Ana Menü

Serdar Bilgili yıllar sonra İnönü'ye geldi..

Başlatan NoPasaran, Nisan 16, 2012, 10:13:05

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

NoPasaran

2004 yılında başkanlığı bırakırken, "Bir daha İnönü'nün önünden geçmem" diyen Serdar Bilgili'nin, ertelenen Galatasaray maçında tribündeki yerini alması farklı yorumları beraberinde getirdi.

Beşiktaş'ın 100. yılında kazandığı şampiyonlukta başkanlık görevini üstlenen Serdar Bilgili, Siyah-Beyazlı kulübün tarihine geçmeyi başarmıştı. Ancak 2004 senesinde yaşanan inanılmaz düşüş sonrasında tribünlerden ağır tepki gören Bilgili istifasını sunmuş ve ağır bir açıklamanın altına imza atmıştı: Bir daha İnönü Stadı'nın önünden geçmem... Aradan yaklaşık 9 sene geçti. Serdar Bilgili'nin önce geçtiğimiz ay gerçekleştirilen kongreye katılması, ardından da Fiyapı İnönü Stadı'ndaki Galatasaray derbisinde boy göstermesi büyük şaşkınlık yarattı.

Geri mi dönecek!

Bilgili'nin tavrı, söylentileri de beraberinde getirdi. 2014 yılında görev süresi bitecek olan yeni yönetimin ardından, güçlü bir listeyle birlikte Serdar Bilgili'nin tekrar başkanlığa adaylığını koyacağı camiada konuşulmaya başlandı.
Haber Kaynağı: Fanatik
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

Cem Goren

Bu adamı bu stada aldılar dimi bide. vay arkadaş ya
altın kapılarımız kan oldu tayfun

[KralKartal]

Yavas gelsin, RANTin oldugu yerde olurlar tabi, baykuslar
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

keskinli

hesap vermeye geldiysen hos geldin
101.yilin hesabi verilmeden temize cikamazsin serdar bilgili
Ölürüm Beşiktaşım,ZehirimSensin
Evvelim Sen Oldun,Ahirim Sensin

NoPasaran

Ben Bilgiliyi çok seviyorum valla..

İnsanların bu kadar karşı olmasının sebebide yine ASIL RANT sahiplerinin onu yok etme planıdır..

10 milyon dolar borçlardan 400 milyon dolarla çıkmış bir Beşiktaş var..

Bu adama laf söyleyeni Allah çarpar..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

IL Capitano

Valla Allaha yakin, bize uzak dursun. Nefret ediyorum kendisinden.
Inadina Gülümse Hayata : Biz ATATÛRK Gencleriyiz !!!....

[KralKartal]

Sinan Engin, Bilgili, Demiroren, klubun borclanmasi borclanmamasi degil sorun,
Bilgilini zaten baslatti, sahte kongre uyelerini kulube kazandirmayi, YD devam ettirdi, nede olsa
yol arkadaslariydi. Halden anliyorlar.

Bilgili giderek ve Besiktasin sampiyonlugunu satarak, Demirorende kalarak Besiktasi bitirdi
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

NoPasaran

Beşiktaşın şampiyonluğunu nasıl satsın ya

Kaça satttın Cordoba diyen adam budeğil  mi ?

Bir takım Medyanın Bilgiliyi bitirme operasyonu idi..

Yazdılar çizdiler..Bu kadar net..

Eğer bilgili bugün Beşiktaş Başkanı olsaydı

Bugün çok başka şeyler konuşurduk emin olun..

Beşiktaş tarihinin en önemli başkanlarındandır bence..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

Brestgerfich

Geçen 2-3 yıla kadar ben de Serdar Bilgili'nin sattığını düşünüyordum doğrusu. Şu an o kadar nefretle suçlayamıyorum doğrusu...

Belki iyidir stada gelmesi. Birlik için, güçlü camia için gerekli bu tarz şeyler.
Bugün YorumBlog'u ziyaret ettiniz mi?

keskinli

hic geregi yokken ilhani niye satti mesela?
takimin icindeki dengeler bozludugunda niye el koymadi mesela
besiktasin yasadigi samsun faciasindan sonra niye amerikada güzellik operasyonuna gitti mesela
besiktas can cekisirken besiktas baskani niye mankenlerle gezer mesela?
besiktasa baskan olmus bi adam niye besiktasin önünden bile gecmem der mesela?
mesela,mesela,mesela...
Ölürüm Beşiktaşım,ZehirimSensin
Evvelim Sen Oldun,Ahirim Sensin

[KralKartal]

Alıntı yapılan: keskinli - Nisan 17, 2012, 18:20:29
hic geregi yokken ilhani niye satti mesela?
takimin icindeki dengeler bozludugunda niye el koymadi mesela
besiktasin yasadigi samsun faciasindan sonra niye amerikada güzellik operasyonuna gitti mesela
besiktas can cekisirken besiktas baskani niye mankenlerle gezer mesela?
besiktasa baskan olmus bi adam niye besiktasin önünden bile gecmem der mesela?
mesela,mesela,mesela...

