Ana Menü

[Baba]Hakkı YETEN

Başlatan gkhn, Kasım 21, 2006, 02:02:16

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

deLgadooo1903

Hakkı baba Senın gıbı 2 Tane OLsa suanda Ağğ uLan ağğğ Baba Rahat uyu sen

BEŞİKTAŞ

Doğmamış çocuğuna Beşiktaş marşını dinletmek, doğar doğmaz SİYAH BEYAZ forma almak ve şampiyonlar ligi final maçına 6 aylıkken götürme düşüyle yaşamaktır.BEŞİKTAŞLI olmak...BEYAZ gömleğine SİYAH kravat seçebilme ayrıcalığıdır BEŞİKTAŞLI olmak... Sarı- kırmızı aristokrasi ve sarı - lacivert küçük bir

CAR$I TERORE KAR$I

Alıntı yapılan: black-eagle - Kasım 21, 2006, 20:49:26
kendisini izlemek nasip olmadı ama solenene gore tam bi babaymıs

aynen benimde izlemek nasip olmadı ama baba adammış aynen katılıyorum
Carsiyiz biz Carsi,,Meyhaneler evimiz,,Sokaklar mekanimiz,,Sarabsiseleri sermayemiz,,Dinle sosyete kizi iyi dinle,,Carsi severse kimse tutamaz,,Carsi aglarsa kimse susturamaz,,Carsi kaybolursa kimse bulamaz,,Dinle sosyete kizi iyi dinle,,Herkes Carsi olamaz..

AKILLI OL ÇARŞI HERYERDE..

alper_1903

saygiyla ve rahmetle aniyoruz kendisini
Besiktasim senin icin herseyimden vazgecerim...

ilker_csa

yattığın yerde rahat uyu baba hakkı ....sen gerçek babalardansın...
bir gün herkes BEŞİKTAŞLI olmasın BEŞİKTAŞLILIK şerefli kalsın ...

ahmettekin


BEŞİKTAŞ

"Çocukken Bulgaristan'dan ailesiyle geldiği Beşiktaş'tan hiç ayrılmadı. Sokaklarında top peşinde koştu, Çarşı'sında elleri ceplerinde gezdi, Şeref Stadı'nda futbolun sadece futbol olmadığını gösterdi. Ona 'Baba' lakabını veren İstanbul'u ve İstanbullulara futboluyla, alçakgönüllüyle ve İstanbul'a yakışan kabadayılığıyla 'Baba' oldu. Futbolcular kırmızı kart gördüğünde ona bakıp "Çıkayım mı Baba?" diye sordukları bu vakur adam futbolu bıraktıktan sonra bütün kazancını Beşiktaş'a yatırdı, mavi kartıyla otobüse bindi, vaktini Çarşı'da, müdavimi olduğu kahvelerde geçirdi. O formanın hakkını verenin dostu, futbol ahlakına aykırı davrananın korkulu rüyası, İstanbul Beyefendisi Baba Hakkı'ydı.

