Ana Menü

Şizofrenin günlüğünden...

Başlatan beckyZWICKY, Ekim 14, 2010, 00:22:13

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

beckyZWICKY

üşengeçlik kötü birşeydir..

Babam öleli 12 yıl olmuştu ve ben 20 yaşına geldiğimde babasız olmaının acısını ...artık çok daha iyi anlıyordum.
Annemle birlikte küçük ama mutlu bir dünya kurmuştuk kendimize. Mevsimlerden bahardı,sokaklarda parklarda dolaşıyordum.
Bu bahar daha bir çoşkulu hissediyordum kendimi. Birçok arkadaş edinmiştim. Mehmet,Can Canı´ın kuzeni Merve ve daha birçoğu...
Her gün belirli saatlerde buluşup eğlenceli dakikaler yaşıyorduk. Onlarla o kadar eğleniyordum ki işe dahi gitmiyordum.
Yine   işe gitmediğim bir günde yalnız başıma dolaşırken arkadaşlarımla her   zaman oturduğumuz parkta gördüm onu. O kadar güzeldi ki..
Bir süre   çevresinde dönüp beni fark etmesini umdum ama bana hiç bakmıyordu. Tam   umutsuzluğa kapılmışken son bir cesaretle yanına yaklaştım ve
"Oturabilir   miyim?" diye sordum. Deniz mavisi gözleriyle bakıp ,küçük bir   tebessümden sonra."Oturabilirsiniz" dedi. Kalbim heyecandan deli gibi   çarpıyordu.
Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Sonra kısık bir   sesle,"Adım Vedat," diyebildim. Bana dönüp "Nazlı" dedi. Bir süre sonra   telefonlarımızı birbirimize verdik
ve ayrıldık. Akşam olanları anneme anlattım. Annem gözlerimdeki mutluluğu fark edince çok sevinmişti.

Arkadaşları bize davet ettim
İlerleyen   günlerde Nazlı ile daha sık görüşür olduk. Zaman ilerledikçe ona daha   çok bağlanıyordum. O hayatıma girdikten sonra işe gitmeye bile   başlamış,diğer
arkadaşlarımla da daha az görüşür olmuştum. Arkadaşlar   sitem edince kendimi affettirmeye, onları akşsam yemeğine davet ettim.   ve hazırlık yapmak için erkenden eve
gittim.Anneme arkadaşlarımın   geleceğini ve güzel bir yemek yapmak için hazırlığa başlamamamız   gerektiğini söyledim. Akşam gelip çatmıştı. Kapı çaldı, hemen koşup   açtım
.Arkadaşlar gelmişti. Onları salona alıp sofrayı hazırlamak   için mutfaktaki anneme yardıma gittim. Sofra hazırlandıktan sonra salona   geçip onları içeri çağırdım.
Arkadaşlarımı masaya alırken annemin   bakşlarındaki korku ve şaşkınlık ifadesine bi anlam verememiştim. Tam   arkadaşlarımı tanıtıyordum ki annem büyük bir feryatla
masadan   ayrılıp gitti. Olanları bir türlü anlayamıyordum. Arkadaşlardan özür   diledim ve yemeğe başladık. Yemeğin ve sohbetin ardından arkadaşlar   gitti. Annemin odasına olanları sorduğumda hiç cevap vermedi. Sadece   yüzüme bakıp ağlıyordu.

Eve gelen misafir
Aradan 3 ay geçmişti. Arkadaşlarla ve özellikle Nazlı ile görüşmelerimiz iyice sıklaşmıştı.
Bir ara anneme sözü Nazlı´dan açıp onunla birbirimizi ne kadar sevdiğimizi ve evlenmek istediğimizi
anlattım. Annem mutlu olmamdan gülüyordu. Ama gözündeki korkuyu ve acıyı hissedebiliyordum. Öbür gün iş
dönüşü eve geldiğimde bir misafir vardı. Tanıştıkve annem o arada kayboldu. O adam bana tuhaf sorular
sorup durdu. 1-2 saat oturduktan sonra annem gelip misafiri yolcu etti.Anneme gelenin kim olduğunu sorduğumda
doktor olduğunu söyledi."Yoksa hasta mısın?" dedim. Annem doktrun benim için geldiğini ve sadece genel bir
kontrol yaptırmak istediğini söyledi. Sabah erken kalkıp hastaneye gittik ve bir çok testten geçirildim.
Bir kaç saat sonra doktor gelip hiçbir şeyimin olmadığını söyledi ve annemi odasına çağırdı.Akşam eve
geldiğimde annemin gözleri ağlamaktan şişmişti. Ne olduğunu sorduğumda, "Bir cenazeye gittim,çok etkilendim,"dedi.
Artık Nazlı ile hemen hemen her gün görüşüyorduk. Her geçen gün ona olan aşkım içimden taşacak gibi oluyordu.Eve erken
döndüğüm   bir gün misafirler olduğunu gördüm.kimse beni fark etmedi. Mutfağa   gidip atıştırırken ister istemez konuşulanlara kulak misafiri
oldum.Konu   bendim ve annemin niye böyle üzgün olduğunu o an anladım. Meğer hastane   , doktor hep bu yüzdenmiş.Meğer ben şizofreni hastasıymışıım
adını bie bilmediğim bu hastalık beni hayal dünyasında yaşamama neden oluyomuş. Misafirler gidene kadar ortaya çıkmadım
Annem onları geçirince beni arkasında gördü ve "Birşey duydun mu?" der gibi yüzüme bakıyordu. Ona, "herşeyi duydum," dedim.
Kadıncağızın   gözleri dolmuştu ve bana sarılarak ağladı. Ona üzülmemesini ve kendimi   çok iyi hissettiğmi söyledim ama gerçekten korkmuştum.
Bana   arkadaşlarımı davet ettiğim gün hasta olduğumu anladığını söyledi.   Annemin anlattığına göre benim hiç arkadaşım yoktu. Eve davet ettiğim
kişiler   tamamen hayal ürünüydü. Annemin hazırladığı sofrada sadece ben   oturmuştum ve sanki arkadaşlarım varmış gibi saatlerce o hayali   varlıklarla konuşmuştum.