+1903
maddi durumumuz iyiyken niye satar ilhani dedigin gibi mesela,
Cordoba maci sattin diyen adam, niye onu kadro disi birakmaz ve kovmaz mesela,
Sinan Engin, Mafya iliskilerini nasil bilmez mesela,
5-10 kisinin kufurunu bahane edip, tamda mafya iliskileri ortaya cikinca, neden cark edip Besiktasi siler mesela,
Medya neden Bilgiliyi bitirsin?

Medyada 20 milyon euro sampiyonluk bedeli diye haberler neden gecer mesela, neden bir baskan sampiyonlugu satti derler,
neden onceden bunu yasamadik, mesela?


Mesela mansimovda gelecekti, baskan olacak klubu satin alacakti
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

unicorn

Demirören'i yetiştiren Bilgili'dir zaten, neyi tartışıyoruz ki?
İkisinin de yönetim anlayışı 5 para etmez.
Ne Olmuş Yani Büyük Adam Olamadıysak,

Hayallerimizi Satmadık Ya !

NoPasaran

Alıntı yapılan: keskinli - Nisan 17, 2012, 18:20:29
hic geregi yokken ilhani niye satti mesela?
takimin icindeki dengeler bozludugunda niye el koymadi mesela
besiktasin yasadigi samsun faciasindan sonra niye amerikada güzellik operasyonuna gitti mesela
besiktas can cekisirken besiktas baskani niye mankenlerle gezer mesela?
besiktasa baskan olmus bi adam niye besiktasin önünden bile gecmem der mesela?
mesela,mesela,mesela...

Hiç gereği yokken diye bişey yok..

Böyle bir yaklaşım olur mu yahu ?

Şartlar gerektiğinde satarsın..

Man. Utd neden sattı Ronaldoyu çok mu paraya ihtiyacı vardı Allah Aşkına ?

Beşiktaş hiç bir zaman Bilgili döneminde can çekişmedi..

Bilgiliyi sevmeyenlerin hepsi Kapalıdandı..

Bir Loca meselesi ve Yıldırım Demirörenin paraları o dönem satın aldı tirbünleri..

Sonrada Demirörenin para gücü ile medyanın Bilgiliye saldırması ve kurgu olduğu her halinden belli olan olaylar..

Serdar Bilgili Benim gözümde muhteşem bir başkandı..

Keşke o ekibi yeniden gelse..

Kurumsal yapının mimarlığını yeniden koysa..

İhsan, mafya işlerine girersen Allaattin Çakıcının ne zaman Beşikataş üye olduğunada bir bak Efsane Başkanımızı göreceksin..Bunlar soyut şeyler..

İcraatlere bakmak lazım..

Verdiklerine bakmak lazım..

Beşiktaş Türkiyenin en büyük kulübü olma yolunda hızla ilerlerken, şimdi nerelerdeyiz bilmem farkındamısınız..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

NoPasaran

Güntekin Onay'ın soruları ve Serdar Bilgili'nin bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

* Fenerbahçe maçında şahsınıza edilen küfürler nedeniyle Beşiktaş başkanlığını bıraktınız. Ve o günden sonra sizi basın organlarında göremedik. Neden sustunuz?
Ben, Beşiktaş gelenekleri, Beşiktaş'ın menfaatleri ve yeni yönetimin görevini rahat bir şekilde sürdürebilmesi için konuşmadım. Ayrılış nedenim de, Beşiktaş'a yakışmayacak tarzdaydı ve o yüzden bir kırgınlığım vardı. Bunun da suskun kalmamda etkisi oldu.

Görevi bıraktığım andan itibaren şahsımla ilgili iftiralara yanıt vermedim. Ancak benim bu tutumum, zaafiyet olarak ve 'sakladığı bir şeyler var' şeklinde algılandı. Tüm bu yaşananların ardından, Beşiktaş camiasını bazı konularda aydınlatmam gerektiğini düşündüm ve bu programa çıkma kararı aldım.

* Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, kısa süren basın toplantısında, aralarında 2003-2004 yılında kaçan şampiyonluğun araştırılmasının yer aldığı, 4 madde sıraladı. Ardından, sizin hakkınızda çeşitli iddialar kaleme alındı. Ne düşünüyorsunuz?

2003-2004 sezonunda, ilk yarıyı Fenerbahçe'nin 8 puan önünde tamamladık. Bu durumda da, şampiyonluğun kaybedilebileceği gerçeğini kabul etmek zorundayız. Nitekim, ligde buna benzer şeyler daha önce de yaşandı. Galatasaray, 19996-97 sezonunda 9 puan geriden gelerek ipi göğüsledi. Ancak, olayı irdelersek; şampiyonluğun kaçmasına iki kademeli bakmalıyız diye düşünüyorum.

Burada, dış ve iç etkenlerden söz edebiliriz. Dış etkenlerle ilgili konuşmak için, belgelere ihtiyacımız var. Fenerbahçe-Çaykur Rizespor maçının tekrarı, Beşiktaş'a yapılan bir haksızlıktı. Ardından, Cem Papila, Samsunspor maçında Beşiktaş'ı katletti. Tabii ki, bunu ispat etmem mümkün değil ama, hakemin o maçı iyi niyetle yönettiğini düşünmüyorum. Zaten Cem Papila'nın, sonraki maçlardaki tutumu da ortada. Aynı agresifliği bir daha sergileyemedi.

Beşiktaş o gün, mali açıdan Türkiye'nin lider kulübüydü. Bir sene daha böyle devam etseydi, rakiplerle aramızdaki fark açılacaktı. Bundan bazı kişiler ve çevreler rahatsız oldu. Görülüyor ki; o sezon dış etkenler çok belirleyiciydi.
İç etkenlere gelirsek; Samsunspor maçındaki neticeyi, iyi idare edemedik. Ben, yönetim kadroma, teknik heyete ve futbolculara, Samsunspor maçı sonrası dikkatli olmaları ve basına açıklama yapmamaları gerektiğini söyledim. Ama haksızlığa karşı tepki gösterildi ve bunu başaramadık. Konsantrasyonumuzu kaybettik. Başkan olarak, sorumluluğu üzerime alıyorum ve kriz yönetiminde başarılı olamadığımızı kabul ediyorum.

Sayın Demirören, yaptığı açıklamada, kaçan şampiyonlukla ilgili komisyon kurulacağını belirtti. Önce, olaya hukuki olarak bakmak lazım. Komisyon, dış etkenler için kurulacaksa, Cem Papila'nın, o dönemki MHK'nın, Federasyon Başkanı'nın ifadelerine başvurulması gerekir. Bu pek mümkün değil sanırım. Zaten TBMM tarafından kurulan komisyon bile, bir sonuç elde edemedi. Yani dış etkenleri araştırmak mümkün değil.

İç etkenlerin araştırılması için ise, Genel Kurul'dan onay alınması gerekir. Şampiyonluğun kaçırılması ile ilgili olarak iki dedikodu var. Sayın Kıvanç Oktay ve Yıldırım Demirören'in, benim yönetimimden ayrıldıktan sonra, futbol takımı üzerinde etkili oldukları ve sabote ettikleri. ikincisi de, benim şampiyonluğu satmam; bu son derece saçma sapan bir iddia. Bu, son derece aşağlık ve iğrenç bir iddia. Böyle birşey mümkün değil ve bunu düşünen de açık söylüyorum, şerefsizdir.

Bu durumda, komisyon hangi amaçla kurulmuştur, açıklanması gerekir. Şu an, Beşiktaş ligde liderin 16 puan gerisinde, mali yapı kötü durumda, bunlar için ve şampiyon olamadığımız her sezon için de komisyon kurulsun. Bu mümkün mü? Bence, yanlış bir çalışma.

* Başkanlığı bırakma nedeniniz gerçekten Fenerbahçe maçında edilen küfürler miydi, başka nedenler de var mıydı?

