Ana Menü

Celtics efsanesi geri döndü

Başlatan akbaba71, Haziran 19, 2008, 11:07:33

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

akbaba71



Milyonların büyük bir heyecanla takip ettiği NBA maratonunda mutlu sona ulaşan Boston Celtics oldu. Bu sonuç da bize basketbolda başarının bireysel performansla değil takım oyunuyla geldiğini bir kez daha gözler önüne serildi.




All-Star forvet Paul Pierce'ın sakatlıklar nedeniyle sadece 47 normal sezon maçında oynadığı 2006-2007 sezonunu 24 galibiyet-58 mağlubiyetle kapatarak kulüp tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşayan Celtics, 2007-2008 sezonu öncesinde önemli bir yol ayrımına geldi.



Alınan kötü sonuçlara rağmen Al Jefferson gibi genç yeteneklerle yola devam etmeyi seçerek önümüzdeki yıllarda şampiyonluk için mücadele eden bir takım oluşturmayı tercih edebilirlerdi; ancak Paul Pierce'ın yaşının ilerlemesiyle birlikte şampiyonluk için savaşan bir takımda oynamak istediğini açıklamasıyla birlikte radikal kararlar aldılar.



Şampiyonluk yüzüğü için sabırsızlanan Kevin Garnett'i ve All-Star şutör Ray Allen'ı kadrolarına ekleyebilmek için hemen hemen takımdaki bütün genç yıldız adaylarını göndermeyi göze aldılar. Aslında rus ruleti oynadılar demek daha doğru olur aslında.



Sakatlıklardan kurtulan Paul Pierce'a Kavin Garnett ve Ray Allen'ın katılmasıyla birlikte, bir önceki sezon NBA'in en kötü galibiyet yüzdesine sahip takımlarından biriyken bir anda şampiyonluğun en önemli adayları arasında gösterilmeye başlandılar.



Büyük üçlünün takımı çok daha iyi yerlere getireceğinden kimsenin şüphesi yoktu; ancak bu oyuncuların yaşları ve birbirlerine ne ölçüde uyum sağlayacakları büyük merak konusu oldu. Ayrıca bu maratonda yaşanabilecek sakatlıklar ve büyük üçlünün sezon sonunda ne kadar diri kalabileceği birçok kişi bir kez daha düşünmeye sevk etti.



Paul Pierce, Kevin Garnett ve Ray Allen, NBA'in en önemli yıldızları arasında yer almalarına rağmen egolarını ön plana çıkaran isimler olmamaları uyum sürecinin çok hızlı bir şekilde geçilmesini sağladı. Aslında Ray Allen, şu sözleriyle uyum konusunda problem yaşamadıklarını net bir şekilde açıklıyor: "Birbirimizi çok yakından tanıyorduk. Hepimiz tecrübeli oyuncularız ve birçok kez karşı karşıya geldik. All-Star maçlarında birlikte zaman geçirme fırsatı yakaladık. Biz profesyonel oyuncularız, bu yüzden birbirimize kolay uyum sağladık."



Beklendiği gibi Celtics sezona çok iyi bir başlangıç yaptı ve Rajon Rondo ve Kendrick Perkins gibi isimlerin de yaptığı ekstra katkıyla normal sezonu 66 galibiyet-16 mağlubiyetle noktalayarak  NBA'in en çok kazanan takımı ünvanını ele geçirdi ve Kevin Garnett de normal sezonun en iyi savunma yapan oyuncusu seçildi.



Play-off'un ilk turunda basketbolseverlere büyük bir hayal kırıklığı yaşatan Boston Celtics, Atlanta Hawks'ı 7. maçta evi TD Banknorth Garden'da mağlup ederek Doğu Konferansı yarı final serisinde Cleveland Cavaliers'ın rakibi oldu.



Cleveland Cavaliers'ı da LeBron James ile Paul Pierce arasında bir düello şeklinde geçen serinin 7. maçını evinde 97-92'lik sonuçla kazanarak adını konferans finaline yazdırdı. Bu noktaya gelene kadar deplasmanda maç kazanamayan ve kendi sahasında maç kaybetmeyen "Yeşiller", Konferans finalinin ilk maçında güçlü rakibi Detroit Pistons'ı mağlup ettikten sonra 2. maçı kaybederek tehlike sinyalleri verdi; ancak çok çabuk toparlanarak deplasmandaki ilk maçı kazandı ve saha avantajını yeniden ele geçirdi. Pistons'ın evi The Palace of Auburn Hills'te oynadığı serinin 4. maçını kaybetmesine rağmen seyircisi önünde kolay bir galibiyet daha alarak NBA finallerine geri dönen efsane takım, karşısında Kobe Bryant'lı Los Angeles Lakers'ı buldu.



