süre giden hayatta
sürgün yaşamları solumak çok garip.
onsuzluğun girdabında kıvranırken,
onsuz yaşamlarımızın sığ ufuklarında,
garip ve avene, avene yol almaktayız...
suskun hayatlara mahkum olmak çok garip...
bildiklerimiz bilemediklerimizin yanında,
deryada zerre iken,
çok bilgiçliklerimizle,
yer kürede sınırlı alanlara hapsolmuşluklarımıza bakmayıp,
koca evrende,
bilgiçlik hükümranlığına taht kurduğumuzu sanmak çok ama çok garip.
ilk soluk aldığımız zamandan,
gençlik yıllarımızın doruğuna kadar,
merdivenin hep çıkılan tarafı dikkatimizi çeker.
hepten çıkmak isteriz.
yukarılara dair özlemlerimizin sınırı yoktur.
çıktıkça özlemler daha yukarı çağırır.
ve bir gün yaş kemale ererse,
hırslarımız bırakmasa da,
aşağılara doğru bakmaya başlarız...
bu sefer merdivenlerin inişleri ağır basar da arsızlığımıza vururuz.
kuvvetli ve hızlı bir inişe yönelmişizdir.
toprağın altında bizi bekleyen
hepsi, hepsi birkaç metrekare bir alana doğru,
inişlerimiz bizi uyandıramaz ise,
apansız karşımızda beliren ayrılık katarı alır götürür bizi.
daha çok yolumuz vardı
diyemeden gözümüzü ötelerde açarız.
bin vaveylayla yükselen seslerimiz,
çaresizliğimizin suskunluğuna karışır.
hayat ne garip bir şey değil mi
gidişi ayan beyan bilinen,
ötelere ait seyahatimizin,
geçici konaklamalarında,
ölümsüzlük yaşamları kurmamız ne garip...
başkasına bırakacağımız malları biriktirmek ne garip.
geleceğe yatırımsız geçen,
büyük yatırımlarımızın içinde boğulmak ne garip.
eyw.
saolasin
paylaşım için sağol.Eywallah.
eyw kardeş saolasın.
saolasın emegıne saglık
eywallah