Ben, istifa etmeden 1.5 ay önce, 3 yıllığına başkanlık görevine seçilmiştim. Kulübün kasasında, 20 milyon dolar kaynak vardı. Camia da büyük oranda arkamdaydı ve ortada bir problem yoktu. Fenerbahçe maçında, 3 metre yakınımda, anneme, kızıma ve şahsıma koro halinde ağır küfürler edildi. Tabii ki bunun için istifa ettim. Ama, Türkiye' de koltuk o kadar değerli ki, küfür için kimse bırakmaz diye düşündüler. Ayrıca, Beşiktaş başkanı ve o koltuk saygıyı hak ediyor. Bence, herkes benim gibi davranmalı. İstifa onurlu bir meseledir ve bunun arkasında kimse başka şeyler aramasın.

* Başkan Demirören, 'Fulya Projesi'ni Beşiktaş Belediyesi'nin engellerine rağmen bitirmek amacındayız' dedi. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal'a ve belediyedeki bazı görevlilere yakınlığınız nedeniyle, sizin hedef alındığınız yönünde iddalar ortaya atıldı. Bu konudaki görüşleriniz nedir?

Beşiktaş Kulübü Başkanı'nın ağzından, kelime bir kere çıkar. Ben istifa edeceğimi söyledim ve istifa ettim. Kalmam yönündeki baskılara ve arzulara rağmen kararımdan vazgeçmedim. Misyonumu tamamladığımı ve bundan sonra da başkanlığa aday olmayacağımı açıkladım. Bu, bugün için de geçerli.

Benim Fulya Projesi'ni engellemeye çalışmam için, ortada bir neden yok. Ben bu proje için 4 yıl çalıştım ve mücadele verdim. O gün bu çalışmaların başında, şu anki belediye başkanı İsmail Ünal vardı. Ben onu korumak istemem ama, sayın Ünal ile birlikte 1992 yılından beri yönetimlerde görevler aldık. O, çok iyi bir Beşiktaş'lıdır. Ümraniye Tesisleri yapılırken, kendisi şantiye şefi gibi çalıştı. Bu kadar Beşiktaşlı olan bir kişinin, böyle bir projeyi engellemesinin bir mantığı yok. Benim dönemimde, İnönü Stadı ve Akatlar projesi Beşiktaş Belediyesi tarafından mühürlenmişti. Şunu da belirtmeliyim ki, İsmail Ünal'ın döneminde, 1-2 ay içinde bu işler çözüme kavuşmuştur.

Bu açıklamayı, hedef saptırma olarak görüyorum. Amaç eğer, belediyeyi sıkıştırmak ve başkanı zor durumda bırakmaksa, çok acemice bir davranış.

* Beşiktaş'a 12 yıl hizmet ettiniz. Başkanlık yaptığınız dönemde, kurumsal yapıya önem verdiniz ve kulübün yapısını değiştirdiniz. Sayın Hüsnü Güreli ile birlikte güçlü bir mali yapı kurdunuz. Bunlara rağmen camia tarafından çok sevilen bir başkan olamadınız görüşündeyim. Bu konuda ne düşünüyorsunuz, doku uyuşmazlığı mı oldu? 'Taraftar ve camia beni bağrına basmadı' dediğiniz oldu mu?

Benim en büyük şanssızlığım, 16 yıl başkanlık yapan efsanevi başkan Süleyman Seba'nın ardından görevi devralmam oldu. Onunla kıyaslanmak, 36 yaşındaki bir başkan için zor olsa gerek. Ben, hiç popülist davranmadım. Basına ve taraftara sempatik görünmek için kararlar almadım. Hep Beşiktaş'ın menfaatine olan davranışlar sergiledim.

Örneğin, kapalı tribünün taşınması. Taraftarı ve basını karşıma aldım. Ben bunu, Beşiktaş'ın stat gelirini artırmak için yaptım. Göreve geldiğimiz 2000 yılında, stat geliri 1.5 milyon dolardı. Localar ve VIP tribününü yaptık. Bunlar, stat gelirini 11.5 milyon dolara çıkardı. Stadın kapasitesi arttığında da, bu rakam 17-18 milyon dolar olacaktı.

Bu kapasite artırımı, Yıldırım Demirören döneminde gerçekleşti. O gün, Sayın Kıvanç Oktay Tesisler Komitesi Başkanı'ydı. Yönetime geldiler ve locaların bir kısmını yıkarak, Kapalı'yı yeniden taraftara verdiler. Bugün, 32 bin kapasiteli İnönü Stadı'ndan elde edilen gelir 6.5 milyon dolara düşmüştür. Bunlar, benim çok sempatik görünmememin açıklamasıdır.

