Ana Menü

Sayın Alen MARKARYAN'a açık mektup -ALINTIDIR-

Başlatan mertcan, Mayıs 22, 2007, 13:01:20

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

mertcan

   
 

Sayın Alen Markaryan,

Öncelikle bu forumun her yönüyle demokratik ve herkesin fikirlerini açıkça belirtebildiği bir forum olduğunu düşünerek bu yazının admin tarafından çöp kutusuna atılmayacağı temennisi ile başlamak istiyorum.

Bu yazının yazılmasının temel nedeni son yıllarda Beşiktaş üzerinde oynan oyunlara ve kulübü yöneten insanlara kulübün gerçek sahibi olan taraftarın yeterli tepkiyi göstermemesidir.

36 yaşındayım. 86 yılındaki şampiyonluğumuzdan beri maçlara gidiyorum. Ama hiç bu kadar tepkisiz kaldığımızı hatırlamıyorum Sevgili Alen. Sivas maçında numaralıdan çıkan sese en çok tepki gösterenlerden biriyim. Çünki ÇARŞI kapalı tribünün iki direği arasındaki insanların oluşturduğu bir grup değildir. ÇARŞI bir ruhtur. Bunu kabul etmeyenlerde ruhsuzdur.. Ancak o maçta bu yönetime gösterilen tepkinin ne kadar doğru olduğunu bu yöneticilerin 104 yıllık bir kulübün yöneticileri olmadığını geçte olsa anladık. Yani zaman Sivas maçında bağıranları haklı çıkardı bence Alen..Hemde çok haklı çıkardı.!!!

Sevgili Alen; Yönetilememek sadece Beşiktaş'ın değil aslında Türkiye'nin sorunu. Kimse kendini kandırmasın bu kulüp Seba zamanındada iyi yönetilmedi şimdide iyi yönetilmiyor. Sen'de çok iyi hatırlarsın Seba zamanında yakaladığımız en iyi yerli jenerasyona adam gibi 3 tane yabancı futbolcu alamadı sayın Onursal Başkanımız. Sonrada küsüp çiftliğine kapandı. Belki geseden daha önce avrupada başarı yakalayabilecek bir jenerasyon maalesef şerefli ikinciliklere layik görüldü bu ülkede. Hala Seba zamanında Beşiktaş'ın duruşundan bahsediyor güzide rakiplerimiz. Evet çok iyi bir duruşumuz vardı.. Kafamıza vurulup şampiyonluklar elimizden alınıyordu.

Şimdi soruyorum Sevgili Alen;

101.yılda bu takımın kimler tarafından sabote edildiğini ve Sayın Lucescu'nun idam sehpasının nasıl hazırlandığını hatırlıyoruz. Yıllardır biz sizin kardeşiniziz diyerek elimizden şampiyonlukları çalan, Türkiye'ye teşvik ve şikeyi öğreten Adnan Polat'la yemek yiyerek bu sene kupa bizim şampiyonluk gesenin diyen bir başkana nasıl tepki gösterilmez. Bizim şampiyon olamadığımız bir senede piyon gibi kullanılmayı göremeyen, aldığı kupayı aile büyüklüklerinin yanına götüren bir insan sence 104 yıllık bu kulübün başkanı olabilirmi? Yoksa bu kulübe başkan olmanın bedeli 25 milyon dolarmı? İyi Beşiktaş'lı olmak kulübe başkan olmayı gerektirmez. Bende çok iyi Beşiktaş'lıyım ama başkan olmak ayrı birşey. Vizyonu olmayan ağırlığı olmayan, kendini ifade edemeyen birinin bu kulübe başkan olmasını kabullenemiyorum Sevgili Alen. Ve neden tepki göstermediğimizi merak ediyorum!!!

Peki Başkan böylede yöneticiler nasıl Sayın Alen Markaryan,

- Elinde puroyla 2 milyon dolara pazarlık yapıp fubol şubesinin başına geçen, Ümraniye'de fubolculara selam vermedi diye posta koymayı marifet zannedip, telefonla geceyarısı bağlanıldığında Levent Kızıl'la yemekte olan bir adamı bu kulübün yönetiminde görmek istemiyorum ben. Beşiktaş'ın futbol şubesi sorumlusu Beşiktaş'ı bitireceğim diyen, Aziz Yıldırım'ın çantasını taşıyan bir adamla yemek yiyecek kadar onursuzsa bu taraftar o yediği yemeği burnundan getirmesini bilirdi eskiden Sevgili Alen. O zaman İlker Özbilek'in suçu neydi Alen? Celal Kolat'tan dahamı çok suçu günahı vardıda Fulyada suratının ortasına okkalı tokatı yemişti. Peki o zaman her maç neden Bursa'ya tepki gösteriyoruz. Bu ne yaman çelişkidir Alen?

