomatik tüfeklerle ölüm kusan, insanlıktan nasipsiz kan içiciler, muzaffer bir ordu edasıyla, geldikleri gibi ayrılıyorlar Başbağlar'dan. Ama arkalarında korkunç bir iz bırakıyorlar: Beşi diri diri yakılmış, kalanı kurşunlanmış tam otuz üç şehit. Tam otuz üç can.
Ve bir de bildiri..

Diyorlar ki; "2 Temmuz günü 40'a yakın insanımızın ölümü 60'a yakınının da yaralanmasıyla sonuçlanan olay, devletin bilinçli bir provokasyonunun ürünüdür.Ve bunun sorumlusu devlettir. Sivas'taki halkımıza karşı girişilen bu katliama da gereken cevabı verecektir.

En ağır biçimde bunun hesabını soracaktır.Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.Sivas'ta şehit düşen onlarca masum insanımızın kanı yerde kalmayacaktır. Eğer bu yönelimlerini T.C. sürdürürse en ağır şekilde bunun karşılığı verilecektir."

Yıl 2007.
Aradan tam 14 yıl geçmiş. Bir yanda failleri yakalanmış ve en ağır şekilde cezalandırılmış Sivas Madımak olayları. Diğer yanda, suçsuz günahsız otuz üç insanın kahpe bir misillime uğruna katledildiği BAŞBAĞLAR katliamı.

Her yıl uğruna karalar bağlanan, medyada günlerce yer bulan, ağıtlar yakılan Sivas.. Ve unutulmuşluğun hüznüyle, dün olduğu gibi bugünde yaralarını sarıp, kendi yağıyla kavrulan "Hasbinallah Ve ni'mel Vekil" diyen BAŞBAĞLAR..
İnsan düşünmeden, sormadan, sorgulamadan edemiyor.

Sivas için ağıt yakanlar, devlet televizyonunda devlete küfredenler; SİVAS' ta katledilenler "can"dı da, BAŞBAĞLAR' da kurşuna dizilenler "can" değil miydi?

UNUTMAK TÜKENMEKTİR düsturuyla, insanlık dışı bu katliamın 14. Yıldönümünde bayrakta al olan şehitlerimizi rahmet, minnet ve duayla anarken, TÜRK VAKARI ile dün olduğu gibi, bugünde dimdik duran BAŞBAĞLAR köyü sakinlerinin –büyük, küçük ayırmadan- ellerinden öpüyorum.
Ölümü öldürenlere selam olsun..




Başbağlar Katliamı...

--------------------------------------------------------------------------------

Başbağlar'da savunmasız insanları kurşuna dizen, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bırakan gözü dönmüş caniler hâlâ bulunamadı. Devlet aradan geçen zamanda, yıkılan evleri yaptı ama gönülleri yapamadı.

Kimi eşini, kimi oğlunu, kimi babasını verdi toprağa.. İsimlerini şehit koydular 33 canın... Başbağlar ismi 5 Temmuz 1993 tarihinden beri adeta acıyla özdeşleşti. Yaklaşık 100 gözü dönmüş cani, savunmasız insanlara saldırıp, onlarca çocuğu yetim ve öksüz bıraktı. Devlet ise üzerine düşeni yaparak olayın üzerindeki karanlığı hâlâ aydınlatamadı. Başbağlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya'nın ifadesiyle "Devlet evleri tamir etti ama ama gönülleri tamir edemedi."

Tarihin en vahşi katliamlarından birine tanık olan Erzincan'ın Kemaliye İlçesi'ne bağlı Başbağlar Köyü, 5 Temmuz 1993 günü akşam karanlığında basılmıştı. Yaklaşık yüz silahlı terörist, köyün giriş ve çıkışlarını tutup telefon bağlantılarını tahrip ettikten sonra savunmasız köylüleri meydanda toplamıştı. Toplam 33 kişiyi kurşuna dizip ve evleri ateşe veren teröristler, olay yerine "Yaşasın Başkan Apo- Yaşasın PKK" sloganlarının yer aldığı bir bildiri bırakmışlardı. Bildiride olayın Sivas olaylarına misilleme olarak yapıldığı ifade ediliyordu. Başbağlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, katliamın üzerinden 10 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen hâlâ neden Başbağlar'ın seçildiğini anlayamadıklarını söyledi. Dikkaya, "Başbağlar hiçbir zaman herhangi bir terörist grupla bir ilişki içerisinde olmadı. Katliama kadar herhangi bir grubun yardım ve yataklık talebiyle karşılaşmadık. Bir terörist saldırıya uğrumamız için hiçbir sebep yoktu" dedi.

Karanlık aydınlatılmadı
Katliamın üzerindeki karanlığın hâlâ aydınlatılamadığını ifade eden Dikkaya, "Bugüne kadar adli mercilerin olayı gün yüzüne çıkarmak için gereken her şeyi yaptığına inanamıyoruz" şeklinde konuştu.

Katliam sonrasında köy insanının birbirlerine bağlılıklarının arttığına dikkat çeken Dikkaya, "Bir insanın ömrü boyunca karşılaştığı cenaze sayısını, biz bir gecede yaşadık. Benim kardeşim, amcamın ve halamın oğlu şehid oldu. Tüm köy akrabamdı" şeklinde konuştu.

