Ana Menü

Tipik Kadın Davranışları - Bir Aşk Hikayesi

Başlatan NoPasaran, Temmuz 01, 2010, 15:08:18

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

NoPasaran

Arkadaşlar yazacaklarım biraz uzun. O yüzden okuyupta yorum yapanlara çok teşekkür ederim.

Ön Bilgi

Öncelikle, yaşım 24. 2. üniversiteyi okuyorum. DGS ile bu sene İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yaptım. Okulun başından itibaren sınıfımdaki bir kızı çok beğeniyordum. Fakat bana çok uzak olduğunu düşünüyordum hep. Bana bakmaz diyordum kendi kendime. Sınıfın en güzel kızı olması beni bu düşünceye iten sebepti. Ama yine de tanışmayı çok istiyordum. Ben o sınıfta bu sene yeniydim. 2.sınıftan başlamıştım geçiş yaptığım için. Sınıf 1 sene öncesinden çoktan kaynaşmış herkes grubunu kurmuş arkadaş olmuştu. Ben de yavaş yavaş arkadaş grubumu oluşturmaya başlamıştım. Ama ne yazık ki o kız bana çok uzaktı. Arkadaş çevresi farklıydı ve benim arkadaşlarımla muhabbeti yok denecek kadar azdı. Kara kara düşünüyordum acaba nasıl tanışabilirim bu kızla diye. Beni çeken sadece güzelliği değildi, mezheplerimizin de aynı olmasıydı.


Tanışma
Günlerden bir gün hocamız, bizlere verdiği bir ödevin örneğini getirmişti üst sınıflardan. Sizlerin de ödevlerini bu şekilde istiyorum diyerek dağıtmıştı örnek ödevleri sınıfa. Bakıp geri verecektik. Herkes hızlıca baktığı için bişey anlamıyordu. Benimde yanımda fotoğraf makinem vardı. Sayfa sayfa çektim ödevi daha sonra detaylı şekilde incelerim diye. Ve birden kafamda bir ampül yandı. Bu tanışmamız için bir bahane olabilirdi. Akşam, facebook'a girip ismini arattım ve profilinden özel mesaj gönderdim.

"Merhaba Ş,
Elimde Y hocanın örnek ödevlerinin resimleri var, istersen yollayabilirim :)"

Evet dedi, resimleri ona yolladım. O da daha önce beni ortak arkadaşlarımızdan gördüğü için aynı sınıftan olduğumuzu çıkarmış. İlk muhabbetimizdi bu bizim. Ben mutluydum, artık tanışmıştım. Ş, facebookta hiç çevrimiçi olmazdı. Mesajlaşırdık ama sohbette onu hiç göremezdim.

"Hiç gözükmüyorsun sohbette, niye çevrimdışısın hep böyle :)"

dedim. Dememin ardından pat diye sohbete geldi. Çevrimiçi oldu.

"Bak geldim işte :)"

Ben o çevrimiçi olduğunda çok sevindim. Allah allah dedim acaba benim için mi geldi. Yok oğlum ya niye gelsin, belki zaten gelecekti... Facebook sohbette 1 saat kadar muhabbet ettik, okuldan bahsettik, derslerden bahsettik benim geçiş yapmamdan bahsettik... Direkt 2. sınıftan nasıl başladığımı sordu, 1. sınıfta sen yoktun dedi. (Farketmiş :)) Ben anlattım o anlattı ve çıkmasının gerektiğini söyleyerek güzel sohbeti o gece için noktaladık.

İlerleme

Artık Ş'yi okulda gördüğümde merhabalaşıyordum. Naber Ş, nasıl gidiyo derdim. O da iyi işte uğraşıyoruz derdi, benim hatrımı sorardı ben de iyi ne olsun derdim. Ve konuşmamız noktalanırdı. O arkadaşlarının yanına gider ben arkadaşlarımın yanına giderdim. Biz artık akşamları sadece facebookta konuşur olmuştuk her gün olmasa da 2-3 günde bir. Ve bir gün msn adresini istedim. O da tereddüt etmeden verdi.

