Fizik gücü farkı
'Beşiktaş ilk 30 dakikada ligdeki görüntüsünün aksine son derece iyi bir mücadele sergiledi. Tempo yaptı, aralara top attı ama en önemlisi rakibinin adı ve gücü altında ezilmedi...' Sergen Yalçın'ın Vatan Gazetesi'ndeki yorumu:
Fizik güç farkı
BEŞİKTAŞ ilk 30 dakikada ligdeki görüntüsünün aksine son derece iyi bir mücadele sergiledi. Tempo yaptı, aralara top attı ama en önemlisi rakibinin adı ve gücü altında ezilmedi. Ancak zaman geçtikçe siyah-beyazlılarda ortaya çıkan fiziki düşüş, maçın gerçek favorisi olan Manchester United'in rahat oynamasını, ayağa çok iyi pas yapmasını ve aradığı golü de bulmasını sağladı.
İngiliz takımı hem oyuncularının yeteneği, hem kadro kalitesi, hem de fizik güç olarak Beşiktaş'ın çok önünde bir ekip. Maçın hiç bir anında telaşa kapılmadılar, Beşiktaş'ın üstün göründüğü anlarda bile kontrol onların elindeydi. Son derece organizeydiler ve istedikleri gibi kapandılar. Belki çok tempolu değillerdi ve siyah-beyazlılar üzerinde ezici bir üstünlük de kuramadılar ama öylesine tecrübeli ve soğukkanlıydılar ki, istediklerini kolayca alıp gittiler.
***
MUSTAFA Denizli'nin kadro seçimi bence doğruydu. Çok sayıda formsuz oyuncuya sahip olan Mustafa hoca en iyi onbirini sahaya sürmüştü. Tello'nun kenarda oturması gayet normal. Denizli Tabata ile Tello arasında bir tercih yapacaktı ve Tabata'yı tercih etti. Doğrusu da buydu. Aslında iki teknik adamın da bu maçla ilgili planları aynıydı. İkisi de oyununun kontrolünü eline almak istedi. Orta sahayı kalabalık tutup, bir de gol bulmak temel amaçlarıydı. Bunu yapabilen ne yazık ki Alex Ferguson oldu. Sir Ferguson elindeki üst düzey kadrosu sayesinde en olmadık anda golünü atıp istediği galibiyetle evinin yolunu tuttu. Doğrusu şu ki, Rooney, Nani, Anderson gibi yıldız oyuncuların hiç sahneye çıkmadığı Manchester, takım olarak çok iyi oynamadan, kendini sıkmadan ve sadece ayağa top yaparak hedefine ulaştı.
BEŞİKTAŞ ağır darbeler alarak çıktığı bu karşılaşmayı kazanabilirdi aslında. Çünkü karşısında bildiğimiz tempolu ve sert oynayan Manchester yoktu. Ne var ki Süper lig'de arka arkaya gelen puan kayıpları, formsuz oyuncuların fazlalığı, öz güven eksikliği ve iştahsızlık siyah-beyazlıların oyundan çabuk düşmesine neden oldu. Bitirici noktalarda topla buluşan Serdar Özkan'ın beceriksizliği, Nobre'nin yanlızlığı ve Holosko'nun dağınıklığı en azından bir puanın kaçmasına neden oldu. Kartal için en zor dönem şimdi başlıyor. Çok şeyini kaybeden Beşiktaş'ın hiç zaman geçirmeden bu maçı unutup Kayseri ile oynanacak karşılaşmaya konsantre olması gerekiyor. Kayseri karşılaşması hem Mustafa Denizli'nin kaderini belirler hem de Beşiktaş'ın bu sezonki geleceğini...