* Başkanlık döneminizde, Divan Kurulu'yla sorunlar yaşadınız. Galatasaray maçı sonrası özür dilediğiniz için eleştirildiniz. Malum vize olayı ortaya çıktı. Kongre üyelikleriyle ilgili iddialar artaya atıldı ve tabii ki özel hayatınız irdelendi. Bu konularda ne söylemek istersiniz?

Konuları tek tek ele alırsak, Divan Kurulu'nun kurulma amacı; akil insanlardan oluşan bu kurulun, problemler karşısında olgun kalmaları ve çözüm bulmaları yönündedir. Beşiktaş Divan Başkanı, bu olgunlukta ve bilinçte olamadı. Bizim son derece yetersiz bir divan başkanımız var.

Ben istifamı açıkladıktan sonra, Divan Kurulu ile helalleşmeye gitttim. Yaşlı üyeleden biri, bize çok ağır küfürler etti. Divan başkanı, orada bunu engelleyemedi. Ancak, daha sonra o üyenin ihraç edilmesi gerekirdi. Bu yapılmadı ve Fenerbahçe mağlubiyeti hafifletici sebep sayılarak sadece uyarı verildi.

Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Divan üyelerini bilir misiniz? Onlar, popülarite peşinde olmaz. Ancak sayın Şeref Nasır, sürekli medyada boy gösteriyor ve nam peşinde koşuyor. Sürekli beni eleştirirken, Yıldırım Demirören'in yanında yer alıyor.
[/size]
[/color]

Divan Başkanı, dengeleri koruyacak ve sıkıntıları giderecek kişi olmalıdır. Biz geçmişte çok ağır başlı ve camiada herkes tarafından politikalar üstü görülen Divan başkanları gördük. O dönemlerde de, böyle bir başkana ihtiyaç vardı.

Şeref Nasır, geçenlerde yine benim ayrılmamla ilgili yorumlar yaptı. Bana, çok küfür edilmediğini dile getirdi. Bir Divan Başkanı, böyle yorum yapmamalı.

Galatasaray'dan özür dilememe gelince; Biz, Galatasaray maçında iyi evsahipliği yapamadık. Olaylar, sedece stat içinde olmadı. Dışarıda ve koridorlarda iyi davranışlarda bulunamadık. O yüzden, ben bir başkan olarak sorumluluğu üzerime alıp, Galatasaray Kulübü'nden ve Fatih Terim'den özür diledim. Bu özür, o gün iki camia arasındaki gerginliği durdurmuştur. Bügüne bakıldığında, benim lider olarak sergilediğim tavrın önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Vize olayında ise; Beşiktaş'ın seyahat organizasyonlarını yapmak için bir şirket kuruldu. Ben maç biletlerimi ve vizelerimi hala o şirketten alıyorum. O şirket, çeşitli kişilere vize alır ve çeşitli organizasyonlar yapar. Ve şirket, Beşiktaş'tan ayrı, kendi bünyesinde vizeler alır. Beşiktaş Kulübü, alınan vizeleri kontrol etmez. Zaten, bu konuyla ilgili hakkımda hukuki bir süreç de söz konusu değil.

Özel hayatımla ilgili iddialara gelirsek de; ben, daha önce de belirttiğim gibi 16 yıl başkanlık yapan efsanevi bir şahsın ardından göreve geldim ve onunla kıyaslandım. Bizim, Sayın Süleyman Seba ile yaşam tarzlarımız farklı. Ben başkan olmadan önce nasıl yaşıyorsam, hayatıma aynı şekilde devam ettim. Aynı arkadaşlarla birlikte oldum. Aynı restoranlara ve barlara gidiyordum. Başkan olduktan sonra hayatım değişmedi. Eleştiriler özel hayatım yerine yönetim tarzımla ilgili yapılsaydı, daha doğru olurdu.

Bir dergide, 'Beşiktaş'ı kalbimden sildim ve artık önünden bile geçmem' şeklinde bir demeciniz çıktı. Böyle bir açıklama yaptınız mı?

Böyle bir şey söylemedim, söylememde. Ben yazıyı yazan şahıs hakkında dava açtım ve kazandım. Dergide de tekzip yayımlandı. 12 yıl hizmet ettiğim Beşiktaş'a, maddi ve manevi anlamda bazı şeyler verdim ve bununla da gurur duyuyorum. Hala en değer verdiğim şeylerin başında Beşiktaş gelir ve bu da değişmez.

Beşiktaş'ın maçlarına gidiyor musunuz, locanız var mı?

