Ana Menü

Beşiktaş'ı üç senede Barcelona yaparım

Başlatan [KralKartal], Temmuz 14, 2009, 10:42:12

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

[KralKartal]

Beşiktaş'ı üç senede Barcelona yaparım
Sinan Vardar, sadece Beşiktaş'ın değil Türk spor kamuoyunun tanıdığı bir isim... Futbol dünyamızın tozunu yutmuş biri... Beşiktaş camiasında onu 'Futbolun profesörü' olarak da tanımlayanlar var. Beylerbeyi sahilinde yaptığım görüşmede laf lafı açtı, sohbeti demledik. Sadece Beşiktaş'ı değil Türk futbolunu da masaya yatırdık. Ben sordum; Sinan Vardar anlattı; dinlerken Beşiktaş'ı Şampiyonlar ligi'nin önde gelen takımlarından biri olabileceğini hayal ettim. Çünkü Beşiktaş'ı 'Barcelona' seviyesine getirebileceğini vaat etti.

Tüm bunları anlatırken de içini döktü.

Röportajın sonunda şunu gördüm; Beşiktaş'ın müthiş bir gücü var. Yeter ki birileri bir yerlerden başlasın. Bu benim yorumum. Gerçi bakalım sizler Sinan Vardar'ın görüşlerini ve projelerini nasıl yorumlayacaksınız. Bu arada unutmadan, içimden bir his bu röportajın çok okunacağını ve tartışılacağını söylüyor.

İşte karşınızda; 'Futbolun Profesörü: Sinan Vardar

Türk futbolunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk futbolu yeteri kadar aşama kaydedebildi mi?

Benim yıllardır söylediklerimi Futbol Federasyon'u başkanı daha yeni söylüyor. Biz eğer UEFA kriterlerini uygularsak Türkiye'de %90 takım sahaya çıkamaz. Ben burada 'Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray' demiyorum. Türkiye'de tüm kulüpler zor durumda. Bunun sebebi de kulüplerin kurumsallaşmayıp, profesyonel adamlarla çalışmayışlarıdır. Türkiye'de kulüp başkanları bu işi sadece şov için yapıyorlar. Yani şöyle açacak olursak; işte daha çok medyatik olayım, 'Devletten daha fazla ihale kopartayım' Hepsi bunun derdindeler.

Peki sizin bir çözüm öneriniz var mı?

Ben yıllarca futbol oynadım. Beş kulüpte başkanlık yaptım ve doğduğumdan beri tuttuğum takımda da alt yapıda yöneticilik yaptım. Maalesef biz azınlıktayız. Ben bunları hem medyada hem kongrelerde dile getirdim. Öncelikle bir kulübün araştırma grubu olacak. Arsenal'in yaptığı gibi. Amerika'yı yeniden keşfetmememize gerek yok! Ne diyor Arsenal'in menajeri Wenger: " 22 yaşından büyük futbolcu almam"... Dünyayı tarıyor, yetenekli çocukları bulup bunları bir müddet oynattıktan sonra Avrupa'daki kerizlere satıyor. Bunun neticesinde çok büyük gelir elde ediyor.

Türkiye'de belki Kulüp Başkanları yanlarında profesyonel adam istemiyorlar olamaz mı?

Evet maalesef Türkiye'deki kulüp başkanları yanlarında bu tür adamlar istemezler. Çünkü akıllarına ilk gelecek şey 'Benim karşıma Başkan adayı olarak çıkar' mantığı olduğu sürece Türk futbolu bir adım ileri gidemez. Bir de kulüplere devlet tarafından sağlanan büyük kolaylıklar var. Dünyanın hiçbir yerinde,üçüncü dünya ülkelerin de bile bir kulübün vergi affı silinmez,takside bölünmez. 50 milyon dolar Galatasaray'ın vergi borcu silindi. Şimdi de vergi borçlarını 10 yıla yayacaklar. Avrupa Birliği'ne girme aşamasındaki bir ülke de mutlaka ve yakın zamanda UEFA kriterlerini uygulayın diyecekler. O zaman ne olacağını hep beraber göreceğiz. Bu yöneticilerin hepsi gidecek ve yepyeni bir yapı kurulacak. Kulüpler kendi öz sermayeleriyle iş yapmayı öğrenecekler. Şimdiki duruma bakar mısınız? Avrupa'da ne kadar pili bitmiş adam varsa topluyorlar. Hem menajerleri zengin ediyorlar hem de milyon avrolar sokağa atılıyor.

