Ana Menü

İbrahim Kaş ve Modric [Uğur Meleke]

Başlatan carlito1903, Nisan 30, 2008, 00:48:59

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

carlito1903

Geçtiğimiz Salı günü Hürriyet Spor'da yayınlanan, Adil Demirçubuk'un Celal Kolot'la yaptığı güzel röportajı umarım okuma şansı bulmuşsunuzdur... Ben kaçırmışım, Cem Dizdar'ın yazısında gördükten sonra dergiyi bulup söyleşiye bir göz attım ve Türkiye'deki yönetici profiliyle ilgili verdiği somut doneleri buraya taşımaya karar verdim:

- Gülnaz Hanım dirsek yediğini söylerken doğru söylüyor da dirsek atanın ismini neden açıklamıyor? Ben açıklayayım, dirseği atan Kenan Öner'dir. Öner, fotoğrafa çıkmak için herkese dirsek atar. Peki Gülnaz Arsel neden dirsek yedi? Sen 18 erkeğin arasına gelmişsin, her şeyi göze alman lazım.
(Not 1: Bir yönetimde cinsel olarak azınlıktaysan dirseği yersin! Bak, İspanya kabinesinde kadınlar çoğunlukta, orada da dirsekleri erkekler yiyor!)
- Benim baskım olmasaydı, Tigana, Antalyaspor maçına kalede Bobo ile çıkacaktı. Allah'tan ben bastırdım da kalede Murat Şahin oynadı!
(Yorumsuz...)
- Tigana, bütün başarıyı üstlenmek istedi. Sakarya deplasmanı öncesinde Ali Gültiken'le haber göndermiş, "Celal Kolot soyunma odasına girmesin" diye... Sen kimsin ki, bu kulübün maaşlı antrenörüsün, asbaşkana böyle bir şey nasıl söylersin!
(Not 2: Demek ki başarının paylaşımı, soyunma odasına giren kişi sayısıyla orantılı... Ayrıca maaşlı hoca kim ki soyunma odasına girecek taktik filan verecek, asbaşkan varken!)
- Del Bosque, sözleşmesi feshedildikten sonra çocuğunun okul durumu nedeniyle 3 ay İstanbul'da kaldı. Del Bosque 2 milyon euroya razıydı, ama 3 ay boyunca Beşiktaş yönetiminden bir kişi onunla görüşmedi.
(Not 3: İyi de, maaşlı antrenör kim ki, yönetici onunla muhatap olsun!)
- Ben teknik direktörlük için Sven Goran Eriksson ve Marcello Lippi'yi düşünüyordum. Onlar Ertuğrul Sağlam'ı getirdiler.
(Not 4: Maaşlı antrenör dediğin nedir ki, Eriksson'la Lippi kim ki, parayı verirsin koşa koşa gelirler zaten!)


Artık içinde Kolot'un olmadığı mevcut yönetimin de hâlihazırda transfer çalışmaları var mâlum... Bütün gazeteler yazdı, Dinamo Zagreb'li Luka Modric, ilk hedeflerinden biriydi Beşiktaş'ın... Mâlum devre arasında Antalya'da kamp yapan D.Zagreb takımından seçmece transfer yöntemiyle, Drpic görünümlü Gordon gelmişti, herhalde aynı metotla Modric'i de getirmeye niyetlilerdi. Yazık ki, Luka Modric, hafta içinde Tottenham'ı tercih etti, yaklaşık 31 milyon euroluk bonservis bedeli karşılığında...
Modric, 1985 doğumlu Hırvat milli bir oyun kurucu... Slaven Bilic'in Euro 2008'de en güvendiği isimlerden... Sezon başından beri Chelsea, Inter, M.City gibi devlerin de listesindeydi. Sanırız Beşiktaş'ın Modric'e verecek 30 milyon eurosu vardı ki, devlerle baş etmeye karar vermişlerdi. Bu arada küçük bir not, Beşiktaş'a transfer olması durumunda, Delgado'nun veya Tello'nun pozisyonunu tehdit edecekti...
Beşiktaş'ın Modric'le ilgilendiği haberlerinin çıktığı günlerde, bir de sütun haber yer buldu bu transfer iddialarının yanında... 1986 doğumlu defans oyuncusu İbrahim Kaş, sadece küçük bir yetiştirme bedeli karşılığında Getafe ile anlaşmıştı. İlerleyen günlerde Beşiktaş yöneticilerinin bu transfere tepkisi de, "İbrahim'e küsmek" çerçevesinde oldu. Bu küsülen oyuncu, sadece 21 yaşındaydı ve Türkiye A Milli Takımı'nın tarihinin en önemli maçlarının birinde, Kasım 2007'de Norveç'te ilk 11'deki tek Beşiktaşlıydı.


Şimdi şöyle bir soru geliyor akla... Bütçesinin 8 milyon eurosunu Del Bosque tazminatına ayırmış, kendi kendine kulübü 40 milyon borçlandırmış Beşiktaş yönetiminin esas meselesi 30 milyonluk Modric'i getirmek mi, yoksa aynı yaştaki 30 kuruşluk İbrahim Kaş'ı tutmak mı?
Tabii bir de, savunmaya yeni bir İbrahim Kaş bulmanın bedeli ne olacaktır Beşiktaş'a? Ve bu yeni savunmacıya verilecek para da, başkanın borç hanesine mi yazılacaktır?
Bu soruların cevaplarını yıllar sonra, bir başka dergi röportajında bulmak umuduyla...


Uğur Meleke

onaT

modrici cidden almayı düşündülerse harbiden zekiler=)

Anarchy*