Konuşmalarımız MSN üzerinden de devam ediyordu. Ve tanışmamızın üzerinden 15 gün kadar geçmişti. Artık samimiyetimiz artıyordu, daha özel şeylerden bahsediyorduk. Eski sevgililerimiz, eski yaşadıklarımız... Ve bir gün bana eski sevgilisini anlattı. Aynı sınıftan olduğunu öğrendim. 8-9 ay kadar bir ilişki yaşadıklarını ama özel sebeplerden ötürü (mezhep) ayrıldıklarını söyledi. Ben bu konuda avantajlıydım. Çünkü aramızda mezhep sorunu olmayacaktı. Kendimi şanslı hissetmeye başlamıştım. Biz konuşmaya başladığımız zamandan 2-3 ay kadar önce ayrılmıştı o sevgilisinden. Yeni sayılırdı. Ben üstüne gitmeyi uygun görmedim. Onu unutamamış olabilirdi. Ama onla olamayacağını, geleceklerinin olmayacağını biliyordu. Bende bunun farkındaydım ve onu destekliyordum. Biz artık birbirimizin telefonlarını da almıştık. Mesajlaşmaya başladık. Artık samimiyetimiz daha da artıyordu. Ama ben korkuyordum. Çünkü herşey çok hızlı gelişiyordu. Bana bakmasının hayal olduğunu düşündüğüm kız benle artık sevgili gibi konuşmaya başlamıştı. Sürekli utanma smileyleri, gülücük smileyleri, sanal olarak ellerini tutmam, gözlerine bakmam, ona sarılmam, birlikte uyumamız... Bunlar çok hoşuna gidiyordu. Sabahlıyorduk artık konuşa konuşa.

Küslük
Bir gün Ş, okulun kütüphanesinde ders çalışırken bana bir mesaj yazdı ve bu mesajla beni tamamen şoka uğrattı. Mesajı tam hatırlamıyorum ancak şöyle bişey söylemişti. "A, senden çok özür diliyorum ama artık böyle konuşmak çok yanlış geliyor bana, ben bugün B'yi gördüm ve hala onu unutamadığımı anladım. Lütfen beni affet". B adlı şahıs eski sevgilisi. Ben çok sinirlendim ve kızarak bir sürü şey söyledim ona. "Çocuk oyuncağı mı bu, oyun mu oynuyorsun benimle, duygularımla niye oynadın. Sil numaramı da herşeyimi de, senden asla böyle bişeyi beklemezdim beni yanılttın. Umarım mutlu olursun !!!" şeklinde bir mesajdı. Küfür etmedim hiç.

O günden sonra uzun süre konuşmadık, selamlaşmadık ve tamamen iki yabancı gibi olduk. Ben nefret ediyordum artık ondan ama hala çok seviyordum. Ne telefonumdan ne facebooktan silebildim onu. Bana bitanem, canım diyen kız beni bir gün de silebilmişti. Bu gerçekten çocuk oyuncağı değil. Unutamadıysan neden bana ümit veriyorsun değil mi? Kendime söz vermiştim o bana tekrar yazana kadar ben yazmayacaktım. Ama dayanamadım.

Barışma
Beni facebooktan silmemişti. Ve ben ona bir gün mesaj çekerek beni neden facebooktan silmedin diye mesaj attım. Bu mesaj bir bahaneydi aslında konuşabilmek için. O da bana, ekli olmandan rahatsızlık duymuyorum dedi. Ve bir kaç tek cümlelik konuşmadan sonra gülüşmeye başladık. Ben samimi olmayı istiyordum yine ve başarıyordum da. Ama bu sefer durumun farkındaydı. Bana, bak aramız iyileşiyor ama sakın yanlış anlama arkadaşlık dışında bişey olamaz diyordu.

Ben bunu dediğinde üzülüyordum ama yılmıyordum. Bir gün diyordum kendime, bir gün sevgilim olacaksın. İlk zamanlar onun da hoşlandığını biliyordum çünkü. Yoksa insan neden bitanem, canım vs desin ki...