Gönüllerimiz yaralı
Katliamın ardından devletin Başbağlar'a yaptığı yardımlara değinen Dikkaya, yanan 191 hanenin yeniden yapıldığını, ancak birçok insanın katliamın ardından başka şehirlere göç etttiklerini kaydetti. Teröristlerin baskınında okulun da yakıldığını hatırlatan Dikkaya, Başbağlar'ın acil olarak bir okula ihtiyacı olduğunu söyledi. Dikkaya "Devlet evlerimizi yaptı. Ama olayı gerçekleştirenler yakalanıncaya ve hesap soruluncaya kadar huzur içinde olmayacağız. Devletin bu olayı ortaya çıkararak gönüllerimizi de onarmasını bekliyoruz" dedi.

Katliam adeta örtbas edildi
Bağbağlar katliamı davasının müdahil avukatlarından Kamil Uğur Yaralı saldırı sonrasında başlatılan tahkikatın olayın aydınlatılmasına değil, örtbas edilip kapatılmasına yönelik bir seyir izlediğini söyledi. Yaralı "Bu yorumumuz basit bir tahmine değil, somut olaylara ve tahkikat sonrasında açılan davada en basit araştırmaların dahi yapılmamış olmasına dayanmaktadır" dedi. Olayın hemen ardından yakalanan 20 kişinin ifadelerinde suçlarını kabul ettiklerini belirten Yaralı, "Mağdurlar tarafından sanıkların bir kısmı teşhis de edilmelerine rağmen, bu sanıklar Erzincan DGM'de serbest bırakıldı. Siyasi baskıların kararda etkili olduğuna ilişkin duyumlar alındı" diye konuştu. Davanın garip bir şekilde İzmir DGM'ye nakledildiğini kaydeden Yaralı, "Buradaki yargılama, içlerinde bir itirafçının da bulunduğu 8 sanıkla devam etmiş, tahkikatın genişletilmesine yönelik taleplerimiz reddedilerek adil bir yargılanmanın gerekleri ortadan kaldırılmıştır. Fotoğraflı teşhis dahi yapılmamıştır" dedi.

Sadece 2 kişi ceza aldı
Avukat Kamil Uğur Yaralı, tahminen 100 kişinin gerçekleştirdiği belirlenen Başbağlar Katliamı davasının sadece iki sanığa verilen 14 ve 3,5 yıllık mahkumiyet cezalarıyla kapatıldığını ve olayla ilgili hiçbir sorunun cevabının bulunamadığını kaydetti. Yaralı, "Eğer bu davaya bakan mahkeme bağımsız ve tarafsız olsaydı, olayın tamamen ortaya çıkarılması faillerinin tümümün yakalanması mümkündü" şeklinde konuştu. Bu arada dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Sivas olaylarına misilleme olarak gerçekleştirildiği öne sürülen katliamı TİKKO örgütüyle ilişkilendirmişti. Abdullah Öcalan ise itiraflarında Başbağlar baskınını PKK'lı Dr. Baran'ın Sivas olaylarına misilleme olarak gerçekleştirdiğini söylemişti.


melankolizm

Başbağlar Katliamı Şehitlerini Rahmetle Anıyoruz.

akbaba71

http://schwarzadler.blogspot.com/

2008-2009 TSL Şampiyonu Beşiktaş

saldır beşiktaş

Allah Rahmet Eylesin Ailelerine Sabır Versin
"Kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun kazandıracak atışı ıskaladım. Çabaladıkça başarısız oldum, başarısız oldukça çabaladım. İşte başarımın sırrı." Michael Jordan

bahadıR

Allah rahmet eylesin,nur içinde yatsınlar
bunu yapanların şimdi burunlarından geliyo...
sen yaşarsın bu kalpte artık geriye dönmesende...
ςǿκ کε√díκ طę ∂طí......

carlito1903

Aslında bu olayı tek başına düşünmemek lazım, Sivas olaylarıyla bağlantısı var...

2 hain saldırıyı da planlayanlar ve provake edip suçu başkalarına atanlar aynı...

Bu saldırıya şahit olupta sağ kurtulanlarında anlattığı gibi:'köye baskına gelenler kesinlikle terörist değildi'

İyi analiz etmek lazım 3 gün içerisinde olan bu iki olayı ;)

carsi52

allah rahmet eyLesin.
Nur içinde yatsınLar.
Bölünür senin için uykular!

ZeMaHŞeR

BaŞBaĞLar şehitlerini Rahmetle anıyoruz...

kabriniz NUR mekanınız CENNET olsun...

BAŞBAĞLAR katliamını unutmadık,unutmayacağız,unutturmuyacağız...
aLaYıNa iSYaN iNaDıNa KaRaGüMRüK

Simurg


BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..

ilhan mansız_melis

Allah rahmet eylesin nur içinde yatsınlar
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

Kralkartal21

Allah Rahmet Eylesin..

Mekanınız Cennet Olsun.
Kalbimizde Renklerin Bitmese de Dertlerin Doyamam Doyamam Sana..

Non Mollare Mai

Bi arkadaşım var restorant işletiyorlar. Orada komilik yapan bi 20-21 yaşlarında bi çocuk var. Bu katliama tanıklık etmiş ve merak ettik detaylarını az çok biliyordum ama sordum anlatırmısın diye. Çocuk anlatırken gözyaşlarına boğuldu ve içim öyle bi acıdı ki.. Orada vahşice katledilen o masum insanlar gözümün önüne geldi ve dişlerimi sıktım yumruklarımı sıktım ağlamamak için zor tuttum kendimi ama...

Allah bin türlü belalarını versin o şeref yoksunu itlerin.


Mekanınız cennet olsun, unutulmayacaksınız !
edit

NoPasaran

Köprü filminde konusu olmuştu bunun sanırım..

Ölenlere allah rahmet eylesin..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

carlito1903

Evet abi Köprü'nün ilk bölümünde bu saldırı işlenmişti...

Zaten o meşhur köprü bu köye giden yolun üstünde...