Ana Menü

Kara sevdam

Başlatan Bircan*, Mart 25, 2008, 11:14:21

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Bircan*

Arkadaşlar bu yazı forzadan Ömür Abimize ait. "Sen de sürekli alıntı yapıyorsun yaaa!" diyebilirsiniz ama böyle yazılardaki duyguları sizlerle paylaşmak, umut aşılamak beni mutlu ediyor.. Lütfen uzunluguna bakmayın, tamamını okuyun ;)

Seni sevmek seni görmekle başladı gazete küpürlerinde . Bir onu yeniyordun bir bunu yeniyordun. Ara sıra kudurup gol rekorlarını egale ediyordun. Öyle güzel görünüyordun ki seni sevmek gazete küpürlerinde başladı.

Yıllar geçti ben büyüdüm, sen hala aynı çocukluğumdaki gibiydin. Fakat bu sefer hüzünlerine daldım o kara sevdanın. Senin için pankartlar hazırlar, besteler yapar oldum. Her ağzımı açışımda senin uğruna geldik bu şerefsiz dünyaya diyesim geliyordu ve hatta tüm bestelerin başlangıç sözü bu olmalıydı bana göre . Kapitalizm, komünizm, anarşizm, faşizm hatta sosyalizm bile umurum da değil artık, fetişizmin içinde yarattım ben seni. Her bir yanın ayrı  güzel. Hüznün ayrı, sevincin ayrı. İki renginden her birinde binlerce minik güzellik. Beyazına gömülüp gülüşler içerisinde yaşatıyorsun bir gün, öbür gün geri gelip siyahına boğuyorsun beni. Alıp alıp götürüyorsun başka diyarlara, hani Teoman da demiş ya şarkısında  "ya da boş bir yüzme havuzu son baharda" işte sen beni alıp bırakıyorsun o havuzun tam ortasına, balıklama, çırılçıplak tüm hüznünle beraber, çakılıyorum en derinliğine bu kara sevdanın sayende. Hoş.Ben onu da seviyorum, hatta sana itiraf bile edebilirim; ben senin siyahını beyazından daha çok seviyorum. Bir gün geldiğinde ölümüm, senin yüzünden olsun istiyorum sen sebep ol tüm verdiklerimi geride bırakmama, fermanımı el yazınla sen yaz lütfen. Öylesine aklını başından alıyorsun ki insanın, akıllı mantıklı insanın isyan edip bırakıp gideceği yerde daha da kendine bağlıyorsun. Kucağıma yatmış kendini sevdirmeye çalışan fakat en sevdiğim bardağımı yanlışlıkla kırmış kedimden daha sevimlisin inan ve daha masum. Hiç bir şeyi bu masumluğunla örtemezsin biliyorsun değil mi? Sevdana doğmuş bir nesil senin gülmeni bekliyor. Gelenekten geleceğe nöbetleşe bir yarıştır seni yaşamak. Dedelerden alıp yeni doğanlara aşılamak. Serencebey'de Osman Paşa'nın konağının bahçesinde çakılan kibritin kokusunu ve yaktığı ateşi tribünlerde ejderhalar gibi gırtlaktan harlamak olsa gerek tarihin sayfalarında dans etmek. II.Abdülhamit'e kafa atıp hınzır çocuklar gibi kaçarken Şehzade Abdulhalim'in desteğini alan dinozorlarımızın bedeni toprak olsa da nesli hala bu çarpan yüreklerde sürmektedir. İlk görüşte vurulduğumuz o iki renge vurulmamızın yegane sebebidir siyah beyaz fotoğraflarda gördüğümüz dedelerimizin yüzlerindeki efendilik gözlerindeki inanç.

Ne kadar inkar etsen de, göstermesen de sen de beni çok seviyorsun biliyorum. Yok sen beni sevme istemiyorum.Yalnız kaldığımda hüznümü görme, istemiyorum. Ben genelde yalnız ağlarım senin için. Favori mekanımdır ıssız parklar ve soğuk havalarda o sararmış yastıklar. Gözyaşı dökmenin "kadınlık" olarak gösterildiği bir toplumda yaşadığımdan mıdır nedir kimse görmez nasıl "kadınsallaştığımı" senin uğruna. Öyle böyle değil ha, hıçkıra hıçkıra geliyor bazen azmış sinüzitlerden daha beter tıkıyor burnumu. Sen her bizi dudağı bükük gönderdiğinde biz bu çok erkekleşmiş toplumda yalnız başımıza kadınsallaşıyoruz, ağlamanın kadınlara özgü olduğu patentini ortadan kaldıraraktan. Bunu sende biliyorsun ve dediğim gibi sen de bizi çok seviyorsun.


Sen başrol oyunculuğunu tercih ettin her zaman ,  ben figüranlığı severim genelde. Figüransız yapamazdın, bana muhtaçtın. Yoksa kim dayak yiyecekti ki tekme tokat senden ve sen kahraman olacaktın? bana borçlusun sevdiğim ve attığın tokatın acısı hala sızlıyor göğüs kafesimde, tam olarak yer belirtmek gerekirse, sol tarafıma denk geliyor. Can tarafıma yani.