Uğraşmaya Devam
Ş ile aramız yine düzelmişti. İlk günlerdeki gibiydik ama bu sefer arkadaş gibi davranıyordu. Fakat ben onu asla arkadaş olarak görmüyordum. Her zaman benim sevdiğimdi ve öyle kalacaktı. O da bunu biliyordu ve her seferinde arkadaşız biz diyordu. Yılmıyordum uğraşıyordum. Ona sürprizler yapıyordum. Her zaman gözlerinin içine bakarak gülümsüyordum. Tatlı tatlı sözlerle ruhunu okşuyor, şiirler yazıyordum. Yaptıklarım hoşuna gidiyordu. Her gün mesajlaşıyor her gün görüşüyorduk neredeyse. Ve saatlerce sürüyordu bu. Ama bi gelişme gösterememiştim. Belki de gösterdim ama ben bilmiyordum. Arkadaşlarıyla da tanıştım onlarla da yakın olmaya başladım. Çünkü ona giden yol arkadaşlarından geçiyordu. En yakın arkadaşıyla samimiyetimi arttırdım. Ondan tüyolar alıyordum hoşlandığı şeyler konusunda. Her koldan saldırıyordum anlayacağınız gözüne girebilmek için. Ders çıkışlarında kapıda hep onu bekliyordum 1 dk da olsa görebilmek umuduyla. Öyle böyle 1-2 ay daha geçti böyle. Mayıs ayına geldik. Kışın neredeyse hiç görüşmemiştik. Ve biz ne hikmetse çok sık karşılaşıyorduk koca istanbulda. Bazen taksimde karşıma çıkıyordu, bazen alakasız duraklarda... Kader mi diyelim :)

En yakın arkadaşı G'nin doğum gününe bi kaç gün kalmıştı. Ona sürpriz hazırlıyorlardı. Ve arkadaşları arasında para toplayıp ona ortak bir hediye almayı planlamışlardı. Bana "Yarın G'ye hediye almam gerek, tek başına gitmeyi de sevmiyorum ne alıcam acaba :) " şeklinde mesaj atmıştı. Ben de ona "İstersen eşlik edebilirim :)" dedim. O da "İyi madem olabilir çantaları taşırsın.. :)" vs gibi olumlu bir cevap vermişti. Ve ertesi gün sabah buluştuk. Güzelce kahvaltımızı yaptık ve ordan hediye bakmak için Olivium'a gittik. Ordan G'ye hediye baktık. Uzun bir süre geçirdik burada. Ayakkabıdan, kıyafete kadar bir sürü şey baktık. Ve hediye işini de hallettikten sonra sahile indik. Orda oturduk yine saatlerce. Konuştuk öyle havadan sudan. Ve yaslandığım ağaca gözleri önünde ismimizin baş harflerini kazıdım. Bişey demedi, sanırım gülmüştü. Kalkma vakti geldi. Akşam oluyordu. Bilenleriniz bilir belki kadıköy sahilde üst yola çıkmak için uzun bir merdiven var. Merdivenin başına geldik ve bana yorulduğunu söyledi. İstersen seni yukarı çekebilirim dedim. Hayır olmaz dedi. Bir daha üsteledim. Hayır olmaz dedi. Bir daha üsteledim zoraki olarak (belki de istiyordu, nazlandı) elini uzattı ve tuttum yukarı çektim onu. İlk defa elini tutmuştum. (Tokalaşmak harici)

Ve ona "Bak ilk defa elini tuttum" dedim. O da emrivaki yaptığımı söyledi ama yine kızmamıştı :) O günü de öylece noktaladık. Ertesi günü G'nin doğumgünü vardı ve başka bir arkadaşın evinde ona sürpriz yapacaklardı. Ben de bir hediye almıştım G'ye ama Ş bana hediyeyi aldığım anda bunu G'ye nasıl vermeyi düşünüyorsun dedi??? Ben şaşırdım tabi. O zaman sen verirsin benim yerime dedim. G benim de yakın arkadaşımdı ve partisinde elbet ben bunu kendim vermeyi isterdim. Ama davet edilmedim resmen. Ş'nin o lafı benim orda olmayacağım anlamına geliyordu. Çok bozuldum ama bişey demedim. Doğum günü geldi çattı. G'ye başka bi arkadaşın evinde sürpriz yaptılar. Diğer tüm arkadaş çevreleri ordaydı ben hariç. Bense yurtta kafayı yemekle meşguldum acaba ne yapıyorlardır şimdi diye. Ve G bana mesaj gönderdi o anda. "Hediyen için çok teşekkür ederim, çok saol cnm vs" şeklinde bi teşekkür mesajıydı bu. Ben de "Güle güle giy doğum günün kutlu olsun ama aranızda olmayı isterdim dedim." O da "Keşke dedi, ama aslında Ş de burda olmanı istiyordu ama işte arkadaşlar bişey der diye diyemedi" dedi. G herşeyin farkında yani.