Ya Nazlı da hayalse?
Hiçbirşey umurumda   değildi. Her şey, bütün bir Dünya hayal olabilirdi ama ya Nazlı...Ya o   da hayalse? Bu ihtimal beni delirtmeye yetiyordu. Annem birçok ilaç   getiriyor ve bunların rahatlamam için olduğunu söylüyordu. Ama ben zaten   rahattım. İşten ayrıldım ve aradan 3 gün geçtikten sonra dışarı çıktım.   Her zaman gittiğimiz parka gittim.Arkadaşlar yine
oradaydı.Aslında   belki oradan hiç ayrılmamışlardı.Onlarla konuşurken parktaki diğer   insanların alaylı alaylı güldüğü fark ettim.O gülen insanlara,"Siz   gerçek değilsiniz!" diye bağırdım.
Ama onlar sadece   gülüyorlardı.Peşimi bırakmalarını söyledim.Nereye gidersem onlarda   benimle beraberlerdi.İlaçlar beni iyice dağıtmıştı.Düşüncelerimi   toplayamıyordum.Arkadaşlar da yavaş yavaş benden uzaklaşıyorlardı.   Nazlı´yı aramaktan korkuyordum. Çünkü ararsam Nazlı diye birinin   olmadığını anlayabilirdim. Bir gün dayanamayıp aradım ve her zamanki   yerimizde buluştuk. Ona bir yandan başıma gelenleri anlatırken diğer   yandan da çevredeki insanları süzüyordum. Yine bana gülmelerinden   korkuyordum.. Eğer bana gülüyorlarsa bu Nazlı´nın olmadığını   gösterecekti. Evet çevredeki
insanlar yine bana alaylı bakıyorlardı ama bu defa gülmüyorlardı. Nazlı olayı beni gün geçtikçe bitiriyordu.
Bir   gün anneme Nazlı´yı eve getireceğimi söyledim. Annemin gözleri kocaman   oldu. Yine bir hayali eve getireceğimden korkuyordu. Ama ben kendime   güveniyordum. Nazlı bir hayal değil gerçekti.

Annem isteksiz olsa da   benim ısrarımla kabul etti. Öbirgün Nazlı´yla buluştuk ve ona ,"Seni   biraz sonra anneme götüreceğim," dedim. Nazlı çok telaşlandı.   Hazırlıksız olduğunu söyledi ama ben ısrar edince kabul etti. Artık geri   dönüş yoktu. Biraz sohbetin ardından eve doğru yola koyulduk. Sokağa   gelip eve yaklaştığımızda son bir kez kulağına eğilip "Seni çok   seviyorum," dedim. Eve geldik,kapıyı çaldım. Annem
kapıyı açtığında   ben önden girip ayakkabılarımı çıkardım ve Nazlı´yı içeri aldım. Anneme   bakıp gözlerimle Nazlı´yı işaret ederken kalbim duracaktı sanki. Annemin   gözlerindeki yaşı görünce olduğum yere yığıldım.
Demek yine   hayaldi...Ama annemin ağzından çıkan şu kelimeler benim için o an bir   dua kadar kutsaldı; "Hoş geldin, güzel kızım.."
tutmam gereken bir matemim var, hislerim var.

unutmam gereken..

Banucan

nasıl bi hikaye bu akşam akşam ama nazlı'nın gerçek olmasına en azından sevindim :)
FEDA

Simurg

sercan böyle şeyleri okuma sen ;D

BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..

mdc

vay anassını.

Ben kavrayamadım olayı, ya anası da şizofrense ve bozuntuya vermemek için hoşgeldin dediyse ne olacak :D
HAYATTA BEŞİKTAŞ

mdc

HAYATTA BEŞİKTAŞ

Banucan

anneside şizofren olsaydı öteki arkadaşlarınıda görürdü
ama olsaydı yaşarlardı ikiside mutlu mesut :D
FEDA

mdc

Şizofren kendi dünyasını kurar, annesi şizofren olsa arkadaşlarını görür demek biraz absürt olmuş :D

Ya anasınıda şizo, ya hem şizo hem bozuntuya vermedi, yada normal ve bozuntuya vermedi :D
HAYATTA BEŞİKTAŞ

Banucan

anneside şizofren olsa hikayede yazardı diyim o zaman bide
FEDA

mdc

Belki bizim tahmin etmemizi istedi :hehe
HAYATTA BEŞİKTAŞ

Banucan

duru o zaman sen düşün bulunca haber verirsin bizede  :ahaha
FEDA

mdc

3 ihtimal saydım ben benden baska konuya eğilen yok  :D


amma beleşçisiniz ya


beyin bedava siz de kullanın  ;;D
HAYATTA BEŞİKTAŞ

Banucan

annesi normal sadece normal bozuntuya arkadaşlarında vermedi ama ortada birde sevgili var ki bu gerçek lütfen bırak hikayedeki dramı yaşayalım ve sonunda mutlu olalım senin varsayımlarının üçüde mutsuz son bize bi mutlu sonu çok görme  ;D ;D ;D
FEDA

mdc

Türk filmi izleyin o zaman ya tek başıma beyin fırtınası yapıyorum şurada :D
HAYATTA BEŞİKTAŞ

NoPasaran

Aşk bu Aşk !

volkanca.net