Ana Menü

Red Bull ve Futbol

Başlatan ERHUN, Aralık 19, 2013, 11:20:33

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ERHUN

Formaların içinde-dışında, altında-üstündeler. Stadların,kulüplerin adlarındalar. Artık "takım benim" diyorlar. Kulüp benim. Futbol benim.



Şirketler, her şeyin ve hayatımızın her anının olduğu gibi futbolun da tamamen içinde ve bunu yüzümüze vurmaktan çekinmiyorlar. Bu yüzden, Red Bull Salzburg da örnek bir hikâye değil.  Blendax'daki işinden sıkıldıktan sonra 1984'te enerji içeceği firması Red Bull'u kuran Avusturyalı Dietrich Mateschitz, spor sponsorluğu ve pazarlamasını iyi bilen birisi. İki takımıyla Formula 1′i domine etmiş durumda. 2005'te SV Austria Salzburg'u, 2006'da ise Amerikan MetroStars'ı satın alan iş adamı, kulüplerin isimlerini, Red Bull Salzburg ve New York Red Bulls olarak değiştirdi.

Salzburg kulübü 2005'te Red Bull firması tarafından satın alındıktan sonra kulübün renginden amblemine, yönetiminden personeline her şeyi değiştirildi. Hatta Red Bull, bunun "geçmişi olmayan yeni bir kulüp olduğunu" iddia edecek kadar ileri gitti. Taraftarlar için çok ağır bir durum olsa gerek. Gene de bu yazıda, olaya olumlu tarafından bakmaya ve yapılan işi değerlendirmeye çalışacağız.



2005'te Red Bull Salzburg, yola Trapattoni ve Matthäus ile çıkmış ve şampiyonluklar kazanılmıştı. Ancak esas değişim 2012'de yaşandı. Red Bull'un 4 kıtaya dağılmış operasyonunu yönetmeleri için dünya çapında futbol adamları ile anlaşıldı. Hoffenheim projesine yıllarını veren Alman futbol adamı Ralf Ragnick, Red Bull Salzburg ve RB Leipzig'e Sportif Direktör olarak atandı. UEFA'nın 1994'ten 2012'ye tam 18 sene baş teknik danışmanı olarak çalışan Andy Roxburgh, New York Red Bulls'un Sportif Direktörü oldu. Eski Liverpool menajeri Gérard Houillier ise, bu 3 takımdan ve Gana ile Brezilya'daki Akademilerden sorumlu Global Futbol Direktörü olarak çalışmaya başladı.


Andy Roxburgh, UEFA'daki üst düzey görevinden önce, 18 sene de İskoçya Milli Takımları'nda çalışmıştı.

Salzburg özelinde ise, en üst düzeydeki teknik direktörlük deneyimi, yalnızca bir yıllık 2.Bundesliga tecrübesi olan Roger Schmidt, takımın başına getirildi. 2 sezonda 20 milyon Euro, sırf bonservisler için harcandı. Ancak yapılan transferlerin "küçük PSG" olma hevesiyle değil, oyuncuların yaşları ve potansiyelleri gözetilerek yapıldığını söylemek mümkün. Sadio Mané (Senegal), Kevin Kampl (Slovenya) ve Valon Berisha (Norveç) şimdiden etkileyici performans ortaya koymuş A milli oyuncular. Bunun dışında transfer edilen oyuncuların arka planında ise Nijerya U-20, Norveç U-16, Norveç U-21, Hırvatistan U-17, Yunanistan U-19, Macaristan U-21, Peru A Milli, Gana A Milli gibi çeşitli takımlar var. Bu, ortada etkin bir izleme sisteminin olduğuna işaret olarak yorumlanabilir. Ligde açık ara şampiyonluğa gidiyorlar. Avrupa Ligi'ne ise 6'da 6 yaparak damga vurdular ve yola devam ediyorlar.


"Red Bull'un felsefesi genç oyuncuları eğitmek, geliştirmek ve tabi ki o alanda yeniliklere imza atmak, tıpkı Formula 1'de yaptıkları gibi. Sebastian Vettel, 13-14 yaşlarından itibaren Red Bull tarafından yetiştirilmiştir." Gerar Houillier

Öte yandan dünyanın en önemli spor markalarında biri olan Şampiyonlar Ligi'nin parçası olmak isteyen Red Bull'un adı, son 10 senede Karayipler'den Körfez sermayesine dolaşmadığı yer kalmayan Leeds United ile anılmıştı. Son haberlerde ise aday havuzuna Everton, West Ham, Crystal hatta Liverpool dahi eklenmiş durumda. Gerard Houillier ise iddiaları yalanlarken şöyle diyor: "Evet, birkaç yıl sonra Şampiyonlar Ligi'nde olmayı umuyoruz. Ama Liverpool ya da başka bir takımla değil, RB Leipzig ile."



2009'da sıfırdan kurulan RB Leipzig, Almanya 3. liginde zirveye oynuyor. 50+1 kuralı gereği Red Bull, resmi olarak kulübün ancak %49'una sahip olsa da, 44.000 kapasiteli arenasıyla Bundesliga 1'den yalnızca birkaç sezon uzaktalar. Plan, dünyanın en büyük ligi olmaya hızla yaklaşan Bundesliga'da zirveye oynamak.



Sezon sonunda RB Leipzig, mütevazı stadında, 2. lig terfisini ve kulübün 5.yılını bir arada kutlayabilir.

Model, futbolun geldiği nokta adına biraz tatsız ama, en azından futbol yönetimi adına doğru işler yapılıyor denilebilir. Gerek Salzburg'da, gerekse diğer şubelerde harcanan paraya göre başarılılar, yönetici olarak üst düzey futbol adamlarına sahipler ve hedefler bir hayli büyük. Ancak işletme-kulüp ilişkileri gittikçe iç içe geçiyor, hatta artık ayrılmaz bir bütün haline gelmiş durumda. Hoşumuza gitse de gitmese de muhtemelen Red Bull, bu konudaki son örnek olmayacak gibi görünüyor. Bunu da göz ardı etmemek lazım.

Ufuk Özkul / 4-4-2

ERHUN

RB Leipzig
Ligi averajla 2.sırada tamamladı. İlk iki takımın puanı 79, 3.sıradaki takımın puanı 72. Heidenheim 1846 ve Red Bull Leipzig direkt olarak bundesliga 2'ye yükseldi. 3.ligi 3.sırada tamamlayan Darmstadt 98, bundesliga 2'yi 16.cı tamamlayan Armia Bielefeld ile yükselme (Darmstadt kazanırsa bundesliga 2'ye yükselecek, Armia düşecek. Armia kazanırsa iki takımda mevcut liglerde kalacak) maçı oynayacak. Bundesliga 2'nin son iki sırasında yer alan Energie Cottbus ve Dynamo Dresden ise 3.lige düştüler.

RB Salzburg
Avusturya bundesliga'da 80 puanla 1.ci oldular. Arkasındaki takımın 62 puanı var.

CR7

artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)