Beşiktaş'a yazık oluyor. Bu yenilgiyi gerçekten hak etmemişlerdi Belli ki işi ciddiye almışlar. Atilla Gökçe'nin Milliyet gazetesindeki köşe yazısı
Beşiktaş'a yazık oluyor. Bu yenilgiyi gerçekten hak etmemişlerdi
Belli ki işi ciddiye almışlar... Galatasaray derbisinin ağır etkilerinden kurtulmak için Manchester United maçının bir fırsat olabileceğine inanmışlar. Taraftar da İngiliz takımlarına karşı özel bir motivasyonla stattaki yerini almış. Baştan sona Beşiktaş'ı destekliyor.
İnönü'de gece sakin başlıyor. United'da Rio Ferdinand, Ryan Giggs yok. Sir Alex Ferguson rölanti bir girişle oynatıyor takımını. Cristiano Ronaldo'nun gidişinden sonra takımın cilası uçmuş gibi. Ama dakikalar ilerledikçe makinenin çalıştığını görüyorsunuz. Temaşa unsuru azalsa da ManU değerinden fazla kaybetmediğini gösteriyor. Kanatlarda özellikle sağ kanadında Valencia ile çok etkili ManU... Orada da emektar kaptan İbrahim Üzülmez karşılıyor, elinden geldiğince rakibini bozarak, sıkıştırarak tehlikeleri öldürmeye çalışıyor. Sağda da genç İbrahim Kaş var... O da savunmada dikkatli. Sivok biraz önde, Ferarri geride savunmanın göbeğini kontrol ediyorlar. Orta alanda Ernst topun en çok buluştuğu Beşiktaşlı. Topla en çok oynayan da o. Ekrem Dağ, ona destek veriyor. Beşiktaş'ın savunma prensipleri arızasız çalışıyor. Özellikle Rooney'i topla buluşturmamaya özen gösteriyorlar. Sivok çok dikkatli. Beşiktaş ManU'nun ataklarını olgunlaştırmadan bitiriyor.
İyi ama, bu maçı kazanacak bir planı yok Beşiktaş'ın. Tek santrfor Nobre, şut atmıyor, rakibini kovalıyor, pres yapıyor, top çalıyor ama şutsuz bir santrfor örneğinden başka bir şey değil...
Bobo'yu evine gönderirken Beşiktaş'ta Mustafa Denizli'yi bu karara yönlendiren olay nedir? Merak ediyoruz. Hoş, Bobo olsa ne yazar... Brezilyalı Şampiyonlar Ligi başlarken birden sakatlığını unutuyor. Altı maçlık reklam fırsatı onu canlandırıyor. Denizli'nin bu fırsatı ona vermemesini de keskin bir karar olarak yorumluyoruz... Demek ki bir zorunluluk var ortada. Yakında öğreniriz o durumu.
İnönü Stadı'nda taraftar da biz basın tribünündekiler de zaman zaman umutlanarak izliyoruz Beşiktaş'ı... O dikkatli özenli oyunun hücum sayfaları yazılamamış... Öyle olsa ilk yarıda altı korner atan Beşiktaş bir gol bulabilirdi, ama olmadı.
Denizli, Serdar Özkan'ı alıyor, Yusuf'u sürüyor... Tabata'yı alıyor Tello'yu sürüyor oyuna. 82'de son hamlesini Nihat'la yapıyor, aradığı golü yine bulamıyor.
Ferguson mu? O daha erken hamleci. 63'te Carrick ve Rooney'in yerine Berbatov'la Owen'ı sürüp diş gösteriyor, niyet beyan ediyor.
Beşiktaş, en azından berabere bitirebilirdi maçı... Savunmada Nani'nin şutunu tek elle çelip Scholes'un önüne düşüren Hakan Arıkan'ın en talihsiz anı bu. Gecenin büyüsü bozuluyor.
Beşiktaş'a yazık oluyor. Bu yenilgiyi gerçekten hak etmemişlerdi.
Tıpkı iki yıl önceki Porto maçı gibi.
Beşiktaş İnönü'de yine maç çaldırıyor!