O zaman bu saydığınız sebeplerden dolayı mı hiçbir Türk takımının Avrupa'da sürekli başarısı yok!

Eğer bir takımda bir tane general ve 10 tane asker yoksa o takım hiçbir başarı elde edemez. Evet bunu başaran Galatasaray'ın o sene iki tane generali, 9 tane askeri vardı. Hagi ve Popescu general, Suatlar, Emreler, Okanlar askerdi. Ve Galatasaray'ın alt yapıdan gelmiş sekiz tane futbolcusu vardı. Büyük başarı istiyorsan alt yapıdan mutlaka en az beş altı oyuncunun olması gerekli ve de 10 numara'nın mutlaka ve mutlaka alt yapıdan gelmiş olması lazım. Misal; Metin,Ali Feyyazlarla Beşiktaş... Suat,Okan,Emrelerle Galatasaray.... Bir tane yabancı olmadan sadece Karadenizlilerin oynadığı Trabzonspor... Müjdatların, İlkerlerin olduğu Fenerbahçe...
Ama şimdi transfer ayındayız. Kulüplerin haline bakıyorsunuz içler acısı. Herkes pahalı ve de işe yaramaz transferler için koşturuyor. Ama bir Gençlerbirliği'nden Mustafa'yı, Soner'i, Manisa'dan Sezer'i,Nizamettin'i, Çanakkale'den kaleci Ferhat'ı, Murat'ı, Selçuk'u, Özgür'ü kimse görmüyor. Gerçekten hayretle izliyorum. Ben bu işe çok meraklıyım. Tüm 19 yaş milli takım maçlarını izlerim. Bilhassa 2.Lig ve Bank Asya'yı izliyorum. Nice böyle kıymetler var ama bunlara değer verilmiyor.

Yani pahalı futbolcu transfer etmek varken genç yeteneği neden transfer etsinler ki ortada dönen bir gelir kapısı var!

Pek de yadırgamıyorum. Sistem böyle. 1 milyar dolarlık bir pastada bunların olması doğal diyelim. Türkiye'de sezon bitiyor. Futbolcu arayışı başlıyor. Sezon içinde ara, bul, takip et sezon sonu da işini bitir. Ama bizde tam tersi sezon bitiyor. Herkes menajerlerin kapısında aman bana bir sol bek lazım. Aman bana acil bir santrafor lazım... Böyle transfer anlayışı mı olur? Geçen sezon Fenerbahçe'nin yaptığı transferler üç tane futbolcu 100 trilyon. Yazık günahtır bu paraya! Yine Beşiktaş'ı Allah kurtardı. Yoksa Beşiktaş'ta Mehmet Topuz'a 35 trilyon verecekti. Ben gerçekten çok sevindim, bu işin olmayışına.

Düşünün Beşiktaş'ın sene içindeki tüm gelirlerini bir futbolcuya veriyorsun böyle iş mi olur!
Sonra da takım içindeki dengeler bozuluyor. Hayretler içinde izliyorum.

Peki siz yöneticiyken sisteme ayak mı uydurdunuz veya sisteme karşı çıktığınızda sizi engelleyenler mi oldu?

Sayın başkan benim işime karışmadı ve ben 42 tane futbolcu çıkardım. Türkiye'de yapılmış en büyük alt yapı hamlesini gerçekleştirdim. Ama şu anda hiçbiri ortalıkta yok maalesef!

Neredeler ve neden bu çocuklara sahip çıkılmadı?