Ş'nin yakın arkadaşlarından 1-2 tanesi beni sevmiyor. Ve bu kişilerde partide olduğu için benim gelmemden rahatsız olabilirlerdi. Ş de bunu düşünerekten beni çağırmadı. Ama herşeye rağmen ben çağırmasını beklerdim. Ve saat 3 oldu. Parti yapılan ev ile benim kaldığım yurt birbirine yakın ve arada bir alışveriş merkezi var. Ş bana "Biz G ile birlikte AVM'ye gidiyoruz istersen sende gel" dedi. Ben de olur dedim ve orda buluştuk. G, Ş ve ben. Dondurma yedik, hoş-sohbet falan derken akşam 5 gibi dağıldık. O günün akşamı da konser vardı okulun. Oraya gideceklerdi G, Ş ve arkadaşları. Ben gelmeyeceğimi söylemiştim ama aslında gidecektim. Akşam oldu onlar konsere gittiler ve bende gittim. Gelmeyeceğimi biliyordu. Ve onu konserde bulamadım, telefonlar da çekmiyordu yani gitmiştim ama sürprizimi yapamıyordum. Kalabalıkta bulamadım da. Ve konser bitti dağıldık. Döndükten sonra "Bende konsere gelmiştim ama seni göremedim telefon çekmiyordu söyleyemedim, sürpriz yapacaktım elime yüzüme bulaştırdım" dedim. Çok şaşırdı :) özür diledi.. Ama onun yapabileceği bişey yoktu. Ben yine de hoşuna gideceği birşey yapmıştım. Gerçi suçu vardı az da olsa. Telefonun çekeceği yerde olduğunu söylemişti ama telefonun çekmediği yere gitmişlerdi :)

Başarmaya Az Kaldı
Yine mesajlaşmaya devam ediyoruz. Konu benden hoşlanmayan arkadaşlarına geldi. Niye benden hoşlanmadıklarını sordum. Benle iki laf etmeyen beni tanımayan insanlar arkamdan laf ediyorlar. Çok sinirlenmiştim tabi bu duruma. Ve ben Ş'ye dedim ki: "O kişiler benim zerre umrumda değil. Benim umrumda olan sadece sensin. Sen üzülmeyesin diye onlar yanındayken ben yanına gelmiyorum uzakta duruyorum dedim. Yoksa hiçbirini takmaz her an onlarda olsa yanında, ben senle olurum dedim" Böyle demem çok hoşuna gitmiş olacak ki bana "Beni böyle sahiplenmen çok hoşuma gidiyor :$" dedi :)

Ve o gün ben memlekete dönmüştüm. Kendi evimdeydim. O da istanbuldaki evinde. Ve ertesi sabah 10 dan gece 2.30'a kadar mesajlaştık. İlk defa bu kadar uzun konuşmuştuk. Ben bu kadar konuşmanın sonu nereye varacak diye çok merak ediyordum ki bana "Artık sana şans vermek istiyorum" dedi :) Ve arkasından bugün bizim günümüz olsun dedi. Evet o gün o gece artık biz sevgili olmuştuk. Bana şans vermişti. Ve resmen biz çıkmaya başladık.

Çok mutluydum. Çıldırıyordum desem yeridir. Aylarca uğraştığım kişi artık benim sevgilimdi. Ve o, benden hoşlanmayan beni istemeyen, benle çıkması durumunda kendisiyle konuşmayacaklarını söyleyen arkadaşlarını bir kenara iterek beni seçmişti. Bu beni daha da çok mutlu ediyordu. Değerli olduğumu hissediyordum. Ve 2 gün sonra istanbula gittim, buluştuk. Herşey çok güzeldi artık doyabildiğimce elini tutabiliyor, gözlerine bakabiliyor ve sarılabiliyordum sevdiğime. Her an her yerde el ele yürüyebiliyorduk. Benim için hayal olan şeyler, artık gerçekti. Ondan beklediğim sözleri artık duyabiliyordum ve bende dilediğimce sevgi sözcüklerini fısıldayabiliyordum ona.

Ama çıkıyor olsak da onun tam olarak beni sevmediğini biliyordum. Evet benden hoşlandığını söylüyordu, benle vakit geçirmekten de hoşlandığını söylüyordu ama sevdiğini asla söylememişti. Ben ise defalarca... Zamanla o da olacak diyordu bana hep. Ben de bekliyordum elbet olur diye. Elbet bir gün beni sever diye. Bana aşkım der diye... Ama demedi.

