Ana Menü

"Beşiktaş’ın Taraftarıydım Futbolcusu Oldum"

Başlatan akbaba71, Şubat 01, 2008, 13:17:46

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

akbaba71

Yeni Kartal Filip Holosko, Beşiktaş Dergisi Şubat 2008 sayısında yayımlanan röportajında, futbola başladığı günden bugüne, özel hayatından hedeflerine kadar samimi açıklamalarda bulundu. 
Beşiktaşımız'ın devre arasında renklerine bağladığı Filip Holosko'nun yıldızı daha ilk maçlarda parlamaya başladı. Otoritelerden de tam not alan genç futbolcumuz, tüm gücüyle Beşiktaş'ın başarısı için çalışacağını ve sezon sonunda da şampiyon olacağımızı belirtti. İşte Filip Holosko'nun Siyah-Beyaz formayı giydikten sonra ilk röportajı...

Koşan, boğuşan, yere sağlam basan, pozisyon üreten bir futbolcu Holosko... Rakip defansı sürekli rahatsız ettiği gibi, kendi takımının defansına da katkı sağlıyor. Gol atıyor, attrıyor... Kısacası yeşil sahalarda Holosko rüzgarı esiyor... Bu rüzgarın fırtınaya dönüşeceğinden hiç kimsenin şüphesi yok... Siyah-Beyaz formayı üzerine geçirdikten sonra ilk röportajını dergimizle yapan Filip Holosko, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı... İşte futbola başladığı günden bugüne, özel hayatından hedeflerine kadar Filip Holosko...

Her futbolcunun, meşin yuvarlakla tanışma hikayesi vardır. Seninkini öğrenebilir miyiz?

Babam Slovakya'da 2. Lig'de hentbol oynuyordu. Ben de 5 yaşımda hentbol oynamaya başladım. Ancak, hentbol oynadığım takımın antrenörü çok sert bir adamdı. Çocuk olmamıza rağmen söylediklerini yapamadığımızda tokat bile atabiliyordu. Bu nedenle hentbolu bırakmak zorunda kaldım. Doğduğum şehir olan Piestany ile aynı adı taşıyan takımda 6 yaşımdayken futbola başladım. Eğitimime devam ederken, bir yandan da futbol oynuyordum. 15 yaşıma kadar oynadım. Daha sonra buradaki spor akademisi gibi olan Sports Gymnasium'da futbol oynamaya devam ettim. 17 yaşımda Trencin'e transfer oldum ve A Takım'da sadece bir kere, o da 30 dakika oynadım. 18 yaşımda profesyonel futbolcu olarak Çek Cumhuriyeti'nin Liberec A Takımı'na gittim. Liberec'te 54 maça çıktım ve 17 gol attım. Ardından da bildiğiniz gibi Manisaspor'a transfer oldum ve şimdi de Beşiktaş'tayım.

Manisaspor'a gelişin nasıl oldu?

Liberec'te ve Milli Takım'da oynarken Ersun Yanal ve menajer Mustafa Turgat benim 10 maçımı izlemiş. Kulübümle yapılan görüşmeler olumlu geçti ve ben de Türkiye'deki futbol hayatıma böylece başlamış oldum.

Liberec'te oynarken ciddi bir sakatlık yaşamışsın ve sahalardan uzak kalmışsın. O günleri anlatır mısın?

Liberec'le İnter Toto Kupası'nda oynuyordum, 6 maçta 4 gol attım. Bu maçlarda beni izleyen Fransa'dan Nantes'in beni istediğini öğrendim. Bunu öğrendikten sonra çıktığım ilk maçta, 30. dakikada sakatlandım. Çapraz bağlarım koptu ve Prag'da ameliyat oldum. 10 gün hastane ve üç aylık rehabilitasyon sürecinden sonra yavaş yavaş antrenmanlara başladım. Ama sakatlığım nedeniyle 6 ay sahalardan uzak kaldım. İyileştikten iki sene sonra da Türkiye'ye geldim.