Ben görevi bıraktıktan sonra bu çocuklar sahipsiz kaldı. Mesela ortada bir Batuhan olayı var ki hayretler içersinde izliyorum. Batuhan'ın sözleşmesini ben uzattım. Ben olmasaydım. Batuhan, Galatasaray'a gidiyordu. Ben iddia ediyorum: İki sene sonra Avrupa'nın en büyük santraforu Batuhan olacak. Tabii zaman zaman yaptığı aşırılıklardan vazgeçmesi gerekir. Bir de Aydın Karabulut, Ankarsapor'a verildi. Hayırlı uğurlu olsun. Yine iddia ediyorum: İki sene sonra Dünya futbolu Aydın Karabulut'u konuşacak. Bu çocukları çok zor şartlarda Beşiktaş'a kazandırdık. Ama gelinen nokta gerçekten beni çok üzüyor. Mehmet Sedef ve Fenerbahçeli Gürhan var bu çocuklarında ileride çok büyük futbolcu olacaklarından eminim. Beşiktaş'ta Muhammed var. Ben geçen hafta onu tatile yolladım. Telefon açtım Otele. Davranışları hakkında bilgi aldım. Daha on dört yaşında ama yirmi yaşındaki adamın olgunluğuna sahip, mükemmel bir çocuk. Rıdvan Dilmen kendi programında söyledi: "Gelecekte dünyanın en büyük yıldızlarından biri olacak" Buradan Beşiktaşlı yetkililere bir kez daha seslenmek istiyorum. Beşiktaş'ın bu çocuğa göz bebeği gibi bakması lazım. İddia ediyorum bu çocuk Beşiktaş'ın yarı borcunu siler.

Siz görevi bıraktıktan sonra altyapı bitti mi?

Beşiktaş'ın alt yapısı şu an facia. Gidin araştırın çocuklar konteynerlarda soyunuyorlar. Bundan daha kötü bir durum mu olur? Antrenman yaptıkları saha, yapma çim var, onu da Yemen (Yemen Ekşioğlu) Federasyona yaptırmıştı. Demirören'in ilk yapacağı iş; tesisleşip alt yapıya önem vermesidir. En azından üç dört tane saha yapılmalı ve tekrardan yetenekli çocukları toplamak lazım.


Bir ara Beşiktaş Kulübü masraf oluyor diye altyapıyı kapatacaktı. Neler hissettiniz böyle bir olasılık ortaya atılınca?

Serdar Bilgili başkan seçildikten sonra böyle bir söylemin içine girdi. O zamanlar Ali Öztürk isimli futbolcuyu ben kendi cebimden ödeyerek Beşiktaş'a hediye ettim. O zamanlar Serdar Bilgili'ye dedim ki: " Gelin Beşiktaş'a bir pilot takım alalım. Beylerbeyi'ni Beşiktaş'a alalım Pilot takım olarak. Ve Serdar Bilgili'nin bana sarf ettiği bir laf var ki Beşiktaş'ın bu duruma gelmesinde çok büyük etkendir. Serdar Bilgili: " Sinan ağabey ben alt yapıyı kapatacağım. Beşiktaş'ın parası var. Parayı basar, istediği futbolcuyu alır" aynen kullandığı ifade bu. Beşiktaş'ın bu hale gelmesi işte bu söz ile başlar.

Alt yapıya örnek vermeyen bir takım dünya üzerinde başarılı olmuş bir takım var mı!

Düşünün Ajax'ın dünya devi olmasındaki en büyük etken alt yapıya önem vermesidir. Ajax'ın değeri 5 milyar dolar. Demek ki doğru bir tanedir. Real Madrid pahalı transferler yapıyor ama altyapısında büyük yıldızlar çıkarıyor. Barcelona'nın şu andaki kadrosunda 8 futbolcusu altyapıdan.

Yöneticilerinde alt yapı ile uzaktan yakından alakaları olmamalarını neye bağlıyorsunuz?

Yöneticiler,Başkan ne derse onu yapıyorlar. Zaten işten anladıkları da yok! Misal Aziz Yıldırım ne dedi: "Bu sene hiç soyunma odasına inemedim. Ama önümüzdeki sene devamlı soyunma odasında olacağım..." Demek ki ona göre teknik direktör aldı.

Beşiktaş yönetimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beşiktaş'ın en büyük eksiği profesyonel yapıya kavuşmaması. Kulübü profesyonel insanlar yönetmeli. Mali işler uzmanı,Pazarlama Uzmanı ve futbolda da futbol adamları olmalı. Ayrıca sosyal işleri düzenleyecek bir ekibin oluşturulması şart. Beşiktaş'a bakıyorsunuz; sosyal alanda hiçbir faaliyet yok. Düşünün Beşiktaş'ta bir yemek oluyor. İnsanlar eşlerini alıp getirmiyorlar. İstanbul'da Beşiktaşlıların bir araya geleceği bir lokali bile yok! Sosyal gelişmeyi sağlayamazsanız kulübün büyümesini de sağlayamazsınız. Almanya'da Leverkusen Kulübünü ziyaret ettiğimde adamların 15 bin faal üyesi var. Ve bunlar Kulübü aktif olarak kullanıyorlar. Stadında sekiz tane restaurant var. Üyeler buralarda yaş günlerini kutluyorlar. Bir araya geliyorlar. Fikirlerini raporlar halinde sunuyorlar. Hatırlarsınız bir yemek organize edilecekti. O yemeğin mucidi benim. Ama olmadı bazı basın kuruluşları buna izin vermedi.

