Ana Menü

Çanakkale Gecilmez

Başlatan Cem Goren, Mart 14, 2009, 11:14:10

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Cem Goren

Bir Destandır ÇANAKKALE

   
Mehmet Âkif Ersoy - Çanakkale Şehitlerine[/t]
   
[/t][/t]
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
  Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.
Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
[/t]
altın kapılarımız kan oldu tayfun

+18 !

dünyanın en büyük gücünün haLk gücü oLduğunu kanıtLayan çok büyük bir destandır ÇanakkaLe..

orda şehit oLan herkese aLLah rahmet eyLesin..

ilhan mansız_melis

Çanakkale geçilmez lafı sözlerde kaldı artık bi görseniz şehitlikleri anıtları neyse Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin unutulmadı onlar unutturulmayacaklar da!
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.

Alp Erdem

orada şehit olan atalarımız şimdi bizim bu devlete nasıl sahip çıktığımızı görseler

onlar bize böyle bir vatan bıraktılar biz ise bu vatana sahip çıkmıyoruz

keskinli

nur icinde yatsinlar
canakkale sehitlerini saygiyla aniyoruz
Ölürüm Beşiktaşım,ZehirimSensin
Evvelim Sen Oldun,Ahirim Sensin

eyup1903

nur içinde yatın sizi unutmicaz

sercAn1903

bizin için canlarını ortaya koydular.biz ise ...
onlar en güzel yere gidicekler.nur içinde yatın
...
Aşk'ımız Renklere Kişilere Değil !

Aşığım Siyah'ına Beyaz'ına kutsal Arma'na senin sevgin bir başka !

Guti ORÇ.

Dünya tarihine örnek olmuş bir savaştır.Ayrıca esir alınan askere yapılan misafirperverlik ile Türk misafirperverliğini en iyi anlatan olaylardan biridir.Tüm şehitlerimizin Ruhu Şad olsun!!

KeePSaKe

Tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin nur içinde yatsınlar.
Since 1903

BJK_Kübra

Şehitlerimizi andık..

Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümü dolayısıyla yurdun çeşitli yerlerinde törenler düzenlendi. Vatandaşlar, şehit anneleri babaları yakınları yurdun dört bir yanındaki şehitliklere akın etti, gözyaşı döktü.

 











http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=21214&rid=2

Iğdır'da Zübeyde Hanım Bulvarı'ndaki Atatürk Anıtı önünde Şehit Mehmet Çavuş Anıtı'na çelenk konulmasıyla başlayan tören, saygı atışıyla devam etti.

Tören, Iğdır Valisi Saffet Karahisarlı, Garnizon Komutanı Muharebe Kurmay Albay Ahmet Can Çevik, Belediye Başkanı Nurettin Aras ve şehit yakınlarının, Şehit Türkler Anıt ve Müzesine karanfil bırakmasının ardından Kültür Sarayı Konferans Salonu'nda devam etti.

5. Hudut Alay Komutanlığı'nda Piyade Binbaşı Tacettin Tınaz, törende, Çanakkale Savaşı'nın Türk ve dünya tarihinde ender rastlanan bir savaş olduğunu söyledi.

Türk askerinin, devrin en güçlü donanmasını ve ordularını, her türlü imkansızlığa rağmen canını vererek mağlup ettiğini ve Çanakkale'nin geçilemeyeceğini tüm dünyaya haykırdığını vurgulayan Binbaşı Tınaz, "Çanakkale milli mücadelenin başlangıcı için ilk kıvılcımın çakıldığı, direnişin başladığı, düşmana ilk kez 'dur' denilebildiği yer olması açısından önemlidir" dedi.

Törende, daha sonra lise öğrencileri tarafından Çanakkale Destanı'nın anlatıldığı oratoryo sahnelendi.