Hiç şampiyonluk yaşadın mı?

İki kez Çek Cumhuriyeti Şampiyonu olduk Liberec'te oynarken...

Manisa'ya gelirken geleceğin yıldızı olacağın yorumları yapıldı. Sence bu yolda ilerliyor musun? Yoksa konuşmak için erken mi?

Bu konuda benim yorum yapmamın fazla doğru olacağını düşünmüyorum. Biz sporcuların esas işinin, sahada mesleklerinin gerektirdiği işleri yapmak olduğuna inanıyorum. Ama şunu ifade edebilirim ki, yaşım daha çok genç ve her geçen gün yeni yeni şeyler öğreniyorum. Yıldız bir futbolcu olup olmadığım ya da ne zaman olacağım konusundaki yorumları ise otoritelerin yapması düşüncesindeyim.

Hız, teknik ve son vuruş olarak Türkiye liginin en iyi forvet oyuncularından biri olarak gösteriliyorsun. Sen kendinde artı olarak hangi özellikleri görüyorsun?

Dediğim gibi ben kendimi anlatmayı sevmiyorum. Bence bu soruyu eski hocalarım Ersun Yanal, Giray Bulak ya da şimdiki Teknik Direktörümüz Ertuğrul Sağlam yanıtlamalı.

Peki dar alanda zorlandığın, geniş alan futbolcusu olduğunla ilgili eleştirilere ne diyeceksin?

Bu da yine teknik bir soru... Sonuçta futbol, dünyanın en çok takip edilen ve sevilen spor branşı olduğu için kabul edersiniz ki, izleyen ve eleştiri yapan insan sayısı da bir hayli fazla oluyor. Ben bu sorunuza da burada değil, sahada cevap verme taraftarıyım.

En dikkat çeken özelliğinden birisi olarak da, top sana gelmeden önce ne yapacağını iyi bilmen ve tek pasların gösteriliyor. İleriki dönemlerde seri verkaçlarla arkadaşlarını daha çok pozisyona sokacağını düşünüyor musun?

Kesinlikle sadece bu bahsettiğiniz özelliklerim değil, tüm gücümle Beşiktaş'ın başarısı için çalışacağıma inanabilirsiniz.

Hücuma yönelik bir oyuncusun ama savunma görevine de gönülden katıldığını görüyoruz. Bazı oyuncular savunmayı sevmez, sen ne düşünüyorsun?

Günümüz futbolunda defans ve ofansın kesin çizgilerle ayrıldığını düşünmüyorum. Ben de çağdaş futbol oynamaya çalışan bir oyuncu olarak, iki yönde de kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Daha Beşiktaş'a gelmeden seni Siyah-Beyaz forma ile televizyonda gördük. Bu süreci bir de senden dinleyebilir miyiz?

Bir televizyon çekimi vardı. Önüme dört büyük takımın formasını koydular ve gönlümden geçen takımı sordular. Ben de "Beşiktaş" deyip, Siyah-Beyaz forma ile röportaj verdim. Beşiktaş'ı çok seviyorum. Renkleri ve kartal simgesi de tam benim futbol yaşamımı simgeliyor. Ayrıca Ertuğrul Sağlam da gerçekten çok iyi bir hoca ve gençlere önem veriyor.

Bu süreçte Beşiktaş maçlarını takip ediyor muydun? Eğer ediyorsan izlerken neler düşünüyordun?

Evet, özellikle derbi maçlarını muhakkak izliyordum. Sempati duyduğum bir takım olduğu için mutlaka Beşiktaş'ın kazanmasını istiyordum. Şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, artık taraftarı olduğum takımın formasını giyiyorum.

Sezon ortasında gelmek bir dezavantaj mı?