Tek aşkı Beşiktaş

Sözcüğün olumlu anlamındaki "babadan", genellikle adaletin olmadığı yerde ortaya çıkması beklenir. Futbolun adaleti olmadığına göre, zaten adaleti olmayan bir spora başka adaletsizlikler de musallat olursa, gözler sahada bir ağır ağabeyi arar. 1931-48 yılları arasındaki Beşiktaş maçlarında, ne zaman sahada ters bir durum olsa gözler hep Baba Hakkı'yı aradı. Hem sadece Beşiktaşlılar değil, rakip takım oyuncuları, hatta hakemler bile... Hakkı Yeten 1910 yılında, Bulgaristan'ın Vadina kentinde doğdu. Bir yaşında ailesi İstanbul'a geldi, Beşiktaş'a yerleştiler. Babası Binbaşı Mahmut Nedim Bey, Çanakkale Savaşı'nda şehit olunca, beş kardeşiyle yaşam mücadelesi veren Hakkı Yeten askeri okula yazıldı. 1931 yılında yönetici Şeref Bey tarafından Beşiktaş'a alındı. Bu transfer konusunda, Beşiktaşlıların anmaktan pek hoşlanmadıkları bir rivayet de söz konusudur. Hakkı Yeten'i seyreden Galatasaraylı yönetici Ahmet Kara'nın, "Beşiktaş Hakkı'yı alsın da güçlensin, lige tat gelsin," diyerek onu Beşiktaş'a götürdüğü rivayet edilir. Her nasıl gelirse gelsin, yere çok güçlü basan, bu top hakimiyeti güçlü forvet Beşiktaş'ta bir efsaneye dönüştü. Şükrü Gülesin (kornerci) ve Şeref Görkey'le (voleci) beraber müthiş bir hücum üçlüsü oluşturup, 1950'li yıllardan önce çoğu nağmağlup, 8 yılda yedi şampiyonluk görmüş, oynadığı 439 maçta 382 gol atarak Beşiktaş'ın gelmiş geçmiş en golcü futbolcusu olmuştur. Derbi maçların da en golcü oyuncusudur. Fenerbahçe'ye de Galatasaray'a da otuzardan fazla gol atmıştır. Bu arada hukuk fakültesini de bitirip, avukatlık diploması almıştır. Ama onu asıl efsane haline getiren saha içi ve dışındaki alçakgönüllülüğü, vakurluğu ve yeri geldiğindeki kabadayılığıdır.

Adam gibi oynamazsanız İstanbul'a yürüyerek dönersiniz!

Baba Hakkı'ya dair en bilinen anekdot, bir maçta kırmızı kart gören Cihat'ın, "Çıkayım mı baba?" diye sormasıdır. Oyuncular ve hakem Baba Hakkı'ya bakar. Baba başını sallayıp, "Çık Cihat, çık!" deyince, Cihat çıkar. 1941 yılında, Ankara'da Harp Okulu takımıyla milli küme maçı yapılır. İlk yarıyı Beşiktaş üç sıfır mağlup kapatır. Baba Hakkı soyunma odasında tren biletlerini eline alır: "Adam gibi oynamazsanız dönüş biletlerinizi yırtarım, İstanbul'a yürüyerek dönersiniz," der. Baba Hakkı'nın şakası yoktur, maçı Beşiktaş 6-3 kazanır. Baba Hakkı için, galibiyetten daha önemli olan, adam gibi oynamak, formanın hakkını vermektir. Galibiyet için her yol mubah değildir. Bu erdemin en güzel örneği bir Fenerbahçe maçında yaşanır. Beşiktaş iki sıfır öndeyken Baba Hakkı Fenerbahçe kaptanının yakasına yapışır: "Kendinize çeki düzen verin, bu maçın tadı böyle çıkmaz. Bu kadar insan maç seyretmeye gelmiş, adam gibi oynayın." Maç 2-2 biter. 1946 yılı, Karagümrük maçı. Hakem Müjdat Gezen'in babası Necdet Gezen'dir. Baba Hakkı orta sahadan voleyle bir şut çeker, top fileleri yırtar. Tabi bu yırtılma olayında o zamanki filelerin plastik olmamasının da payı vardır. Ancak Necdet Hoca golü vermez. Bunun üzerine seyirci hakem aleyhinde tezahürat yapmaya başlar. Tabi şimdiki gibi, hakemin cinsel tercihlerine yönelik bir tezahürat değil, daha nahif bir protesto. Baba Hakkı tribünlere bir iki sefer susun işareti yapar ama Necdet Hoca o gün üst üste hatalı kararlar vermeye devam eder. Artık seyircinin tahammülü kalmamıştır, protesto her geçen dakika artar. Sonunda Baba Hakkı dayanamaz tribünün önüne gelir: "Çıkın dışarı!" der. Baba Hakkı'yı amigo Kafa Sebahattin yatıştırır, protestolar kesilir. Maçı Beşiktaş iki sıfır kazanır ama dışarıda iki bin kişi toplanmış, hakemi hacamat etmek üzere stat çıkışına konuşlanmıştır. Baba Hakkı yan hakem Fahri Somer'e der ki: "Necdet Abiye söyle yanıma gelsin." Necdet Hoca gelir, biriken kalabalığın arasından beraber çıkıp giderler, kimse bir şey diyemez. (Aktaran Hakan Dilek, O Gol Kaçmazdı, Karakutu Yayınları) Daha sevimli bir anekdot, Şükrü Gülesin'e dairdir. Şükrü Gülesin, futbol tarihinin kornerden en fazla gol atan oyuncusudur. Bir maçta yine korner olur, Şükrü topun başına geçer, ceza sahasına giren Baba Hakkı eline kaldırarak topu kendisine doğru ortalamasını ister, ancak Şükrü kaleye vurur ve 39. korner golünü atar. Golden sonra Baba Hakkı'nın üstüne geldiğini gören Şükrü kaçmaya başlar, öyle bir kaçar ki Baba Hakkı'nın: "Gel öpeceğim," dediğini duymaz.