- Yılardır teşvik ve şike ile çalınan şampiyonlularımızı konuşarak ve önemli olan kazanılan teneke kupalar değil şerefli, onurlu ve vakur duruşumuzdur diye övündüğümüz tarihimize; teşvik primi etiktir ve ilk yönetim kurulu toplantısında bunun kararını vereceğiz deme cesaretini gösteren ve hukukçu olduğunu iddia eden bir insan istifa etmeden bu leke üzerimizden çıkmaz Alen..O gece programı tesadüfen izledikten sonra sabaha kadar gözüme uyku girmedi benim Alen. Hala aklıma geldikçe sinirleniyorum.Peki soruyorum sana böyle bir adamın bizim yönetimimizde olduğu müddetçe.
sen rahat uyuyabiliyormusun Alen? Yeri geldiği zaman Muhsin Ertuğrul'a yada Danimarka'ya karşı olacak kadar yaratıcı olabilen bizler neden Levent Erdoğan'a karşı değiliz?

- Erkek voleybol takımımız küme düştü. Basket ve diğer amatör branşlar yerlerde sürünüyor. Neden tepki göstermiyoruz Alen? Neden Bülent Deriş hala görevine devam ediyor.3.Lige düştüğümüzdemi .sesimiz çıkacak bizim? Beşiktaş'ın olduğu hiç bir yerde küme düşmesini ben kabullenemiyorum. 2-3 tane iyi voleybolcu almak için kaynak yada sponsor bulamıyorsa neden bu şubenin başına geçiyor. Bıraksınlar artık bu kulübün üzerinden reklam yapıp işlerini yoluna koymayı. Fulya'ya rusat vermemek için binbir dereden su getiren İsmail Ünal Akaretlerde 30-40 milyon Euro'luk Otel ihalesini şipşak Serdar Başkanına vermekte gecikmedi. Böyle adamlara neden zamanında tepki koyamıyoruz artık çok merak ediyorum Alen?

Lig Tv'de ÇARŞI ile ilgili belgeseli izlediğimde duyduğum bir cümle çok hoşuma gitmişti. "Endüstrileşen futbol dünyasında yıkılmayan son kale" demiştiniz bizim için. Çünki biz koltuklarımızı bırakıp kale arkasına kaçan 3-5 tane rantçının ve asker kaçağının reislik yaptığı bir taraftar grubu değildik gerçektende. Ama son Ankara maçında kapalının hala Bursa ve Ankaragücüne tepki gösterdiğini görünce eskiden demek geldi içimden birden. Şeftalisi ve eşcinseli ile ünlü bir şehir takımına tepki göstermeyi bu aciz yönetimden daha önemli görebilen kapalı kutudaki 20-30 kişiye söz geçiremeyişinize üzüldüm Alen. Reha Muhtarlara,Levent Erdoğanlara,Celal Kolatlara tepki gösteremeyen, Sinan Engin gibilerine İmparator diye bağıranlarmı bu son kalenin içinde Alen? İnönü için Ölüm Stadı manşetini atan bir medya grubunda köşe yazısı yazmak ne kadar karşı koymaktır endüstrileşen futbola?

Yoksa kale içten fethedildide bizim haberimiz mi yok Alen?

forzabesiktas.comdan alıntıdır ENDER ŞİMŞEK tarafından yazılmıştır

çok beğendim paylaşmak istedim...

keskinli

sayin seba hakkindaki düsünceler haric hepsine katiliyorum
benim yasimda olan biri bilmesi gerekirki,o zamanlar ne delgado ne ricardino gibi futbolculari almamiz imkansizdi.
hem maddi acidan hem manevi acidan.bu isimlere para bile versen gelmezlerdi türkiyeye,ki o zamanlar simdiki harcayabilecgimiz kadar paramiz yoktu.sayin sebanin rakiplerin aksine tesvik ve sikeye sans vermemesi,bi kazanctir,kayip degil
Ölürüm Beşiktaşım,ZehirimSensin
Evvelim Sen Oldun,Ahirim Sensin

