Ana Menü

Buz gibi eriyen hoca 'Mustafa Denizli!'

Başlatan eyup1903, Şubat 20, 2009, 15:25:19

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

eyup1903

 
Ülkenin en aklı başında hocası gibi gördüğümüz Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'a vaat ettiklerini ve yapamadıklarını sorgulamaktan çoktan vazgeçtik; yeter ki geçmişte kazandıklarını ihtiraslı kumarbazlar gibi sayılı günler içinde tüketmesin, razıyız. Bunun ise tek yolu var; ağzını açmaması![/t]
  Samimiyetle ifade ediyoruz konuştuğu vakit ne söylediğini anlayamıyoruz; bir şeyler tabii ki mırıldanıyor lakin o kadar konuşup da kaydadeğer bir şey söylememeyi nasıl başarıyor, hayret kere hayret! İki ay önce 'Oyuncularımın performansından çok memnunum, bugün her şeyi yaptık ama gol atamadık. Rakip bizden daha fazla istedi. Bazı futbolcularım isteneni veremedi, rakibe pozisyon vermeden maçı kaybettik. Bu mağlubiyet bize bir şey kaybettirmedi!' diye konuşarak tarih yazan Denizli, görünen o ki kariyerini zedelemeye kararlı!  Sezona verilen aranın ardından Kratochvil'in kendi kalesine attığı golle zar-zor 3 puan alarak başlayan Beşiktaş'ta, Mustafa Denizli'nin zırvalama özgürlüğünü sonuna kadar kullanması da dahil değişen şey yok gibi. Oyuncusunun aldığı kırmızı kartı 'Benim futbolcularım da insan, onlar seyretmiyor mu diğer maçlarda verilen kararları!' diye, Serdar ile Tello'yu ters kanatlarda oynatma nedenini 'Şimdi bunları açıklamak saatler sürer, hem sonra ikinci yarı değiştirdim!' sözleriyle izaha çalışan birisinin; 'Ben hakemler hakkında konuşmam ama oyuncumun tepkisi bu akşam çalınan düdüklere değil!' deyişinin nedenleri hakkında sakın ola ki yorum yapmaya kalkışmayın. O sözler eline kâğıt-kalem aldığı zamanlarda Beşiktaş'ı süper kadro diye niteleyen, şimdilerdeyse kulübün imkanları elverse sürüyle adam transfer etmeyi düşünen bir hocanın bozulan kimyasının ürettiği lafazanlar topluluğudur! O kelimelerde mana aranmaz, hatta yorum dahi yapılmaz! Dikkat edin Delgado'nun eksikliğine vurgu yapmasının ardından gelen 'Onu aradınız mı?' kontra sorusuna kabadayılığa leke sürmemek adına verdiği 'Arkadaşları ona alışmıştı!' absürdlüğüne değinmiyoruz bile; çünkü o kategori dışı!  Bu ülke insanlarına ne olduğunu anlamakta inanın zorlanıyoruz; tiyatrocusundan futbolcusuna, üniformalısından siviline varıncaya dek herkes bildiği-bilmediği her şeye konuşuyor, fikir yürütüyor, başkalarının zekasıyla inceden dalga geçiyor. Ümit Karan diyor ki 'Ben küfür etmedim!, Zapo da kuvvetle muhtemeldir ki hakeme 'Sayın hocam sarı kartı hak edecek ne yaptım ki?' demiştir ama kötü niyetli hakem o nazik soruyu hakaret diye algılamıştır!  G.Saray puan kaybediyor, anında internet sayfalarında Aziz Yıldırım hakkında iltifatlar döşeniyor! Fener puan kaybediyor Adnan Polat'ın ailesi saygı ve sevgiyle yâd ediliyor! Niye; çünkü taraftar inanıyor ki takımlarının kaybettiği puanlarda ezeli rakiplerin dahli var; bu işlerin artık pek kolay olmadığı nedense unutuluyor ve en kolay yol olan 'birilerini suçlamak' kolaycılığına müracat ediliyor.  Askerde patates soyan insanın 35 sene bekledikten sonra bir gün ansızın kendisini 'Terminatör' ilan ettiği, İsviçre maçının ardından çıkan olaylarda en ufak bir suçu olmadığı halde nam olsun diye 'Ben de tekme attım!' deyip UEFA'dan ceza alan futbolcunun yaşadığı başka bir belde sanmıyoruz ki olsun!  Sezon sonunda kim şampiyon olur bilinmez; ancak Beşiktaş lig ya da Federasyon Kupası'nın kulplarından birisine yapışamazsa Mustafa Denizli ismi yeşil sahalar yerine politik arenada duyulmaya başlayabilir. Malumunuz üzere politikada anlaşılmaz olmak genellikle avantaj sağlıyor da!
[/t]

ilhan mansız_melis

Ne erimesi Allah aşkına ya hocam bizi bi şampiyon yap da seni eleştirenler kessinler artık seslerini
28 Mayıs 1994 tarihinde "Kızlar futboldan anlamaz" sözüne tepki olarak doğdum.