Cam tarafına oturma kaygısı yoktur hiçbir zaman seni yalnız bırakmamak adına binilen otobüslerde. Soğuktan buz bile tutuyor ki o camlar, hele o gidilen yollar cana kastı olan cinsten, baksan kendini görüyorsun. Kamyoncuların tarifiyle ayna gibi. İşte ayna gibi olamıyoruz biz senle son zamanlarda sen bendeki inancı ve hırsı nedendir bilinmez göremiyorsun. Belki gözlerinin bir muayeneye ihtiyacı vardır diye düşünüyorum , fakat bize bakan yönünü şöyle bir havluyla silsen sorun ortadan kalkacak.

Bu  fetiş sevdanın baş kahramanı, bu yaptığın bu hafta  son olacak biliyorum. Çünkü söz verdim gözlerimle olimpiyat stadında yüzlerce çocuğa. Evet yapacak feneri yenecek dedim tüm kalp ağrılarıma rağmen. Figürandım biliyordum. Çok yorulacağımı da biliyordum. Fakat sapkınlık derecesine geldi artık benim bu umutlarım, kendimden korkar oldum. Her önüme gelene aynı cümleyi yüzlerce kez kurmaktan hiç üşenmedim ve hep kurdum. Dinle bak ne diyordum Ben Beşiktaşlıyım arkadaşım! Dertleriyle sevmenin müptelası sevincinde ufak bir gülüş atıp sigaramı yakıp gönlümü güldürüp yürüyen cinsten yaratılmışım. Acıyı bal eylerim bölüşürüm acısını uzatanla, sevdayı duman eylerin çekerim Beşiktaş'ın cefasını çekebilenle. Umutlar derya denizdir bizde umutsuzluk onun dibinde bir kum tanesi. O soğukta en az 100 çocuk gördüm yaşları 3 ile 6 arasında değişen. Babası soğuktan titreyip Ertuğrul hocaya söverken o annesinin kucağında Betiktatıım oley diye bağırıyor. Çocuklarımız bana yeter, Beşiktaşlı çocuklarımız. Onların gözündeki o parıltıyı umudu görmek , hiçbir şeyden habersiz yenildiğinin farkında olmadan eve giderken bile Betiktatım oley demek. Allahtan tek dileğim içimdeki çocuk hep 5 yaşında kalsın hep öyle yürüyeyim. Bana seni sorana bu seni seviş biçimini en fetişane duygularımla anlatıp durdum. Neyse bir dakika bekle bir sigara alıp geliyorum.

Evet ne diyordum. O çocukları gördükçe sigara üstüne sigara yaktım, yüzlerine gülüp gülüp baktım. Her zaman yaptığım gibi o gülsün diye utanmadan yine dilimi çıkardım palyaço sanıp kendimi. Ama ne yapabilirdim ki senin başrolünü oynadığın bu filmin figüranlarından biriydim ben. Sanat kaygısı güderim soyunmam belki ama senin için her şeyi yaparım. Ama biliyor musun kendime çok kızdım. Sözde çocuklara örnek olmalı ya büyükler o kadar sigara içtim biraz hödüklük yaptım. Zaten minicik ciğerleri, birde onların oksijeninden çarptım. Ama ne yapabilirdim ki, çok üzgün görünüyordun kendimi yakmamak adına bir sigara yaktım.

Saatim yok tam olarak bilemem diyor ya yine Teoman, saatim var,  şu sağ alt köşede de yazıyor tam olarak biliyorum yani. 05:38 diyor. Doğru diyor. Sabah 8 de mesai yapacak 7 de uyanıp hazırlanacak bir insan için kime sorsan bu saatte bu işi yapan adama ne dersin diye.  Manyak der biliyorum. Ama seni manyaklar gibi seviyorum ulan tüm insomniyak gecelerimde.


Evet, ne diyorsun? Cumartesi günü sevdamızın başkentinde fenere koyuyorsun değil mi? Koyarsın koyarsın bize de oda oda trenler tıngır mıngır nasıl ilerler anlatmak kalıyor sanırım...

Pardon bir şey mi dedin canım ?


Bende seni canım, bende seni çok seviyorum kara sevdam, Beşiktaş'ım ...
UNUTMAYIN! ÇELİK GİBİ SABIR ÇİÇEK GİBİ SEVİNÇLERLE YAŞADIK BU ŞAMPİYONLUĞU..!! [ 2008-2009 Süper Lig ve Türkiye Kupası Şampiyonu BEŞİKTAŞ...! ]

carlito1903

Kardeş bu forza dan alıntı yaptığın yazıların hepsi genelde aynı şeyi anlatıyor aslında zaten kimse okumuyor bu uzun yazıları...

Bircan*

kardeş bu duygularımızı tekrar kabartacak, ortaya cıkaracak yazılar bunlar. fazla motıvasyondan zarar gelmez
UNUTMAYIN! ÇELİK GİBİ SABIR ÇİÇEK GİBİ SEVİNÇLERLE YAŞADIK BU ŞAMPİYONLUĞU..!! [ 2008-2009 Süper Lig ve Türkiye Kupası Şampiyonu BEŞİKTAŞ...! ]

carlito1903

Bizim en büyük sorunumuz zaten böyle yazıları okuyup gaza gelmek zira çok çabuk sönüyor bu gaz sadece bilgisayarın başından kalkana kadar sürüyor...

Önemli olan kimse bişey yazmadan kimse bişey demeden kendi kendimize bu duygularımızı yaşamamız hissetmemiz...