Hayır gitmiyorum. VIP'de iki koltuğuım vardı. Sayın Demirören, bana sormadan o koltukları kendisine almış. Daha sonra yeniden bana iade etti. Ben yönetimi rahatsız etmemek için maçlara gitmiyorum. Evimde izliyorum. Ben herhangi bir taraftar değilim ve bu kulüpte başkanlık yaptım. Davranışlarıma dikkat etmem gerekir.

Şu an, kulübün borçlarının çokluğundan söz ediliyor. Yönetim Carew, Kleberson, Ailton gibi önemli transferler yaptı. Del Bosque gibi bir hoca takımın başına getirildi. İyi niyetli işlerin ardından, ortada bir başarızılık var ve bu mali yapıya da yansıdı. Yönetimin doğru tercihler yaptığına inanıyor musunuz? Gelinen noktayı neye bağlıyorsunuz ve böyle olacağını hiç düşündünüz mü?

Beşiktaş'ta başkanlık yapmak çok zor bir şey. Sayın Demirören'e karşı toleranslı olmak lazım. Benim başkanlığım döneminde uyumlu bir çalışma içindeydik. Kulübü iyi niyetle yönettiğini inanyorum. Aday olma kararı alınca, bir araya geldik ve konuştuk. Kendisine, etrafındaki kişilere taviz vermemesi gerektiğini söyledim. Benim görüşüm şimdi bunu yaşıyor.

Benim için, sportif başarı 2.-3. sırada gelir. Öncelikle mali yapının güçlü olması gerekir. Daha sonra, idari ve kurumsal yapı yani şirket kültürünün devamı önemlidir. Biz, çok iyi kadrolar yetiştirmiştik. Büyük şirketklerde, personel devamlılığı vardır. Biz ayrılınca, gelen yönetim yeni kadrolar oluşturdu. İyi veya kötü ama, alışılması ve işin öğrenilmesi için zaman gerekir.

Önem arzeden üçüncü olgu ise, kulübün imajı. Şu an bu konuda da her geçen gün düşüş görülüyor. Gazetelerde, çeyrek sayfalara kadar düşüldü.

Biz bıraktığımızda net borç 18.7 milyon dolardı. Bunun içinde, dernek, Ananim Şirketi ve diğer şirketlerin banka, piyasa ve avans borçları yer alıyordu. Bugün ise kulübün borcu 78 milyon dolar. 18 ayda, 60 milyon dolarlık bir gerileme var.

Bir an evvel tedbir alınmalı. Başkanın iyi niyetle çalıştığını biliyorum. Ricam, gelecek ipotek edilmeden, tedbirler alınması. Şu an şampiyonluk iddiası yok. Bu tedbirler, bir an önce alınmalı.

Biz, pırıl pırıl bir Beşiktaş bıraktık: Kasasında parası olan, şampiyonluk iddiası devam eden bir Beşiktaş'tı o. O günle bugünü kıyaslayınca, rahatsızlık duyuyorum.

Serdar Bilgili, Güntekin Onay'ın 'Şu an yönetimde bulunan kişilerle yakınsınız. Neden bir araya gelip, hep beraber çalış mıyorsunuz?' şeklindeki sorusuna da, "Sayın Demirören talep ederse, yardıma hazırım" yanıtını verdi.
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

[KralKartal]

Bilgiliyi sevmeyenlerin hepsi Kapalıdandı..

Bir Loca meselesi ve Yıldırım Demirörenin paraları o dönem satın aldı tirbünleri..


Diyorsun,

ve külliyen yalan, yani kendi dusuncen farkli, gercekler farkli,
Kapali (CARSI) Bilgili ile arasi limoni degil, tam tersi iyiydi, senin savundugun baskanin, kapaliya bedava otobus, bilet verendi,
giderkende CARSIYA tsk eden sahistir, Alen abi ve bir grup taraftar Bilgili icin konusma yapmistir tesislerde sanirim.

Yani dedigin hangi mantiga sigiyor? Yani Bilgiliyi savunacaksan, zaten yukarda yazilanlari yazmis Ahmet abi, sadece futbolcu satmak degil
sende biliyorsun ki 101.yilin hesabini vermeden olmaz, hele hele senelerdir Besiktas kan aglarken, Besiktasin B'sini agzina almayan
cikarci Besiktasli Bilgiliyi mi savunacagim?

Bilgili Besiktasi degil, Lucescu Besiktasi kurtardi, bunuda unutma
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi