Ana Menü

A.Madrid - Galatarasay, Lille-Fenerbahçe

Başlatan NoPasaran, Aralık 18, 2009, 14:53:35

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kralkartal21

Bugüne kadar yaptıklarını çekiyorlar işte. Fazla ağız yapmalarına gerek yok ğslilerin !
Kalbimizde Renklerin Bitmese de Dertlerin Doyamam Doyamam Sana..

Batuhan

Koca hestiy aya bedenem ?

husoeagle

ya biz Beşiktaşa kötü filan diyoruz ama yine en iyisi biziz bunlar tümden kötü

CR7

artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

NoPasaran

Aziz Yıldırım Fenerbahçeyi  son 2-3 senedir hiç ,ilerletemiyor..

Lilleyi eleyemeden evine dönüyorsun..

Kendisine bir bakmalı Yıldırım..
---

Gs eleneceğini tahmin ediyordum ama fenerin lillee verdiği tur sonrası artık Türk Futbolundan hiç bişey beklememek gerektiğini anladımçç

Lille kim ya

Hadi a.madrid neysede..
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

TurkishTank

Eden Hazard diye bi cocuk var lille'de...fazla kalmaz...seneye buyuk kluplerde oynuyabilir...fener'in defansini hallac pamuguna cevirdi diyebilirim...
imza dedigin boyle olur...

Saygilar, @hmEt

IL Capitano

cok hosuma gittigi icin buraya ekliyorum;
[aeva]
Alıntı YapEfendim, Türk futbolununn tartışmasız iki büyüğünün biliyorsunuz her sene bir "UEFA'da birlikte final oynama" fantazisi olur her sene başında. Aslında fantazi Şampiyonlar Ligi Finali şeklinde kurulmak istenir, lakin bu iki takımın en son aynı anda gruplarda mücadele ettiği sezon 2001-02 sezonudur. Malum, bir takımımız her sene ön elemede "şanssız" şekilde elenir UEFA'da teselli bulur, öbür takımımız gruplardan gene "şanssız" şekilde, bir güzel istisna haricinde, çıkamaz. 10 yıldır durum böyle.
Bu sene kupanın adının değişmesiyle birlikte statü de değişince, bir heyecan basmıştı gene bizleri. Maç sayısı, reklam ve yayın geliri ve marka değerini arttırmak amacıyla katılan takım sayısı arttırıldı, grup sayısı arttırılıp gruptaki takım sayısı azaltıldı. Tabii haticeye değil neticeye bakan bizler, ön elemelerdeki ve gruplardaki sonuçlara bakıp her seferinden daha güçlü bir şekilde "final" çığırmalarına giriştik. Öte yandan tesadüfi şampiyon Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde ülkemizi rezil ediyordu.
Neyse efendim, gün oldu devran döndü; iki takımımız da daha son 16 göremeden şanssız bir şekilde elendi. Yıldızlar topluluğu rüya takım Galatasaray Atletico "eski gücünde değil" Madrid'i; dahi Daum'un çalıştırdığı Fenerbahçe ise "lilililili" Lille'i geçemedi.
