Ana Menü

Reklam yazarı

Başlatan REKLAM YAZARI, Temmuz 07, 2011, 10:22:49

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

REKLAM YAZARI



Reklam Senaryolarımı Çalan Çalana!

REKLAM YAZARI  -ŞAİR HASAN SANCAK REKLAMLARININ ÇALINMASINI ENGELLEYEMİYOR!



REKLAM SENARYOLARIMI ÇALAN ÇALANA!
LÜTFEN BU YAZIMI FACEBOOK'TA YAYINLAYINIZ!

ALAÇAM HABER MERKEZİ

Yukarıdaki Yazıyı Google'ye Koyarak Haberimi Okuyunuz!


VESTEL DE İKİ REKLAMIMI BİRDEN KOPYALADI!

2009 YILINDAN İTİBAREN VESTEL İLE ANLAŞAN
GÜZEL SANATLAR SAATCHİ&SAATCHİ REKLAM AJANSI
2010 SENESİNDE,DÜNYADA SADECE ŞAHSIMA AİT OLAN
NOTER ONAYLI 'RÜYA GIDA IŞINLAMA REKLAM SENARYOMU,
İZİN ALMADAN DÜNYA VE TÜRKİYE'DEKİ ULUSAL TELEVİZYONLARIN REKLAM KUŞAKLARINDA OYNATMIŞTIR.

NOTER ONAYLI 'RÜYA 'MIN EN ÖNEMLİ KISMINI REKLAMA DÖNÜŞTÜRMÜŞTÜR.BAŞKA BİR ISITICI REKLAM SENARYOMUN AYNISINI KOPYALAMIŞTIR. VESTEL KOMBİ REKLAM FİLMİ OLARAK ŞU ANDA ULUSAL TELEVİZYONLARIN REKLAM KUŞAKLARINDA GÖSTERİLMEKTEDİR.

REKLAM SENARYOLARIMI İZİN ALMADAN KOPYALAYAN
GÜZEL SANATLAR SAATCHİ&SAATCHİ REKLAM AJANSI'NI VE
MAİLİME CEVAP VERMEYEN VESTEL'İ PROTESTO EDİYORUM.


HASAN SANCAK 26 SENEDİR BASININ İÇİNDEDİR!

Saygıdeğer Okuyucu,
Bu haberimi daha iyi anlayabilmeniz için konu hakkındaki reklam senaryolarının  resimlerini görmeniz gerekir.Reklam senaryoları ve resimleri karşılaştırdığınız zaman aynı olduğunu göreceksiniz.
Konu hakkında her türlü soruya açığım.Haberimi bütün ulusal haber ajansları flaş haber olarak dünyaya duyurdular.Televizyonlar,korkularına haber yapamıyorlar.Şimd,ye kadar sesimi duyuracak  hür,bağımsız ve onurlu bir televizyon bulamadım.Siz var diyorsanız,o televizyonları ve sahiplerini tanımak isterim.Davanda haklı olmak yetmiyor.Bir de gücün olması gerekir.Türkiye'de gücü olanlar BİLİRKİŞİ HEYETİNİ susturmaktadırlar.650 forum sitesine üye oldum.Genellikle haberimi kullanan forum sitelerindeki kötü yorumlara cevap vermek için üye olmayı sürdürüyorum.Size söylenmesini istemediğiniz sözleri, lütfen başkalarına söylemeyiniz.İnsanları tanımak artık çok basittir.Google'ye ismini yazarsanız, kim olduğunu görürüsünüz!Aşağıdaki başlıklar bana aittir.

COCA COLA FACEBOOK SAYFAMI DA KAPATTIRDI!

Hasan Sancak İle İlgili Aramalar

Hasan Sancak Hayatı

Hasan Sancak Şiir

Güzel Hasan Sancak


Hasan Sancak Şiiri

Öğretmen Hasan Sancak

Hasan Sancak Kimdir

HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

REKLAM YAZARI

Reklam Yazarı Hasan Sancak ın Sporda Barış ve Kardeşlik Senaryoları

ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN BEŞ ADET SPORDA BARIŞ VE KARDEŞLİK SENARYOSU; ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNÜDÜR. HER SENARYONUN TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ: TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB... TARAFINDAN KULLANILAMAZ. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE; TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ. (SENARYOLAR FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ.) KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. ÖBÜR TÜRLÜ, HER HANGİ BİR ÜRÜN İÇİN KESİNLİKLE KULLANILMASI YASAKTIR. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNİ İŞLEM YAPILIR.