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün organize ettiği Zafer Kupası Halı Saha futbol Turnuvası'nda dereceğe giren takımlara kupalarının da verildiği tören, Kültür Sarayı Salonu'nda 81 ildeki şehitliklerin fotoğraflarından oluşan serginin açılışıyla sona erdi.

ARDAHAN

Ardahan Şehitliği'nde saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törene, Ardahan Valisi Selim Cebiroğlu, 25. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cengiz Demirci, Belediye Başkanı Mikail Kayatürk, Cumhuriyet Başsavcısı Cemil Akdeniz, Ak Parti Ardahan Milletvekili Saffet Kaya, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı.

25. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan İstihbaratçı Yüzbaşı Mehmet Özkan, törende, Çanakkale Zaferi'nin Türk tarihinin dönüm noktası olduğunu söyledi.

Tören, daha sonra Halil Efendi Mahallesi'ndeki 1915'te 300 masum Türk'ün Rus ve Ermeni çetelerince yakılarak katledildiği Yanık Cami bölgesindeki Yanık Cami maketinin ziyaret edilmesiyle sona erdi.

Ardahan'ın Çıldır ilçesinde de Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümü dolayısıyla Atatürk anıtı önünde tören düzenlendi.

TUNCELİ

Tunceli'de, Hükümet Konağı yanındaki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen tören, anıta çelenklerin konulmasıyla başladı.

İl Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda devam eden törene, Vali Mustafa Yaman, Jandarma Bölge Komutan Tümgeneral Mehmet Çörten, Tunceli Üniversitesi Rektörü Durmuş Boztuğ, İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Kıdemli Albay Zafer Önder, daire müdürleri ve öğrenciler katıldı.

Jandarma Kurmay Yüzbaşı Atilla Tamer, törende yaptığı konuşmada, Türk askerinin ve ulusunun Çanakkale'de destan yazdığını ve kazanılan başarının tüm dünyada bağımsızlık mücadelesi veren uluslara örnek olduğunu ifade etti.

Öğrencilerin de günün anlam ve önemine ilişkin şiirler okuduğu törende, daha sonra "Çanakkale Destanı" oratoryosu sahnelendi.

Tören, Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı Bando Takımı'nın müzik dinletisiyle sona erdi.

SİNOP

Sinop'ta, Deniz Şehitliği'nde düzenlenen tören, çelenk konulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Şehitlik defterini imzalayan Vali M.Hakan Güvençer, deftere şunları yazdı:

"Vatan toprağına karışan ve her biri aziz şehitlerimiz. Göğüslerinizin zafer coşkusu ile gururla kabardığı yeni bir 18 Mart gününde minnet ve şükran duygularımızla yüksek huzurlarınızdayız. Daima yanı başımızda hissettiğimiz manevi ve dipdiri mevcudiyetiniz büyük Türk devletini daha aydın istikballere taşıma azim ve davamızdan bize hiçbir hesaba sığmaz kuvvet vermektedir. Ruhlarınız şad olsun. Vatan ve yüce Türk Milleti emin ellerdedir."

Sinop Atatürk Lisesi Tarih Öğretmeni Ümit Dilşad Şahin'in, günün önemiyle ilgili anlatımda bulunmasının ardından öğrenciler şiir okudu.

Daha sonra Şehir Mezarlığı'ndaki şehitlik ziyaret edilerek, müftülük görevlileri tarafından dua okundu, şehit mezarlarına karanfil bırakıldı.

İl Müftülüğünce de Seyyid Bilal Cami'nde şehitler anısına mevlit okutulacak.

BİTLİS

Bitlis'teki tören şehitliğe çelenklerin sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Törene katılanlar tarafından şehitliğe karanfil bırakıldı. Şehitlikteki programın ardından Bitlis Kültür Merkezi'ne geçildi.

Törene katılan Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, "Bugün vatan toprakları üzerinde rahat ve huzurlu yaşıyor ve geleceğe ümitle bakıyorsak, bu aziz şehitlerimizin sayesindedir" dedi.

