Ana Menü

Öyle Bir Gol Ki...(Mustafa Demirtaş)

Başlatan Bircan*, Mart 09, 2008, 17:20:35

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Bircan*

"Topu tavana takmak yasak değil mi? İptal edin bunu da!" mı desek? "Hoşgeldin Bobo" mu desek? Yoksa "Şampiyon Beşiktaşım ne isterse iste benden" mi desek bilemiyorum...

En iyisi sırayla hepsini demek...

Topu tavana takmak yasak değil miydi?

Anlaşılan odur ki, memlekette Beşiktaş'ın aleyhinde bir karar olursa yan hakemlere uyuluyor. Aylar önce yine Ankara'da kendisinin farkında olmasına rağmen, "yan hakeme uyalım gitsin" diyen bir hakemle Beşiktaş'ın 2 puanına çökülmüştü.  Bugün de "kararlı" yan hakeme uymayıp "burnunun dikine giden" hakemle bir 2 puan da gitmek üzereydi. Neyse ki Bobo'nun golü bizi bu sinir harbinden bir nebze uzaklaştırdı. Ama ne yalan söyliyeyim, ben gole biraz rötarlı sevindim. Birisi topu tavana taktı ama sayılamacak mı diye bekledim. Ne bileyim, ufakken tek kale maç yapardık ve "abanmayı" yasak etmiştik zaten dar sahada oynadığımızdan. Yani bu gol de "o mesafeden böylesine sert tavana takılır mı be kardeşim!" diye iptal edilebilirdi. Sağolsunlar bir çok hakem ilklerini bize yaşatıyorlar da...

Hoş geldin Bobo

Nedenini bilmiyorum ama o golün geleceğini, uzatmaların tükendiğini görsem de hissediyordum. Konuştuğum bir çok Beşiktaşlı arkadaşım da aynı şeyi söylüyor. Bir takımın taraftarına böylesine "son dakika golü" inancı aşılaması iyi bir şey. Böylelikle aksi skorlarda, tribünlerdeki "sabır süresi" gittikçe artacaktır. Brezilya Milli Takımı'na çağrılmasıyla morali tavan yapmış ancak sonra gözlerden ıraklaşmış Bobo'nun bu golü atması ayrıca güzel oldu. O moralinin tekrar geri gelmesi açısından. Aslında çok etkili değildi oyuna girdiğinden itibaren. Normal olan da bu aslında, uzun süredir oynamayan bir oyuncudan "oyunun seyrini" değiştirmesini bekleyemeyiz. Ama işte öyle futbolcular oluyor ki, oyunun seyrini değiştirmese de "gol şansıyla" direkt skorunu değiştire biliyor. Çok değil 9 maç daha Bobo...
Konu golden açılmışken dip not olarak; Holosko golün geldiği korneri kazandırırken, ölü noktaya gitmiş topu aceleye getirmedi ve topun rakipten dışarı gitmesini sağladı. Galatasaray maçından sonra bahsettiğimiz "Holosko'nun en kötü top kaybı korner-taç oluyor" özelliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

45-60'daki Beşiktaşım ne istersen iste benden

45'le ilk gol dakikası arasında bir Beşiktaş izledim. Savunmayı iyice öne atmış, rakibi kendi yarısahasından çıkartmayan, dönen topları alıp yeniden atak tazeleyen, sürekli baskı altında tutan bir Beşiktaş. Aslında aynı dakikalar arasında geçen hafta da Galatasaray'a böyle oynamıştık ve iki maçta da o baskı gol getirdi. Ertuğrul Sağlam, rakibi nasıl baskı altında tutacağını çözmüş gözüküyor. Bunun birinci kuralı savunmayı ortasahaya kadar çıkartıp alanı daraltmak, dönen topları tekrar kazanmaktır vakit kaybetmeden. Bunu son maçlarda "ara-ara" yapmaya başladık. Bu maçtaki o ara 45-60 arasıydı. Ve o Beşiktaş, "şampiyon Beşiktaş" olabilir. Fakat bu maçın koca ilk yarısı ve 2. yarıda attığımız golden, yediğimiz gole kadar olan sürede Beşiktaş'a yakışmayan bir savunma kurgusu gösterdik. Yine cezasahası önünde hatta içinde dizilmiş, sürekli diken üstünde olan, rakibin baskısı altında kalan bir savunma. Gol aradığımız dakikalardaki o ileri çıkmış defans, aslında gol yememek için de bir sigortadır. Çünkü rakibi sürekli kalenden uzak tutuyorsun. Aksi halde Baki'nin "kaleciye bıraksam mı bırakmasam mı?" ikileminde kalıp vurulmuş kötü bir kafa, direkt gollük bir hata oluveriyor.

İbrahim Üzülmez'i genelde eleştririm ama bu maçta gördüğüm bazı iyi yönlerini yazmak istiyorum. Genel olarak savunma anlamında iyiydi. Bunun dışında ataklara yaptığı desteklerde farklı bir yöntem sundu. Her zaman yaptığı gibi kafasını öne eğip, zaten iki kişinin kapattığı kanadın arkasına koşup, Tello'dan sihirbazımsı paslar beklemedi. Tıpkı modern bekler gibi, Tello'nun kenara geldiği pozisyonlarda ortasahaya yaklaşıp boş alanları doldurdu. Takımın sıkıştığı anda daha kolay pas yapmasını sağladı. Zaten kenardan bindirdiğinde topu alsa da pek etkili olamıyor. O nedenle, öne çıktığında ortasahadaki boş alanlardada bekleyip, dönen topları almasıyla takıma ofans anlamda daha faydalı olacaktır.

Sonuç olarak bu kritik deplasman galibiyetiyle şampiyonluğun kalıcı adayı olduğumuzu gösterdik. "Bu liderlik uzun sürmez" diyenlere kucağında bombayla iyi hafta sonları diliyorum.


*Mustafa Demirtaş'ın forzabesiktas'taki yazısından alıntıdır.
UNUTMAYIN! ÇELİK GİBİ SABIR ÇİÇEK GİBİ SEVİNÇLERLE YAŞADIK BU ŞAMPİYONLUĞU..!! [ 2008-2009 Süper Lig ve Türkiye Kupası Şampiyonu BEŞİKTAŞ...! ]

onaT

Çok önemli bir gol bence

kaybedilcek 2 puan belki o kadarda mühim değil ama

şu imajdan korudu bizi:

"ya bir hafta liderler sonra ehhh"

maçı izlerken bunu diyenler vardı arkamda
golü attıkmı dönüp onlara baktım

vay be dercesine suratları vardı

vay be Beşiktaş şampiyon oluyor.

SercanBjk

Bize rüya gibi ama gerçek,başkalarına kabus gibi ama gerçek,öyle bir golki hüzün çöktü hüzünlerine,bunuda vermezsem beni idam ederler diye düşünen bi hakem,masa başında bekleyen Bizans kargaları,sahada olmadı kaleme taşıyın son dak. golünü ön plana çıkarın,penaltıyı da galibiyetide gölgelesin emri verildi. Ama hepinize inat bu goller devam edecek,Beşiktaş şampiyon olacak işte o zaman size İnönü stadı,Akatlar,Ümraniye hepsi dar olacak.!

carsi52

Sıkıyosa bunuda iptaL edin !
90'a çaktı deyin.
Bölünür senin için uykular!