Peki basına sızdıktan sonra da yapılamaz mıydı?

İzin vermediler. Baskı oluşturuldu. Bu yemekte ne konuşulacaktı:; Beşiktaş'ın menfaati konuşulacaktı. Beşiktaş'ın geleceği masaya yatırılacaktı. Bazı insanlar sonradan yan çizdi. Bu kadar önemli şahsiyetin bir araya gelmesinden bazı odaklar rahatsız oldular. Kimler bunlar Beşiktaş'taki leş kargaları. Beşiktaş'ın üzerinden menfaat peyda eden tipler. Bu insanlar vizyon sahibi insan istemiyorlar. Ama ne oldu? Çok güzel bir organizasyon mahvoldu gitti.


Beşiktaş'ın kongre yapısını nasıl buluyorsunuz?

Beşiktaş'ın bir tek kurtuluş reçetesi var. Ben yönetime geldiğimde bunu dile getirmiştim. Beşiktaş'ın hemen 100 bin üyeye çıkması gerektiğinden bahsetmiştim. Beşiktaş'a bakın yok bilmem ne grubu yok Fenerbahçeli ve Galatasaraylı üyeler! Böyle iş mi olur? Bunların çoğunun parasını başkaları ödüyor. Çıkın yüz bin üyeye ve bu konuda Beşiktaşlılara yardımcı olun. Gerçek Beşiktaşlılara. Bir banka ile anlaş ve çok uzun vade ile bu işi çöz. Bayern Münich böyle kurtuldu. Barcelona böyle kurtuldu. Bu proje Beşiktaş'ı kurtaracak tek projedir. Bu proje ile beraber Beşiktaş kendi hüviyetine bürünür. Gerçek Beşiktaşlılar Beşiktaş'ta söz sahibi olur.

Şu anda Demirören'in yanından ayrılmayan ve 2010 kongresindeki listeyi kendilerinin hazırladıkları öne sürülen Serhat Soysal ve Cengiz Zülfikaroğlu hakkında neler diyeceksiniz?

Ben bu arkadaşları tanımam. Mutlaka Beşiktaş'ı seviyorlardır. Ama ben Yıldırım Demirören'in liste yaptığını zannetmiyorum. Beşiktaş camiası iki tane şampiyonluk kazandı. Bu camia için sürpriz oldu. Çok güzel bir şey. Bekleyip göreceğiz.

2010 kongresinde Demirören'in karşısına birileri çıkacak mı ve en önemlisi siz Başkan adayı olacak mısınız?

Şimdi şöyle; bir defa yönetime girdim. Ve yanarak çıktım. Aynı tablo devam ettiği için yönetici olmayı düşünmüyorum.

Bugün Başkan olsanız ilk yapacağınız iş ne olur?

İlk yapacağım iş Beşiktaş'ı 100 bin üyeye çıkarmak. Hakiki Beşiktaşlıları üye yapmak, aradaki Fenerbahçeli ve başka takımları tutan üyeleri temizlemek. İlk işim bu olurdu. Grup başkanlarının hiçbir değeri kalmayacak. Böylelikle hizipçilik ortadan kalkacak. Hatta insanlar oylarını bilgisayar ortamında kullanacak. Gelecek yönetimin profesyonel bir şekilde işe girişmesi lazım ve gelecek yönetimin artık Beşiktaş'ı 1 lira bile borçlandırmaması gerekir. Tesisleşme ve alt yapıya önem verecek.
Benim adaylığıma gelince ben aday olur muyum? Daha kongreye var. Ben çok iyi bir başkan adayı olurum. Çünkü ben futbolun içinden geliyorum. Futbolda ne varsa her şeyi yaptım. Aynı zamanda ben bir ekonomistim. Ekonomiden çok iyi anlıyorum. Ben 16 sene Öger Holding'te yanımda 10 -12 bin kişi çalıştırdım. Aynı zamanda kendi işim rahat. Şirketlerimi çocuklarıma devir ettim. Onlar da şirketleri çok iyi yönetiyorlar. Futbolu Türkiye'de bilen 10 kişiden biriyim. Çok iddialıyım. Çok iyi bir başkan adayıyım. Çevrem çok geniş,çok sevilen bir kişiyim,herkes tarafından takdir edilen herkesin kabul gördüğü bir kişiyim. Neden olmasın.