Türk ordusunun her zaman kendisinden kat kat daha büyük ordulara karşı zaferler kazandığını vurgulayan Yılmaz, "Çanakkale Zaferini konuşurken bazı şeylere dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü şanlı tarihi kahramanlıklarla dolu Türk milleti en ağır savaşı Çanakkale de yaşamıştır" diye konuştu.

Çanakkale Savaşı'nda Türk ordusun başında Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün bulunduğunu kaydeden Yılmaz, Türk ordusunun Atatürk'ün verdiği "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" talimatını en iyi şekilde yerine getirdiğini söyledi.

Programda şiir ve kompozisyon dallarında dereceye girenlere ödüller verildi ve Hikmet Kiler Fen Lisesi öğrencilerince oratoryo gösterisi sunuldu.
Program, Atatürk ve Çanakkale Zaferi ve Çanakkale Şehitleri konulu sinevizyon gösterisiyle son buldu.

YARBAY VE EŞİ GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
ÇORUM'da, ilköğretim okulu ve lise öğrencilerinin 18 Mart Çanakkale Şehitleri'ni Anma Günü nedeniyle sahneledikleri oratoryoyu izleyen Çorum Askerlik Dairesi'nde görevli Yarbay Kazım İmamoğlu ve eşi Demet İmamoğlu göz yaşlarına hakim olamadı.
18 Mart Şehitleri Anma Günü nedeniyle Çorum Şehitliği'nde tören düzenlendi. Törene Çorum Valisi Mustafa Toprak, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Eyüp Bölük, Belediye Başkanı Turan Atlamaz, Malul ve Muharip Gaziler Derneği Başkanı Osman Özsoy ile çok sayıda protokol mensubu ve askeri erkan katıldı. Şehitlik Anıtı'na çelenk konulmasının ardından yapılan dualar sırasında hüzünlü anlar yaşandı. Geçen yıl haziran ayında Hakkari Çukurca'ya giderken askerleri taşıyan minibüsün devrilmesi sonucunda şehit olan Şehit Başçavuş İhsan Kaya'nın oğlu altı yaşındaki İlter Kaan Kaya, törene dedesi Eşref Kaya ile birlikte geldi. Babasının mezarı başında dua eden protokol mensuplarını elleri ceplerinde izleyen İlter Kaan, tören sonunda Vali Mustafa Toprak'ın şehitlik anıtına diktiği çam fidanını suladı.

BİRLİKTE AĞLADILAR
Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu ile Fatih Lisesi öğrencileri, Devlet Tiyatro Salonu'nda 'Çanakkale Geçilmez' adlı oratoryoyu sahneledi. Oratoryoyu Çorum Askerlik Dairesi'nde görevli Yarbay Kazım İmamoğlu ile eşi Demet İmamoğlu göz yaşlarına hakim olamadı. Öğrencilerin gösterisinden etkilenen Yarbay İmamoğlu ve eşinin gözyaşları, onları görenleri de duygulandırdı.

Elbet Bir Gün Toprak Olup Gideceğiz, BEŞİKTAŞLI Doğduk BEŞİKTAŞLI Öleceğiz...
                 
      www.bbskd.org

BJK_Kübra

Çanakkale Zaferi'nin 94. yıl dönümü törenlerle kutlanırken 253 bin Mehmetçiğin şehit düştüğü savaş, hafızalarda canlılığını koruyor.

Çanakkale Savaşları'nın bir bölümü olan 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen dünyanın en güçlü donanmasını püskürterek çok önemli bir deniz zaferi kazanan Türk ordusu, bundan sonra cephe savaşlarının geçeceği kara çıkarmalarına karşı amansız ve çok kanlı bir savunma yaptı.