Allahını seven ileri vursun...

Galatasaray defansının 1940'lı yıllardaki değişmez oyuncusu Adnan, bir uzun top çıkma "uzmanıdır". Topu sektirip Allah ne verdiyse ileriye gönderir, artık sol açık mı, sağ açık mı kimin önüne düşerse. Hatta bu yanlış anlayış Türk futboluna uzun süre yerleşmiş, kim daha ileri vurursa ondan iyi defans oyuncusu olacağı zannedilmiştir. Uzun çıkma işini abartan Galatasaray'ın sağ beki Saim'in bir maçta topu İnönü Stadı'nın kapalı tribünün üstünden dışarı gönderdiği de rivayet olunur. (Aktaran Memet Fuat, Tribünden Palavra Anılar, Adam Yayınları) Aslında o yıllarda böyle şeyler anlaşılırdı. Trabzonspor'un yakın dönemde arka arkaya şampiyon olduğu yıllarda "Allah'ını seven ileri vursun," düsturunu kullandığı bilinir. Ancak bu uzun top çıkma işinde, topu çıkanın ayağı fiziksel zorunluluklardan ötürü, yakınında bulunan futbolcuya çarpardı, bu istemsiz tekmeyi yiyen uzun süre yerden kalkamazdı. Galatasaray'lı Adnan, Şeref Stadı'ndaki bir Beşiktaş maçında yine uzun top çıkar ama yanında Baba Hakkı'nın olduğunu görmez. Top Beşiktaş ceza alanına girerken, bir tokat sesi gelir. Adnan'ı Baba'nın elinden zor alırlar. Baba Hakkı'nın en önemli özelliklerinden biri de, kollarını açıp, arkasındaki futbolcudan topu saklamasıdır. Rakip hangi taraftan hamle yaparsa, Baba ters tarafa dönüp onu atlatır. Rakip için Baba'nın topu bu tarz saklaması bir kısırdöngüdür. Bir Galatasaray maçında Eşref Aykaç bu kısır döngüyü kırmak ister, Baba Hakkı'nın iki bacağının arasından topa dokunur. Top bir metre öteye gider. Baba döner, Eşfak'la bir süre bakışırlar, kimse uzaklaşan topu almaya cesaret edemez. Baba gider, topu alır ve oyun yeniden başlar. Bu maçtan sonra kimse Baba'nın bacakları arasından topa vurmaya yeltenmemiştir.