Peki adaylığınızı şimdiden açıklamanız daha doğru olmaz mı?

Ben şu an karar vermedim. Ama yaptığım radyo programında, televizyonda,gazetede ve yolda yürürken çok olumlu tepkiler alıyorum. Dernek başkanlarından diğer Kulüplere kadar çok yoğun bir sevgi var. İlhan ağabey (İlhan Cavcav) bana 'gel takımın başına geç' dedi ve 100 milyar maaş teklif etti. Demek ki herkesin bir takdiri var. Başkanlık için daha erken gibi gözükse de aslında çok da erken değil. Aday olup olmayacağımı zaman gösterecek.

Aslında altyapıya önem vermek Beşiktaş'ı halka açmak gibi projeler Süleyman Seba'nın projeleriydi . Efsane başkana özlem duyuyor gibisiniz? Sizin başkanlığınızda Seba geleneği mi geri dönecek?

Buna mazhar olmak çok güzel tabii. Ben tüm üyelerden çok olumlu tepkiler alıyorum. Yurt dışında yurt içinde. İnsanlar çocuklarını getiriyorlar. Yolda yürüyemiyorum. Bana karşı inanılmaz bir inanç var. Sokaktaki vatandaştan tribündeki taraftara, kongre üyelerine kadar herkesin bana karşı bir inancı olduğunu biliyorum. Neden olmasın? Ama şu an öyle bir karar almadım.

Misal anketlere de baktığım zaman. Beşiktaş'ın başında kimi görmek istersiniz diye? Benim ismim devamlı geçiyor. Diğer aday olabilecek adaylara baktığım zamanda aralarında en uygun insanın ben olduğumu düşünüyorum. Çünkü diğer adaylar işleriyle mi uğraşacak? Beşiktaş ile mi? Ama benim böyle bir sorunum yok. Tüm benliğimi Beşiktaş'a harcayacak vaktim var.

Yönetimi kurulunu kimlerden oluşturursunuz?

Beşiktaş camiası çok zengin insan malzemesi barındıran bir camia ama bu insanların başkana kesinlikle inanması gerekir. Maddi manevi Beşiktaş'a destek olmaları lazım. Ama işlere karışmamaları gerekir. Ben mesela ilk yönetici olduğum zaman Gündüz ağabey'i ( Gündüz Tekin Oktay) futbolda tek geçerliliğine inandığım kişi Genel Koordinatörlüğe getirelim dedim. Ama Kıvanç Oktay buna karşı çıktı. Kendisi en büyük adam olacak ya hangi bilgi ile bunu yapacaksa. Misal Del Bosque'yi aldığı zaman kalktım Başkan'ı öptüm. Dedim ki Başkan gelin Del Boque'yi Ceo yapalım ve üç tane Türk teknik adam getirelim. Şimdi bak neler olurdu? O zaman yine Kıvanç Oktay bu işe engel oldu; "Del Bosque istemiyor" dedi. Sonradan konuştuğum Bosque böyle bir şey demediğini söyledi. Üstüne üstlük 9 milyon avro da para verdin. Tam anlamıyla rezalet!

Hatırlarsınız Beşiktaş Futbol Şubesi satıldı. Celal Kolot Futbol Şube'sini satın aldı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle komedi bir olay ile karşılaşamazsınız. Sonradan da tekrardan satın alındı. Celal Kolot'da çok iyi bir kardeşimizdir. Yanlış anlaşılmasın. Ama olay gerçekten içler acısı bir durumdu.

Beşiktaş'ın medya ayağını nasıl değerlendiriyorsunuz? Beşiktaş'ın medya da oluşturduğu bir lobisi var mı yok mu?

Şampiyon olduktan sonra yeteri kadar yer verdiğine inanıyorum. Bir de son yapılan anketler var. Taraftar bakımından Beşiktaş üçüncü sırada geliyor. Gazeteler de bunu bu şekilde değerlendiriyor. Bir de Efsane Başkanımız sayın Süleyman Seba'ya bakmak lazım. Nereye giderse gitsin. Her tarafta kabul görüyor. Ve medyada yer alıyor. Gelmiş geçmiş en büyük başkan.