Denizden Türk ordusunu yenemeyeceğini anlayan Avustralya ve Yeni Zelandalılar'dan oluşan Anzak ordusu, 25 Nisan-6 Ağustosta Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak savaşın en kanlı bölümünü başlatıyordu. Dünyanın en dar savaş bölgesinde göğüs göğüse kanlı çarpışmalar bu dönemde gerçekleşti. Bu savaş 500 bin kişinin hayatına mal oldu. 253 bin şehit vererek yurdunu savunan Türk insanının yazdığı bu şanlı tarih, dünyanın mazlum ülkelerine de özgürlük için örnek oluşturdu.

1. DÜNYA SAVAŞI'NIN EN KANLI BÖLÜMÜ

1914 yılının Temmuz ayında başlayan, 1918 yılının Ekim ayında sona eren 1. Dünya Savaşı'nın en kanlı sayfalarının yazıldığı Çanakkale Savaşları, 8 ay 14 gün sürdü.

Bir İngiliz kruvazöründen atılan mermi, Seddülbahir cephaneliğine isabet ederek, tonlarca barut ve mermiyi havaya uçurdu. Türk milleti savaşın başlamasına neden olan bu mermiyle ilk şehitlerini 3 Kasım 1914 gününün sabahında verdi. Seddülbahir cephaneliğini korumakla görevli 5 subay ve 81 erimiz şehit oldu. Düşman saldırısı ve verilen şehitler, yurdun dört bir yanından vatanı korumak için Çanakkale'ye gelen Mehmetçik için adeta şahlanış etkisi yapmıştı. Anadolu'nun bağrından kopup gelen ancak elinde yeterli cephanesi bulunmayan kahraman Mehmetçik, gözlerini kırpmadan güçlü düşman donanmalarından atılan mermilere göğüslerini siper ederek vatan için ölüme gitmekten korkmadı.

İtilaf devletlerine göre, Çanakkale mutlaka geçilmeliydi. Düşman donanmasından atılan mermiler bu kez Seddülbahir ve Kumkale bataryalarının susmasına neden oldu. Bu saldırılar karşısında yılmayan ve ölümü Allah'a kavuşmak olarak gören Mehmetçik, susturulamıyordu. Seddülbahir bataryasından sağ kurtulmuş, bacağından yara almış Balıkesirli Mehmet Çavuş, kırık tüfeğini sallayarak Seddülbahir tepelerinden düşmana şöyle haykırıyordu: "Bre gafiller, dünyanın bir ötesinden neye geldiniz? Sizi çağıran mı oldu? Biz ölmeden bu topraklara adım atamayacağınızı bilmiyor musunuz?" Mehmet Çavuş, bu haykırışıyla Türk milletinin duygularına tercüman oluyordu. Mehmet Çavuş'un haykırışı kehanet oluyor, uzun ve kanlı savaş iki taraftan 500 bin insanın hayatına mal oluyordu. Düşman, geldiği gibi gitmek zorunda kalıyordu.

CEPHEDE SAVAŞAN GAZİLER, SAVAŞI ANLATIYOR

Bugün hayatta olmayan Çanakkale Savaşı gazileri, son günlerinde savaşı anlatmıştı.
Ezine ilçesine bağlı Geyikli beldesinden Halil Helvacı: "27. alayda Arıburnu cephesinde 9 ay çarpıştım. Bir defasında 3 gün hiç durmadan süngü harbi yaptık. Koskoca alaydan 7 kişi kalmıştık. Sonra bize 10 er daha verdiler. Beni de çavuş yaptılar. Bir gün düşmana Arıburnu'ndaki mevziden ateş ediyoruz. Tetiği çekiyorum tüfek patlamıyor. Yanımdaki arkadaşa 'Tüfek bozuldu galiba' dedim. Arkadaş kontrol ettikten sonra yüzüme acı acı baktı ve 'Senin tüfekte bir şey yok, tetiği çeken parmağın kopmuş be adam' deyince acısını o an duydum."