Alışma süreci açısından soruyorsanız iki senedir Türkiye'de olduğum için böyle bir sıkıntı yaşamadım. Hem istediğim bir kulübe transfer olduğum hem de arkadaşlarımla anlaşabilecek düzeyde Türkçe konuşabildiğim için yaşanabilecek dezavantajları avantaja dönüştürdüğüme inanıyorum.

Beşiktaş taraftarı ile ilgili düşüncelerin neler?

Bence Beşiktaş taraftarı sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da en iyi taraftarı. Gerçekten çok ateşli ve heyecanlı bir şekilde takımı destekliyorlar. Özetle Beşiktaş tribünlerinin atmosferi beni büyüledi.

Biraz da agresif bir futbolcu olduğun eleştirileri var. Agresifliğin en iyiyi yapma arzu ve hırsından mı kaynaklanıyor?

Bu eleştirilere kesinlikle katılmıyorum. Sahada rakibe değil, topa sert ve agresif olduğum doğrudur. Bu da benim oyun karakterimden kaynaklanıyor. Sahaya çıktığım ilk dakikadan son dakikaya kadar takımımın kazanması için elimden geleni sportmenlik çizgileri içerisinde sonuna kadar yaparım. Bu da benim mesleğime olan saygım ve hırsımdan kaynaklanıyor.

Ankaraspor maçından sonra İlker Ateş senin hakkında şu satırları yazmış: "İnönü'ye ilk kez çıkan Holosko maçın yıldızıydı. Bırakın Beşiktaş formasıyla attığı ilk golü, adam eksiltmeleri, rakip savunmanın düzenini her an bozabilme yeteneği, hatta yaptırdığı penaltıyla bile gecenin adamıydı". Bu yorumla ilgili ne dersin?

İyi bir analiz yapmış, kendisine teşekkür ediyorum.

Gol atarak iyi bir başlangıç yaptın Beşiktaş'ta... Bazı oyuncular için başlangıç noktası çok önemlidir. İyi bir başlangıçla önyargıları ve şüpheci bakışları yok ettiğini düşünüyor musun? Ya da özgüveninle ilgili bir artışa sebep oldu mu bu?

Özgüvenimde bir artış olduğu doğrudur. Diğer sorunuza gelince, size karşı olan önyargı ve şüpheleri bir maçta yok edemezsiniz. Eğer bazılarının benimle ilgili bu şekilde önyargıları varsa -bu söyleşide çok sık tekrarladım ama- onlara cevabı yine sahada vermeyi düşündüğümü söyleyebilirim.

Kaç gol hedefliyorsun sezon sonuna kadar?

İlk yarıda 8 gol atmıştım. İkinci yarıda da 8 gol atmayı hedefliyorum.

Peki şampiyonlukla ilgili düşüncelerin neler?

Buna inanıyorum ve çok istiyorum. Sezon sonunda Beşiktaş şampiyon, Türkiye'de de her yer Siyah-Beyaz olacak.

Beşiktaş Camiası'na ve takıma uyum sağlayabildin mi?

Yavaş yavaş sağlıyorum. Önümüzdeki günlerde hiçbir sorunumun kalmayacağını düşünüyorum. Şu anda Nevzat Demir Tesisleri'nde kalıyorum ve burayı çok beğeniyorum. Bir yandan da İstanbul'a uyum sağlamaya çalışıyorum. İstanbul çok büyük bir şehir ve çok trafik var.

Takımda en iyi anlaştığın futbolcular kimler?

Delgado ve Cisse'yle daha çok vakit geçiriyoruz. Türk futbolcularla da yavaş konuştukları zaman iletişimim gayet iyi.

Türkiye ile Slovakya arasında nasıl farkılılıklar var?

İki kültür de, halk da çok farklı. Mesela Slovaklar soğuk insanlardır ama Türkler çok sıcakkanlılar, çok iyiler...

Slovakya Milli Takımı'nın vazgeçilmez oyuncususun. Milli Takım'ın senin için önemi nedir?