Beşiktaş'ın efsane Başkan'ı ile sanki bir devir kapandı. Yani Beşiktaş geleneğinin en güçlü temsilcisi olan Efsane başkandan sonra sanki bir gelenek son buldu.

İşte asıl olan onun gibi başkanlar yetiştirebilmek ve onun izinden gidebilmek. Ya da gelen başkanlar Süleyman ağabeyi örnek alsınlar.

Diyelim Beşiktaş'ın başına geçtiniz bu kadar borcu olan kulübe neler yapabilirsiniz? Bu borç sizin elini kolunuzu bağlar mı?

Hayır, kesinlikle... Bak Serkan kardeşim Beşiktaş'ın marka değeri 1 milyar dolar. Projelerden bahsettim. Bu işi en kısa zamanda çözerim. Beşiktaş'ın 20 milyon taraftarı var. Bunları harekete geçirdiğin zaman yer yerinden oynar. Çok iddialıyım. Bu işi en fazla üç senede çözerim.
Düşünün Arsenal 16 yaşındaki futbolcusunu sahaya sürüyor. Biz de hala Batuhan'ı kiraya nasıl veririz diye düşünüyoruz. Böyle iş mi olur? Ben Beşiktaş'ın başına geçersem Muhammed'i iki sene sonra banko oynatırım. Bu sene milli olacak. Biraz sabır edeceksin. Oynamaya başladığı zaman Muhammed 50 milyon Avro. Bu kadar iddialıyım.

Bu bahsettiğiniz projeler Başkan olmadığınız sürece askıda kalacak? Öyle değil mi?

Demirören ile görüşürüm. Bana "ağabey" der. Başkan bu düşüncelerde olduğu sürece ben onun da yanında olurum. Türk futbolu için konuşuyorum. Kafalar değişmediği sürece hiçbir başarı elde edilemez. Düşünün üç futbolcu alıyorsunuz. 100 trilyona ve ikisini yedekte tutuyorsunuz. O zaman ne diye böyle bir transfer yapıyorsunuz. Yazıklar olsun size! Bugün Beşiktaş'ta rahmetli Gündüz ağabey olsaydı,ben olsaydım bir araştırma grubunun başında olsaydık. Bugün yapılan 100 transferin 95'ini almazdım. Bu kadar net konuşuyorum. Biz Ailton gibi delilere 5 milyon Avro verdik. Adam idmanı at ile basıyor. Bu adama verdiğimiz paraya bakın! Sonra da 150 bin Avro'ya sattık! Böyle bir şey var mı Allah için.

En son olarak Beşiktaş'ın transfer politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konu benim içimi acıtan bir konu. Bir çok isim var ama ben bir kaçından bahsetmek istiyorum. Mesela 'Zafer Yelen'i alın' dedim. Almadılar. 'Giray'ı ve Egemen'i alın' dedim almadılar. Bonservisleri ellerinde. Bedava! Onlar gittiler Zapo ve Sivok'u aldılar. Durum ortada. 20 milyon Avro uçup gitti. Çanakkale'den Selçuk'u al. Taş gibi çocuk. Ama nerde yapılan transferler ortada. İsmail'e o para verilir mi! Beşiktaş'ta bir araştırma grubu yok. Sezer'i ilk keşfeden benim. Tolunay 17 Yaş Milli Takımı'nın başındaydı. Milli takıma çağırılmasını sağladım. Sonra da davet üzerine Beşiktaş Paf takımı ile Ümraniye'de bir maç ayarladım. Bizzat Demirören'e izlettirdim. Ben hiçbir şey söylemeden "Bu 8 numara nasıl bir çocuk" dedi. Ama ne oldu? Hiçbir şey! Şimdi Manisa'nın kaptanı en fazla bir sene daha Manisa'da oynar. Nuri Şahin'i 20 bin Avro'ya bu takıma getirdim. Almadılar. İşte Beşiktaş'ta yapılan transfer politikaları gayet açık!

Sizinle sohbet etmek gerçekten çok keyifliydi. Ekibim adına bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür ederim...

Röportaj: Serkan Üstüner
Etikete gerek yok, eskiler tanir bizi