Çatırtılar
İlişkimizin 40. gününe gelmiştik. PizzaHut'taydık. Yemek yedik güzelce. Hiç bir sorun yok gülüyoruz, yiyoruz, konuşuyoruz. Yemeklerimiz bitti. ve Ben yanına oturdum, gözlerine her zaman baktığım gibi bakarak ilişkimizin durumunu sordum. Ne seviyedeyiz dedim. Suskun kaldı, cevap vermedi. Evet çıkıyoruz ama benim için amaç çıkmak değil onun beni sevmesi asıl istediğim. Bana yetmiyor, çıkmak beni tatmin etmiyordu artık. Ben beni sevdiğini söylemesini bekliyordum sadece. Sorma dedi. Ben yine üsteledim. Ve bu sefer dayanamadı. Anlattı. Değişen hiçbişey olmamış. 40 gün boyunca sevgisi hiç değişmemiş. Seviye hiç artmamış. Yani beni hala sevememiş. Bu cevaplar yüzüme atılmış bir tokattı sanki. Baktım gözlerine, uzun uzun baktım. Yıkılmıştım. Ve gözlerim doldu. Ona sarıldım, seni çok seviyorum dedim ve gözyaşlarına boğularak hıçkıra hıçkıra ağladım. O da ağladı. Ama sonra toparlandık yine. Kalktık masadan çıktık oradan. O andan itibaren sanki bana artık bir yabancıymış hissi verdi. Elini tutamadım, sarılamadım, yüzüne bakamadım.

Ertesi gün yine buluştuk. Ve o zaman buluştuğumuzda doyarak öpemedim onu, basit bir öpücükle selamlaştım. Çamlıcaya gittik beraber. Orda da tekrar bu konular açıldı, aynı şeyleri söyledi. Ben tabi resmen çökmüş bi haldeyim boşluktayım. Zaman verelim birbirimize biraz dedi. Ama benim o üzgün halimi görünce, ya bende hala bi değişme olmazsa yine de dedi. Ve fikrini değiştirerek ayrılmamız gerektiğini ima etti. Benim yine de bir umudum var beklerim diyorum. Bu anın tekrarı olmasın diye dualar ediyorum kendi kendime. Bırakma beni dedim. Hayır dedi. Hiçbişey diyemedim... Elimi tutuyor, sarılıyor ve ağlıyor. Ben yüzüne bakamıyorum ama gözyaşlarım akıyor istemeden. Kalkıyoruz ordan gidiyoruz. Otobüs durağında vedalaşıyoruz. "Ne olursa olsun seni bekleyeceğim beni sakın unutma" diyorum. Bişey diyemiyor ve otobüse biniyor. Ben arkamı dönüp denize bakıyorum, herşeyden kopmuş, donmuş ve ölmüş bir şekilde. Evet ayrılmıştık. Ben buna dayanamazdım bu kadar çabuk bitmemeliydi.

Akş[kufur otomatik degistirilmistir] msj attım, çok kötüyüm diye. O da bana ben de öyleyim, eve gelene kadar otobüste ağladım ama lütfen zorlaştırma daha fazla dedi. Ben bi şans daha istedim, herşeyi yapacağım artık. Senle sen olacağım, sevmen için elimden geleni yapacağım dedim. Dayanamadı. Tamam dedi. "Beni bu kadar sevdiğin, benim için bu kadar uğraştığın ve bu kadar iyi kalpli olduğun için teşekkür ederim iyi ki varsın" dedi ve belki herşey daha da güzel olacak diyerek gönlümü aldı. Barıştık :) O günden sonra ben üstüne gitmedim ve hala aramız ilk 39 gün nasılsa hala öyle.

***Donanımhaberden alıntıdır..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

CR7

okurken ne düşüncelere daldım nerelere gittim anlatamam :)

yaşadım resmen.
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

Banucan

üzüldüm çocuk için çok sevmiş ama karşıdaki ikisi içinde zor bi durum
söylenicek fazla şey yok umarım kızda bi gün aşık olur :)
FEDA

NoPasaran

O kız aşık olmaz bence..

Oyun oynuyor gibi..