Şeref Stadı

Baba Hakkı'yı en iyi anlatan sözleri kardeşi Sacide Ergül söylüyor: "Onun tüm hayatı ve aşkı Beşiktaş'tı. Hatta Beşiktaş'a olan bu aşkından dolayı evlenmedi. Avukattı, bütün kazancını Beşiktaş'a yatırdı." Ondan bayrağı devralan Süleyman Seba da aynı değerleri benimsemişti. Seba da hiç evlenmemiş, bütün memur maaşını Beşiktaş'a yatırmıştı. Baba Hakkı yaşarken vefasızlığı da gördü. 1948 yılında 37 yaşındayken bir maçta taraftarlar kendisini ıslıklayınca, soyunma odasında kalır, ne ikinci yarıya çıkar, ne de bir daha sahaya. Jübilesini "Bu formayı bana taraftar giydirdi. Şimdi onlar isteyince de çıkarırım," diyerek yapar. Ardından kulübe uzun süre teknik direktör ve başkan olarak da hizmet verir. Bütün kazancını Beşiktaş'a yatıran Baba Hakkı, ömrünün sonuna doğru, mavi kartıyla otobüse biner, her gün Beşiktaş'a gelir, vaktini Çarşı'da, müdavimi olduğu kahvelerde geçirirdi. Öldükten sonra heykeli dikildi ama yaşarken hiçbir yönetici Baba Hakkı'ya bir araba tahsis etmeyi düşünmedi. Şimdi, Baba Hakkı'nın en güzel gollerini attığı Şeref Stadı'nın yerinde Çırağan Oteli var. 60 yıl sonra o otelde Dünya Kupası elemelerinde Türkiye ile baraj maçı oynayan İsviçre Milli takımı kaldı. Baba Hakkı'nın öğretmeye çalıştığı futbol ahlakından nasibini almayanlar, rakibi psikolojik baskı altına alma bahanesiyle, o otelin çevresinde her türlü şovenistliği yaptılar. İşte Baba Hakkı'ya en büyük ihanet onun ruhunun sindiği bu yerde yapıldı, Baba Hakkı'nın tokadı en çok o zaman arandı.





Doğmamış çocuğuna Beşiktaş marşını dinletmek, doğar doğmaz SİYAH BEYAZ forma almak ve şampiyonlar ligi final maçına 6 aylıkken götürme düşüyle yaşamaktır.BEŞİKTAŞLI olmak...BEYAZ gömleğine SİYAH kravat seçebilme ayrıcalığıdır BEŞİKTAŞLI olmak... Sarı- kırmızı aristokrasi ve sarı - lacivert küçük bir

ilker_csa

mükemmel bi ansansın baba hakkı

bir gün herkes BEŞİKTAŞLI olmasın BEŞİKTAŞLILIK şerefli kalsın ...

çArşı_KartaL

Burası Mafya Babalarının Değil Baba Hakkıların BEŞİKTAŞ'ı

rebel_1903

onun gibi kaptan lazım bize  ama asla gelmez bir daha onun gibisi keşke Baba Hakkılı Beşiktaşımın olduğu zamanda yaşayıp onları canlı izleyebilseydim
aklımm nerde kaçırdım seninlee
sorma nerde sorulmaz bu kimseyee

öyle yürekten seviyorsan aklı başından atacaksınnn kimi yanında arıyorsan önce içinde bulacaksınn offff ulannn offfffffff

erdinc1926

allah rahmet eylesin böyle emei geçen futbolculara ship olmak biraz zor
K A R A G Ü M R Ü K L Ü L E R

siyah

istifa istifa istifa yönetim İSTİFA

k@rt@l

beşiktaşın gelmiş geçmiş en büyük kaptanı
utanın be utanın ruhsuzlar sürüsü

carsi1903

baba hakkı 400 maçta 382 gol atmış bidaha beşiktaşa böyle bir futbolcu gelmez

dgkn1903

abı barı bunlara saygıları olsada duzelseler bea baba hakkının seref gorkeyın kemıklerı sızlıo  yazık bea adamlar ne emek harcamıs bu takımı bugunlere gelmesınde en onemlı temellerı atmıslar aynı emegı seba da harcadı ama yazıklar olsunkı demırorenın sınanın oyununa gelen  bıkac futbolcu ve taraftarımızın sayesınde onuda saglam kalayladık
yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer
yeter ulaN