KONU1: Bir genç bisikleti ile birlikte evine gitmektedir. Bisikleti bahçeye bırakır. Evin kapısını çalar. Anne, kapıyı açar. Çocuk annesini kucaklar. Dosdoğru kendi odasına çıkar. Üstündekileri çıkartır. Aynanın karşısında yüzünü, sağını ve solunu da iyice boyar. Kapıdan çıkmak üzereyken onu annesi görür.
—Anne: Oğlum nereye gidiyorsun?
—Genç: Maça gidiyorum Anneciğim.
—Anne: Oğlum sağına soluna dikkat et. Sen, biraz yaramazsın. Kimseyle dalaşma. Her şeyi konuşarak ve güzellikle hallet.
—Genç: Peki Anneciğim.
Genç annesini öper. Bisikletine biner yola çıkar. Bir marketin önünde durur. Çok güzel bir içecek ya da yiyecek alır. Onu, bisikletinin önüne koyar. Tekrar yola çıkar. Biraz gittikten sonra ansızın önüne "korkunç bir köpek, ayı, goril, maymun..." çıkar. Genç fren yapmak ister, bisikletini durduramaz, yere düşer. Onunla karşı karşıya kalmışlardır. O, ona dişlerini göstermeye başlar. Genç ne yapacağını şaşırmıştır. Yavaş yavaş ayağa kalkarken eli o aldığı şeye değer. Onu eline alıp ayağa kalkar.O, hırlayarak, homurdanarak kendisine yaklaşmaktadır. Genç, renkten renge girmektedir. İstemeyerek o şeyin kapağını, üstünü açar, Ağzına bir tane atar. Hoşuna gitmiştir. İçinden bir tane daha alır. İleri doğru savurur. O şey hayvanın önüne düşer. Yiyeceği ya da içeceği koklar, bir taraftan hırlarken. onu ağzına atar. Genç bir tane daha eline alır onu da atar. Yine onun önüne düşmüştür. Bir taraftan hırlamakta, bir taraftan koklamakta ve o şeyi sonra da yemekte ya da içmektedir. Kendisine sunulanlar hoşuna gitmiştir. Artık gencin her attığı şeyi havada kapmaktadır. Genç, zarar gelmeyeceğini anlayarak canavara yaklaşır. Elinle vermeye başlar. Bir kaç tane verdikten sonra hayvan iki ayakları üzerinde durmaya başlar. Yiyeceği vermeye devam ettiği anda, o şey ayağından başlayarak insan olmaya, insanlaşmaya başlar. O da kendisi gibi bir gençtir. Öyle kuvvetli kucaklaşırlar ki. Onu bisikletinin arkasına alarak maça yetişmek için yola çıkarlar. Sahanın içinden hep birlikte gür bir ses dört tarafa yayılmaktadır. -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok!
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
KONU2: Türkiye Birinci Futbol Ligi'nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul'da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun taraftarları farklı kapılardan maça girmektedirler. Polisler de bir olay çıkmaması için sıkı güvenlik tedbiri almışlardır. Bu maçı birbirlerini deliler gibi seven ama farklı takımları tutan iki sevgili de seyredecektir. Üstlerinde tuttukları futbol takımlarının formaları bulunmaktadır. Maça girerken bile ellerini bırakmamaktadırlar. Diğer iki ellerinde de büyük iki tane kutu bulunmaktadır. Polisler en ince ayrıntısına kadar her tarafı aramaktadırlar. Kutulardaki içecek ya da yiyecek olduğu için bir şey dememişlerdir.Tribüne gelirler. Yan yana fakat kendi tuttukları takımlarının bulunduğu bölümde otururlar. İki tarafın bulunduğu yerin ortasında aşağıdan yukarı kadar polisler ve barikatlar yer almaktadır. Böyle olduğu hâlde bile ellerini bırakmamaktadırlar. Hakemin düdüğünü çalmasıyla birlikte maç başlar. Herkes ayağa kalkmış kendi takımına tempo tutmakta ve birbirlerine çok kötü sözler; el, kol hareketleri yapmaktadırlar. Polisler onları zor zapt etmektedir. İki sevgili de sadece kendi takımları lehinde tezahüratta yapmaktadırlar. Birbirlerinin suratına sevgi ile bakmaktadırlar. Adeta maçın bir kardeşlik ve barış olduğunu birbirlerinin suratına söylemektedirler. Belirli bir süre böyle geçer. İkisi de aynı anda ayağa kalkarlar. Büyük kutunun ağzını açarlar. İçinde çok güzel bir içecek ya da yiyecek vardır. Kız ve erkek rakip taraftarlara teker teker onları sunmaktadır. Bu sahadaki bütün seyircilere yetecek kadar fazladır. Kutuların içindekiler elden ele bütün herkese ulaştırılır. Sevgililer, bulundukları yere dönerler. Ayaktadırlar.Ellerini tutarak kendi takımları için bağırmaktadırlar.O içecek ve yiyecekleri ağzına getirip midesine indirenlerde kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine yol açmıştır.Tribünde herkes ellerini tutarak havaya kaldırır.Aradaki barikatlar ve polisler çekilmişlerdir.O esnada gökyüzünde altlı üstlü üç tane helikopter görülür.Birisinin arkasında büyük bir Türk Bayrağı bulunmaktadır.Onun altındaki helikopterde de Atatürk'ün bir resmi ve yanında da "Ey Türk Gençliği!.." yer almaktadır.En alttaki helikopterde de reklamı yapılan şeyin resmiyle birlikte"(.....................) Türkiye'yi çok seviyor." Yazısı yer almaktadır. Sahada aynı anda tribünlerden tek bir ses duyulmaktadır. -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU3: Türkiye Birinci Futbol Ligi'nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul'da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun taraftarları sahaya yakın bir yerde karşılaşırlar. Araları biraz uzaktır. Önce sözlü olarak birbirlerine laf atarlar. Sonra da kaldırım taşlarını sökerek, birbirlerinin üzerine atarlar. Ellerindeki sopa, kesici ve delici aletlerle birbirlerinin üzerine saldırırlar. Ansızın polis arabasının siren sesi duyulur. Dövüş edenleri yakalamak için polis harekete geçmiştir. Her taraf karmakarışık olmuştur. Polisler kovalar, fanatik taraftarlar çil yavrusu gibi sağa sola kaçışırlar. Belirli aralıklarla iki grup çok büyük bir binanın içine girer. Arkalarından da polisler kovalamaktadır. Herkes binanın merdivenlerini yukarı doğru tırmanmaktadırlar. Kimin ne yapacağı belli değildir. Kaçan gençler üzerindeki formaları çıkartarak bir tarafa atmakta ve üstlerini başlarını düzeltmektedirler. Ama yukarıda kendilerinin kaçacakları bir yer yoktur. Gele gele binanın en üst katına gelirler. Büyük bir aynanın yanında dururlar. Aynanın yukarısında:"Lütfen ses yapmayınız. Üstünüzü başınızı düzeltip sessizce içeriye giriniz." Yazmaktadır. Aynanın karşısında da bir ATATÜRK KÖŞESİ vardır. Atatürk'ün resmi o büyük aynayla karşı karşıyadır. Aynanın karşısına gelenleri mavi gözleri dikkatle gözlemektedir. Bu bakış kişilerin üzerinde çok büyük bir etki bırakmaktadır. Oraya gelenler insan olduğunun farkına varmaktadırlar. Her gelen genç bu durumla karşılaşmaktadır. Çünkü burası bir KÜTÜPHANE' dir.Hepsi sessizce kütüphaneye girerler.Kütüphanedeki masalarda kızlı erkekli çocuklar ve gençler hiç ses yapmadan kitap okumaktadırlar.Masalarının üzerinde de Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birisinin içecek veya yiyecekleri yenmektedir.Gençler ellerine birer kitap alıp masalara otururlar.Artık okumaya dalmışlardır.Polisler oraya gelirler.Herkesin içeride sessizce kitap okuduklarını görürler. Oradan sessizce uzaklaşırlar. Kitap okuyanlar akşamın nasıl olduğunun farkına bile varamazlar. Tekrar şirketin mamülleri yakından gösterilirken, aşağıdaki sözler alt yazı olarak geçer.
• Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez. - Victor Hugo
* Okuyan insan fenalığa vakit bulamaz. (Atasözü)


XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU4: Türkiye Birinci Futbol Ligi'nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul'da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun fanatik taraftarları sahaya yakın bir yerde karşı karşıya gelmişlerdir. Aralarındaki tahrikçilerin kışkırtmasıyla birbirlerinin üzerine saldırırlar. Önceden hazırladıkları şişelerdeki Molotofları birbirlerinin üzerlerine atarlar. Ellerinde eskiden savaşlarda kullanılan ilkel sopa, kesici ve delici aletlerden hepsi bulunmaktadır. Birbirlerinin üzerine saldırırlar. Acımasızca birbirlerine vurmaktadırlar. Bir taraftan polislerin sireni, öbür taraftan da ambulanslar yaralıları hastanelere taşımaktadırlar. Polisler zorlukla olayı bastırmıştır. Hastaneler, ağzına kadar yarılılarla dolmuştur. Kimisi ayakta tedavi olmaktadır. İki ağır yaralı için kan anonsu yapılmaktadır. Hastanenin hoparlörü kan ihtiyacını tekrar etmektedir. Aileler de çocuklarını merak etmişler, hastanenin bahçesini doldurmuşlardır. Aranan kan iki kişide bulunmuştur. Bunlar farklı takımlardaki taraftarlardır. Kan vermek için söylenen yere gelirler. Burada dört yatak vardır. Yatakların ikisin de iki farklı yaralı yatmaktadır. Doktor kan gruplarını sorar. Birisini bir yatağa, diğerini de öbür yatağa yatırır. Artık dışarıda birbirlerini öldürmek için sopalarla saldıranlar diğerinin hayatını kan vererek kurtarmaktadır. Dört kişi boş kalan diğer elleriyle birbirlerinin ellerini sıkıcı tutmakta ve birbirlerine sevgi ile bakmaktadırlar... (.......................) Türkiye'yi çok seviyor. Gençler! Fikirler; zorla ve şiddetle, top ve tüfekle, asla öldürülemez. Gençlerin her şeyden önce, millete güven vermeleri gerekir.
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. ATATÜRK Atatürk ün sözleri ekranda gösterilir. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU5: Türkiye Birinci Futbol Ligi'nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul'da karşılaşması vardır. Maç saati yaklaşmıştır. Fanatik taraftarlar maça hazırlıklı gelmişlerdir. İki grup karşılıklı yerlerini almışlardır. Önce bağrışmalar, küfürler ve birbirlerine yumruk sallamalar görülür. Söktükleri kaldırım taşlarını birbirlerine savururlar. Sonra da vücutlarının muhtelif yerlerinden çıkarmış oldukları sopa, delici ve kesici aletlerle birbirlerine saldırırlar. Polis arabalarının siren sesi duyulur. Arabalarından atlayan polisler olay çıkartan kalabalığı çember içine alır. Kaçacakları bir yer kalmamıştır. Polisler üst baş aramalarına başlamıştır. İnsanın kanını donduracak aletler gençlerin üzerinden çıkmaktadır. Yakalanan aletlerin hepsi bir yerde toplanmaktadır. Aslında bu sahne bir SİNEMA YA DA TELEVİZYON da gösterilmektedir. Büyük bir salonda seyirciler vardır. Seyircilerin hepsi birer masaya oturmuşlardır. Masalarının üzerinde de Türkiye'nin en güzel içecek ve yiyecekleri bulunmaktadır. Seyirciler de çok özeldir. Devletin en üst yetkilileri, Federasyonun başkan ve yardımcıları, kulüp başkanları, bütün futbolcular formalarıyla birlikte, onların eşleri ve çocukları da... Bu sahneyi seyretmektedirler. Bir taraftan da o taze içecek ve yiyecekleri yemektedirler. Kamera teker teker o kişileri göstermektedir. Bu esnada Atatürk'ün görüntüsü ve sesi ekrandan gençlere kendi özdeyişleri ile seslenmektedir. Gençler! En büyük davamız, en uygar millet olarak varlığımızı yükseltmektir. En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır. En kötü barış, en iyi savaştan iyidir. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu siz devam ettireceksiniz. ATATÜRK


HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

REKLAM YAZARI




Reklam Yazarı  -Şair Hasan Sancak'tan Kafiyeli Konuşma Kılavuzu!..

KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ?

KONU: Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak' ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye'de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir. Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi "L" ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar. Diyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece "L" harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim.
Türkçemizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ' dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A' dan Z' ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda "L" harfini örnek verdim. Hangi sessiz ya da sesli harfi söylüyorsak, harfleri sol tarafa koyarak okuyacağız. Okuduğumuz tek heceli kelimeler ya isim: ağ-bağ-bal-bel  ya fiil bil-mek,bul-mak,çal-mak,çel-mek ya da anlamsız olur.İsim ve fiili anlamak için de sonuna -mak ve -mek ekleri getirmek gerekir.Okunan kelime anlamlı ise o fiil köküdür.Anlamsız ise de bu isim köküdür.A' dan başlıyoruz! "AL" B' den başlayarak Z' ye gitmek gerekir."BAL-BEL-BİL-BOL-BUL" "ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL" "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL-EL-FAL-FİL-FOL-FUL-KAL-KEL-KİL-KOL-KUL-KÜL..."Bu durumu Z' ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz.
Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar.

Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı
Kız kaçırma uçağı
Eve erken gelirsen
Tavaya koy sen yağı

Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık
Yolunuz olsun açık
Bencillik tutkusunu
İçinde yaşatma yık

Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay
Ver bana açık bir çay
Karşıdan geçmektedir
Atın yavrusu bir tay...


HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)