Tabii ki iki takım da elenemeyecek takımlar değildi. Sakatlıklar ideal kadronun çıkmasını engelledi, Galatasaray maçında oradaki tek bulunma sebebini ifa etmeyen/edemeyen dangalak 5. hakem ve amatörleşen Caner de büyük pay oynadı bu sonuçta. (Fenerbahçe maçını izlerken uyuyakalmışım, o yüzden fazla bir şey diyemeyeceğim)
Ama sadece aksilik ile açıklayamayacağımız birşeyler de var bu işin içinde. Bir musibet bin nasihatten iyidir sözde, ama öyle olmuyor (atalarımız bizden kesinlikle daha akıllı adamlarmış). Her sene gazı alıyoruz, şişiyoruz şişiyoruz, halüsinasyonlar görüyoruz; ondan sonra gerçekçi olmayan beklentilerimiz çökünce günah keçisi arıyoruz. Maçtan sonra şöyle bir baktım etrafa: Rijkaard takımı defansif oynattığı için eleştiriliyor (kontratak takımı Atletico'ya karşı yaldır yaldır saldıracaktı o forvetsizlikle, doğru), sakatlandığı için (vücut dili öyle diyordu) oyundan alınan Elano hatası konuşuluyor vs. Rijkaard bile "futbolu bilmiyor" noktasına geldi bu ülkede. Olay anında çok bakamadım ama, tahmin etmem gerekseydi Fenerbahçe için günah keçisinin Guiza olduğunu söylerdim, zira kendisi gol atamamış. Halbuki transfer politikasından psikolojik yönetime kadar konuşmamız gereken çok şey var, ama dönüp dolaşıp "Bu takıma ben de final oynatırdım" noktasına takılacağız. İddiaya giren?
Ben futboldan "çok" anladığımı iddia etmem hiçbir zaman, o yüzden teknik-taktik kısmına çok bulaşmam bu işin. Ama hafızam iyidir, tutarlılığa ve istikrara inanırım, verileri bir araya koyduğumu düşünürüm. Sonucum da şu: Had bilmek konusunda çok mesafe almamız lazım. Her sene takımı final oynamadı diye hayal kırıklığına uğrayan taraftarları anlamak istiyorum, ama sonra Türk futbolunun bulunduğu nokta suratıma tokat gibi çarpıyor. Ekolsüzlük, günü kurtarma hamleleri, icraat değil söylem bazlı yöneticilik üzerime üzerime geliyor. Sonra bir de Hiddink hamlesini "yerli olmalıydı ya!" diye eleştirenleri, getirildiği mevkiiyi bile bilmeden "Yanal yerine kim geçse daha iyi yapar, ondan teknik direktör olmaz" diyenleri düşünüyorum. Ağzımdan "müstehak" kelimesi çıkıyor.
Neyse, uzun lafın kısası, seneye aynı piyeste görüşmek üzere.
Not: Bir emsal daha gördük bugün, ondan diyorum. Türk hakemlerini eleştirirken lütfen -bunu daha önce de yazdım- tüm Avrupa'da bir hakemlik krizi yaşandığını, hakemlerin maçın artan temposuna yetişemediğini ve de bu konuda sürekli yenilik araması içinde olunduğunu, Türk hakemliğinin sorununun "kabiliyetsizlik"ten öte birinci elden duyduğum hiyerarşik "ahbap-çavuş ilişkileri" olduğunu lütfen bir düşünün.
Türk gözlüklerini çıkarıp biraz zihinsel olarak globalleşsek her şey çok güzel olacak.
[/aeva] eksibesiktas
Inadina Gülümse Hayata : Biz ATATÛRK Gencleriyiz !!!....