mertcan

 Yılardır teşvik ve şike ile çalınan şampiyonlularımızı konuşarak ve önemli olan kazanılan teneke kupalar değil şerefli, onurlu ve vakur duruşumuzdur diye övündüğümüz tarihimize; teşvik primi etiktir ve ilk yönetim kurulu toplantısında bunun kararını vereceğiz deme cesaretini gösteren ve hukukçu olduğunu iddia eden bir insan istifa etmeden bu leke üzerimizden çıkmaz Alen..O gece programı tesadüfen izledikten sonra sabaha kadar gözüme uyku girmedi benim Alen. Hala aklıma geldikçe sinirleniyorum.Peki soruyorum sana böyle bir adamın bizim yönetimimizde olduğu müddetçe.
sen rahat uyuyabiliyormusun Alen? Yeri geldiği zaman Muhsin Ertuğrul'a yada Danimarka'ya karşı olacak kadar yaratıcı olabilen bizler neden Levent Erdoğan'a karşı değiliz?



buna sonuna kadar katılıyorum bende
seba konusuna gelince ona bende katılmıyorum ama yazı bölük pörçük olmasın diye orayı da aldım mecburen...

ist.hatirasi/3-4

Alıntı yapılan: mertcan - Mayıs 22, 2007, 13:01:20
   
 
Yoksa kale içten fethedildide bizim haberimiz mi yok Alen?





Aynen haberimiz mi yok?
YÖNETİM İSTİFA !!!

mertcan

Yazına son yıllarda Beşiktaş üzerinde oynanan oyunlara ve kulübü yöneten insanlara kulübün gerçek sahibi olan taraftaın yeterli tepkiyi göstermemesidir diye başlamışsın.

İyi güzelde ;
Beşiktaş üzerine oyunlar sırf son yıllarda değil aşağı yukarı 30 yıla yayılmış bir senaryodur.

Kulübün gerçek sahibi taraftardır diye heryerde kıçımı yırttığımda, örneklerle direttiğimde, ya üzerime oyunlar oynandı ya da şimdide yönetime sahip oldunuz safsatası yapıştırıldı yüzüme.

Ne tribünde, ne de Forza da ne de herhangi bir masada neredeydiniz ey ahali !

36 yaşındayım, 86 yılından beri maçlara gidiyorum hiç bu kadar tepkisiz kaldığımızı hatırlamıyorum demişsin.

Bende 41 yaşındayım 79 yılından beri 3 maç kaçırdım İstanbul da. Tepkisizlikten kastın yönetimse eğer iyi dinle.

Ben 15 yaşındayken kulübün başında Üstünkaya vardı. Çocuktuk flama taşır beste yapardık. Bir haberdik yani dünyadan.

Sonra palazlandık. Tribün mücadelesine zaman ayarsız ve amansız dalış yaptık.

Süleyman Seba 16 yıl başkanlık yaptı. 15 yılında gıkımız çıkmadı. 18 imdeydim 34 oldum. Süleyman Seba'dan da biletti, otobüstü,paraydı v.s rant sağladınız diyemezsiniz herhalde.

Bakın nelere ses çıkarmamışız

86-87 ve 87-88 şampiyonluğu maalesef yetersizlikten tukaka edildi.

Şerefli ikincilik sloganının Malatya ya Şahinlerin gittiği Diyarbakır da sahaya şarjörü açık tabancaların atıldığı senelerden bahsediyorum.

88-89 şampiyonluğu Ferdinand gibi bir adam olduğu halde Kadıköy de Toroğlu nu geçemedik. Avucumuzun içinden Şampiyonluğu aldılar...

Takım gençtir dedik. Gelecek vaad ediyor dedik. Yalnızca yutkunduk.

Yalnızca bazı topçuların art niyetinden şüphelenip o zaman ki şartlar çerçevesinde futbolculara ufak bir operasyon yapıldı.

92-93 şampiyonluğu bile bile önlem alınamadığından ( Recep in Gençlerbirliği futbolcusuna attığı eyvallah tekmesi en büyük cevaptır. Anlayana ) Zalad ın eldivenlerine gitti.

O efsanevi kadroya 10 sene boyunca 3 tane eli yüzü düzgün bir futbolcu alınmadı.

97-98 sezonunda Ali Şen e savaş açan Toshack'a bir türlü arka verilmedi. Aksine bilakis kuyu kazan içimizdeki insanlara tolerans tanınarak Toshack bu ülkeden adeta yollanıverdi.

Taraftar her yerde çapulcu damgası yedi.