Çan ilçesi Halilağa köyünden Mustafa Aksoy: "Seddülbahir'de başımızdaki komutan Yüzbaşı Şerafettin Bey, besmele çekip 'Hadi aslanlarım, ananız sizi bugünler için doğurdu. Ben sizin önünüzden, siz arkamdan gelin, sakın korkup geri çekileyim demeyin, düşmana aman vermeyelim' dedi. Düşman çok kalabalık geliyor. Zığındere tarafından çevirme yapmış, taktik icabı geri çekildik. O sırada dizlerimin altından vurulmuşum. Yanımda arkadaşlarım şehit olmuşlardı. Kanlı derenin içi yaralı dolu, katırlar ve atları da dereye indirmişler, onlar bile titriyor. Sıhhiye yok, yaralarım kendiliğinden soğudu. Destek ekip ile yeniden cepheye gittik."

Yenice'nin Akçakoyun Köyü'nden Mehmet Oral: "Arabistan Savaşı'ndan köye geldiğimin 12. günü Çanakkale cephesine gittim. Anafartalar'da sıhhiye bölüğü eri olarak sargı mahallindeydim. Büyük Komutan Mustafa Kemal'in çadırı da bizim sargı yerindeydi. Mustafa Kemal, Fırka komutanına şöyle sordu: 'Biz mi onlardan toprak istiyoruz, yoksa onlar mı bizden?' Fırka komutanı 'Onlar bizden toprak istiyorlar' dedi. Mustafa Kemal de 'Öyleyse neden biz hücum edip de askeri kırdırıyoruz? Onlar bize hücum etsin, biz onları kıralım, biz kırılmayalım' dedi."

Biga ilçesine bağlı Karabiga beldesinden Recep Tural: "Çanakkale cephesinde 27. alay 2. tabur 4. bataryada görevliydim. Mustafa Kemal, bizim hemen solumuzda, Conkbayırı'nda karargahını kurmuştu. Ben görmedim ama çok cesur olduğunu söylerlerdi. Gavur ateş ederken mızıkasını çalar, hiç kesmezmiş."

Bayramiç'in Aşağışevik Köyü'nden Mustafa Konar: "Kocadere'de ve Arıburnu sırtlarında düşmanla göğüs göğüse çarpıştık. Sabahlara kadar ateş kesilmezdi. İstihkamların arası insan cesediyle doluydu. Arpa demeti gibi yayılıp kalıyorlardı. Ne kadar düşman öldürdüğümüzü hatırlamıyorum. O soruyu tüfeklere sormalı."

Biga'nın Gündoğdu Köyü'nden Ali Demirel: "Arıburnu'nda düşman mevzileri çok yakındı. Savaşırken mermi yağdırır bomba atarlardı. Dinlenme zamanında soğan, sigara atarlardı. Düşman mevzilerine yaptığımız bir süngü hücumunda aynalı tüfek ele geçirdim. Marangoz olduğum için baka baka aynısını yaptım. Her mangaya bir aynalı tüfek dağıttım. Tüfeğin namlusuna önlü arkalı ayna koydum. Siperden kafamızı çıkarmadan aynaya bakarak düşmanı görür, hareketlerini izlerdik."
Elbet Bir Gün Toprak Olup Gideceğiz, BEŞİKTAŞLI Doğduk BEŞİKTAŞLI Öleceğiz...
                 
      www.bbskd.org

delgado1008

Topla tüfekle geçemediler evet çanakkaleyi ama ayaklarımıza conversi başımıza nike ı koyup sabah başlayan gece devam eden  programlarıyla çanakkaleyi çoktan geçtiler Kahramanlarımız Bağımzsız Türkiye için öldüler ben kendi adıma soruyorum ne için öleceğim... Başta Önderimiz olmak üzere hepsinin mekanı cennet olsun
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk Halkı'na Türk Milleti denir...

carsi52

Yazmakta geç kaldım.
Ne desem azdır bu konuda..

Ölen şehitlerimizin ruhu şad mekanı cennet olsun.
Bölünür senin için uykular!

Guti ORÇ.