Grupta dördüncü olduk. Avrupa Şampiyonası'na gidemiyoruz. Slovakya Ligi pek iyi değil ama Avrupa'da oynayan iyi Slovak oyuncular var. Mesela Marek Cech Porto'da, Martin Skrtel Liverpool'da, Marek Mintal ve Robert Vittek Nürnberg'de oynuyor. Milli Takım, bağlı olduğunuz ülkenin takımı olduğu için her oyuncuda olduğu gibi benim için de çok özel bir anlamı var.

Hedeflerin neler?

Öncelikle çok çalışmalıyım ve her maçta ilk 11'de oynayan bir futbolcu olmalıyım. Beşiktaş'ta çok gol atmayı ve Slovakya Milli Takımı'nda da başarılı olmayı istiyorum.

Avrupa'da en beğendiğin lig hangisi?

İngiltere...

Türkiye'de en beğendiğin futbolcular kimler?

Bence Türkiye'nin en iyi oyuncusu Gökdeniz... Beşiktaş'tan da Bobo ve Delgado'yu çok beğeniyorum. 

Peki dünyada?

Messi iyi futbolcu ama benim idolüm Thierry Henry...

Futbolcu olmasan ne olurdun?

Bilmiyorum ama çocukken pilot olmak istiyordum.

Biraz da ailenden söz edebilir misin?

Babam Avusturya Viyana'da bir restaurantta, annem ise Slovakya'da bir okulda çalışıyor.
Annem babam ayrı değil ama farklı ülkelerde çalışıyorlar. Bir de erkek kardeşim var, 14 yaşında... Slovakya'da okuyor.

Nişanlısın sanırım değil mi?

Evet nişanlıyım.

Ne zaman evleniyorsunuz?

Bilmiyorum ama sanırım 1-2 yıl sonra...

Futbol dışında günlük hayatta neler yaparsın?

Şu anda tesislerde kalıyorum ama bir ev tuttum, en kısa zamanda taşınacağım. İstanbul'u tanımaya çalışıyorum. Daha birçok yerini görmedim. Sadece Nişantaşı ve Akmerkez'e alışverişe gittim. İnternette çok vakit geçiriyorum. Ailemle, nişanlımla ve arkadaşlarımla chat yapıyorum.

Futbol dışında bir sporla ilgileniyor musun?

Buz hokeyi... Slovakya'da buz hokeyi çok sevilir. Gerçekten iyi takımlar da var. Profesyonelce olmasa da bir süre oynamıştım, şimdi sadece televizyondan takip edebiliyorum.

Teşekkür eder, başarılar dileriz.


http://schwarzadler.blogspot.com/

2008-2009 TSL Şampiyonu Beşiktaş

erdinc1926

K A R A G Ü M R Ü K L Ü L E R

pascalyptica

ben bayıldım şimdiden.. daha önce bu kadar dikine oynayan futbolcu pek görmemiştim beşiktaşta.. aklıma gelen isimler amokachi, ilhan mansız, şifo, nihat.. aklıma başkası gelmiyo şimdilik..
holoskonun beşiktaşımıza yararlı olacağı şimdiden çok belli..
Sonunda Nouma olmayan Pascal üçgeninden bi' hayır gelmez..

onaT


alper_1903

iyi biri
oyunculugu olsun karakteri olsun
Besiktasi son durak olarak görmemeside cok iyi
Besiktasim senin icin herseyimden vazgecerim...

MeLo

Çoğu zamanını nette geçiriyormuş.Söyleyelimde msn adresini versin ya da facebook :hayde
bJk'm hAyAt sEnsiN ! ...

onaT

dmi çok iyi olur neydi bi sitesi vardı kendinin belki orada vardır

pakito14

HOLOSKO iyi bir transfer ama koray+burak hiç iyi olmadı hadi burak neyse ama KORAY gibi topçu bulunmaz! :'(
Sonunda NOUMA olmayan PASCAL üçgeninden kimseye hayır gelmez!..