Bütün bu olanlar aşağı yukarı 15 senelik bir zamana yaylmıştı. Ne zaman yeter deyip te bir gün kulübü kurcaladık mı ?

Daha yazmak istemediğim onlarca ayrı mevzu.

Ve inanın o dönemler sizing şimdi geldiğiniz gibi 7' ye 5 kala 9'a çeyrek kala muhabbeti yoktu.

Bunu da iyi bilin.

30 senelik tribün hayatıma yalnızca bir dönem o da Seba nın 16. senesinde tatsızlıklar olmuştu ( o da bizle beraber herkes tasın içindedirde bir biz istifacı damgası yemişizdir. )

Bu kadar olay saydım hepsinde de Beşiktaşlılığı ön planda tuttuk. Fenerlilerle, Galatasaraylılarla da uğraşmak cabası.

Biz Bilgili ye de tepki vermedik. Tepki verenler numaralıda kuvvetle muhtemel pipo-püro karışımı duman tüttürmekteler bacak bacak üstüne ataraktan.

Unutmayın damga yine bizim sırtımızdadır.

30 sene de gördüklerimin yanında şimdiki gördüklerim kaymak üzerinde balı hatırlatıyor.

Herkes bir tepkiden bahsediyor. Yok Çarşı böyle yaparmış şöyle yermiş vesaire vesaire... Ve saygısızca Sivas maçından sonar satılmış Çarşı diye bağıranları haklı bulup haklı çıktılar demişsin.

Sizin bugün maçlarda rahatça bağırmanızı zamanında abinizin babanızın Kadıköy de Samiyen de İnönü de kuyruk yapıp maça girebilmesini sırf onuru için sırf semtinin gururu için sırf Beşiktaşın renkleri için gençliklerini heba eden adamları hiçe saymış 3 tane kongreciyi haklı bulma cesaretini göstermişsin.

Taş kesilirsiniz !!!

101. yılda kimler tarafından sabote edildiğini Lucescu nun idam sehpasını Adnan Polat la yemek yenmesini kupanın aile büyüklerine gidişini 25 milyon dolara başkanlık bedeli olabilirmi gibi sorular yöneltmişsin.

Analizlerin doğruluk payıyla beraber izafiyet teorisinede bağlıdır.

Ben sayın Demirören in avukatı değilim. Tepki oluşmasının ağır nedenlerinide vurguladım aslında.

Lakin Gs-Fb ve Beşiktaş başkanları kılıçla savaşmayacağına gore gerçek savaş beyinle yapılanıdır.

Stratejisinde başarılı olmuştur olmamıştır anlamam.

Ama biri çıksa size dese ki,

Demirören kupayı baba Ulusay a Aziz Yıldırım I çıldırtmak için götürdü ( o dönemi hatılayın )

Ne dersiniz.

Lucescu yu Adrian İlie yi Türkiye nin en iyi 3 santraforu Mansız, Dursun, Nouma nın birden yok oluşunu o dönemde bir kısmımızı Açık tribune göndermek planlarını bana sormuyorsunuz herhalde.

Kapalıdan çıkmam mücadelesi yapanlardan biriyim.

O zaman siz ve tepkiniz neredeydi ?

Faturayı cebinize koyun ben size müsait bir zamanda adresi gösteririm.

25 milyon dolar başkanlık bedelimidir dediğinizde 25 liralık muhalefet görmediğimizden sadece susmak düşecek ufuklara.

Yönetici sapağına keskin bir viraj yapmışsınız. Hemde arabayı devirmeden.

Sayın İlker Özbilek olayı tamamen spontonedir. Futbolculara Kadıköy oynadığımız ve İstanbulspor a 4-3 yenildiğimiz maç sonrası protesto yapılmaktadır Fulya da.

Sayın Bilal Meşe nin topçulara yükleniyorlar. Neden içerdesiniz galeyanına İlker Özbilek küfür ederek çıktığından ve sinirlerin gergin olmasından mütevellit........

Bazı yöneticiler çok hata yapmaktadır. Hem yazılı hem görsel pot kırmaktadırlar. Ve birçoğu taraftar ruhludur. O yüzden yöneticilik yapamamaktadırlar.

Bu noktaya sonuna kadar seninleyim.

Ama unutmayın ki kimse taşın altına elini sokmazken bu adamlar görevden kaçmadı

Deminden beri yargılıyorsun. Eyvallah.

Sıra bende. ( ufak bir anekdot)

Yöneticiler diyelim ki senin dediğin gibi. Para çıkmaz kuş uçmaz akrep cepte yengeç boşta...