Madem hoşlanmıyuorsun yok şans vermeler, yok elini tutmalar, yok iyiki varsınlar..

hepsimi aynı olur ya
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

Banucan

Alıntı yapılan: NoPasaran! - Temmuz 01, 2010, 16:11:15
O kız aşık olmaz bence..

Oyun oynuyor gibi..

Madem hoşlanmıyuorsun yok şans vermeler, yok elini tutmalar, yok iyiki varsınlar..

hepsimi aynı olur ya
bir bayan olarak :sopa
herkes aynı değildir volkan abi sana öyleleri denk gelmiştir
ayrıca çocukta da var suç ben olsaydım yerinde ilk ayrılmadan sonra bitmişti
kızda yok mu suç? bence oda suçlu bi kere denemişsin sevmemeişsin bi daha olmaz zaten
FEDA

NoPasaran

Alıntı yapılan: banı - Temmuz 01, 2010, 16:18:12
Alıntı yapılan: NoPasaran! - Temmuz 01, 2010, 16:11:15
O kız aşık olmaz bence..

Oyun oynuyor gibi..

Madem hoşlanmıyuorsun yok şans vermeler, yok elini tutmalar, yok iyiki varsınlar..

hepsimi aynı olur ya
bir bayan olarak :sopa
herkes aynı değildir volkan abi sana öyleleri denk gelmiştir
ayrıca çocukta da var suç ben olsaydım yerinde ilk ayrılmadan sonra bitmişti
kızda yok mu suç? bence oda suçlu bi kere denemişsin sevmemeişsin bi daha olmaz zaten

Benim başıma gelmedi banu..

Ancak genelde erkekler bu dertten muzdarip. Çünkü hep aynı şeyler..

Bütün şeyler paylaşılır
Herşey konuşulur
Sonra açılırsın

"Amaaa tayfun sen benim sadece arkadaşımsın"

Hani erkeklere diyorlar ya aşk konularında karaktersizdirler diye

Kızlarda o derece dengesiz davranıyorlar ..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

Banucan

katılıyorum karaktersiz erkek kadar dengesiz (hatta karaktersiz) kızda var
ama erkeklerin hepsi karaktersiz değildir kızlarında hepsi dengesiz değildir :)
benim kızdığım nokta hepsimi aynı olur diyerek herkesi kapsaman başka birşey değil :)
FEDA

CR7

yalnız bu canım demesi olayından böyle bir şeyler de çıkarıyorsa yuh derim ben bu adama :D

komedi ya
artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

+18 !

Tıpatıp aynısını ben yaşadım..

Elini tuttuğunda aslında seni senin onu sevdiğin kadar sevmediğini bilmek kahreder adamı.. Bilirim.

Cem Goren

altın kapılarımız kan oldu tayfun

Simurg

volkan abiye katılıyorum oyun oynamak kızın amacı böyle insanlar çok var malesef

BEŞİKTAŞK



Kahrolsun uyuyunca geçmeyen bazı şeyler..

BJK_Kübra

böyle insanlar var ne yazık ki.. ama bunu yapan sadece kızlar değil erkekler daha çok üzebiliyo kızları.. yıllar geçtikten sonra bile bi anda değişebiliyolar bambaşkabi insan olabiliyolar hiç durduk yere..
Elbet Bir Gün Toprak Olup Gideceğiz, BEŞİKTAŞLI Doğduk BEŞİKTAŞLI Öleceğiz...
                 
      www.bbskd.org

NoPasaran

Alıntı yapılan: Simurg - Temmuz 01, 2010, 17:45:03
volkan abiye katılıyorum oyun oynamak kızın amacı böyle insanlar çok var malesef

saol bübüş :D
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

ilhan mansız_melis

Alıntı yapılan: Cem Goren - Temmuz 01, 2010, 17:43:23
okurken yaşamak derler hani :D

Aynen.

Üzüldüm be çocuğa çok sevmiş,kız haketmemiş çocuğu

Teşekkürler Volkan Adminim :D
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

BJK_Kübra

Alıntı yapılan: Simurg - Temmuz 01, 2010, 17:45:03
volkan abiye katılıyorum oyun oynamak kızın amacı böyle insanlar çok var malesef

evet kızlarda da çok var erkeklerde de..
Elbet Bir Gün Toprak Olup Gideceğiz, BEŞİKTAŞLI Doğduk BEŞİKTAŞLI Öleceğiz...
                 
      www.bbskd.org