carsi52

Fener 80 dakika skoru korudu sonra koydular çocuğu ;D
Bölünür senin için uykular!

[KralKartal]

Alıntı yapılan: Cem Baba - Şubat 26, 2010, 10:51:33
cok hosuma gittigi icin buraya ekliyorum;
[aeva]
Alıntı YapEfendim, Türk futbolununn tartışmasız iki büyüğünün biliyorsunuz her sene bir "UEFA'da birlikte final oynama" fantazisi olur her sene başında. Aslında fantazi Şampiyonlar Ligi Finali şeklinde kurulmak istenir, lakin bu iki takımın en son aynı anda gruplarda mücadele ettiği sezon 2001-02 sezonudur. Malum, bir takımımız her sene ön elemede "şanssız" şekilde elenir UEFA'da teselli bulur, öbür takımımız gruplardan gene "şanssız" şekilde, bir güzel istisna haricinde, çıkamaz. 10 yıldır durum böyle.
Bu sene kupanın adının değişmesiyle birlikte statü de değişince, bir heyecan basmıştı gene bizleri. Maç sayısı, reklam ve yayın geliri ve marka değerini arttırmak amacıyla katılan takım sayısı arttırıldı, grup sayısı arttırılıp gruptaki takım sayısı azaltıldı. Tabii haticeye değil neticeye bakan bizler, ön elemelerdeki ve gruplardaki sonuçlara bakıp her seferinden daha güçlü bir şekilde "final" çığırmalarına giriştik. Öte yandan tesadüfi şampiyon Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde ülkemizi rezil ediyordu.
Neyse efendim, gün oldu devran döndü; iki takımımız da daha son 16 göremeden şanssız bir şekilde elendi. Yıldızlar topluluğu rüya takım Galatasaray Atletico "eski gücünde değil" Madrid'i; dahi Daum'un çalıştırdığı Fenerbahçe ise "lilililili" Lille'i geçemedi.
Tabii ki iki takım da elenemeyecek takımlar değildi. Sakatlıklar ideal kadronun çıkmasını engelledi, Galatasaray maçında oradaki tek bulunma sebebini ifa etmeyen/edemeyen dangalak 5. hakem ve amatörleşen Caner de büyük pay oynadı bu sonuçta. (Fenerbahçe maçını izlerken uyuyakalmışım, o yüzden fazla bir şey diyemeyeceğim)
Ama sadece aksilik ile açıklayamayacağımız birşeyler de var bu işin içinde. Bir musibet bin nasihatten iyidir sözde, ama öyle olmuyor (atalarımız bizden kesinlikle daha akıllı adamlarmış). Her sene gazı alıyoruz, şişiyoruz şişiyoruz, halüsinasyonlar görüyoruz; ondan sonra gerçekçi olmayan beklentilerimiz çökünce günah keçisi arıyoruz. Maçtan sonra şöyle bir baktım etrafa: Rijkaard takımı defansif oynattığı için eleştiriliyor (kontratak takımı Atletico'ya karşı yaldır yaldır saldıracaktı o forvetsizlikle, doğru), sakatlandığı için (vücut dili öyle diyordu) oyundan alınan Elano hatası konuşuluyor vs. Rijkaard bile "futbolu bilmiyor" noktasına geldi bu ülkede. Olay anında çok bakamadım ama, tahmin etmem gerekseydi Fenerbahçe için günah keçisinin Guiza olduğunu söylerdim, zira kendisi gol atamamış. Halbuki transfer politikasından psikolojik yönetime kadar konuşmamız gereken çok şey var, ama dönüp dolaşıp "Bu takıma ben de final oynatırdım" noktasına takılacağız. İddiaya giren?
Ben futboldan "çok" anladığımı iddia etmem hiçbir zaman, o yüzden teknik-taktik kısmına çok bulaşmam bu işin. Ama hafızam iyidir, tutarlılığa ve istikrara inanırım, verileri bir araya koyduğumu düşünürüm. Sonucum da şu: Had bilmek konusunda çok mesafe almamız lazım. Her sene takımı final oynamadı diye hayal kırıklığına uğrayan taraftarları anlamak istiyorum, ama sonra Türk futbolunun bulunduğu nokta suratıma tokat gibi çarpıyor. Ekolsüzlük, günü kurtarma hamleleri, icraat değil söylem bazlı yöneticilik üzerime üzerime geliyor. Sonra bir de Hiddink hamlesini "yerli olmalıydı ya!" diye eleştirenleri, getirildiği mevkiiyi bile bilmeden "Yanal yerine kim geçse daha iyi yapar, ondan teknik direktör olmaz" diyenleri düşünüyorum. Ağzımdan "müstehak" kelimesi çıkıyor.
Neyse, uzun lafın kısası, seneye aynı piyeste görüşmek üzere.
Not: Bir emsal daha gördük bugün, ondan diyorum. Türk hakemlerini eleştirirken lütfen -bunu daha önce de yazdım- tüm Avrupa'da bir hakemlik krizi yaşandığını, hakemlerin maçın artan temposuna yetişemediğini ve de bu konuda sürekli yenilik araması içinde olunduğunu, Türk hakemliğinin sorununun "kabiliyetsizlik"ten öte birinci elden duyduğum hiyerarşik "ahbap-çavuş ilişkileri" olduğunu lütfen bir düşünün.
Türk gözlüklerini çıkarıp biraz zihinsel olarak globalleşsek her şey çok güzel olacak.
[/aeva] eksibesiktas

guzelmis
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

NoPasaran

Aziz Yıldırım resmen Fenerabahçeyi bitiiyor bence..

Erken seçim havasına girmesi lazım..  ;)

----

Adnan Polat ve Ekibide iyi harcama yaptılar. Eğer Şampiyonlukta giderse bunun altından zor kalkılır.Zaten bir çok eleştiri var.
Aşk bu Aşk !

volkanca.net

[KralKartal]

Azize bu, bir yildiz alir, yan gelip yatar...

yildiz yerine adam gibi TD getir, daumu aliyor ;D komedi

GSye gelince, seneye sampiyonlar ligine gidemezlerse ki normal sartlarda giderler
GS cok zor duruma duser.... tabi direk elenirse hepten maf olurlar ;D
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi

CR7

artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

NoPasaran

Aşk bu Aşk !

volkanca.net

CR7

artık iddaa tahminleri de var
"Tanrı her şeyi görür. Kimse hakkında kötü düşünmeyin" LeBron James
(Cavs'in 55 sayı fark yediği LaL-Cavs maçı sonrası)

NoPasaran

Aşk bu Aşk !

volkanca.net