Peki Beşiktaşın o ileri gelenleri nerde ?

Ne demek se o ileri gelen ???

neden onlar çıkıp iki kelam etmiyor. Bu da benden demiyor.

Neden muhalefet iktidarı doğru adrese yollayacağına koltuk kavgası yapıyor.

Yönetimi devraldığının 4. haftasında Kocaeli de Antep e 4-3 yenildikten sonra bu yönetim istifa etsin diyen muhalefete sırf inat olsun diye yönetime destek çıkmazmıydınız.

Muhalefetin görevi iktidara eğer yanlış yapıyorsa doğruyu göstermektedir. Onun bunun koltuğuna göz dikmek değildir muhalefet.

Sesim geliyor değil mi arkadaşlar.

Erkek voleybol küme düştü demişsin. Erkek basket yerlerde demişsin.

Bayan basket şampiyonluğu 7. ve son maçta kaçırdı dememişsin. Amatör branşlar yerde demişsin. Yıldızlarda (12-14) Türkiye şampiyonu Hentbol de Türkiye ligi şampiyonuyuz dememişsin.

Yarısına kadar dolu bardağı bardağı yarısı boş demeyi bırakın artık.

Tabi ki küme düşmek hepimizin canını acıttı. Ama kendimizi sorguladık mı kaç kere voleybol maçına gittik diye ?

Endüstriyelleşen futbol dünyasında yıkılmayan son kale lafı evet benimdir. Sonuna kadar da arkasındayım.

Son maçın rehaveti Bursa ya gidilemeyişin ağır ızdıharabı Gs-Fb derbisinin ateşli yansımaları ve benimde asla tasvip etmediğim birilerinin reklam muhabbetleri biraz can sıkmıştır.

20,30 kişiye söz geçirememe maçın yavanlığından un-elek kombinasyonundandır.

Alen in Fotomaç ta yazı yazmasını hikayesi çok ilginç bir o kadar da biberlidir. Insanlara iç çektirip dil yaktırabilir.

Bir yakamozdur belkide.

Alkışlayacağınıza, gurur duyacağınıza ve sesimizi içimizdekileri her yere ulaştırıyor diyeceğinize 3-5 Alen düşmaının oyunlarına geiyorsunuz.

Kale içden fethedildide bizim haberimiz mi yok demişsin.

Serzeniş mi desem. Hakaret mi saysam. Bir dayatmanın şanssız yansımalarımı desem. Ne dersem çaresiz kalacağım onu biliyorum.

Bu cüret bu cesaret bu an bu zaman bu pervasız dışavurum size hiç yakışmadı arkadaşlar.

Bu kadar rahat konuşabiliyorsanız bizim alnımızın açık olduğundandır.

Bu kadar Beşiktaş düşmanıyla uğraşırken bir de siz kalenin içini sorguluyorsanız eğer zaten kaleyi siz karıştırıyorsunuz demektir.

Benim ne yamam vardır ne de defom. Dedikodu ya yön veren insanın beynindeki tilkilerdir.

Ha ! Unutmadan söyleyeyim. Siz Beşiktaş için ne düşünüyorsanız biz 3 katını düşünüyoruz.

O yüzden rahat uyuyabilirsiniz.

Ve son olarak aklınıza başka ne soru geliyorsa dükkanımın yerini, telefonumun numarasını ve alenin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz.

Beşiktaş kapalı tribünü zaptedilemeyen son cephedir.

Şüpheye düşenlere hürmetlerimle .
bu da Alen abinin cevabı biraz uzun ama ...

Dem@

yalnız yazanıda okudum Alen abini yazısını da okudum sonuçta herşey beşiktaş için Siz Beşiktaş için ne düşünüyorsanız biz 3 katını düşünüyoruz.

O yüzden rahat uyuyabilirsiniz.

Ve son olarak aklınıza başka ne soru geliyorsa dükkanımın yerini, telefonumun numarasını ve alenin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz.

Beşiktaş kapalı tribünü zaptedilemeyen son cephedir.
yeterli bi cevap da olmuş

[KralKartal]

yorumsuz ama bana gore tatmin edici bir cevap verilmemis
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

Brestgerfich

Bugün YorumBlog'u ziyaret ettiniz mi?

BjKli_10-ur

Beşiktaş kapalı tribünü zaptedilemeyen son cephedir.

Bu söz herşeyi açıklıyo


Sensiz geçen günlerin ...

2 dia 2 muerto