FİNAL SERİSİ

1980'li yılların başındaki ezeli rekabetin yeniden NBA finallerine taşınması birçok kişi çok heyecanlandırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Aslında bu seride kolay kolay unutamayacağımız sahnelere ve olaylara da tanık olduk; ancak mücadelenin beklenen sevide olduğunu söylemek çok zor.



Final serisi başlamadan önce, Celtics daha fazla maç yaparak finale geldiği ve yıldız oyuncularının daha fazla yıprandığı düşünüldüğü için birçok kişi Lakers'ın daha şanslı olduğunu düşünüyordu.



Beklentilerin aksine Celtics sahasında oynadığı ilk maçı kazanarak saha avantajını korumayı başarırken, Kobe Bryant ve Pau Gasol yeteri kadar ön plana çıkamadı. Los Angeles'ta oynanan serinin üçüncü maçını 87-81 kaybeden Celtics, play-off'ta kendi sahasında maç kaybetmeyen Lakers'ı serinin dördüncü maçında Paul Pierce'ın Kobe Bryant'a yaptığı olağanüstü savunma ve hücum performansıyla 24 sayı geriden gelerek mağlup etti ve şampiyonluğa giden yolda en önemli adımı attı.



Bu noktadan sonra şampiyonluğun Lakers için güzel bir rüya haline dönüştüğünü söylemek mümkün. Lakers serinin 5. maçını kazanarak kolay teslim olmayacağını gösterdi; ama her ne kadar Kobe Bryant şampiyonluk için çok önemli şanslarının olduğunu söylese de, serinin 6. maçında Lakers'ın paumuk ipliğine bağlı olan umutları ilk yarı sonunda koptu ve "Yeşiller" 22 yıl aradan sonra mutlu sona ulaştı ve 17. kez  bu onuru yaşadı.



PIERCE: CELTICS'TEN NEFRET EDİYORDUM

Finallerin en değerli oyuncusu seçilen Paul Pierce'ın sadece serinin 4. maçında Kobe Bryant'a yaptığı savunmayla bile bu ödülü hak ettiğini düşünüyorum. Zaman zaman sahada gözükmese de kritik zamanlarda sahneye çıkan ve şampiyonluk tutkusuyla takımını ateşleyen Pierce, 20 sayı öndeyken dahi her topa atlayarak şampiyonluğu herkesten daha çok istediğini gösterdi.



Final serisinden önce Pierce'ın yaptığı açıklama çok dikkatimi çekmişti. Bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Paul Pierce'a, California Oakland'ta büyümüş bir basketbolcu olarak Celtics – Lakers serisi hakkında neler düşündüğü sorusuna şu şekilde cevap veriyor: "Ben California'da Magic Johnson'lı Lakers ile Larry Bird'lü Boston Celtics rekabetini izleyerek büyüdüm. Bu yüzden Celtics'ten nefret ediyordum. Ancak, şu anda finallerde hep desteklediğim takıma karşı Celtics formasını giymekten onur duyuyorum."



Sonuç olarak, Celtics'in mutlu sona ulaşmasını takım oyununun bir kez daha bireysel pefromanstan çok daha önemli olduğunu ispatladığını söyleyebiliriz. Kobe Bryant'ın takım arkadaşlarını devreye sokmaya çalışarak ve kritik zamanlarda eli titremeden skor üreterek elinden geleni yaptı; fakat ona istikrarlı bir şekilde eşlik eden olmadı. Celtics'te ise durum tamamen farklıydı. Bir oyuncu kötü gününde ise, başka bir oyuncu gününde olmayan kişinin yokluğunu en iyi şekilde doldurmayı başardı. Her ne kadar Kevin Garnett, Paul Pierce ve Ray Allen ön plana çıkarıldıysa da, Rajon Ronda ve Kendirck Perkins'in şampiyonlukta en az bu oyuncular kadar pay sahibi olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar tecrübesiz olsalar da, kendilerine verilen sorumluluğun altında ezilmediler ve ileride ligin en önemli isimleri arasında yer alabileceklerini kanıtladılar.
http://schwarzadler.blogspot.com/

2008-2009 TSL Şampiyonu Beşiktaş